Çalışma Saatlerimiz
Hafta İçi 09.00 - 18.00

CMK Madde 7 Görevli olmayan hâkim veya mahkemenin işlemleri

(1) Yenilenmesi mümkün olmayanlar dışında, görevli olmayan hâkim veya mahkemece yapılan işlemler hükümsüzdür.



5271 Sayılı CMK 7. Madde Görevli olmayan hâkim veya mahkemenin işlemleri Yargıtay Kararları


Görevsiz Hakimin Yenilenmesi Mümkün Olmayan İşlemleri Hükümsüzdür

İddianamede “müşteki ile yaptığı telefon görüşmesi sırasında müştekinin bilgisi dışında telefonun sesini dışarıya aktardıktan sonra ses kayıt cihazı ile yapılan konuşmayı CD ortamına aktararak Aile Mahkemesine delil olarak sunduğu,” şeklinde anlatılıp özel hayatın gizliliğini ihlal suçu olarak da nitelendirilerek sanığın TCK’nın 134/1-2. cümlesi uyarınca cezalandırılmasının istendiği, Özel Dairece ise sanığın iddianamede anlatılan eylemlerinin kanıtlanması hâlinde TCK’nın 134/1-2. cümlesindeki özel hayatın gizliliğini ihlal suçunun yanı sıra, TCK’nın 132/3. maddesinde tanımlanan haberleşmenin gizliliğini ihlal suçunu oluşturacağının kabul edildiği, sanığın vekili aracılığıyla S. Aile Mahkemesine hitaben düzenlenmiş 08.08.2012 tarihli dilekçe ile katılan aleyhine boşanma davası açarak katılanla yaptığı ve gizlice kaydettiği iddia edilen görüşme kaydını içeren CD’yi dilekçe ekinde sunduğu, eylem tarihi olan görüşme kaydını içeren CD’nin S. Aile Mahkemesine sunulduğu 08.08.2012 tarihinde TCK’nın 134/1-1. cümlesinde suçun yaptırımının 1 yıldan 3 yıla kadar hapis cezası olduğu, maddenin 2. cümlesindeki hâlde ise cezada bir kat artırımın düzenlendiği, TCK’nın 132/3. maddesi kapsamındaki suçun yaptırımının ise 1 yıldan 3 yıla kadar hapis cezası olarak öngörüldüğü anlaşılmakla;

sanığın eyleminin TCK’nın 134/1-2. cümlesi kapsamındaki özel hayatın gizliliğini ihlal ve/veya TCK’nın 132/3-1. cümlesi kapsamındaki haberleşmenin gizliliğini ihlal suçlarını oluşturup oluşturmayacağının tartışılıp değerlendirilmesinin gerekmesi, bu suçlara ilişkin davalara bakma görevinin ise eylem tarihi gözetildiğinde o tarih itibarıyla yürürlükte bulunan 5235 sayılı Kanun’un 11. maddesi uyarınca asliye ceza mahkemesine ait olması, 5271 sayılı CMK’nın 7. maddesi uyarınca da yenilenmesi mümkün olmayanlar dışında, görevli olmayan hâkim veya mahkemece yapılan işlemlerin hükümsüz olması karşısında sulh ceza mahkemesince 5271 sayılı CMK’nın 4 ve 5. maddeleri uyarınca görevsizlik kararı verilmesi gerekirken yargılamaya devamla hüküm kurulması isabetsiz olduğundan 1412 sayılı CMUK’un 308. maddesi gereğince mutlak kanuna aykırılık oluşturan söz konusu hâlden dolayı Özel Dairece hükmün bozulmasıyla yetinilmesi gerektiği, CMK’nın 7. maddesi uyarınca görevli olmayan sulh ceza mahkemesince yapılan işlemlerin hükümsüz olması nedeniyle bozmadan sonra görevli asliye ceza mahkemesince yenilenmesi mümkün işlemlerin yeniden yapılması diğer bir deyişle yeniden yargılama yapılması ve eylemin hangi suçu ve/veya suçları oluşturup oluşturmadığının tartışılıp değerlendirilmesi zorunluluğu bulunduğundan 1412 sayılı CMUK’un 322. maddesi uyarınca “Yapılan yargılama sonunda yüklenen fiillerin kanunda suç olarak tanımlanmamış olduğu anlaşıldığından, sanığın CMK’nın 223/2-a maddesi gereğince beraatine” denilerek davanın esasına hükmedilmek suretiyle düzeltilerek onama kararı verilemeyeceği kabul edilmelidir (Ceza Genel Kurulu - Karar: 2019/209).

Tanığın Görevsizlik Kararı Veren Mahkemedeki Beyanı Hükme Esas Alınamaz

Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü: Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.

Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;

1-5271 sayılı CMK’nın 7. maddesindeki “yenilenmesi mümkün olmayanlar dışında, görevli olmayan hakim veya mahkemece yapılan işlemler hükümsüzdür” hükmü karşısında, görgüye dayalı bilgisi olan tanık…. dinlenmeksizin görevsizlik kararı veren mahkemedeki beyanıyla yetinilerek hüküm kurulması,

2-Kabule göre de;

Sanığın tehdit eylemini kardeşi olan ….’a yönelik silahla kasten yaralama suçuyla birlikte işlenip işlenmediği belirlenerek sonucuna göre; 02/12/2016 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanunun 34. maddesiyle değişik 5271 sayılı CMK’nın 253. maddesi ve maddeye eklenen fıkraya göre uzlaşma hükümleri yeniden düzenlenmiş ve sanığa isnat edilen TCK’nın 106/1. maddesi kapsamındaki tehdit suçunun uzlaştırma kapsamında bulunduğu anlaşılmış olmakla, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 2 ve 7. maddeleri de gözetilerek, uzlaştırma işlemi uygulanarak sonucuna göre sanığın hukuki durumunun bu kapsamda tekrar değerlendirilip belirlenmesinde zorunluluk bulunması,

Bozmayı gerektirmiş, sanık …‘ın temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan, diğer yönleri incelenmeksizin HÜKMÜN 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 12/06/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi (Yargıtay 4. Ceza Dairesi – Karar: 2017/17344).

Görevsizlik Kararını Benimseyerek Yargılama Yapan Mahkeme Yeni Baştan Sorgu İşlemleri Yapar

Dosya incelenerek gereği düşünüldü; I- Konut dokunulmazlığını bozma suçundan kurulan hükmün incelenmesinde; Suça sürüklenen çocuk hakkında konut dokunulmazlığını bozma suçundan verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin kararın, 5271 sayılı CMK’nın 231/12. maddesi uyarınca itiraza tabi olduğu, bu kararın temyizi mümkün olmadığından, 5271 sayılı CMK’nın 264. maddesine göre de, kanun yolunun ve merciinin belirlenmesinde yanılma, başvuranın hakkını ortadan kaldırmayacağından, suça sürüklenen çocuk müdafiinin dilekçesi itiraz niteliğinde kabul edilerek itirazın merciince incelenmesi için dosyanın incelenmeksizin mahalline İADESİNE, II- Hırsızlık suçundan kurulan hükmün incelenmesinde; Ayrıntıları Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 2008/1-90, 2008/100 karar sayılı ilamında açıklandığı üzere, CMK’nın 7. maddesinde yenilenmesi mümkün olmayanlar dışında görevli olmayan hakim veya mahkemece yapılan işlemlerin hükümsüz olduğu belirtilmiş olmakla, Çocuk Mahkemesince görevsizlik kararı benimsenerek yargılanmaya başlanmış ve devam edilmiş olduğuna göre suça sürüklenen çocuğun yeniden CMK’nın 147 ve 191 maddeleri uyarınca sorgusunun yapılması zorunlu olup, sanığın CMK’nın 191 ve 147. maddelerindeki hakları, denetime elverişli olacak şekilde duruşma tutanağına geçirilip usulüne uygun sorgusu yapılarak karar verilmesi gerekirken sanığın yeniden sorgusu yapılmadan yazılı şekilde karar verilmesi, Bozmayı gerektirmiş, suça sürüklenen çocuk müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, diğer yönleri incelenmeyen hükmün bu sebepten dolayı istem gibi BOZULMASINA, 06.06.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi (Yargıtay 2. Ceza Dairesi - Karar: 2017/6581).

