0 212 652 15 44
Çalışma Saatlerimiz
Hafta İçi 09.00 - 18.00

Israrlı takip suçu

TCK Madde 123/A

(1) Israrlı bir şekilde; fiziken takip etmek ya da haberleşme ve iletişim araçlarını, bilişim sistemlerini veya üçüncü kişileri kullanarak temas kurmaya çalışmak suretiyle bir kimse üzerinde ciddi bir huzursuzluk oluşmasına ya da kendisinin veya yakınlarından birinin güvenliğinden endişe duymasına neden olan faile altı aydan iki yıla kadar hapis cezası verilir.

(2) Suçun;

a) Çocuğa ya da ayrılık kararı verilen veya boşandığı eşe karşı işlenmesi,

b) Mağdurun okulunu, işyerini, konutunu değiştirmesine ya da okulunu veya işini bırakmasına neden olması,

c) Hakkında uzaklaştırma ya da konuta, okula veya iş yerine yaklaşmama tedbirine karar verilen fail tarafından işlenmesi,

halinde faile bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası verilir.

(3) Bu maddede düzenlenen suçun soruşturulması ve kovuşturulması şikâyete bağlıdır.



TCK 123/A Madde Gerekçesi (Israrlı Takip Suçu)

Maddeyle, 5237 sayılı Kanuna yeni bir madde eklemek suretiyle, ısrarlı takip olarak nitelendirilen fiiller müstakil bir suç haline getirilmektedir. Böylelikle, mağdurun maddi ve manevi kişiliğine veya vücut bütünlüğüne yönelik daha ağır fiiller ortaya çıkmadan önceki aşamada ısrarlı takip fiillerinin orantılı bir yaptırıma bağlanması amaçlanmaktadır.

Düzenlemeyle, özellikle kadına yönelik şiddet içeren suçlar işlenmeden önce ısrarlı takip fiilleriyle etkin mücadele edilmesi ve mağdurlann korunması hedeflenmektedir. Israrlı takip suçu, başta Almanya, Avusturya, Fransa, Belçika ve İtalya olmak üzere bazı hukuk sistemlerinde düzenlenmiş olup, bu suçun tammı ülkeden ülkeye belirgin farklılıklar göstermekte, ilgili ülkenin sosyal ve kültürel yapısı ile suç ve ceza politikası, bu suçun unsurlan ile yaptırımının belirlenmesinde etkili olmaktadır.

Teklife göre, bu suçun oluşabilmesi için, ısrarlı bir şekilde fıziken takip etmek ve yine ısrarlı bir şekilde haberleşme ve iletişim araçlarını, bilişim sistemlerini veya üçüncü kişileri kullanarak temas kurmaya çalışmak suretiyle mağdurda ciddi bir huzursuzluk oluşmasına ya da kendisinin veya yakınlarından birinin güvenliğinden endişe duymasına neden olunması gerekmektedir.

Bu takip olgusu, mağdurun fiziki olarak izlenmesi şeklinde gerçekleştirilebileceği gibi haberleşme ve iletişim araçları, bilişim sistemleri veya üçüncü kişileri kullanarak mağdurla temas kurulmaya çalışılması şeklinde de ortaya çıkabilecektir. Fiziki takibin mutlaka mağdurun peşinden gitmek şeklinde gerçekleşmesi şart değildir. Bunun yanı sıra, failin farklı zaman ve mekanlarda mağdurun karşısına çıkması, onun bulunduğu ortamlarda yanına yaklaşması ve böylece kendisini sürekli olarak mağdura görünür kılmaya çalışması halinde de takip olgusu gerçekleşecektir. Bu kapsamda iş yeri, okul, çarşı, pazar ve benzeri yerlerde sıklıkla mağdurun karşısına çıkılması veya takip edildiğinin hissettirilmesi ya da konutunun önünde, sokağının girişinde beklenmesi gibi fiillerin ölçüsüz biçimde tekrarlanması, fiziki takip olarak kabul edilebilecektir.

Öte yandan, ısrarlı takip fiili, haberleşme ve iletişim araçlarını veya bilişim sistemlerini ya da üçüncü kişileri kullanarak temas kurmaya çalışmak suretiyle de gerçekleştirilebilir. Teknolojideki hızlı gelişmeler, haberleşme ve iletişim araçlan ve bilişim sistemlerinin çok yoğun ve yaygın kullanımı, bireylerin bu araçlar üzerinden bağlantı kurmasını ve birbirini takibini kolaylaştırmıştır. Ne var ki bu araçlar, ısrarlı takip eylemlerinde de sıklıkla kullanılmaktadır. Özellikle bilişim sistemleri alanında üretilen yeni araçlar, faillerin mağdurla iletişime geçme imkân ve yöntemlerini her geçen gün artırmaktadır. Böylece mektup, faks, kısa mesaj veya e-posta gönderme ya da telefon etmenin yanı sıra failler internet üzerinden oluşturulan programlar, uygulamalar ve sosyal mecralar aracılığıyla söz konusu iletişimi kolaylıkla sağlayabilmektedir.

