0 212 652 15 44
Çalışma Saatlerimiz
Hafta İçi 09.00 - 18.00

İntihara Yönlendirme Suçu

TCK Madde 84

(1) Başkasını intihara azmettiren, teşvik eden, başkasının intihar kararını kuvvetlendiren ya da başkasının intiharına herhangi bir şekilde yardım eden kişi, iki yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

(2) İntiharın gerçekleşmesi durumunda, kişi dört yıldan on yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

(3) Başkalarını intihara alenen teşvik eden kişi, üç yıldan sekiz yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. (Mülga ikinci cümle: 29/6/2005 – 5377/10 md.)

(4) İşlediği fiilin anlam ve sonuçlarını algılama yeteneği gelişmemiş olan veya ortadan kaldırılan kişileri intihara sevk edenlerle cebir veya tehdit kullanmak suretiyle kişileri intihara mecbur edenler, kasten öldürme suçundan sorumlu tutulurlar.



TCK Madde 84 Gerekçesi

Maddenin birinci fıkrasında bir başkasını intihara azmettirme, teşvik etme, başkasının intihar kararını kuvvetlendirme ya da başkasının intiharına herhangi bir şekilde yardım etme fiilleri, seçimlik hareketli bir suç olarak tanımlanmaktadır.

Canlı türü olarak insan, hayatını sürdürme konusunda bir içgüdüye sahiptir. Ancak, algılama yeteneğinin olmaması nedeniyle veya yakalandığı hastalıktan kaynaklanan acı ve ızdırabın etkisiyle kişide hayatını sona erdirmeye yönelik bir eğilim ortaya çıkabilir ve bunu bir irade açıklamasıyla ortaya koyabilir. Belirtmek gerekir ki, kişinin bu şartlar altında hayatını sona erdirme yönündeki iradesinin hukukî geçerliliği söz konusu değildir. Başka bir deyişle, belirtilen durumlarda hukuken muteber bir iradeden söz etmek mümkün değildir.

Ahlaken tasvip edilmeyen bir tasarruf olan intihar veya intihara teşebbüs olgusu, bizatihi cezalandırılabilir bir davranış niteliği taşımamaktadır. Buna karşılık, bir başkasını intihara azmettiren, teşvik eden, başkasının intihar kararını kuvvetlendiren ya da başkasının intiharına herhangi bir şekilde yardım eden kişinin bu fiilleri cezalandırılabilir niteliktedir.

Başlı başına cezalandırılabilir bir fiil olarak intihara yardım, esas itibarıyla icraî davranışla gerçekleştirilebilir. Ancak, intiharı önleme konusunda hukukî yükümlülük altında bulunan kişinin, bir intihar olgusuyla karşı karşıya olmasına rağmen, bu intihar girişimini engellememesi, bu girişim karşısında kayıtsız davranması; intihara ihmali davranışla yardım olarak nitelendirilmek gerekir. Ancak, bunun için, kişinin intiharı önleme konusunda hukukî bir yükümlülüğünün olması gerekir.

Maddenin ikinci fıkrasında, intihara teşvik veya yardım suçunun neticesi sebebiyle ağırlaşmış hâli düzenlenmiştir. İntihara teşvik veya yardımın cezalandırılabilmesi için, kişinin intihar etmesi şart değildir. Teşvik veya yardım sonucunda intiharın gerçekleşmesi durumunda, söz konusu fıkraya göre cezanın artırılması gerekmektedir.

Üçüncü fıkrada, başkalarını intihara alenen teşvik edilmesi, ayrı bir suç olarak tanımlanmıştır. Bu suçun oluşabilmesi için, belli bir kişinin muhatap alınması gerekmemektedir. Aleniyet için aranan temel ölçüt, fiilin, gerçekleştiği koşullar itibarıyla belirli olmayan ve birden fazla kişiler tarafından algılanabilir olmasıdır. Keza, aleniyetin basın ve yayın yoluyla gerçekleşmesi durumunda artırma oranı ayrıca düzenlenmektedir.

Maddenin son fıkrasında, işlediği fiilin anlam ve sonuçlarını algılama yeteneği gelişmemiş olan veya ortadan kaldırılan kişileri intihara sevk edenlerle, cebir veya tehdit kullanmak suretiyle kişileri intihara mecbur edenler, kasten öldürme suçundan sorumlu tutulacağı kabul edilmiştir.

