0 212 652 15 44
Çalışma Saatlerimiz
Hafta İçi 09.00 - 18.00

Diğer Suçlar

TCK Madde 13

(1) Aşağıdaki suçların, vatandaş veya yabancı tarafından, yabancı ülkede işlenmesi halinde, Türk kanunları uygulanır:

a) İkinci Kitap, Birinci Kısım altında yer alan suçlar.

b) İkinci Kitap, Dördüncü Kısım altındaki Üçüncü, Dördüncü, Beşinci, Altıncı, Yedinci ve Sekizinci Bölümlerde yer alan suçlar.

c) İşkence (madde 94, 95).

d) Çevrenin kasten kirletilmesi (madde 181).

e) Uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti (madde 188), uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanılmasını kolaylaştırma (madde 190).

f) Parada sahtecilik (madde 197), para ve kıymetli damgaları imale yarayan araçların üretimi ve ticareti (madde 200), mühürde sahtecilik (madde 202).

g) Fuhuş (madde 227).

h) (Mülga : 26/6/2009 – 5918/1 md.)

i) Deniz, demiryolu veya havayolu ulaşım araçlarının kaçırılması veya alıkonulması (madde 223, fıkra 2, 3) ya da bu araçlara karşı işlenen zarar verme (madde 152) suçları.

(2) (Ek ikinci fıkra: 29/6/2005 – 5377/3 md.) İkinci Kitap, Dördüncü Kısım altındaki Üçüncü, Dördüncü, Beşinci, Altıncı ve Yedinci Bölümlerde yer alanlar hariç; birinci fıkra kapsamına giren suçlardan dolayı Türkiye’de yargılama yapılması, Adalet Bakanının talebine bağlıdır

(3) Birinci fıkranın (a) ve (b) bentlerinde yazılı suçlar dolayısıyla yabancı bir ülkede mahkûmiyet veya beraat kararı verilmiş olsa bile, Adalet Bakanının talebi üzerine Türkiye’de yargılama yapılır.


Makaleler :

TCK Madde 13 Gerekçesi

Madde metninde, belli suçların yabancı bir ülkede işlenmesi durumunda, failin Türk vatandaşı veya yabancı olmasına bakılmaksızın, Türkiye’de Türk kanunlarına göre yargılama yapılacağı hüküm altına alınmıştır.

Birinci fıkranın (a) bendine göre, İkinci Kitap, Birinci Kısım altındaki

1) “Soykırım” başlıklı Birinci Bölümde,

2) “Göçmen Kaçakçılığı ve İnsan Ticareti” başlıklı İkinci Bölümde yer alan suçlar ile;

(b) bendine göre, İkinci Kitap, Dördüncü Kısım altındaki

1) “Devletin Egemenlik Alametlerine ve Organlarının Saygınlığına Karşı Suçlar” başlıklı Üçüncü Bölümde,

2) “Devletin Güvenliğine Karşı Suçlar” başlıklı Dördüncü Bölümde,

3) “Anayasal Düzene ve Bu Düzenin İşleyişine Karşı Suçlar” başlıklı Beşinci Bölümde,

4) “Millî Savunmaya Karşı Suçlar” başlıklı Altıncı Bölümde,

5) “Devlet Sırlarına Karşı Suçlar ve Casusluk” başlıklı Yedinci Bölümde ve

6) “Yabancı Devletlerle Olan İlişkilere Karşı Suçlar” başlıklı Sekizinci Bölümde yer alan suçlar ile fıkranın (c), (d), (e), (f), (g), (h) ve (i) bentlerinde sayılan suçlar nerede işlenmiş olursa olsun, bu nedenle Türkiye’de yargılama yapılarak, Türk vatandaşı veya yabancı olmasına bakılmaksızın fail hakkında Türk kanunlarına göre cezaya hükmolunur. Yabancı ülkede işlenen bu suçlar dolayısıyla failler hakkında Türkiye’de re’sen takibat yapılır.

Maddenin ikinci fıkrasına göre, bu suçlar dolayısıyla yabancı bir ülkede mahkûmiyet veya beraat kararı verilmiş olsa bile, Türkiye’de yeniden yargılama yapılır. Ancak bunun için Adalet Bakanının talepte bulunması gerekir.

