0 212 652 15 44
Çalışma Saatlerimiz
Hafta İçi 09.00 - 18.00

Kumar Oynanması İçin Yer ve İmkan Sağlama Suçu

TCK Madde 228

(1) Kumar oynanması için yer ve imkan sağlayan kişi, bir yıldan üç yıla kadar hapis ve iki yüz günden aşağı olmamak üzere adlî para cezası ile cezalandırılır.

(2) Çocukların kumar oynaması için yer ve imkan sağlanması halinde, verilecek ceza bir katı oranında artırılır.

(3) (Ek: 15/8/2017-KHK-694/139 md.; Aynen kabul: 1/2/2018-7078/134 md.) Suçun bilişim sistemlerinin kullanılması suretiyle işlenmesi halinde üç yıldan beş yıla kadar hapis ve bin günden onbin güne kadar adlî para cezasına hükmolunur.

(4) (Ek: 15/8/2017-KHK-694/139 md.; Aynen kabul: 1/2/2018-7078/134 md.) Suçun bir örgütün faaliyeti çerçevesinde işlenmesi halinde, verilecek ceza yarı oranında artırılır.

(5) Bu suçtan dolayı, tüzel kişiler hakkında bunlara özgü güvenlik tedbirlerine hükmolunur.

(6) Ceza Kanununun uygulanmasında kumar, kazanç amacıyla icra edilen ve kar ve zararın talihe bağlı olduğu oyunlardır.



TCK Madde 228 Gerekçesi

Madde metninde kumar oynanması için yer veya başka surette imkan sağlanması, suç olarak tanımlanmıştır.

Bu suça ilişkin düzenlemede, kumarın sosyal bakımdan ortaya koyduğu büyük tehlike ve doğurması olası facialar göz önüne alınmıştır. Söz konusu suçun oluşabilmesi için, aleniyet şartı aranmamıştır. Söz konusu suç, başkalarının kumar oynaması için yer veya başka surette imkan sağlamakla oluşur.

Maddenin ikinci fıkrasında, çocukların kumar oynaması için yer veya başka surette imkan sağlanması, bu suçun daha ağır cezayı gerektiren nitelikli hâli olarak tanımlanmıştır.

Üçüncü fıkraya göre, kumar oynanması için yer veya başka surette imkan sağlanması suçundan dolayı tüzel kişiler hakkında bunlara özgü güvenlik tedbirlerine hükmolunur.

Maddenin son fıkrasında kumar tanımlanmıştır. Buna göre bir oyunun kumar sayılması için iki koşul aranacaktır: Birincisi oyunun kazanç kastı ile icra edilmesi, ikincisi ise kâr ve zararın talihe bağlı olmasıdır. Bu tanım karşısında, kazanç kastı olmaksızın, dostlar arasında eğlenmek üzere oyun oynanmasına imkan sağlanması, bu suçu oluşturmaz.


TCK 228 (Kumar Oynanması İçin Yer ve İmkan Sağlama Suçu) Emsal Yargıtay Kararları


Ceza Genel Kurulu 2021/28 E. , 2022/15 K.

  • TCK 228
  • Kumar oynanması için yer ve imkân sağlama suçunun unsurları

TCK’nın 228. maddesinin birinci fıkrasında kumar oynanması için yer ve imkân sağlayan failin cezalandırılacağı hüküm altına alınmış, altıncı fıkrada ise Ceza Kanunu’nun uygulanması bakımından kumar, kazanç amacıyla icra edilen ve kâr ve zararın talihe bağlı olduğu oyun şeklinde tanımlanmıştır. Bu anlamda kazanç amacı olmaksızın sırf eğlenmek üzere oyun oynanmasına yer ve imkân sağlamak bu suçu oluşturmayacaktır. Yine kâr ve zararın talihe bağlı olması ise kazanç veya kaybın fail tarafından belirlenememesi anlamına gelmektedir. Tamamen veya kısmen oyuncunun maharetine, bilgisine, tecrübesine, ustalığına bağlı oyunlar kumar sayılmamaktadır. Bir kısım oyunlar da ise fail hileli davranışları ile karşı tarafı aldatıp neticeyi lehine çevirdiğinden dolandırıcılık suçundan söz edilmesi gerekmektedir. Diğer taraftan Devlet bazen kanuni düzenlemelerle kazanç amacıyla oynanan ve kazanmanın şans ve talihe bağlı olduğu bir kısım oyunlara izin vermektedir. Bu oyunların oynanmasına kanunla izin verildiğinden bu oyunları oynatmak eylemi de suç olarak kabul edilemez (İsmail Malkoç, Açıklamalı-İçtihatlı 5237 Sayılı Yeni Türk Ceza Kanunu, 2. Cilt, Malkoç Kitapevi, 2007, s. 1695; Osman Yaşar - Hasan Tahsin Gökcan - Mustafa Artuç, Yorumlu - Uygulamalı Türk Ceza Kanunu, 5. Cilt, Adalet Yayınevi, 2. Bası, Ankara, 2014, s. 6847-6849; Sinan Altunç, Özel Ceza Hukuku, 7. Cilt, On İki Levha Yayıncılık, 1. Baskı, 2020, s. 123.).

