İstinaf Mahkemesi Kararına Karşı Temyiz Hakkı
(Y9HD-K.2019/21455)
6100 sayılı HMK’nın yargılama sitemine göre İlk Derece Mahkemesinin kesin olmayan kararına karşı önce istinaf yoluna başvurulabilmektedir.
Bölge Adliye Mahkemesi, istinaf başvurusu üzerine tarafın istinaf başvurusunun usulden/esastan reddine karar verilebilir veya İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırarak yeniden hüküm kurulabilir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusu reddedilen tarafın ya da istinaf incelemesi sonucunda İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak yeni karar verilmesi halinde aleyhine karar verilen tarafın temyiz hakkı bulunmaktadır.
Taraflardan birisinin İlk Derece Mahkemesi’ nin kararına karşı istinaf başvurusunda bulunmaması halinde kamu düzenine aykırılık yok ise diğer taraf lehine usuli kazanılmış hak oluşacaktır. Karşı tarafın istinafı üzerine de Bölge Adliye Mahkemesince ilk derece mahkemesince değiştirilmemesi halinde, istinaf etmeyenin temyize başvurması usulü müktesep hak ilkesine takılacaktır. Zira istinaf mahkemesinin elinin değmediği bir kararın temyiz incelemesi söz konusu olmaz ve olmamalıdır. Dolayısıyla tarafların istinaf incelemesinin kapsamı dışında bıraktığı hususlar kendiliğinden temyiz incelemesinin de kapsamı dışında bırakılmış sayılır. Kural olarak İlk Derece Mahkemesi’ nin kararına karşı istinaf başvurusunda bulunmayan tarafın Bölge Adliye Mahkemesi kararını temyiz hakkı bulunmamaktadır. Ancak ilk kararı istinaf etmeyen taraf Bölge Adliye Mahkemesi tarafından İlk Derece Mahkemesinin kararı kaldırılarak yeni bir karar verilmesi halinde bu yeni kararı temyiz edebilecektir. Başka bir deyişle istinaf başvurusunun reddi halinde Bölge Adliye Mahkemesi kararına karşı temyiz hakkı sadece istinaf başvurusu reddedilen tarafa ait olup, İlk Derece Mahkemesi kararını istinaf etmeyen tarafın temyiz hakkı bulunmamaktadır.
Somut uyuşmazlıkta, İlk Derece Mahkemesince verilen 07.02.2019 tarihli karara karşı davalı vekili 12.02.2019 tarihli gerekçesiz bir istinaf dilekçesi sunmuş, gerekçesiz istinaf dilekçesi davacı vekiline 13.03.2019 tarihinde tebliğ edilmiştir. Davalı vekiline İlk Derece Mahkemesi’nin gerekçeli kararı 12.03.2019 tarihinde tebliğ edilmiş, davalı vekilince mahkemeye 04.04.2019 tarihinde gerekçeli bir istinaf dilekçesi sunulmuş, bu gerekçeli istinaf dilekçesi davacı vekiline 14.04.2019 tarihinde tebliğ edilmiş, bunun üzerine davacı vekili “katılma yolu ile” istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesince davalı vekilinin istinaf başvurusu, süresinde olmaması sebebiyle reddedilmiş, davalı vekilinin istinaf başvurusu esasa girilmeden reddedildiği için davacı vekilinin katılma yoluyla istinaf başvurusunun da reddine karar verilmiştir.
Bu karar davalı vekilince temyiz edilmiş, karara karşı, davacı vekili de “katılma yolu ile” temyiz başvurusunda bulunmuştur.
Yukarıda açıklandığı üzere davacı taraf İlk Derece Mahkemesi’ nin kararına karşı müstakilen istinaf başvurusunda bulunmamış, davalı vekilinin sunmuş olduğu ve kendisine 13.03.2019 tarihinde tebliğ edilen gerekçesiz istinaf dilekçesine de “katılma yolu ile” istinaf başvurusu yapmamış, davalı vekilinin süresinden sonra sunmuş olduğu gerekçeli istinaf dilekçesini tebliğ aldıktan sonra “katılma yolu ile” istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesince davacı vekilinin katılma yolu ile istinaf başvurusunun reddine dair verilen karar isabetli olup bu karar sonucunda davalı taraf lehine usuli kazanılmış hak oluşmuştur. Bölge Adliye Mahkemesi tarafından davacı vekilinin katılma yolu ile istinaf başvurusu reddedildiğinden davacı tarafın Bölge Adliye Mahkemesi kararını müstakilen ya da “katılma yoluyla” temyiz hakkı bulunmamaktadır. Aksi düşünce usulüne uygun istinaf başvurusunda bulunmayan tarafa ilk derece mahkemesi kararını istinaf kanun yolunu atlayarak temyiz etme hakkı tanınmış olur ki bu durum 6100 sayılı HMK ile hayata geçirilen üç kademeli yargılama sistemini iki yargılama sistemine dönüştürür ve istinafın devre dışı bırakılmasına yol açar.