Yabancı ülkede mahkûm olunan ceza bu ülkede tamamen veya kısmen infaz edilmişse; infaz edilen bu ceza miktarının, mahsup hükümlerine göre, Türkiye’de hükmolunan cezadan mahsup edilmesi gerekir.

Birinci fıkranın (c), (d), (e), (f), (g), (h) ve (i) bentlerinde sayılan suçların yurt dışında işlenmesi hâlinde; bu suç dolayısıyla, suçu işleyen kişinin Türk vatandaşı veya yabancı olması arasında fark gözetmeksizin, Türkiye’de Türk kanunları uygulanarak yargılama yapılabilecektir.

Ancak, (a) ve (b) bentlerinden farklı olarak, bu bentlerde sayılan suçlardan dolayı Türkiye’de yargılama yapılabilmesi için, fail hakkında yabancı ülkede mahkûmiyet veya beraat kararı verilmemiş olması gerekir.

Türkiye’nin taraf olduğu çeşitli uluslararası sözleşmelerde aut dedere aut judiciare/aut punire kuralına yer verilmek suretiyle ilgili sözleşme kapsamına giren suçlar dolayısıyla ister vatandaş olsun ister yabancı olsun faillerin suçun işlendiği ülkeye geri verilmesi öngörülmüştür. Ancak, bu sözleşmelerle, çeşitli hukukî mülahazalarla geri verme yoluna gidilmemesi hâlinde, taraf devletlere yargılama ve cezalandırma yükümlülüğü yüklenmiştir.

Bu konuda, 1963 yılında imzalanan Uçaklara Karşı İşlenen Suçlara veya Diğer Fiillere İlişkin Tokyo Sözleşmesi, 1970 yılında imzalanan Uçakların Kanun Dışı Yollarla Ele Geçirilmesinin Önlenmesi hakkındaki La Haye Sözleşmesi, 23 Eylül 1971 tarihli Sivil Havacılığın Güvenliğine Karşı Kanun Dışı Eylemlerin Önlenmesine İlişkin Montreal Sözleşmesi, 14 Aralık 1973 tarihli Diplomasi Ajanları da Dahil Olmak Üzere Uluslararası Korunmaya Sahip Kişilere Karşı İşlenen Suçların Önlenmesi ve Cezalandırılmasına Dair New York Sözleşmesi, Uyuşturucu Maddelere Dair 1961 Tek Sözleşmesi, 21 Aralık 1971 tarihinde Viyana’da imzalanan Psikotrop Maddeler Sözleşmesi ve ayrıca, Avrupa Konseyi’nce 27 Ocak 1977 tarihinde hazırlanan Tedhişçiliğin Önlenmesine İlişkin Avrupa Sözleşmesi örnek olarak gösterilebilir.


TCK 13 ( Diğer Suçlar) Emsal Yargıtay Kararları


YARGITAY 19. CEZA DAİRESİ Esas : 2015/17161 Karar : 2017/5705 Tarih : 14.06.2017

  • TCK 13. Madde

  • Diğer Suçlar

7258 sayılı Futbol ve Diğer Spor Müsabakalarında Bahis ve Şans Oyunları Düzenlenmesi Hakkındaki Kanun’a aykırılık suçundan şüpheli … hakkında yapılan soruşturma sonucunda İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 03/11/2014 tarihli ve 2014/76740 soruşturma, 2014/74003 sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair karara karşı yapılan itirazın reddine ilişkin İstanbul 5. Sulh Ceza Hakimliğinin 17/12/2014 tarihli ve 2014/3751 değişik iş sayılı kararı aleyhine Adalet Bakanlığı’nın 18/05/2015 gün ve 94660652-105-34-1527-2015-10171/32148 sayılı kanun yararına bozma istemini içeren yazısı ekindeki dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 04/06/2015 gün ve KYB.2015-186688 sayılı ihbarnamesi ile dairemize gönderilmekle okundu.

