0 212 652 15 44
Çalışma Saatlerimiz
Hafta İçi 09.00 - 18.00

Tebliğname Nedir? (CMK m.297/3)

Tebliğname, temyiz başvurusu üzerine dosyanın geldiği Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının yerel mahkeme veya istinaf mahkemesi (bölge adliye mahkemesi) kararıyla ilgili görüşünü temyiz incelemesini yapacak olan Yargıtay ceza dairesine yazılı olarak bildirmesini sağlayan belgedir.

Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, temyiz edilen karara ilişkin görüşünü tebliğnameyle yazılı bir şekilde açıklar. Tebliğname, savcılık tarafından düzenlenerek temyiz incelemesini yapacak olan Yargıtay Ceza Dairesine gönderilir.

Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından düzenlenen bir tebliğname, Tebliğname Sorgu adresinden sorgulanabilir.

Tebliğname Hangi Aşamada Düzenlenir?

Ceza davası dosyası yerel mahkemeden (ilk derece mahkemesi) veya istinaf mahkemesinden (bölge adliye mahkemesi) temyiz talebi üzerine öncelikle Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına gelir. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına gelen dosya kayıt altına alınır ve dosyaya bir tebliğname numarası verilir.

Dosya tebliğname nosu üzerinden takip edilir. Tebliğname numarası alan dosya savcılık tarafından yapılacak incelemenin sırasını beklemek üzere arşive gönderilir. Arşivde beklemede olan dosyanın sırası geldiğinde, dosyaya bir Cumhuriyet savcısı atanır. Yargıtay Cumhuriyet savcısı dosyayı inceledikten sonra, görüşünü içeren tebliğnameyi düzenler. Ceza davası dosyası tebliğname ile birlikte temyiz incelemesini yapmak üzere Yargıtay ceza dairesine gönderilir.

Tebliğname Düzenlenmesinin İşlevi Nedir?

Tarafların temyiz istemlerinin Yargıtay Başsavcılığı tarafından değerlendirilmesi için tebliğname düzenlenmesi zorunludur. Tebliğnamede Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca, tüm temyiz edenlere yönelik hukuki görüşün açıklanması gerekir.

“6” nolu hüküm fıkrasında sanık … hakkında özel belgede sahtecilik suçundan verilen beraat hükmünün de, katılanlar … ve Türkiye Şeker Fabrikaları Genel Müdürlüğü vekilleri tarafından temyiz edildiği ancak tebliğnamede bu hususlarda görüş bulunmadığı anlaşılmakla; açıklanan noksanlığın giderilip ek tebliğname düzenlendikten sonra incelenmek üzere Dairemize gönderilmesi için, incelenmeyen dosyanın Yargıtay C.Başsavcılığı’na TEVDİİNE, karar verildi (Y5CD-K.2018/201).

Tebliğnamenin işlevi, ceza dairesinin kararından önce Yargıtay Başsavcılığının görüşlerinden haberdar olma ve karşı görüşlerini bildirme imkanının ilgililere tanınmasıdır. Böylece, çelişmeli yargılama ilkesi yerine getirilmiş olur.

Tebliğnamenin İçeriği Nasıldır?

Yargıtay Başsavcılığı, temyiz dava dosyasına uygun bir tebliğname hazırlamak üzere bir savcı görevlendirir. Savcılık hazırladığı tebliğnamesinde nihai olarak Yargıtay Ceza Dairesinin üç karardan herhangi birine hükmetmesini talep eder:

  • Esastan Red Talebi: Bölge adliye mahkemesinin temyiz olunan hükmünün Yargıtay Başsavcılığınca hukuka uygun bulunması hâlinde temyiz isteminin esastan reddine karar verilmesi talep edilir. Temyiz isteminin esastan reddinin talep edilmesi, hükmün “onanması”nın talep edildiği anlamına gelmektedir. Yargıtay ceza daireleri tebliğnamdeki görüşü benimsediklerinde bu gibi hallerde “temyiz isteminin esastan reddi ile hükmün onanmasına” şeklinde karar vermektedir.

