0 212 652 15 44
Çalışma Saatlerimiz
Hafta İçi 09.00 - 18.00

Denetim Görevinin İhmali Suçu

TCK Madde 251

(1) Zimmet veya irtikap suçunun işlenmesine kasten göz yuman denetimle yükümlü kamu görevlisi, işlenen suçun müşterek faili olarak sorumlu tutulur.

(2) Denetim görevini ihmal ederek, zimmet veya irtikap suçunun işlenmesine imkan sağlayan kamu görevlisi, üç aydan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.



TCK Madde 251 Gerekçesi

Madde metninde denetim görevinin ihmali, ceza yaptırımına bağlanmıştır.

Birinci fıkrada zimmet veya irtikap suçunun işlenmesine kasten göz yuman kamu görevlisinin, işlenen suçun müşterek faili olarak sorumlu tutulacağı hüküm altına alınmıştır. Bu durumda, kamu görevlisi, zimmet veya irtikap suçunun işlendiğinden haberdardır ve buna rağmen denetim görevini kasten ihmal etmektedir.

Buna karşılık, denetimle yükümlü kamu görevlisinin bu görevini ihmal etmesinden yararlanılarak zimmet veya irtikap suçunu işlenmesi hâlinde; kamu görevlisinin, denetim görevini kasten ihmal etmesi dolayısıyla, ceza hukuku bakımından sorumluluğu kabul edilmiştir. Bu durumda, kamu görevlisinin zimmet veya irtikap suçu açısından kastı yoktur. Ancak, denetim görevini kasten ihmal etmektedir. Maddenin ikinci fıkrasında, denetim görevinin kasten ihmal edilmiş olması, ayrı bir suç olarak tanımlanmıştır.


TCK 251 (Denetim Görevinin İhmali Suçu) Emsal Yargıtay Kararları


YARGITAY 5. CEZA DAİRESİ Esas : 2014/10310 Karar : 2018/465 Tarih : 8.02.2018

  • TCK 251. Madde

  • Denetim Görevinin İhmali Suçu

1- Sanık … hakkında zimmet suçundan verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair kararın, CMK’nın 231/12. maddesi karşısında itiraza tabi olup temyizi mümkün bulunmadığından, aynı Kanunun 264. maddesi de gözetilerek temyiz isteğinin itiraz mahiyetinde kabulü ile merciince değerlendirilip gerekli kararın verilmesi için dosyanın mahalline TEVDİİNE,

2- Sanıklar … …, …, …, …‘a yüklenen denetim görevini ihmal ederek zimmete neden olmak suçundan doğrudan zarar görmesi söz konusu olmayan, bu nedenle hükümleri temyiz etme hakkı bulunmadığı anlaşılan Hazinenin, vekili aracılığıyla bu suç yönünden yaptığı temyiz itirazlarının 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi de gözetilerek 1412 sayılı CMUK’nın 317. maddesi uyarınca ayrı ayrı REDDİNE,

3- A-) Sanık … hakkında zimmet suçundan kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;

Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine,

Ancak;

a) Bir suç işleme kararının icrası cümlesinde değişik zamanlarda zimmet suçunu birden fazla kez işlediği kabul edilen sanık hakkında zincirleme suç hükümlerini içeren TCK’nın 43/1. maddesinin uygulanmaması,

b) Anayasa Mahkemesinin 08/10/2015 tarih ve E. 2014/140, K. 2015/85 sayılı kararının Resmi Gazetenin 24/11/2015 tarih ve 29542 sayısında yayımlanarak yürürlüğe girmiş olması nedeniyle TCK’nın 53. maddesiyle ilgili olarak yeniden değerlendirme yapılmasında zorunluluk bulunması,

c) Suçun TCK’nın 53/1-a maddesindeki hak ve yetkilerin kötüye kullanılması suretiyle işlenmesine rağmen sanık hakkında aynı Yasanın 53/5. maddesinin uygulanmaması,