Görevsiz Mahkemece Alınan Tanık Beyanıyla Yetinilerek Hüküm Kurulamaz

Temyizin kapsamına göre sanık … hakkında mağdur …‘i kasten öldürmeye teşebbüs suçundan kurulan mahkumiyet hükmü ile mala zarar verme suçundan kurulan beraat hükmü ile sınırlı olarak yapılan temyiz incelemesinde; Toplanan deliller karar yerinde incelenip, sanık …‘nın eşi olan mağdur …‘e karşı eyleminin sübutu kabul, takdire ilişkin cezayı azaltıcı sebebin niteliği takdir kılınmış, savunması inandırıcı gerekçelerle reddedilmiş, sanık hakkında mala zarar verme suçu ile ilgili olarak elde edilen delillerin hükümlülüğe yeter nitelik ve derecede bulunmadığı gerekçeleri gösterilerek mahkemece kabul ve takdir kılınmış, incelenen dosyaya göre verilen hükümde bozma nedenleri dışında bir isabetsizlik görülmemiş olduğundan, sanık müdafiinin, katılan … vekilinin, katılan Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı vekilinin, Cumhuriyet savcısının yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddiyle, A-Sanık hakkında mala zarar verme suçundan kurulan beraat hükmünün ONANMASINA, B-Sanık hakkında mağdur …‘i kasten öldürmeye teşebbüs suçundan kurulan mahkumiyet hükmünün incelenmesinde; a-Mağdurun suç tarihinde yanında bulunduğunu belirttiği Ebru’nun tanık sıfatıyla beyanı alınmadan ve hükme dayanak teşkil eden tanık Dede’nin görevsiz Konya 10. Asliye Ceza Mahkemesinde alınan beyanı ile yetinilerek CMK’nun 7. maddesine aykırı olarak eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması, b- Konya Adli Tıp Kurumu Şube Müdürlüğünün 21/12/2015 tarih ve 2015/4278 sayılı raporunda mağdurun yüzünde sabit iz açısından olay tarihinden 6 ay sonra değerlendirilmesinin uygun olacağının belirtildiği gözetilmeden, yetersiz rapora dayanılarak eksik inceleme sonucu hüküm kurulması, Yasaya aykırı olup, sanık müdafii, katılan … vekili, katılan Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı vekili, Cumhuriyet savcısının temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün tebliğnamedeki düşünceye kısmen uygun olarak BOZULMASINA, hükmolunan ceza miktarı ve temyiz incelemesi dışında tutuklulukta geçen süre gözetilerek sanığın tahliye talebinin REDDİNE, 25/04/2017 gününde oybirliği ile karar verildi. (Yargıtay 1. Ceza Dairesi - Karar: 2017/1385).

Görevsiz Mahkemede Dinlenen Tanık Duruşmaya Çağrılarak Yeniden Dinlenmelidir

Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü: Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi. Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede; başkaca nedenler yerinde görülmemiştir. Ancak; 1-) Dosya içerisindeki 30.11.2011 tarihli olay tutanağında, olay tarihinde eşi ile arasında çıkan tartışmada eşinin evdeki sehpayı kırması nedeniyle 155 polis imdat hattını arayarak eşinden şikayetçi olan sanığın, gerekli işlemler üzerine eşinin de polis merkezine gitmesi gerektiğini öğrendikten sonra şikayetinden vazgeçmesi ve eşinin de kendisinden şikayetçi olmaması üzerine sanığın ve görevli polis memurlarının apartmandan çıktıkları, dışarıda sanığa polis merkezine gelip şikayetçi olabileceği söylendikten sonra sanığın görevli polis memurlarına hakaret içeren söylemleri yanında “ siz kimsiniz ben şimdi sizin müdürünüze gidiyorum” demesi üzerine ekip aracına bindirildiği ve ekip aracında “ ben size yapacağımı bilirim” şeklinde sözler söylediğinin belirtilmiş olmasına rağmen müştekilerin aşamalarda alınan beyanlarında sanığın kendilerini öldürmekle tehdit ettiğini beyan etmiş olmaları karşısında, müştekilerin beyanları ile olay tutanağı arasında oluşan çelişki giderilerek, müşteki anlatımlarına itibar edilmesi halinde sanığın eyleminin TCK’nın 106/1-1. cümle, 43/2. maddeleri kapsamında tehdit suçunu oluşturacağı, olay tutanağına itibar edilmesi halinde ise sanığın sözlerinin olayın bütünlüğü içerisinde şikayet hakkı kapsamında olduğu ve görevi yaptırmamak için direnme suçunun unsurlarının oluşmayacağı dikkate alınarak, tüm kanıtlar birlikte değerlendirildikten sonra sanığın hukuki durumunun takdir ve tayin edilmesi gerektiğinin gözetilmemesi, 2-) Görevsiz mahkemede dinlenen tanık …‘ın duruşmaya çağrılarak ifadesinin alınmaması sureti ile CMK’nun 7.maddesine aykırı davranılması, Kanuna aykırı ve sanık … müdafiinin temyiz nedenleri yerinde görüldüğünden tebliğnameye aykırı olarak HÜKÜMLERİN BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine,12/04/2017 tarihinde oy birliğiyle karar verildi (Yargıtay 18. Ceza Dairesi - Karar: 2017/4192).

