0 212 652 15 44
Çalışma Saatlerimiz
Hafta İçi 09.00 - 18.00

Takdiri İndirim Nedenleri

TCK Madde 62

(1) Fail yararına cezayı hafifletecek takdiri nedenlerin varlığı halinde, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası yerine, müebbet hapis; müebbet hapis cezası yerine, yirmibeş yıl hapis cezası verilir. Diğer cezaların altıda birine kadarı indirilir.

(2) Takdiri indirim nedeni olarak, failin geçmişi, sosyal ilişkileri, fiilden sonraki ve yargılama sürecindeki pişmanlığını gösteren davranışları veya cezanın failin geleceği üzerindeki olası etkileri göz önünde bulundurulabilir. (Ek cümle:12/5/2022-7406/1 md.) Ancak failin duruşmadaki mahkemeyi etkilemeye yönelik şeklî tutum ve davranışları, takdiri indirim nedeni olarak dikkate alınmaz. Takdiri indirim nedenleri kararda gerekçeleriyle gösterilir.



TCK Madde 62 Gerekçesi

Maddede cezanın belirlenmesinde izlenecek yöntem düzenlenmiştir. Birinci fıkrada, temel cezanın belirlenmesinde hangi hususların göz önünde bulundurulacağı bentler hâlinde gösterilmiştir.

Maddenin birinci fıkrasında temel cezanın belirlenmesinde göz önünde bulundurulacak hususlardan bazıları, özel suç tanımlarında cezanın artırılmasını veya azaltılmasını gerektiren nitelikli unsurlar olarak belirlenmiş olabilir. Bu durumda, söz konusu nitelikli unsurlar, birinci fıkraya göre temel cezanın belirlenmesinde dikkate alınmayacaktır. Bu düşüncelerle, maddenin ikinci fıkrasında mükerrer değerlendirme yasağı vurgulanmıştır.

Maddenin üçüncü fıkrasında, bir suçun temel şekline nazaran daha ağır cezayı gerektiren birden fazla nitelikli unsurunun gerçekleşmesi hâlinde, temel cezanın en ağır cezayı gerektiren nitelikli unsura göre belirlenmesi gerektiği vurgulanmıştır.

Suçun temel şekline nazaran daha az cezayı gerektiren nitelikli unsurun varlığı hâlinde temel ceza üzerinden indirim yapıldıktan sonra, sırasıyla yapılacak olan artırım ve indirim sebepleri dördüncü fıkrada belirlenmiştir. Buna göre, sırasıyla teşebbüs, iştirak, zincirleme suç, haksız tahrik, yaş küçüklüğü, akıl hastalığı ve cezada indirim yapılmasını gerektiren şahsî sebeplere ilişkin hükümler ile takdiri indirim nedenleri uygulanarak sonuç ceza belirlenir.

Tekerrür, cezanın ağırlaştırılması nedeni olarak görülmediği için, cezanın belirlenmesi açısından Tasarıda benimsenen sıralamada yer alan tekerrür çıkarılmıştır.

Takdiri indirim nedenlerinin sınırlı hale getirildiği 12.05.2022 tarihli 7406 sayılı kanunla yapılan değişikliğin gerekçesi:

Maddeyle, 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun takdiri indirim nedenlerini düzenleyen 62 nci maddesinde değişiklik yapılmaktadır. Maddenin mevcut ikinci fıkrasında takdiri indirim uygulanabilmesi için göz önünde bulundurulacak nedenler sınırlandırılmamış, “gibi hususlar” ibaresiyle ucu açık bırakılmıştır. Başka bir ifadeyle fıkrada takdiri indirim nedenleri, tahdidi değil tadadi bir şekilde düzenlenmiştir. Bu nedenle yargılama sırasında hâkim tarafından fail lehine tespit edilen pek çok şey, takdiri indirim nedeni olarak kabul edilebilmektedir.

Yapılan değişiklikle fıkra metninden “gibi hususlar” ibaresi çıkartılarak takdiri indirim nedenleri tahdidi hale getirilmektedir. Böylelikle takdiri indirime konu nedenler netliğe kavuşturulmakta ve mahkemeler arasındaki farklı uygulamaların önüne geçilmesi amaçlanmaktadır. Dolayısıyla hâkim, yargılama sonucunda takdiri indirim nedenlerinin uygulanması bakımından gerekçesini ancak maddede sayılan hallerden bir veya birkaçına dayandırabilecektir.

Maddeyle, takdiri indirim uygulanırken değerlendirilecek hususlar arasında yer alan “failin fiilden sonraki ve yargılama sürecindeki davranışları” nedeni, “failin fiilden sonraki ve yargılama sürecindeki pişmanlığını gösteren davranışları” şeklinde değiştirilmektedir. Takdiri indirim uygulanabilmesi bakımından Almanya, Avusturya ve İsviçre’de olduğu gibi Ülkemizde de failin fiilden sonraki ve yargılama sürecindeki pişmanlığına önem atfedilmektedir. Düzenleme uyarınca, failin fiilden sonraki ve yargılama sürecindeki davranışlarından, pişmanlık göstergesi sayılamayacak olanları, takdiri indirim nedeni olarak kabul edilmeyecektir. Başka bir deyişle, failin fiilden sonraki ve yargılama sürecindeki pişmanlığını samimi olarak göstermesi gerekmektedir. Örneğin failin; fiilden sonra ortaya çıkan zararı kendisinden beklenebilecek ölçüde gidermesi veya zararın büyümesini engellemek için ciddi çaba sarf etmesi, gerçeğin ortaya çıkarılmasına önemli ölçüde katkıda bulunması ya da olayın aydınlatılmasında aktif fayda sağlaması gibi içten pişmanlığını gösteren davranışları, takdiri indirim nedeni olarak sayılabilecektir.

Ayrıca maddeyle, failin duruşmadaki mahkemeyi etkilemeye yönelik şekli tutum ve davranışlarının, takdiri indirim nedeni olarak dikkate alınmayacağı düzenlenmektedir. Böylelikle, failin fiilden sonraki ve yargılama sürecindeki samimi pişmanlığını gösteren davranışları gözlemlenemediği halde, yalnızca takdiri indirimden faydalanmak amacıyla duruşmada pişman olduğunu söylemesi veya yargılama mercilerine karşı saygılı tutumunu ifade eden kılık ve kıyafeti dikkate alınarak verilecek cezada indirim yapılamayacaktır.

Maddeyle yapılan diğer bir değişiklikle, takdiri indirim nedenlerinin kararda gerekçeleriyle gösterilmesi gerektiği kabul edilmektedir. Anayasanın 141 inci maddesi gereğince mahkemelerce verilen her türlü kararın gerekçeli olarak yazılması gerekmektedir. Mahkeme kararlarının gerekçeli olması adil yargılanma hakkının temel unsurlarından biri olup, hukuk devletinin ve hukuki güvenlik ilkesinin de bir gereğidir. Zira mahkemenin keyfilikten uzak şekilde kanuna, hukuka ve hakkaniyete uygun karar verip vermediği ancak gerekçeden anlaşılabilir. Düzenlemeyle, takdiri indirim uygulanması halinde, nedenlerinin gerekçeli kararda failin eylemleriyle ve somut olayla ilişkilendirilerek, denetime açık ve kuşkuya yer bırakmayacak şekilde belirtilmesi amaçlanmaktadır.


TCK 62 Takdiri İndirim (İyi Hal İndirimi) Yargıtay Kararları


Ceza Genel Kurulu 2020/105 E. , 2020/531 K.

  • TCK 62
  • Takdiri indirim nedenleri sınırlı sayıda değildir.

Not: 12.05.2022 tarihli 7406 sayılı kanunla yapılan değişiklik neticesinde takdiri indirim nedenlerinin sınırlı sayıda olduğu kanuna eklenmiştir.