Diğer yandan, ısrarlı takip failleri zaman zaman mağdur ile iletişime geçmek amacıyla üçüncü kişilerden de faydalanmaktadır. Fail mağdurla bizzat iletişim kurmadığı veya kuramadığı hallerde onun yakın çevresindeki kişileri kullanarak mağdura ulaşmaya çalışmaktadır. Hatta fail bazen mağdurun hiç tanımadığı kişileri dahi bu amaçla kullanabilmektedir. Üçüncü kişilerin kullanılmasında fail, bu kişilerin bizzat mağdur ile yüz yüze görüşmelerini sağlayabileceği gibi kendisi yerine bu kişiler tarafından iletişim ve haberleşme araçları veya bilişim sistemlerinin kullanılması suretiyle de mağdurla temas kurulmasını temin etmeye çalışabilecektir.

Suçun oluşması için, maddede belirtilen seçimlik hareketlerin ısrarlı şekilde yapılması gerekmektedir. Israr, bir düşüncede veya davranışta ayak direme, üsteleme anlamma gelen bir sözcük olup, maddede belirtilen hareketlerin tekrarlanarak yapılmasını ifade etmektedir. Israr, fiilin haksızlık içeriği bakımından cezayı gerekli kılacak boyuta erişmesini ifade eden bir ölçüttür. Haksızlık teşkil eden fiilin makul sayılabilecek ölçülerde gerçekleştirilmesi halinde bu suç oluşmayacaktır. Israrın varlığı bakımından mutlaka aynı hareketin müteaddit defalar tekrarlanması şart değildir. Fail maddede belirtilen seçimlik hareketlerden birini ısrarla tekrarlayabileceği gibi farklı seçimlik hareketleri farklı yer ve zamanlarda tekrarlamak suretiyle de ısrar iradesini gösterebilir. Hâkim, ısrar unsurunun gerçekleşip gerçekleşmediğini somut olayın şartları çerçevesinde tespit edecektir.

Ayrıca bu suçun oluşabilmesi için ısrarlı takip fiilinin mağdurun üzerinde ciddi bir huzursuzluk oluşturmasma ya da kendisinin veya yalanlarından birinin güvenliğinden endişe duymasına neden olması gerekir. Bu durum somut olayda hâkim tarafından belirlenecektir. Bu belirleme yapılırken ısrar fiilinin nicelik ve nitelik itibarıyla mağdur üzerinde ciddi bir huzursuzluk oluşturmasına ya da kendisi veya yakınlarından birinin güvenliğinden endişe duymasına elverişli olup olmadığına bakılacaktır.

Diğer yandan, ısrarlı takip fiilinde mağdur bizzat kendi güvenliğinden endişe duyabildiği gibi failin ısrarla tekrarlanan bu davranışları nedeniyle yakınlarından birinin güvenliğinden de endişe duyabilmektedir. Fail mağdur üzerinde kurmaya çalıştığı baskı nedeniyle kimi zaman mağdurun yakınlarını da hedef alarak hareket etmektedir. Failin, takip ettiği düşüncesini vermek veya kendisiyle görüşmeye ikna etmek amacıyla mağdurun babasının iş yerine ait fotoğrafları çekip mağdura göndermesi buna örnek gösterilebilir. Ayrıca, ısrarlı takibe konu fiillerin tekrarlanmasına bağlı olarak mağdurun günlük hayatının alışılmış, tekrar eden gereklerini yerine getirmekte zorluk çekmesi nedeniyle olağan yaşamında ciddi değişiklikler yapmak zorunda kalması, bu kapsamda okulunu, işyerini, konutunu değiştirmesi ya da okulunu veya işini bırakması suçun cezayı ağırlaştıran bir hali olarak kabul edilmektedir.

