Çağrılması Reddedilen Tanığın ve Uzman Kişinin Doğrudan Mahkemeye Getirilmesi
CMK Madde 178
(1) Mahkeme başkanı veya hâkim, sanığın veya katılanın gösterdiği tanık veya uzman kişinin çağrılması hakkındaki dilekçeyi reddettiğinde, sanık veya katılan o kişileri mahkemeye getirebilir. Bu kişiler duruşmada dinlenir. (Ek cümle: 3/10/2016-KHK-676/4 md.; Aynen kabul: 1/2/2018-7070/4 md.) Ancak, davayı uzatmak amacıyla yapılan talepler reddedilir.
-
Makale: Tensip Zaptı Nedir?
CMK Madde 178 Gerekçesi
Madde, mahkeme başkanı veya hâkim tarafından, bir kimsenin daveti hakkında 177 üncü maddeye göre sanık tarafından yapılan istemin, reddine ilişkindir. Madde ret hâlinde sanığa iki hak vermektedir.
1.Sanık, o kimseyi doğrudan doğruya davet ettirebilir. Bu hâlde sanık bir dilekçe ile başvurur ve o kimsenin yol giderleri ile tarifesine göre ödenmesi gerekli tazminat bedelini mahkeme kalemine yatırır. Bunun üzerine kişi mahkemece çağırılır ve davetiye ile birlikte yatırılan para kendisine verilir. Adı geçen artık davete uymakla yükümlüdür. Sözü geçen para tebligat sırasında verilmemekle beraber mahkeme kalemine yatırıldığı tebligatta kaydedilmiş olursa yine hazır bulunmakla yükümlü olur.
2.İkinci hâl sanığın, davet edilmesini istediği kimseyi kendisinin getirmesidir. Bu kişinin açıklamaları olayın aydınlatılmasına yarayacak olursa, mahkeme, gider ve tazminatın Devlet Hazinesinden ödenmesine karar verebilecektir.
CMK 178 (Çağrılması Reddedilen Tanığın ve Uzman Kişinin Doğrudan Mahkemeye Getirilmesi) Emsal Yargıtay Kararları
YARGITAY 15. CEZA DAİRESİ Esas: 2012/20157 Karar: 2014/12633 Tarih: 24.06.2014
-
CMK 178. Madde
-
Çağrılması Reddedilen Tanığın ve Uzman Kişinin Doğrudan Mahkemeye Getirilmesi
Karar: Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp, onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir.
Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı, sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır.
Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, fiille olan ilişkisi, mağdurun durumu, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.
TCK’nın 158/1-d bendindeTCK’nın 158/1-d bendinde belirtilen, Kamu kurum ve kuruluşlarının, kamu meslek kuruluşlarının, siyasî parti, vakıf veya dernek tüzel kişiliklerinin araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık suçunun işlenmesi, nitelikli hâl kabul edilmiştir. Söz konusu kurum ya da kuruluşların konumunun suçun işlenmesinde kolaylık sağlayacağı düşüncesi, bu kurum ve kuruluşların bu suçta araç olarak kullanılmasının, ağırlaştırıcı neden olmasını gerektirmiştir.
Bu nitelikli halin uygulanabilmesi için, bunların isminin kullanılması yeterli olmayıp maddi varlığının kullanılması gerekmektedir. Araç olarak kullanılma, bu kurum veya kuruluşlara ait yazı veya belgeleri amaç dışı olarak kullanmak şeklinde olabilir. Bu kurumlara ait kimlik belgesinin gösterilmesi, basılı evraklarının, kıyafetlerinin, taşıtlarının kullanılması mağdurda güven oluşumunu sağlayacaktır.
Sanığın, bulduğu boş bonoyu katılanın ticari ilişkisi olmadığı Y. H. adına düzenleyip Y. H. adına ciro edip kendi adına icra takibi yapıp tahsil etmeye çalıştığı iddia edilen olayda sanık müdafii 13/04/2010 tarihli karar celsesinde daha önce mahkemeye dilekçe ile bildirilen tanıkları hazır ettiğini belirtmesine ve tanıkların duruşma salonu dışında hazır olmasına rağmen, mahkemenin bu tanıkları dinlemeyerek, CMK’nın 178. maddesine aykırı uygulama yaparak savunma hakkını kısıtlaması,
Kabule göre de;
Hapis cezası alt sınırdan tayin edildiği halde adli para cezası belirlenirken yeterli ve yasal gerekçe gösterilmeksizin, aynı gerekçeyle tam gün sayısının asgari hadden uzaklaşılması suretiyle belirlenerek sanığa fazla ceza tayini,
Sonuç: Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 Sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 24.06.2014 tarihinde oybirliği ile, karar verildi.
UYARI
Web sitemizdeki tüm makale ve içeriklerin telif hakkı Av. Baran Doğan’a aittir. Tüm makaleler hak sahipliğinin tescili amacıyla elektronik imzalı zaman damgalıdır. Sitemizdeki makalelerin kopyalanarak veya özetlenerek izinsiz bir şekilde başka web sitelerinde yayınlanması halinde hukuki ve cezai işlem yapılacaktır. Avukat meslektaşların makale içeriklerini dava dilekçelerinde kullanması serbesttir.
Makale Yazarlığı İçin
Avukat veya akademisyenler hukuk makalelerini özgeçmişleri ile birlikte yayımlanmak üzere avukatbd@gmail.com adresine gönderebilirler. Makale yazımında konu sınırlaması yoktur. Makalelerin uygulamaya yönelik bir perspektifle hazırlanması rica olunur.