0 212 652 15 44
Çalışma Saatlerimiz
Hafta İçi 09.00 - 18.00

Mirastan Feragat Sözleşmesi Nedir?

(Y14HD-K.2019/7969)

Mirastan feragat sözleşmesi, TMK. 528/I hükmüne göre, mirasbırakan ile muhtemel yasal mirasçısı arasında, ileride doğacak miras payından tamamen veya kısmen ivazlı veya ivazsız olarak vazgeçmesine ilişkin bir miras sözleşmesi türüdür.

Mirastan feragat sözleşmesinin hükümleri özellikle feragat eden mirasçı bakımından önemlidir. Çünkü, feragat sözleşmesi yapmakla feragat eden kimse, mirasa ilişkin beklenen (muntazar) bir haktan yoksun olur, mirasçı sıfatını kazanamaz. Bu husus Medeni Kanunumuzun 528/II’de «Feragat eden, mirasçılık sıfatını kaybeder» şeklinde ifade edilmiştir.

Medeni Kanunumuzun 528. maddesinin üçuücü fıkrasına göre “bir karşılık sağlanarak mirastan feragat, sözleşmede aksi öngörülmedikçe feragat edenin altsoyu için de sonuç doğurur.” Bu düzenlemenin karşıt anlamına göre, feragatin ivazsız olması durumunda, feragat eden mirasçının altsoyu, mirasçılık sıfatını kaybetmez. Feragat eden artık mirasçı olamayacağına göre, onun feragatinden kimler yararlanacaktır? İvazsız feragatte, feragat edenin altsoyları mirasçı olmaya devam edeceğinden, ivazsız feragatte sadece feragatten edenin altsoyu yararlanır.

(Y14HD-K.2016/5691)

Mirastan feragat sözleşmesi miras bırakan ile gelecekteki muhtemel mirasçısı arasında düzenlenen, ileride doğacak miras hakkına ilişkin beklentiden karşılık alınarak veya bir karşılık alınmadan kısmen veya tamamen vazgeçmeye ilişkin iki taraflı bir sözleşmedir. Mirastan feragat sözleşmesinin konusunu murisin halen hayatta bulunması nedeniyle miras geçmediğinden miras hakkı değil buna ilişkin beklenti oluşturmaktadır. TMK’nın 528. maddesine göre, mirasbırakan bir mirasçı ile karşılıksız veya karşılık sağlanarak böyle bir sözleşmeyi yapabilir.

Mirastan Feragat ile Miras Hakkının Temliki Sözleşmesinin Farkı

(Y14HD-K.2017/434)

Mirastan feragat sözleşmesi, mirasbırakanla mirasçı arasında yapılan ve mirasçının miras hakkından vazgeçmesine ilişkin bulunan bir sözleşmedir. Mirasçının bu konuda üçüncü bir şahısla veya diğer bir mirasçı ile yaptığı sözleşme mirastan feragat sözleşmesi olmayıp, miras hakkının temliki sözleşmesidir. Mirastan feragat sözleşmesinin resmi şekilde yapılması bir geçerlilik şartı olduğu halde miras hissesinin temliki sözleşmesi alelade yazılı şekilde yapılabilir. Açılmamış bir miras üzerinde miras hakkının temliki sözleşmesinin geçerli sayılabilmesi için TMK’nın 678. maddesi gereğince miras bırakanın bu sözleşmeye iştiraki ve muvafakat etmesi şarttır.

Mirastan Feragat Sözleşmesinin Şekli

(Y1HD-K.2022/805)

4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun ( TMK) 599. maddesine göre, “Mirasçılar, mirasbırakanın ölümü ile mirası bir bütün olarak, kanun gereğince kazanırlar.” Yine aynı Yasa’nın 528. maddesine göre, “ Mirasbırakan, bir mirasçısı ile karşılıksız veya bir karşılık sağlanarak mirastan feragat sözleşmesi yapabilir. Feragat eden, mirasçılık sıfatını kaybeder. Bir karşılık sağlanarak mirastan feragat, sözleşmede aksi öngörülmedikçe feragat edenin alt soyu için de sonuç doğurur.” düzenlemelerine yer verilmiştir. Kanun koyucu ölüme bağlı tasarrufların yapılması için iki farklı şekil şartı öngörmüştür. Bunlardan biri, mirasbırakanın tek taraflı yaptığı ve her zaman dönebileceği vasiyetname (MK 531-544), diğeri iki taraflı, bağlayıcı özelliği olan miras sözleşmesidir. Miras sözleşmesinin geçerli olması için Türk Medeni Kanunu’nun 545/I. maddesi uyarınca resmî vasiyetname şeklinde (noterde) düzenlenmesi gerekir. Mirastan feragat sözleşmesi, hukuki niteliği itibarıyla bir miras sözleşmesi olduğu için, yukarıda açıklanan kurallar mirastan feragat sözleşmesinin kurulmasında da geçerli olacaktır.

