0 212 652 15 44
Çalışma Saatlerimiz
Hafta İçi 09.00 - 18.00

Miras Taksim Sözleşmesi Nedir?

(Y14HD-K.2015/11926)

Türk Medeni Kanunu (TMK), mirasçıların kendi aralarında miras taksim sözleşmesi yapmalarına izin vermektedir.

Mirasçılar arasında payların oluşturulması ve fiilen alınması veya aralarında yapacakları paylaşma sözleşmesi mirasçıları bağlar. Paylaşma sözleşmesiyle mirasçılar, tereke mallarının tamamı veya bir kısmı üzerindeki elbirliği mülkiyetinin miras payları oranında paylı mülkiyete dönüştürülmesini de kabul edebilirler.

Paylaşma sözleşmesinin geçerliliği yazılı şekilde yapılmasına bağlıdır (TMK m. 676). Madde hükmünden de açıkça anlaşıldığı üzere elbirliği mülkiyetine konu mallarda ortaklar paylaşma sözleşmesi (miras taksim sözleşmesi) yapmış iseler bu sözleşmeyle elbirliği haline son vermiş olduklarından artık ortaklığın giderilmesi davası açamazlar. Mirasçıların aralarında yapacakları paylaşma sözleşmesi kendilerini bağlar. Paylaşma sözleşmesinin geçerli olabilmesi için paylaşma konusu şeyin murise ait olması gerekir. Paylaşma sözleşmesinin yazılı şekilde yapılmış olması ve bütün mirasçıların katılması zorunludur. Bütün mirasçıların katılmadığı paylaşma sözleşmeleri geçersizdir.

(Y14HD-K.2020/5344)

Taksim sözleşmesinin geçerli olabilmesi için miras bırakanın ölümünden sonra bütün mirasçıların veya temsilcilerinin iradelerinin birleşmesi asıldır. Bir başka ifadeyle, tüm mirasçıların veya temsilcilerinin bir araya gelerek taşınmazları paylaşıp herbirinin kendi payına düşeni aldığı ve diğer mirasçıların paylarına düşenler bakımından da karşılıklı olarak vazgeçtikleri açık ve kesin şekilde belirlenmedikçe taksimin sabit olduğu kabul edilemez. İşte bunun içindir ki, gerek Türk Medeni Kanununun 676/2. maddesi hükmünde ve gerekse 10.12.1952 tarihli ve 2/4 Sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında taksim sözleşmesinin tüm mirasçıların katılımı ve yazılı olması taksimin geçerliliği için yeterli kabul edilmiştir.

Miras Taksim Sözleşmesinin Kapsamı ve Şekli

(Y8HD-K.2021/4895)

4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 676. maddesi (MÜLGA 743 sayılı TKM’nin 611.) uyarınca miras ortaklığına (terekeye) dahil taşınmazlara ilişkin miras taksim sözleşmesinin geçerliliği için tüm mirasçıların katılımı ile adi yazılı şekil yeterlidir. Miras paylaşımı (taksim) ancak taksim sözleşmesinin yapıldığı sırada miras ortaklığına dahil, paylaşılmamış olan miras mallar için söz konusudur. Paylı mülkiyete dönüştürülmüş ya da diğer mirasçıların oluruyla bir veya birkaç mirasçı adına tescil edilen durumlarda miras taksim sözleşmesi yapılması sonuç doğurmaz.

Hemen belirtilmelidir ki, TMK’nin 676. maddesinde öngörülen yazılı şekil, bir ispat koşulu değil, geçerlilik koşuludur. TBK’nin 11/2. maddesine göre kanunun emrettiği şeklin dereceyi şumul ve tesisi hakkında başkaca bir hüküm tayin olunmamış ise, akit bu şekle riayet olunmadıkça sahih olmaz. Şekle aykırılığın müeyyidesi az önce açıklanan yasa maddesinde hüküm altına alındığı üzere kanunun öngördüğü bir şeklin kapsam ve sonuçları hakkında başka bir hüküm konulmamış ise, şekle uyulmadan yapılan sözleşme hükümsüzdür. Hükümsüzlüğe bağlanan sonuç 29.9.1988 tarihli ve 2/2 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararının gerekçesinde belirtildiği gibi; kanun, öngördüğü şekil şartı bir geçerlilik şartı olarak düzenlenmiş bulunmakta ve buna uyulmadan yapılan sözleşmelere geçersizlik müeyyidesini (hukuki sonucunu) bağlamaktadır. Kanunda öngörülen şekil şartı emredici nitelikte olduğundan, hakim şekil noksanlığını her safhada resen gözönüne almak zorundadır. 12.4.1944 tarihli ve 1943/14 Esas, 1944/13 Karar sayılı içtihadı birleştirme kararında da belirtildiği gibi, geçerliliği şekle bağlı sözleşmelerde, kanunun öngördüğü şekle uyulmaması sözleşmeyi hükümsüz kılar ve bu husus itiraz nedeni olduğundan hakim tarafından doğrudan doğruya gözönünde tutulur.

