0 212 652 15 44
Çalışma Saatlerimiz
Hafta İçi 09.00 - 18.00

Kıyas Nedir? Ceza Hukukunda Kıyas Mümkün mü?

Ceza hukukunda kıyas, kanunda açıkça yazılmayan bir fiilin, kanunda suç olarak tanzim edilen bir fiile benzetilerek cezalandırılması anlamına gelmekte olup maddi ceza hukukunda kıyas yasağı ilkesi mevcuttur. Maddi ceza hukukunda kıyas yasağı olmasının nedeni “kanunsuz suç ve ceza olmaz” ilkesinin doğal bir sonucudur. Maddi ceza hukukunda lehe veya aleyhe kıyas yapıldığı takdirde hukuki güvenlik ilkesi ihlal edilmiş olur. Maddi ceza hukukunda kıyas yasağı ilkesi bulunmasına karşın ceza muhakemesi hukukunda kıyas yapılması mümkündür.

Ceza Muhakemesinde Kıyas Yasağı

Ceza muhakemesinde kıyas hükümlerinin uygulanması mümkündür. Örneğin, 2559 sayılı PVSK’da soruşturma aşamasında yapılması öngörülen teşhis işlemi, Yargıtay tarafından kovuşturma aşaması için de yapılması mümkün bir işlem olarak tanımlanmaktadır. Hangi kanunda yer alırsa alsın kural olarak usul hükümlerinde kıyas uygulanabilir. Ancak, ceza muhakemesinde kıyas yapılmasının iki genel sınırı vardır:

  • Özgürlüğü daraltan normlarda kıyas yasağı vardır. Özgürlüğü daraltan norm kavramına tutuklama işlemi örnek verilebilir.

  • İstisnai normlarda kıyas yasağı vardır. İstisnai normlara örnek olarak tanıklıktan çekinme hakkı olanlar verilebilir. Tanıklıktan çekinme hakkı olanlar CMK’da açıkça sayıldığından kıyas yoluyla tanıklıktan çekinme hakkının kapsamı genişletilemez.

Ceza Hukukunda Kıyas ve Yorum

(CGK-K.2019/358)

Doktrindeki “kıyas” ve “yorum”a yönelik; Bahri Öztürk, Mustafa R. Erdem ve Veli Özbek; “Kanunda kural boşluğunun bulunması durumunda bu boşluğun ilgili kanundaki veya hukuk düzenindeki en benzer hukuk kuralı bulunarak doldurulmasıdır.” [Bahri Öztürk, Mustafa R. Erdem, Veli Özbek, Ceza Hukuku Genel hükümler ve Özel Hükümler (Kişilere ve Mala Karşı Suçlar), Turhan Kitabevi, Ankara, 2003, s. 5.], Nevzat Toroslu ve Haluk Toroslu; “Kanunda öngörülen durumlara ilişkin düzenlemeleri veya genel ilkelerden elde edilen düzenlemeleri, kanunda öngörülmeyen benzer durumları kapsamına alacak şekilde genişleterek bu durumların çözümlenmesi işlemidir. Kıyas yeni normlar yaratma faliyeti olmayıp, hareket noktası yazılı hukuk olan ve bu hukukun mantıkî yaygınlaşmasını sağlayan benzerliklere dayalı bir akıl yürütme; yorum ise Kanun’un anlamını araştırmak ve açıklamak için başvurulan zihinsel bir faliyettir.” (Nevzat Toroslu, Haluk Toroslu, Ceza Hukuku, Savaş Yayınevi, 2016, s. 58, 65.), “Yorumcu, her zaman, normun sözlerinden doğrudan elde edilen sonuç ile yani normun görünüşteki anlamı ile yetinemez; o aynı zamanda normun özünde yer alan anlamını ve gerçek kapsamını da araştırmak zorundadır.” (Nevzat Toroslu, Ceza Hukuku, Savaş Yayınevi, 1998, s. 26.) şeklinde görüşler ileri sürmüşlerdir.

Öğretide yorum yöntemleri olarak gramatik (lâfzı), sistematik, tarihsel ve teolojik (amaçsal) yorum yöntemleri benimsenmiştir. Bu yöntemlerin içerisinde lâfzı yorum öncelikli olsa da tüm yorum yöntemlerinin birlikte kullanılması mümkündür. Bu doğrultuda doktrinde Kayıhan İçel; “Örneksemede (kıyasta) benzetme ile yasal boşluk doldurulmaktadır. Oysa ki genişletici yorumda var olan bir hükümden yola çıkılarak yasa koyucunun iradesi belirlenmektedir. Diğer bir ifade ile genişletici yorum, yasada kullanılan sözcüklerin yasa koyucunun amacından daha dar olması durumunda başvurulacak bir yorum şeklidir.” (Kayıhan İçel, Ceza Hukuku Genel Hükümler, Beta, 2017, s. 108.) şeklinde açıklamalarda bulunmuştur.

