Çalışma Saatlerimiz
Hafta İçi 09.00 - 18.00

CMK Madde 6 – Görevsizlik kararı verilemeyecek hâl

(1) Duruşmada suçun hukukî niteliğinin değiştiğinden bahisle görevsizlik kararı verilerek dosya alt dereceli mahkemeye gönderilemez.



CMK Madde 6 Gerekçesi

Bu madde ile 4 üncü maddenin birinci fıkrasında yer alan ilkeye bir istisna getirilmektedir. Tasarının temel amaçlarından birisi, adil yargılama esas olmakla beraber, davaların sür’atle sonuçlandırılması olduğundan 181 inci maddeye göre iddianamenin kabulü kararı verildikten sonra, suçun yargılamasının madde itibarıyla alt dereceli bir mahkemenin yetkisinde olduğundan söz edilerek görevsizlik kararı verilemeyecek, madde itibarıyla yüksek dereceli mahkeme artık yargılamayı sürdürerek kovuşturma evresindeki işlemleri gerçekleştirerek davayı hükme ulaştıracaktır. Doğal olarak, iddianamenin iadesine bu nedenle karar verdiğinde görevli mahkeme de gösterilecektir.

5271 Sayılı CMK 6. Madde Görevsizlik kararı verilemeyecek hâl Yargıtay Kararları


Çocuk Yargılamalarında Görevli Mahkemenin Belirlenmesi

Kasten yaralama suçundan suça sürüklenen çocuklar …, … ve … haklarında yapılan yargılama sonunda Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu’nun 05/02/2015 tarihli ve 170 sayılı kararıyla … 1. ve 2. Çocuk Mahkemelerinin 25/02/2015 tarihinde faaliyete geçirildiği gerekçesiyle 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanunu’nun 26. maddesi ile aynı Kanun’un geçici 1 ve 3.maddeleri uyarınca mahkemenin görevsizliğine, dosyanın görevli ve yetkili Çocuk Mahkemesine gönderilmesine dair … 16. Asliye Ceza Mahkemesinin 21/05/2015 tarihli ve 2014/602 esas, 2015/391 sayılı kararını müteakip, … 1. Çocuk Mahkemesinin 03/09/2015 tarihli ve 2015/838 esas, 2015/586 sayılı kararıyla mahkemenin görevsizliğine karar vermesi üzerine ortaya çıkan olumsuz görev uyuşmazlığının giderilmesi amacıyla dosyanın gönderildiği … 2. Çocuk Ağır Ceza Mahkemesince verilen … 16. Asliye Ceza Mahkemesinin görevsizlik kararının kaldırılmasına ilişkin 06/10/2015 tarihli ve 2015/814 değişik iş sayılı kararın;

Dosya kapsamına göre, benzer bir olay sebebiyle Yargıtay 4. Ceza Dairesinin 16/07/2008 tarihli ve 2008/7210-16565 sayılı ilâmında da belirtildiği üzere;

