0 212 652 15 44
Çalışma Saatlerimiz
Hafta İçi 09.00 - 18.00

Av. Muharrem Yüzer1

Acele Kamulaştırma Nedir?

Acele kamulaştırma, bazı olağanüstü şartların varlığı halinde idarenin olağan kamulaştırma işleminde yapması ve beklemesi gereken bazı süreçleri sonraya bırakarak, kişilere ait taşınmazlara derhal el koymasına olanak sağlayan olağan kamulaştırmanın dışında kendine özgü istisnai bir kamulaştırma yöntemidir.

Kamulaştırma, idarenin yükümlü olduğu hizmetleri verebilmesi için ihtiyaç duyduğu kişilere ait taşınmazları mal edinmesini sağlayan, yasaya dayalı olağan bir yöntemdir. Acele kamulaştırma ise kamulaştırma işleminden daha sıkı şekil şartlarına sahip olağan kamulaştırmanın özel bir şeklidir.

Kamulaştırma işlemi kamu yararı gerekçe gösterilerek kişilere ait mülkiyet hakkını ortadan kaldırır. Bu sebeple bazı idari ve adli süreçlere tabii kılınmıştır. Kamulaştırma için kamu yararı kararının alınması, kamulaştırmaya hazırlık süreçleri, tarafların uzlaşmaya davet edilmesi, uzlaşmanın olmadığı durumlarda tapu iptali ve idare lehine tescili için dava açılması bu süreçlerden bazılarıdır. Kamulaştırmayı yapan idare ancak bu süreçlerin tamamlanmasından sonra taşınmazlar üzerinde tasarruf yetkisine sahip olur. Acele kamulaştırmada ise idareye bir an evvel tasarruf yetkisi verilerek, acele ve istisnai hallerde kamunun büyük zararlara uğramasının önlenmesi amaçlanmıştır.

Nitekim Acele Kamulaştırmanın düzenlendiği Kamulaştırma Kanununun 27. Maddesinin gerekçesinde acele kamulaştırmanın amacı, ‘‘Acele ve istisnai hallerde, Kanunun önceki hükümlerine uyulmasının çeşitli sakıncalar yaratabileceği göz önüne alınarak, kamunun büyük zararlara uğramasının önlenmesi’’ olarak açıklanmıştır.

Acele Kamulaştırmanın Şartları Nelerdir?

Acele kamulaştırma, idarenin kamulaştırmaya konu taşınmaza derhal el koymasını sağlayan istisnai bir kamulaştırma yöntemidir. Acele kamulaştırma uygulamasında, kamulaştırmaya konu taşınmazın mülkiyeti süreç tamamlanana kadar taşınmazın sahibinde kalır. Ancak idare acele kamulaştırma kararı ile birlikte taşınmaza el koyar. El koyma kararı idareye acele kamulaştırmaya konu taşınmazdan fiili olarak geniş şekilde yararlanma yetkisi verir. İdare bu kararla birlikte taşınmazda yıkım veya yol yapabilir, kanal açabilir, inşaata başlayabilir yahut başkaca bir tasarrufta bulunabilir. Acele kamulaştırma kararı idareye çok geniş yetkiler verdiği ve kamulaştırmaya konu taşınmazda geri dönülmesi imkansız değişiklikler yaratabileceği için ancak bazı şartların varlığı halinde verilir. Acele kamulaştırma kararının hangi şartlarda verilebileceği, Kamulaştırma kanununun 27. Maddesinde düzenlenmiştir. Kamulaştırma kanununun 27. Maddesi acele kamulaştırma kararının verilebilmesini üç ana başlıkta toplamıştır:

1. Yurt Savunması İhtiyacının Ortaya Çıktığı Durumlarda Acele Kamulaştırma

Kamulaştırma Kanununun 27. maddesi, 3634 sayılı Milli Müdafaa Mükellefiyeti Kanununun uygulanmasında yurt savunması ihtiyacına ilişkin acele kamulaştırma kararı verilebilir. İkinci dünya savaşından hemen önce çıkarılan 1939 tarihli Müdafaa Mükellefiyeti Kanunu, yurt savunmasında ordunun ihtiyaç duyabileceği her türlü menkul ve gayrımenkulün bir an önce ve gecikmeksizin temini amacıyla çıkarılmıştır. Yine acele kamulaştırmada 3634 sayılı yasanın uygulama zamanı savaş ve seferberlik hali ile savaş tehlikesinin var olduğu kriz ve gerginlik dönemleri ile sınırlıdır. Anılan olağanüstü durumlarda dahi şu husus göz ardı edilmemelidir. Acele kamulaştırma kararı ile kişilerin özel mülkiyet hakkına derhal el konulmakta ve süreç sonucunda ortadan kaldırılmaktadır. Vatan savunması halinde dahi, taşınmaza acele kamulaştırmayla el konularak elde edilmek istenen kamu yararına geçici bir el koyma ile ulaşılabiliyorsa, bu husus gözetilmelidir. Böylesi bir durumda özel mülkiyeti kalıcı olarak kaldıran acele kamulaştırma kararı yerine, özel mülkiyetin korunarak taşınmaza geçici olarak el konulması yoluna gidilmelidir. Acele kamulaştırma, özel mülkiyeti kalıcı bir şekilde ortadan kaldırdığından sadece istisnai ve zorunlu hallerin varlığı halinde bir yöntem olarak tercih edilmelidir.

2. Özel Kanunlarda Öngörülen Olağanüstü Durumlarda Acele Kamulaştırma

Acele Kamulaştırmayı düzenleyen Kamulaştırma Yasasının 27. Maddesi uyarınca acele kamulaştırma için gerekli diğer bir şart, özel kanunlarda öngörülen olağanüstü durumlardır. Özel kanunlarda ihtiyaç sebebiyle acele kamulaştırma yapılabileceğine dair idareye verilen bir yetki olması durumunda da acele kamulaştırma yapılır. Burada ki acele kamulaştırma şartı, idare lehine tanınan özel kanunlardan doğan yasal bir düzenlemedir. Yekili idareye acele kamulaştırma yapabileceğine dair özel kanunlardan bazılarını şu şekilde sıralayabiliriz;

  • 3213 Sayılı Maden Kanunu
  • 4646 Sayılı Doğalgaz Piyasası Kanunu
  • 2634 Sayılı Turizm ve Teşvik Kanunu
  • 6491 Sayılı Türk Petrol Kanunu
  • 6446 Sayılı Elektrik Piyasası Kanunu
  • 4737 Sayılı Endüstri Bölgeleri Kanunu
  • 6306 Sayılı Afet Riskli Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun

Anılan Kanunların ilgili maddelerinde ki yasal düzenlemeler sebebiyle kamulaştırmaya konu faaliyetler için idareye acele kamulaştırma yetkisi verilmiştir. Yalnız şu husus unutulmamalıdır ki, özel kanunlarda yetkili idareye tanınan acele kamulaştırma yetkisi her durumda tanınmış bir yetki değildir. Özel Kanunlarda bulunan düzenlemeler sebebiyle, idarenin bu hakkının sadece olağanüstü ve gecikmesinde sakınca bulunan haller ile sınırlı bulunduğunun kabulü gerekir. Acele kamulaştırma uygulaması istisnai bir yöntem olduğundan, idare ancak bazı şartların varlığı halinde bu yetkisini kullanabilir. Yüksek Mahkeme sadece özel Kanunlarda verilen yetkiye dayanılarak yapılan bir acele kamulaştırma işlemini hukuka uygun bulmayıp, özel kanunlarda verilen bu yetki ile birlikte Kamulaştırma Yasasında işaret edilen olağanüstü durumun varlığının da araştırılmasını isteyerek yerel mahkemece verilen kararı bozmuştur. Danıştay ve Anayasa Mahkemesi uygulamaları da açık bir şekilde göstermektedir ki, ilgili idare acele kamulaştırmayla ilgili özel kanunlardan doğan bu yetkisini ancak Kamulaştırma yasasında kendisini sınırlandıran olağanüstü ve acele hallerin varlığı halinde kullanabilir. Dolayısıyla acele kamulaştırma yetkisi idare tarafından keyfi ve sınırsız bir şekilde her kamulaştırma işleminde kullanılamaz. İlgili idarece yapılacak acele kamulaştırma işlemi Kamulaştırma Yasasının gerekçesine uygun olarak durumun aceleliğinden kaynaklanmalı, kamu yararı gözetilmeli ve gecikmesi durumunda kamunun büyük zarara uğrama ihtimali varolmalıdır. İlgili idarece Kamulaştırma Yasasındaki unsurlar gözetilmeden sadece özel kanunlardan doğan yetki sebebiyle yapılan acele kamulaştırma işleminde hukuka uyarlılıktan söz edilemez.

