0 212 652 15 44
Çalışma Saatlerimiz
Hafta İçi 09.00 - 18.00

Edimin İfasına Fesat Karıştırma Suçu

TCK Madde 236

(1) Kamu kurum veya kuruluşları, kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları, bunların iştirakiyle kurulmuş şirketler, bunların bünyesinde faaliyet icra eden vakıflar, kamu yararına çalışan dernekler ya da kooperatiflere karşı taahhüt altına girilen edimin ifasına fesat karıştıran kişi, üç yıldan yedi yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

(2) Aşağıdaki fiillerin hileli olarak yapılması halinde, edimin ifasına fesat karıştırılmış sayılır:

a) İhale kararında veya sözleşmede evsafı belirtilen maldan başka bir malın teslim veya kabul edilmesi.

b) İhale kararında veya sözleşmede belirtilen miktardan eksik malın teslim veya kabul edilmesi.

c) Edimin ihale kararında veya sözleşmede belirtilen sürede ifa edilmemesine rağmen, süresinde ifa edilmiş gibi kabul edilmesi.

d) Yapım ihalelerinde eserin veya kullanılan malzemenin şartname veya sözleşmesinde belirlenen şartlara, miktar veya niteliklere uygun olmamasına rağmen kabul edilmesi.

e) Hizmet niteliğindeki edimin, ihale kararında veya sözleşmede belirtilen şartlara göre verilmemesine veya eksik verilmesine rağmen verilmiş gibi kabul edilmesi.

(3) Edimin ifasına fesat karıştırma dolayısıyla menfaat temin eden görevli kişiler, ayrıca bu nedenle ilgili suç hükmüne göre cezalandırılırlar.



TCK Madde 236 Gerekçesi

Bu maddede, edimin ifasına fesat karıştırma suçu tanımlanmıştır.

Sözleşmenin imzalanmasıyla ihale süreci sona ermekte ve edimin ifası süreci başlamaktadır. Bu süreçte edimin ifasına fesat karıştırılması bağımsız bir suç olarak tanımlanmıştır.

Söz konusu suç, kamu kurum veya kuruluşları, kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları, bunların iştirakiyle kurulmuş şirketler, bunların bünyesinde faaliyet icra eden vakıflar, kamu yararına çalışan dernekler ya da kooperatiflere karşı taahhüt altına girilen edimin ifasına fesat karıştırmak suretiyle işlenebilir. Bu bakımdan söz konusu suçun uygulama alanı sadece kamu kurum veya kuruluşlarına karşı girişilen taahhütlerin yerine getirilmesiyle sınırlı tutulmamıştır.

Maddenin ikinci fıkrasında, edimin ifasına fesat karıştırma niteliğindeki hareketler sayılmıştır. Sayılan bütün bu hareketlerin ortak özelliği hileli davranışlar olmasıdır. Fıkra metninde beş bent olarak sayılan bu seçimlik hareketler yeterli açıklıkta tanımlandığı için, ayrıca izaha gerek görülmemiştir.

Maddenin üçüncü fıkrasına göre, edimin ifasına fesat karıştırma suçunun oluşabilmesi için, kamu görevlilerinin ve sair kişilerin bir menfaat temin etmiş olmaları gerekli değildir. Aksi takdirde, yani edimin ifasına fesat karıştırma dolayısıyla menfaat temin edilmiş olması hâlinde, ayrıca bu nedenle ilgili suç hükmüne göre ceza sorumluluğu cihetine gidilir.


TCK 236 (Edimin İfasına Fesat Karıştırma Suçu) Emsal Yargıtay Kararları


YARGITAY 5. CEZA DAİRESİ Esas : 2017/660 Karar : 2017/822 Tarih : 6.03.2017

  • TCK 236. Madde

  • Edimin İfasına Fesat Karıştırma Suçu

Dairemizce de benimsenen Ceza Genel Kurulunun süreklilik kazanmış uygulamalarına göre şeklen direnme kararı verilmiş olsa dahi;

a) Bozma kararı doğrultusunda işlem yapmak,

b) Bozma kararında tartışılması gereken hususları tartışmak,

c) Bozma sonrasında yapılan araştırma, inceleme ya da toplanan yeni delillere dayanmak,

d) İlk kararda yer almayan ve daire denetiminden geçmemiş olan yeni ve değişik gerekçe ile hüküm kurmak,

Suretiyle verilen hüküm özde direnme kararı olmayıp, bozmaya eylemli uyma sonucu verilen yeni bir hüküm niteliğinde olduğu, bu itibarla inceleme konusu dosyada; yerel mahkemece bozmadan önce ortada bir ihale olmadığı, doğrudan temin ile gerçekleştirilen alımlarda edimin ifasına fesat karıştırma suçunun oluşmayacağı belirtilmesine rağmen, bozmadan sonra, söz konusu kamelyanın taşınmasındaki zorluktan kaynaklı olarak belediyece teslim alınmadığı, hileli hareket bulunmadığı gibi ilk hükümde yer almayan yeni ve değişik gerekçelerle beraat kararı verildiği anlaşıldığından, yerel mahkemenin son uygulaması direnme kararı olmayıp, yeni hüküm niteliğinde bulunduğu gözetilerek esasın incelenmesine karar verildikten sonra gereği düşünüldü:

Dairemizin 01/10/2013 günlü bozma kararında da belirtildiği üzere; 5237 sayılı TCK’nın 236/2-b maddesinde ihale kararında veya sözleşmede belirtilen miktardan eksik malın teslim veya kabul edilmesi eyleminin suç olarak düzenlendiği, somut olayda da doğrudan temin yöntemiyle satın alınan bir adet kameriye teslim edilmediği halde edilmiş gibi Belediye Fen İşleri Müdür vekili olan sanık tarafından belge düzenlendiği ve 16/08/2006 tarihinde ödeme yapıldığının anlaşılması karşısında TCK’nın 212. maddesi hükmü de dikkate alındığında, yüklenen suçun tüm unsurlarıyla oluştuğu gözetilmeden dosya kapsamı ve oluşa uygun düşmeyen gerekçelerle yazılı şekilde beraat kararı verilmesi,

Kanuna aykırı, katılan Hazine vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden hükmün 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi de gözetilerek CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 06/03/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.


YARGITAY 21. CEZA DAİRESİ Esas : 2015/8481 Karar : 2016/7539 Tarih : 5.12.2016

  • TCK 236. Madde

  • Edimin İfasına Fesat Karıştırma Suçu

I-Tüm sanıklar yönünden edimin ifasına fesat karıştırma suçundan kurulan beraat hükmünün bozulmasına yönelik Cumhuriyet savcısının ve vekalet ücreti istemi ile sınırlı olarak hükmü temyiz ettiği anlaşılan sanık … müdafiinin itirazlarının incelenmesinde ;

5237 sayılı TCK`nın 236. maddesinde edimin ifasına fesat karıştırma halleri yasa koyucu tarafından tahdidi olarak sayılmış olup, maddede sayılan seçimlik hareketlerin ya da faillik durumunun genişletilmesinin anılan Yasanın 2. maddesindeki kanunilik ilkesine aykırılık teşkil edeceği cihetle; TCK 236 maddesinde yer alan suçun failinin “belirtilen niteliklere uygun olmadan yapılmış eseri kabul eden” kamu görevlisi olduğu , somut olayda ise ihaleye konu işin kabulünün kamu görevlisi olan sanıklar tarafından yapılmamış olduğundan özgü suç niteliğindeki suça diğer sanıkların da iştirakinin mümkün olamayacağı anlaşılmakla, atılı suçun unsurlarının oluşmadığına dair mahkemenin kabul ve uygulamasında bir isabetsizlik görülmediğinden tebliğnamedeki eksik inceleme sonucu sanıkların atılı suçtan beraatine karar verildiğine ilişen bozma düşüncesine iştirak olunmamıştır .

Yüklenen suçun yasal unsurları itibariyle oluşmadığı mahkemece dosya içeriğine uygun şekilde gerekçeleri gösterilerek kabul ve takdir kılınmış olduğundan Sanık … müdafii ve Cumhuriyet savcısının yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA,

II-Yasal koşulları bulunmadığından sanık müdafilerinin duruşmalı inceleme taleplerinin 5320 sayılı Yasa’nın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK`nun 318. maddesi uyarınca reddine karar verilip incelenerek gereği görüşüldü:

Cumhuriyet savcısı, sanıklar …, …..ve …müdafileri ile sanık …`in sanıklar hakkında “kamu görevlisinin resmi belgede sahteciliği” suçundan verilen mahkumiyet hükmüne yönelen temyiz itirazlarının incelenmesinde;

