0 212 652 15 44
Çalışma Saatlerimiz
Hafta İçi 09.00 - 18.00

Şüpheli veya Sanığın Salıverilme İstemleri

CMK Madde 104

(1) Soruşturma ve kovuşturma evrelerinin her aşamasında şüpheli veya sanık salıverilmesini isteyebilir.

(2) Şüpheli veya sanığın tutukluluk hâlinin devamına veya salıverilmesine hâkim veya mahkemece karar verilir. Bu kararlara itiraz edilebilir.

(3) Dosya bölge adliye mahkemesine veya Yargıtaya geldiğinde salıverilme istemi hakkındaki karar, bölge adliye mahkemesi veya Yargıtay ilgili dairesi veya Yargıtay Ceza Genel Kurulunca dosya üzerinde yapılacak incelemeden sonra verilir; bu karar re’sen de verilebilir.


Makaleler:


CMK Madde 104 Gerekçesi

Maddenin birinci fıkrasına göre şüpheli veya sanık, tutuklandıktan sonra salıverilmelerini her zaman istemek hakkına sahiptirler. 1412 sayılı Kanundan farklı olarak Tasarı, adı geçenlere soruşturma ve kovuşturma evrelerinin her aşamasında yani her zaman salıverilmeyi istemek yetkisini vermiştir.

Bölge adliye mahkemesi veya Yargıtay aşamalarında tutuklu bulunan sanığın salıverilme istemi hakkındaki karar, incelemeyi yapan bölge adliye mahkemesi veya Yargıtay dairesince veya Yargıtay Ceza Genel Kurulunca verilecektir. Tasarı, ayrıca bu mercilerin inceleme sırasında sanıkların salıverilmelerine re’sen de karar verebileceklerini öngörmüştür. Her iki hâlde de inceleme dosya üzerinden yapılır. Böylece dosyanın esas mahkemesine gönderilmesine kadar geçecek olan sürenin sanığın zararına sonuç doğurması önlenmiş olmaktadır.


CMK 104 (Şüpheli veya Sanığın Salıverilme İstemleri) Emsal Yargıtay Kararları


YARGITAY 10. CEZA DAİRESİ Esas: 2005/10477 Karar: 2005/15917 Tarih: 16.11.2005

  • CMK 104. Madde

  • Şüpheli veya Sanığın Salıverilme İstemleri

Uyuşturucu madde nakletmek suçundan sanık Kamüran Bulundu’nun yapılan yargılanması sonunda; hükümlülüğüne ilişkin Van 1. Ağır Ceza Mahkemesinden verilen 25.07.2005 gün ve 2005/99 esas, 2005/233 karar sayılı hükmün süresi içinde Yargıtay’ca incelenmesi sanık müdafii tarafından istenilmiş olduğundan dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın onama isteyen tebliğnamesi ile 11.10.2005 tarihinde Daireye gönderilmekle incelenip gereği düşünüldü:

Karar: 1- Dosyada sürücü belgesi fotokopisi bulunan sanık hakkında 2918 sayılı Yasa’nın 119. maddesinin uygulanma koşullarının araştırılmaması, karşı temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamış,

2- Hükmün yasal sonucu olarak, infaz aşamasında dikkate alınması mümkün olduğundan, TCK’nın 53/1-a, b, c, d, e-2. maddesinin uygulandığının kararda gösterilmemesi, sonuca etkili görülmemiştir.

Sonuç: Yapılan duruşmaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma sonuçlarına uygun şekilde oluşan inanç ve takdirine, 5237 sayılı TCK’nın 7/2. maddesi uyarınca değerlendirme yapılarak hüküm kurulmuş olmasına, incelenen dosya içeriğine göre sanığın yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükmün istem gibi ONANMASINA, CMK’nın 104/3. maddesi uyarınca tahliye talebinin reddiyle, sanığın tutukluluk halinin devamına 16.11.2005 tarihinde oy birliği ile karar verildi.