Anılan ihbarnamede;

5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 160. maddesinde yer alan “Cumhuriyet savcısı, ihbar veya başka bir suretle bir suçun işlendiği izlenimini veren bir hali öğrenir öğrenmez kamu davasını açmaya yer olup olmadığına karar vermek üzere hemen işin gerçeğini araştırmaya başlar. Cumhuriyet savcısı, maddi gerçeğin araştırılması ve adil bir yargılamanın yapılabilmesi için, emrindeki adli kolluk görevlileri marifetiyle, şüphelinin lehine ve aleyhine olan delilleri toplayarak muhafaza altına almakla ve şüphelinin haklarını korumakla yükümlüdür.” şeklindeki düzenleme karşısında, Cumhuriyet savcısının soruşturma yapmak zorunda olduğu, somut olayda, müşteki İnteltek İnternet Teknoloji Yatırım ve Danışmanlık Tic. A.Ş. tarafından şüpheli … hakkında 7258 sayılı Futbol ve Diğer Spor Müsabakalarında Bahis ve Şans Oyunları Düzenlenmesi Hakkındaki Kanun’a aykırı olarak ruhsatsız bahis oynatıldığı gerekçesi ile şikayette bulunulduğu, ancak yapılan soruşturma sonucunda şikayet edilen internet sitesinin yurt dışı merkezli olduğu gerekçesi ile 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 13. maddesi gereği yurtdışında bulunan site yöneticisi yabancı şüpheliler hakkında soruşturma yapılamayacağı gerekçesi ile kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmiş ise de, şikayet tarihi itibari ile www.betebet.com internet sitesine Türkiye’den erişim sağlanabildiği, içeriğinin Türkiye’ye yönelik olarak Türkçe olarak hazırlandığı, Türk bankaları aracılığı ile para yatırılıp bahis oynanabildiği cihetle, 7258 sayılı Kanun’un 5/1. maddesinde yer alan “Kanun’un verdiği yetkiye dayalı olmaksızın; a) Spor müsabakalarına dayalı sabit ihtimalli ve müşterek bahis veya şans oyunlarını oynatanlar ya da oynanmasına yer veya imkan sağlayanlar üç yıldan beş yıla kadar hapis ve on bin güne kadar adli para cezasıyla cezalandırılır, b) Yurt dışında oynatılan spor müsabakalarına dayalı sabit ihtimalli veya müşterek bahis ya da şans oyunlarının internet yoluyla ve sair suretle erişim sağlayarak Türkiye’den oynanmasına imkan sağlayan kişiler, dört yıldan altı yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırılır.” şeklindeki düzenlemeler karşısında şüphelilerin eylemlerinin soruşturulması gerektiği gözetilerek itirazın kabulü yerine, yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmediği gerekçesiyle 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca anılan kararın kanun yararına bozulması isteminde bulunulmakla gereği görüşülüp düşünüldü;

Dosya kapsamına göre, 7258 sayılı Futbol ve Diğer Spor Müsabakalarında Bahis ve Şans Oyunları Düzenlenmesi Hakkındaki Kanun’a aykırılık suçlarında, suçtan doğrudan zarar görenin şikayetçi İnteltek İnternet Teknoloji Yatırım ve Danışmanlık Ticaret A.Ş.’ nin olmadığı, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 03/11/2014 tarihli ve 2014/76740 soruşturma, 2014/74003 sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair karara karşı 5271 sayılı CMK’nın 173/1. maddesinde belirtildiği üzere sadece suçtan zarar görenin itiraz edebileceği anlaşılmakla, suçtan doğrudan doğruya zarar görmediği anlaşılan şikayetçinin, kovuşturmaya yer olmadığına dair karara itiraz, davaya katılma, olağan ve olağanüstü yasa yollarına başvurma hakkı bulunmadığı anlaşılmakla;

Kanun yararına bozma istemine konu İstanbul 5. Sulh Ceza Hakimliği tarafından verilen itirazın reddi kararında bir isabetsizlik görülmediğinden, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının kanun yararına bozma isteminin REDDİNE, 14/06/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.


Yargıtay 5. Ceza Dairesi 2014/4078 E. , 2014/5200 K.

  • TCK 13
  • Yabancının yabancıya karşı kasten öldürme fiili nedeniyle Türk mahkemeleri yargılama yapma yetkisine sahip değildir.