Görevsiz Mahkemece Alınan Savunma ile Yetinilmesi Savunma Hakkının Kısıtlanmasıdır

1 - Mardin Sulh Ceza Mahkemesi’nce 5271 sayılı CMK’nın 185. maddesine aykırı olarak, kapalı yapılması gerektiği halde açık olarak yapılan duruşmada sanığın savunmasının alındığı ve görevsizlik kararı verildiği, Mardin Çocuk Mahkemesi’nde savunmasının alınmadığı anlaşıldığından, 5271 sayılı CMK’nın 7. maddesi uyarınca yenilenmesi mümkün olmayanlar dışında görevsiz mahkemece yapılan işlemlerin hükümsüz sayılması karşısında, görevli mahkemece sanığın savunması alınmayarak savunma hakkının kısıtlanması, 2 - Sanık hakkında kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde bulundurma suçundan dolayı başka dava olup olmadığı, varsa sanığın bu suçu diğer davaya konu olan suç nedeniyle verilen tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbirinin infazı sırasında işleyip işlemediği belirlendikten sonra; a) Sanık hakkında aynı suçtan açılmış başka dava yoksa veya sanık bu suçu daha önce işlediği suçtan dolayı verilen tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbirinin infazı sırasında işlemiş değilse, bu suç nedeniyle tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbiri uygulanmamış olan sanık hakkında, 28.06.2014 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanun’un 68. maddesi ile değiştirilen TCK’nın 191. maddesi ve aynı Kanun’un 85. maddesi ile 5320 sayılı Kanun’a eklenen geçici 7. maddenin 2. fıkrası uyarınca, 191. madde hükümleri çerçevesinde “hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına”, b) Sanık bu suçu, daha önce işlediği suçtan dolayı yapılan kovuşturma aşamasında hükmolunan tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbirinin infazı sırasında işlemiş ise, 6545 sayılı Kanun’un 68. maddesi ile değiştirilen TCK’nın 191. maddesinin 5. fıkrasında öngörülen “Erteleme süresi zarfında kişinin kullanmak için tekrar uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alması, kabul etmesi veya bulundurması ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanması, dördüncü fıkra uyarınca ihlâl nedeni sayılır ve ayrı bir soruşturma ve kovuşturma konusu yapılmaz” hükmü uyarınca, ikinci suçtan açılan bu davanın kovuşturma şartının ortadan kalkması nedeniyle, CMK’nın 223. maddesinin 8. fıkrası uyarınca “davanın düşmesine” karar verilmesinde zorunluluk bulunması, Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz itirazı bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan, diğer yönleri incelenmeksizin hükmün BOZULMASINA, 15.03.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi (Yargıtay 20. Ceza Dairesi - Karar: 2017/1703).

Görevsizlik Kararından Sonra Yargılama Yapan Görevli Mahkeme Yeniden Sorgu Yapmalıdır

Taksirle öldürme suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm, sanık müdafi tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü: Sanık müdafinin sair temyiz itirazları yerinde görülmemiştir, ancak; 1- Asliye Ceza Mahkemesince görevsizlik kararı verilmesinden sonra, sanığın görevli Elbistan Ağır Ceza Mahkemesinde yeniden sorgusu yapılmadan hüküm kurulmak suretiyle CMK’nın 7. maddesine aykırı davranılması, 2- Sanığın geçmişteki hali ve suç işleme hususundaki eğilimini içermeyen, bu itibarla yasal ve yeterli olmayan gerekçe ile cezanın ertelenmesine yer olmadığına karar verilmesi, Kanuna aykırı olup, sanık müdafinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden hükmün istem gibi ( BOZULMASINA ), oy birliği ile karar verildi (Yargıtay 5. Ceza Dairesi - Karar: 2017/3301).

Görevsizlik Kararından Sonra Görevli Mahkemenin Katılan Ve Vekillerini Davet Etmeden Yargılama Yaparak Sonlandırılması Hukuka Aykırıdır

Sanığın taksirle öldürme suçundan mahkûmiyetine ilişkin hüküm sanık müdafii ve katılanlar vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü: Görevsizlik kararına bağlı olarak gelen dosya üzerinden başlatılan yargılamanın katılanlar ve vekilleri davet edilmeksizin sonlandırılması suretiyle 5271 sayılı Kanunun 7. maddesine muhalefet edilmesi, Kanuna aykırı, katılanlar vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı istem gibi, ( BOZULMASINA ), oybirliğiyle karar verildi (Yargıtay 12. Ceza Dairesi - Karar: 2011/1390).


Avukat Baran Doğan

UYARI

Web sitemizdeki tüm makale ve içeriklerin telif hakkı Av. Baran Doğan’a aittir. Tüm makaleler hak sahipliğinin tescili amacıyla elektronik imzalı zaman damgalıdır. Sitemizdeki makalelerin kopyalanarak veya özetlenerek izinsiz bir şekilde başka web sitelerinde yayınlanması halinde hukuki ve cezai işlem yapılacaktır. Avukat meslektaşların makale içeriklerini dava dilekçelerinde kullanması serbesttir.

Makale Yazarlığı İçin

Avukat veya akademisyenler hukuk makalelerini özgeçmişleri ile birlikte yayımlanmak üzere avukatbd@gmail.com adresine gönderebilirler. Makale yazımında konu sınırlaması yoktur. Makalelerin uygulamaya yönelik bir perspektifle hazırlanması rica olunur.

Paylaş
RSS