Bu açıklamalar karşısında İlk Derece Mahkemesi kararını “ katılma yolu ile” istinaf eden ve istinaf başvurusu, davalı vekilinin istinaf başvurusunun süresinde olmaması sebebi ile incelenmeden reddedilen davacının, Bölge Adliye Mahkemesinin, davalının istinaf başvurusunun süreden reddine ilişkin kararını temyiz hakkı olmadığı anlaşıldığından, davacının katılma yoluyla temyiz isteminin REDDİNE, karar verilmiştir.
İstinaf Başvurusunun Reddi Kararının Temyiz Edilemediği Haller
(Y4HD-K.2021/2485)
Kural olarak İlk Derece Mahkemesi’ nin kararına karşı istinaf başvurusunda bulunmayan tarafın Bölge Adliye Mahkemesi kararını temyiz hakkı bulunmamaktadır. Ancak ilk kararı istinaf etmeyen taraf Bölge Adliye Mahkemesi tarafından İlk Derece Mahkemesinin kararı kaldırılarak yeni bir karar verilmesi halinde bu yeni kararı temyiz edebilecektir. Başka bir deyişle istinaf başvurusunun reddi halinde Bölge Adliye Mahkemesi kararına karşı temyiz hakkı sadece istinaf başvurusu reddedilen tarafa ait olup, İlk Derece Mahkemesi kararını istinaf etmeyen tarafın temyiz hakkı bulunmamaktadır.
Somut uyuşmazlıkta, davanın kabulüne ilişkin İlk Derece Mahkemesi kararını davalı … istinaf etmemiş, ancak Bölge Adliye Mahkemesi’nin davalı … ’nun istinaf başvurusunun esastan reddine dair kararına karşı davalı … tarafından temyiz başvurusunda bulunulmuştur.
Yukarıda açıklandığı üzere davalı … tarafından İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunda bulunulmadığından davacı taraf lehine usuli kazanılmış hak oluşmuştur. Bölge Adliye Mahkemesi tarafından davalı … Korukçu’nun istinaf başvurusunun reddine karar verildiğinden, davalı …’nin Bölge Adliye Mahkemesi kararını temyiz hakkı bulunmamaktadır. Aksi düşünce istinaf başvurusunda bulunmayan tarafa ilk derece mahkemesi kararını istinaf kanun yolunu atlayarak temyiz etme hakkı tanımış olur ki bu durum 6100 sayılı HMK ile hayata geçirilen üç kademeli yargılama sistemini iki kademeli yargılama sistemine dönüştürür ve istinafın devre dışı bırakılmasına yol açar.
Bu açıklamalar ışığında, İlk Derece Mahkemesi kararını istinaf etmeyen davalı …’nin, Bölge Adliye Mahkemesinin davalı … ’nun istinaf isteminin esastan reddine ilişkin kararını temyiz hakkı olmadığı anlaşıldığından, davalı … vekilinin temyiz isteminin REDDİNE, karar verilmiştir.
İstinaf Başvurusunda Bulunmayan Tarafın Temyiz Hakkı Yoktur
(Y12HD-K.2022/904)
İstinaf kanun yolu uygulamasında, ilk derece mahkemesi kararından sonra, karar önce istinaf denetimine tâbi tutulmakta, istinaf denetiminden sonra temyiz yolu açıksa temyize başvurulmaktadır. Bölge Adliye Mahkemelerinin faaliyete geçmesiyle yargılama üç aşamalı hale gelmiştir. Önce İlk Derece Mahkemesinde ilk derece yargılaması yapılarak karar verilmekte, ardından Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf incelemesi ile vakıa ve hukukilik denetimi yapılmakta, son olarak da Yargıtay’da temyiz incelemesine gidilmektedir.