(Y14HD-K.2021/651)

Ölüme bağlı tasarrufların hüküm ve neticelerini, mirasbırakanın ölümünden sonra meydana getirmesi söz konusu olduğu için, bu özelliği nedeniyle, kanun koyucu bu tasarrufların kurulmasını sıkı şekil şartına bağlamıştır.Kanun koyucu ölüme bağlı tasarrufların yapılması için iki farklı şekil şartı öngörmüştür. Bunlardan biri, mirasbırakanın tek taraflı yaptığı ve her zaman dönebileceği vasiyetname (MK 531-544), diğeri iki taraflı, bağlayıcı özelliği olan miras sözleşmesidir.

Miras sözleşmesinin geçerli olması için Türk Medeni Kanununun 545/I. maddesi uyarınca resmi vasiyetname şeklinde (noterde) düzenlenmesi gerekir.

Mirastan feragat sözleşmesi, hukuki niteliği itibariyle bir miras sözleşmesi olduğu için, yukarıda açıklanan kurallar mirastan feragat sözleşmesinin kurulmasında da geçerli olacaktır. Somut olayda, mirastan feragat sözleşmesi ölüme bağlı tasarruf şeklinde yapılması geçerlilik koşulu olup resmi şekil koşuluna uyulmadan yapılan sözleşmenin hukuken geçerliliği bulunmadığından iptali de söz konusu değildir. Türk Medeni Kanununun 545. maddesinde belirtilen emredici kural nedeniyle geçerli bir mirastan feragat sözleşmesinden söz edilemez. Bu sebeple davanın reddine karar verilmesi gerekirken; yanılgılı değerlendirmeyle davanın kabulüne karar verilmesi isabetsiz olmuş; bozmayı gerektirmiştir.

Mirastan Feragat Sözleşmesinin Hükümsüzlüğü

(Y14HD-K.2017/5019)

Dava mirastan feragat sözleşmelerinin hükümsüzlüğünün tespiti ve mirasçılık belgelerinin iptali istemine ilişkindir.

TMK 528. maddesinde “Mirasbırakan, bir mirasçısı ile karşılıksız veya bir karşılık sağlanarak mirastan feragat sözleşmesi yapabilir.Feragat eden, mirasçılık sıfatını kaybeder. Bir karşılık sağlanarak mirastan feragat, sözleşmede aksi öngörülmedikçe feragat edenin altsoyu için de sonuç doğurur.”

TMK 529. maddesinde mirastan feragat sözleşmesi belli bir kişi lehine yapılmış olup bu kişinin herhangi bir sebeple mirasçı olamaması halinde, feragatin hükümden düşeceği, mirastan feragat sözleşmesi belli bir kişi lehine yapılmamışsa, en yakın ortak kökün altsoyu lehine yapılmış sayılacağı ve bunların herhangi bir sebeple mirasçı olamaması halinde, feragatın yine hükümden düşeceği öngörülmüştür.

Mirastan Feragat Sözleşmesinin Feshi/İptali

(Y8HD-K.2008/3995)

