0 212 652 15 44
Çalışma Saatlerimiz
Hafta İçi 09.00 - 18.00

Özel Belgeyi Bozmak, Yok Etmek veya Gizlemek Suçu

TCK Madde 208

(1) Gerçek bir özel belgeyi bozan, yok eden veya gizleyen kişi, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.



TCK Madde 208 Gerekçesi

Maddede, özel belgeyi bozmak, yok etmek ve gizlemek fiilleri, özel belgede sahtecilik suçundan ayrı bir suç olarak ceza yaptırımı altına alınmıştır.

Suçun konusu, hukuken geçerli, yani gerçek bir özel belgedir.

Söz konusu suçu oluşturan seçimlik hareketler, özel belgeyi bozmak, yok etmek veya gizlemektir.

Gerçek bir özel belge üzerindeki yazıları örneğin boyamak, karalamak veya silmek suretiyle okunamaz hâle getirmek, belgeyi yırtmak, yakmak veya gizlemek fiilleri bu suçu oluşturur.

Gizleme hâlinde, belge varlığını ve bütünlüğünü muhafaza etmektedir. Gizlenen belge, kişilerin nezdinde bulunan özel belge olabileceği gibi, özel veya kamuya ait bir kurum veya kuruluşta muhafaza edilen özel belge de olabilir. Noterde muhafaza edilen vasiyetname, bu ikinci hâle örnek teşkil eder.

Bir özel belgenin, örneğin bir uyuşmazlık bağlamında mahkemeden istenmesine karşılık; gerçeğe aykırı olarak, mevcut olmadığının veya bulunamadığının bildirilmesi hâlinde, bu suç oluşur. Ancak, bir suça ilişkin olarak yapılan soruşturma veya kovuşturma kapsamında istenen belgelerin verilmemesi hâlinde, özel belgenin gizlenmesi suçunun değil, suç delillerini gizleme suçunun oluştuğunu kabul etmek gerekir.

Gizleme olgusu, özel belgenin nezdinde bulunduğu kişiden ya da kurum veya kuruluştan çalınması suretiyle de gerçekleşebilir. Ancak, bu durumda, hırsızlık suçundan dolayı değil, özel belgenin gizlenmesi suçundan dolayı hüküm tesis edilmelidir.


TCK 208 (Özel Belgeyi Bozmak, Yok Etmek veya Gizlemek Suçu) Emsal Yargıtay Kararları


YARGITAY 21. CEZA DAİRESİ Esas: 2015/1241 Karar: 2015/1161 Tarih: 14.05.2015

  • TCK 208. Madde

  • Özel Belgeyi Bozmak, Yok Etmek veya Gizlemek Suçu

1- )Sanık tarafından yırtılan suça konu senetlerin parçaları bir araya getirildiğinde Türk Ticaret Kanununda yazılı unsurlarının tam olması durumunda eylemin 205. maddesindeki “resmi belgeyi bozma, yok etme veya gizleme”, unsurlarının tam olmaması durumunda ise 208. maddesindeki “özel belgeyi bozma, yok etme veya gizleme” suçunu oluşturacağı cihetle, savcılık ifadesinde yırtılan senet parçalarının kendisinde olduğunu beyan etmesi karşısında, mümkün olduğu takdirde suça konu senet parçalarının katılandan temin edilip incelenerek, yasal unsurlarının tam olup olmadığının değerlendirilmemesi,

2- ) Sanığın yırttığı senedin parçaları bir araya getirilip yapıştırıldığında hak sahibinin bu senetten yararlanma olanağının bulunup bulunmadığı saptanarak sonucuna göre eylemin teşebbüs aşamasında kalıp kalmadığının karar yerinde tartışılmaması,

3- ) 5237 sayılı TCK’nun 53/3. maddesi uyarınca hapis cezası ertelenen sanık hakkında kendi altsoyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından hak yoksunluğuna hükmedilmeyeceğinin gözetilmemesi,

SONUÇ : Yasaya aykırı, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nun 321. maddesi uyarınca isteme aykırı olarak BOZULMASINA,14.05.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.


YARGITAY 11. CEZA DAİRESİ Esas: 2013/10009 Karar: 2015/25819 Tarih: 29.04.2015

  • TCK 208. Madde

  • Özel Belgeyi Bozmak, Yok Etmek veya Gizlemek Suçu

Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma neticelerine uygun şekilde oluşan inanç ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre sanığın yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine; ancak:

01.06.2005 tarihinde yürürlüğe giren 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nda belgeyi yok etmek, bozmak veya gizlemek suçunun konusunun resmi evrak olması halinde 205. özel evrak olması durumunda ise uygulanması gerekmesine nazaran, resmi belge ile özel belgenin gerek sahtecilik gerek bozmak, yok etmek veya gizlemek suçları açısından ayrı ayrı düzenlendiği cihetle, suça konu yırtıldığı iddia olunan senetlerin ele geçirilememiş olması ve parçalarının bir araya getirtilip TTK’nın 688. maddesinde sayılan yasal unsurları taşıyıp taşımadığının saptanamaması karşısında; “şüpheden sanık yararlanır” ilkesi gereğince suçun konusunu oluşturan senetlerin özel belge niteliğinde sayılması gerektiği cihetle, sanığın 5237 sayılı TCK’nın 208. maddesine göre cezalandırılması gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesi,

Sonuç: Yasaya aykırı, sanığın temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca istem gibi BOZULMASINA, 29.04.2015 gününde oybirliği ile karar verildi.