Kıyas, Kıyas Yasağı ve Yorum Konusunda İlkeler

(CGK-K.2023/18)

Uyuşmazlık konusunu oluşturan, CMK’nın 286. maddesinin ikinci fıkrasının (b) bendinde “İlk derece mahkemelerinden verilen beş yıl veya daha az hapis cezalarını artırmayan bölge adliye mahkemesi kararları”nın temyiz edilemeyeceği belirtilmiştir. Bölge adliye mahkemesi ceza dairelerince verilen kararların, CMK’nın 286. maddesinin ikinci fıkrasının (b) bendi kapsamında değerlendirilebilmesi için birinci koşul; ilk derece mahkemesinden verilen bir mahkûmiyet hükmünün bulunması ve bu hükmün de beş yıl veya daha az hapis cezalarına ilişkin olmasıdır. İkinci koşul ise; bölge adliye mahkemesi ceza dairesince verilen, ilk derece mahkemelerince hükmolunan beş yıl veya daha az hapis cezalarını artırmayan bir kararın varlığıdır. Birinci koşul yönünden uygulamada tereddüde yol açacak bir durum görülmemekle beraber, ikinci koşul olan bölge adliye mahkemesi ceza dairesince verilen ve hapis cezalarını artırmayan kararın niteliğinin belirlenmesi yönünden, kanun koyucunun düzenlemeyi yapmaktaki amacı, kanunun sistematiği, kıyas ve yorumun mümkün olup olmadığının değerlendirmesi gerekmektedir.

Bir karar veya hükme ilişkin kanun yolunun belirlenmesi sırasında öncelikle kanunun sistematiği ve normları dikkate alınacak, bu belirleme yapılırken kıyas ve yorum yoluna başvurulabilecektir. Ceza muhakemesinde kıyas ve her türlü yorum mümkün olmakla birlikte, temel hak ve özgürlükleri daraltan normlar ile istisnai normlarda kıyas yasağı mevcuttur. Kanun koyucunun düzenlediğinin aksine sonuçlara ulaşmaya izin verecek şekilde, kıyas veya yorum yoluyla temel hak ve özgürlüklere ilişkin normları daraltıcı, istisnai normları genişletici şekilde hareket etmek mümkün değildir. CMK’nın 286. maddesinin ikinci fıkrasının (b) bendinin hem uluslararası sözleşmeler ve Anayasa’nın 36. maddesinde düzenlenen hak arama özgürlüğüne ilişkin temel hak ve özgürlükler kapsamında kalması, hem de istisnai bir norm olma özelliği taşıması karşısında, bir bölge adliye mahkemesi kararının bu bent kapsamında kalıp kalmadığına ilişkin yorum yapılırken, hak arama özgürlüğünü daraltıcı nitelikte kıyas yapılamayacağı gibi bu düzenlemenin istisnai nitelikte olması nedeniyle kapsamını genişletici şekilde yorum da yapılamayacağı gözetilmelidir.

Konuşmacı olduğumuz bir CMK-Ceza Avukat Semineri’nin bir bölümünden Kıyas-Kıyas Yasağı kavramını açıklayan bir VİDEO aşağıdadır.

Not: Bu video, mesleğini ceza avukatı olarak icra etmek isteyen stajyer avukatlar için İstanbul’da düzenlenen bir seminerde hazırlanmıştır.


Avukat Baran Doğan

UYARI

Web sitemizdeki tüm makale ve içeriklerin telif hakkı Av. Baran Doğan’a aittir. Tüm makaleler hak sahipliğinin tescili amacıyla elektronik imzalı zaman damgalıdır. Sitemizdeki makalelerin kopyalanarak veya özetlenerek izinsiz bir şekilde başka web sitelerinde yayınlanması halinde hukuki ve cezai işlem yapılacaktır. Avukat meslektaşların makale içeriklerini dava dilekçelerinde kullanması serbesttir.

Makale Yazarlığı İçin

Avukat veya akademisyenler hukuk makalelerini özgeçmişleri ile birlikte yayımlanmak üzere avukatbd@gmail.com adresine gönderebilirler. Makale yazımında konu sınırlaması yoktur. Makalelerin uygulamaya yönelik bir perspektifle hazırlanması rica olunur.

Paylaş
RSS