0 212 652 15 44
Çalışma Saatlerimiz
Hafta İçi 09.00 - 18.00

Menfi Tespit ve İstirdat Davası Yargıtay Kararları (İİK 72)

  • İhtiyati hacze itirazı incelemeye, ihtiyati haciz kararını veren mahkemenin görevli bulunduğuna ilişkin kuralın tek istisnası, ihtiyati hacze konu alacak hakkında dava açılmasıdır. Bu durumda alacakla ilgili menfi tespit davası açılmışsa itiraz da oraya yapılmalıdır. (11 HD 2009 / 12455 karar)
  • Davacı çekin yanlışlıkla verildiğini, davalı ise önceki çekin tahsil edildiğini bu bedelinin ise davacı sıkıntıya düştüğü için kendisine verilip yeni çek alındığını söylüyor. Bu durumda, görülen menfi tespit davasında davalı ispat yükünü üzerine almıştır. (19 HD 2009 / 9668 karar)
  • Borçlunun itirazın iptali davasını beklemeden menfi tespit davası açmasında menfaati vardır. Hukuki yararı olduğundan menfi tespit davası dinlenebilir. ( 13 HD 2009 / 11668 )
  • İcra hukukunda düzenlenen menfi tespit davası gerek usul hukuku gerekse maddi hukuk açısından genel hükümlere tabidir. (HGK 2009 / 428 karar)
  • Menfi tespit davasında yetki kuralları kamu düzenine ilişkin değildir. Resen yetki hususu gözetilemez. (HGK 2009 /945 karar)
  • Kötü niyet olgusunda evrakın ilgililerin huzurunda düzenlemediği, aracı olup olmadığı önemlidir. (3 HD 2009 / 10919 karar)
  • İşveren teminat olarak işçiden senet alıp başkasını alacaklı hanesine yazarsa, birden fazla işçi açısından yapılırsa, açık ki iptal edilir. ( 9 HD 2009 / 15031 )
  • B.K. 132/son gereği zamanaşımı kesen sebepler ortadan kalkınca yani, menfi tespit davası bitince yeni bir zamanaşımı süresi başlar. ( 12 HD 2009 / 4676 )
  • İşçi – işveren ilişkisinde senedin bedelsizliği ileri sürülürse iddialar her türlü delille ispat edilebilir. (9 HD 2009 / 1590 karar)
  • Keşideci 3. cirontaya ödeme yapmış, daha sonra 1. ve 2. cirontaya karşı icra takibi yapmıştır. Açılan menfi tespit davasında ödeme 3. cirantaya yapıldığından 1 ve 2. cirantadan talepte bulunulamaz. ( 19 HD 2010 / 8993 )
  • Bonolarda malen kaydı varsa ve ticari defterlerde malen kaydı olan bono kayıtlıysa, defterde usulüne uygunsa sahibi lehine delil olduğundan mal teslimi ispatlanmalıdır. Aksi halde bonolar, menfi tespit davası ile iptal edilir. ( 19 HD 2010 / 8878 )
  • Bonoda “nakden” kaydı varsa menfi tespit açan davacı “teminat” verdiği iddiasını yazılı delille kanıtlamalıdır. Soyut kira sözleşmesi sunulması bononun sözleşmenin teminatı olduğunu ispatlamaz. ( 19 HD 2010 / 8179 )
  • Kambiyo senedi vasfını taşımayan belge, ancak alacağın temliki yoluyla temlik edilebilir. Hamilin hak sahibi olmadığı iddiası varsa tartışılmalıdır. ( 11 HD 2010 / 6168 )
  • Davacılar senet nedeniyle bankaya borçlu olmadıklarının tespitini istemiştir. Banka ile davalılar arasında kredi ilişkisi dışında bir ilişki olmadığından senetlerin kredi ilişkisi çerçevesinde verildiği kabul edilmelidir. ( 19 HD 2010 / 5446 ) *Dava konusu senette “teminat kaydı” varsa da neyin teminatı olduğu belirtilmediğinden senedin mücerretlik vasfını ortadan kaldırmaz. Kambiyo senedi geçerli olup senede karşı iddiaların yazılı delille ispatı gerekir. ( HGK 2010 / 99 karar)
  • İş hukuku, işçinin verdiği senedi teminat amaçlı işverene verdiğini kabul eder. ( 9 HD 2010 / 764 karar )
  • Zamanaşımına uğrayan ceza davasında yerel mahkeme karar vermişse, bu karardaki olguların takdiri delil kabul etmek gerekir. ( 13 HD 2010 / 200 )
  • Hem tüketici kredisinden hem de taşıt kredisinden kaynaklanan rehin sözleşmesi nedeniyle tek takip yapılamaz. Rehinle temin edilmeyen tüketici kredisi yönünden takibin iptali gerekir. ( 12 HD 2010 / 192 )