Dava, TMK’nın 528. maddesi uyarınca davacı ile miras bırakan arasında kurulan mirastan feragat sözleşmesinin iptali ve miras payının tanınması isteğine ilişkindir. Anılan hükme göre miras bırakan bir mirasçı ile karşılıksız veya karşılık sağlanarak böyle bir sözleşmeyi yapabilir. Davacı vekili, miras bırakan Fahrettin’in sözleşmenin kurulduğu tarihte yakalandığı hastalık nedeniyle fiil ehliyetine sahip olmadığını, hile yapılarak vekil edeninin hataya düşürüldüğünü, sözleşmede öngörülen paranın ödenmediğini ileri sürerek iptal ve tescil isteğinde bulunmuştur. İleri sürülen ehliyetsizlik ve rızayı ortadan kaldıran sebeplerin varlığı halinde, ehliyetsizlik halinde süreye bağlı olmaksızın, hata veya hile durumunda ise, bu olguların öğrenildiği, tehdidin etkisinden kurtulduğu andan itibaren buna maruz kalan taraf sözleşmenin feshini/iptalini isteyebilir. Diğer yönden bu sebeplerin her biri yalnız başına sözleşmenin iptali nedenleridir. Görülmekte olan davada miras bırakan Fahrettin’in dosya arasındaki Adli Tıp Kurumu’nca verilen rapor ve belgelere göre sözleşmenin yapıldığı tarihte fiil ehliyetine sahip olduğu belirlenmiş, bu husus ayrıca iptali istenilen sözleşme içeriğinden de anlaşılmıştır. Diğer yönden davacı hileye düşürülerek sözleşmenin düzenlendiği de kanıtlanmamıştır. Öngörülen 500.000 YTL bedelin miras bırakan Fahrettin tarafından davacıya ödendiği noterce düzenlenen sözleşmede belirtilmiş olup, belgenin aksi aynı güçte başka bir belge ile kanıtlanamadığı gibi, takdiri delillerle de bu yön doğrulanmamıştır. Yukarıdan beri yapılan açıklamalar, toplanan deliller ve dosya içeriği ile resmi biçimde düzenlenmiş bulunan sözleşme gözönünde tutularak, mahkemece yazılı gerekçelerle davanın reddine karar verilmiş olmasında kanuna aykırı bir yön görülmemiştir.

(Y14HD-K.2016/5691)

Mirastan feragat sözleşmesi, miras sözleşmelerinin bir başka çeşididir. Onun için bu sözleşmenin de diğer miras sözleşmeleri gibi Medeni Kanunun 533. maddesi gereğince resmi vasiyet şeklinde yapılması zorunludur. Vasiyetnamede tanıklarının, mirastan feragat sözleşmesinin taraflarının bu belgeyi okuduğunu, bunun son arzularını içerdiğine ilişkin beyanını kendi önlerinde yapıldığını, her iki tarafı beyanda bulundukları sırada tasarrufa ehil gösterdiklerini mirastan feragat sözleşmesine yazarak veya yazdırarak altını imzalamaları gerekir (TMK m. 534). Açıklanan kurallara uyulmaksızın düzenlenen miras sözleşmelerinin iptaline karar verilmesi gerekir.

Mirastan Feragat Mirasçılık Belgesi İstemeye Engel Değildir

(Y14HD-K.2019/1359)

Mirasçılık belgesi istemek maddi bir olayın varlığını ikrar ve kişiler arasındaki irs (soy) ilişkisini tespit ettirmekten ibarettir. Mirastan ıskat ve mahrumiyet sebepleri ya da mirasın reddi veya mirastan feragat sözleşmesi hallerinin bulunması mirasçılık belgesi istemeye engel değildir. Iskat, mahrumiyet, ret ve feragatin hukuki sonuçları terekenin bölüştürülmesi sırasında gözetileceğinden “sadece terekeye dahil mal ve haklar yönünden mirasçılık sıfatını kaybettiği ve payın kime kalacağını belirleyen” sözlerin hüküm sonucuna eklenmesi suretiyle miras paylarını gösterir biçimde hüküm kurulması gerekmektedir.

Feragat Edenin Ölümü Halinde Mirastan Feragat Sözleşmesinin Akıbeti

(Y14HD-K.2019/2889)

Dava, mirastan feragat sözleşmesinin açılıp okunduğunun tespiti talebine ilişkindir.

… C.Başsavcılığı tarafından 07/07/2015 tarihli yazısı ile, … 2. Noterliğince düzenlenen 28/02/2005 tarih ve … yevmiye sayılı mirastan feragat sözleşmesinin tarafı olan ve mirastan feragat eden …’ın 27.06.2015 tarihinde öldüğü öğrenildiğinden bahisle gereğinin ifası için ihbarda bulunulmuştur.

Mahkeme, … 2. Noterliğince düzenlenen 28/02/2005 tarih ve … yevmiye sayılı mirastan feragat sözleşmesinin açılıp okunduğunun tespitine karar vermiştir.

Cumhuriyet Başsavcılığının yazı eki ile gönderilen belgenin 4721 sayılı Türk Medeni Kanunun 528.maddesi uyarınca düzenleme şeklinde mirastan feragat sözleşmesi olduğu açıktır.