B-) Sanıklar … …, …, …, … haklarında zimmete neden olmak suçundan kurulan beraat hükümlerine yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde ise;

Sanıklar … …, …, … ve …‘ın Adana Cemalpaşa PTT Merkez Müdürlüğünde şef, hakkındaki hükmün açıklanması geri bırakılan … ve sanık …‘in de aynı yerde gişe memuru olarak görev yaptıkları, sanık …‘in 28/05/2010 tarihi ve öncesinde 166 adet, hakkındaki hükmün açıklanması geri bırakılan …‘in ise 14/09/2009 ve öncesinde 20 adet düşük miktarlar içeren askerlere ödeme yapılmasına ilişkin havale ödeme işlemlerinde alıcısına ait olmayan farklı T.C. kimlik numaraları girerek ödeme yapılmış gibi gösterip sanık …‘in toplam 9.813,00 TL yi, sanık …‘in ise 1.250 TL yi zimmetine geçirdiği, eylemlerin kurum kayıtlarının kontrolü sırasında uyumsuzluğun belirlenmesi sonucu daire içi basit bir araştırma ile tespit edildiği oluşa uygun olarak kabul edilen olayda; sanıklar … ve …‘i denetlemekle görevli olan sanıklardan sanık …‘un 58, sanık …‘in 47, sanık …‘in 64 ve sanık …‘un 16 adet usulsüz havale ödeme işlemine onay verdikleri, ayrıca gün sonunda söz konusu havale ödeme belgelerindeki bilgilerle, MERNİS’ten alınan ve havale ödeme belgelerine eklenmesi gereken kimlik bilgilerini içeren belgeleri kontrol etmedikleri, bu şekilde denetim görevini ihmal ederek zimmet suçunun işlenmesine imkân sağladıkları gözetilmeden, TCK’nın 251/2. maddesi gereğince mahkumiyetlerine karar verilmesi gerekirken dosya kapsamına uygun düşmeyen ve yetersiz gerekçelerle yazılı şekilde beraatlerine karar verilmesi,

Kanuna aykırı, sanık … müdafii ve katılan … vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gözetilerek CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 08/02/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.


YARGITAY 5. CEZA DAİRESİ Esas : 2014/3118 Karar : 2016/4201 Tarih : 25.04.2016

  • TCK 251. Madde

  • Denetim Görevinin İhmali Suçu

Sanık … hakkında zimmet suçundan kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;

TCK’nın 53. maddesinin uygulanması ile ilgili olarak Anayasa Mahkemesinin 08/10/2015 tarih ve E.2014/140; K. 2015/85 sayılı kararının infaz aşamasında gözetilmesi mümkün bulunmuş, suçun 5237 sayılı Yasanın 53/1-a maddesindeki hak ve yetkinin kötüye kullanılması suretiyle işlendiğinin kabul edilmesi karşısında sanık hakkında aynı Yasanın 53/5. maddesinin uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi karşı temyiz olmadığından bozma sebebi yapılmamıştır.

Delillerle iddia ve savunma duruşma göz önünde tutularak tahlil ve takdir edilmiş sübutu kabul olunan fiilin unsurlarına uygun şekilde tavsif ve tatbikatı yapılmış bulunduğundan yerinde görülmeyen sanık müdafiin temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA,

Sanıklar …ve… hakkında denetimle yükümlü kamu görevlisinin zimmet suçunun işlenmesine kasten göz yumması suçundan kurulan mahkumiyet hükümlerine yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;

Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine,

Ancak;