…. Ltd Şti yetkilisi olan sanık …, … … … görev yapan sanıklar … ve … ile müşavir firma yetkilisi …‘nın projede yer almayan imalatların yapılmasına, keza bir kısım imalatların hiç uygulanmamasına rağmen uygulanmış gibi gösterilmesine ve ayrıca bir kısım imalatlara yüksek metraj belirlemek suretiyle gerçeğe aykırı sahte hakediş raporları düzenleyerek sahtecilik suçunu işlediklerinin iddia ve kabul olunduğu kamu davasında; sanıkların atılı suçlamayı reddederek 4734 sayılı yasa gereği, anahtar teslim götürü bedelli bir sözleşme niteliğinde olan işle ilgili davaya konu hakediş ödemelerinin ilerleme yüzdelerine göre yapıldığından imalat ve metrajın mevzuat gereği hakediş raporlarında yer almadığını, karara dayanak yapılan bilirkişi raporlarının ise bu hususlar dikkate alınmaksızın metraj hesaplaması yapılarak hatalı tanzim edildiğini savunmaları; kovuşturma aşamasında gerçeğe aykırı olduğu iddia edilen hakediş raporlarının mahiyeti ve oluşan kamu zararının tespiti için bilirkişi raporu aldırılmadığı ve soruşturma aşamasında alınan bilirkişi raporunun hükme esas alındığı; dosya arasında suça konu onarım işine dair Asliye Hukuk mahkemesinde açılan hukuk dava dosyaları ve bu yargılamalar sırasında alınan birden çok bilirkişi raporu bulunduğu, bilirkişi raporlarının incelenmesinde ise;….Asliye hukuk mahkemesinin…E. Sayılı dosyasında restorasyon uzmanlarınca düzenlenen 05.04.2012 tarihli,… Cmhuriyet Başsavcılığınca Sayıştay uzman denetçisi, inşaat yüksek mühendisi ve işletme uzmanına düzenlettirilen 11.09.2009 tarihli bilirkişi raporlarında hükümle çelişki yaratacak şekilde “sebebiyet verilen kamu zararından İdare de görev yapan teknik elemanların sorumlu olmadığı” ve “yapılan işlerin sözleşme ve mahal listesine ve projesine uygun olarak yapılıp yapılmadığı hususunda; sözleşme ve mahal listesine ve projesine uymayan ters ve aykırı iş görülmediği”ne dair kanaat bildirilmiş olduğu anlaşılmakla; öncelikle gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek şekilde belirlenmesi ve sanıkların hukuki durumlarının takdiri açısından; uzman bilirkişiler aracılığıyla mahallinde keşif yapılarak, ihale edilen işin mevcut ihale usulü olan anahtar teslim götürü usulü mevzuatı çerçevesinde işlerin sözleşmeye, mahal listesine ve projesine uygun olarak yapılıp yapılmadığı, hakediş raporlarında yer almasına rağmen yapılmadığı veya eksik yapıldığı belirtilen işlerin olup olmadığı kesin suretle tespit edilerek, bir kısım işlerin hiç yapılmadığı veya eksik yapıldığının tespit edilmesi halinde bunlardan hangi sanığın ne suretle sorumlu olduğu belirlendikten sonra, sanıkların zarar vermek bilinç ve iradesiyle ve sahtecilik kastıyla hareket ettiklerinin kabulü halinde eylemlerinin aldatma kabiliyetinin olup olmadığı da değerlendirilerek eylemin kamu görevlisinin resmi belgede sahtecilik suçunu; aksi halde eylemin kamu görevlisi olan sanıklar … ve …. yönünden 5237 sayılı Kanun’un 257. maddesi kapsamında görevi kötüye kullanma suçunu, sanıklar… ve …`nin eyleminin ise TCK.nun 40/2. maddesi kapsamında bu suça yardım eden olarak katılmaktan ibaret olup olmadığı karar yerinde tartışılıp, sonucuna göre karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, bilirkişi raporları arasındaki çelişki de giderilmeksizin, savcılık aşamasında alınan bilirkişi heyetinin raporu ile yetinilerek eksik inceleme ve araştırma sonucu yazılı şekilde karar verilmesi yasaya aykırı olup;

Kabule göre de;

1- Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 21.02.2012 gün ve 486/54 sayılı kararında açıklandığı üzere 22.09.2010 günlü celsede hazır bulunan sanıklar ve müdafilerinden katılma talebine karşı diyecekleri sorulmadan istemin kabulüne karar verilmesi yasaya aykırı ;

2-T.C. Anayasa Mahkemesi`nin, TCK’nın 53. maddesine ilişkin olan, 2014/140 esas ve 2015/85 karar sayılı iptal kararının 24.11.2015 gün ve 29542 sayılı Resmi Gazetede yayımlanmış olmasından kaynaklanan zorunluluk,

Bozmayı gerektirmiş, Cumhuriyet savcısı, sanıklar……..müdafileri ile sanık …`in temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 05.12.2016 gününde oybirliği ile karar verildi.


YARGITAY 5. CEZA DAİRESİ Esas : 2013/1905 Karar : 2014/6101 Tarih : 4.06.2014

  • TCK 236. Madde

  • Edimin İfasına Fesat Karıştırma Suçu

Her ne kadar yapılan yargılama sonucunda Sanayi ve Ticaret Bakanlığına bağlı KOSGEB kurumunun hizmet alımı niteliğindeki araç kiralama ihalesini kazanarak kurumla sözleşme imzalayan firmanın yetkili müdürü olan sanığın sözleşme ve ihale şartlarına aykırı biçimde kilometre saatleri ile oynanıp 50.000 km`den fazla yol yapmış araçları bu miktarın altında yol yapmış şeklinde göstererek Kuruma teslim ettiği gerekçesiyle edimin ifasına fesat karıştırmak suçundan mahkumiyetine karar verilmişse de;

TCK’nın 236. maddesinde edimin ifasına fesat karıştırma halleri yasa koyucu tarafından tahdidi olarak sayılmış olup, maddede sayılan seçimlik hareketlerin ya da faillik durumunun genişletilmesinin anılan Yasanın 2. maddesindeki kanunilik ilkesine aykırılık teşkil edeceğinde bir kuşku bulunmadığı, hizmet niteliğindeki edimin ifasına fesat karıştırılmasını düzenleyen TCK`nın 236/2. fıkranın e bendindeki “Hizmet niteliğindeki edimin, ihale kararında veya sözleşmede belirtilen şartlara göre verilmemesine veya eksik verilmesine rağmen verilmiş gibi kabul edilmesi” şeklindeki düzenleme içeriğine göre bu suçun failinin ancak hizmetin kabulüyle sorumlu görevliler olabileceği,

ilgili kurumda görevli olmayan sanığın eyleminin ise suça konu olayda görevlilerin kandırılarak içeriği itibarıyla sahte araç teslim tutanaklarının düzenlenmesini sağlamak olduğu ve TCK`nın 204/1 ve 43. maddelerine uyan zincirleme biçimde sahtecilik suçunu oluşturacağı gözetilmeksizin yanılgılı hukuki değerlendirmeyle edimin ifasına fesat karıştırma suçundan mahkumiyet hükmü kurulması,

Kanuna aykırı, sanık müdafiin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden hükmün ( BOZULMASINA ) , oybirliğiyle karar verildi.


YARGITAY 5. CEZA DAİRESİ Esas : 2014/4395 Karar : 2014/5995 Tarih : 2.06.2014

  • TCK 236. Madde

  • Edimin İfasına Fesat Karıştırma Suçu

Dosyada yer alan 11/06/2008 tarihli raporda “mahallinde yapılan inceleme neticesinde 1. maddede belirtilen taş duvar yapım işinde 6.453,65 TL fazla ödeme yapıldığı, ancak müdürlüğümüze intikal eden hesap ve dosyalarda bu işin hesabının yapılmadığı (kesin hesap fişinin olmadığı), yapılan ödemelerin hakediş raporuyla ödendiği, raporumuzda belirtilen fazla ödemenin kesin hesap yapılmasında dikkate alınarak kesilmesi gerektiğine” görüşüne yer verilmesine rağmen;

mahkemece suça konu teşkil eden Trabzon-Düzköy Alazlı köy yolu sanat yapısı taş duvar yapım işinin kesin kabulüyle kesin hesabının yapılıp yapılmadığının, fazla ödendiği belirtilen miktarın kesin hesap yapılması sırasında dikkate alınarak mahsuba tabi tutulup tutulmadığının araştırılmasından sonra görevi kötüye kullanma ve kamu görevlisinin belgede sahteciliği ile bu fiillere iştirak suçları üzerinde durularak sanıkların hukuki durumlarının tayin ve takdiri gerektiği gözetilmeden; eksik inceleme ve yetersiz gerekçelerle yazılı şekilde mahkumiyet kararları verilmesi:

5237 sayılı TCK`nın 236. maddesinde edimin ifasına fesat karıştırma halleri yasa koyucu tarafından tahdidi olarak sayılmış olup, maddede sayılan seçimlik hareketlerin ya da faillik durumunun genişletilmesinin anılan Yasanın 2. maddesindeki kanunilik ilkesine aykırılık teşkil edeceğinde bir kuşku bulunmadığı, her ne kadar bir kısım öğretide özgü suç olarak kabul edilmese de madde metni gerekçesiyle birlikte incelendiğinde; 2. fıkranın “a” ve “b” bentlerinde yüklenici konumundaki kişiler ve temsilcileri ile edimin ifası sürecinde görev alan ilgili kamu görevlilerinin, “c”, “d” ve “e” bentlerinde ise edimin ifası sürecinde görev alan ilgili kamu görevlilerinin suçun faili olabileceği, dolayısıyla söz konusu suçun özel faillik niteliği taşıyan kimselerce işlenebileceğinde bir tereddüt bulunmadığının kabulü gerektiği;

5237 sayılı TCK’nın 40/2. maddesine göre özgü suç niteliğinde olan ve aynı Kanunun 236/2-d maddesi uyarınca edimin ifası sürecinde görev alan kamu görevlisi tarafından işlenebilen edimin ifasına fesat karıştırma suçuna iştirak eden diğer kişilerin ancak azmettiren veya yardım eden olarak sorumlu tutulabilecekleri dikkate alınmadan yüklenici olan sanık Erdoğan Bayrak’ın yazılı şekilde fail olarak cezalandırılması yoluna gidilmesi, Suçu 5237 sayılı Yasanın 53/1-a maddesinde belirtilen hak ve yetkiyi kötüye kullanmak suretiyle işlediği kabul edilen sanık Cem Kenan Albayrak hakkında aynı Kanunun 53/5. maddesi uyarınca hak yoksunluğuna hükedilmemesi, Sanıkların eylemleri sabit görülerek mahkumiyetlerine karar verilmesine rağmen hükümde TCK’nın 236. maddesinin hangi fıkrasına aykırı davrandıkları hususuna yer verilmemesi suretiyle CMK`nın 232/6. maddesine muhalefet edilmesi,

Kanuna aykırı ve sanıklar müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi de gözetilerek CMUK`nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, oybirliğiyle karar verildi.