T.C. Anayasası’nın 37. maddesinde “Hiç kimse kanunen tâbi olduğu mahkemeden başka bir merci önüne çıkarılamaz.”, 142. maddesinde “Mahkemelerin kuruluşu, görev ve yetkileri, işleyişi ve yargılama usulleri kanunla düzenlenir.”, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 3/1. maddesinde “Mahkemelerin görevleri kanunla belirlenir.”, 4/1. maddesinde “Davaya bakan mahkeme, görevli olup olmadığına kovuşturma evresinin her aşamasında re’sen karar verebilir. 6. madde hükmü saklıdır.”, 5/1. maddesinde “İddianamenin kabulünden sonra, işin davayı gören mahkemenin görevini aştığı veya dışında kaldığı anlaşılırsa, mahkeme bir kararla işi görevli mahkemeye gönderir.”, 5395 Çocuk Koruma Kanunu’nun 26. maddesindeki “(1)Çocuk mahkemesi, asliye ceza mahkemesi ile sulh ceza mahkemesinin görev alanına giren suçlar bakımından, suça sürüklenen çocuklar hakkında açılacak davalara bakar. (2) Çocuk ağır ceza mahkemesi, çocuklar tarafından işlenen ve ağır ceza mahkemesinin görev alanına giren suçlarla ilgili davalara bakar. (3) Mahkemeler ve çocuk hâkimi, bu Kanunda ve diğer kanunlarda yer alan tedbirleri almakla görevlidir. (4) Çocuklar hakkında açılan kamu davaları, Kanunun 17 nci Maddesi hükümleri saklı kalmak kaydıyla bu Kanunla kurulan mahkemelerde görülür.” yine aynı Kanun’un geçici 1, 2 ve 3. maddelerinde “ (1) 2253 sayılı Kanun gereğince kurulan çocuk mahkemelerinde derdest bulunan ve bu Kanun ile kurulan çocuk mahkemesinin görevine giren dava ve işler, bu mahkemeler faaliyete geçtiğinde çocuk mahkemesine devredilir. (2) Genel ceza mahkemelerinde görülmekte olan ve bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihte onsekiz yaşını doldurmuş olan sanıklar hakkındaki dava ve işler çocuk mahkemeleri ile çocuk ağır ceza mahkemelerine devredilmez. (3) Çocuk mahkemeleri ile çocuk ağır ceza mahkemeleri bulunmayan yerlerde, bu mahkemeler kurulup göreve başlayıncaya kadar çocuklar tarafından işlenen suçlara ait soruşturma ve kovuşturmalar Cumhuriyet başsavcılığı ve görevli mahkemelerce bu Kanun hükümlerine göre yapılır.”, 5320 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun’un 8. maddesi uyarınca yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun 307/1. maddesinde “Temyiz ancak hükmün kanuna muhalif olması sebebine müstenit olur.”, anılan Kanun’un 308. maddesinde “Aşağıda yazılı hallerde kanuna mutlaka muhalefet edilmiş sayılır… 4) Mahkemenin kanuna muhalif olarak davaya bakmaya kendini görevli veya yetkili görmesi…..” hükümlerinin yer aldığı;

Merci … 2. Çocuk Ağır Ceza Mahkemesince Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulunun 170 sayılı kararında derdest davaların yeni kurulan çocuk mahkemelerine devri yönünde hüküm bulunmadığı, 09/10/2013 tarihli ve 801 sayılı Yargı Çevresi Değişikliği konulu kararında ise derdest davaların kesinleşinceye kadar halen görüldükleri mahkemeleri tarafından bakılması gerektiğinin belirtildiği gerekçesiyle karar tesis edilmiş ise de; Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulunun anılan kararlarının göreve ilişkin kanun hükümlerini yürürlükten kaldırma niteliği taşımadığı, mahkemelerin görevlerinin kanunla belirlenmesine ilişkin anayasal ve yasal kuralların idari nitelikte bir işlemle değiştirilemeyeceği gözetilmeden … 1. Çocuk Mahkemesinin görevsizlik kararının kaldırılması yerine, yazılı şekilde karar verilmiş olmasında isabet görülmediğinden bahisle 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca bozulması lüzumu Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü ifadeli, 12/12/2017 gün ve 94660652-105-34-8994-2017-Kyb sayılı Kanun yararına bozmaya atfen Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’ndan tebliğname ile Daireye ihbar ve dava evrakı ile birlikte tevdii kılınmakla gereği düşünüldü:

Kanun yararına bozma istemine dayanan ihbarname münderecatı yerinde görüldüğünden talebin kabulü ile … 2. Çocuk Ağır Ceza Mahkemesince verilen 06/10/2015 tarihli ve 2015/814 Değişik İş sayılı Kararın CMK’nın 309. maddesi uyarınca BOZULMASINA, bozma sebebine nazaran müteakip işlemlerin merciince yapılmasına, dosyanın mahalline gönderilmesi için Yargıtay C. Başsavcılığına TEVDİİNE, 08/01/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi (Yargıtay 5. Ceza Dairesi - Karar: 2018/23).