İdari soruşturma ve bilirkişi raporlarına, tanık anlatımlarına, savunmaya ve tüm dosya kapsamına göre,…Bakanlığı Mahalli İdareler Kontrolörünün yaptığı denetim sonucunda Belediyede tahsildar olan …‘un tahsil ettiği gelirlerin bir kısmını kullanıp belediye hesaplarına geç yatırmak, bir kısmını ise hiç yatırmamak suretiyle zimmet suçunu işlediği anlaşılmış ise de, işlemleri denetlemekle görevli sanıklar Belediye Başkanı…. ile…Hizmetler Müdür Vekili…‘ın zimmet eylemine kasten göz yumduklarını gösteren mahkumiyetlerine yeterli somut, tarafsız ve kesin kanıtın bulunmadığı, sabit olan tahsilat ve harcama işlemlerini denetlememe fiillerinin TCK’nın 251/2. maddesine uyan denetim görevini ihmal ederek zimmet suçunun işlenmesine imkan sağlama suçunu oluşturduğu ve hükmün gerekçesinde de eylem bu şekilde nitelendirildiği halde, zimmet suçunun işlendiğini bildiklerine ve kasten göz yumduklarına ilişkin deliller karar yerinde açıklanmadan, çelişkili ve yetersiz gerekçelerle TCK’nın 251/1. maddesi yollaması ile zimmet suçundan cezalandırılmalarına karar verilmesi,

Kabule göre de;

TCK’nın 53. maddesinin uygulanması ile ilgili olarak hükümden sonra verilen Anayasa Mahkemesinin 08/10/2015 tarih ve E. 2014/140; K. 2015/85 sayılı iptal kararının gözetilememesi,

Suçun 5237 sayılı Yasanın 53/1-a maddesindeki hak ve yetkinin kötüye kullanılması suretiyle işlendiğinin kabul edilmesine rağmen sanıklar hakkında aynı Yasanın 53/5. maddesinin uygulanmaması,

Kanuna aykırı, sanıklar müdafiilerin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi de gözetilerek CMUK’nın 321 ve 326/son maddeleri uyarınca BOZULMASINA, 25/04/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.


YARGITAY 5. CEZA DAİRESİ Esas : 2013/6238 Karar : 2014/13383 Tarih : 31.12.2014

  • TCK 251. Madde

  • Denetim Görevinin İhmali Suçu

Sanık M.. İ.. hakkında kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik temyiz isteminin incelenmesinde;

Zimmet eyleminin bir suç işleme kararının icrası kapsamında ve değişik tarihlerde işlendiği anlaşılmasına rağmen sanık hakkında TCK’nın 43/1. maddesinin uygulanmaması aleyhe temyiz olmadığından bozma nedeni sayılmamış, yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre sair temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

Ancak;

Dairemizce de benimsenen Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 16/12/2008 gün ve 2008/146-235 sayılı Kararına göre mağdurun belli olması ve maddi menfaatin suçun mağduruna iade edilebileceği durumlarda zimmetin maddi konusunu oluşturan değerlerin müsaderesine karar verilemeyeceği gözetilmeden 19.175 TL’nin TCK’nın 55/1. maddesi gereğince müsaderesine hükmedilmesi,

Kanuna aykırı, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan, hükmün 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi de gözetilerek CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak bu hususun yeniden duruşma yapılmaksızın aynı Kanunun 322. maddesine göre düzeltilmesi mümkün bulunduğundan, hüküm fıkrasının müsadereye ilişkin 3 nolu bendinin tümüyle çıkarılması suretiyle sair yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA,

Sanık S.. Y.. hakkında kurulan hükme yönelik temyiz isteminin incelenmesinde ise;

Suça konu teşkil eden tüm çeklerin bankadan M.. İ.. tarafından tahsil edildiği, bu kişinin paraları teslim ettiğine ilişkin savunmasının belediye başkanı ve makam şoförünün anlatımlarına göre doğrulanmadığı, buna bağlı olarak sanık Sedat’ın zimmet eylemine fail veya şerik şeklinde iştirak ettiği yönünde delil elde edilemediği, ancak belediyenin muhasebe sorumlusu olan bu sanığın Murat’ın Sigorta primleri için tahsil ettiği paraları bu kuruma yatırmadığı hususunu rutin bir denetimle tespitinin mümkün olması karşısında eyleminin TCK’nın 251/2. maddesi kapsamında denetim görevinin ihmaliyle zimmete neden olma şeklinde kabulü gerektiği nazara alınmadan yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde zimmete azmettirmeden mahkumiyetine karar verilmesi,

