AİHM’e Göre TCK’nın 220/6 Maddesi Öngörülebilir Değil
Av. Ramazan Demir1 - Av. Benan Molu2
Avrupa İnsan Hakları Avrupa Mahkemesi (AİHM), 14 Kasım 2017 tarihinde Türkiye’de Türk Ceza Kanunu’nun (TCK) 220. maddesinin 6. fıkrası altında ‘örgüt üyesi olmamakla birlikte örgüt adına suç işleme’ iddiasıyla yargılanan ve hapis cezasına mahkum edilen kişiler için çok önemli bir karara imza attı. Cenazeye katılan ve burada zafer işareti yaparak slogan atan bir kişiye 6 yıl 3 ay hapis cezası verildiği kararda AİHM, TCK’nin 220. maddesinin 6. fıkrasının lafzının ve yerel mahkemeler tarafından yorumlanıp uygulanış biçiminin çok geniş olduğuna, bu nedenle öngörülebilir olmadığına ve suçta kanunilik ilkesinin ihlal edildiğine karar verdi.
AİHM’in Işıkırık v. Türkiye Kararı
Başvuru no. 41226/09, Karar tarihi: 14.11.2017
1984 doğumlu olan ve Mardin’de yaşayan başvurucu Murat Işıkırık, başvuru konusu olayların yaşandığı sırada Dicle Üniversitesi’nde Felsefe Bölümü’nde öğrenci iken hapis cezası nedeniyle hapiste olduğu sırada üniversite sınavlarına giremediği için 25 Ekim 2010 tarihinde üniversiteden atılmıştır.
Olayların Özeti
Başvurucu, 28 Mart 2006 tarihinde Diyarbakır’da PKK’li dört kişinin cenazesine katılıp burada tabutlardan birinin yakınında yürüdüğü, zafer işareti yaptığı, yasadışı sloganlar attığı ve 5 Mart 2007 tarihinde öğrencisi olduğu Dicle Üniversitesi’nde Abdullah Öcalan’ın cezaevi koşullarını protesto eylemine katıldığı gerekçesiyle 9 Mart 2007 tarihinde gözaltına alınıp ertesi gün tutuklanmıştır. 8 Mayıs 2007 tarihinde Diyarbakır savcılığı tarafından hazırlanan iddianamede başvurucunun TCK’nin 220. maddesinin 6. fıkrası ve TCK’nin 314. maddesinin 3. fıkrası yollamasıyla 314. maddesinin 2. fıkrası uyarınca örgüt üyesi olma suçundan ve TMK’nin 7. maddesinin 2. fıkrası uyarınca örgüt propagandası yapma suçundan cezalandırılması istenmiştir. Savcılık iddianamesinde, başvurucunun 28 Mart 2006 ve 5 Mart 2007 tarihli eylemlere katıldığını, bunun da başvurucunun düzenli, bilinçli ve istekli bir şekilde PKK’yi destekleyen dernek, siyasi parti ve kişiler tarafından düzenlenen yasadışı eylemlere katıldığını gösterdiğini, bu nedenle de başvurucunun yasadışı örgüte üyelik suçundan cezalandırılması gerektiğini belirtmiştir.
Başvurucuya, 30 Kasım 2007 tarihinde TCK’nin 220. maddesinin 6. fıkrasına ve TCK’nin 314. maddesinin 3. fıkrasına atıfla TCK’nin 314. maddesinin 2. fıkrası uyarınca ‘örgüt üyesi olma’ suçundan 6 yıl 3 ay ve TMK’nin 7. maddesinin 2. fıkrası uyarınca örgüt propagandası yapma suçundan 1 yıl 8 ay hapis cezası verilmiştir. Mahkeme kararın gerekçesinde, PKK emir ve çağrısı üzerine düzenlenen ve bir anda PKK propagandasına dönüşen cenaze töreni sırasında tabutların yakınında yürüyen başvurucunun slogan attığı tespit edilememiş olsa da yasadışı bir eylemde aktif olarak rol oynadığına ve 5 Mart 2007 tarihli eylemde ise herkes slogan atarken başvurucunun alkışladığına yer vermiştir.