YARGITAY 5. CEZA DAİRESİ Esas : 2014/2574 Karar : 2014/5860 Tarih : 28.05.2014

  • TCK 236. Madde

  • Edimin İfasına Fesat Karıştırma Suçu

Van Emniyet Müdürlüğünce ihalesi yapılan Çaldıran ilçesi öğrenci pansiyonu yapım ihalesi sonucunda 30/11/2006 tarihli yapım işlerine ait sözleşmeyi imzalayarak inşaatın yapımına başlayan firmanın yetkilisi sanıklar Celal Yalvaç ve Ziya Bedirhanoğlu ile inşaatta kullanılacak malzemeleri temin eden Mehmet Sabri Akdemir`in, teknik şartname ve projeye aykırı olarak inşaatta eksik çimento ve malzeme kullanmak suretiyle edimin ifasına fesat karıştırdıkları iddiasıyla açılan kamu davasında:

İhale konusu edimin yapım işlerine ilişkin olması nedeniyle sanıkların eylemlerinin TCK’nın 236/2-d maddesi kapsamında değerlendirilmesi gerektiği, ancak; 5237 sayılı TCK’nın 236. maddesinde edimin ifasına fesat karıştırma halleri yasa koyucu tarafından tahdidi olarak sayılmış olup, maddede sayılan seçimlik hareketlerin ya da faillik durumunun genişletilmesinin anılan Yasanın 2. maddesindeki kanunilik ilkesine aykırılık teşkil edeceğinde bir kuşku bulunmadığından, her ne kadar bir kısım öğretide özgü suç olarak kabul edilmese de madde metni gerekçesiyle birlikte incelendiğinde; 2. fıkranın “a” ve “b” bentlerinde yüklenici konumundaki kişiler ve temsilcileri ile edimin ifası sürecinde görev alan ilgili kamu görevlilerinin, “c”, “d” ve “e” bentlerinde ise edimin ifası sürecinde görev alan ilgili kamu görevlilerinin suçun faili olabileceğinden, dolayısıyla söz konusu suçun özel faillik niteliği taşıyan kimselerce işlenebileceğinde bir tereddüt bulunmadığının kabulü gerektiğinden, 5237 sayılı TCK’nın 40/2. maddesine göre özgü suç niteliğinde olan ve TCK`nın 236/2-d maddesi uyarınca edimin ifası sürecinde görev alan kamu görevlisi tarafından işlenebilen edimin ifasına fesat karıştırma suçuna iştirak eden diğer kişilerin azmettiren veya yardım eden olarak sorumlu tutulabilecekleri,

somut olayda ise kamu görevlileri hakkında açılmış bir dava bulunmadığı, suçun adli birimlere intikalinden önce 04/07/2007 tarihinde inşaatta denetim yapan kontrol görevlilerince tespit edilen bir kısım usulsüzlüklere dair sunulan rapor ve inşaattan alınan beton numunesinin analizi sonucunda Bayındırlık İl Müdürlüğünce inşaatın durdurulmasına karar verilmesi nedeniyle kamu görevlilerinin hukuka aykırı bir eylemlerinin de tespit edilemediği, faili olmayan suçta şerikliğin de mümkün olamayacağı nazara alınarak sanıkların beraetleri yerine, yanılgılı değerlendirmeyle yazılı şekilde mahkumiyet kararları verilmesi,

Kabule göre de; Sanıkların eylemlerinin 5237 sayılı TCK’nın 236. maddesinin 2. fıkrasının hangi bendi kapsamında değerlendirildiğinin hükümde gösterilmemesi suretiyle CMK`nın 232/6. maddesine muhalefet edilmesi,

Kanuna aykırı, sanıklar müdafiileri ve sanığın temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin ( BOZULMASINA ), oybirliğiyle karar verildi.


YARGITAY 5. CEZA DAİRESİ Esas : 2012/3921 Karar : 2012/9472 Tarih : 26.09.2012

  • TCK 236. Madde

  • Edimin İfasına Fesat Karıştırma Suçu

Sanıklar Sevda, Yüksel, Adnan, Cevdet, Fuat, Aşkın, Aydın, Şadiye, Nesrin, Tolga, Nidai, Özer ve Mustafa haklarında kurulan beraet hükümlerine yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;

Sanıkların eylemleri sabit görülmeyerek beraetlerine karar verilmesine rağmen hükümde CMK’nın 223/2-e maddesine yer verilmeyerek CMK`nın 232/6. maddesine muhalefet edilmiş ise de, anılan noksanlık sonuca etkili görülmemiştir.

Delilleri takdir ve gerekçesi gösterilmek suretiyle verilen beraet hükümleri usul ve kanuna uygun olduğundan yerinde görülmeyen katılan vekilinin temyiz itirazlarının reddiyle hükümlerin ONANMASINA,

Sanık Murat hakkında ihaleye fesat karıştırma, sanıklar Hamza, Neşe, Nurhan, Fatih, Ziyamet ve Ummuhan haklarında ise 24.01.2006 ve 27.02.2006 tarihlerinde K… Devlet Hastanesi`nde pazarlık usulü ile gerçekleştirilen çamaşır yıkama… ihalelerine ilişkin olarak görevi ihmal suçlarından kurulan ceza verilmesine yer olmadığına ilişkin hükümlere yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;

24.01.2006 tarihinde K… Devlet Hastanesi’nde pazarlık usulü ile gerçekleşen 2006 mali yılı çamaşır yıkama, kalorifer kazanlarını yakma ve teknik hizmetler, kapı güvenliği, terzihane ve bahçıvanlık hizmetleri ihalesinde ihale sürecinde görevli olan kamu görevlisi sanıklar Fatih, Neşe, Ummuhan, Ziyamet ve Hamza’nın görevlerini ihmal ettikleri, 27.02.2006 tarihinde K… Devlet Hastanesi’nde pazarlık usulü ile gerçekleşen çamaşır yıkama, kalorifer kazanlarını yakma ve teknik hizmetler, kapı güvenliği, terzihane ve bahçe hizmetleri ihalesinde de ihale sürecinde görevli olan kamu görevlisi sanıklar Fatih, Neşe, Ummuhan, Ziyamet, Nurhan ve Hamza’nın görevlerini ihmal ettikleri kabul edildiği halde adı geçen sanıklar haklarında görevi ihmal suçundan ceza verilmesine yer olmadığına, sanık Murat hakkında ise ihaleye fesat karıştırma suçundan ceza verilmesine yer olmadığına karar verilmiş ise de; Anayasa’nın 141, 5271 sayılı CMK’nın 34, 230 ve 289/1-g maddeleri uyarınca mahkeme kararlarının sanıkları, katılanı, C.Savcısını ve herkesi tatmin edecek, Yargıtay denetimine olanak verecek biçimde olması gerektiği nazara alınarak, Yargıtay’ın gerekçelerde tutarlılık denetimi yapması ve bu açılardan mantıksal ve hukuksal bütünlüğün sağlanması için kararın dayandığı tüm verilerin, bu veriler konusunda mahkemenin ulaştığı sonuçların, iddia, savunma ve tanık anlatımlarına ilişkin değerlendirmelerin açık olarak gerekçeye yansıtılması ilkelerine uyulmadan, CMK`nın 230/3 ve 232/6. maddelerine de aykırı olarak, sanıklar haklarında yazılı şekilde gerekçeden yoksun olarak hüküm kurulması,

Sanıklar Fatih ve Gültekin haklarında kurulan beraet hükümlerine yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;

24.01.2006 tarihinde K… Devlet Hastanesi’nde pazarlık usulü ile gerçekleşen 2006 mali yılı çamaşır yıkama, kalorifer kazanlarını yakma ve teknik hizmetler, kapı güvenliği, terzihane ve bahçıvanlık hizmetleri ihalesinde ihale sürecinde görev alan kamu görevlisi sanıkların eylemleri görevi ihmal olarak kabul edildiği halde, aynı ihaleyle ilgili olarak hakkında ihaleye fesat karıştırmak suçundan dolayı dava açılan ve söz konusu ihalede ihale komisyon üyesi olarak görevli olan kamu görevlisi sanık Fatih ile 27.02.2006 tarihinde K… Devlet Hastanesi’nde pazarlık usulü ile gerçekleşen çamaşır yıkama, kalorifer kazanlarını yakma ve teknik hizmetler, kapı güvenliği, terzihane ve bahçe hizmetleri ihalesinde ihale sürecinde görev alan kamu görevlisi sanıkların eylemleri görevi ihmal olarak kabul edildiği halde, aynı ihaleyle ilgili olarak hakkında ihaleye fesat karıştırmak suçundan dolayı dava açılan ve söz konusu ihalede ihale komisyon üyesi olarak görevli olan kamu görevlisi sanık Gültekin haklarında CMK`nın 230/2 ve 232/6. maddelerine de aykırı olarak, yazılı şekilde gerekçeden yoksun olarak hüküm kurulması,

Sanıklar Halidun ve Songül haklarında ihaleye fesat karıştırma suçundan verilen beraet hükümlerine yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;