Kabule göre de;

Zimmet eylemini bir suç işleme kararının icrası kapsamında ve değişik tarihlerde işlediği anlaşılan sanık hakkında TCK’nın 43/1. maddesinin uygulanmaması,

Dairemizce de benimsenen Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 16/12/2008 gün ve 2008/146-235 sayılı Kararına göre mağdurun belli olması ve maddi menfaatin suçun mağduruna iade edilebileceği durumlarda zimmetin maddi konusunu oluşturan değerlerin müsaderesine karar verilemeyeceği gözetilmeden 19.175 TL’nin TCK’nın 55/1. maddesi gereğince müsaderesine hükmedilmesi,

Kanuna aykırı, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan, hükmün 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi de gözetilerek CMUK’nın 321 ve 326/son maddeleri uyarınca BOZULMASINA, 31/12/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.


YARGITAY 5. CEZA DAİRESİ Esas : 2013/7995 Karar : 2014/3318 Tarih : 25.03.2014

  • TCK 251. Madde

  • Denetim Görevinin İhmali Suçu

Sanıklar B.. İ.., Ö.. K.. ve Z.. K.. hakkında verilen beraet hükümlerinin incelenmesinde;

Sanıklara yüklenen görevi kötüye kullanma, zimmete neden olma suçları için 765 sayılı TCK’nın 203, 240. maddelerinde öngörülen cezaların tür ve tutarına nazaran aynı Kanunun 102/4 ve 104/2. maddelerinde belirlenen 7 yıl 6 aylık asli ve ilave zamanaşımına tabi olduğu, sanıkların K.. M..’ndeki görevlerinin sona erdiği tarihler olan 18/10/2004, 22/02/2005 ve 16/05/2005 ile inceleme günü arasında bu sürelerin gerçekleştiği anlaşıldığından 5237 sayılı TCK’nın 7/2 ile 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gözetilmek suretiyle hükümlerin CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden sanıklar hakkında açılan kamu davalarının aynı Yasanın 322 ve 5271 sayılı CMK’nın 223/8. maddeleri uyarınca zamanaşımı sebebiyle DÜŞMESİNE,

Sanıklar S.. Ö.. ve M.. E.. hakkında verilen beraet hükümlerinin temyiz incelemesinde;

Delilleri takdir ve gerekçesi gösterilmek suretiyle verilen beraet hükümleri usul ve kanuna uygun olduğundan yerinde görülmeyen O yer Cumhuriyet Savcısı ve katılan vekilinin temyiz itirazlarının reddiyle hükümlerin ONANMASINA,

Sanıklar M.. Ç.. ve M.. T.. hakkında kurulan mahkumiyet hükümlerinin temyiz incelemesinde;

5237 sayılı TCK’nın 212. maddesi uyarınca zincirleme biçimde kamu görevlisinin resmi belgede sahteciliği fiilinden dolayı sanıklar hakkında zamanaşımı süresi içinde mahallinde yasal işlem yapılması ve M.. Ç.. adına kayıtlı araç hakkında soruşturma aşamasında konulan tedbirin kaldırılması yönünden mahkemece karar verilmesi mümkün görülmüştür.