TCK’nın 13. maddesinin uygulanabilmesi için; Maddede tahdidi olarak sayılan suçların yabancı ülkede işlenmesi durumunda failin Türk vatandaşı veya yabancı olmasına bakılmaksızın Türkiye’de Türk Kanunlarına göre yargılama yapılabileceğinin hüküm altına alındığı,

Buna göre, ister Türk vatandaşı, ister yabancı olsun evrensellik ilkesi gereği yabancı bir ülkede insanlığa, çevreye veya toplumun güvenliğine yönelik işlenmiş bu katalog suçlar hakkında Türk Kanunlarının uygulanacağının hüküm altına alındığı, maddede belirtilen suçların tahdidi olduğu ve yorum yolu ile başka suçların eklenmesinin mümkün bulunmadığı,

CMK’nın 14. maddesinin uygulanma koşulu bakımından ise, Kanun hükümleri uyarınca Türkiye’de soruşturulması ve kovuşturulması gereken bir suç olup olmadığının tespit edilmesinin önem arz ettiği,

Aksi durumda yabancı bir ülkede işlenen ve Türk Kanunlarının uygulanma imkanı bulunmayan bir olay hakkında yapılması gereken işlemin, işlenen suçun cezasız kalmamasını temin etmek bakımından, evrakın Adalet Bakanlığı Uluslararası Hukuk ve Dış İlişkiler Genel Müdürlüğü aracılığıyla ilgili ülkesine gönderilerek suçun ihbar edilmesinde ibaret olacağı, bu aşamada bu işlemlerin hangi Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yerine getirileceğine ilişkin sorunun ise, 5271 saydı Ceza Muhakemesi Kanununun 12 ve 13. maddeleri hükümleri nazara alınarak, 161/7. maddesi uyarınca Ağır Ceza Mahkemesince çözümlenmesi gerekeceği, zira 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 14. maddesi gereğince yetkili mahkemenin Yargıtay tarafından belirlenebilmesi için kovuşturma aşamasına gelmiş bir işlem bulunması ve bu maddenin uygulanabilmesi için gereken ön koşul olan kanun hükümleri uyarınca Türkiye’de soruşturulması ve kovuşturulması gereken bir suçun bulunması gerektiği,

Somut olayda dikkat edilmesi gereken en önemli noktanın şüphelinin Türkiye’de bulunmaması olduğu, şayet şüphelinin Türkiye’de bulunması halinde TCK’nın 12/3. maddesinin devreye gireceği, ancak bu durumda soruşturma yapılabilmesi için anılan maddenin (b) bendi gereğince “Suçluların geri verilmesi anlaşmasının bulunmaması veya geri verilme isteminin suçun işlendiği ülkenin veya failin uyruğunda bulunduğu devletin hükümeti tarafından kabul edilmemiş olması” şartının gerçekleşmesi gerektiği,

Yine suçun Türkiye’de işlendiğinin kabulü halinde dahi, yabancı bir kişinin, yabancı bir kişiye karşı Türkiye’de işlemiş olduğu bir suçtan bahsedileceği ve bu durumda da CMK’nın 14. maddesine göre değil, 12 ve 13. maddeleri uyarınca yetki sorununun aynı Kanunun 161/7. maddesi gereğince ağır ceza mahkemesince çözümlenmesi gerekeceği,

Sonuç itibarıyla tüm bu anlatımlar karşısında, somut olayda yabancı bir kişinin, yabancı bir kişiye karşı, yabancı bir ülkede işlemiş olduğu, TCK 13 üncü maddede yazılı suçlar dışında kalan kasten adam öldürme suçundan dolayı Türk mahkemelerinin görev ve yetkisi bulunmadığından, olayla ilgili olarak kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildikten sonra, evrakın Adalet Bakanlığı Uluslararası Hukuk ve Dış İlişkiler Genel Müdürlüğü aracılığıyla ilgili ülkesine gönderilerek suçun ihbar edilmesini temin bakımından, gerekli adli işlemlerin yapılabilmesi için yetkili Cumhuriyet Başsavcılığının 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 12 ve 13. maddeleri nazara alınmak suretiyle aynı Kanunun 161/7. maddesi uyarınca İskenderun 2. Ağır Ceza Mahkemesince belirlenmesi gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmediğinden bahisle 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 309. maddesi uyarınca bozulması lüzumu Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü ifadeli 04/02/2014 gün ve 94660652-105-31-0500-2014-2754/8329 sayılı kanun yararına bozmaya atfen Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığından tebliğname ve Yüksek Birinci Ceza Dairesinin görevsizlik kararı ile Daireye ihbar ve dava evrakı ile birlikte tevdii kılınmakla gereği düşünüldü:

Kanun yararına bozma istemine dayanan ihbarname münderecatı yerinde görüldüğünden talebin kabulü ile İskenderun 2. Ağır Ceza Mahkemesince verilen 15/07/2013 gün ve 2013/571 Değişik İş sayılı kararın CMK’nın 309. maddesi uyarınca BOZULMASINA, bozma sebebine nazaran müteakip işlemlerin merciince yapılmasına, dosyanın mahalline gönderilmesi için Yargıtay C.Başsavcılığına TEVDİİNE, 08/05/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.