5237 sayılı TCK’nın 62. maddesinin ikinci fıkrasında takdiri indirim nedenleri sayıldıktan sonra “gibi” denilmek suretiyle takdiri indirim nedenlerinin kanunda sayılanlarla sınırlı olmadığı, aksine bunların örnek olarak sayıldığı açıkça vurgulanmıştır. Burada sayılan “failin geçmişi, sosyal ilişkileri, fiilden sonraki ve yargılama sürecindeki davranışları, cezanın failin geleceği üzerindeki olası etkileri” gibi nedenler, uygulamada hâkimi sınırlayıcı değil, yol gösterici nitelikteki gerekçelerdir. Bunun sonucu olarak da 5237 sayılı TCK’nın, tıpkı mülga 765 sayılı TCK’da olduğu gibi takdiri indirim nedenleri yönünden sınırlayıcı sistemi değil, serbest değerlendirme sistemini benimsediği kabul edilmektedir.

Serbest takdir sisteminin bir gereği olarak da olayda sanık yararına takdiri indirimin uygulanmasını gerektiren nedenlerin varlığını veya yokluğunu belirleme yetkisi yargılamayı yapan hâkime ait olacaktır. Zira yargılama süreci boyunca maddi gerçeğe ulaşma ve adaleti sağlama yolunda çaba harcayan hâkim, sanığı birebir gözlemleyen ve bu bağlamda takdiri indirim nedenlerinin varlığı ya da yokluğunu en iyi tespit edebilecek konumdaki kişidir. Hâkim; “failin geçmişi, sosyal ilişkileri, fiilden sonraki ve yargılama sürecindeki davranışları, cezanın failin geleceği üzerindeki olası etkileri”nin yanında, her somut olaya göre değişebilecek ve önceden öngörülemeyecek nedenleri de birlikte değerlendirerek, bu hususta hak, adalet ve nasafet kurallarına uygun biçimde uygulama yapacaktır.

07.06.1976 tarihli ve 3-4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı ile bu doğrultudaki birçok Ceza Genel Kurulu kararında açıkça vurgulandığı üzere; kanun koyucu, hâkime takdiri indirim hükmünün uygulanması konusunda geniş bir takdir yetkisi tanıyarak, uygulamada çıkabilecek olan ve önceden öngörülme imkânı bulunmayan çeşitli hâlleri kapsayacak bir kalıp bulmanın zorluğu karşısında, hâkimin bu yetkisini sınırlamaktan özenle kaçınmış, bu tavrını 5237 sayılı TCK’da da devam ettirmiştir.

Ancak, hâkimin bu konudaki takdir yetkisi sınırsız değildir. Bütün kararlarda olduğu gibi takdiri indirimin uygulanmasına veya uygulanmamasına ilişkin kararlar da gerekçeli olmalıdır. Bununla birlikte gösterilen gerekçelerin hak, adalet ve nasafet kuralları ile dosya içeriğine uygunluğunun Yargıtay denetimine tâbi olacağında da şüphe bulunmamaktadır.

Anayasa’nın 141. ve 5271 sayılı CMK’nın 34. maddeleri uyarınca bütün mahkeme kararlarının gerekçeli yazılması zorunludur. Gerekçe, verilen hükmün dayanaklarının akla, hukuka ve dosya içeriğine uygun olarak izah edilmesidir. Yasal ve yeterli olmayan, dosya içeriğine uymayan bir gerekçeyle karar verilmesi hem kanun koyucunun amacına uygun düşmeyecek, hem de tarafları tatmin etmeyerek keyfiliğe yol açacaktır.

Bu açıklamalar ışığında uyuşmazlık konusu değerlendirildiğinde;

Sanık …’ın olay tarihinde 50 yaşında olup Burdur ilinin Bucak ilçesine bağlı Keçili köyünde ikamet ettiği ve geçimini küçükbaş hayvancılıkla sağladığı, maktullerden … ve …’un olaydan birkaç yıl önce tefecilik yaptığından bahisle sanığı adli makamlara şikâyet etmeleri nedeniyle, sanıkla bu maktuller arasında husumet bulunduğu, sanıkla diğer maktuller … ve … arasında ise hayvanların otlatılmasından ve çoban köpeklerinin boğuşmasından kaynaklanan olaylar nedeniyle geçimsizlik bulunduğu, olay günü hayvanlarını otlatmak için araziye çıkaran sanık ile maktul …’nun Kaynaklı mevkisinde karşılaştıkları, maktul …’ya ait üç çoban köpeğinin sanığa ait çoban köpeği ile boğuşmaya başlaması üzerine sanık ile maktul … arasında tartışma yaşandığı, maktul …’in olay yerinden koyunları ve çoban köpeklerini de alarak bir miktar uzaklaştığı, diğer maktul …’in kendisini aramış olduğunu gören sanığın, …’a telefon ederek “Ne diyeceksen yanıma gel de söyle” diyerek maktulü bulunduğu yere çağırdığı ve motosikletine binerek evine gidip suçta kullanacağı av tüfeğini alarak olay yerine geri döndüğü, sanık …’ın burada yeniden tartışmaya başladığı …, …’ın babası … ve …’yu av tüfeği ile ateş ederek yaraladığı, … ve …’in olay yerinde, …’nun ise kaldırıldığı hastanede hayatını kaybettiği, olay yerinden motosikleti ile ayrılan sanığın yaklaşık 10 km mesafede yolda önceden husumetli olduğu maktul … ile karşılaştığı, sanığın maktul …’a da av tüfeği ile ateş ederek onu da öldürdüğü, köy muhtarı tanık …’ü telefonla arayarak “…’u vurdum, cankurtaran çağır, …’ın büyük tarlasına gelsinler; Arapları da vurdum, Jandarma beni aramasın, 5 gün sonra gelip teslim olacağım” dedikten sonra aynı gün suçta kullandığı av tüfeği ile Bucak Jandarma Komutanlığına giderek teslim olduğu, adli sicil kaydında herhangi bir suç kaydı bulunmayan sanığın, yargılamanın yürütüldüğü Mahkemede, “Maktullerle zıtlaştıklarını, aralarının açıldığını, daha sonra da bu olayların meydana geldiğini, herkesten özür dilediğini, kendisini korumak için ve cinnet geçirerek böyle bir şey yaptığını, cezasını çekmek için adalete teslim olduğunu, yaptığından son derece pişmanlık duyduğunu,” ifade ettiği; Yerel Mahkemece “Sanığın yargılama sürecinde Mahkemeye saygılı davranışı lehine takdiri indirim sebebi kabul edilerek,” 5237 sayılı TCK’nın 62/1 maddesi uyarınca hakkında takdiri indirim hükmünün uygulandığı anlaşılan dosyada;

Suç tarihi itibarıyla sabıkası olmayan, olaydan sonra köy muhtarını arayarak olay yerine cankurtaran çağırılmasını isteyen ve suçta kullandığı av tüfeğini yanına alarak aynı gün kolluk kuvvetlerine teslim olan, yargılama aşamasında maktullerin yakınlarından özür dileğini belirterek pişmanlığını dile getiren, 5 celse süren yargılama boyunca Mahkemeye saygılı bir tutum sergileyen ve herhangi olumsuz bir davranışı da dosyaya yansımayan sanık hakkında, cezanın bireyselleştirilmesi kapsamında TCK’nın 62. maddesinde düzenlenen takdiri indirim hükmünün uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı kabul edilmelidir.


Ceza Genel Kurulu - Karar: 2019/269

  • TCK 62
  • Suç tarihi itibarıyla sabıkası olmayan, hakkında atılı suçu işlediğine ilişkin somut bir delil bulunmadığı hâlde başka bir olay nedeniyle yakalandığında kendiliğinden samimi ikrarda bulunarak incelemeye konu hırsızlık suçunun açığa çıkmasını sağlayan, yargılama aşamasında da aynı tutumunu devam ettiren ve herhangi olumsuz bir davranışı da dosyaya yansımayan sanık hakkında dosya kapsamı ile örtüşmeyen gerekçeyle TCK’nın 62. maddesinin uygulanmaması isabetli değildir.