  • Hükmün Düzelterek Esastan Red Talebi: Hükmün bozulmasına veya araştırma yapılmasına gerek olmadan Yargıtay ilgili ceza dairesi tarafından eksikliklerin evrak üzerinde giderilmesi mümkün olduğunda, “hükmün düzeltilerek temyiz isteminin esastan reddi” kararı verilmesi talep edilir.

  • Bozma Talebi: Yargıtay ceza dairesininin, temyiz edilen hükmü, temyiz başvurusunda gösterilen, hükmü etkileyecek nitelikteki hukuka aykırılıklar nedeniyle bozması talep edilebilir.

Tebliğnameye Cevap ve İtiraz Süresi

Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen tebliğname, hükmü temyiz etmeleri veya aleyhlerine sonuç doğurabilecek görüş içermesi hâlinde sanık veya müdafii ile katılan veya vekillerine ilgili dairesince tebliğ olunur. (CMK m.297/3). Tebliğnameye ilişkin tebligatlar, ilgililerin dava dosyasından belirlenen son adreslerine yapılmasıyla geçerli olur.

İlgili taraf tebliğden itibaren iki hafta içinde yazılı olarak tebliğnameye cevap verebilir. Taraflar tebliğnameye itirazlarını cevap şeklinde yazarak temyiz incelemesini yapacak olan ceza dairesinin dikkatine sunarlar. Tebliğnameye cevap verilmesi çelişmeli yargılama açısından oldukça büyük önem taşır. Tebliğnameye cevap verilerek Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının tebliğnamedeki düşüncesi tartışmaya açılarak temyiz incelemesini yapacak olan ceza dairesinin dikkati çekilmiş olur.

Ek Tebliğname Nedir?

Ek tebliğname, Yargıtay Cumhuriyet savcısının tebliğnamesinde yer alan eksikliklerin giderilmesi amacıyla düzenlenir. Yargıtay Cumhuriyet başsavcılığının taraflardan herhangi birinin temyiz istemi hakkında görüş bildirmemesi ek tebliğname düzenlenmesini gerektiren bir eksikliktir.

Sanıklar hakkında 6831 sayılı Kanun’un 93/1-2. madde hükmüne aykırılık suçundan açılan davada beraat hükmü verildiği ve bu hükmün O Yer Cumhuriyet savcısı tarafından temyiz edildiği halde tebliğnamede söz konusu temyiz istemine ilişkin görüş bulunmadığı anlaşılmakla, bu hususta ek tebliğname düzenlendikten sonra iadesi için, dosyanın Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 11/02/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi. (Y19CD-K.2020/1229).

Temyiz edilen yerel mahkeme veya istinaf mahkemesi (bölge adliye mahkemesi) kararının mahiyeti ne olursa olsun, tarafların temyiz istemine ilişkin Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı görüş belirtmelidir. Örneğin, beraat veya mahkumiyet kararı dışında bir karar olan ceza verilmesine yer olmadığına dair karar temyiz edildiğinde, savcılık temyiz talebine yönelik görüşünü belirtmemişse, ek tebliğname düzenlenmelidir.

Sanığa yükletilen 5809 sayılı Kanun’a aykırılık suçundan zarar görmesi nedeniyle davaya katılma ve duruşmadan haberdar edilme hakkı bulunan ancak duruşmaya çağrılmayan Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu’na gıyabında verilen kararın tebliğ olunması gerektiği, Anlaşıldığından, dosyanın anılan kuruma gerekçeli kararların tebliğ işlemleri gerçekleştirildikten sonra temyiz dilekçesi verildiği takdirde ek tebliğname düzenlenerek dairemize gönderilmek üzere, incelenmeksizin mahalline iadesi için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 12/02/2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi (Y19CD-K.2020/1320).