Aslında, bu durumda kasten öldürme suçu, mağdurun kendisinin araç olarak kullanılması suretiyle, yani dolaylı faillik şeklinde işlenmektedir.


TCK 84 (İntihara Yönlendirme Suçu) Emsal Yargıtay Kararları


YARGITAY 1. CEZA DAİRESİ Esas : 2014/4934 Karar : 2015/3776 Tarih : 10.06.2015

  • TCK 84. Madde

  • İntihara Yönlendirme Suçu

Yaşı küçük … için görevlendirilen vekilin, duruşmada sanığın cezalandırılmasına karar verilmesi talebinin davaya katılma isteği niteliğinde bulunduğu bu konuda herhangi bir karar verilmemesinin usule aykırı olduğu anlaşılmakla; Dairemizce de benimsenen Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 19/10/2010 tarih ve 2010/149-205 sayılı kararında belirtildiği üzere, ilk derece mahkemesinde ileri sürülüp karara bağlanmayan katılma isteğinin, temyiz incelemesi sırasında herhangi bir inceleme ve araştırma yapılmasını gerektirmiyorsa, karara bağlanması mümkün olduğundan, 5271 sayılı CMK`nun 237/2 maddesi gereğince, suçtan zarar gören …. ’un kamu davasına katılmasına karar verildikten sonra yapılan incelemede;

1)Sanık hakkında intihara yönlendirme suçundan TCK`nun 84/1-2-4 maddesi gereğince cezalandırılması için kamu davası açıldığı, yargılama sırasında mahkemece sanık hakkında kasten öldürme suçundan ek iddianame düzenlenmesi talebinde bulunulması üzerine 06/09/2012 tarihli kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiği, iddianamedeki anlatımın kasten öldürme suçuna dönüştürülmesinin mümkün olmaması karşısında; söz konusu kovuşturmaya yer olmadığına dair kararın kesinleşip kesinleşmediğinin araştırılmasından, kesinleşmemiş ise gerekli tebligatların yaptırılması, kesinleşmiş ise kanun yararına bozma yoluna başvurulması cihetine gidilerek, bu kararın kaldırılması halinde açılacak kamu davasının birleştirilmesinden,

2)Dava dosyasının tümüyle Adli Tıp Kurumu ilgili ihtisas kuruluna gönderilerek ölenin kafa bölgesindeki ateşli silah yarasının özellikleri ve trajesi nazara alınarak bu haliyle kişinin kendisini vurmasıyla veya bir başkasının ateş etmesiyle oluşmasının mümkün olup olmadığı yönünden tıbben ayırım yapılıp yapılamayacağı hususlarında rapor alınmasından sonra,

Sanığın hukuki durumunun değerlendirilmesi gerektiğinin düşünülmemesi suretiyle eksik soruşturma sonucu yazılı biçimde hüküm kurulması,

Bozmayı gerektirmiş olup, katılan vekilinin temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görülmüş olduğundan, diğer yönleri incelenmeyen hükmün, tebliğnamedeki düşünceye aykırı olarak (BOZULMASINA), oybirliği ile karar verildi.


YARGITAY 1. CEZA DAİRESİ Esas : 2010/6485 Karar : 2013/3121 Tarih : 11.04.2013

  • TCK 84. Madde

  • İntihara Yönlendirme Suçu

Sanık E…ile maktul Z…‘in bir süre önce internette tanıştıkları, Z…‘in kendisini K… olarak tanıttığı ve yazışmalarda erkek gibi davrandığı, bunun sonucunda aralarında duygusal bir ilişkinin geliştiği, bir süre sonra yine internet üzerinden Z…‘in açıklaması üzerine onun aslında erkek olmadığını öğrenen E…‘in önce ilişkiye son vermek istediği, daha sonra ise ilişkiyi sürdürme kararı aldıkları, önce …buluştukları, sonra da birlikte yaşamak için …‘ya gidip olaydan yaklaşık bir ay önce orada bir ev tutarak birlikte yaşamaya ve aynı zamanda cinsel yönden de birlikte olmaya başladıkları, bu arada Z…‘in ameliyatla erkek olmak istediği ve bunun için çaba harcadığı, daha sonra Z…‘in bunu başaramaması üzerine artık yaşamanın anlamsız olduğu yönünde değerlendirmede bulunarak önceden konuştukları birlikte intihar etme fikrini hayata geçirmeye karar verdikleri, Z…‘in …gidip babasının olduğunu söylediği bir tabanca ile döndüğü, olay günü iki adet intihar mektubu yazıp birlikte kahvaltı yaptıktan sonra, tabanca ile intihar etmek üzere yanyana oturdukları, evvela kimin önce intihar edeceği konusunda konuştukları, ikisinin de bir diğerinden önce intihar etmek istediği, daha sonra Z…‘in baskın çıkması üzerine, öncelikle Z…‘in tabancayı alıp kafasına dayayarak tetiğe basmak suretiyle intihar edip öldüğü, ardından E…`in de tabancayı aldığı, kafasına dayadığı ve tetiğe bastığı ancak merminin sıkışması üzerine silahın ateş almadığı, bir kaç kez denemesine rağmen silahı ateşlemeyi başaramadığı, bunun üzerine annesine telefon ederek yardım istediği ve kolluk güçlerinin E… ile maktulün bulunduğu yere geldikleri olayda;