15.03.2006 tarihinde K… İl Sağlık Müdürlüğü’nde gerçekleştirilen 9 aylık veri girişi işi hizmet alımı ihalesinde, ihale üzerinde kalan, sanıklardan Halidun’un sahibi ve yetkilisi, diğer sanığın ise çalışanı olduğu Ö… Tem. Özel Güvenlik Teks. Gıda Yemek San. ve Tic. Ltd. Şti.’nin ihale dosyası içerisine koyduğu ve idari şartnamenin ilgili maddesinde istenilen İSO belgesinin (4734 sayılı Kamu İhale Yasası`nın 45. maddesinde belirtilen kapasite, araştırma geliştirme, standart ve kaliteye ilişkin belge )ihale tarihi itibariyle ve yasanın aradığı şartlara uygun olarak akredite edilip edilmediği, yine sözleşme aşamasında 10. madde taahhütnamesinde belirtilen firmanın ihale tarihi itibariyle kesinleşmiş sosyal güvenlik prim borcu bulunup bulunmadığı hususlarında, sanıklarca ibraz edilen belgelerin gerçeği yansıtıp yansıtmadığı araştırılıp değerlendirilerek, gerekirse bu hususlarda ilgili kurumlarla yazışma yapılıp bilirkişi raporu da aldırıldıktan sonra kanıtlar ve gerekçesi gösterilerek sanıkların hukuki durumlarının tayin ve takdiri yerine, eksik soruşturma ve gerekçesiz olarak yazılı şekilde hüküm kurulması,

Sanıklar Hamza, Neşe, Nurhan, Fatih, Ziyamet, Ummuhan ve Turgut haklarında ihaleye fesat karıştırma suçundan kurulan mahkumiyet hükümlerine yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;

K… Devlet Hastanesi tarafından 2006 mali yılı 10 aylık çamaşır yıkama, kalorifer kazanlarını yakma ve teknik hizmetler, terzihane, bahçıvanlık hizmetleri işi için açık usulde ihale yapılması kararı alındığı, ihale yetkilisi sanık Fatih’in ihale onay belgesini 26.01.2006’da imzaladıktan sonra ihalenin ilan edildiği, ihale tarihinin 24.02.2006 olarak belirlendiği, bu arada 09.02.2006 tarihinde yapılan zeyilname ile idari şartnamenin 7.2.1 ve 7.2.3 maddelerinde değişiklik yapıldığı, buna göre temizlik hizmetleri ibaresinin şartnameye eklendiği, şartnamenin 6 firma tarafından satın alındığı, ancak 4 firmanın ihaleye teklif verdiği, ihalenin yaklaşık maliyete göre en uygun teklifi veren sanıklardan Turgut`un hissedarı olduğu T… İnş. Elek. Tem. İlaç Hiz. Sist. Güv. Bak. Gıda Tic. ve Ltd. Şti. üzerinde bırakıldığı, buna ilişkin 16.03.2006 günlü ihale komisyonu kararının sanıklardan ihale komisyonu başkanı Neşe ile üyeler Hamza, Ummuhan, Ziyamet ve Nurhan tarafından imzalandıktan sonra ihale yetkilisi olan başhekim vekili sanık Fatih tarafından 20.03.2006 tarihinde onaylandığı, yüklenici ile sözleşmenin de 27.03.2006 günü imzalanmak suretiyle ihale sürecinin tamamlandığı dava konusu olayda, mahkemece zeyilname ile idari şartnamede yapılan değişikliğin ilan edilmeksizin ihale yapılarak rekabet ve katılımın engellendiği, T… temizlik firmasının ihaleye katılma koşullarını taşımadığı halde şartnamede değişiklik yapılarak bu firmanın ihaleye katılımının sağlandığı gerekçesiyle sanıkların atılı suçtan mahkumiyetlerine karar verilmiş ise de; davaya ve sanıkların mahkumiyetine konu olan ihale ile ilgili şartnamenin firmalarca zeyilname tarihinden sonra 15-17-23 ve 24.02.2006 tarihlerinde satın alınması, dolayısıyla idari şartnamede zeyilname ile yapılan değişiklikten şartname satın alan tüm firmaların haberdar olması, ihaleye yeterli katılımın bulunması, ihale ilanının 4.4, idari şartnamenin 7.3 maddelerinde “bu ihalede benzer iş olarak temizlik hizmetleri” ibaresinin bulunması ile inkara yönelik sanık savunmaları birlikte gözetilerek, idari şartnamenin 7.2.1 ve 7.2.3 maddelerinde zeyilname ile yapılan değişikliğin ilan edilmemesi ile bu maddelerde yapılan değişikliğin şartnamenin 7.2.2 maddesinde yapılmamasının idari bir işlem eksikliğinden mi kaynaklandığı yoksa bunun suçun kurucu unsurlarından olan hileli hareketlerden mi olduğu hususları sanıkların suç kasıtlarıyla birlikte tartışılıp değerlendirilmeden, yetersiz gerekçe ile yazılı şekilde hüküm kurulması,

Kabule göre de;

5237 sayılı TCK’nın 235. maddesinde ihaleye fesat karıştırma halleri yasa koyucu tarafından tahdidi olarak sayılmış olup, maddede sayılan seçimlik hareketlerin ya da faillik durumunun genişletilmesinin anılan Yasa’nın 2. maddesindeki kanunilik ilkesine aykırılık teşkil edeceğinde bir kuşku bulunmadığı, her ne kadar bir kısım öğretide özgü suç olarak kabul edilmese de madde metni gerekçesiyle birlikte incelendiğinde; 2. fıkranın “a” ve “b” bentlerinde sayılan hallerde ihale sürecinde görev alan ilgili kamu görevlileri, “d” bendinde belirtilen halde ise ihaleye katılan ya da katılmak isteyen kişilerin suçun faili olabileceği, dolayısıyla söz konusu suçun özel faillik niteliği taşıyan kimselerce işlenebileceğinde bir tereddüt bulunmadığının kabulü gerektiği, bu itibarla 5237 sayılı TCK’nın 40/2. maddesine göre özgü suç niteliğinde olan ve TCK’nın 235/2-(a-2 )maddesi uyarınca ihale sürecinde görev alan kamu görevlisi tarafından işlenebilen ihaleye fesat karıştırma suçuna iştirak eden diğer kişilerin azmettiren veya yardım eden olarak sorumlu tutulabilecekleri dikkate alınarak, kamu görevlisi olmayan sanık Turgut`un suça ne şekilde katıldığı karar yerinde tartışılıp gösterilmeksizin asli fail gibi cezalandırılması,

Sanıkların eylemleri sabit görülerek mahkumiyetlerine karar verilmesine rağmen hükümde 5237 sayılı TCK’nın 235/2-(a-2 )maddesi delaletiyle ibaresine yer verilmeyerek CMK`nın 232/6. maddesine muhalefet edilmesi,

Suçun 5237 sayılı TCK’nın 53/1-a maddesindeki yetkinin kötüye kullanılması suretiyle işlenmesine rağmen Turgut dışındaki sanıklar haklarında aynı Yasa`nın 53/5. madde ve fıkrası gereğince cezanın infazından sonra başlamak üzere, hükmolunan cezanın yarısından bir katına kadar bu hak ve yetkinin kullanılmasının yasaklanmasına karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,

Sanıklar Hamza, Neşe, Fatih ve Ziyamet haklarında 2003, 2004 ve 2005 yıllarına ilişkin olarak K… Devlet Hastanesi`nde gerçekleştirilen çamaşır yıkama… ihaleleriyle ilgili olarak görevi kötüye kullanma suçlarından kurulan ceza verilmesine yer olmadığına ilişkin hükümlere yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;

23.12.2002, 09.12.2003 ve 23.11.2004 tarihlerinde K… Devlet Hastanesi’nde gerçekleştirilen ve A… Özel Sağlık Hiz. Taah. ve Tic. Ltd. Şti.’nin uhdesinde kalan çamaşır yıkama, kalorifer kazanlarını yakma ve teknik hizmetler, kapı güvenliği, terzihane… hizmetleri ihalelerinde haklarında dava açılıp da, edimin ifasına fesat karıştırdığı kabul edilen sanık Murat’ın eylemleri nedeniyle, ihale muayene ve kabul komisyonu üyeleri oldukları için görevlerini kötüye kullandıkları kabul edilen sanıklar haklarında görevi kötüye kullanma suçundan ceza verilmesine yer olmadığına karar verilmiş ise de; Anayasa’nın 141, 5271 sayılı CMK’nın 34, 230 ve 289/1-g maddeleri uyarınca mahkeme kararlarının sanıkları, katılanı, C.Savcısını ve herkesi tatmin edecek, Yargıtay denetimine olanak verecek biçimde olması gerektiği nazara alınarak, Yargıtay’ın gerekçelerde tutarlılık denetimi yapması ve bu açılardan mantıksal ve hukuksal bütünlüğün sağlanması için kararın dayandığı tüm verilerin, bu veriler konusunda mahkemenin ulaştığı sonuçların, iddia, savunma ve tanık anlatımlarına ilişkin değerlendirmelerin açık olarak gerekçeye yansıtılması ilkelerine uyulmadan, sanıkların eylemleriyle Murat’ın eylemi arasında 5237 sayılı TCK’nın 37, 38, 39 ve 40. maddeleri yönünden bağlantı bulunup bulunmadığı da tartışılıp değerlendirilmeden, haklarında dava açılmayan bir kısım kamu görevlileri yönünden suç duyurusunda bulunulmak suretiyle ve CMK`nın 230/3 ve 232/6. maddelerine de aykırı olarak, sanıklar haklarında yazılı şekilde gerekçeden yoksun olarak hüküm kurulması,

Sanık Murat hakkında edimin ifasına fesat karıştırma suçundan kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde ise;