Mahkemece, yargılama aşamasında ve gerekçeli kararın bir kısmında vasiyetname bir kısmında ise mirastan feragat sözleşmesi terimini kullanması sonucu değiştirmeyeceği gibi, hükümde de feragat sözleşmesinin açılıp okunduğunun tespitine denilmek suretiyle nitelendirmeyi nihayetinde doğru tespit ettiği görülmüştür.

Mirastan feragat eden … tarafından 28/02/2005 tarih ve 3272 yevmiye numaralı mirastan feragat sözleşmesi imzalanmış olup, … 27.06.2015 tarihinde ölmüştür.Mirastan feragat sözleşmesi (TMK.md. 528) hakkında vasiyetname hükümlerinin uygulanacağına yönelik bir hüküm mevcut değildir. Vasiyetname ile ilgili olarak teslim görevi ve alınacak önlemlere ilişkin Türk Medeni Kanununun 595. ve vasiyetnamenin açılmasına ilişkin Türk Medeni Kanununun 596. madde hükümleri mirastan feragat sözleşmesine uygulanamaz. Noterde düzenlenmiş olan mirastan feragat sözleşmesinin miras bırakanın ölümü halinde sulh hakimine gönderilmesinin gereği bulunmamaktadır. Bu nedenle, mirastan feragat sözleşmesiyle ilgili olarak taraflarının veya mirasçılarının açmış oldukları bir dava da olmadığı gözetilerek, yapılacak bir işlem bulunmadığından, mahkemece “karar verilmesine yer olmadığına, gönderilen mirastan feragat sözleşmesi aslının da ilgili noterliğe iadesine” kararı verilmesi gerekirken açılıp okunduğunun tespitine karar verilmesi doğru görülmemiş, bu nedenle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.

Mirastan Feragat Sözleşmesi ve Miras Payının Devri

(Y14HD-K.2021/2893)

Miras sözleşmesinin geçerli olması için Türk Medeni Kanununun 545/I. maddesi uyarınca resmî vasiyetname şeklinde düzenlenmesi gerekir. Mirastan feragat sözleşmesi, hukuki niteliği itibariyle bir miras sözleşmesi olduğu için, yukarıda açıklanan kurallar mirastan feragat sözleşmesinin kurulmasında da geçerli olacaktır.

Somut olayda; mahkemece, davaya konu … 1. Noterliğinde düzenlenen 19.04.2007 tarihli sözleşmeyi mirastan feragat sözleşmesi olarak nitelendirilmiş ise de; sözleşme, … ile feragat edenler …, …, …, … yönünden mirastan feragat sözleşmesi, diğer mirasçılar arasında ise açılmamış miras payının devri sözleşmesi niteliğindedir. Mirasçılar miras yoluyla kendilerine intikal eden hakları ister diğer mirasçılara isterse mirasçı olmayan kişilere bedelli ya da bedelsiz olarak devredebilirler. Türk Medeni Kanununun 677/1. maddesi gereğince, terekenin tamamı veya bir kısmı üzerinde miras payının devri konusunda mirasçılar arasında yapılan sözleşmelerin geçerliliği yazılı şekle bağlıdır.

Öte yandan, TMK’nin 678. maddesinde miras açılmasından önce yapılan sözleşmelerin geçerliği mirasbırakanın katılımı veya iznine tabi kılınmış, başka bir ifadeyle mirasbırakanın katılması veya izni olmaksızın bir mirasçının henüz açılmamış bir miras hakkında diğer mirasçılar veya üçüncü bir kişi ile yapacağı sözleşmeler geçerli kabul edilmemiştir.

Mahkemece mirasçılar yönünden davanın miras taksim sözleşmesi, muris yönünden ise bağıştan rücu şeklinde nitelendirmesi doğru görülmemiş ise de; davanın reddi sonucu itibariyle doğru bulunduğundan HUMK’nun 438/IX. maddesi gereğince gerekçe düzeltilerek hükmün onanmasına karar verilmiştir.