Sanık K.K. hakkında TCK’nın 62. maddesinin uygulanmamasının isabetli bulunup bulunmadığı,

5237 sayılı TCK’nın “Takdiri indirim nedenleri” başlıklı 62. maddesi; “Fail yararına cezayı hafifletecek takdiri nedenlerin varlığı hâlinde, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası yerine, müebbet hapis; müebbet hapis cezası yerine, yirmi beş yıl hapis cezası verilir. Diğer cezaların altıda birine kadarı indirilir.

Takdiri indirim nedeni olarak, failin geçmişi, sosyal ilişkileri, fiilden sonraki ve yargılama sürecindeki davranışları, cezanın failin geleceği üzerindeki olası etkileri gibi hususlar göz önünde bulundurulabilir. Takdiri indirim nedenleri kararda gösterilir.” şeklinde düzenlenmiştir.

5237 sayılı TCK’nın 62. maddesinin ikinci fıkrasında takdiri indirim nedenleri sayıldıktan sonra “gibi” denilmek suretiyle takdiri indirim nedenlerinin kanunda sayılanlarla sınırlı olmadığı, aksine bunların örnek olarak belirtildiği açıkça vurgulanmıştır. Burada sayılan “failin geçmişi, sosyal ilişkileri, fiilden sonraki ve yargılama sürecindeki davranışları, cezanın failin geleceği üzerindeki olası etkileri” gibi nedenler, uygulamada hâkimi sınırlayıcı değil yol gösterici nitelikteki gerekçelerdir. Bunun sonucu olarak da 5237 sayılı TCK’nın, takdiri indirim nedenleri yönünden sınırlayıcı sistemi değil, serbest değerlendirme sistemini benimsediği kabul edilmektedir.

Serbest takdir sisteminin bir gereği olarak da olayda sanık yararına takdiri indirimin uygulanmasını gerektiren nedenlerin varlığını veya yokluğunu belirleme yetkisi yargılamayı yapan hâkime ait olacaktır. Zira yargılama süreci boyunca maddi gerçeğe ulaşma ve adaleti sağlama yolunda çaba harcayan hâkim, sanığı birebir gözlemleyen ve bu bağlamda takdiri indirim nedenlerinin varlığı ya da yokluğunu en iyi tespit edebilecek konumdaki kişidir. Hâkim; “failin geçmişi, sosyal ilişkileri, fiilden sonraki ve yargılama sürecindeki davranışları, cezanın failin geleceği üzerindeki olası etkileri”nin yanında, her somut olaya göre değişebilecek ve önceden öngörülemeyecek nedenleri de birlikte değerlendirerek bu hususta hak, adalet ve nasafet kurallarına uygun biçimde uygulama yapacaktır.

07.06.1976 tarihli ve 3–4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı ile bu doğrultudaki birçok Ceza Genel Kurulu kararında açıkça vurgulandığı üzere; kanun koyucu, hâkime takdiri indirim hükmünün uygulanması konusunda geniş bir takdir yetkisi tanıyarak uygulamada çıkabilecek olan ve önceden öngörülme imkânı bulunmayan çeşitli halleri kapsayacak bir kalıp bulmanın zorluğu karşısında hâkimin bu yetkisini sınırlamaktan özenle kaçınmış, bu tavrını 5237 sayılı TCK’da da devam ettirmiştir.

Ancak hâkimin bu konudaki takdir yetkisi sınırsız değildir. Bütün kararlarda olduğu gibi takdiri indirimin uygulanmasına veya uygulanmamasına ilişkin kararlar da gerekçeli olmalıdır. Bununla birlikte gösterilen gerekçelerin hak, adalet ve nasafet kuralları ile dosya içeriğine uygunluğunun Yargıtay denetimine tâbi olacağında da şüphe bulunmamaktadır.

Anayasamızın 141 ve 5271 sayılı CMK’nın 34. maddeleri uyarınca bütün mahkeme kararlarının gerekçeli yazılması zorunludur. Gerekçe, verilen hükmün dayanaklarının akla, hukuka ve dosya içeriğine uygun olarak izah edilmesidir. Yasal ve yeterli olmayan, dosya içeriğine uymayan bir gerekçeyle karar verilmesi hem kanun koyucunun amacına uygun düşmeyecek, hem de tarafları tatmin etmeyerek keyfiliğe yol açacaktır.

Bu açıklamalar ışığında uyuşmazlık konusu değerlendirildiğinde;

Yerel Mahkemece, hükmün gerekçe kısmında “Yargılama süresindeki inkârcı tutumları nedeniyle sanıklar lehine takdiri indirim nedeni olabilecek bir hususun tespit edilemediği ve bu yönde bir eğilimin oluşmadığı” şeklindeki gerekçe ile yargılama aşamasında hem kendisinin hem de müdafisinin açıkça lehe olan hükümlerin uygulanması yönünde talebi de bulunan sanık K.K. hakkında takdiri indirim maddesinin uygulanmasına yer olmadığına karar verilmiş ise de, suç tarihi itibarıyla sabıkası olmayan, hakkında atılı suçu işlediğine ilişkin somut bir delil bulunmadığı hâlde başka bir olay nedeniyle yakalandığında kendiliğinden samimi ikrarda bulunarak incelemeye konu hırsızlık suçunun açığa çıkmasını sağlayan, yargılama aşamasında da aynı tutumunu devam ettiren ve herhangi olumsuz bir davranışı da dosyaya yansımayan sanık hakkında dosya kapsamı ile örtüşmeyen gerekçeyle TCK’nın 62. maddesinin uygulanmaması isabetli değildir.


Yargıtay 3. Ceza Dairesi 2021/16666 E. , 2023/2906 K.

  • TCK 62
  • Sanığın suçu inkar etmesinin, pişman olmadığını gösteren bir beyan olarak kabul edilerek takdiri indirim yapılmaması hukuka aykırıdır.

Takdiri indirim nedeni olarak; failin geçmişi, sosyal ilişkileri, fiilden sonraki ve yargılama sürecindeki davranışları, cezanın failin geleceği üzerindeki olası etkileri gibi hususların göz önünde bulundurulması gerektiği gözetilmeden, geçmişte suç kaydı ve sabıkası olmayan, kendisine isnat edilen suçlamalarla ilgili susma hakkı bulunan ve suçunu kabul etmeyen sanığın pişman olduğunu beyan etmesinin beklenemeyeceği, yargılama boyunca duruşmanın düzenini bozduğuna veya başkaca bir olumsuz tutum veya davranışının bulunduğuna ilişkin tutanaklara yansıyan bir durum bulunmayan sanık hakkında hükmolunan cezadan TCK’nın 62. maddesi uyarınca indirim yapılması gerekirken; savunma hakkı kapsamında değerlendirilmesi gereken suçu inkâra yönelik beyanların, sanığın pişman olmadığını gösteren bir beyan olarak kabul edilerek yetersiz ve dosya kapsamıyla uyumlu olmayan gerekçelerle takdiri indirim yapılmasına yer olmadığına karar verilmesi, bozma nedenidir.


Yargıtay 12. Ceza Dairesi 2019/13037 E. , 2022/8691 K.

  • TCK 62
  • Takdiri indirim nedenlerinin (iyi hal indirimi) uygulanmaması halinde yeterli gerekçe gösterilmelidir.