Başvurucu toplamda 4 yıl 8 ay cezaevinde kaldıktan sonra 15 Kasım 2011 tarihinde serbest kalmıştır.
Mahkeme’nin (AİHM’in) Değerlendirmesi
Mahkeme, Venedik Komisyonu’nun 11-12 Mart 2016 tarihli TCK’nin 216., 299., 301. ve 314. maddelerine ilişkin uzman görüşüne ve Avrupa Konseyi İnsan Hakları Komiserliği’nin 2011, 2012 ve 2015 tarihlerinde Türkiye hakkında yayımladığı görüşlerine yer vererek, TCK’nin 220. maddesinin 6. fıkrasının toplantı ve gösteri özgürlüklerini düzenleyen 11. madde bağlamında kanun tarafından öngörülebilir olma şartını taşımadığına karar verdi.
Mahkeme’ye göre Türkiye’deki mahkemeler 220/6. maddedeki ‘üyelik’ kavramını çok geniş yorumlamakta, başvuruda olduğu gibi sadece bir eyleme katılmış olmayı, zafer işareti yapıp slogan atmayı örgüt ‘adına’ hareket ettiği şeklinde yorumlamaya ve o kişiyi ‘gerçek örgüt üyesi gibi’ cezalandırmaya yeterli görmektedir.
Mahkeme’nin değerlendirmesine göre, TCK’nin 314. maddesinden (örgüt üyesi olma suçu) ceza vermek için eylemin/suçun süreklilik, çeşitlilik ve yoğunluk içerip içermediğinin ve belli bir hiyerarşik yapı altında olup olmadığının denetlenmesi gerekirken, bu maddenin 220/6’yla bağlantılı olarak uygulanması durumunda Mahkemeler bu kriterleri denetlemek zorunda kalmadan, bu kriterleri aşırı geniş yorumlayarak ceza vermektedir. Madde lafzının bu derece geniş şekilde yazılması ve yorumlanması ve mahkemelerin de bu derece geniş şekilde uygulaması, kişilerin kamu otoritelerinin keyfi müdahalelerine karşı korunmasına karşı yeterli korumayı içermemektedir. Yine Mahkeme’ye göre, kişilere sadece eyleme katıldıkları ve burada zafer işareti yapıp slogan attıkları iddiasıyla 6 yıl 3 ay hapis cezası verilmesi çok ağır ve orantısız bir yaptırımdır ve sadece ceza alan kişi üzerinde değil, aynı zamanda barışçıl bir şekilde politik tartışmalara ve eylemlere katılmak isteyen kişiler üzerinde de ifade ile toplantı ve gösteri özgürlüklerini kullanma konusunda caydırıcı bir etki yaratmaktadır. Bu nedenle Mahkeme, müdahalenin kanun tarafından öngörülemez olduğuna karar vermiş, müdahalenin meşru bir amaç taşıyıp taşımadığını ve demokratik bir toplumda gerekli olup olmadığını inceleme gereği duymadan 11. maddeden ihlal kararı vermiştir.
Avukat Baran Doğan
UYARI
Web sitemizdeki tüm makale ve içeriklerin telif hakkı Av. Baran Doğan’a aittir. Tüm makaleler hak sahipliğinin tescili amacıyla elektronik imzalı zaman damgalıdır. Sitemizdeki makalelerin kopyalanarak veya özetlenerek izinsiz bir şekilde başka web sitelerinde yayınlanması halinde hukuki ve cezai işlem yapılacaktır. Avukat meslektaşların makale içeriklerini dava dilekçelerinde kullanması serbesttir.
Makale Yazarlığı İçin
Avukat veya akademisyenler hukuk makalelerini özgeçmişleri ile birlikte yayımlanmak üzere avukatbd@gmail.com adresine gönderebilirler. Makale yazımında konu sınırlaması yoktur. Makalelerin uygulamaya yönelik bir perspektifle hazırlanması rica olunur.