Sanığın, 03.12.1998-30.04.1999 tarihleri arasında 30 sermaye payı ile hissedarı olduğu A… Özel Sağlık Hiz. Taahhüt ve Tic. Ltd. Şti. adına özellikle bu tarihten sonra şirket adına aldığı vekaletname ile kamu kurumlarınca yapılan ihalelere ve bu süreçteki birtakım işlemlere katıldığı gerek savunmasından gerekse dosya içeriğinden anlaşılmakta ise de; hakkında dava konusu edilen ve söz konusu şirketin kazandığı K… Devlet Hastanesi`nin 2004 ve 2005 mali yıllarına ilişkin çamaşır yıkama, kalorifer kazanlarını yakma… ihalelerine ilişkin sözleşmelerde A… firması adına imzasının bulunmaması, sadece 2003 mali yılına ilişkin çamaşır yıkama, kalorifer kazanlarını yakma… ihalesine ilişkin sözleşmede firma adına imzasının bulunması ile dosya arasında mevcut hizmet işleri kabul tutanaklarında isminin geçmemesi karşısında, suç ve cezaların şahsiliği ilkesi de gözetilerek, hakkında dava konusu edilen ihalelere ilişkin olarak edimin ifası süreçlerine A… firması adına doğrudan veya dolaylı olarak katılıp katılmadığı, ihale dosyalarında mevcut hizmet işleri kabul tutanaklarında firma yetkilisi ibaresi altında bulunan şirket kaşesi üzerindeki imzaların sanığa ait olup olmadığı hususlarında sanık Murat ve bu tutanaklarda isim ve imzaları bulunan kamu görevlileri dinlenmek ve gerekirse imza incelemesi de yaptırılmak suretiyle sanığın hukuki durumunun tayin ve takdiri yerine, eksik soruşturma sonucu ve firma yetkilisi olduğundan bahisle yetersiz gerekçeyle atılı suçtan mahkumiyetine karar verilmesi,

Kabule göre de;

5237 sayılı TCK’nın 236. maddesinde edimin ifasına fesat karıştırma halleri yasa koyucu tarafından tahdidi olarak sayılmış olup, maddede sayılan seçimlik hareketlerin ya da faillik durumunun genişletilmesinin anılan Yasa’nın 2. maddesindeki kanunilik ilkesine aykırılık teşkil edeceğinde bir kuşku bulunmadığı, her ne kadar bir kısım öğretide özgü suç olarak kabul edilmese de madde metni gerekçesiyle birlikte incelendiğinde; 2. fıkranın “a” ve “b” bentlerinde yüklenici konumundaki kişiler ve temsilcileri ile edimin ifası sürecinde görev alan ilgili kamu görevlilerinin, “c”, “d” ve “e” bentlerinde ise edimin ifası sürecinde görev alan ilgili kamu görevlilerinin suçun faili olabileceği, dolayısıyla söz konusu suçun özel faillik niteliği taşıyan kimselerce işlenebileceğinde bir tereddüt bulunmadığının kabulü gerektiği, bu itibarla 5237 sayılı TCK’nın 40/2. maddesine göre özgü suç niteliğinde olan ve TCK’nın 236/2-e maddesi uyarınca ihale sürecinde görev alan kamu görevlisi tarafından işlenebilen edimin ifasına fesat karıştırma suçuna iştirak eden diğer kişilerin azmettiren veya yardım eden olarak sorumlu tutulabilecekleri dikkate alınarak, kamu görevlisi olmayan sanık Murat`ın suça ne şekilde katıldığı karar yerinde tartışılıp gösterilmeksizin asli fail gibi cezalandırılması,

Sanığın eylemleri sabit görülerek mahkumiyetine karar verilmesine rağmen hükümde 5237 sayılı TCK’nın 236/2-e maddesi delaletiyle ibaresine yer verilmeyerek CMK`nın 232/6. maddesine muhalefet edilmesi,

Kanuna aykırı, katılan vekili ile sanıklar Fatih, Turgut, Neşe, Ziyamet, Ummuhan, Hamza, Murat ve Nurhan müdafilerinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin 5320 sayılı Yasa’nın 8/1. maddesi de gözetilerek CMUK`nın 321. maddesi gereğince ( BOZULMASINA ), oybirliğiyle karar verildi.


YARGITAY 5. CEZA DAİRESİ Esas : 2012/3277 Karar : 2012/6769 Tarih : 13.06.2012

  • TCK 236. Madde

  • Edimin İfasına Fesat Karıştırma Suçu

Anayasa`nın 141, C.M.K.nın 34, 230, 232 ve 289/g maddelerinin amir hükümleri uyarınca hükmün gerekçesinde savunmada ileri sürülen görüşlere ve bunların değerlendirilmesine, her bir sanığın sabit görülen eylemlerinin neler olduğuna, hangi suça nerede ve nasıl katıldıklarına, suçların tüm unsurlarına, gerçekleşme biçimlerine ve nitelendirilmesine yer verilmesi, hükümlere esas alınan delillerin tahlil ve tartışması yapılarak, hangi kanıtla sebep bu sonuca varıldığının bütün iddialar bakımından ayrı ayrı ortaya konması, delillere itibar edilme veya edilmeme nedenlerinin vurgulanması, teselsül hükümlerinin uygulanmasını, cezaların artırılmasını veya indirilmesini gerektiren hususların belirtilmesi, maddi gerçeğin kanıtlara dayalı olarak tarafları inandıracak ve Yargıtay denetimine olanak verecek açıklıkta ifade edilmesi gerektiği gözetilmeden ve bu ilkelere uyulmadan yazılı biçimde yetersiz gerekçelerle mahkûmiyet ve beraat kararları verilmesi,

Kabule göre de:

İddianamelere ve hükmün içeriğine göre sanıklar M. A. K.. M.E.Ö., D. K., G. T., E.A.ve S.Ö.’in Çanakkale ilinde A… Petrol, K… Petrol, I… Petrol, V… Petrol, P… Petrol ve G… Petrol adı altında şirketler kurup kamu kurumlarının açtığı yakıt ihalelerine girdikleri, akrabalık ve ortaklık ilişkisi sebebiyle birbirlerinin personel, araç ve gereçlerini kullandıkları, sanık M. A. K.`un merkez Saraycık Köyünde yer üstü akaryakıt deposunun bulunduğu, yakıt ihalesini kazandıkları Çanakkale Devlet Hastanesi, Çanakkale 18 Mart Üniversitesi Fen ve Edebiyat Fakültesi ve Çan Termik Santraline yakıt teslimi sırasında diğer sanıkların yardımıyla rafineriden temin ettikleri yakıta daha ucuz maddeler katarak miktarını artırıp kalitesini düşürerek veya gerçekte teslim edilmediği halde teslim edilmiş gibi kantar fişi ve evrak düzenlettirerek niteliksiz veya noksan yakıt vermek suretiyle menfaat temin ederek nitelikli dolandırıcılık suçunu işledikleri iddia ve kabul edilmiş ise de: 5237 Sayılı T.C.K.nın 236/1. maddesinde kamu kurum ve kuruluşlarına karşı taahhüt altına girilen edimin ifasına fesat karıştırılmasının bağımsız suç olarak düzenlendiği, aynı maddenin 2/a-b bendinde “ ihale kararında veya sözleşmede evsafı belirtilen maldan başka malın veya belirtilen miktardan eksik malın teslimi veya kabul edilmesinin edimin ifasına fesat karıştırma sayıldığı, bu durumda sanıkların işlediği kabul edilen ihale şartnamesine aykırı olarak niteliksiz ve eksik yakıt teslim ve kabul etme fiillerinin edimin ifasına fesat karıştırma suçunu oluşturup oluşturmayacağı tartışılmadan yazılı biçimde nitelikli dolandırıcılıktan mahkûmiyetlerine karar verilmesi,

Hüküm fıkrasının 7/b, 8/b, 9/b ve 10. bentlerinde nitelikli dolandırıcılık suçlarına yardım ettikleri kabul edilen S. Y., İ.Ç., S.Ö., C. Ö., T.T.,E. H. İ., M. N. K., C.D.,M. H. D., E. A., Z. O., M. A., M. A. ve İ. C.`ın T.C.K.nın 158/1-e maddesi gereğince temel cezaları belirlenirken yasada öngörülen hapis cezasının alt sınırı 3 yıl olduğu halde 2 yıl hapis cezası verilmek suretiyle noksan ceza tayini,

Hükümden sonra 19.12.2010 tarihinde yürürlüğe giren 6086 Sayılı Kanunun 1. maddesiyle T.C.K.nın 257/1-2 nci madde-fıkralarında yer alan “kazanç” sözcüğünün “menfaat” olarak değiştirilmesi, bu fıkralarda öngörülen cezaların alt ve üst sınırlarının indirilmesi ve 3. Fıkra için ayrı bir ceza ihdas edilmesi karşısında T.C.K.nın 7/2 nci madde- fıkrasındaki “suçun işlendiği zaman yürürlükte bulunan kanunla sonradan yürürlüğe giren kanunların hükümleri farklı ise, failin lehine olan kanun uygulanır ve infaz olunur” hükmü gözetilerek sanık H. E.`in hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesi zorunluluğu,

Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca beraat eden ve kendisini vekil temsil ettiren sanık R. U.yararına hazine aleyhine maktu vekalet ücreti tayin edilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,

Kanuna aykırı, sanıklar, sanıklar müdafileri, O yer C.Savcısıyla katılanlar Elektrik Üretim A.Ş. Genel Müdürlüğü ve Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Rektörlüğü vekillerinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden sair yönleri incelenmeyen hükmün 5320 Sayılı Kanunun 8/1. maddesi de gözetilerek C.M.U.K.nın 321. maddesi uyarınca ( BOZULMASINA ), oybirliğiyle karar verildi.