Basın Kanunu Kapsamındaki Suçlarda Görevli Mahkeme

Hakaret suçundan sanıklar …, …, … ve … haklarında yapılan yargılama sırasında, suçun Basın Kanunu kapsamında kaldığından bahisle mahkemenin görevsizliğine, dosyanın görevli Küçükçekmece 2. Asliye Ceza Mahkemesine gönderilmesine dair Küçükçekmece 20. Asliye Ceza Mahkemesinin 23/03/2016 tarihli ve 2016/465 esas, 2016/435 sayılı kararına karşı yapılan itirazın reddine ilişkin Bakırköy 10. Ağır Ceza Mahkemesinin 07/06/2016 tarihli ve 2016/371 değişik iş sayılı kararının, Adalet Bakanlığı tarafından kanun yararına bozulmasının istenilmesi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 05/12/2016 gün ve 392567sayılı tebliğnamesiyle dava dosyası Dairemize gönderilmekle incelendi: İstem yazısında; “Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 37. maddesinde “Hiç kimse kanunen tâbi olduğu mahkemeden başka bir merci önüne çıkarılamaz.”, 142. maddesinde “Mahkemelerin kuruluşu, görev ve yetkileri, işleyişi ve yargılama usulleri kanunla düzenlenir.”, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 3/1. maddesinde “Mahkemelerin görevleri kanunla belirlenir.”, 4/1. maddesinde “Davaya bakan mahkeme, görevli olup olmadığına kovuşturma evresinin her aşamasında re’sen karar verebilir. 6. madde hükmü saklıdır.”, 5/1. maddesinde “İddianamenin kabulünden sonra, işin davayı gören mahkemenin görevini aştığı veya dışında kaldığı anlaşılırsa, mahkeme bir kararla işi görevli mahkemeye gönderir.”, 5187 sayılı Basın Kanunu’nun 27. maddesinin 1. fıkrasında “Basılmış eserler yoluyla işlenen veya bu Kanunda öngörülen diğer suçlardan dolayı açılan davalardan, ağır ceza işlerinden olanlar ağır ceza mahkemelerinde, diğerleri asliye ceza mahkemelerinde görülür.”, 2. fıkrasında ise “Bir yerde ağır ceza veya asliye ceza mahkemesinin birden fazla dairesi bulunması halinde bu davalar iki numaralı mahkemede görülür.” hükümlerinin yer aldığı, Yargıtay 9. Ceza Dairesinin 10/03/2010 tarihli ve 2009/18295 esas, 2010/2905 sayılı ilamında belirtildiği üzere, basın yoluyla suç işlenmesinden söz edilebilmesi için 5187 sayılı Basın Kanunu’nun 2. maddesi kapsamında bir eserin meydana gelmesinin gerektiği, somut olayımızda ise TV EM logosuyla yayın yapan televizyon kanalında yayınlanan Serbest Vuruş isimli programda sanıkların üzerlerine atılı eylemi gerçekleştirdikleri nazara alındığında söz konusu eylemin Basın Kanunu kapsamında kalmadığı, bu nedenle itirazın kabulü yerine, yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmemiştir.” denilmektedir. Hukuksal Değerlendirme: T.C. Anayasasının 37.maddesinde “Hiç kimse kanunen tabi olduğu mahkemeden başka bir merci önüne çıkarılamaz.” 142.maddesinde “Mahkemelerin kuruluşu, görev ve yetkileri, işleyişi ve yargılama usulleri kanunla düzenlenir.” 5271 sayılı CMK’nın 3/1.maddesinde “Mahkemelerin görevleri kanunla belirlenir.” 4/1 maddesinde “Davaya bakan mahkeme, görevli olup olmadığına kovuşturma evresinin her aşamasında re’sen karar verebilir. 6.madde hükmü saklıdır.” 5/1 maddesinde “İddianamenin kabulünden sonra, işin, davayı gören mahkemenin görevini aştığı veya dışında kaldığı anlaşılırsa, mahkeme bir kararla işi görevli mahkemeye gönderir.” 5187 sayılı Basın Yasasının 27.maddesinin 1.fıkrasında “Basılmış eserler yoluyla işlenen veya bu Kanunda öngörülen diğer suçlardan dolayı açılan davalardan, ağır ceza işlerinden olanlar ağır ceza mahkemelerinde, diğerleri asliye ceza mahkemelerinde görülür.” 