Kanunun 123 üncü maddesinde düzenlenen “kişilerin huzur ve sükûnunu bozma” suçundan farklı olarak, ısrarlı takip suçunda failin “sırf huzur ve sükûnu bozma maksadıyla” hareket etmesi aranmamaktadır. Israrlı takip suçunun oluşabilmesi için failin kasten hareket etmesi yeterlidir. Failin ısrarlı takip fiilini hangi maksatla gerçekleştirdiğinin suçun oluşması bakımından bir önemi bulunmamaktadır. Failin mağdurla temas kurma veya kendisini hissettirme çabası, duygusal nedenlerden kaynaklanabileceği gibi, yine duygusal nedenlere bağlı olarak mağduru korkutmak ya da baskı altına almak amacıyla da gerçekleşebilecektir. Yine ısrarlı takip suçu, zarar suçu olarak düzenlendiğinden, tehlike suçu olarak düzenlenmiş olan 123 üncü maddedeki suçtan ayrılmaktadır.

Israrlı takip suçu, 123 üncü maddede yer alan suçun özel bir şeklini oluşturmaktadır. Böylelikle, bu suçun oluştuğu durumlarda 123 üncü madde uyannca işlem yapılamayacaktır. Belirtmek gerekir ki, ısrarlı takip suçunun işlenmesi sırasında mağdura yönelik gerçekleştirilen fiillerin başka bir suç oluşturması halinde fail, suç teşkil eden bu fiillerden de cezalandırılabilecektir. Örneğin, ısrarlı takip fiili kapsamında mağdura yönelik gerçekleştirilen hareketlerden bir veya birden fazlasının hakaret veya tehdit suçunu oluşturması durumunda ısrarlı takip suçunun yanı sıra işlenen bu suçlardan dolayı da fail ayrıca cezalandırılabilecektir. Bu suçun faili herkes olabilmekle birlikte çoğunlukla mağdur, daha önceden tanıdığı bir kişinin takibine maruz kalmaktadır. Maddenin ikinci fıkrasıyla, suçun çocuğa ya da ayrılık kararı verilen veya boşandığı eşe karşı işlenmesi ile hakkında uzaklaştırma veya konuta, okula ya da iş yerine yaklaşmama tedbirine karar verilen fail tarafından işlenmesi halleri, cezayı ağırlaştırıcı neden olarak kabul edilmektedir.

Maddenin üçüncü fıkrasıyla, mukayeseli hukuktaki genel uygulama dikkate alınarak, suçun soruşturulması ve kovuşturulmasının mağdurun şikâyetine bağlı olduğu kabul edilmektedir. Ancak, maddede düzenlenen suç Teklifle 5271 sayılı Kanunun 253 üncü maddesinde yapılması öngörülen değişiklikle uzlaştırma kurumunun kapsamı dışında bırakılmaktadır.

Israrlı Takip Suçu Yargıtay Kararları


Çocuğa Karşı Israrlı Takip Eylemi ve Suç Vasfı

II. TEMYİZ SEBEPLERİ

Katılan vekilinin temyiz sebepleri; sanığın ifadesinde atılı suçu tevil yollu ikrar ettiğine, çocuğa karşı ısrarlı takip suçunun işlendiği sabit olduğundan üst sınırdan cezalandırılması gerektiğine , vesaire ilişkindir.

III. OLAY VE OLGULAR

İlk Derece Mahkemesince, dosyada mevcut belge ve bilgiler, soruşturma ve kovuşturma evrelerinde alınan beyanlarla birlikte dikkate alınarak yapılan değerlendirmede; sanığın olay günü akşam 19:15 sıralarında yolda yürüdüğünü gördüğü mağduru yakın mesafeden takip etmeye başladığı, etrafta oyun oynayan çocukları kastederek mağdura yönelik ‘‘korktun mu çocuklardan’’ diyerek mağdurla konuşmaya çalıştığı, sanığın gülerek bu kez de mağdura ‘‘nerelisin, senin ne işin var burada, niye buralara geldiniz, ne iş yapıyorsun’’ şeklinde sorular sorduğu, akabinde mağduru geçerek yeniden mağdurun yanına yaklaştığı, sanığın alkolü olduğunu hisseden ve kendisine fiziksel temasta bulunabileceğini düşünen mağdurun kaçarak olay yerinden uzaklaştığı, böylece sanığın mağduru ısrarla fiziki olarak takip etmek suretiyle üzerine atılı suçu işlediği sabit bulunarak sanık hakkında 5237 sayılı TCK’nın 123/A-2a maddesindeki çocuğa karşı ısrarlı takip suçundan mahkumiyet kararı verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesince, sanığın suçlamayı kabul etmemesi, yürüdükleri kaldırımın 1 metre genişlikte olduğunu, kanal yapıldığı için yolun sağ tarafının kapalı olduğunu savunması, katılanın sanığın kendisini 300 metre kadar takip ettiğini beyan etmesi, tarafların birbirini tanımadıkları yolda tesadüfen karşılaştıkları da dikkate alınarak, tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; sanığın üzerine atılı suçun, ısrarlı takip öğesinin oluşmadığı gözetilmeden bu sebeple müsnet suçtan beraatine karar verilmesi gerekirken ilk derece mahkemesince yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesinde isabet bulunmadığından sanık hakkında İlk Derece Mahkemesinin mahkumiyet kararı kaldırılarak sanığın atılı suçtan CMK’nın 223/2-a maddesi uyarınca beraatine karar verilmiştir.