Her ne kadar; maktulün intihar etme kararı üzerinde sanığın kendisine ait intihar etme kararının etkili olduğu ve onun kararını takviye ettiği söylenebilirse de, sanığın kararının münhasıran kendi intiharına ilişkin olması ve bunun dışında maktulün intiharına yönelik herhangi bir söz veya hareketinin bulunmaması ve hatta intihar anında sanık ve maktulden her birinin bir diğerinin intiharını istemek bir yana öncelikle kendisinin intihar etmek istediğinin açıkça anlaşılması karşısında, sanığın intihara yönlendirme suçundan beraati yerine mahkumiyetine karar verilmiş olması,

Yasaya aykırı görülmekle, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olup, bu nedenle hükmün tebliğnamedeki düşünce hilafına (BOZULMASINA), oybirliği ile karar verildi.


YARGITAY 1. CEZA DAİRESİ Esas: 2014/282 Karar: 2014/1248 Tarih: 04.03.2014

  • TCK 84. Madde

  • İntihara Yönlendirme Suçu

1- Sanık E.’in “hakaret” suçundan verilen adli para cezası, miktarı itibariyle 6217 sayılı Kanunun 26. maddesiyle 5320 sayılı Kanuna eklenen geçici 2. maddesine göre kesin nitelikte olup, temyiz kabiliyeti bulunmadığından, müdafiinin bu suça yönelik temyiz isteminin CMUK’nun 317. maddesi uyarınca reddine karar verilmiş, temyiz edenin sıfatı ve dilekçesinin içeriğine göre temyiz incelemesi, sanık E. E.’nin “mağdur M.’i intihara yönlendirme ve hakaret” suçlarından verilen hükümler yönünden yapılmıştır.

2- Toplanan deliller karar yerinde incelenip, sanığın mağdura karşı eylemiyle hakaret suçunun sübutu kabul, oluşa ve soruşturma sonuçlarına uygun şekilde “hakaret” suçunun niteliği tayin, savunmaları inandırıcı gerekçelerle reddedilmiş, incelenen dosyaya göre verilen hükümlerde bozma nedeni dışında bir isabetsizlik görülmemiş olduğundan, sanık müdafiinin sübuta yönelen ve yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine,

Ancak;

Dosya kapsamına göre, mağdur Metin ile haklarında verilen hüküm kesinleşen D. ve M.’nın birlikte işledikleri “nitelikli öldürme”, “yağma” ve “hürriyeti sınırlama” suçlarından hükümlü olarak aynı cezaevinde bulundukları, D. ve M.’nın, yanlarına yine hakkında verilen hüküm kesinleşmiş olan E. ve sanık E.’i de alarak, sürekli baskı altında tuttukları mağduru, kendileri yararına kantin alışverişi yapmaya zorladıktan, olay günü mağdurun parasının kalmaması sebebiyle sanıkların isteklerini yerine getiremediği, bunun üzerine, sanıkların hep birlikte bahçeye çağırdıkları mağduru darp etmeye başladıkları, temin ettikleri bir çamaşır ipini mağdurun kalmış olduğu koğuşun pencere demirine bağladıkları, ardından “intihar etmezsen seni öldürürüz” diyerek, buldukları tabureyi asmış oldukları ipin altına koydukları, mağduru tabureye çıkıp kendisini asması için yoğun bir baskı uygulayarak zorladıkları, nihayet tüm bu baskılardan bunalan mağdurun tabureye çıkıp boynuna ipi geçirdiği, tabureye vurduğu tekmeyle birlikte boynundan sallanmaya başladığı, bu esnada paniğe kapılan sanıkların ipi kesmek suretiyle mağduru kurtardıkları olayda,