Ancak şekle bağlı bir sözleşmede, şekle aykırı olarak yapılan sözleşme kural olarak geçersiz olmakla birlikte, bu sözleşmeden doğan edimler taraflarca tam olarak ifa edilmiş ise, şekil eksikliği nedeniyle geçersizliği ileri sürmek, hakkın kötüye kullanılmasını oluşturur.

Miras Taksim Sözleşmesinin Uygulanması ve Paylı Mülkiyet

(Y14HD-K.2014/13026)

Paydaşlar miras taksim sözleşmesi yapmış iseler, bu sözleşme ile elbirliği haline son vermiş olduklarından artık ortaklığın giderilmesi davası açamazlar. Ancak, somut olayda taraflar muristen kalan dava konusu taşınmaz için miras taksim sözleşmesi yapmış iseler de, bu taksim sözleşmesi gereği 20.07.2012 tarihinde tapuda tescil işlemi yaptırılarak paylı mülkiyete geçmişlerdir. Bu durumda artık taraflar arasında düzenlenen miras taksim sözleşmesi geçersiz hale gelmiştir.

Miras Taksim Sözleşmesinden Dönüldüğüne İlişkin Karine

(Y8HD-K.2010/4851)

Dava; TMK.nun 676.maddesi uyarınca miras taksim sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir. 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 676. maddesine göre; “Mirasçılar arasında payların oluşturulması ve fiilen alınması veya aralarında yapacakları paylaşma sözleşmesi mirasçıları bağlar. Paylaşma sözleşmesiyle mirasçılar, tereke mallarının tamamı veya bir kısmı üzerindeki elbirliği mülkiyetinin miras payları oranında paylı mülkiyete dönüştürülmesini de kabul edebilirler. Paylaşma sözleşmesinin geçerliliği yazılı şekilde yapılmasına bağlıdır.”

Dava konusu taşınmazlar, 22.03.1991 tarihinde ölen Havva Menekşe ile 14.09.1993 tarihinde ölen … Menekşe adına tapuda kayıtlıyken, bu murislerin ölümünden sonra mirasçı olarak geriye davacılar ile davalının kaldığı, dosya içinde bulunan mirasçılık belgelerinden anlaşılmaktadır. Dava dosyası içinde bulunan 28.05.2008 tarihli yazılı “Miras Taksim Sözleşmesi” Ali ve Havva Menekşe mirasçılarının tamamının katılımıyla düzenlenmiş olup, TMK.nun 676. maddesi uyarınca geçerli bir sözleşmedir.Ancak, tüm mirasçılar tarafından 28.05.2008 tarihinde miras taksim sözleşmesi yapıldıktan sonra, 21.10.2008 tarihinde Tapu Sicil Müdürlüğünde yapılan intikal işlemiyle dava konusu parseller elbirliği mülkiyeti hükümlerine tabi olarak tüm mirasçılar adına tapuya tescil edilmiştir.Miras taksim sözleşmesi yapıldıktan sonra, tapu sicil memuru huzurunda murisleri üzerinde kayıtlı bulunan dava konusu parsellerle ilgili iştirak (elbirliği) mülkiyeti şeklinde intikal işlemi gerçekleştirildiğine göre, miras taksim sözleşmesinden dönüldüğünün ve sözleşmenin bozulduğunun kabulü gerekmektedir.

Tüm Mirasçıların Katılmadığı Miras Taksim Sözleşmesi Geçersizdir

(Y14HD-K.2020/5458)

Mirasçılar arasında payların oluşturulması ve fiilen alınması veya aralarında yapacakları paylaşma sözleşmesi mirasçıları bağlar. Paylaşma sözleşmesiyle mirasçılar, tereke mallarının tamamı veya bir kısmı üzerindeki elbirliği mülkiyetinin miras payları oranında paylı mülkiyete dönüştürülmesini de kabul edebilirler. Paylaşma sözleşmesinin geçerliliği yazılı şekilde yapılmasına bağlıdır. 4721 sayılı TMK’nın 676. madde hükmünden de açıkça anlaşıldığı üzere elbirliği mülkiyetine konu mallarda ortaklar paylaşma sözleşmesi (miras taksim sözleşmesi) yapmış iseler bu sözleşmeyle elbirliği haline son vermiş olduklarından artık ortaklığın giderilmesi davası açamazlar. Mirasçıların aralarında yapacakları paylaşma sözleşmesi kendilerini bağlar. Paylaşma sözleşmesinin geçerli olabilmesi için paylaşma konusu şeyin mirasbırakana ait olması gerekir. Paylaşma sözleşmesinin yazılı şekilde yapılmış olması ve bütün mirasçıların katılması zorunludur. Bütün mirasçıların katılmadığı paylaşma sözleşmeleri geçersizdir.