Kumar oynanması için yer ve imkân sağlama suçu birden fazla hareketli bir suçtur. Diğer bir ifade ile bu suçun oluşabilmesi için failin kumar oynanması amacıyla hem yer hem de imkân sağlaması gerekmektedir. Bu anlamda sadece yer veya sadece imkân sağlanması ile suç oluşmaz (İbrahim Şahbaz, Açıklamalı ve İçtihatlı Türk Ceza Kanunu, 3. Cilt, Yetkin Yayınları, Ankara 2020, s. 2955; Sinan Altunç, Özel Ceza Hukuku, 7. Cilt, On İki Levha Yayıncılık, 1. Baskı, 2020, s. 125.). Her ne kadar madde gerekçesi “Madde metninde kumar oynanması için yer veya başka surette imkan sağlanması, suç olarak tanımlanmıştır.” şeklinde açıklanmış ise de 5237 sayılı TCK’nın 2.maddesinde;

“(1) Kanunun açıkça suç saymadığı bir fiil için kimseye ceza verilemez ve güvenlik tedbiri uygulanamaz. Kanunda yazılı cezalardan ve güvenlik tedbirlerinden başka bir ceza ve güvenlik tedbirine hükmolunamaz.

(2) İdarenin düzenleyici işlemleriyle suç ve ceza konulamaz.

(3) Kanunların suç ve ceza içeren hükümlerinin uygulanmasında kıyas yapılamaz. Suç ve ceza içeren hükümler, kıyasa yol açacak biçimde geniş yorumlanamaz.” şeklinde düzenlenen kanunilik ilkesi gereğince madde metninin kıyasa yol açacak biçimde geniş şekilde yorumlanamayacağı, başka bir anlatımla kıyas ve yorum yoluyla Kanun’da tanımlanan suça unsur eklenip çıkartılamayacağı da gözetildiğinde inceleme konusu suçun unsurları itibarıyla oluşması için failin kumar oynanması için hem yer hem de imkân sağlaması gerekmektedir.

Yer sağlama kumar oynanacak yerin tahsisi, imkân sağlanması ise yer sağlanması dışında kalan ve kumar oynanmasını kolaylaştıran hareketlerdir (İbrahim Şahbaz, Açıklamalı ve İçtihatlı Türk Ceza Kanunu, 3. Cilt, Yetkin Yayınları, Ankara 2020, s. 2953-2954.). Kumar oynanması için sağlanan yerin mutlaka kumarhane olması gerekli değildir. Ev, dernek binası, kulüp binası, vb. yerler de bu kapsamda sayılabilir. Ayrıca bu yerin mutlaka sahibi tarafından sağlanması da gerekli değildir. Bir yeri elinde bulunduran kişinin de suçtan dolayı sorumlu tutulması mümkündür. Bu anlamda, bir depoda geceleri bekçilik yapan veya bir iş yerinin anahtarlarını elinde bulunduran bir kişi, o yeri kumar oynanması için açtığında yer sağlamış sayılır. İmkân sağlama ise, kumar oynamaya elverişli bir ortam sağlamak olarak tanımlanabilir. Bu anlamda oynanmak istenen oyun için gerekli araç gerecin de hazır bulundurulması imkân sağlama olarak anlaşılmalıdır. Örnek olarak poker oynanması için gerekli olan masa, sandalye, oyun kağıtları, vb. araç gerecin temin edilmesi, imkân sağlama olarak kabul edilebilir. Bunun yanı sıra, kumar oynayacak kişilerin ulaşımının sağlanması, kumar oynanacak yerin polis baskınına karşı korunması, oyunun nasıl oynanacağının öğretilmesi, oyunculara borç para verilmesi de imkân sağlama olarak nitelendirilmektedir (Sinan Altunç, Özel Ceza Hukuku, 7. Cilt, On İki Levha Yayıncılık, 1. Baskı, 2020, s. 126.).