Yargıtay Başsavcılığı Tebliğnamesi Yargıtay Kararları


Tebliğnamenin Tebliği Zorunluluğu

5320 sayılı Yasa’nın 8. maddesi uyarınca yürürlükte bulunan 1412 sayılı CYUY’nin 316. maddesinin 3. fıkrasında; “Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nca düzenlenen tebliğname, hükmü temyiz etmeleri veya aleyhlerine sonuç doğurabilecek görüş içermesi halinde sanık veya müdafii ile müdahil, şahsi davacı veya vekillerine Dairesince tebliğ olunur. İlgili taraf tebliğden itibaren yedi gün içinde yazılı olarak cevap verebilir.” hükmüne, adil yargılanma ve savunma hakkının bir gereği olarak ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi İçtihatları doğrultusunda yer verilip, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Yasası’nın 297. maddesinde de aynı hüküm korunmuştur.

Yargıtay C.Başsavcılığı’nca düzenlenen tebliğname, sanıklar İbrahim ve Cevat müdafiisine tebliğ edilmeksizin Özel Dairece inceleme yapılarak karar verilmesi, CYUY’nin 316/3. maddesinin buyurucu hükmüne aykırılık oluşturduğundan, Yargıtay C.Başsavcılığı itirazının kabulü ile Özel Daire kararının kaldırılarak, tebliğnamenin sanıklar müdafiine tebliğinden sonra süresinde sunmaları halinde tebliğnameye yazılı olarak verecekleri cevap da değerlendirilerek temyiz incelemesinin icrasıyla bir karar verilmek üzere dosyanın Özel Dairesine gönderilmesine karar verilmelidir (Yargıtay Ceza Genel Kurulu - Karar : 2007/184).

Tebliğnameye Verilecek Cevapların Beklenmemesi

Somut olayda, sanıklar müdafiine tebliğname 05.12.2007 tarihinde tebliğ edilmiş ise de, bu tebliğ yasanın aradığı bir tebliğin sonuçlarını gerçekleştirmekten uzaktır, zira Özel Dairece, henüz tebliğname tebliğ edilmeden hüküm incelenerek 03.12.2007 tarihinde düzelterek onama kararı verilmiş, dolayısıyla tebliğnamenin tebliği ile amaçlanan, tebliğnamedeki görüşlerden haberdar edilme ve karşı görüşlerini bildirme olanağı ilgililere tanınmamıştır. Bu itibarla itirazın kabulü ile özel daire düzelterek onama kararının kaldırılıp, tebliğnameye verilen cevaplar da değerlendirilmek suretiyle yeniden inceleme yapılmak üzere dosyanın Özel Dairesine gönderilmesine karar verilmelidir (Yargıtay Ceza Genel Kurulu - Karar : 2008/209).

Tebliğname Temyiz Edenlerin Taleplerine İlişkin Görüşleri İçermeli

Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 27.01.2015 tarihli ve 72918 sayılı tebliğnamesinde, temyiz eden kısmına sadece sanık müdafisi yazılarak görüş bildirildiği,

Özel Dairece ek tebliğname düzenlenmesi sağlanmadan, hem sanık müdafisinin hem de Cumhuriyet savcısının temyiz istemine ilişkin olarak yapılan inceleme sonucunda, Yerel Mahkeme hükmünün onanmasına karar verildiği, anlaşılmaktadır.

2797 sayılı Yargıtay Kanunu’nun “Yargıtay Cumhuriyet Başsavcı Başyardımcısı ile yardımcılarının görevleri” başlıklı 28. maddesi; “ Yargıtay Cumhuriyet Başsavcı Başyardımcısı, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısının veya Yargıtay Cumhuriyet Başsavcıvekilinin vereceği görevleri yapar. Özel hükümler saklı kalmak kaydıyla Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı ve Vekilinin yokluğunda Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısına vekillik eder. Başyardımcının da bulunmadığı zamanlarda bu görevi en kıdemli Yargıtay Cumhuriyet Başsavcıyardımcısı yapar. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcıyardımcıları, kendilerine verilen dosyaların tebliğnamelerini, karar düzeltme ve itiraz yoluna başvurma işlemlerini Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı adına düzenler ve onun yerine imza ederler. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısının vereceği diğer işleri görürler.