Mirastan İvazlı Feragat ve Feragat Edenin Payının Kime Kalacağının Gösterilmesi

(Y14HD-K.2015/5226)

TMK’nun 598. maddesine göre düzenlenen mirasçılık belgeleri, aksi ispat edilinceye kadar geçerli olan, adına düzenlenmiş bulunan kişi ve kişilerin mirasçılığı lehine bir karine oluşturur. Bu belge; miras bırakanla mirasçıları arasındaki irs (soy) ilişkisini göstermesi yanında, mirasın (terekenin) mirasçılara intikalini de sağlayıcı bir işleve sahiptir. Tüm bu nedenlerle; mirastan feragat eden (TMK m.528) mirasçı veya mirasçılar varsa, düzenlenecek mirasçılık belgesinde, mirasçılık sıfatına sahip olan kişi veya kişiler ile miras paylarının gösterilmesi ve mirastan feragat durumuna işaret edilmekle yetinilmemesi; mirastan feragat nedeniyle, mirasçılık sıfatını kaybedenlerin ve bunların payının akıbetinin de (kime kalacağının) gösterilmesi gerekir. TMK’nun 528/2,3. maddesinde düzenlenen “ …Feragat eden, mirasçılık sıfatını kaybeder. Bir karşılık sağlanarak mirastan feragat, sözleşmede aksi öngörülmedikçe feragat edenin altsoyu için de sonuç doğurur” hükmü uyarınca mirastan feragatte miras paylarının diğer mirasçılara intikal şekli kararda gösterilmelidir.

Bu itibarla mahkemece, nüfus kayıtları ve mirasçılardan Hatice Saiten’in mirastan feragatine ilişkin feragat sözleşmesi değerlendirilerek, mirastan feragat eden mirasçının paylarının kime kalacağı hususu açıkça gösterilmek suretiyle mirasçılık belgesinin düzenlenmesi gerekir. Bu bakımdan; verilen mirasçılık belgesinde yasal mirasçılar ile bunların miras paylarının gösterilmesi yerinde ise de “mirastan feragatin hukuki sonuçlarının” düzenlenen mirasçılık belgesine yansıyacak şekilde gösterilmemiş olması doğru görülmediğinden kararın bozulması gerekmiştir.

Mirastan Feragat Sözleşmesinde Tanıklık ve Şekil Eksikliği

(Y14HD-K.2019/2813)

Mirastan feragat sözleşmesi (TMK. md. 528), miras sözleşmesinin bir çeşidi olduğundan, resmi vasiyetname şeklinde yapılması zorunludur. (TMK. md. 545 ve Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kanunu 11.02.1959 tarih, 16/14 sayılı kararı ). Türk Medeni Kanunu m. 536’da yer alan mirasbırakanın altsoy kan hısımlarının resmî vasiyetnamenin düzenlenmesine memur veya tanık olarak katılamayacağına ilişkin kural, mirastan feragat sözleşmesi için de geçerlidir. Mirasbırakanın altsoyu olan davalı …, davaya konu … 1. Noterliğinin 25.02.2014 tarihli ve 04908 yevmiye sayılı düzenleme şeklinde mirastan feragat sözleşmesinde tanık olarak yer almıştır. Bu nedenle geçerli bir mirastan feragat sözleşmesinden söz edilemez. Ancak, davacı aynı mirastan feragat sözleşmesinde bütün miras hisselerinin tamamından murisi …’dan aldığı 20.000TL bedel karşılığında feragat ettiğini, feragat bedeli olan 20.000TL’yi murisi …’dan nakden ve defaten noterliğin haricinde aldığını ifade etmiştir. Herkes, haklarını kullanırken ve borçlarını yerine getirirken dürüstlük kurallarına uymak zorundadır. Bir hakkın açıkça kötüye kullanılmasını hukuk düzeni korumaz (TMK m. 2). Edimlerin ifasından sonra davacının şekil eksikliğini ileri sürerek, gerçekleştirdiği hukuksal işlemin iptalini istemesi; Medeni Kanununun 2. maddesinde düzenlenen dürüstlük ilkesine aykırıdır. Bu bakımdan; mahkemece şekil eksikliği nedeniyle iptal isteminin reddine karar verilmesi gerekirken; yazılı şekilde karar verilmesi isabetsiz olmuş; bozmayı gerektirmiştir.