Kumar oynanması için yer ve imkân sağlama suçunun maddi konusunu “kumar oynanması için sağlanan bina, ev, oda, vs. yerler ile kumara imkân sağlayan oyun kâğıdı, masa, özel yapım makineler gibi her türlü araç” oluşturur. Kumar oynanması için yer ve imkân sağlama suçuyla korunan hukuki yarar ise hem toplumdaki sosyal ve ekonomik düzenin hem de genel ahlâkın korunmasıdır. Bu husus Kanun’un gerekçesinde de “Bu suça ilişkin düzenlemede, kumarın sosyal bakımdan ortaya koyduğu büyük tehlike ve doğurması olası facialar göz önüne alınmıştır.” şeklinde ifade edilmiştir.

Diğer taraftan suç tarihi itibarıyla Rulet, Tilt, Langırt ve Benzeri Oyun Alet ve Makinaları Hakkında Kanun’un 1. maddesi;

“Türk Ceza Kanununun 228 inci maddesinin kapsamı dışında kalsa bile umuma mahsus veya umuma açık yerlerde her ne ad altında olursa olsun kazanç kasdiyle oynanmasa dahi rulet, tilt, langırt ve benzeri baht ve talihe bağlı veya maharet istiyen, otomatik, yarı otomatik el veya ayakla kullanılan oyun alet veya makinaları ile benzerlerini bulundurmak veya çalıştırmak veya yurda sokmak yahut imal etmek yasaktır. Bu kanunun uygulanmasında spor kulüpleri, gençlik teşekkülleri ve dernekler umuma açık yer sayılır. Ancak 7470 sayılı T.C. Turizm Bankası Kanununun 18 inci maddesi hükümleri saklıdır.”,

2.maddesi ise; “Bu Kanuna aykırı hareket edenler bir yıldan beş yıla kadar hapis ve yüz günden bin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır.” şeklinde düzenlenmiş iken Anayasa Mahkemesinin 23.12.2015 tarihli ve 58-117 sayılı kararı ile; bu Kanun’un 1. maddesinin birinci fıkrasında yer alan “langırt” ibaresi ve 2. maddesi 1. maddenin birinci fıkrasında yer alan “langırt” ibaresi yönünden iptal edilmiştir. Anılan Kanun’un 1. maddesinin birinci fıkrasında TCK’nın 228. maddesinin kapsamı dışında kalsa bile “umuma mahsus” veya “umuma açık” yerlerde her ne ad altında olursa olsun kazanç kastıyla oynanmasa dahi rulet, tilt ve benzeri baht ve talihe bağlı veya maharet isteyen, otomatik, yarı otomatik el veya ayakla kullanılan oyun alet veya makineleri ile benzerlerini bulundurma veya çalıştırma ya da yurda sokma veya imal etmenin yasak olduğu belirtilmiş, aynı Kanun’un 2. maddesinde ise bu Kanun’a aykırı hareket edenlerin bir yıldan beş yıla kadar hapis ve yüz günden bin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılacakları hüküm altına alınmıştır. 1072 sayılı Kanun’a muhalefet suçunun oluşabilmesi için;

1- TCK’nın 228. maddesi kapsamı dışında kalsa bile,

2- Umuma mahsus veya umuma açık yerlerde,

3- Her ne ad altında olursa olsun kazanç kasdıyla oynanmasa dahi,

4- Rulet, tilt ve benzeri baht ve talihe bağlı veya maharet isteyen, otomatik, yarı otomatik el veya ayakla kullanılan oyun alet veya makineleri ile benzerlerini,

5- Bulundurmak veya çalıştırmak veya yurda sokmak yahut imal etmek, Gerekmektedir.