YARGITAY 10. CEZA DAİRESİ Esas : 2016/2193 Karar : 2016/2078 Tarih : 30.06.2016

  • CMK 104. Madde

  • Şüpheli veya Sanığın Salıverilme İstemleri

a) Suç işlemek için kurulmuş örgüte üye olma; Sanıklar Haci …, …, …, … ve … Yel

b) Suç işlemek için teşkil edilmiş örgütün faaliyeti çerçevesinde uyuşturucu madde ticareti yapma; Sanıklar Ferhat Sarihatun, …, …, …, Şemdin …, …, …, …, …, …, … ve … hakkında

Hükümler : a) Suç işlemek için kurulmuş örgüte üye olma suçundan mahkûmiyet: Sanıklar …, …, Mehmet …, … ve … hakkında

b) Suç işlemek için teşkil edilmiş örgütün faaliyeti çerçevesinde zincirleme olarak uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan mahkûmiyet: Sanık … hakkında

c) Suç işlemek için teşkil edilmiş örgütün faaliyeti çerçevesinde uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan mahkûmiyet: Sanıklar …, …, …, … …, …, …, …, … …, … ve … hakkında

d) Değişen suç vasfına göre uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan mahkûmiyet:

Temyiz incelemesi, sanıklar …, …, …, …, … ve … müdafilerinin isteği üzerine duruşmalı; yöntemine uygun davetiye tebliğine rağmen müdafileri gelmeyen sanıklar …, … ve … ile duruşmalı inceleme isteğinin, hükmolunan cezasının süresi nedeniyle, 5320 sayılı Kanun’un 8. maddesinin 1 fıkrası ile CMUK’nın 318 ve CMK`nın 299. maddeleri gereğince reddine karar verilen sanık … ile diğer sanıklar hakkında duruşmasız olarak yapıldı.

Dosya incelendi.

GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

Sanıklar …, … ve … müdafilerinin 26.11.2013 tarihli duruşmada Mahkeme Başkanının ve bozma öncesi verilen hükme katılan hakimlerin reddi talebinde bulunmuş olduklarının anlaşılmasına göre, bu taleplerin usulüne uygun ve ret nedenlerinin yerinde olup olmadığının incelenip gereğinin yapılmasının CMK’nın 27. maddesi uyarınca yetkili mahkemeye ait olduğu gözetilmeden aynı Yasa`nın 31. maddesi gereğince sebepleri de gösterilmeden duruşmayı uzatmak amacıyla yapıldığı kabul edilerek, mahkemece ret talebinin reddine karar verilip, yargılamaya devam olunarak yazılı şekilde hüküm kurulması,

Yasaya aykırı, sanıklar …, …, …, …, …, …, … ve müdafileri ile sanıklar …, …, …, …, …‘un müdafileri ve sanık …`ın temyiz itirazları ile sanıklar …, …, …, …, …, … müdafilerinin duruşmadaki savunmaları bu nedenle yerinde olduğundan sanıklar …, … ve … yönünden resen de temyize tabi olan hükümlerin diğer yönleri incelenmeksizin BOZULMASINA, oybirliğiyle;

Sanıklar … ve … hakkındaki yakalama kararının kaldırılması taleplerinin reddine, oybirliğiyle;

Sanıklar …, …, …, …, …, …, … ve … hakkındaki salıverilme talepleri ile ilgili olarak; Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 5. maddesinin 3. fıkrasında tutukluluk için öngörülen “makûl süre”, kişinin yakalandığı veya tutuklandığı tarihten ilk derece mahkemesi tarafından mahkûmiyet hükmü verildiği tarih arasındaki süre olduğu ve temyiz aşamasındaki sürenin buna dahil olmadığı yönündeki kararları (16.01.2007, 27561/02 Solmaz- TÜRKİYE, 27.06.1968, 2122/64 Wemhoff- ALMANYA) ile Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 12.04.2011 tarihli 2011/51 esas ve 2011/42 karar sayılı ilamında da CMK`nın 102. maddesinde belirtilen tutukluluk sürelerinin hesabında, yerel mahkeme tarafından hüküm verilinceye kadar geçen sürenin dikkate alınması, hükümden sonraki sürenin hesaba katılmaması gerektiği yönündeki kararları dikkate alındığında,

a) Sanık …, …, …, …, … ve …‘in … Ağır Ceza Mahkemesi`nin (CMK 250. madde ile görevli) 31.01.2010 tarih 2010/9 sorgu sayılı kararı ile tutuklandıkları,

b) Sanık …‘nın İzmir 6. Sulh Ceza Mahkemesi`nin 28.12.2009 tarih 2009/313 sorgu sayılı kararı ile tutuklandığı,