YARGITAY 5. CEZA DAİRESİ Esas : 2014/4483 Karar : 2016/8146 Tarih : 4.10.2016

  • TCK 236. Madde

  • Edimin İfasına Fesat Karıştırma Suçu

CMK’nın 260/1. maddesine göre edimin ifasına fesat karıştırma suçundan katılan sıfatını alabilecek surette zarar görmüş olan Hazinenin kanun yoluna başvurma hakkının bulunması ve hükmün vekili tarafından temyiz edilmesi karşısında 3628 sayılı Yasanın 18. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak katılma talebinin KABULÜNE, karar verildikten sonra gereği düşünüldü:

Mürşitpınar istasyon sahasında bulunan istasyon binasının duvar temizliği, iç ve dış cephe bakımı ve onarımı, bozuk rampa düzeyinin betonlanması yapım işlerinin kabul komisyonu üyesi olan kamu görevlisi sanıklar ile ihaleyi alan yüklenici firma sorumlusu sanıkların, ihale konusu işlerde yaklaşık maliyet ölçümlerini yüksek belirleyip işin nevi ve miktar bakımından keşif ve metrajlarda istenen kriterlere uymamasına rağmen tam yapılmış gibi teslim almak suretiyle edimin ifasına fesat karıştırdıkları iddiası ile yapılan yargılamada beraatlerine karar verilmiş ise de; 05/10/2009 tarihli bilirkişi raporunda yüklenici olan sanıkların yaklaşık maliyetlerden fazla gösterilmiş metrajlar kadar işleri yapmamış olmalarına rağmen yapmış gibi fazla metrajlar ve şartnameye göre farklı pozlar göstermek suretiyle fazla hakedişler almak, ölçüm ve kabul komisyonlarında görev alan sanıkların ise teslim aldıkları işlerin ölçümlerini, metrajlarının kontrol ve incelemelerini yapmayarak yüklenici firmalara fazla ödemeler yapılmasına sebebiyet vermek şeklinde gerçekleşen eylemlerinde atılı suçun yasal ve maddi unsurlarının oluştuğunun belirtilmesi ve sanıkların ihale konusu işin teslimine yönelik işlemlerin ölçüm yapılmadan gerçekleştirildiğine dair ikrarları karşısında; kamu görevlisi olan sanıkların zincirleme edimin ifasına fesat karıştırma suçundan, TCK’nın 236/2-d maddesi uyarınca, yüklenici sanıkların ise TCK’nın 40/2. maddesi gereğince bu suça iştirak etmekten dolayı ayrı ayrı mahkumiyetlerine karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,

Kanuna aykırı, katılanlar vekillerinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi de gözetilerek CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 04/10/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.


YARGITAY 5. CEZA DAİRESİ Esas : 2014/4010 Karar : 2016/4690 Tarih : 5.05.2016

  • TCK 236. Madde

  • Edimin İfasına Fesat Karıştırma Suçu

Sanıklar …, …, …, …, … hakkında kurulan hükümlere yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;

Delilleri takdir ve gerekçesi gösterilmek suretiyle sanıklar hakkında verilen beraat hükümleri usul ve kanuna uygun olduğundan katılan vekilinin temyiz itirazlarının reddiyle hükümlerin ONANMASINA,

Sanık … hakkında kurulan hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde ise;

Sanık hakkında edimin ifasına fesat karıştırma suçundan açılan kamu davasında; araç kiralama ihalesini kazanan sanığın ifa ettiği edimin hizmet niteliğinde olması nedeniyle eyleminin TCK’nın 236/2-e maddesi kapsamında değerlendirilmesi gerektiği, ancak 5237 sayılı TCK’nın 236. maddesinde edimin ifasına fesat karıştırma halleri yasa koyucu tarafından tahdidi olarak sayılmış olup maddede sayılan seçimlik hareketlerin ya da faillik durumunun genişletilmesinin anılan Yasanın 2. maddesindeki kanunilik ilkesine aykırılık teşkil edeceğinde bir kuşku bulunmadığından, her ne kadar bir kısım öğretide özgü suç olarak kabul edilmese de madde metni gerekçesiyle birlikte incelendiğinde; 2. fıkranın “a” ve “b” bentlerinde yüklenici konumundaki kişiler ve temsilcileri ile edimin ifası sürecinde görev alan ilgili kamu görevlilerinin, “c”, “d” ve “e” bentlerinde ise edimin ifası sürecinde görev alan ilgili kamu görevlilerinin suçun faili olabileceğinden, dolayısıyla söz konusu suçun özel faillik niteliği taşıyan kimselerce işlenebileceğinde bir tereddüt bulunmadığının kabulü gerektiği, 5237 sayılı TCK’nın 40/2. maddesine göre özgü suç niteliğinde olan ve edimin ifası sürecinde görev alan kamu görevlisi tarafından işlenebilen edimin ifasına fesat karıştırma suçuna iştirak eden diğer kişilerin azmettiren veya yardım eden olarak sorumlu tutulabilecekleri, somut olayda ise kamu görevlilerinin hukuka aykırı bir eylemlerinin de tespit edilemediği, faili olmayan suçta şerikliğin de mümkün olamayacağı gözetilerek sanığın beraati yerine, yanılgılı değerlendirmeyle yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesi,

Kabule göre de;

Sanığın eyleminin 5237 sayılı TCK’nın 236. maddesinin 2. fıkrasının hangi bendi kapsamında değerlendirildiğinin hükümde gösterilmemesi suretiyle CMK’nın 232/6. maddesine muhalefet edilmesi,

Anayasa Mahkemesinin 08/10/2015 tarih ve E. 2014/140; K. 2015/85 sayılı Kararının Resmi Gazetenin 24/11/2015 tarih ve 29542 sayısında yayımlanarak yürürlüğe girmiş olması nedeniyle TCK’nın 53. maddesiyle ilgili olarak yeniden değerlendirme yapılmasında zorunluluk bulunması,

Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi de gözetilerek CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 05/05/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.


YARGITAY 5. CEZA DAİRESİ Esas : 2015/12473 Karar : 2016/3132 Tarih : 29.03.2016

  • TCK 236. Madde

  • Edimin İfasına Fesat Karıştırma Suçu

Sanık … hakkında ihmali davranışla görevi kötüye kullanma suçundan verilen beraat hükmüne yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;

Delilleri takdir ve gerekçesi gösterilmek suretiyle verilen beraat hükmü usul ve kanuna uygun olduğundan katılan vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA,

Sanıklar …, …, …, …, …, … ve … hakkında … Donatım firmasının yükleniminde bulunan Güzel Sanatlar Genel Müdürlüğünü tanıtıcı interaktif CD yapımı işi ihalesiyle ilgili edimin ifasına fesat karıştırma suçundan verilen beraat hükümlerine yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;

Sanıklara yüklenen fiilin sübutu halinde ancak 765 sayılı TCK’nın 362/2. maddesinde düzenlenen “erzak ve eşyanın nev’inde ve keyfiyet ve kemiyetinde hile ve hud’a irtikap ederek iltizam ettiği taahhüdü icra etmeme” suçunu oluşturabileceği, bu suç için öngörülen cezanın üst sınırı itibariyle aynı Kanunun 102/4 ve 104/2. maddelerinde belirtilen yedi yıl altı aylık asli ve ilave zamanaşımına tabi olduğu, suç tarihi olan 28/12/2004 günü ile inceleme tarihi arasında bu sürenin soruşturma izni alınmasıyla ilgili durma süreleri de eklendiğinde gerçekleştiği anlaşıldığından, hükümlerin 5237 sayılı TCK’nın 7/2. maddesi ile 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gözetilmek suretiyle CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden aynı Yasanın 322/1 ve 5271 sayılı CMK’nın 223/8. maddeleri uyarınca sanıklar hakkında açılan davaların zamanaşımı nedeniyle ayrı ayrı DÜŞMESİNE,

Sanıklar …, …, …, …, … hakkında ….. ve…. kitaplarının basımı işi ihalesiyle ilgili yine …, …, …, …, …, … hakkında ise … kitabının basımı işi ihalesiyle ilgili edimin ifasına fesat karıştırma suçlarından verilen beraat hükümlerine yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde ise;

Sanıklar …, … ve … tarafından 05/09/2005 tarihli Hizmet İşleri Kabul Teklif Belgesi, sanıklar …, … ve … tarafından ise aynı tarihli Hizmet İşleri Kabul Tutanağı imzalanarak teknik şartnamede belirtilen forma ve sayfa sayısından 2 forma 38 sayfa eksik olarak ifa edilmesine rağmen iş sözleşmesine uygun olarak tamamlanmış gibi … kitabının teslim alınması eyleminin TCK’nın 236/2-b maddesinde; sanıklar … ve … tarafından Hizmet İşleri Kabul Teklif Belgesi, sanıklar …, … ve … tarafından ise Hizmet İşleri Kabul Tutanağı düzenlenerek 16/12/2005 tarihinde imzalanan Sözleşme ve Teknik Şartnamelere göre 26/12/2005 tarihinde teslim edilmediği halde o tarihte teslim edilmiş gibi ….. ve …. kitaplarının kabul edilmesi eyleminin ise TCK’nın 236/2-c maddesinde tanımlanan edimin ifasına fesat karıştırma suçunu oluşturduğu gözetilmeden sanıklar …, … ve …‘un zincirleme edimin ifasına fesat karıştırma, diğer sanıkların edimin ifasına fesat karıştırma suçlarından mahkumiyetleri yerine dosya kapsamı ve oluşa uygun düşmeyen gerekçeler ile yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde beraatlerine hükmedilmesi,

Kabule göre de;

Yargıtay Ceza Genel Kurulunun Dairemizce de benimsenen 12/11/1979 gün ve 1979/2-229 Esas, 1979/477 sayılı Kararında da belirtilen “Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi, vekalet ücretinin belirlenmesinde ilke olarak davacı veya sanıkların sayısını ya da sanığın birden çok suç işlemiş olmasını değil, usulünce açılan ve avukat tarafından takip olunan davaların sayısını ele almıştır. Taraflara yükletilecek avukatlık parasının da her dava için ayrı ayrı belirlenmesini öngörmüştür.” hususu nazara alınmadan aynı davada aynı vekille temsil edilen sanıklar …, … ve … lehlerine vekalet ücretinin ayrı ayrı takdiri,

Kanuna aykırı, katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden hükümlerin 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gözetilerek CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 29/03/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.