1072 sayılı Kanun kapsamında failin cezai sorumluluğunun doğması için bahse konu oyun alet veya makineleri ile kumar oynanması için yer ve imkân sağlanmasına gerek yoktur. Kullanım amaçlarına bakılmaksızın söz konusu oyun alet veya makinelerinin umuma mahsus veya umuma açık yerlerde bulundurulması veya çalıştırılması ya da yurda sokulması veya imal edilmesi bizatihi suç olarak düzenlenmiştir. 1072 sayılı Kanun’a muhalefet suçunun maddi konusunu ise “rulet, tilt ve benzeri baht ve talihe bağlı veya maharet isteyen, otomatik, yarı otomatik el veya ayakla kullanılan oyun alet veya makineleri ile benzerleri” oluşturmaktadır.

Anılan Kanun’da düzenlenen suç seçimlik hareketli bir suç olup buna göre; bahse konu oyun alet veya makinelerini “bulundurmak”, “çalıştırmak”, “yurda sokmak” veya “imal etmek” şeklinde belirlenen seçimlik hareketlerden en az birisinin gerekleştirilmesi gerekmektedir. Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlükte bulundurmak; “Var olmasını, hazır bulunmasını sağlamak.”, çalıştırmak; “Çalışmasını sağlamak, çalışma işini yaptırmak.” (çalışmak ise; “Makine veya aletler işe yarar durumda olmak veya işlemekte bulunmak.”), yurda sokmak; “Yurda, yasak bir malı gizlice getirmek.”, imal etmek; “Ham maddeyi işleyerek bir mal üretmek.” şeklinde tanımlanmıştır. Unsurları arasında neticenin gerçekleşmesi aranmadığından bu suç sırf hareket suçu olarak düzenlenmiştir. Bu anlamda madde metninde seçimlik olarak belirtilen fiillerden birisinin gerçekleştirilmesi anında suç tamamlanmaktadır.

1072 sayılı Kanun’a muhalefet suçunda, toplum için zararlı olarak görülen bazı oyun alet ve makinelerinin tamamıyla yasaklandığı, bu tür makinelerin umuma mahsus veya umuma açık yerlerde bulundurulması veya çalıştırılmasının yanında üretimi veya ithalinin dahi suç olarak tanımlandığı dikkate alındığında bu makinelerin ne denli tehlikeli olarak görüldüğü anlaşılmaktadır. Korunmak istenen hukuki yararın ne olduğu konusunda Cumhuriyet Senatosu Milli Eğitim Komisyonu Raporu’nda ve Kanun’un gerekçesinde; “…Mâlum olduğu üzere yukarıda isimleri ifade olunan baht ve talihe bağlı oyun alet ve makinalarının bir salgın halinde gençlik arasında yayıldığı, gerek yetişme çağındaki gençlerimizde ve gerekse yetişmiş gençlerimizde kötü alışkanlıklara sebeb olduğu ve bunun da cemiyetimizin bünyesinde derin yaralar açacağı bir gerçektir

Söz konusu oyun âlet ve makinalarının büyük kısmının yurt dışından ithal edilmesi de, zaruri maddeler için muhtaç bulunduğumuz dövizin kötü maksatlar uğruna harcanmasına sebebiyet vermektedir…” şeklinde ifadelere yer verilmiş olup bu açıklamalara göre anılan suçla korunan hukuki yararın; gençlerin şans oyunları gibi kötü alışkanlık edinmelerini engellemek ve milli ekonomiyi korumak olduğu anlaşılmaktadır.