Mirastan Feragat, Mirasın Reddi ve Alacaklının Mirastan Feragatin İptali İstemi

(Y14HD-K.2016/11027)

Mirastan ivazsız olarak feragat eden mirasçının alacaklılarının feragatin iptalini isteyip isteyemeyecekleri hakkında Türk Medeni Kanununda açık bir düzenleme bulunmamaktadır. “Malvarlığı borcuna yetmeyen mirasçı, alacaklılarına zarar vermek amacıyla mirası reddederse; alacaklıları veya iflas idaresi, kendilerine yeterli bir güvence verilmediği takdirde, ret tarihinden başlayarak altı ay içinde reddin iptali hakkında dava açabilirler. Reddin iptaline karar verilirse, miras resmen tasfiye edilir. Bu suretle tasfiye edilen mirastan reddeden mirasçının payına bir şey düşerse bundan, önce itiraz eden alacaklıların, daha sonra diğer alacaklıların alacakları ödenir. Arta kalan değerler ise, ret geçerli olsa idi bundan yararlanacak olan mirasçılara verilir.”(TMK m 617) Söz konusu hükmün lafzından malvarlığı borcuna yetmeyen mirasçının, alacaklılarına zarar vermek amacıyla mirastan feragat etmesi halinde de feragatin iptalini isteyebilme yönünde bir sonuç elde edilememektedir. Feragat, mirasbırakanın ölümünden önce gerçekleşen bir hukuki işlemdir. Mirasın reddi ise, mirasbırakanın ölümünden sonra gerçekleşir. Mirastan feragatte beklemece bir haktan vazgeçme söz konusu iken, mirasın reddinde somut, güncel bir haktan vazgeçme söz konusudur. Mirasın reddinin iptaline ilişkin hükmün kıyas yolu ile mirastan feragate de uygulanması mümkün değildir. Kanundaki düzenleme eksikliği bir ihmalin sonucu olmayıp; bilinçli bir tercihin ürünüdür. Mirastan feragatte, kişinin beklenen bir haktan feragat ettiği, mirasçının ölümü anında sağ olup olmayacağı, dolayısıyla mirasçılık sıfatını kazanıp kazanamayacağı; mirasçı olabilse dahi, miras hissesine düşen mirasın parasal değerinin ne olacağı belirli değildir. Kanun koyucu bilinçli olarak susmuş ve olumsuz bir çözüm tarzını benimsemiştir. Buna karşın hukuk düzenince öngörülen diğer imkânlarının kullanılmasının önünü kapatmamamıştır.

Noterden Düzenlenen Mirastan Feragat Sözleşmesinin Sulh Hukuk Hakimine Gönderilmesi Gerekmez

Mirastan feragat sözleşmesi ve kapsamı Türk Medeni Kanunu’nun 528 ve devamındaki maddelerinde düzenlemiş olup, miras sözleşmesinin bir çeşididir. TMK’nın 545. maddesi uyarınca miras sözleşmesinin geçerli olabilmesi için resmi vasiyetname şeklinde yapılması zorunludur. (Yargıtay İ. B. K. 11.02.1959 tarih 16/14 sayılı Kararı) Vasiyetnamenin açılması ise TMK’nın 596. Maddesinde düzenlenmiş olup vasiyetname açılırken sulh hakimince izlenmesi gereken usul belirtilmiştir. Miras sözleşmesinin ve bu kapsamda yer alan mirastan feragat sözleşmesinin “resmi vasiyetname şeklinde yapılması hususu yalnızca” geçerlilik şekline ilişkin olup, mirastan feragat sözleşmelerinin vasiyetnamelerdeki usul doğrultusunda açılıp okunacağına ilişkin kanunda bir hüküm bulunmadığı gibi noterde düzenlenmiş olan mirastan feragat sözleşmesinin miras bırakanın ölümü halinde sulh hakimine gönderilmesine dair de bir düzenleme söz konusu değildir. Bu açıklamalar doğrultusunda mahkemece talebin reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bu nedenle hükmün bozulmasına karar verilmiştir (Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2017/5681 E. , 2021/1924 K.).


UYARI

Web sitemizdeki tüm makale ve içeriklerin telif hakkı Av. Baran Doğan’a aittir. Tüm makaleler hak sahipliğinin tescili amacıyla elektronik imzalı zaman damgalıdır. Sitemizdeki makalelerin kopyalanarak veya özetlenerek izinsiz bir şekilde başka web sitelerinde yayınlanması halinde hukuki ve cezai işlem yapılacaktır. Avukat meslektaşların makale içeriklerini dava dilekçelerinde kullanması serbesttir.

Makale Yazarlığı İçin

Avukat veya akademisyenler hukuk makalelerini özgeçmişleri ile birlikte yayımlanmak üzere avukatbd@gmail.com adresine gönderebilirler. Makale yazımında konu sınırlaması yoktur. Makalelerin uygulamaya yönelik bir perspektifle hazırlanması rica olunur.

Paylaş
RSS