c) Sanık …‘ın ise … Ağır Ceza Mahkemesi’nin (CMK 250. maddesi ile görevli) 15.07.2010 tarihli ve 2010/64 dosya sayılı yakalama emri uyarınca 20.07.2010 tarihinde Antalya’da yakalandığı, Antalya 10. Sulh Ceza Mahkemesi’nin 20.07.2010 tarihli ve 2010/42 Değişik İş sayılı kararı ile Mahkemesine gönderilmek üzere tutuklandığı ve … Ağır Ceza Mahkemesi`nin (CMK 250. maddesi ile görevli) 02.08.2010 tarih ve 2010/64 dosya numaralı kararı ile tutuklanmasına karar verildiği anlaşılmıştır.

… Ağır Ceza Mahkemesi’nin 08.03.2012 tarihli ilk mahkûmiyet kararı ile Dairemizin 04.07.2013 tarih 2012/26858 esas ve 2013/6924 sayılı bozma ilamı arasındaki süre ve 29.01.2014 tarihli mahkûmiyet kararı ile Dairemizin temyizen inceleme tarihi arasındaki sürenin 5 yıllık süre içerisinde değerlendirilemeyeceği, belirtilen süre çıkarıldıktan sonra bozma sonrası … Ağır Ceza Mahkemesi’nin mahkûmiyet hükmü kurduğu 29.01.2014 tarihine kadar CMK’nın 102. maddesinin 2. fıkrasında öngörülen toplam 5 yıllık azami sürenin geçmediği; öte yandan, sanıklar hakkındaki tutuklama ve tutukl…un devamına ilişkin kararlarda belirtilen tutuklama nedenlerinin varlığını sürdürdüğü; hükmolunan hapis cezalarının miktarına göre tutuklama tedbirinin ölçülü olduğu ve tutuklulukta makûl sürenin aşılmadığı anlaşıldığından sanıklar …, …, …, …, …, …, … ve … hakkındaki salıverilme taleplerinin CMK’nın 104. maddesinin 3. fıkrası ve 105. maddesinin 1. fıkrası gereğince REDDİNE, Üye … ve Üye …`ün karşı oyları ve oyçokluğuyla;

30.06.2016 tarihinde karar verildi.

TEFHİM TUTANAĞI

30.06.2016 tarihinde saat: 14.30’da verilen bu karar Yargıtay Cumhuriyet savcısı Osman Vuraloğlu’nun katılımıyla ve duruşmada savunmasını yapmış bulunan sanıklar … ve … müdafii Avukat …, sanık … müdafii Avukat …`ın yokluklarında sanıklar … ve … müdafii Avukat … ve sanık … müdafii Avukat …‘ın yüzlerine karşı 30.06.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.KARŞI OY GEREKÇESİ

1- Avrupa İnsan Haklarını ve Temel Hürriyetleri Koruma Sözleşmesi (AİHS)`nin başlangıç bölümü ve 53. maddesi hükümlerine göre;

a) AİHS insan haklarını ve temel özgürlükleri asgari ölçüde koruyan bir sözleşmedir. Zamanla koruma sınırlarının genişletilmesi amaçlanmıştır.

b) AİHS’ye taraf olan devletler, iç hukuklarında insan haklarını ve temel özgürlükleri daha fazla koruyacak düzenlemeler yapabilirler veya bu konuda başka bir sözleşmeyi kabul edebilirler. AİHS’nin hiçbir hükmü, bu nitelikteki düzenlemelere aykırı düşecek şekilde yorumlanamaz. Başka bir anlatımla, AİHS’ye taraf olan devletlerin, iç hukuklarında veya kabul ettikleri başka bir sözleşmede yer alan insan haklarını ve temel özgürlükleri daha fazla koruyan hükümlerin, AİHS`ye aykırılığı ileri sürülemez.

2- AİHS`nin 5. maddesine göre, tutuklu bulunan herkesin, makûl bir süre içinde serbest bırakılmaya hakkı vardır. Tutukluluk, makûl süreden fazla olamaz.

3- Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, AİHS’nin 5. maddesindeki tutuklulukta geçecek “makûl süre” kavramını yorumlarken, bu sürenin ilk derece mahkemesinin mahkûmiyet hükmünden sonraki aşamayı kapsamadığını kabul etmiştir. Ancak AİHS’nin başlangıç bölümü ile 53. maddesine göre, sözleşmeye taraf olan devletler kendi yasalarında sanığın özgürlüğünü daha fazla koruyucu hükümlere yer verebilirler. Bu nitelikteki hükümlerin AİHS`ye aykırılığı ileri sürülemez.

4- CMK’nın 2, 102 ve 104. maddeleri ile CGTİHK`nın 4. maddesine göre;

a) İddianamenin kabulünden, hükmün kesinleşmesine kadar geçen evre, kovuşturma evresidir.

b) Suç şüphesi altında bulunan kişinin, iddianamenin kabulünden, hükmün kesinleşmesine kadar geçen evredeki sıfatı sanıktır.

c) Sanığın, hakkındaki mahkûmiyet hükmünün kesinleşmesinden, hükmün infaz edildiği tarihe kadar geçen evredeki sıfatı ise hükümlüdür.

d) CMK`nın 102. maddesinde düzenlenen azami tutukluluk sürelerine, hükmün kesinleşmesine kadar geçen süreler de dahildir.

5- Diğer yandan, aynı dava içinde birden fazla suç nedeniyle tutuklama kararı verilmiş olması durumunda da, tutuklamayla ilgili azami süre bir kez uygulanır.

6- Somut olayda; sanık …‘nın tutuklandığı 28.12.2009, sanıklar …, …, …, …, … ve …‘in tutuklandığı 31.01.2010 ile sanık …`ın tutuklandığı 15.07.2010 tarihinden bu güne kadar 5 yılı aşkın süre geçmiş olup, 5 yıllık azami süre dolmuştur. Bu nedenle adı geçen sanıkların salıverilmesi gerektiği kanısını taşıdığımızdan çoğunluğun salıverilme taleplerinin reddine ilişkin görüşüne katılmıyoruz. 30.06.2016


YARGITAY 1. CEZA DAİRESİ Esas : 2005/3139 Karar : 2006/79 Tarih : 1.05.2006

  • CMK 104. Madde

  • Şüpheli veya Sanığın Salıverilme İstemleri

Hükümlü Ş. U. tarafından gönderilen 25.04.2006 tarihli dilekçe ile yeni TCK`ya göre dosya incelenerek tahliye talep edilmiştir.

2005/506 Esas numaralı emsal dosyadaki tahliye istemi yönünden CMK.’nun 104 ve 105. maddeleri uyarınca görüşü sorulan Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 10.06.2005 tanzim, 13.06.2005 havale tarihli ve 2004/236797-1 sayılı gerekçeli cevabi yazısında sonuç olarak Yargıtay`a yapılan tahliye istemleri hakkında CMK.’nun 104/3. maddesi uyarınca dosya üzerinden inceleme ile karar verilmesi gerektiğinden, aynı kanunun 105. maddesinin ilk derece mahkemelerini ilgilendirip Yargıtay incelemesini kapsamadığından ve istem hakkında Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına görüş bildirme görevinin verilmediğinden bahisle görüş bildirilmediği görülmüştür.

Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının uygun görülen bu mütalaası veçhile, temyiz incelemesi sırası gelmeyen dosya tahliye talebi ile sınırlı olmak üzere incelendi:

SONUÇ : Sanık hakkında hükmolunan ceza miktarına, tutuklulukta geçen süreye göre tahliye isteminin ( REDDİNE ), 01.05.2006 gününde oybirliği ile karar verildi.


UYARI

Web sitemizdeki tüm makale ve içeriklerin telif hakkı Av. Baran Doğan’a aittir. Tüm makaleler hak sahipliğinin tescili amacıyla elektronik imzalı zaman damgalıdır. Sitemizdeki makalelerin kopyalanarak veya özetlenerek izinsiz bir şekilde başka web sitelerinde yayınlanması halinde hukuki ve cezai işlem yapılacaktır. Avukat meslektaşların makale içeriklerini dava dilekçelerinde kullanması serbesttir.

Makale Yazarlığı İçin

Avukat veya akademisyenler hukuk makalelerini özgeçmişleri ile birlikte yayımlanmak üzere avukatbd@gmail.com adresine gönderebilirler. Makale yazımında konu sınırlaması yoktur. Makalelerin uygulamaya yönelik bir perspektifle hazırlanması rica olunur.

Paylaş
RSS