3. Bakanlar Kurulunca ‘‘Aceleliğine Kararı’’ Alınacak Hallerde Acele Kamulaştırma

Kamulaştırma Kanunu uyarınca acele kamulaştırma yapılabilecek diğer bir durum da, Bakanlar Kurulunca aceleliğine karar verilecek bir halin varlığıdır. Kamulaştırma Yasasının 27. Maddesi uyarınca acele kamulaştırma yapılmasını gerekli kılan bir halin varlığında ilgili idare bakanlar kuruluna başvurup, acele kamulaştırma yapılabileceğine ilişkin bir karar alınmasını talep edebilir. İdare acele kamulaştırma talebinde, bu talebi gerektiren sebep ve gerekçeleri somut bir şekilde ortaya koymalıdır. Bakanlar Kurulu ilgili idarenin başvurusunu haklı bulması durumunda, ilgili idarenin kamulaştırma işlemini acele kamulaştırma prosedürüne uygun şekilde yerine getirmesini olanaklı kılan ‘‘Acelelik Kararı’’ verir. Bu karar sadece Bakanlar Kurulu tarafından verilebilecek bir karardır ve bu kararın alınma yetkisinin başka bir kuruma devri mümkün değildir. Bakanlar Kurulunun acele kamulaştırma sürecinde ki ‘‘acelelik kararını’’ alma yetkisinin EPDK ya devrine ilişkin kararı Danıştayca iptal edilmiştir. Acele kamulaştırma kararının uygulanmasını sağlayan Bakanlar Kurulunun aldığı ‘‘Acelelik Kararı’’ yargısal denetime tabiidir. Bakanlar Kurulu tarafından alınan acele kamulaştırma kararlarının uygulanmasını sağlayan bu türden kararlar, Kamulaştırma yasasının 27. Maddesinde öngörülen şartları taşımadığı gerekçesiyle birçok kez Danıştayca iptal edilmiştir.

Acele Kamulaştırmada ‘‘Acelelik Kararının’’ unsurları

  • Belirsiz ve genel nitelikte, ölçüsüz ‘‘Acelelik Kararı’’ verilemez. Danıştay konu yönünden sınırlama getirilmeyerek ve uygulama açısından da süreklilik gösterecek şekilde herhangi bir kurum tarafından yapılacak tüm kamulaştırma işlemlerinde acele kamulaştırma hükümlerinin uygulanması sonucunu doğuracak genel nitelikte kararlarının alınamayacağına, bu durumun mülkiyet hakkının korunması, kullanılması ve sınırlandırılması yönünde belirsizlik yarattığına hükmetmiştir. Söz konusu karar ile özellikle “Acelelik Kararı”nın” mülkiyet hakkına ölçüsüz ve keyfi müdahalesinin önüne geçmeyi amaçlanmıştır. Kamu yararı ve kişilerin hak ve özgürlükleri arasında ki dengenin sağlanması yargısal denetimin amaçlarından biridir.

  • “Acelelik Kararı”nda kamulaştırmaya konu taşınmazların her birinin ayrı ayrı gösterilmesi zorunludur. Danıştay, Bakanlar Kurulunca alınan “Acelelik Kararları”nda acele kamulaştırmaya konu taşınmazların kamulaştırma sebepleri ile birlikte ayrı ayrı belirtilmesi yönünde karar almıştır.

  • “Acelelik Kararı”nın Bakanlar Kurulunca verilebilmesi için olağanüstü bir durum olmalıdır. Söz konusu kararın verilebilmesi Kamulaştırma yasasının 27. maddesinde belirtilen özel ve istisnai koşulların varlığına bağlıdır. Ayrıca kararın kamu yararı amacıyla alınmış olması, somut ve tatmin edici gerekçelere dayanması gerekmektedir.

Acele Kamulaştırmada Bakanlar Kurulunun Acelelik Kararına İtiraz

Acele kamulaştırmada Bakanlar Kurulu’nun acelelik kararına itiraz edilebilir. Acele Kamulaştırma sürecinde Bakanlar Kurulunun almış olduğu ‘‘Acelelik Kararına’’ ilişkin Danıştay bu kararın genel düzenleyici nitelikte bir karar olduğunu belirtmiştir. Danıştay dava açma süresininde buna göre belirlenmesi gerektiğini belirtmiştir. Yine söz konusu karara karşı Danıştay, ilgililerin dava açma süresinin ilan tarihinden itibaren başlayacağına, dava açma süresini yeniden başlatacak bir uygulama işlemi tesis edildiği takdirde, davacı tarafından uygulama işlemi ile birlikte Bakanlar Kurulu Kararına karşı yasal süre içinde dava açılabileceğine işaret etmiştir. İlanı gereken düzenleyici işlemlere karşı dava açma süresi ilan tarihini izleyen günden başlayarak altmış gündür.