Somut olayda; 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 676. maddesine göre, paylaşma sözleşmesinin geçerliliği yazılı şekilde yapılmasına ve tüm mirasçıların katılmasına bağlı olup eldeki davanın mirasçıları arasında 04.05.1977 tarihli adi yazılı miras taksim sözleşmesi yapılmış ise de sözleşmede tüm mirasçıların katılımının olmadığı anlaşılmakla geçerli bir miras taksim sözleşmesinden bahsedilemez.

Miras Taksim Sözleşmesi Usule Aykırı Bile Olsa Uygulanmış İse Geçerlidir

(Y8HD-K.2019/7987)

TMK’nin 676. maddesi hükmüne göre; tapulu taşınmazlara ilişkin paylaşma sözleşmesinin geçerliliği tüm mirasçıların katılımı ile yazılı şekilde yapılmasına bağlıdır. Ancak; mirasçılar adına paylı mülkiyet şeklinde tapuya kayıtlı olan taşınmazlara ilişkin taksim sözleşmesinde, paylı mülkiyete geçilmekle taşınmazlar mirasbırakanların terekesinden çıktığından ve elbirliği mülkiyeti hükümlerine tabi olmadığından, payın temliki resmi şekilde yapılması (TMK.m.706, 6098S. TBK.m 237) gerekeceğinden, tüm mirasçıların katılımıyla da yapılsa bu sözleşmeye değer verilemez.

Somut olayda, dava konusu taşınmazın sözleşme tarihinde paylı mülkiyete tabi olduğu açıktır. Ne var ki taksim sözleşmesi ile dava dışı taşınmazlar/bir kısım şirket hisseleri, davalı, davacı ve dava dışı diğer mirasçılar arasında taksim edilip mirasçılar arasında paylaştırıldığı iddia olunmuştur. Bu durumda, söz konusu taksim sözleşmesine konu yapılan dava dışı taşınmazların/hisselerin taksim iradesi doğrultusunda intikalinin sağlanıp sağlanmadığı hususları davanın aydınlatılması noktasında önemlidir. Her ne kadar yukarıda belirtildiği gibi paylı mülkiyette harici taksim geçersiz ise de taksim gereği yapılarak, intikaller gerçekleştirilmiş ise artık taksimin geçersizliğini ileri sürmek Yargıtay ve Daire uygulamamıza göre, TMK’nin 2. maddesi anlamında hakkın kötüye kullanılması olarak kabul edilmektedir. O halde, Mahkemece yapılacak iş, yukarıda yapılan açıklamalar kapsamında, 2000 tarihli taksim sözleşmesinde belirtilen gerek davaya konu gerekse dava dışı taşınmazlara ait tapu kayıtları (ilk tesisinden itibaren, akit tabloları ile birlikte) /şirket hisseleri getirtilerek taksim doğrultusunda mirasçılara intikallerinin yapılıp yapılmadığının ayrıntılı olarak denetlenmesi, ayrıca, dava konusu taksim sözleşmesi hakkında taraflar arasında daha önce açılan bir dava olup-olmadığının tespit edilmesi, tüm bunlar sonucunda, intikallerin taksim doğrultusunda gerçekleşmesi durumunda paylı mülkiyete tabi taşınmazın paylı mülkiyet esasına tabi olduğu ileri sürülerek davanın reddine karar verilmeyip, taksim doğrultusunda karar verilmesi, aksi durumda paylı mülkiyette harici taksim mümkün olmadığı için şimdiki gibi davanın reddine karar verilmesi olmalıdır.

Paylı Mülkiyette Olan Taşınmazlara İlişkin Miras Taksim Sözleşmesi Geçersizdir

(Y8HD-K.2015/22212)

Dava; miras taksim sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir. Davacılar, tarafların ortak miras bırakanlarına ait mirasın, tüm mirasçılar arasında taksim edildiğini iddia ederek tapu iptali ve tescil isteminde bulunmuşlardır. TMK’nun 676.maddesi hükmüne göre; tapulu taşınmazlara ilişkin paylaşma sözleşmesinin geçerliliği tüm mirasçıların katılımı ile yazılı şekilde yapılmasına bağlıdır. Ancak; mirasçılar adına paylı mülkiyet şeklinde tapuya kayıtlı olan taşınmazlara ilişkin taksim sözleşmesinde, paylı mülkiyete geçilmekle taşınmazlar mirasbırakanların terekesinden çıktığından ve elbirliği mülkiyeti hükümlerine tabi olmadığından, payın temliki resmi şekilde yapılması (TMK.m.706, 6098S. TBK.m 237) gerekeceğinden, tüm mirasçıların katılımıyla da yapılsa yazılı sözleşmeye değer verilemez.