Sanıkların dosyaya yansıyan kastları, M.. Ç..’ın muhasebeci olarak görev yaptığı K.. M.. tarafından kurumun her türlü muhasebe işlemini yapmak üzere görevlendirilmiş ve tek başına çek keşide etmekle yetkilendirilmiş olması, M.. T..’nin mutemet ünvanıyla görev yapması karşısında sanıkların görevleri nedeniyle kendilerine tevdii edilen kurum paraları üzerinde koruma ve gözetim yükümlülüklerinin de bulunduğu, keza Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü Taşra Teşkilatı Bütçe, İhale, Muhasebe, Bilet ve Ayniyat Yönetmeliğinin suç tarihlerinde yürürlülükte bulunan 12. maddesi uyarınca M.. Ç..’ın gelirlerin zamanında ve usulüne uygun olarak takip, tahakkuk ve tahsilinden il müdürü ve ilgili şube müdürü ile birlikte müteselsilen sorumlu olduğu, sanıkların ilgili hesaplara yatırılması gereken gelir vergisi kesintileri ve maç hasılatlarını mal edinmeleri ayrıca tahakkuk eden bazı ücretleri hak sahiplerine ödememeleri, mutemet makbuzlarıyla tahsil edilen paraların ilgili yerlere aktarılmaması, daha önce avans alan üç işçinin kapatma işlemi için verdiği 900 TL’nin kurum kayıtlarına yatırılmayarak M..Ç..’ın uhdesinde tutulması gibi eylemlerinin bir kısmının kurum dışı araştırmayla ortaya çıkarılabilmesi karşısında zincirleme nitelikli zimmet suçunu oluşturduğu, tahakkuk ettirilen fahri antrenörlük ücretlerinin bir kısmının mal edinilmesi fiilinin de bu eylemlerin teselsülü içinde yer aldığı anlaşılmakla tebliğnamedeki bozma düşüncesine iştirak edilmemiştir.

Delillerle iddia ve savunma duruşma göz önünde tutularak tahlil ve takdir edilmiş sübutu kabul olunan fiillerin unsurlarına uygun şekilde tavsif ve tatbikatı yapılmış bulunduğundan yerinde görülmeyen O yer Cumhuriyet Savcısı, katılan vekili ve sanıklar müdafiilerinin temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükümlerin ONANMASINA,

Sanıklar S.. Ö.., M.. Ç.. ve T.. K.. hakkında kurulan beraet hükümlerinin temyiz incelemesine gelince;

Sanık savunmaları, tanık beyanları, katılan kurum müfettişleri tarafından düzenlenen soruşturma raporu, resmi yazı ve belgeler ile tüm dosya içeriğine nazaran K.. M..’nde il müdürü ve muhasebeden sorumlu şube müdürü olarak görev yapan sanıkların emirleri altında görev yapan M.. Ç.. ve M.. T..’nin yürüttüğü işlemleri hiç denetlememek ve imzalarına sunulan muhasebe evrakı üzerinde gerekli incelemeleri yapmamak suretiyle uzunca bir zaman dilimine yayılan bir kısmı nitelikli, bir kısmı basit zimmet vasfındaki fiillerin işlenmesine imkan sağladıkları sabit olduğu ve eylemlerine uyan 5237 sayılı TCK’nın 251/2. maddesi uyarınca ayrı ayrı cezalandırılmaları gerektiği halde dosya kapsamı ile oluşa uygun düşmeyen gerekçeler ve yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde beraet kararları verilmesi,

Kanuna aykırı, O yer Cumhuriyet Savcısının ve katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden hükümlerin 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi de gözetilerek CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 25/03/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.


YARGITAY 5. CEZA DAİRESİ Esas : 2012/14232 Karar : 2014/3240 Tarih : 20.03.2014

  • TCK 251. Madde

  • Denetim Görevinin İhmali Suçu

Sanık F.. Ş.. hakkında zimmet suçundan kurulan mahkumiyet hükmüne ilişkin temyiz incelemesinde;

Olay tarihinde Havsa P.. P.. Müdürlüğünde veznedar olarak görev yapan sanığın eylemlerinin bir kısmını açığa çıkmamasını sağlamaya yönelik hileli davranışlarla işlediği anlaşılmasına rağmen TCK’nın 247/2. maddesinin uygulanmaması, P.. P.. Genel Müdürlüğünün ihbar yazısının 07/10/2009 tarihinde Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından kayda alındığı, zimmete konu miktardan 3.173,20 TL’nin ise 15/10/2009 tarihinde ödendiği nazara alınmadan TCK’nın 248/2. maddesi yerine aynı Kanunun 248/1. maddesi uyarınca etkin pişmanlık indirimi yapılması ve suçun TCK’nın 53/1-a maddesindeki hak ve yetkilerin kötüye kullanılması suretiyle işlenmesine karşın 53/5. maddesi uyarınca hak yoksunluğuna hükmedilmemesi aleyhe temyiz bulunmadığından bozma sebebi sayılmamış, yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre sair temyiz itirazları da yerinde görülmemiştir.