Zamanaşımı Türk Ceza Kanunu’nun 102 nci maddesinin birinci fıkrasının (5) ve (6) numaralı bentleri kapsamında olan suçlara ilişkin dava dosyaları temyiz üzerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca tebliğname düzenlenmeksizin ilgili daireye gönderilir. Daire kararına karşı Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının karar düzeltme ve itiraz kanun yollarına başvurma yetkisi vardır” biçiminde hüküm altına alınmıştır.

Yargıtay İç Yönetmeliği’nin 37. maddesi ise;

“Yargıtay Cumhuriyet Başsavcı yardımcılarının görevleri: 1- Verilen işleri süresinde ve eksiksiz inceleyip Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı adına düzenleyecekleri ve imza edecekleri tebliğnamelere bağlıyarak sonuçlandırmak, 2- Dairelerden çıkan ilâmları uygulama, içtihat ve tebliğnamelere uygunluk açılarından inceleyerek Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısının görüşüne göre karar düzeltme veya itiraz yollarına gitmek, 3- Yargıtay Cumhuriyet Başsavcı başyardımcısı tarafından düzenlenecek sıraya göre Ceza Genel Kurulu ile dairelerin duruşmalarına katılarak düşüncesini bildirmek, 4- Yargıtay Cumhuriyet Başsavcı başyardımcısı tarafından düzenlenecek sıraya göre ceza dairelerinin günlük çalışmaları sona erinceye kadar çalışma saati dışında nöbet tutmak, 5- Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı tarafından verilecek ve ayrıca kanun ve yönetmelikle verilen diğer görevleri yapmaktır” şeklindedir.

Anılan Kanun ve Yönetmelik hükümleri uyarınca Yerel Mahkemece verilen kararların temyiz yoluyla incelenmesinde, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca o konudaki hukuki görüşün açıklandığı bir tebliğnamenin düzenlenmesi zorunlu olduğu gibi, 1412 sayılı CMUK’nın 5320 sayılı Kanun’un 8. maddesi uyarınca karar tarihi itibarıyla uygulanması gereken 316. maddesinin 3. fıkrasına göre de hükmün temyiz edilmesi hâlinde Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenecek tebliğnamenin, hükmü temyiz etmeleri veya aleyhlerine sonuç doğurabilecek görüş içermesi halinde sanık veya katılan ya da vekillerine dairesince tebliğ olunması da zorunludur.

Bu açıklamalar ışığında ön soruna ilişkin olarak yapılan değerlendirmede;

Yerel Mahkeme hükmünün sanık müdafisi ve Cumhuriyet savcısı tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen 27.01.2015 tarihli ve 72918 sayılı tebliğnamede Cumhuriyet savcısının temyiz istemi değerlendirilmiş değildir.

2797 sayılı Yargıtay Kanunu’nun 28 ve Yargıtay İç Yönetmeliğinin 37. maddeleri uyarınca yerel mahkemece verilen kararların temyiz yoluyla incelenmesinde, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca, tüm temyiz edenlere yönelik hukuki görüşün açıklandığı bir tebliğnamenin düzenlenmesi zorunludur.

Bu nedenle, sanık müdafisi ile Cumhuriyet savcısı tarafından açılmış bulunan temyiz davasına dayalı olarak Özel Dairece inceleme yapılabilmesi için öncelikle, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca Cumhuriyet savcısı tarafından ileri sürülen temyiz nedenlerinin de değerlendirildiği bir ek tebliğnamenin düzenlenmesi ve bu tebliğnamenin hükmü temyiz eden sanık müdafisine tebliğ edilmesinden sonra temyiz incelemesinin yapılması gerektiğinin kabulünde zorunluluk bulunmaktadır (Yargıtay Ceza Genel Kurulu - Karar : 2018/631).