5237 sayılı TCK’nın 62. maddesinin uygulanıp uygulanmayacağı hususu mahkeme hakiminin takdirinde olup, ancak uygulanması halinde failin geçmişi, sosyal ilişkileri, fiilden sonraki ve yargılama sürecindeki davranışları, cezanın failin geleceği üzerindeki olası etkileri gibi sebepler göz önünde bulundurularak, denetime olanak verecek ve somut gerekçeler de gösterilmek suretiyle takdir hakkının kullanılmasının gerektiği anlaşılmakla; duruşma tutanaklarına yansıyan olumsuz tutum ve davranışı bulunmayan sanık hakkında, “Sanığın bu suçu tesadüfi ve arizi olarak işlemediği, Mahkememizce sanığın cezasından indirim yapılmayı gerektirecek herhangi bir takdiri indirim nedeni görülmediğinden sanık hakkında TCK’nın 62. maddesinin uygulanmasına yer olmadığına,” şeklindeki dosya kapsamıyla uyuşmayan yetersiz gerekçeyle sanık hakkında TCK’nın 62. maddesinin uygulanmaması, bozma nedenidir.


YARGITAY 1. CEZA DAİRESİ Esas: 2016/5431 Karar: 2018/128 Tarih: 22.01.2018

  • TCK 62. Madde

  • Takdiri İndirim Nedenleri

Toplanan deliller karar yerinde incelenip, sanık …‘in, mağdur …‘a yönelik eyleminin sübutu kabul, kusurluluğu etkileyen sebeplerden haksız tahrikin nitelik ve derecesi ile takdiri indirim sebebi takdir kılınmış, savunması inandırıcı gerekçelerle değerlendirilmiş, incelenen dosyaya göre verilen hükümde bozma nedenleri dışında bir isabetsizlik görülmemiş olduğundan sanık müdafiinin bir nedene dayanmayan, Cumhuriyet savcısının sanık hakkında kasten yaralama suçundan hüküm kurulması gerektiğine yönelen temyiz itirazlarının reddine,

Ancak;

Oluşa ve dosya içeriğine göre, sanık … ile mağdur …‘ın arkadaş oldukları, olaydan bir gün önce aralarında çıkan tartışma nedeniyle karşılıklı olarak birbirlerine küfür ettikleri, sanığın almış olduğu alkolün tesiri ile olay sabahı mağdurun kalmış olduğu eve gittiği, evde bulunan ve ağaç kesmek için kullanılan tahrayı alarak mağdurun kalmış olduğu odaya girdiği, mağdurun göğüs bölgesine bir kez vurmak suretiyle onu hemopnömotoraksa ve hayati tehlike geçirmesine neden olacak şekilde yaraladığı olayda;

Mağdurun olaydan sonra alınan ve tanık … tarafından da doğrulanan ilk beyanında, olay sırasında uyuyor olduğunu ve acı ile uyandığını belirtmesi karşısında, sanığın uyku halinde bulunan ve 5237 sayılı TCK’nun 82/1-e maddesi kapsamında beden veya ruh bakımından kendisini savunamayacak durumda bulunan mağdura karşı öldürmeye teşebbüs suçundan cezalandırılmasına karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, temel cezanın aynı kanunun 81. maddesi uyarınca belirlenmesi suretiyle suçun nitelendirilmesinde yanılgıya düşülerek yazılı şekilde hüküm kurulması,

Kabule ve uygulamaya göre de;

1)81. ve 35. maddeleri uyarınca kasten öldürmeye teşebbüs suçundan kurulan hükümde, teşebbüs nedeniyle 9 yıldan 15 yıla kadar hapis cezası öngören 35. maddesi ile yapılan uygulama sırasında meydana gelen zarar ve tehlikenin ağırlığı birlikte gözetilerek makul bir ceza tayini yerine yazılı şekilde 10 yıl hapis cezasına hükmolunması,

2)29. maddesinin uygulanması ile tayin olunan 7 yıl 6 ay hapis cezası üzerinden aynı Kanunun 62. maddesi uyarınca yapılan 1/6 oranında indirim ile sonuç cezanın 6 yıl 3 ay hapis yerine yazılı şekilde hatalı hesaplama yapılması suretiyle 5 yıl 15 ay hapis olarak belirlenmesi,

3)Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarih, 2014/140 E. ve 2015/85 K. sayılı kararı ile 53. maddesinin iptal edilen bölümlerinin değerlendirilmesi zorunluluğu,

Bozmayı gerektirmiş olup, sanık müdafii ile Cumhuriyet savcısının temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görüldüğünden, hükmün 326/son maddesi gözetilmek kaydıyla tebliğnamedeki düşünceye aykırı olarak BOZULMASINA, 22/01/2018 gününde oy birliği ile karar verildi.


YARGITAY 3. CEZA DAİRESİ Esas: 2017/6463 Karar: 2018/127 Tarih: 16.01.2018

  • TCK 62. Madde

  • Takdiri İndirim Nedenleri

Yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;

1)5271 sayılı CMK’nin 231/5. maddesi uyarınca açıklanması geri bırakılan hükmün, kasten yeni bir suç işlenmesi halinde 5271 sayılı CMK’nin 231/11. maddesi uyarınca açıklanmasına dair kararın, 5271 sayılı CMK’nin 223. maddesi kapsamında mahkumiyet hükmü niteliğinde olup hükmün gerekçesinde, iddia ve savunmada ileri sürülen görüşlerin gösterilmesi, delillerin tartışılıp değerlendirilmesi, hükme esas alınan ve reddedilen delillerin gösterilmesi suretiyle hükmün açıklanması gerektiğinin gözetilmemesi suretiyle Anayasanın 141/3, 5271 sayılı CMK’nin 34,, 223, 230/1., 289/1-g maddelerine aykırı davranılması,

2)Sanık müdafiinin 01.02.2011 tarihli celsede lehe olan kanun hükümlerinin uygulanmasını talep etmiş olmasına karşısında; sanık hakkında kurulan hükümlerde 5237 sayılı TCK’nin 62. maddesinde yer alan takdiri indirim nedeni ve basit yaralama suçundan hükmolunan adli para cezasının 5237 sayılı TCK’nin 52/4. maddesi uyarınca taksitlendirilmesine ilişkin ilişkin olumlu ya da olumsuz bir karar verilmemesi,

Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükümlerin bu sebeplerle 6723 sayılı Kanun’un 33. maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi ile yürürlükte bulunan 1412 sayılı 321. maddesi uyarınca isteme aykırı BOZULMASINA, 16.01.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.


YARGITAY 12. CEZA DAİRESİ Esas: 2016/4215 Karar: 2018/282 Tarih: 11.01.2018

  • TCK 62. Madde

  • Takdiri İndirim Nedenleri

Taksirle yaralama suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm, sanık müdafii tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:

TCK’nın 62. maddesinin uygulanıp uygulanmaması yönünden 5237 sayılı hakime geniş bir takdir yetkisi tanınmış taktiri indirim nedenleri ise örnekseme yoluyla sayılmış, ancak bu hallerin sınırlı olmadığı tamamının sayılmasının da mümkün olmayacağı nazara alınarak benzer durumların da bu kapsamda değerlendirilebileceğini ifade açısından bu husus “gibi” şeklinde ifade edilmiş, 765 sayılı TCK’nın 59. maddesinden farklı olarak, takdiri indirim nedeni olarak kabul edilen hususların kararda gösterilmesi gerektiği belirtilmiştir. Anılan hüküm uyarınca taktiri indirim nedeni uygulandığında, hangi nedenlerle bu müessesenin uygulandığı kararda gösterilecek, uygulanmadığı takdirde ise fiili taktirin bu yönde olduğu kabul edilecek ve bu husus ancak gösterilen gerekçenin yasal ve yeterli olmaması veya fiili taktirin uygulanan diğer müesseler karşısında hukuka aykırılık oluşturduğu yada dosya kapsamı itibariyle açıkça kanuna aykırı olduğunun saptanması halinde bozma nedeni oluşturacaktır. Mahkemece, TCK’nın 62. maddesinin uygulanmamasında, dosya kapsamına bir uyumsuzluk veya açık bir hukuka aykırılık bulunmadığından, tebliğnamedeki bozma öneren görüşe iştirak edilmemiştir.

Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanık müdafiinin eksik incelemeye, kusura, kararın usul ve yasaya aykırı olduğuna ilişkin temyiz itirazlarının reddiyle, hükmün isteme aykırı olarak ONANMASINA; 11.01.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.


YARGITAY 11. CEZA DAİRESİ Esas: 2015/5431 Karar: 2017/7231 Tarih: 30.10.2017

  • TCK 62. Madde

  • Takdiri İndirim Nedenleri

Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma neticelerine uygun şekilde oluşan inanç ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre sanığın yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine,

Ancak;

1- )Gerekçeli karar başlığında … ve …‘in sıfatlarının, “katılan” yerine “müşteki” olarak yazılması,

2- )Sanık hakkında tekerrüre esas alınan Denizli 5. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2010/130 Esas-2011/178 Karar sayılı ilamının, 30.05.2011 tarihinde kesinleştiği, dosyaya konu suçtan sonra kesinleşen hükmün tekerrüre esas alınamayacağı gözetilmeden, TCK’nın 58. maddesinin uygulanmasına hükmedilmesi,

3- )Sanığın önceki mahkumiyetinin yargılama konusu suçun işlediği tarihten sonra kesinleşmesi sebebiyle adli sicil kaydında suç tarihi itibarıyla engel sabıka kaydı bulunmayan, hakkında alt sınırdan ceza tayin edilen ve TCK’nın 62. maddesi gereğince cezasından indirim yapılan sanık hakkında, CMK’nın 231. maddesinin 6. fıkras 6. fıkrasının ( b ) bendi değerlendirilmeden, “Sanığın sabıkası olduğundan hakkında, TCK’nın 51 ve CMK’nın 231/5 maddelerinin uygulanmasına yer olmadığına” şeklindeki yasal olmayan gerekçe ile hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ve cezanın ertelenmesine yer olmadığına karar verilmesi,

4- )5237 Sayılı TCK’nın 53. maddesinin uygulanmasında, Anayasa Mahkemesi’nin 08.10.2015 tarih ve 2014/140 Esas, 2015/85 Karar sayılı iptal kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,

SONUÇ : Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 Sayılı Kanun’un 8 /1. maddesi uyarınca uygulanması gereken 1412 Sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 30.10.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.


YARGITAY 15. CEZA DAİRESİ Esas: 2017/2464 Karar: 2017/19473 Tarih: 04.10.2017

  • TCK 62. Madde

  • Takdiri İndirim Nedenleri

Sanığın, katılandan araç satın alarak, karşılığında keşide yeri yazılı olmayan 6.000 TL değerinde sahte oluşturulmuş çeki vermek suretiyle nitelikli dolandırıcılık ve özel belgede sahtecilik suçlarını işlediğinin iddia edildiği olayda;

1- )Sanık hakkında nitelikli dolandırıcılık suçundan kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik temyiz taleplerinin incelenmesinde,

Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre; sanığın temyiz itirazlarının reddiyle, hükmün ONANMASINA,

2- )Sanık hakkında özel belgede sahtecilik suçundan kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik temyiz taleplerinin incelenmesinde,

Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre sanığın yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;

a- ) Sanık hakkında “yargılama sürecindeki davranışları göz önüne alınarak” 5237 Sayılı TCK’nın 62. maddesi uyarınca takdiri indirim uygulandığı halde, “sanığın kişiliği ve suçun işlenmesindeki özellikler’’ gibi gerekçeler gösterilerek 5271 Sayılı CMK’nın 51, 231 maddelerinin uygulanmasına yer olmadığına karar verilerek, aynı gerekçelerin hem lehe hem aleyhe değerlendirmede esas alınarak çelişki yaratılması, buna göre yasal olmayan gerekçelerle sabıkası bulunmayan ve özel belgede sahtecilik suçu ile ilgili olarak ödenmesi gereken somut zarar meydana getirmeyen sanık hakkında erteleme ya da hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına karar verilmesi,

b- ) 5237 Sayılı TCK’nın 53. maddesinin ( 1 ), ( 2 ), ve ( 4 ) numaralı fıkralarıyla ilgili olarak Anayasa Mahkemesi’nin verdiği 08.10.2015 tarihli ve E.2014/140, K.2015/85 Sayılı kısmi iptal kararının, 24.11.2015 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girmesi sebebiyle bu yönde de değerlendirme yapılması,

SONUÇ : Kanuna aykırı olup, sanığın temyiz itirazları bu sebeple yerinde görüldüğünden, 5320 Sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 Sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca, hükmün BOZULMASINA, 04.10.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.


YARGITAY 17. CEZA DAİRESİ Esas: 2015/21200 Karar: 2017/10606 Tarih: 27.09.2017

  • TCK 62. Madde

  • Takdiri İndirim Nedenleri

I- )Suça sürüklenen çocuklar hakkında hırsızlık ve işyeri dokunulmazlığının ihlali suçlarına yönelik kurulan hükümlere dair temyiz istemlerinin incelenmesinde;

Suça sürüklenen çocuklar hakkında hükmedilen netice hapis cezaları kısa süreli olmamasına karşın seçenek yaptırımlara çevrilmesine karar verilmesi, aleyhe temyiz bulunmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.

Dosya içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre, suçların suça sürüklenen çocuklar tarafından işlendiğini kabulde ve nitelendirmede usul ve yasaya aykırılık bulunmadığından diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

Ancak;

1- )Suça sürüklenen çocuklar hakkında 5237 Sayılı TCK’nın 142/1-b,, 143 maddelerine göre belirlenen 2 yıl 2 ay hapis cezasından aynı Kanunun 31/3. maddesi uyarınca 1/3 indirim yapılması ile cezanın 1 yıl 5 ay 10 gün yerine 1 yıl 5 ay 3 gün ve yine aynı Kanun’un 62. maddesiyle 1/6 indirim yapılması ile cezanın 1 yıl 2 ay 13 gün yerine 1 yıl 2 ay 16 gün olarak fazla tayin edilmesi,

2- )Suça sürüklenen çocuklar hakkında 5237 Sayılı TCK’nın 116/4,, 119/1-c maddelerine göre belirlenen 2 yıl hapis cezasından aynı Kanunun 31/3 maddesi uyarınca 1/3 oranında indirim yapılması ile cezaların 1 yıl 4 ay yerine 1 yıl 3 ay 26 gün, bu cezalardan 62. madde uyarınca 1/6 oranında indirim yapılması ile cezaların 1 yıl 1 ay 10 gün yerine 1 yıl 2 ay 5 gün olarak fazla belirlenmesi,

3- )Çocuk Koruma Kanunu’nun 34/3. maddesi uyarınca sosyal çalışma görevlisi görevlendirmelerinde incelemeyi yapanlara mahkeme veya çocuk hâkimi tarafından bilirkişilik esasları çerçevesinde tayin edilecek ücretin Cumhuriyet Başsavcılığının suçüstü ödeneğinden ödenmesi gerekirken yargılama gideri olarak suça sürüklenen çocuklara yükletilmesine karar verilmesi,

4- )Suçu birlikte işleyen suça sürüklenen çocuklardan neden oldukları yargılama giderlerinin “ayrı ayrı” yerine, “eşit olarak” alınmasına hükmedilmesi suretiyle 5271 Sayılı CMK’nın 326/2. maddesine aykırı davranılması,