IV. GEREKÇE VE KARAR

Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre; Sanığın olay günü akşam 19:15 sıralarında yolda yürüdüğünü gördüğü yaşı küçük mağdureyi yakın mesafeden takip etmeye başladığı, etrafta oyun oynayan çocukları kastederek ‘‘korktun mu çocuklardan’’ diyerek katılan ile konuşmaya çalıştığı, akabinde katılan sessiz kalmasına rağmen devamla katılana ‘‘nerelisin, senin ne işin var burada, niye buralara geldiniz, ne iş yapıyorsun’’ şeklinde sorular sorduğu, sanığın alkolü olduğunu hisseden ve kendisine fiziksel temasta bulunabileceğini düşünen katılanın kaçarak olay yerinden uzaklaştığı, sanığın katılanı yaklaşık 300 metrelik yol boyunca yakından takip edip kendisiyle iletişim kurmaya zorladığı, akabinde katılanı geçerek yeniden katılanın yanına yaklaştığı, katılan cevap vermemesine karşın sorular sormayı sürdürdüğü, bu itibarla sanığın eylemine ilişkin TCK’nın 123/1. maddesinde düzenlenen kişilerin huzur ve sükununu bozma suçu yönünden değerlendirme yapılması yerine delillerin takdirinde hataya düşülerek yazılı şekilde sanığın beraatine karar verilmesi, bozma nedenidir (Yargıtay 12. Ceza Dairesi 2023/5745 E. , 2025/181 K.).

Israrlı Takip Suçundan Düşme Kararı Verilirse Diğer Suç Uzlaşmaya Tabi Olabilir

Dosya kapsamına göre, sanık hakkında 5237 sayılı Kanun’un 106/1-2. cümle ve 123/A-1 maddeleri uyarınca sair tehdit ve ısrarlı takip suçlarından kamu davası açıldığı, yapılan yargılama neticesinde sanığın uzlaştırma hükümlerinin uygulanmasına engel teşkil eden ısrarlı takip suçundan şikayetten feragat nedeniyle kamu davasının düşmesine ve incelemeye konu basit tehdit suçundan ise sanığın mahkûmiyetine hükmedildiği anlaşılmış ise de, sanık hakkında ısrarlı takip suçundan düşme kararı verilmesi sebebiyle, basit tehdit suçu yönünden uzlaştırmaya engel olan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun ‘‘Uzlaşma” başlıklı 253/3. maddesinde yer alan “…Uzlaştırma kapsamına giren bir suçun, bu kapsama girmeyen bir başka suçla birlikte aynı mağdura karşı işlenmiş olması hâlinde de uzlaşma hükümleri uygulanmaz.” şeklindeki düzenlemenin uygulama olanağının kalmadığı, bu hâli ile uzlaşmaya tabi basit tehdit suçu yönünden 5271 sayılı Kanunu’nun 253. maddesindeki esas ve usullere göre uzlaştırma işlemlerinin aynı Kanun’un 254. maddesi uyarınca mahkemesince yapılarak sonucuna göre sanığın hukuki durumunun takdir ve tayin edilmesi gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmediğinden anılan kararın bozulması gerektiğinin ihbar olunduğu anlaşılmıştır (Yargıtay 6. Ceza Dairesi 2025/360 E. , 2025/4024 K.).


Avukat Baran Doğan

UYARI

Web sitemizdeki tüm makale ve içeriklerin telif hakkı Av. Baran Doğan’a aittir. Tüm makaleler hak sahipliğinin tescili amacıyla elektronik imzalı zaman damgalıdır. Sitemizdeki makalelerin kopyalanarak veya özetlenerek izinsiz bir şekilde başka web sitelerinde yayınlanması halinde hukuki ve cezai işlem yapılacaktır. Avukat meslektaşların makale içeriklerini dava dilekçelerinde kullanması serbesttir.

Makale Yazarlığı İçin

Avukat veya akademisyenler hukuk makalelerini özgeçmişleri ile birlikte yayımlanmak üzere avukatbd@gmail.com adresine gönderebilirler. Makale yazımında konu sınırlaması yoktur. Makalelerin uygulamaya yönelik bir perspektifle hazırlanması rica olunur.

Paylaş
RSS