Ancak;

Yargıtay Ceza Genel Kurulunun Dairemizce de benimsenen 27/09/2011 gün ve 2011/3-167-2011/194 sayılı Kararında da açıklandığı üzere katılan P.. P.. Genel Müdürlüğünün sanığın mahkumiyetiyle sonuçlanan ceza davasında kendisini vekille temsil ettirmesine rağmen karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca lehine maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,

Kanuna aykırı, katılan P.. P.. Genel Müdürlüğü vekili ve sanık müdafiin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi de gözetilmek suretiyle CMUK’nın 321. maddesi gereğince BOZULMASINA, ancak bu hususun yeniden yargılama yapılmaksızın düzeltilmesi mümkün bulunduğundan aynı Yasanın 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanarak, hüküm fıkrasına “karar tarihindeki Avukatlık asgari ücret tarifesine göre hesaplanan 2400 TL maktu vekalet ücretinin sanıktan alınarak kendisini vekille temsil ettiren katılan P.. P.. Genel Müdürlüğüne verilmesine” ibaresinin eklenmesi suretiyle sair yönleri usul ve kanuna uygun olan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA,

S.. T.. hakkında denetim görevini ihmal ederek zimmete neden olma ve sahtecilik , S.. E.., N.. Ç.., H.. B.. hakkındaki görevi kötüye kullanma, M.. Ş.. ve F.. Ş.. hakkında görevi kötüye kullanma, resmi belgeyi gizleme ve resmi belgede sahtecilik suçlarından kurulan beraet hükümlerine ilişkin temyiz incelemesinde ise;

Dosya kapsamı, soruşturma raporu, alınan beyanlar ve olayın oluş biçimine göre suç tarihlerinde Havsa P.. P.. Müdür vekili olarak görev yapan sanık S.. T..’in mali sorumluluk ve kasa işlemleri yönergesine aykırı olarak günlük kasa sayımı ile ilgili görevini ihmal etmek suretiyle, sanık F.. Ş..’in bir kısmı basit şekilde gerçekleştirilen zimmet suçunu işlemesine imkan sağladığı anlaşılmakla, TCK’nın 251/2. maddesi uyarınca mahkumiyeti gerektiği gözetilmeden dosya kapsamı, oluşa uygun düşmeyen gerekçeler ve yanılgılı değerlendirme sonucu bu suçtan beraet kararı verilmesi,

Yine suç tarihlerinde Edirne P.. P.. Başmüdürü, muhasebe müdürü ve personel müdürü olarak görev yapan ve zimmet suçunu işleyen sanık Ferudun’un amiri konumunda olan sanıklar S.. E.., N.. Ç.., H.. B..’nın 26/05/2006 tarihinde yapılan denetimde Ferudun’un sorumluluğunda bulunan kasa açığının 21.996,62 TL olduğunu öğrenmelerine rağmen açığın 10.187,72 TL olduğuna ilişkin sonradan tutulan tutanağa istinaden işlem yapıp, olaydan adli mercileri haberdar etmeyerek bu kişinin uzunca bir süre soruşturulmamasına ve daha sonra tekrar zimmet fiilinin işlenmesine bağlı kamu zararına yol açmak suretiyle,