YARGITAY 15. CEZA DAİRESİ Esas : 2017/2590 Karar : 2018/1007 Tarih : 15.02.2018

  • TCK 208. Madde

  • Özel Belgeyi Bozmak, Yok Etmek veya Gizlemek Suçu

Katılanın, karı-koca olup birlikte galericilik yapan sanıklardan bankadan kredi çekmek suretiyle traktör satın aldığı, katılanın akrabası olan sanık …‘ın bankadan çekilen kredi sözleşmesi ile bu kredi çekilirken bankaya verilen katılanın alacaklı, katılanın babası …‘nın borçlu olarak gözüktüğü 74.000 TL bedelli senedi kefil sıfatıyla imzaladığı, ayrıca katılanın borçlu, sanık …‘ın alacaklı olarak gözüktüğü, vadesi ve keşide yeri bulunmayan 74.000 TL’lik senedin arkasına “Traktör kredisi için Şeker Banka verilen 74.000 YTL’lik senet hatır senedidir. …, ‘ya ait alacaklısı … 2010 yılında borç bitince senetler karşılıklı iptal edilecektir. 01.05.2006 …- imza” şerhi düşülerek katılan tarafından sanıklara verildiği, daha sonradan senedin eksik kısımları doldurulup, arkasındaki şerh kesilerek sanık … tarafından kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla katılan aleyhine icra takibi başlatıldığının iddia edildiği somut olayda, gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek şekilde tespiti amacıyla, öncelikle suça konu senedin ön yüzündeki imza ve yazıların sanık …‘ın el ürünü olup olmadığı yönünde inceleme yaptırılması, daha sonra da yapılan sahtecilikte aldatma yeteneği bulunup bulunmadığının takdir ve tayininin hakime ait olduğu da dikkate alınarak, söz konusu senedin mahkeme heyeti tarafından incelenip özellikleri zapta geçirilerek, sahtecilikte aldatma kabiliyeti bulunup bulunmadığının tespitinden sonra sanıkların hukuki durumunun tayin ve takdirinin gerektiği gözetilmeden eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi,

Kabule göre de;

1- Sanık …‘ın unsurları eksik olup arkasında teminat şerhi bulunan özel belge niteliğinde belgenin unsurlarını tamamlayıp arkasındaki teminat şerhini kesmek şeklindeki eyleminin TCK’nın 204/1 maddesinde düzenlenen resmi belgede sahtecilik suçunu oluşturduğu gözetilmeden suç vasfında hataya düşülerek TCK’nın 208/1 maddesi gereğince mahkumiyet hükmü kurulması,

2- Sanık …‘ın katılan aleyhine başlattığı icra takibi nedeniyle katılanın bir kısım malvarlığının haczedilmesi nedeniyle atılı nitelikli dolandırıcılık suçun tamamlandığı gözetilmeden, eylemin teşebbüs aşamasında kaldığı gerekçesiyle TCK’nın 35. maadesi gereğince indirim yapılması,

3- Sanık … hakkında nitelikli dolandırıcılık suçundan hüküm kurulurken hapis cezası alt sınırdan tayin edildiği halde, adli para cezası birim gün sayısının yasal ve yeterli gerekçe gösterilmeden alt sınırdan uzaklaşılarak belirlenmesi,

4- Sanıkların bir daha suç işlemekten çekineceği yönünde mahkemede kanaat hasıl olmadığı gerekçesiyle CMK’nın 231/5. maddesi gereğince hükümlerin açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına karar verildiği halde, hükmün ertelenmesi halinde sanıkların bir daha suç işlemekten çekineceği yönünde olumlu kanaat hasıl olduğu gerekçesiyle mahkumiyet hükümlerinin ertelenmesine hükmedilerek çelişkiye neden olunması,

5- TCK’nın 51. maddesi gereğince hapis cezası ertelenen sanıklar hakkında , 5237 sayılı TCK’nın 51/3. maddesi gereğince denetim süresi belirlenmesi gerektiğinin gözetilmemesi,

Kanuna aykırı, katılan vekili ve sanıklar müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükümlerin bu nedenle 5320 sayılı Kanun’un 8/1.maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321.maddesi uyarınca BOZULMASINA, 15/02/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.