Miras Taksim Sözleşmesinin Uygulanmasının Ortaklığın Giderilmesi Davasında Bekletici Mesele Yapılması

(Y14HD-K.2018/1646)

Dava, İİK’nın 121. maddesi gereğince alınan yetki belgesine dayalı olarak açılan ortaklığın giderilmesi isteğine ilişkindir.Borçlunun elbirliği halinde ortak olduğu taşınmazlarda, borçlu ortağın alacaklısı İİK’nın 121. maddesine göre icra mahkemesinden alacağı yetki belgesine dayanılarak borçlunun ortağı olduğu taşınmaz için ortaklığın giderilmesi davası açabilir. İcra mahkemesinden alınan yetkiye dayanarak açılan davalarda kural olarak borçlu ortağın mülkiyet hakkının elbirliği mülkiyetine konu olması gerekir.

Somut olayda; davalı … vekili, temyiz dilekçesiyle mirasçılar arasında ….. 2. Noterliğinde 27.10.2004 tarihli miras taksim sözleşmesi düzenlendiğini bildirmiştir. Miras taksim sözleşmesinin yapılması halinde ortaklığın giderilmesi istenemez. Bahsi geçen sözleşmeye dayalı olarak tarafların birbirlerine tapuda rızai ferağ vermediği ve miras taksim sözleşmesine dayalı tescil davası da açılmadığı ancak, miras taksim sözleşmesine dayanarak davaya itiraz edilmiş olduğu anlaşıldığından, mahkemece davalılara bu sözleşme nedeniyle tescil davası açmak üzere usulüne uygun olarak süre verilmesi, dava açıldığı takdirde bu dava bekletici mesele sayılarak sonucunun beklenmesi, dava açılmaz ise şimdiki gibi ortaklığın giderilmesine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bu nedenle hükmün bozulması gerekmiştir.

Vasiye Miras Taksim Sözleşmesi Yapma İzni Verilmesi Davası

(Y(K)17HD-K.2011/12248)

Dava, vasi tarafından kısıtlı adına miras taksim sözleşmesi ve miras payı devri sözleşmesi yapmaya izin verilmesi istemine ilişkindir. Çardak Sulh Hukuk Mahkemesince, miras sözleşmesi yapmaya izin verme yetkisinin TMK 463/1-5 maddeleri gereğince denetim makamına ait olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir.

Çardak Asliye Hukuk Mahkemesi ise, TMK 463/1-5 maddesine göre miras sözleşmesi yapılmasının vesayet makamının izninden sonra denetim makamının iznine tabi olduğu gerekçesiyle görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur.

Türk Medeni Kanunu 462/9. maddesine göre, mal rejimi sözleşmeleri, mirasın paylaştırılması ve miras payının devri sözleşmeleri yapılması, vesayet makamının iznine tabi kılınmıştır.

Somut olayda; vasinin kısıtlı adına miras sözleşmesi değil, miras taksim sözleşmesi ve miras payı devir sözleşmesi yapma izni istediği, TMK 462/9 maddesine göre, kısıtlı adına miras paylaştırılması ve miras payının devri sözleşmesi yapılmasının, vesayet makamının iznine tabi olduğu anlaşılmış olmakla, uyuşmazlığın vesayet makamı olan Çardak Sulh Hukuk Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir.

UYARI

Web sitemizdeki tüm makale ve içeriklerin telif hakkı Av. Baran Doğan’a aittir. Tüm makaleler hak sahipliğinin tescili amacıyla elektronik imzalı zaman damgalıdır. Sitemizdeki makalelerin kopyalanarak veya özetlenerek izinsiz bir şekilde başka web sitelerinde yayınlanması halinde hukuki ve cezai işlem yapılacaktır. Avukat meslektaşların makale içeriklerini dava dilekçelerinde kullanması serbesttir.

Makale Yazarlığı İçin

Avukat veya akademisyenler hukuk makalelerini özgeçmişleri ile birlikte yayımlanmak üzere avukatbd@gmail.com adresine gönderebilirler. Makale yazımında konu sınırlaması yoktur. Makalelerin uygulamaya yönelik bir perspektifle hazırlanması rica olunur.

Paylaş
RSS