Edirne P.. P.. Başmüdürlüğünde muhasebe şefi olan sanık M.. Ş..’nun 26/05/2009 tarihinde Havsa P.. P.. müdürlüğünün olağan denetimini yaptığı sırada burada veznedar olarak görev yapan Ferudun’un 21.996,62 TL kasa açığını tespit ederek buna ilişkin aynı günlü tutanağı S.. T.. ve F.. Ş.. ile birlikte tanzim ettikleri, bir gün sonra Ferudun’un paranın bir kısmını ödemesi üzerine kalan kasa açığı 10.187,72 TL için yine 26/05/2009 tarihini taşıyan yeni bir tutanağı düzenleyerek işleme koydukları, önceki tutanağı Metin’in kişisel arşivinde sakladığı ve zimmet fiilinin yetkili adli makamlara ihbar edilmediği, böylece görevlerinin gereklerine aykırı hareket ederek F.. Ş..’in adli takibat yapılmamasına bağlı menfaat temini ve daha sonraki kamu zararına neden olmak suretiyle zincirleme şekilde görevi kötüye kullanma suçunu işledikleri, eylemlerde sahtecilik kastı bulunmamakla birlikte TCK’nın 257/1, 43/1. maddelerinde yer alan suç tipinin tüm unsurlarıyla oluştuğu anlaşılmasına karşın oluşa uygun düşmeyen yetersiz gerekçelerle yanılgılı hukuki değerlendirme sonucu beraet hükümleri kurulması,

Kanuna aykırı, katılanlar vekillerinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükümlerin 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gözetilerek CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 20/03/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.


YARGITAY 5. CEZA DAİRESİ Esas: 2013/7493 Karar: 2015/8470 Tarih: 18.03.2015

  • TCK 251. Madde

  • Denetim Görevinin İhmali Suçu

İddianamede yer alan, kooperatif tasfiye kurulu üyesi olan sanıkların yemek ve akaryakıt giderleriyle apartmandaki bir kısım dairelerde yapılan tadilat ve tamiratlara dair olan ve soruşturma aşamasında hazırlanan bilirkişi raporlarında şahsi ve kabul edilemeyecek gider olarak değerlendirilen 9.444,70-TL harcamada bulundukları isnadının sübutu halinde T.C.K.nın 247. maddesinde tanımlanan zimmet suçunu, bununla bağlantılı olarak kooperatif denetleme kurulu üyesi olan sanıklar S. Y. ve Z. K.’ya isnat eylemlerin ise 5237 Sayılı T.C.K.nın 251/2. maddesinde düzenlenen denetim görevinin ihmali suretiyle zimmete sebebiyet verme suçunu oluşturabileceği anlaşılmakla 5235 Sayılı Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile İlk Derece Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanun’un 12. maddesi uyarınca bu davaya dair delilleri takdir ve tartışmanın üst dereceli Ağır Ceza Mahkemesine ait olduğu nazara alınarak görevsizlik kararı verilmesi yerine yargılamaya devamla yazılı şekilde hükümler kurulması,

SONUÇ : Kanuna aykırı, katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden esası incelenmeyen hükümlerin 5320 Sayılı Kanunun 8/1. maddesi de gözetilerek C.M.U.K.nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, temyiz harcının istenmesi halinde iadesine, 18.03.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.


UYARI

Web sitemizdeki tüm makale ve içeriklerin telif hakkı Av. Baran Doğan’a aittir. Tüm makaleler hak sahipliğinin tescili amacıyla elektronik imzalı zaman damgalıdır. Sitemizdeki makalelerin kopyalanarak veya özetlenerek izinsiz bir şekilde başka web sitelerinde yayınlanması halinde hukuki ve cezai işlem yapılacaktır. Avukat meslektaşların makale içeriklerini dava dilekçelerinde kullanması serbesttir.

Makale Yazarlığı İçin

Avukat veya akademisyenler hukuk makalelerini özgeçmişleri ile birlikte yayımlanmak üzere avukatbd@gmail.com adresine gönderebilirler. Makale yazımında konu sınırlaması yoktur. Makalelerin uygulamaya yönelik bir perspektifle hazırlanması rica olunur.

Paylaş
RSS