YARGITAY 5. CEZA DAİRESİ Esas : 2014/297 Karar : 2016/2915 Tarih : 21.03.2016

  • TCK 236. Madde

  • Edimin İfasına Fesat Karıştırma Suçu

…ilçesi … - …. köyleri arasında bulunan ormanlık alanda sanat eseri yapımı ihalesini alan …. Ltd. Şti. isimli firmanın sahibi olan sanığın teslimden itibaren 95 iş günü içinde 28/11/2005 tarihinde bitirip geçici kabulü yapması gerekirken herhangi bir mazeret beyan etmeden işin bitim tarihi olan 28/11/2005 tarihine kadar işin sadece % 40’lık kısmını yapması, ayrıca şartnameye göre yapının duvarlarına … taşocağından alınan taşları kullanması gerekirken inşaat yakınından temin edilen taşları kullanması, kullanılan taşların ebatlarının ve büzlerin şartnameye uygun olmaması, kullanılan harçta yeterli çimento kullanılmaması ve bir kısım menfez duvarının hiç yapılmaması suretiyle şartnamenin 52, 53, 175, 176. maddelerine aykırı davranarak edimin ifasına fesat karıştırdığı iddiasıyla açılan kamu davasında, ihale konusu “edimin yapım işlerine ilişkin olması” nedeniyle sanığın eylemlerinin TCK’nın 236/2-d maddesi kapsamında değerlendirilmesi gerektiği, ancak; 5237 sayılı TCK’nın 236. maddesinde edimin ifasına fesat karıştırma halleri yasa koyucu tarafından tahdidi olarak sayılmış olup maddede sayılan seçimlik hareketlerin ya da faillik durumunun genişletilmesinin anılan Yasanın 2. maddesindeki kanunilik ilkesine aykırılık teşkil edeceğinde bir kuşku bulunmadığından, her ne kadar bir kısım öğretide özgü suç olarak kabul edilmese de madde metni gerekçesiyle birlikte incelendiğinde; 2. fıkranın “a” ve “b” bentlerinde yüklenici konumundaki kişiler ve temsilcileri ile edimin ifası sürecinde görev alan ilgili kamu görevlilerinin, “c”, “d” ve “e” bentlerinde ise edimin ifası sürecinde görev alan ilgili kamu görevlilerinin suçun faili olabileceğinden, dolayısıyla söz konusu suçun özel faillik niteliği taşıyan kimselerce işlenebileceğinde bir tereddüt bulunmadığının kabulü gerektiğinden, 5237 sayılı TCK’nın 40/2. maddesine göre özgü suç niteliğinde olan ve TCK’nın 236/2-d maddesi uyarınca edimin ifası sürecinde görev alan kamu görevlisi tarafından işlenebilen edimin ifasına fesat karıştırma suçuna iştirak eden diğer kişilerin azmettiren veya yardım eden olarak sorumlu tutulabilecekleri, somut olayda ise kamu görevlileri hakkında açılmış bir dava bulunmadığı, 26/12/2005 tarihinde ön inceleme yapan yapı denetim görevlilerince tespit edilen bir kısım eksikliklere bağlı olarak 29/12/2005 tarihinde sözleşmenin feshine karar verilmesi nedeniyle kamu görevlilerinin hukuka aykırı bir eylemlerinin de tespit edilemediği, faili olmayan suçta şerikliğin de mümkün olamayacağı nazara alınarak sanığın beraati yerine, yanılgılı değerlendirmeyle yazılı şekilde mahkumiyet kararı verilmesi,

Kabule göre de;

Sanığın eyleminin 5237 sayılı TCK’nın 236. maddesinin 2. fıkrasının hangi bendi kapsamında değerlendirildiğinin hükümde gösterilmemesi suretiyle CMK’nın 232/6. maddesine muhalefet edilmesi,

Anayasa Mahkemesinin 08/10/2015 tarih ve E. 2014/140; K. 2015/85 sayılı Kararının Resmi Gazetenin 24/11/2015 tarih ve 29542 sayısında yayımlanarak yürürlüğe girmiş olması nedeniyle TCK’nın 53. maddesiyle ilgili olarak yeniden değerlendirme yapılmasında zorunluluk bulunması,

Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görülmüş olduğundan, hükmün 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi de gözetilerek CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 21/03/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.


YARGITAY 5. CEZA DAİRESİ Esas : 2014/4153 Karar : 2015/10304 Tarih : 14.04.2015

  • TCK 236. Madde

  • Edimin İfasına Fesat Karıştırma Suçu

“K.. Mescidi Onarım işi ve S.. Karakolu yanı Mescidi Onarım işi” ile ilgili olarak sanıklar S.. Ş.. ve R.. M.. hakkında verilen beraat kararlarına yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;

Delilleri takdir ve gerekçesi gösterilmek suretiyle verilen beraat hükümleri usul ve kanuna uygun olduğundan yerinde görülmeyen katılan vekilinin temyiz itirazlarının reddiyle hükümlerin ONANMASINA,

“İ.. B.. Cami Onarım işi” ile ilgili olarak sanıklar S.. Ş.., R.. Y.. ve Z.. Ö.. hakkında verilen beraat kararlarına yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde ise;

Kamu davasına konu edimin yapım ihalelerine ilişkin olması nedeniyle eylemlerinin TCK’nın 236/2-d maddesi kapsamında değerlendirilmesi gerektiği, ancak; 5237 sayılı TCK’nın 236. maddesinde edimin ifasına fesat karıştırma halleri yasa koyucu tarafından tahdidi olarak sayılmış olup, maddede sayılan seçimlik hareketlerin ya da faillik durumunun genişletilmesinin anılan Yasanın 2. maddesindeki kanunilik ilkesine aykırılık teşkil edeceğinde bir kuşku bulunmadığından, her ne kadar bir kısım öğretide özgü suç olarak kabul edilmese de madde metni gerekçesiyle birlikte incelendiğinde; 2. fıkranın “a” ve “b” bentlerinde yüklenici konumundaki kişiler ve temsilcileri ile edimin ifası sürecinde görev alan ilgili kamu görevlilerinin, “c”, “d” ve “e” bentlerinde ise edimin ifası sürecinde görev alan ilgili kamu görevlilerinin suçun faili olabileceğinden, dolayısıyla söz konusu suçun özel faillik niteliği taşıyan kimselerce işlenebileceğinde bir tereddüt bulunmadığının kabulü gerektiğinden, 5237 sayılı TCK’nın 40/2. maddesine göre özgü suç niteliğinde olan ve edimin ifası sürecinde görev alan kamu görevlisi tarafından işlenebilen edimin ifasına fesat karıştırma suçuna iştirak eden diğer kişilerin azmettiren veya yardım eden olarak sorumlu tutulabilecekleri gözetilerek yapılan incelemede; oluş ve olaya uygun mahkemece yapılan keşif sırasında hazır bulunan bilirkişilerce düzenlenen 23/06/2011 tarihli bilirkişi raporundaki Selçuk ilçesi İ.. B.. Cami Onarım işiyle ilgili olarak “34 imalattan 5 imalatın hiç yapılmadığı, 3 imalatın farklı teknik veya malzeme ile yapıldığı” şeklindeki sanık savunmalarını karşılar nitelikteki tespitler, işin bu şekilde sözleşmesinde belirlenen şartlara, miktar ve niteliklere uygun olmamasına rağmen geçici ve kesin kabulüne neden olan yapı denetim görevlileri sanıklar Z.. Ö.. ve R.. Y.. tarafından kabul teklif belgesi düzenlenmesi, şartnamede yer almayan ve yapılması öngörülmeyen başka imalatların yapılmasının suçu ortadan kaldırmayacağı hususları birlikte değerlendirildiğinde sanıklar Z.. Ö.. ve R.. Y..’a yüklenen suçun tüm unsurlarıyla oluştuğu, sanık S.. Ş..’in de 5237 sayılı TCK’nın 40/2. maddesine göre özgü suç niteliğinde olan ve edimin ifası sürecinde görev alan kamu görevlileri tarafından işlenebilen edimin ifasına fesat karıştırma suçuna azmettiren olarak iştirak ettiği gözetilmeden dosya kapsamı ve oluşa uygun düşmeyen gerekçeler ile yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde beraat kararları verilmesi,

Kanuna aykırı, katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden hükümlerin 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gözetilerek CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 14/04/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.