Yeni sistemde temyiz edilen karar İlk Derece Mahkemesinin kararı değil, Bölge Adliye Mahkemesinin kararıdır. Artık İlk Derece Mahkemesi kararının doğrudan temyiz edilmesi mümkün değildir.
İlk Derece Mahkemesi’nin kararına karşı istinaf başvurusunda bulunulmaması halinde karar kesinleşmektedir.
6100 sayılı HMK’nın yargılama sitemine göre İlk Derece Mahkemesinin kesin olmayan kararına karşı öncelikle istinaf yoluna başvurulmalıdır.
Bölge Adliye Mahkemesi, istinaf başvurusu üzerine tarafın istinaf başvurusunun usulden/esastan reddine karar verilebilir veya İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırarak yeniden hüküm kurulabilir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusu reddedilen tarafın ya da istinaf incelemesi sonucunda İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak yeni karar verilmesi halinde aleyhine karar verilen tarafın temyiz hakkı bulunmaktadır.
Taraflardan birisinin İlk Derece Mahkemesi’ nin kararına karşı istinaf başvurusunda bulunmaması halinde kamu düzenine aykırılık yok ise diğer taraf lehine usuli kazanılmış hak oluşacaktır. Karşı tarafın istinafı üzerine de Bölge Adliye Mahkemesince ilk derece mahkemesince değiştirilmemesi halinde, istinaf etmeyenin temyize başvurması usulü müktesep hak ilkesine takılacaktır. Zira istinaf mahkemesinin elinin değmediği bir kararın temyiz incelemesi söz konusu olmaz ve olmamalıdır. Dolayısıyla tarafların istinaf incelemesinin kapsamı dışında bıraktığı hususlar kendiliğinden temyiz incelemesinin de kapsamı dışında bırakılmış sayılır.
Kural olarak İlk Derece Mahkemesi’nin kararına karşı istinaf başvurusunda bulunmayan tarafın Bölge Adliye Mahkemesi kararını temyiz hakkı bulunmamaktadır. Ancak ilk kararı istinaf etmeyen taraf Bölge Adliye Mahkemesi tarafından İlk Derece Mahkemesinin kararı kaldırılarak yeni bir karar verilmesi halinde bu yeni kararı temyiz edebilecektir. Başka bir deyişle istinaf başvurusunun reddi halinde Bölge Adliye Mahkemesi kararına karşı temyiz hakkı sadece istinaf başvurusu reddedilen tarafa ait olup, İlk Derece Mahkemesi kararını istinaf etmeyen tarafın temyiz hakkı bulunmamaktadır.
Somut uyuşmazlıkta, davalı … Yapı Gayrimenkul … İlk Derece Mahkemesi kararını istinaf etmemiş, ancak Bölge Adliye Mahkemesinin kararını temyiz etmiştir. Yukarıda açıklandığı üzere davalı şirketin İlk Derece Mahkemesi’ nin kararına karşı istinaf başvurusunda bulunmadığından ve aleyhine yeni bir karar verilmediğinden Bölge Adliye Mahkemesi kararını müstakilen ya da “katılma yoluyla” temyiz hakkı bulunmamaktadır. Aksi düşüncede istinaf başvurusunda bulunmayan tarafa ilk derece mahkemesi kararını istinaf kanun yolunu atlayarak temyiz etme hakkı tanınmış olur ki, bu durum 6100 sayılı HMK ile hayata geçirilen üç kademeli yargılama sistemini iki kademeli yargılama sistemine dönüştürür ve istinafın devre dışı bırakılmasına yol açar.
UYARI
Web sitemizdeki tüm makale ve içeriklerin telif hakkı Av. Baran Doğan’a aittir. Tüm makaleler hak sahipliğinin tescili amacıyla elektronik imzalı zaman damgalıdır. Sitemizdeki makalelerin kopyalanarak veya özetlenerek izinsiz bir şekilde başka web sitelerinde yayınlanması halinde hukuki ve cezai işlem yapılacaktır. Avukat meslektaşların makale içeriklerini dava dilekçelerinde kullanması serbesttir.
Makale Yazarlığı İçin
Avukat veya akademisyenler hukuk makalelerini özgeçmişleri ile birlikte yayımlanmak üzere avukatbd@gmail.com adresine gönderebilirler. Makale yazımında konu sınırlaması yoktur. Makalelerin uygulamaya yönelik bir perspektifle hazırlanması rica olunur.