0 212 652 15 44
Çalışma Saatlerimiz
Hafta İçi 09.00 - 18.00

Mirasçının Alacaklılarının Zarar Görmemesi İçin Öngörülen Tedbirler ve Davalar

(Y14HD-K.2017/1622)

Miras ölümle açılır ve herhangi bir işleme gerek olmadan kendiliğinden bir bütün olarak mirasçılara intikal eder. Türk Medeni Kanununda, gerek mirasbırakanın, gerekse mirasçının alacaklılarının zarar görmemesi için bazı tedbir hükümlerine yer verilmiştir. Söz konusu tedbirler; ödemeden âciz bir mirasbırakanın mirasını reddeden mirasçılar, murisin ölümünden önceki beş yıl içinde ondan almış oldukları ve mirasın paylaşılmasında geri vermekle yükümlü olacakları değer ölçüsünde murisin alacaklılarına karşı sorumludurlar (TMK. m.618); malvarlığı borcuna yetmeyen mirasçı, alacaklılarına zarar vermek amacıyla mirası reddeder ve alacaklısına yeterli bir güvence vermezse, alacaklısı reddin iptali hakkında dava açabilir (TMK. m.617); saklı payı zedelenen borçlu mirasçının alacaklılarına, tenkis davası açma hakkının tanınması (TMK. m. 562/I); mirasçılıktan çıkarılan borçlunun alacaklıları, aynı koşullarla tenkis davası açabilirler (TMK. m. 562/II); mirasçının alacaklısı, sulh hakimine başvurarak mirasçı yerine paylaşmaya katılmak üzere bir kayyım atanmasını isteyebilir (TMK m.648); mirasbırakandan alacaklı olanlar, alacakları ödenmediği veya kendilerine güvence verilmediği takdirde resmi tasfiyeyi talep edebilirler (TMK. m.633); borçlu murisin terekesi, borçları karşılayamıyor ve borçlar mirasçılar tarafından da ödenmiyorsa, feragat eden ve mirasçıları, ölümünden önceki beş yıl içinde mirasbırakandan almış oldukları karşılıktan, mirasın açılması anındaki zenginleşmeleri tutarında sorumludurlar (TMK. m. 530); ayrıca, murisin yerleşim yeri sulh hâkiminden, tereke mallarının korunması ve hak sahiplerine geçmesini sağlamak üzere gerekli olan bütün önlemleri alması talep edilebilir.

4721 sayılı Türk Medeni Kanununun, “Mirasçıların alacaklılarının korunması” kenar başlıklı 617. maddesinde; “Malvarlığı borcuna yetmeyen mirasçı, alacaklılarına zarar vermek amacıyla mirası reddederse; alacaklıları veya iflâs idaresi, kendilerine yeterli bir güvence verilmediği takdirde, ret tarihinden başlayarak altı ay içinde reddin iptali hakkında dava açabilirler. Reddin iptaline karar verilirse, miras resmen tasfiye edilir. Bu suretle tasfiye edilen mirastan reddeden mirasçının payına bir şey düşerse bundan, önce itiraz eden alacaklıların, daha sonra diğer alacaklıların alacakları ödenir. Arta kalan değerler ise, ret geçerli olsa idi bundan yararlanacak olan mirasçılara verilir.”, hükmüne yer verilmiştir.

Söz konusu hükmün lafzından, malvarlığı borcuna yetmeyen mirasçının, alacaklılarına zarar vermek amacıyla miras payını devretmesi halinde, miras payının devri sözleşmesinin iptalini isteyebilme yönünde, alacaklısına dava açma yetkisi verildiği sonucuna varılamamaktadır. Türk Medeni Kanununda açılmamış mirastan, miras payını devreden mirasçının alacaklılarına, sözleşmenin iptalini talep edebilecekleri konusunda açık bir düzenleme bulunmamaktadır.

Açılmamış mirasta, miras payının devri sözleşmesi mirasbırakanın ölümünden önce gerçekleşen bir hukuki işlemdir. Mirasın reddi ise, mirasbırakanın ölümünden sonra gerçekleşir. Açılmamış mirasta, miras payının devri sözleşmesinde beklenen bir haktan vazgeçme söz konusu iken, mirasın reddinde somut, güncel bir haktan vazgeçme söz konusudur. Mirasın reddinin iptaline ilişkin hükmün kıyas yolu ile miras payının devri sözleşmesinin iptaline uygulanması mümkün değildir. Kanundaki düzenleme eksikliği bir ihmalin sonucu olmayıp; bilinçli bir tercihin ürünüdür. Açılmamış miras payının devrinde, kişinin beklenen bir haktan feragat ettiği, mirasçının ölümü anında sağ olup olamayacağı, dolayısıyla mirasçılık sıfatını kazanıp kazanamayacağı; mirasçı olabilse dahi, miras hissesine düşen mirasın parasal değerinin ne olacağı belirli değildir. Kanun koyucu, bilinçli olarak susmuş ve olumsuz bir çözüm tarzını benimsemiştir. Buna karşın, açılmamış miras payının devri sözleşmesi gereğince sözleşmede kararlaştırılan miras payına ait malvarlığı sözleşmenin diğer tarafına devredilmiş ise tasarrufun iptali davasında olduğu gibi hukuk düzenince öngörülen diğer imkânların kullanılmasının önünü kapatmamamıştır.

O halde, miras payının devri sözleşmesinin iptali, ancak sözleşmenin taraflarınca istenebilir. Bu husus gözetilmeden, davalılardan … alacaklı olan davacının açtığı dava üzerine 20.05.2009 tarihli miras payının devri sözleşmesinin iptaline karar verilmesi doğru görülmemiş, bu sebeple hükmün bozulmasına karar verilmiştir.

UYARI

Web sitemizdeki tüm makale ve içeriklerin telif hakkı Av. Baran Doğan’a aittir. Tüm makaleler hak sahipliğinin tescili amacıyla elektronik imzalı zaman damgalıdır. Sitemizdeki makalelerin kopyalanarak veya özetlenerek izinsiz bir şekilde başka web sitelerinde yayınlanması halinde hukuki ve cezai işlem yapılacaktır. Avukat meslektaşların makale içeriklerini dava dilekçelerinde kullanması serbesttir.

Makale Yazarlığı İçin

Avukat veya akademisyenler hukuk makalelerini özgeçmişleri ile birlikte yayımlanmak üzere avukatbd@gmail.com adresine gönderebilirler. Makale yazımında konu sınırlaması yoktur. Makalelerin uygulamaya yönelik bir perspektifle hazırlanması rica olunur.

Paylaş
RSS