Anayasa Mahkemesine Başvuru Yapılabilmesinin Koşulları
Av. Mehmet Erbil1
1- İhlal edildiği ileri sürülen hak; Anayasa’da ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nde ortak güvence altına alınmış olmalıdır.
İhlal edildiği belirtilen hak, hem Anayasa da hem de Avrupa İnsan Hakları sözleşmesinde (AİHS) düzenlenerek, ortak güvence altına alınmış olmalıdır. Yalnızca Anayasa da ya da yalnızca AİHS de güvence altına alınan bir hak nedeniyle Anayasa Mahkemesine başvuru yapılamaz. Örneğin; Yaşama hakkı, İşkence yasağı hakkı, Adil yargılanma hakkı, Özgürlük ve Güvenlik Hakkı, Aile ve özele hayata saygı hakkı, İfade özgürlüğü hakkı, Eğitim hakkı, Mülkiyet hakkı, Toplanma ve dernek kurma hakkı gibi haklar hem Anayasa da hem de AİHS de güvence altına alınan haklardandır. Çalışma hakkı gibi bazı haklar ise, Anayasada düzenlenmiş olmasına rağmen Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinde düzenlenmemiştir. Bu nedenle çalışma hakkının ihlal edildiğini düşünen başvurucular, çalışma hakkının ihlali nedeniyle Anayasa mahkemesine başvuru yapamazlar. Ancak, çalışma hakkının ihlali, başvuranın aile hayatını ve özel hayatını da ilgilendirdiği ve etkilediği için, çalışma hakkının ihlali nedeniyle, aile ve özel hayata saygı hakkının ihlal edildiğini ileri sürmek suretiyle başvuru yapabilirler.
2. İhlal, kamu gücünü kullanan kurum veya kişilerin faaliyetleri sonucunda meydana gelmiş olmalıdır.
Anayasada ve AİHS de ortak güvence altına alınan hak, kamu gücünü kullanan kişi veya kurumların işlem veya eylemleri sonucunda meydana gelmiş olmalıdır. Kamu gücünü kullanan kişi ve kurumlarının işlem veya eylemleri, kamu kurumlarının yaptığı düzenleyici işlemler (yasa, tüzük, yönetmelik ve genelgelerle), bir suç soruşturması nedeniyle bir hakkın ihlali meydana gelebilir. Kamu gücünü kullanan kurum ve kişilerin, eylem ve işlemleri nedeniyle Anayasada ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinde ortak güvence altına alınan haklarının ihlal edildiğini ve zarara uğradıklarını düşünen gerçek veya tüzel kişiler; ihlalin tespiti, ihlalin giderilmesi ve uğradıkları zararın karşılanması için Anayasa mahkemesine başvuru yapabilirler.
3. İhlal edildiği belirtilen hakla ilgili, olağan kanun yolları tüketilmiş olmalıdır.
Bir hakkın ihlal edildiğini düşünen gerçek veya tüzel kişiler; öncelikle İhlal nedeniyle ortaya çıkan zararın giderilmesi için, mevzuat gereğince idareye başvuru yapılması zorunlu ve gerekli ise öncelikle ilgili kuruma başvuru yapmalıdır. İdarenin olumsuz karar vermesi ya da süresi içinde cevap vermemesi halinde ilgili kuruma karşı dava açarak nihai kararı almalıdırlar. Olağan kanun yollarına yapılan başvurularda ve açılan davalarda; hangi hakkın ya da hakların ihlal edildiği, ihlalin ne zaman ve ne şekilde gerçekleştiği, ihlale neden olan eylem ya da işlemin ne olduğu, ihlale neden olan kamu gücünü kullanan kurum veya kişilerin kim ya da kimler olduğu ve zararın miktarı belirtilmelidir. Yapılan başvuruda ya da açılan davalarda, ihlal nedeniyle uğranılan zararın giderilmesi açıkça talep edilmelidir. Anayasa Mahkemesinin birçok kararında belirtildiği üzere; olağan kanun yollarına yapılan başvurularda dile getirilmeyen hususları inceleme kapsamı dışında tutmuştur. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) de, iç hukukta, özellikle Anayasa Mahkemesine yapılan bireysel başvuru dosyasında dile getirilmeyen ihlal iddialarının ilk defa AİHM in önüne getirilmesi halinde inceleme yapmayacağını belirtmiştir. AİHM, ihlal edildiği belirtilen haklarla ilgili olarak, başvurucu iç hukuktaki yargılamalarda, özellikle Anayasa Mahkemesine yapılan bireysel başvuruda, bu hususu dile getirmiş olsaydı, ihlalin ve zararın giderilmesinin mümkün olabileceğini belirtmektedir.
4. İhlal iddiası, yargılamalar sırasında ve olağan kanun yolları (itiraz, istinaf ve temyiz) başvurularında açıkça dile getirilmiş olmalıdır.
Kamu gücünü kullanan kişi veya kurumların faaliyetleri nedeniyle hakları ihlal edilenler veya yapılan yargılama sırasında veya yargılama sonucunda verilen karar nedeniyle haklarının ihlal edildiğini düşünenler; örneğin delillerin gerektiği gibi toplanmaması, eksik toplanması, hukuka aykırı delillere dayanılarak hüküm kurulması, savunma hakkının kısıtlanması, kanuna aykırı ve açıkça keyfi karar verilmesi gibi nedenlerle haklarının ihlal edildiğini düşünenler, yargılama sürecinde; yaptıkları itiraz, istinaf ve temyiz dilekçelerinde bu huşuları açıkça dile getirmelidirler. Derece mahkemelerinde ileri sürülmeyen ihlal iddiaları, yargılama sonucunda verilen karar, açıkça kanuna aykırı olmadığı veya keyfilik taşımadığı sürece Anayasa Mahkemesi tarafından incelenmeyecektir.
-
Avukat Mehmet Erbil, İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesinde hukuk eğitimini tamamlamıştır. 1990 yılından beri İstanbul’da serbest avukatlık yapmaktadır. Çalışmalarını insan hakları ihlalleri ile ilgili olarak ulusal ve uluslararası hukuk alanında yoğunlaştırmıştır. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi ve Anayasa Mahkemesine yaptığı başvurularla ulusal hukuk mevzuatında bir çok değişikliğin yapılmasına katkıda bulunmuştur. ↩
UYARI
Web sitemizdeki tüm makale ve içeriklerin telif hakkı Av. Baran Doğan’a aittir. Tüm makaleler hak sahipliğinin tescili amacıyla elektronik imzalı zaman damgalıdır. Sitemizdeki makalelerin kopyalanarak veya özetlenerek izinsiz bir şekilde başka web sitelerinde yayınlanması halinde hukuki ve cezai işlem yapılacaktır. Avukat meslektaşların makale içeriklerini dava dilekçelerinde kullanması serbesttir.
Makale Yazarlığı İçin
Avukat veya akademisyenler hukuk makalelerini özgeçmişleri ile birlikte yayımlanmak üzere avukatbd@gmail.com adresine gönderebilirler. Makale yazımında konu sınırlaması yoktur. Makalelerin uygulamaya yönelik bir perspektifle hazırlanması rica olunur.