Bozmayı gerektirmiş, suça sürüklenen çocuk … müdafii ile suça sürüklenen çocuk …‘nın temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükümlerin açıklanan sebeplerle BOZULMASINA, bozma nedenleri yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 5320 Sayılı Kanun’un 8/1. maddesi aracılığıyla 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak, suça sürüklenen çocuklar hakkında 5237 Sayılı TCK’nın 142/1-b,, 143. maddelerine göre belirlenen 2 yıl 2 ay hapis cezasının aynı Kanun’un 31/3. maddesi uyarınca 1/3 indirilmesi ile belirlenen 1 yıl 5 ay 3 gün çıkarılarak yerine 1 yıl 5 ay 10 gün, bu cezadan 62. madde ile 1/6 oranında indirim yapılması ile belirlenen 1 yıl 2 ay 16 gün çıkarılarak yerine 1 yıl 2 ay 13 gün hapis cezası ile cezalandırılmalarına; suça sürüklenen çocuklar hakkında 5237 Sayılı TCK’nın 116/4,, 119/1-c maddelerine göre belirlenen 2 yıl hapis cezasından aynı Kanun’un 31/3 maddesi uyarınca 1/3 oranında indirim yapılması ile belirlenen 1 yıl 3 ay 26 gün çıkarılarak 1 yıl 4 ay, bu cezalardan 62. madde uyarınca 1/6 oranında indirim yapılması ile belirlenen 1 yıl 2 ay 5 gün ibaresi çıkarılarak yerine 1 yıl 1 ay 10 gün hapis cezaları ile cezalandırılmalarına yazılmak sureti ile; hüküm fıkrasından yargılama giderlerine dair kısım çıkartılarak yerine “Sebebiyet verdikleri yargılama giderinin sosyal inceleme raporu hariç olmak üzere suça sürüklenen çocuklardan payları oranında ayrı ayrı alınarak hazineye gelir kaydına” cümlesinin yazılması suretiyle, diğer yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükümlerin DÜZELTİLEREK ONANMASINA,

II- )Suça sürüklenen çocuklar hakkında mala zarar verme suçlarına yönelik kurulan hükümlere dair temyiz istemlerinin incelenmesinde;

Suça sürüklenen çocuklar hakkında hırsızlık ve işyeri dokunulmazlığının ihlali suçlarından belirlenen cezalardan 5237 Sayılı TCK’nın 62. maddesi uyarınca suça sürüklenen çocukların yargılama sırasındaki tutumları nedeni ile indirim yapılmasına karşın mala zarar verme suçundan belirlenen cezadan indirim yapılmaması sureti ile çelişki oluşturacak biçimde karar verilmesi,

SONUÇ : Bozmayı gerektirmiş, suça sürüklenen çocuk … müdafii ile suça sürüklenen çocuk …‘nın temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin açıklanan sebeplerle tebliğnameye uygun olarak BOZULMASINA, 27.09.2017 tarihinde oybirliği ile karar verildi.


YARGITAY 18. CEZA DAİRESİ Esas: 2015/33038 Karar: 2017/6988 Tarih: 01.06.2017

  • TCK 62. Madde

  • Takdiri İndirim Nedenleri

Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.

Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar belgeler ve gerekçe içeriğine göre, sanığın adli sicil kaydında CMK’nın 231/6. maddesi uyarınca, engel mahkumiyeti bulunduğu anlaşıldığından tebliğnamedeki 1 numaralı bozma isteyen düşünceye katılınmayarak yapılan incelemede; başkaca nedenler yerinde görülmemiştir.

Ancak;

1- ) Hakaret suçunun, haksız bir fiile tepki olarak işlendiğinin kabul edilmesi karşısında, özel hüküm olan TCK’nın 129/1. maddesi yerine genel tahrik kurumunu düzenleyen aynı Kanunun 29. maddesiyle hüküm kurulması,

2- ) Sanığın katılana attığı “…ara görüşelim yoksa Yasin’in hastane masraflarını karşılamaz bana vereceğin para”,”…telefonlarımı aç ya seni yada çocuğunu sinkaf ederim.” ve “delikanlıysan aç telefonunu senin karını sinkaf edeceğim” şeklindeki mesajlarının, TCK’nın 106/1.1. cümlesinde düzenlenen bir başkasını, kendisinin veya yakınının hayatına, vücut veya cinsel dokunulmazlığına yönelik bir saldırı gerçekleştireceğinden bahisle tehdit suçunu oluşturduğu gözetilmeden, eylemin basit tehdit suçu olarak değerlendirilip TCK’nın 106/1-2. cümlesi uyarınca mahkumiyet kararı verilmesi,

Kabule göre ise;

1- ) Hakaret ve tehdit suçlarından belirlenen hapis cezalarında TCK’nın 29 . maddesi uyarınca indirim yapılırken adli para cezası ile cezalandırılmasına karar verilmesi,

2- ) Hakaret ve tehdit suçlarından kurulan hükümlerde, TCK’nın 62. maddesinde öngörülen “failin geçmişi, sosyal ilişkileri, fiilden sonraki ve yargılama sürecindeki davranışları, cezanın failin geleceği üzerindeki olası etkileri” gibi hususlar değerlendirilmeden “sanığın talimatla savunması alındığından” biçimindeki kanuni olmayan ve yetersiz gerekçe ile takdiri indirimin uygulanmaması,

3- ) Tehdit suçuna dair olarak gerekçede ve kurulan hükmün 1. paragrafında “sanığın müştekiye hitaben ayrı ayrı günlerde birden fazla hakaret içeren mesaj gönderdiği” denilerek, tehdit suçuna dair sanığın eylemlerin nelerden ibaret olduğu gösterilmeden hükümde ve gerekçede çelişki yaratılması,

SONUÇ : Kanuna aykırı, O Yer Cumhuriyet Savcısının temyiz nedenleri yerinde görüldüğünden tebliğnameye uygun olarak HÜKÜMLERİN BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 01.06.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.


YARGITAY 2. CEZA DAİRESİ Esas: 2014/31808 Karar: 2017/5252 Tarih: 08.05.2017

  • TCK 62. Madde

  • Takdiri İndirim Nedenleri

Ancak;

1- ) 22.05.1996 doğumlu olan suça sürüklenen çocuk …‘nın savunmasının alındığı 08.08.2013 tarihinde onsekiz yaşını ikmal etmediği gözetilmeyerek, müdafii hazır bulundurulmadan sorgusunun yapılması suretiyle 5271 Sayılı CMK’nın 150/2,, 188/1. maddelerine aykırı davranılarak savunma hakkının kısıtlanması,

2- ) Suça sürüklenen çocuk … hakkında; hırsızlık suçundan hüküm kurulurken 5237 Sayılı TCK’nın 142/2-b, 35. maddelerine göre belirlenen 1 yıl 6 ay hapis cezasından aynı Kanun’un 31/3. maddesi uyarınca 1/3 oranında indirim yapılması sırasında 1 yıl hapis cezası yerine 12 ay olarak hapis cezası tayini ve devamında da hapis cezasının adli para cezasına çevrilmesiyle sonuç cezanın 7300 TL yerine hesap hatası sonucu 7200 TL olarak belirlenmesi suretiyle eksik ceza tayini,

3- ) Suça sürüklenen çocuk … hakkında; iftira suçundan hüküm kurulurken 5237 Sayılı TCK’nın 267/1. maddesine göre belirlenen 1 yıl hapis cezasından aynı Kanun’un 31/3. maddesi uyarınca 1/3 oranında indirim yapılması sırasında 8 ay hapis cezası yerine 9 ay olarak hapis cezası tayini ve devamında da hapis cezasının adli para cezasına çevrilmesiyle sonuç cezanın 4800 TL yerine hesap hatası sonucu 5400 TL olarak belirlenmesi suretiyle fazla ceza tayini,