YARGITAY 5. CEZA DAİRESİ Esas : 2013/4794 Karar : 2014/10158 Tarih : 27.10.2014

  • TCK 236. Madde

  • Edimin İfasına Fesat Karıştırma Suçu

Sanıklar İbrahim ve Ayhan’ın Kuşadası Devlet Hastane’sinin tıbbi sarf malzemesi ihalesini alan …. Medikal Mlz.Ltd.Şti’nin yetkilisi, diğer sanıkların ise Kuşadası Devlet Hastanesi Muayene ve Kabul Komisyonunda görevli oldukları, sanıklar İbrahim ve Ayhan’ın ilgili kuruma yaptığı teslimatta, ihale şartnamesinde belirtilen dual mesh niteliğine sahip olmayan malzemeyi teslim ederek edimin ifasına fesat karıştırdıkları, diğer sanıkların ise teslim edilen malzemeyi denetlemeden kabul ederek görevlerini kötüye kullandıkları iddiasıyla açılan kamu davasının yapılan yargılaması sonunda atılı suçlardan beraetlerine karar verilmişse de, Kuşadası Devlet Hastanesi’nin 08/11/2006 tarihli tutanağında teslim edilen malzemenin ihale komisyonuna verilmiş numune ile aynı olması ve malzemenin steril bulunmasından dolayı kutu açılmadan malın teslim alındığının belirtildiği, 20/03/2009 tarihli yazısında ise, malzemenin tesliminden önce komisyona teslim edilen numunenin olmadığına yer verildiği, buna karşın soruşturma aşamasında dinlenen tanıklarca ihale öncesinde bir kısım malzemenin numune olarak gösterildiği ve teslim edilen malzemenin dual mesh niteliğinde olmadığının beyan edildiği, hükme esas alınan bilirkişi raporunun alanında uzman olmayan emekli sayıştay uzmanlar ve serbest muhasebeci tarafından düzenlendiği,

Öte yandan 5237 sayılı TCK’nın 236. maddesinde edimin ifasına fesat karıştırma halleri yasa koyucu tarafından tahdidi olarak sayılmış olup, maddede sayılan seçimlik hareketlerin ya da faillik durumunun genişletilmesinin anılan Yasanın 2. maddesindeki kanunilik ilkesine aykırılık teşkil edeceğinde bir kuşku bulunmadığı, her ne kadar bir kısım öğretide özgü suç olarak kabul edilmese de madde metni gerekçesiyle birlikte incelendiğinde; 2. fıkranın “a” ve “b” bentlerinde yüklenici konumundaki kişiler ve temsilcileri ile edimin ifası sürecinde görev alan ilgili kamu görevlilerinin, “c”, “d” ve “e” bentlerinde ise edimin ifası sürecinde görev alan ilgili kamu görevlilerinin suçun faili olabileceği, dolayısıyla söz konusu suçun özel faillik niteliği taşıyan kimselerce işlenebileceği,

Hususları nazara alınıp tanıklar A.. S.., Y.. B., M. İ., O. U. ve Y. R. Ş.’in dinlenmeleri, tıbbi malzemeler konusunda uzman yeni bir bilirkişi kuruluna davaya konu numune dual mesh ve dava dosyası birlikte tevdi edilerek, teslim edilen malzemenin şartnamede belirtilen dual mesh özelliği taşıyıp taşımadığı konusunda rapor alınması sonrasında toplanan tüm kanıtlar irdelenerek bir karara varılması gerektiğinin düşünülmemesi,

Kanuna aykırı, katılan vekilinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi de gözetilerek CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 27/10/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.


YARGITAY 5. CEZA DAİRESİ Esas : 2013/2262 Karar : 2014/6474 Tarih : 10.06.2014

  • TCK 236. Madde

  • Edimin İfasına Fesat Karıştırma Suçu

CMK’nın 260/1. maddesine göre katılan sıfatını alabilecek surette suçtan zarar görmüş olan Hazinenin kanun yoluna başvurma hakkının bulunması ve hükümlerin 15/11/2012 havale tarihli dilekçe ile vekili tarafından temyiz edilmesi karşısında, 3628 sayılı Kanunun 18. maddesindeki “…Hazine avukatının yazılı başvuruda bulunması halinde Maliye Bakanlığı, başvuru tarihinde müdahil sıfatını kazanır.” düzenlemesinin verdiği yetkiye dayanılarak Hazinenin katılma talebinin kabulüne, ihaleyi yapan kurumun Belediye oluşu karşısında atılı suçlardan doğrudan zarar gören durumunda bulunmayan ve usulsüz olarak verilen katılma kararı, kendisine temyiz hakkı kazandırmayan SGK vekilinin temyiz isteminin, 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi de gözetilerek CMUK’nın 317. maddesi uyarınca REDDİNE, incelemenin katılan Hazine vekilinin temyiz itirazlarıyla sınırlı olarak yapılmasına karar verildikten sonra gereği düşünüldü:

Sanıklar M.. E.., A.. A.., M.. E.. ve M.. K.. hakkında ihaleye fesat karıştırma; sanık M.. E.. hakkında ihaleye fesat karıştırma ve edimin ifasına fesat karıştırma; sanıklar B.. P.., M.. G.. ve M.. C.. hakkında ise edimin ifasına fesat karıştırma suçlarından kurulan hükümlere yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;

Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine,

Ancak;

Kendisini vekille temsil ettiren sanıklar lehine hükmolunan vekalet ücretinin Hazine’den alınmasına karar verilmesi gerekmesine karşın, infazda tereddüt oluşturacak şekilde “kamudan” alınmasına karar verilmesi,

Kanuna aykırı, katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi de gözetilerek CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak bu cihet yeniden yargılamayı gerektirmediğinden aynı Kanunun 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak hükümlerde yer alan vekalet ücretine ilişkin bölümlerin çıkartılıp yerine “Sanıklar M.. E.., A.. A.., M.. E.., M.. E.., B.. P.., M.. G.. ve M.. C.. kendilerini tek vekille temsil ettirdiklerinden karar tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince 2.200 TL vekalet ücretinin Hazine’den alınarak bu sanıklara verilmesine” yazılmak suretiyle sair yönleri usul ve yasaya uygun olan hükümlerin DÜZELTİLEREK ONANMASINA,

Sanıklar H.. A.., M.. Ş.. ve M.. K.. hakkında edimin ifasına fesat karıştırma suçlarından kurulan hükümlere yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde ise;

Adı geçen sanıklar hakkında resmi belgede sahtecilik fiilinden dolayı mahallinde yasal işlem yapılması mümkün görülmüştür.

5237 sayılı TCK’nın 236. maddesinde edimin ifasına fesat karıştırma halleri yasa koyucu tarafından tahdidi olarak sayılmış olup, maddede sayılan seçimlik hareketlerin ya da faillik durumunun genişletilmesinin anılan Kanunun 2. maddesindeki kanunilik ilkesine aykırılık teşkil edeceğinde bir kuşku bulunmadığı, her ne kadar bir kısım öğretide özgü suç olarak kabul edilmese de madde metni gerekçesiyle birlikte incelendiğinde; 2. fıkranın “a” ve “b” bentlerinde yüklenici konumundaki kişiler ve temsilcileri ile edimin ifası sürecinde görev alan ilgili kamu görevlilerinin, “c”, “d” ve “e” bentlerinde ise edimin ifası sürecinde görev alan ilgili kamu görevlilerinin suçun faili olabileceği, dolayısıyla söz konusu suçun özel faillik niteliği taşıyan kimselerce işlenebileceğinde bir tereddüt bulunmadığının kabulünün gerektiği, bu itibarla 5237 sayılı TCK’nın 40/2. maddesine göre özgü suç niteliğinde olan ve TCK’nın 236/2-e maddesi uyarınca edimin ifası sürecinde görev alan kamu görevlisi tarafından işlenebilen edimin ifasına fesat karıştırma suçuna iştirak eden diğer kişilerin azmettiren veya yardım eden olarak sorumlu tutulabilecekleri dikkate alınarak,

Karatay Belediyesi tarafından ihalesi yapılan kamyon kiralama işinde, ihaleyle ilgili sözleşme ve şartnamelerde belirtilen nitelikleri taşımayan araçlar kullanılmasına rağmen fiilen kullanılmayan, ancak şartnamelerde öngörülen niteliklere uygun araçların plakaları üzerinden “yapılan işler tutanakları” ve bu belgelere dayanılarak yüklenici firmaya yapılacak ödemelere ilişkin hakedişler düzenlendiğinin anlaşılması karşısında, belirtilen tutanakları “düzenleyen” ve “kontrol eden” sıfatıyla imzalayan, bu suretle edimin ifası sürecinde kamu görevlisi olarak görev yapan sanıklar M.. Ş.. ve M.. K.. ile bu sanıkların eylemlerine iştirak eden yüklenici firma yetkilisi sanık H.. A..’ün üzerlerine atılı zincirleme şekilde edimin ifasına fesat karıştırma suçunun tüm unsurlarıyla sübuta erdiği gözetilmeksizin oluşa, dosya kapsamına uygun düşmeyen gerekçeler ve yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde beraetlerine karar verilmesi,

Kanuna aykırı, katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden hükümlerin 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gözetilerek CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 10/06/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.


UYARI

Web sitemizdeki tüm makale ve içeriklerin telif hakkı Av. Baran Doğan’a aittir. Tüm makaleler hak sahipliğinin tescili amacıyla elektronik imzalı zaman damgalıdır. Sitemizdeki makalelerin kopyalanarak veya özetlenerek izinsiz bir şekilde başka web sitelerinde yayınlanması halinde hukuki ve cezai işlem yapılacaktır. Avukat meslektaşların makale içeriklerini dava dilekçelerinde kullanması serbesttir.

Makale Yazarlığı İçin

Avukat veya akademisyenler hukuk makalelerini özgeçmişleri ile birlikte yayımlanmak üzere avukatbd@gmail.com adresine gönderebilirler. Makale yazımında konu sınırlaması yoktur. Makalelerin uygulamaya yönelik bir perspektifle hazırlanması rica olunur.

Paylaş
RSS