2.fıkrasında ise “Bir yerde ağır ceza veya asliye ceza mahkemesinin birden fazla dairesi bulunması halinde bu davalar iki numaralı mahkemede görülür.” 5320 sayılı CMK’nın Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Yasanın 8.maddesi uyarınca yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK’nın 307/1.maddesinde “Temyiz ancak hükmün kanuna muhalif olması sebebine müstenit olur.” Anılan Yasanın 308.maddesinde “Aşağıda yazılı hallerde kanuna mutlaka muhalefet edilmiş sayılır” 4. fıkrasında ise “Mahkemenin kanuna muhalif olarak davaya bakmaya kendini görevli veya yetkili görmesi” hükümleri yer almaktadır. Somut olayda, sanık …‘ın, ‘Serbest Vuruş’ isimli programın sunucusu, sanık …‘nin, spor müdürü ve söz konusu programın yapımından ve yayınından sorumlu olduğu, sanık …‘in de, söz konusu programın danışmanı ve yorumcusu, aynı zamanda şüpheli … ile birlikte söz konusu programın yapımından ve yayınından sorumlu olduğu anlaşılmıştır. Sanıklar hakkında;… isimli televizyon kanalında yayınlanan Serbest Vuruş isimli programda; şüpheli … ile röportaj yapıldığı, şüphelinin röportaj sırasında, müşteki … hakkında, “… …için … tek kelime ile hırsız anlamı taşıyor. … Hırsızın da, toplumda yeri olmaz. …” diyerek hakaret ettiği, bu röportajın, 01.02.2015 tarihinde, … isimli televizyon kanalında, ‘Serbest Vuruş’ isimli spor programında yayınlandığı ve “ÖKSÜZ: … hırsızdır!” şeklindeki alt yazının uzun bir süre ekranda yazılı olarak kaldığı iddiasıyla 125/1,2,4 maddeleri gereğince cezalandırılması istemiyle kamu davası açılmıştır. Küçükçekmece 20. Asliye Ceza Mahkemesi söz konusu eylemlerin basın yoluyla işlendiği, 5187 sayılı Kanun’un 27/1. maddesi gereğince 2. Asliye Ceza Mahkemesi görevli olduğundan bahisle görevsizlik kararı verilmiştir. Görevsizlik kararına müşteki vekili tarafından itiraz edilmesi üzerine Bakırköy 10. Ağır Ceza Mahkemesinin 07/06/2016 tarihli ve 2016/371 değişik iş sayılı kararı ile itirazın reddine karar verilmiştir. 5187 sayılı Basın Kanunun 2.maddesinde,” Basılmış eser; Yayımlanmak üzere her türlü basım araçları ile basılan veya diğer araçlarla çoğaltılan yazı, resim ve benzeri eserler ile haber ajansı yayınları” olarak tanımlanmıştır. Aynı Kanunun 27. maddesinde ise, “Basılmış eserler yoluyla işlenen veya bu Kanunda öngörülen diğer suçlardan dolayı açılan davalardan, ağır ceza işlerinden olanlar ağır ceza mahkemelerinde, diğerleri asliye ceza mahkemelerinde görülür. Bir yerde ağır ceza veya asliye ceza mahkemesinin birden fazla dairesi bulunması halinde bu davalar iki numaralı mahkemede görülür.” hükmüne yer verilmiştir. Buna göre bu Kanundaki göreve ilişkin düzenleme sadece basılmış eserler için uygulanabilecek olup, iddia edilen olayın ise televizyon programında gerçekleşmesi karşısında 5187 sayılı Basın Kanunun 27. maddesinin uygulama olanağı bulunmamaktadır. Bu nedenle, Küçükçekmece 20. Asliye Ceza Mahkemesi’nin görevsizlik kararına yapılan itirazı reddeden mercii kararı hukuka aykırıdır. Sonuç ve Karar: Yukarıda açıklanan nedenlerle; Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının düzenlediği tebliğnamedeki düşünce yerinde görüldüğünden, 1- Hakaret suçundan sanıklar …, …, … ve … hakkında, Bakırköy 10. Ağır Ceza Mahkemesinin 07/06/2016 tarihli ve 2016/371 değişik iş sayılı kararının,CMK’nın 309. maddesi uyarınca BOZULMASINA , 02/05/2017 tarihinde oy birliğiyle karar verildi (Yargıtay 18. Ceza Dairesi - Karar: 2017/4790).