4- ) Suç tarihinde 12-15 yaş grubu içerisinde bulunan suça sürüklenen çocuk … hakkında 5395 Sayılı Çocuk Koruma Kanunu’nun 35/1. maddesi ve Çocuk Koruma Kanunu’nun Uygulanmasına İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmeliğin 20/2. maddesi gereğince zorunlu olan sosyal inceleme raporu alınmadan ve aynı Kanun’un 35/3. maddesine göre de sosyal inceleme yaptırılmamasının gerekçesi gösterilmeden eksik inceleme ile yazılı şekilde hükümler kurulması,

5- ) Katılanın, suç yerindeki mağaza içerisindeyken omzunda taşıdığı çantasının içinde bulunan cüzdanının çalınmasından sonra, işyeri güvenlik kamerası kayıtlarını izleyip karakola müracaat için işyerinden çıkmasının ardından suç yerinden başka bir yerde suça sürüklenen çocukları görüp olayı polise ihbarından sonra suça sürüklenen çocukların yakalandıklarının ve suça konu cüzdan içerisindeki katılana ait paraların da ele geçmediğinin anlaşılması karşısında; atılı hırsızlık suçunun tamamlandığı gözetilmeden yazılı şekilde teşebbüs hükümlerinin uygulanması,

6- ) 5237 Sayılı TCK’nın 50/3. maddesinde daha önce hapis cezası ile mahkûm olmayan 18 yaşını doldurmamış çocukların mahkûm edildiği bir yıl veya daha az süreli hapis cezalarının aynı maddenin birinci fıkrasında yazılı seçenek yaptırımlardan birine çevrileceği belirtilmiş, 5275 Sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun’un 106/4. maddesinde “Çocuklar hakkında hükmedilen adli para cezasının ödenmemesi halinde bu ceza hapse çevrilemez, bu takdirde onbirinci fıkra hükmü uygulanır.” şeklinde düzenleme yapılmıştır.

Bu itibarla, hırsızlık ve iftira suçlarından kurulan hükümlerde, kısa süreli hapis cezasından çevrilen adli para cezasının ödenmemesi halinde hapis cezasının tamamen veya kısmen infaz edileceği ihtarı yapılamayacağının gözetilmemesi,

7- ) Suça sürüklenen çocuklar müdafiinin 30.09.2013 tarihli celsede lehe hükümlerin uygulanmasını istemesi karşısında; suça sürüklenen çocuk hakkında hırsızlık ve iftira suçlarından hüküm kurulurken, 5237 Sayılı TCK’nın 62. maddesi uyarınca ‘failin geçmişi, sosyal ilişkileri, fiilden sonraki ve yargılama sürecindeki davranışları, cezanın failin geleceği üzerinde olası etkileri’ değerlendirilerek sonucuna göre anılan maddenin uygulanıp uygulanmayacağına karar verilmesi gerektiği gözetilmeden bu konuda olumlu veya olumsuz bir karar verilmemesi,

SONUÇ : Bozmayı gerektirmiş, suça sürüklenen çocuklar müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin bu sebeplerden dolayı kısmen istem gibi BOZULMASINA, yeniden kurulacak hükümde CMUK’nın 326/ son maddesinin gözetilmesine, 08.05.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.


YARGITAY 8. CEZA DAİRESİ Esas: 2016/667 Karar: 2016/4693 Tarih: 07.04.2016

  • TCK 62. Madde

  • Takdiri İndirim Nedenleri

I-) Sanık … hakkında genel güvenliği kasten tehlikeye sokma suçundan kurulan hükme yönelik temyiz incelemesinde;

1-) Sanık … ile sanık … arasında alacak meselesinden dolayı çıkan tartışma sırasında sanığın ele geçmeyen av tüfeğiyle korkut- mak amacıyla rastgele ateş etmesi şeklindeki eyleminin belirli bir kişiye yönelik olması sebebiyle silahla tehdit suçunu oluşturup oluşturmayacağının tartışılması gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde genel güvenliği kasten tehlikeye sokulması suçundan hüküm kurulması,

2-) Kabule ve uygulamaya göre de;

a-) Sanık hakkında hüküm kurulurken uygulama maddesinin 170/1-c madde ve fıkrası yerine, 170/1-b madde ve fıkrasının yazılması,

b-) Genel güvenliğin kasten tehlikeye sokulması suçunun niteliği itibariyle haksız tahrik hükümlerinin uygulanma olanağının bulunmadığı gözetilmeden, 29. maddesi uyarınca indirim yapılması,

c-) 5237 Sayılı TCK.nun 62. maddesinin 2. fıkrasında öngörülen sanığın geçmişi, sosyal ilişkileri, fiilden sonraki ve yargılama sürecindeki davranışları, cezanın sanığın geleceği üzerindeki olası etkileri gibi hususlar irdelenmeden, suçlamayı inkar

hakkı bulunan sanık hakkında “maddi gerçeğin ortaya çıkmasına yardımcı olmadığından” bahisle yasal ve yeterli olmayan gerekçeyle takdiri indirim uygulanmasına yer olmadığına karar verilmesi,

d-) Hapis cezasının adli para cezasına çevrilmesi sırasında dayanak kanun maddesinin gösterilmemesi suretiyle 232/6. maddesine aykırılık yapılması,

II- Sanık … hakkında kasten yaralama suçundan kurulan hükme yönelik temyiz incelemesinde;

Yapılan yargılamaya, dosya içeriğine, toplanıp karar yerinde gösterilen ve değerlendirilen delillere, oluşa ve mahkemenin soruşturma sonucunda oluşan inanç ve takdirine, suçun oluşumuna ve niteliğine uygun kabul ve uygulamasına, hukuka uygun, yasal ve yeterli olarak açıklanan gerekçeye göre sanık müdafiinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;

1-) 5237 Sayılı TCK.nun 62. maddesinin 2. fıkrasında öngörülen sanığın geçmişi, sosyal ilişkileri, fiilden sonraki ve yargılama sürecindeki davranışları, cezanın sanığın geleceği üzerindeki olası etkileri gibi hususlar irdelenmeden, suçlamayı inkar hakkı bulunan sanık hakkında “maddi gerçeğin ortaya çıkmasına yardımcı olmadığından” bahisle yasal ve yeterli olmayan gerekçeyle takdiri indirim uygulanmasına yer olmadığına karar verilmesi,

2-) Anayasa Mahkemesi’nin 24.11.2015 tarih ve 29542 Sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 08.10.2015 gün ve 2014/140 esas, 2015/85 karar sayılı iptal kararı gereğince 53. maddesinde yeniden değerlendirme yapıl- masında zorunluluk bulunması,

SONUÇ : Yasaya aykırı, sanık … müdafii ile sanık …‘ın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükümlerin bu sebeplerden dolayı 5320 Sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 321. ve 326. maddeleri uyarınca ceza miktarı yönünden kazanılmış hakları saklı kalmak kaydıyla (BOZULMASINA), 07.04.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.


YARGITAY 16. CEZA DAİRESİ Esas: 2016/9 Karar: 2016/1923 Tarih: 04.04.2016

  • TCK 62. Madde

  • Takdiri İndirim Nedenleri

1- )Sanıklar … ve … hakkında yağma, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma ve devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozma, … hakkında yağma ve kişiyi hürriyetinden yoksun kılma ile sanık … hakkında yağma ve devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozma suçlarından kurulan hükümlere dair yapılan temyiz incelemesinde;

Sanık …‘nın tüm dosya kapsamı, mağdurların soruşturma aşamasındaki beyanları ile bir kısım sanıkların kovuşturma aşamasındaki itirafları dikkate alındığından diğer sanıklarla birlikte yağma ve kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçlarına TCK’nın 37/1. maddesi kapsamında fail olarak iştirak ettiği gözetilmeden, yağma ve kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçlarına yardım eden konumunda kabul edilerek cezalandırılmış olması aleyhe temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.