Tebliğnamenin Usulüne Uygun Tebliğ Edilmesi

Anayasa ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ile güvence altına alınan adil yargılanma ve savunma hakkının sağlanması amacına uygun olarak, karar tarihi itibarıyla uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 316. maddesinin 3. fıkrası uyarınca Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen tebliğnamenin hükmü temyiz eden sanık veya müdafisine tebliğ edilmesinde zorunluluk bulunmaktadır. Somut olayda tebliğnamenin Özel Dairece sanık müdafisine tebliğe çıkartıldığı ancak müdafinin avukatlık mesleğini terk etmesi nedeni ile tebliğin yapılamadığı, Özel Dairece bu kez, söz konusu tebliğnamenin sanığa tebliğe çıkartıldığı ancak bu tebligatın da usulüne uygun şekilde yapıldığına ilişkin mazbatanın dosya içerisinde bulunmadığı, buna rağmen Özel Dairece sanığın nitelikli yağma suçundan mahumiyetine ilişkin hükmün temyiz incelemesi yapılıp 19.11.2014 tarihinde onanmasına karar verildiği, dolayısıyla tebliğnamenin tebliği ile amaçlanan tebliğnamedeki görüşlerden haberdar edilme ve karşı görüşlerini bildirme olanağının sanığa tanınmayarak adil yargılanma hakkının ihlal edilip, savunma hakkının kısıtlandığının kabulünde zorunluluk bulunmaktadır (Yargıtay Ceza Genel Kurulu - Karar : 2018/553).

Cezaevinde Tutuklu Bulunan Kişiye Tebliğname Gönderilmemesi

Hırsızlık suçundan sanık hakkında yapılan duruşma sonunda; anılan suçtan sanık hakkında verilen mahkumiyet kararına ilişkin … Asliye Ceza Mahkemesince verilen 09.04.2014 tarih 2007/415 Esas ve 2014/223 Karar sayılı hükmün sanık tarafından temyizi üzerine … 30.04.2015 tarih ve 2015/7164 Esas ve 2015/8088 Karar sayılı ilamı ile sanık hakkında kurulan hükmün onanmasına karar verildiği, bu karara karşı, …21.07.2016 tarih ve KD-2015/379711 sayılı yazısı ile özetle, sanık hakkındaki hükme ilişkin tebliğnamenin sanığa tebliğ edilmeden karar verildiğinden bahisle verilen onama kararının kaldırılarak hükmün bozulmasına karar verilmesi yönünde itiraz talebinde bulunulması üzerine dosya Daireye gönderilmekle okunarak gereği görüşülüp düşünüldü:

Dosyanın incelenmesinde; … 26.02.2015 tarih ve 2014/185523 tebliğname numaralı tebliğnamesinin sanığın mernis adresine 27.03.2015 tarihinde tebliğ edildiği anlaşılmakta ise de; UYAP’tan yapılan sorgulamada tebliğname tarihinde sanığın … Açık Ceza İnfaz Kurumunda başka suçtan hükümlü olarak bulunduğunun anlaşılması karşısında; sanığın mernis adresine yapılan tebliğname tebliğinin usulüne uygun olmadığı belirlenmekle, … 21.07.2016 tarih ve KD-2015/379711 sayılı itiraz istemi yerinde görülmüş olduğundan itirazın kabulü ne karar verilmiştir (Yargıtay 13. Ceza Dairesi - Karar : 2017/497).