1072 sayılı Kanun’a muhalefet suçunun kanunî tanımında yer alan alet veya makineleri bulundurma, çalıştırma, yurda sokma veya imal etme fiilleri ile TCK’nın 228. maddesi kapsamında kumar oynanması için yer ve imkân sağlama fiilleri birbirinden bağımsız ve ayrı fiillerdir. Hatta 1072 sayılı Kanun’un 1. maddesindeki fiiller çoğunlukla, kumar oynanması için yer ve imkân sağlama suçunun hazırlık hareketleri niteliğindedir. Ancak bu hazırlık hareketi niteliğindeki fiiller, 1072 sayılı Kanun’un 1. maddesinde sayılarak yasaklanmış, aynı Kanun’un 2. maddesinde ise bu yasağa aykırı hareketler suç olarak düzenlenmiştir. Sonuç olarak, 1072 sayılı Kanun’a muhalefet suçu ile kumar oynanması için yer ve imkân sağlama suçu birbirinden bağımsız suçlardır (Beşir Babayiğit, Kumar Oynanması İçin Yer ve İmkân Sağlama Suçu (TCK m. 228), Yüksek Lisans Tezi, Ankara Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Ankara, 2018, s.165).

Bu açıklamalar ışığında uyuşmazlık konusu değerlendirildiğinde;

İnceleme dışı sanık …’ün işlettiği tombala makinesiyle kumar oynanan umuma açık yerde, inceleme dışı sanık …’ın tombala makinesi ile çekiliş yaptığı, inceleme dışı sanık …’ın tombala kartı dağıtarak garsonluk yaptığı, sanık …’in ise gözcülük yaptığı anlaşılan olayda;

Kumar oynanması için yer ve imkân sağlama niteliğinde olmayan ve umuma mahsus veya umuma açık yerlerde her ne ad altında olursa olsun kazanç sağlamak amacı taşımayan fiillerin dahi 1072 sayılı Kanun’un 1. maddesi kapsamında olan “oyun alet veya makineleri ile benzerlerinin bulundurulması veya çalıştırılması ya da yurda sokulması veya imal edilmesi” hâlinde 1072 sayılı Kanun’a muhalefet suçunun oluşacağı hususu göz önüne alındığında; sanık …‘in eyleminin “bulundurmak”, “yurda sokmak” ve “imal etmek” şeklindeki anılan suçun seçimlik hareketlerinden birisine girmediği kabul edilmekle birlikte, “çalıştırmak” seçimlik hareketi bakımından sanığın eylemi değerlendirildiğinde; tombala makinesini çalıştırmaktan, “tombala makinesini işe yarar duruma getirmek” şeklindeki sözlük anlamı değil, tombala makinesinin bir bütün hâlinde işletilmesinin anlaşılması gerektiği, bu yönüyle tombala makinesiyle kumar oynanan umuma açık yerde günlük yevmiye karşılığı gözcülük yapan ve suça konu tombala makinesi üzerinde inceleme dışı sanık … ile birlikte ortak hâkimiyeti bulunmayan sanığın, suç yerini işleten inceleme dışı sanık …’ün talimatı üzerine gözcülük yapması şeklindeki eyleminin “çalıştırmak” seçimlik hareketine de girmediği, tombala makinesini bulunduran ve çalıştıran şahsın bu makinenin maliki olan ve iş yerini işleten inceleme dışı sanık … olduğu anlaşıldığından, tombala makinesiyle kumar oynanan yerde gözcülük yapan ve kumar oynanması için yer ve imkân sağlama suçundan Yerel Mahkemece hakkında mahkûmiyet kararı verilen sanık …‘in eyleminin 1072 sayılı Rulet, Tilt, Langırt ve Benzeri Oyun Alet ve Makinaları Hakkında Kanun’a muhalefet suçunu oluşturmadığı kabul edilmelidir. Bu itibarla; Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının kabulüne, Özel Dairenin onama kararının kaldırılmasına, Yerel Mahkeme hükmünün sanığın eyleminin 1072 sayılı Rulet, Tilt, Langırt ve Benzeri Oyun Alet ve Makinaları Hakkında Kanun’a muhalefet suçunu oluşturmadığının gözetilmemesi isabetsizliğinden bozulmasına karar verilmelidir.