YARGITAY 23. CEZA DAİRESİ Esas : 2015/6423 Karar : 2015/7553 Tarih : 2.12.2015

  • TCK 13. Madde

  • Diğer Suçlar

Tebligatın 27/04/2004 tarihinde sanığın boşandığı eşine yapıldığı bu nedenle tebligatın usulsüzlüğü nedeniyle temyiz isteminin süresinde kabulu ile yapılan incelemede;

Sanığın, katılanın yanında, Azerbeycan`da bir süre sigortasız şekilde tır şöförü olarak çalıştığı, bu döneme ait çalışmasının karşılığı ücreti alamaması üzerine işten ayrıldığı, suça konu aracı katılana ait yurtdışındaki şantiyeye teslim ettiği, bir hafta sonra tekrar şantiyeye geri dönüp aracı alarak gittiği ve aracı katılana teslim etmediği böylelikle hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçunu işlediği iddia ve kabul olunan olayda;

Sanığın, katılanın ve o yer Cumhuriyet savcısının yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;

1- Usul açısından yapılan incelemede; 5237 sayılı TCK’nun 11. maddesi uyarınca, bir Türk vatandaşı, 13’üncü maddede yazılı suçlar dışında, Türk Kanunları’na göre aşağı sınırı bir yıldan az olmayan hapis cezasını gerektiren bir suçu yabancı ülkede işlediği ve kendisi Türkiye’de bulunduğu takdirde, bu suçtan dolayı yabancı ülkede hüküm verilmemiş olması ve Türkiye’de kovuşturulabilirliğin bulunması koşulu ile Türk Kanunları`na göre cezalandırılabilir. Belirtilen koşullar kovuşturma şartı niteliğindedir. Bunun için failin Türk olması, Türkiye’de bulunması ve bu eylem nedeniyle yabancı ülkede hüküm verilmemiş olması gerekir. Yurtdışında işlediği suçtan dolayı Türk vatandaşı hakkında yabancı ülkede mahkûmiyet veya beraat kararı verilmiş ve kesinleşmiş olması halinde artık Türkiye’de yeniden yargılama yapılamayacaktır.

Açıklamalar ışığında; sanığa, yüklenen suçun yurt dışında işlendiği, aynı eylem nedeniyle sanık hakkında yabancı ülkede kesinleşmiş bir hüküm verilip verilmediği Azerbaycan adli mercileri nezdinde araştırılıp sonucuna göre sanığın hukuki durumunun takdir ve tayini yerine, olumsuz kovuşturma şartının açıklığa kavuşturulması gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması,

2- Esas bakımından yapılan incelemede ise; sanığın aşamalardaki beyanlarında ısrarla suçu kabul etmemesi ve kamyonu bizzat katılana teslim ettiğini ve katılana “Arabayı Bakü’de parçalıyorlar” şeklindeki mesaj göndermediğini beyan etmesine rağmen sözkonusu mesajın ve bir çok kez telefonla görüşüldüğü iddialarının TİB’e müzekkere yazılıp HTS kayıtları istenmeden iletişimin tespiti yapılmış gibi mahkemece sübutun varlığı kabul edilerek mahkumiyet hükmü kurulması karşısında, gerçeğin kuşkuya yer bırakmayacak şekilde tespiti bakımından; öncelikle sanığın suça konu tırı şantiyede herhangi bir görevliye teslim edip etmediğinin tespiti, bu konuda kanuni yollara başvurduğunu söyleyerek dosyaya Azerice düzenlenmiş evrak sunan katılanın başvurusunun ilgili makamdan araştırılarak, gerekirse sonuçlarının dosyadaki evrakların tercüme ettirilmesi, tırı sanığın götürdüğünü beyan ettiğini ifade eden şahısların beyanlarına başvurulması, katılanın sanığın kendisine gönderdiğini iddia ettiği”Arabayı Bakü’de parçalıyorlar” şeklindeki mesajın ve telefon görüşmelerinin varlığının araştırılması için TİB`e müzekkere yazılarak HTS kayıtlarının istenmesi, delil başlangıcı olarak soruşturma aşamasında dosyada dökümü yaptırılan ve tanığın sanıkla konuşmasını içeren metinde sanığın katılan ve tanıktan istediği iddia edilen para konusunda hiçbir miktar geçmezken, katılan ve tanığın soruşturma ve kovuşturmada farklı miktarlar beyan etmeleri nedeniyle bu hususların da açıklattırılarak ifadeleri arasındaki çelişkilerin giderilmesi, katılanın ve oğlu olan tanığın ifadeleri dışında mahkemece sübuta götüren delillerin gerekçeleri ile birlikte tartışılması ve toplanan tüm delillerin sonucuna göre sanığın hukuki durumunun tayin ve takdirinin gerektiği gözetilmeden eksik incelemeyle yazılı şekilde hüküm verilmesi,