Kararın Usulsüz Tebliği ve Ek Tebliğname Düzenlenmesi

Mahkemece, sanık hakkında kasten yaralama suçlarından kurulan hükümlerin kesin nitelikte olması nedeniyle temyiz isteminin reddine dair verilen 24/08/2017 tarihli ek kararın sanığın mahkemede bildirdiği en son adres ile aynı olan MERNİS adresine öncelikle Tebligat Kanunu’nun 21/1. maddesine göre tebliği, bunun mümkün olmaması durumunda aynı maddenin 2. fıkrası uyarınca tebliğ edilmesi gerekirken, doğrudan Tebligat Kanunu’nun 21/2. maddesi gereğince yapılan tebligatın usulsüz olduğu ve temyiz iradesinin belirlenmesi bakımından gerekçeli kararın yöntemince tebliğ olunması gerektiği,

Anlaşıldığından, sanık …’ün tebliğnameye aykırı olarak, temyiz davası isteği hakkında bir KARAR VERMEYE YER OLMADIĞINA ve usulüne göre tebliğ işlemi gerçekleştirildikten ve temyiz dilekçesi verilmesi halinde ek tebliğname düzenlenmesinden sonra Dairemize yollanılmak üzere, dosyanın incelenmeksizin karar mahkemesine GERİ GÖNDERİLMESİNE, 10/02/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi (Yargıtay 18. Ceza Dairesi - Karar No: 2020/4103).

Tebliğnamenin Eksik Düzenlenmesi ve Tevdii Kararı

Mahkemece verilen mahkumiyet kararının sanık yanında o yer Cumhuriyet savcısı tarafından da temyiz edildiği ve tebliğnamede o yer Cumhuriyet savcısının söz konusu temyiz istemine ilişkin görüş bulunmadığı anlaşılmakla, bu hususta ek tebliğname düzenlendikten sonra iadesi için dosyanın Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 06.02.2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi (Yargıtay 19. Ceza Dairesi - Karar No:2020/1041).

Uyarlama Yargılamasında Tebliğnamenin Tebliği Zorunluluğu

Uyarlama yargılamasında, olay yargılamasında uygulanması zorunlu bir takım usul hükümlerinin uygulanamayabileceği kararlaştırılmış ise de, bu kararlarda, uygulanmayan hükümlerin savunma hakkını kısıtlayıp, kısıtlamadığı, adil yargılamayı etkileyip etkilemediği üzerinde titizlikle durulmuştur. Buna göre tebliğnamenin tebliği konusunda, uyarlama yargılaması veya olay yargılaması şeklinde bir ayrıma gidilmediği gözetildiğinde bu emredici hükmün uyarlama yargılamasında da titizlikle uygulanması gerekmektedir. Somut olayda, hükmün sanık müdafii tarafından temyiz edildiği nazara alındığında, sanık müdafiinin C.Başsavcılığı görüşünden haberdar edilmemesinin savunma hakkını da kısıtlayacağı, bunun da 1412 sayılı Yasanın 308. maddesinde belirtilen mutlak kanuna muhalefet hallerini oluşturacağında kuşku yoktur (Ceza Genel Kurulu - Karar: 2009/37).


Avukat Baran Doğan

UYARI

Web sitemizdeki tüm makale ve içeriklerin telif hakkı Av. Baran Doğan’a aittir. Tüm makaleler hak sahipliğinin tescili amacıyla elektronik imzalı zaman damgalıdır. Sitemizdeki makalelerin kopyalanarak veya özetlenerek izinsiz bir şekilde başka web sitelerinde yayınlanması halinde hukuki ve cezai işlem yapılacaktır. Avukat meslektaşların makale içeriklerini dava dilekçelerinde kullanması serbesttir.

Makale Yazarlığı İçin

Avukat veya akademisyenler hukuk makalelerini özgeçmişleri ile birlikte yayımlanmak üzere avukatbd@gmail.com adresine gönderebilirler. Makale yazımında konu sınırlaması yoktur. Makalelerin uygulamaya yönelik bir perspektifle hazırlanması rica olunur.

Paylaş
RSS