YARGITAY 8. CEZA DAİRESİ Esas: 2016/5767 Karar: 2016/8150 Tarih: 20.06.2016

  • TCK 228. Madde

  • Kumar Oynanması İçin Yer ve İmkan Sağlama Suçu

5237 Sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 228/1. maddesinde, “Kumar oynanması için yer ve imkân sağlayan kişi, bir yıla kadar hapis ve adlî para cezası ile cezalandırılır.” hükmünün yer aldığı, anılan Kanun’un 52/1 ve 2. fıkrasında ise, “Adlî para cezası, beş günden az ve kanunda aksine hüküm bulunmayan hâllerde yediyüzotuz günden fazla olmamak üzere belirlenen tam gün sayısının, bir gün karşılığı olarak takdir edilen miktar ile çarpılması suretiyle hesaplanan meblağın hükümlü tarafından Devlet Hazinesine ödenmesinden ibarettir”, “En az yirmi ve en fazla yüz Türk Lirası olan bir gün karşılığı adlî para cezasının miktarı, kişinin ekonomik ve diğer şahsî hâlleri göz önünde bulundurularak takdir edilir.” hükümlerinin yer aldığı, buna göre adlî para cezasının anılan hükümler nazara alınmak suretiyle öncelikle gün olarak tespit edilmesi gerektiği gözetilmeksizin yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmediğinden bahisle 5271 Sayılı CMK.nun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğünün 06.04.2016 gün ve 358 Sayılı Kanun Yararına Bozma istemine atfen Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 19.04.2016 gün ve KYB/2016-150947 Sayılı ihbarnamesi ile dairemize tevdii kılınmakla incelendi.

Gereği görüşülüp düşünüldü:

KARAR : 5237 Sayılı TCK.nun 228/1 52/1 madde ve fıkraları uyarınca hapis cezası yanında hükmedilmesi gereken adli para cezasının, kanunda öngörülen adli para cezasına esas alınan gün üzerinden artırım veya indirim yapıldıktan sonra belirlenen sonuç gün sayısı ile bir gün karşılığı tayin olunan miktarın çarpılması sonucu cezanın belirlenmesi gerektiğinin gözetilmeden yazılı şekilde hapis cezası yanında uygulama yeri bulunmadığı halde doğrudan adli para cezası tayini,

SONUÇ : Yasaya aykırı ve Adalet Bakanlığı’nın Kanun Yararına Bozma istemine dayalı Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın ihbarname içeriği bu itibarla yerinde görüldüğünden Asliye Ceza Mahkemesi’nin 16.10.2014 gün ve 2014/852 esas, 2014/330 Sayılı kararının 309. maddesi uyarınca ( BOZULMASINA ), anılan hükmün 4/d fıkrası uyarınca; hükmün ilk fıkrasında yer alan “450,00 TL” ibaresinin çıkartılarak yerine “5 gün” ibaresinin yazılmasına, 62/1 maddesinin uygulanmasına dair fıkrada yer alan “375,00 TL” ibaresinin hükümden çıkartılarak yerine “4 gün” ibaresinin yazılmasına ve hükme “hükmedilen 4 gün adli para cezasının 5237 Sayılı TCK.nun 52/2 maddesi uyarınca sanığın ekonomik ve diğer şahsi halleri göz önüne alınarak günlüğü takdiren 20,00 TL’den, 80,00 TL adli para cezasına çevril- mesine” ibaresinin eklenmesine, infazın hapis cezası yanında hükmedilen adli para cezası yönünden bu miktar üzerinden yapılmasına, dosyanın Adalet Bakanlığı’na gönde- rilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’na ( TEVDİİNE ), 20.06.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.


YARGITAY 8. CEZA DAİRESİ Esas : 2016/12423 Karar : 2018/597 Tarih : 18.01.2018

  • TCK 228. Madde

  • Kumar Oynanması İçin Yer ve İmkan Sağlama Suçu

Tombala makinası ile kumar oynatan sanık hakkında 1072 sayılı Kanuna muhalefet suçundan zamanaşımı süresi içinde dava açılması mümkün görülmüştür.

Yapılan duruşmaya, toplanıp karar yerinde gösterilen kanıtlara, mahkemenin yargılama sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine göre yerinde görülmeyen sair itirazların reddine, ancak;

1- Sanık hakkında ceza tayin edilirken, kısa kararda ‘‘takdiren teşdiden’’ denildiği halde, kanunun belirtilen maddesindeki alt sınırdan hüküm kurularak çelişkiye neden olması,

2- 5326 sayılı Kabahatler Kanunu’nun 34. maddesine göre, adli emanete alınan 70,00 TL parayla ilgili karar verme yetkisinin mülki amirliğe ait olduğu gözetilmeksizin, yasal olmayan gerekçeyle TCK.nun 54. madde uyarınca müsaderesine karar verilmesi,

Yasaya aykırı, Cumhuriyet Savcısı ve sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi uyarınca uygulanması gereken CMUK.nun 321. maddesi gereğince BOZULMASINA, 18.01.2018 gününde oyçokluğuyla karar verildi.