Kaynak Göstermeksizin Yeniden Yayım Suçunda Görevli Mahkeme

Kaynak göstermeksizin yeniden yayım suçundan sanık … hakkında yapılan yargılama sonunda suçun basılı eserle işlenmediğinden bahisle mahkemenin görevsizliğine, dosyanın görevli nöbetçi Fikri ve Sınai Haklar Ceza Mahkemesine gönderilmesine dair Bakırköy 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 01/03/2016 tarihli ve 2014/126 esas, 2016/55 sayılı kararını müteakip, Bakırköy 2. Fikri ve Sınai Haklar Ceza Mahkemesinin 28/03/2016 tarihli ve 2016/225 esas, 2016/150 sayılı kararıyla mahkemenin görevsizliğine karar vermesi üzerine ortaya çıkan olumsuz görev uyuşmazlığının giderilmesi amacıyla dosyanın gönderildiği ortak yüksek görevli mahkeme sıfatıyla Bakırköy 7. Ağır Ceza Mahkemesince; Bakırköy 2. Asliye Ceza Mahkemesinin görevsizlik kararının kaldırılmasına dair 14/04/2016 tarihli ve 2016/260 değişik iş sayılı kararın; T.C. Anayasasının 37. maddesinde “Hiç kimse kanunen tabi olduğu mahkemeden başka bir mercii önüne çıkarılamaz”, 142. maddesinde “Mahkemelerin kuruluşu, görev ve yetkileri, işleyişi ve yargılama usulleri kanunla düzenlenir”, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 3/1 maddesinde “Mahkemelerin görevleri kanunla belirlenir.”, 4/1. maddesinde “Davaya bakan mahkeme, görevli olup olmadığına kovuşturma evresinin her aşamasında re’sen karar verebilir. 6. madde hükmü saklıdır.”, 5/1. maddesinde “iddianamenin kabulünden sonra, işin davayı gören mahkemenin görevini aştığı veya dışında kaldığı anlaşılırsa mahkeme bir kararla işi görevli mahkemeye gönderir”, 5187 sayılı Basın Kanununun 27. maddesinin 1. fıkrasında “Basılmış eserler yoluyla işlenen veya bu Kanunda öngörülen diğer suçlardan dolayı açılan davalardan, ağır ceza işlerinden olanlar ağır ceza mahkemelerinde, diğerleri asliye ceza mahkemelerinde görülür.”, 2. fıkrasında ise, “Bir yerde ağır ceza veya asliye ceza mahkemesinin birden fazla dairesi bulunması halinde bu davalar iki numaralı mahkemede görülür” hükümlerinin yer aldığı, Yargıtay 2. Ceza Dairesinin 15/10/2012 tarihli ve 2012/3490 esas, 2012/43666 sayılı ilamında belirtildiği üzere, internet ile yapılan yayınlar yönünden Basın Kanunu hükümlerinin uygulanmasına imkan bulunmadığı ve sanığa isnat edilen eylemin de internet sitesi üzerinden gerçekleştirilmiş olduğu nazara alındığında Bakırköy 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 01/03/2016 tarihli görevsizlik kararında isabetsizlik bulunmadığı gözetilerek itirazın reddi yerine yazılı şekilde kabulüne karar verilmesinde isabet görülmediğinden bahisle 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca bozulması lüzumu Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü ifadeli, 15/11/2016 gün ve 94660652-105-34-8035-2016-Kyb sayılı Kanun yararına bozmaya atfen Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’ndan tebliğname ile Daireye ihbar ve dava evrakı ile birlikte tevdii kılınmakla gereği düşünüldü: Kanun yararına bozma istemine dayanan ihbarname münderecatı yerinde görüldüğünden talebin kabulü ile Bakırköy 7. Ağır Ceza Mahkemesince verilen 14/04/2016 tarihli ve 2016/260 Değişik İş sayılı Kararın CMK’nın 309. maddesi uyarınca BOZULMASINA, bozma sebebine nazaran müteakip işlemlerin merciince yapılmasına, dosyanın mahalline gönderilmesi için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’na TEVDİİNE, 11/01/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi (Yargıtay 5. Ceza Dairesi - Karar:2017/104).


Avukat Baran Doğan

UYARI

Web sitemizdeki tüm makale ve içeriklerin telif hakkı Av. Baran Doğan’a aittir. Tüm makaleler hak sahipliğinin tescili amacıyla elektronik imzalı zaman damgalıdır. Sitemizdeki makalelerin kopyalanarak veya özetlenerek izinsiz bir şekilde başka web sitelerinde yayınlanması halinde hukuki ve cezai işlem yapılacaktır. Avukat meslektaşların makale içeriklerini dava dilekçelerinde kullanması serbesttir.

Makale Yazarlığı İçin

Avukat veya akademisyenler hukuk makalelerini özgeçmişleri ile birlikte yayımlanmak üzere avukatbd@gmail.com adresine gönderebilirler. Makale yazımında konu sınırlaması yoktur. Makalelerin uygulamaya yönelik bir perspektifle hazırlanması rica olunur.

Paylaş
RSS