YARGITAY 15. CEZA DAİRESİ Esas : 2014/2001 Karar : 2016/7370 Tarih : 5.10.2016

  • TCK 208. Madde

  • Özel Belgeyi Bozmak, Yok Etmek veya Gizlemek Suçu

Gerekçeli karar başlığında “2008” olarak gösterilen suç tarihinin “11/10/2008” olarak mahallince düzeltilmesi mümkün görülmüştür.

Katılanın yöneticisi olduğu… Apartmanında, 30/06/2007-11/10/2008 tarihleri arasında yöneticilik yapan sanığın, bu süre zarfında apartman yönetimine ait defterleri usulüne uygun tutmadığı gibi makbuzlar üzerinde silintiler ve kazıntılar yaparak tahrifatta bulunduğu, apartman yöneticilik görevi bitmesine rağmen karar defteri ile harcamalara ilişkin belgeleri yeni yöneticiye teslim etmediği, ayrıca yönetim defteri ve makbuzlarında yapılan bilirkişi incelemesine göre 11.901,46 TL paranın sanığın uhdesinde olduğu, bu şekilde üzerine atılı suçları işlediği iddia edilen olayda;

1- Sanığın, yöneticilik görevi bitmesine rağmen karar defteri ile harcamalara ilişkin belgeleri yeni yöneticiye teslim etmemesi ve kovuşturma aşamasında yaptırılan bilirkişi incelmesine göre, apartmanın giderleri için toplanan paranın 6.986,21 TL’sini uhdesinde tutması şeklindeki eylemlerinin bir bütün halinde TCK’nın 155/2. maddesinde düzenlenen hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçunu oluşturduğu gözetilmeden, karar defteri ve harcamalara ilişkin belgelerin yeni yöneticiye teslim edilmemesi şeklindeki eylemin ayrıca özel belgeyi gizleme suçunu oluşturacağı kabul edilerek yazılı şekilde hüküm kurulması,

2- Mahkemenin gerekçesinde, sanığın görev yaptığı dönemdeki makbuzlar üzerinde silinti ve kazıntı yaparak özel belgede sahtecilik suçunu işlediğinin belirlenmesi, 10/05/2012 tarihli 9. duruşmada incelenen emanet eşyaları içerisinde bulunan suça konu 253 ve 254 numaralı makbuzlardaki yazıların okunamayacak derecede üzerinden gidilmiş ve karışık vaziyette olduğunun, 254 numaralı makbuzda sadece … adının okunabildiğinin belirtilmesine karşın, iğfal kabiliyeti hususunda bir tespite yer verilmemesi, hükme esas alınan 27/12/2011 tarihli bilirkişi raporunda da, sanık tarafından düzenlenen para tahsilat makbuzlarından 6 sayılı makbuz koçanından 253 ve 254 sayılı makbuzların okunamayacak şekilde olduğuna ve bu makbuzlarda silinti, kazıntı ve tahrifatlar yapıldığına, 4 sayılı koçanın … numaralı makbuzunun yazı ve rakamları okunmayacak şekilde düzenlendiğine yönelik tespitlerde bulunulması karşısında; belgelerde sahtecilik suçlarında aldatma yeteneğinin bulunup bulunmadığının takdirinin hakime ait olduğu ve yapılan tahrifatın aldatıcı nitelikte olmaması halinde eylemin TCK’nın 208. maddesinde öngörülen “özel belgeyi bozma, yok etme veya gizleme” suçunu oluşturacağı gözetilerek, suça konu belgelerin aldatma yeteneğinin ne şekilde oluştuğu denetime olanak verecek şekilde karar yerinde açıklanıp tartışılmadan yazılı şekilde hüküm kurulması,

Kabule göre de;

Hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçundan kurulan hükümde, hapis cezası alt sınırdan tayin olunduğu halde, ayrıca yasal ve yeterli gerekçe gösterilmeden aynı gerekçeyle adli para cezasına esas alınması gereken tam gün sayısının alt sınırdan uzaklaşılarak tayini suretiyle çelişkiye düşülmesi,

Kanuna aykırı olup, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden, 5320 sayılı Kanun’un 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca hükümlerin BOZULMASINA, 05/10/2016 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.


UYARI

Web sitemizdeki tüm makale ve içeriklerin telif hakkı Av. Baran Doğan’a aittir. Tüm makaleler hak sahipliğinin tescili amacıyla elektronik imzalı zaman damgalıdır. Sitemizdeki makalelerin kopyalanarak veya özetlenerek izinsiz bir şekilde başka web sitelerinde yayınlanması halinde hukuki ve cezai işlem yapılacaktır. Avukat meslektaşların makale içeriklerini dava dilekçelerinde kullanması serbesttir.

Makale Yazarlığı İçin

Avukat veya akademisyenler hukuk makalelerini özgeçmişleri ile birlikte yayımlanmak üzere avukatbd@gmail.com adresine gönderebilirler. Makale yazımında konu sınırlaması yoktur. Makalelerin uygulamaya yönelik bir perspektifle hazırlanması rica olunur.

Paylaş
RSS