Bozmayı gerektirmiş, sanığın, katılanın ve o yer Cumhuriyet savcısının temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK`nın 321. maddesi uyarınca ( BOZULMASINA ), oybirliği ile karar verildi.


YARGITAY 5. CEZA DAİRESİ Esas : 2015/6598 Karar : 2015/12235 Tarih : 8.06.2015

  • TCK 13. Madde

  • Diğer Suçlar

Brezilya’da uyuşturucu madde ticareti yapan ve Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olan M.. Y..’ın mernis adresinin Hatay ili Yayladağı ilçesi olması, yabancı ülkede işlenen ve kanun hükümleri uyarınca Türkiye’de soruşturulması ve kovuşturulması gereken bu suçta Türkiye’de takibat yapılabilmesi için Yayladağı Cumhuriyet Savcısınca 5271 sayılı CMK`nın 14/2. maddesi gereğince yetkili savcılığın tayini talebinde bulunulması üzerine dosya Yargıtay C.Başsavcılığının 12/05/2015 tarih ve 2015/116585 sayılı yazısı ekinde Dairemize gönderilmekle incelenerek gereği düşünüldü:

CMK’nın 13 ve 14. maddeleri uyarınca, yabancı ülkede işlenen suçtan kastedilenin icra hareketi veya neticesi doğrudan Türkiye’de meydana gelmeyen fiiller olduğu, yurt dışında işlenen ve 5237 sayılı TCK`nın 4, 5, 6, 7, 8, 9 ve 13. madde hükümleri gereğince, şüpheli, sanık veya mağdur bakımından kişisellik veya adalet, gerçeklik ilkelerine göre Türkiye’de soruşturulması ve kovuşturulması gereken suçlarda sanığın Türkiye’de yakalandığı, yakalanmamışsa Türkiye’deki yerleşim yeri, Türkiye’de yerleşim yeri bulunmadığı takdirde ise Türkiye’de en son oturduğu yer savcılığının/mahkemesinin yetkili olacağı, buna karşılık yargılama hukuku gerekleri açısından yukarıdaki kurallara göre belirlenen savcılık/mahkeme yerine, suçun işlendiği yabancı ülkeye coğrafi bakımdan daha yakın yer savcılığının/ mahkemesinin yetkili kılınmasına Cumhuriyet Savcısının, şüphelinin veya sanığın istemi üzerine, Yargıtay tarafından karar verilebileceği,

Somut olaya gelince; yabancı ülkede işlenen ve ilgili kanun hükümleri uyarınca Türkiye’de soruşturulması ve kovuşturulması gereken bir suç söz konusu olup, CMK`nın 14/2. madde ve fıkrası uyarınca Yargıtay tarafından Yayladağı C.Savcısının istemi üzerine suçun işlendiği yabancı ülkeye coğrafi bakımdan daha yakın ve ülkemiz sınırlarında bulunan bir yer savcılığının yetkili kılınmasına karar verilmesine yasal olanak bulunmakta ise de, soruşturma evrakı kapsamına, evrakın bulunduğu aşamaya, İskenderun 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 09/02/2015 gün ve 2015/154 D.iş sayılı kararındaki tespitlerde hukuka uyarlılık bulunmasına göre, Yayladağı C.Başsavcılığının 26/02/2015 gün ve 2015/271 soruşturma sayılı, yetkili Cumhuriyet Savcılığının tespiti istemi yerinde görülmediğinden reddine, dosyanın mahalline gönderilmesi için Yargıtay C.Başsavcılığına TEVDİİNE, 08/06/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.