Mağdurun kendi iradesi ile değil, sanık E.’in de içinde bulunduğu grubun fiili ve psikolojik baskı ve zorlamaları sonucu intihar ortamına sürüklendiği, bu durumda ölümün gerçekleşmesi halinde TCK’nun 84/2-son maddesi uyarınca “kasten öldürme” suçundan, ölümün sanıktan kaynaklanmayan bir nedenle gerçekleşmemesi halinde “öldürmeye teşebbüs” ten neticenin bizzat sanık tarafından engellenmesi halinde ise TCK’nun 36. maddesi uyarınca “kasten yaralama” suçundan hüküm kurulması gerektiği, somut olayda neticenin sanık tarafından engellendiği anlaşıldığı halde, sanığın, “kasten yaralama” suçundan, TCK’nun 61. maddesi uyarınca, suçun işleniş biçimi, suçun işlendiği zaman ve yer, sanığın kasta dayalı kusurunun ağırlığı ile güttüğü amaç ve saik gibi hususlar göz önünde bulundurularak, üst sınırdan bir ceza ile cezalandırılması yerine, suç niteliğinde yanılgıya düşülerek, yazılı biçimde “intihara yönlendirme” suçundan hüküm kurulması,

Bozmayı gerektirmiş olup, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu sebeple yerinde görülmüş olduğundan, hükmün tebliğnamedeki düşünce gibi BOZULMASINA, 04.03.2014 gününde oybirliği ile, karar verildi.


YARGITAY 1. CEZA DAİRESİ Esas: 2013/4118 Karar: 2013/7481 Tarih: 04.12.2013

  • TCK 84. Madde

  • İntihara Yönlendirme Suçu

Evli ve iki çocuk babası olan 31 yaşındaki sanık B. ile 16 yaşındaki mağdur K.’in arkadaşlık yapmasını ailelerinin onaylamaması üzerine, B.’in 11.03.2010 tarihinde K.’in telefonuna mesaj çekerek benimle her şeye var mısın dediği, K.’in de evet şeklinde cevap vermesi üzerine, bu kez de mağdureden öldürecek bir ilaç getirmesini istediği, 12.03.2010 tarihinde K.’in evden 4 kutu ilaç alarak okul çıkışı B. ile buluştuğu, birlikte Mersin’den Erdemli’ye gittikleri, burada bir pansiyonda kaldıkları, 14.03.2010 tarihinde B.’in K.’e ilaçları getirip getirmediğini sorduğu, K.’in de getirdiğini söylemesi üzerine ilaçları paylaştıkları, önce K.’in içmeye başladığı, B.’in de ilaçları içtiği, bir süre sonra hastaneye gittikleri ve tedavi sonucu yaşama döndürüldükleri olayda, intihar etmeyi sanık B.’in teklif ettiği ve intihar etmekte kullanılan ilaçları sanığın isteği üzerine mağdurenin temin ederek getirdiği anlaşılmakla, sanığın eylemine uyan intihara yönlendirme suçundan cezalandırılması gerektiği düşünülmeksizin, yazılı şekilde beraatine karar verilmesi,

Sonuç: Bozmayı gerektirmekle, Cumhuriyet Savcısının temyiz itirazlarının bu itibarla kabulüyle hükmün tebliğnamedeki düşünce gibi BOZULMASINA, 04.12.2013 gününde oybirliği ile karar verildi.


UYARI

Web sitemizdeki tüm makale ve içeriklerin telif hakkı Av. Baran Doğan’a aittir. Tüm makaleler hak sahipliğinin tescili amacıyla elektronik imzalı zaman damgalıdır. Sitemizdeki makalelerin kopyalanarak veya özetlenerek izinsiz bir şekilde başka web sitelerinde yayınlanması halinde hukuki ve cezai işlem yapılacaktır. Avukat meslektaşların makale içeriklerini dava dilekçelerinde kullanması serbesttir.

Makale Yazarlığı İçin

Avukat veya akademisyenler hukuk makalelerini özgeçmişleri ile birlikte yayımlanmak üzere avukatbd@gmail.com adresine gönderebilirler. Makale yazımında konu sınırlaması yoktur. Makalelerin uygulamaya yönelik bir perspektifle hazırlanması rica olunur.

Paylaş
RSS