KARŞI DÜŞÜNCE

Sanık hakkında tombala makinesi ile tombala oynattığı iddiasıyla TCK.nun 228. maddesi ile cezalandırılmasına ilişkin yapılan yargılamada,

1072 sayılı Rulet, Tilt ve Benzeri Oyun Aletleri ve Makinaları hakkında Kanunun 1. maddesinde rulet, tilt, langırt ve benzeri baht ve talihe bağlı veya maharet isteyen otomatik, yarı otomatik, el veya ayakla kullanılan oyun makinaları ve benzerlerini bulundurmak veya çalıştırmak veya yurda sokmak yahut imal etmeyi yasakladığı ve madde kapsamında bu aletlerle kumar oynatılması halinde ayrıca kumar oynanması için yer ve imkan sağlama suçundan da ceza verileceğine ilişkin bir hüküm bulunmaması karşısında, 1072 sayılı Kanun kapsamındaki tombala makinası ile tombala oynatılması eyleminde TCK.nun 44/1. maddesinde yer alan “işlediği bir fiil ile birden fazla farklı suçun oluşmasına sebebiyet veren kişi, bunlardan en ağır cezayı gerektiren suçtan dolayı cezalandırılır” hükmü karşısında sanığın 1072 sayılı Kanunun 1 ve 2. maddesi ile cezalandırılması gerekirken yazılı şekilde TCK.nun 228/1. maddesi ile cezalandırılmasına karar verilmesi yasaya aykırı olmakla, sayın çoğunluğun hükmün bozulmasına dair kararına yukarıdaki gerekçe nedeniyle katılmıyoruz. 18.01.2018


YARGITAY 19. CEZA DAİRESİ Esas : 2015/12604 Karar : 2016/2353 Tarih : 22.02.2016

  • TCK 228. Madde

  • Kumar Oynanması İçin Yer ve İmkan Sağlama Suçu

Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.

İddianame anlatımına göre dava konusu yapılan ve birbirinden bağımsız olan 1072 sayılı Kanuna aykırılık ile 5237 sayılı TCK’nın 228/1. maddesinde düzenlenen “Kumar oynanması için yer ve imkan sağlama” suçlarından ayrı ayrı hüküm kurulması gerekirken, yazılı şekilde, yalnızca bir suçtan hüküm kurulması, karşı temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.

Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;

Yükletilen suçun sanık tarafından işlendiğinin kanuna uygun olarak yürütülen duruşma sonucu saptandığı, bütün kanıtlarla aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde ve eksiksiz sergilendiği, özleri değiştirilmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı,

Eylemin doğru olarak nitelendirildiği ve Kanun’da öngörülen suç tipine uyduğu,

Cezanın kanuni bağlamda uygulandığı,

Anlaşıldığından, sanık müdafiinin temyiz nedenleri yerinde görülmemiş olmakla, tebliğnameye uygun olarak, TEMYİZ DAVASININ ESASTAN REDDİYLE HÜKMÜN ONANMASINA, 22/02/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.


UYARI

Web sitemizdeki tüm makale ve içeriklerin telif hakkı Av. Baran Doğan’a aittir. Tüm makaleler hak sahipliğinin tescili amacıyla elektronik imzalı zaman damgalıdır. Sitemizdeki makalelerin kopyalanarak veya özetlenerek izinsiz bir şekilde başka web sitelerinde yayınlanması halinde hukuki ve cezai işlem yapılacaktır. Avukat meslektaşların makale içeriklerini dava dilekçelerinde kullanması serbesttir.

Makale Yazarlığı İçin

Avukat veya akademisyenler hukuk makalelerini özgeçmişleri ile birlikte yayımlanmak üzere avukatbd@gmail.com adresine gönderebilirler. Makale yazımında konu sınırlaması yoktur. Makalelerin uygulamaya yönelik bir perspektifle hazırlanması rica olunur.

Paylaş
RSS