YARGITAY 11. CEZA DAİRESİ Esas : 2011/2692 Karar : 2011/2398 Tarih : 6.05.2011

  • TCK 13. Madde

  • Diğer Suçlar

Bir Türk vatandaşı, 13 üncü maddede yazılı suçlar dışında, Türk kanunlarına göre aşağı sınırı bir yıldan az olmayan hapis cezasını gerektiren bir suçu yabancı ülkede işlediği ve kendisi Türkiye’de bulunduğu takdirde, bu suçtan dolayı yabancı ülkede hüküm verilmemiş olması ve Türkiye`de kovuşturulabilirliğin bulunması koşulu ile Türk kanunlarına göre cezalandırılabilir.

Belirtilen koşullar kovuşturma şartı niteliğindedir. Bunun için failin Türk olması, Türkiye’de bulunması ve bu eylem nedeniyle yabancı ülkede hüküm verilmemiş olması gerekir.

Yurtdışında işlediği suçtan dolayı Türk vatandaşı hakkında yabancı ülkede mahkumiyet veya beraat kararı verilmiş ve kesinleşmiş olması halinde artık Türkiye’de yeniden yargılama yapılamayacaktır.

Açıklamalar ışığında; Sanığın sahte imzalarla oluşturulmuş genel kurul kararlarını kullanarak katılanlara ait Turquoise şirketine kayıtlı Fransa’da bulunan taşınmazı satıp bedelini aldığı iddia ve kabul olunup, taraflarca sunulan Aıx-En Provence İstinaf Mahkemesi’nin 09.11.2006 tarihli kararına göre, sanığın suça konu sahte belgeleri Fransa’da kullanarak taşınmaz satışını gerçekleştirdiği ve satış bedelini yine aynı yerde bulunan Credit Agricole şubesindeki şirket hesabına sonrasında ise 19.12.2002 tarihinde bu hesabın kapatılıp bakiyenin Credit Lyonnais’deki 1353V nolu şahsi hesabına aktarılıp buradan 20.12.2002 ve 28.03.2003 tarihleri arasında peyder pey Finansbank Levent şubesindeki şahsi hesaba aktarıldığı kabul edilerek

Fransız Mahkemeleri’nin yetkili olduğuna karar verdiğinin anlaşılması karşısında;

iddianame kapsamına göre suça konu olup, sahte olduğu iddia olunan genel kurul kararları kullanılarak gerçekleştirilen Gresse noterliğince düzenlenmiş taşınmaz devrine ilişkin sahteliği ispat olununcaya kadar geçerli resmi belge niteliğinde olan belgelerin yurtdışında düzenlenip, kullanılması ve paranın yurt dışındaki şahsi hesaba aktarılmasıyla menfaat temin edilerek neticenin gerçekleştiği cihetle,

Yüklenen suçların tümünün yurt dışında işlendiği, aynı eylem nedeniyle sanık hakkında yabancı ülkede kesinleşmiş bir hüküm verilip verilmediği Fransız adli mercileri nezdinde araştırılıp sonucuna göre sanığın hukuki durumunun takdir ve tayini yerine, olumsuz kovuşturma şartının açıklığa kavuşturulması gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması,

Yasaya aykırı, katılanlar vekillerinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan sair yönleri incelenmeyen hükümlerin bu sebepten dolayı 5320 Sayılı Yasanın 8/1. maddesi uyarınca uygulanması gereken 1412 Sayılı CMUK. nun 321. maddesi uyarınca ( BOZULMASINA ), oybirliğiyle karar verildi.


UYARI

Web sitemizdeki tüm makale ve içeriklerin telif hakkı Av. Baran Doğan’a aittir. Tüm makaleler hak sahipliğinin tescili amacıyla elektronik imzalı zaman damgalıdır. Sitemizdeki makalelerin kopyalanarak veya özetlenerek izinsiz bir şekilde başka web sitelerinde yayınlanması halinde hukuki ve cezai işlem yapılacaktır. Avukat meslektaşların makale içeriklerini dava dilekçelerinde kullanması serbesttir.

Makale Yazarlığı İçin

Avukat veya akademisyenler hukuk makalelerini özgeçmişleri ile birlikte yayımlanmak üzere avukatbd@gmail.com adresine gönderebilirler. Makale yazımında konu sınırlaması yoktur. Makalelerin uygulamaya yönelik bir perspektifle hazırlanması rica olunur.

Paylaş
RSS