Menfi Tespit ve İstirdat Davası - İİK 72 Madde Metni

Menfi tesbit ve istirdat davaları:

İİK Madde 72 – (Değişik: 18/2/1965 - 538/43 md.)

Borçlu, icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu bulunmadığını ispat için menfi tesbit davası açabilir. İcra takibinden önce açılan menfi tesbit davasına bakan mahkeme, talep üzerine alacağın yüzde onbeşinden aşağı olmamak üzere gösterilecek teminat mukabilinde, icra takibinin durdurulması hakkında ihtiyati tedbir kararı verebilir.

İcra takibinden sonra açılan menfi tesbit davasında ihtiyati tedbir yolu ile takibin durdurulmasına karar verilemez. Ancak, borçlu gecikmeden doğan zararları karşılamak ve alacağın yüzde onbeşinden aşağı olmamak üzere göstereceği teminat karşılığında, mahkemeden ihtiyati tedbir yoluyle icra veznesindeki paranın alacaklıya verilmemesini istiyebilir.

(Değişik: 9/11/1988 - 3494/6 md.) Dava alacaklı lehine neticelenirse ihtiyati tedbir kararı kalkar. Buna dair hükmün kesinleşmesi halinde alacaklı ihtiyati tedbir dolayısıyla alacağını geç almış bulunmaktan doğan zararlarını gösterilen teminattan alır. Alacaklının uğradığı zarar aynı davada takdir olunarak karara bağlanır. Bu zarar herhalde yüzde yirmiden aşağı tayin edilemez.

(Değişik: 9/11/1988 - 3494/6 md.) Dava borçlu lehine hükme bağlanırsa derhal takip durur. İlamın kesinleşmesi üzerine münderecatına göre ve ayrıca hükme hacet kalmadan icra kısmen veya tamamen eski hale iade edilir. Borçluyu menfi tespit davası açmaya zorlayan takibin haksız ve kötü niyetli olduğu anlaşılırşa, talebi üzerine, borçlunun dava sebebi ile uğradığı zararın da alacaklıdan tahsiline karar verilir. Takdir edilecek zarar, haksızlığı anlaşılan takip konusu alacağın yüzde yirmisinden aşağı olamaz.

Borçlu, menfi tesbit davası zımmında tedbir kararı almamış ve borç da ödenmiş olursa, davaya istirdat davası olarak devam edilir.

Takibe itiraz etmemiş veya itirazının kaldırılmış olması yüzünden borçlu olmadığı bir parayı tamamen ödemek mecburiyetinde kalan şahıs, ödediği tarihten itibaren bir sene içinde, umumi hükümler dairesinde mahkemeye başvurarak paranın geriye alınmasını istiyebilir.

Menfi tesbit ve istirdat davaları, takibi yapan icra dairesinin bulunduğu yer mahkemesinde açılabileceği gibi, davalının yerleşim yeri mahkemesinde de açılabilir. Davacı istirdat davasında yalnız paranın verilmesi lazımgelmediğini ispata mecburdur.


Avukat Baran Doğan

UYARI

Web sitemizdeki tüm makale ve içeriklerin telif hakkı Av. Baran Doğan’a aittir. Tüm makaleler hak sahipliğinin tescili amacıyla elektronik imzalı zaman damgalıdır. Sitemizdeki makalelerin kopyalanarak veya özetlenerek izinsiz bir şekilde başka web sitelerinde yayınlanması halinde hukuki ve cezai işlem yapılacaktır. Avukat meslektaşların makale içeriklerini dava dilekçelerinde kullanması serbesttir.

Makale Yazarlığı İçin

Avukat veya akademisyenler hukuk makalelerini özgeçmişleri ile birlikte yayımlanmak üzere avukatbd@gmail.com adresine gönderebilirler. Makale yazımında konu sınırlaması yoktur. Makalelerin uygulamaya yönelik bir perspektifle hazırlanması rica olunur.

Paylaş
RSS