Danıştay kamulaştırma kararının hukuka aykırı bulunup iptal edilmesi durumunda, ilgili kamulaştırma kararına ilişkin verilen acelelik kararının da yasal dayanağının kalmaması sebebiyle iptaline karar verilmesi gerektiği şeklinde karar vermiştir.

Bakanlar kurulunun Acele Kamulaştırma Kararlarının İptali Davaları

Bakanlar Kurulunun aldığı acelelik kararına dayalı acele kamulaştırma kararlarının iptali ilgililer tarafından istenebilir. Nitekim Anayasanın 125. maddesine göre idarenin her türlü eylem ve işlemine karşı yargı yolu açıktır. Anayasanın açık hükmü gereğince Bakanlar Kurulunun almış olduğu kararlarda yargı denetimindedir. Yalnız belirtmek gerekir ki, Bakanlar Kurunun almış olduğu karar bir kamulaştırma kararı olmayıp, kamulaştırmanın acele yapılmasına yönelik karardır. Ülkemizde yaklaşık son 20 yıldır artan acele kamulaştırma davaları; Hes projeleri, kentsel dönüşüm uygulamaları, sanayi bölgeleri yapılması gibi nedenlerle büyük artış göstermektedir.

Acele Kamulaştırma Sürecindeki Acelelik Kararının İptali Davasında Görevli Mahkeme

Danıştay Kanunun 24. Maddesi uyarınca acele kamulaştırma sürecinde Bakanlar Kurulu tarafından verilen acelelik kararlarına karşı açılan davalarda görevli mahkeme Danıştay’dır.

Acele Kamulaştırma Sürecindeki Kamulaştırma Kararının İptali Davasında Görevli Mahkeme

Danıştayın ilk derece mahkemesi sıfatı ile görevli olduğu davalar , acele kamulaştırma sürecindeki acelelik kararının iptaline ilişkin davalardır. Kamulaştırma kararının kendisine ilişkin davalardaki görevli mahkemeler ise, 2576 Sayılı yasanın 5. maddesi uyarınca idare mahkemeleridir.

Acele Kamulaştırma Sürecindeki Kamulaştırma Kararının İptali Davasında Yetkili Mahkeme

Acele Kamulaştırma yönteminin uygulandığı kamulaştırmalarda, kamulaştırma kararının iptaline ilişkin davalarda yetkili mahkeme ise 2577 sayılı İdari Yargılama Kanununun taşınmaz mallara ilişkin davalarda yetkiyi düzenleyen 34.maddesi uyarınca, taşınmazın bulunduğu yer idare mahkemesidir.

Danıştay vermiş olduğu birçok kararda, idare mahkemelerinin kamulaştırma işleminin iptali amacıyla baktıkları davalarda, Danıştayda açılan davaları gerekçe göstererek görevsizlik kararları verilen yerel mahkeme kararlarını onamıştır. Acele Kamulaştırma Sürecinde Bakanlar Kurulunun Acelelik kararına ilişkin Danıştayda açılmış bir dava varsa, idare mahkemeleri kamulaştırmanın iptaline ilişkin açılan davaları görev yönünden reddetmekte ve davayı talep üzerine Danıştaya göndermektedir. Danıştay sözkonusu davaların bir bütün olduğu gerekçesiyle her iki davaya birlikte bakmaktadır.


  1. Avukat Muharrem Yüzer, Diyarbakır Anadolu Lisesinden mezun olduktan sonra Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesinde hukuk eğitimi almıştır. 2006 yılından itibaren Diyarbakır Barosu’na kayıtlı olarak serbest avukatlık yapmaktadır. 

UYARI

Web sitemizdeki tüm makale ve içeriklerin telif hakkı Av. Baran Doğan’a aittir. Tüm makaleler hak sahipliğinin tescili amacıyla elektronik imzalı zaman damgalıdır. Sitemizdeki makalelerin kopyalanarak veya özetlenerek izinsiz bir şekilde başka web sitelerinde yayınlanması halinde hukuki ve cezai işlem yapılacaktır. Avukat meslektaşların makale içeriklerini dava dilekçelerinde kullanması serbesttir.

Makale Yazarlığı İçin

Avukat veya akademisyenler hukuk makalelerini özgeçmişleri ile birlikte yayımlanmak üzere avukatbd@gmail.com adresine gönderebilirler. Makale yazımında konu sınırlaması yoktur. Makalelerin uygulamaya yönelik bir perspektifle hazırlanması rica olunur.

Paylaş
RSS