Anayasa Mahkemesi’nin 24.11.2015 tarih ve 29542 Sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 08.10.2015 tarih, 2014/140 E. 2015/85 K. sayılı iptal kararının TCK’nın 53. maddesinin uygulanması yönünden infaz aşamasında gözetilmesi mümkün görülmüştür.

Yapılan yargılama sonunda toplanan deliller karar yerinde incelenip, sanıklar …, … ve …‘nın, devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozma amacına yönelik olarak vehamet arz eden olayları gerçekleştirdikleri, sanıkların sübutu kabul olunan eylemin amaç suçun işlenmesi doğrultusundaki örgütsel bağlılık ile ülke genelindeki organik bütünlüğe göre amacı gerçekleştirme tehlikesi yaratabilecek nitelikte olduğu belirlenip kovuşturma sonuçlarına uygun şekilde suçun vasfı tayin edilmiş, yağma ve kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçlarının sübutu kabul edilmiş, savunmaları inandırıcı gerekçelerle reddedilmiş, incelenen dosya kapsamına göre verilen hükümlerde bir isabetsizlik görülmemiş olduğundan, sanıklar …, … ve … müdafilerinin temyiz dilekçeleri ile duruşmalı inceleme sırasında ve sanık … müdafiinin temyiz dilekçesinde ileri sürdüğü ve yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, kısmen re’sen temyize tabi olan hükümlerin ONANMASINA,

2- )Sanık … hakkında kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan kurulan hükmün temyiz incelemesine gelince;

a- )Yapılan yargılamaya, dosya içeriğine, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, gerekçeye mahkemenin kovuşturma sonucunda oluşan inanç ve takdirine göre; sanık müdafiinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;

Sanık hakkında yağma ve devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozma suçlarından ceza tayin edilirken TCK’nın 62. maddesi uygulandığı halde, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan ceza tayin edilirken diğer sanık … ile ilgili değerlendirme yapılarak TCK’nın 62. maddesinin uygulanmasına yer olmadığına karar verilmek suretiyle hükümde çelişkiye sebebiyet verilmesi,

b- )Kabul ve uygulamaya göre de;

TCK’nın 53. maddesindeTCK’nın 53. maddesinde düzenlenen hak yoksunluklarının uygulanması bakımından, Anayasa Mahkemesi’nin 24.11.2015 tarih ve 29542 Sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 08.10.2015 tarih, 2014/140 E. 2015/85 Sayılı iptal kararının gözetilmesi lüzumu,

SONUÇ : Bozmayı gerektirmiş olup, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu sebeplerden dolayı BOZULMASINA, 04.04.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.


YARGITAY 21. CEZA DAİRESİ Esas: 2016/499 Karar: 2016/2911 Tarih: 29.03.2016

  • TCK 62. Madde

  • Takdiri İndirim Nedenleri

Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma neticelerine uygun şekilde oluşan inanç ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre sanığın yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine,

Ancak;

1-)Mühür bozma suçlarında sanık hakkında düzenlenen aynı mühür bozma tutanağından dolayı birden çok dava açılmış ise davanın mükerrer açıldığının kabulünün gerekeceği, ancak aynı sanık hakkında birden çok mühür bozma tutanağı düzenlenmiş ise, hukuki kesinti iddianame tarihi itibariyle oluşacağından, bu tarihten önce düzenlenen birden fazla mühür bozma eylemi varsa zincirleme suç hükümlerinin uygulanması gerekeceği, zincirleme suç ilişkisi içindeki eylemlerden bazılarının kesinleşmiş mahkumiyet hükmüne konu olmasının diğer eylemlerin dava konusu yapılmasına engel olmayacağı cihetle; UYAP sistemi üzerinden yapılan incelemede, sanığın suça konu adreste işlediği mühür bozma suçundan mahkumiyetine dair Asliye Ceza Mahkemesi’nin ilamı bulunduğunun anlaşılması karşısında, mükerrer yargılamaya engel olmak ve zincirleme suç hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağının tespiti bakımından; sanık hakkında yukarıda belirtilen dava dosyası ve aynı yerle ilgili olarak mühür bozma suçundan açılmış başka davalar bulunup bulunmadığı araştırılıp varsa bu dosyalar da duruşmaya getirtilip incelenerek, derdest olanların mümkünse bu dosya ile birleştirilmesi, aksi takdirde ilgili dosyaların bu davayı ilgilendiren kısımlarının onaylı örnekleri dosya içerisine alındıktan sonra, suç ve iddianame tarihleri de nazara alınarak zincirleme suç ve mükerrer dava hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağının karar yerinde tartışılması ve zincirleme biçimde işlenmiş tek bir mühür bozma suçunu oluşturduğunun kabulü halinde, sonradan sübutu kabul edilen eylem nedeniyle tayin olunan cezadan kesinleşmiş ise önceki cezanın mahsup edilmesi gerektiği dikkate alınmadan eksik inceleme ve değerlendirme sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması,

2-)Kabul ve uygulamaya göre de;

a-)Hüküm fıkrasında “sanığın 58/3. maddesi de gözetilmek suretiyle zorunlu olarak 6 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, sabıkalı kişiliği dikkate alınarak 62. maddesi hükümlerinin uygulanmasına takdiren yer olmadığına, sanığın mükerrir olacak şekilde sabıkalı olması ve suçtan kaynaklanan zararı gidermemesi şartları oluşmadığından ve hükmün açıklanmasının geri bırakılması halinde yeniden suç işlemeyeceği yönünde mahkememizde olumlu kanaat oluşmadığından sanık hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılması hükümlerinin uygulanmasına takdiren yer olmadığına” karar verildiği halde, gerekçe kısmında “sanığın taktiren alt sınırdan ve tercihen adli para cezası ile cezalandırılmasına, suçtan sonra ve yargılama aşamasındaki tutum ve davranışları ile suçunu kabul etmesi lehe indirim sebebi olarak kabul edilip hakkında TCK’nın 62/1. maddesi gereğince takdiri indirim hükümlerinin uygulanmasına, sabıkasız olması, kişilik özellikleri ve yargılama aşamasındaki tutum ve davranışları ile kaçak elektrik kullanımı sebebiyle oluşan zararı karşılaması ve talebinin olması göz önüne alınarak hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilmesi halinde yeniden suç işlemeyeceği hususunda mahkememize olumlu kanaat hasıl olduğundan mahkumiyet hükmünün açıklanmasının geri bırakılmasına karar vermek gerekmiş” denilerek çelişkiye sebebiyet verilmesi,

Yasaya aykırı,

b-)T.C. Anayasa Mahkemesi’nin, TCK’nın 53. maddesine ilişkin olan, 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı iptal kararının 24.11.2015 gün ve 29542 sayılı Resmi Gazetede yayımlanmış olmasından kaynaklanan zorunluluk,

SONUÇ : Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nun 321. maddesi uyarınca istem gibi BOZULMASINA, 29.03.2016 gününde oybirliği ile karar verildi.


UYARI

Web sitemizdeki tüm makale ve içeriklerin telif hakkı Av. Baran Doğan’a aittir. Tüm makaleler hak sahipliğinin tescili amacıyla elektronik imzalı zaman damgalıdır. Sitemizdeki makalelerin kopyalanarak veya özetlenerek izinsiz bir şekilde başka web sitelerinde yayınlanması halinde hukuki ve cezai işlem yapılacaktır. Avukat meslektaşların makale içeriklerini dava dilekçelerinde kullanması serbesttir.

Makale Yazarlığı İçin

Avukat veya akademisyenler hukuk makalelerini özgeçmişleri ile birlikte yayımlanmak üzere avukatbd@gmail.com adresine gönderebilirler. Makale yazımında konu sınırlaması yoktur. Makalelerin uygulamaya yönelik bir perspektifle hazırlanması rica olunur.

Paylaş
RSS