0 212 652 15 44
Çalışma Saatlerimiz
Hafta İçi 09.00 - 18.00

Yeminin Yerine Getirilmesi, Sağır veya Dilsizin Yemini

CMK Madde 56

(1) Tanık, yüksek sesle tekrar ederek veya okuyarak yemin eder.

(2) Okuma ve yazma bilen sağır veya dilsizler yemin biçimini yazarak ve imzalarını koyarak yemin ederler. Okuma ve yazma bilmeyen sağır veya dilsizler işaretlerinden anlayan bir tercüman aracılığıyla ve işaretle yemin ederler.



CMK Madde 56 Gerekçesi

Madde, yeminin nasıl yerine getirileceğini göstermektedir; önce hâkim yemin biçimini tekrarlayacak, sonra tanık yüksek sesle bunları tekrarlayacaktır. Hâkim veya yetkili yemin biçimini söyledikten sonra tanığın “ederim” sözcüğünü söylemesi yeterli değildir.

Sağır ve dilsizler, yemin şeklini yazıp imzalarını koyunca yemini yerine getirmiş sayılırlar, okuma yazma bilmiyorlarsa, işaretle yemin ederler. Bu takdirde işaretlerden anlayan bir kimsenin aracılığına başvurulur. Geçici olarak konuşma yeteneğini kaybetmiş olanlar hakkında da aynı usule başvurulur. Kişi, sağır ve dilsiz olmadığı hâlde, sağır ve dilsiz gibi hareket ederek yemin etmiş ise ettiği yemin geçerli sayılmalıdır.


CMK 56 (Yeminin Yerine Getirilmesi, Sağır veya Dilsizin Yemini) Emsal Yargıtay Kararları


YARGITAY 3. CEZA DAİRESİ Esas : 2016/8432 Karar : 2017/2258 Tarih : 6.03.2017

  • CMK 56. Madde

  • Yeminin Yerine Getirilmesi, Sağır veya Dilsizin Yemini

1)Sanık …‘ın 03.02.2014 tarihli temyiz isteminin reddine dair ek karara ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesinde;

03.02.2014 tarihli ek kararın sanığa usulüne uygun şekilde 10.02.2014 tarihinde tebliğ edildiği ve sanığın temyizinin süresinde olduğu anlaşılmakla yapılan incelemede;

Sanığın yokluğunda verilen ve usulüne uygun biçimde 10.10.2013 tarihinde tebliğ olunan kararı, 1412 sayılı CMUK’un 310. maddesinde öngörülen bir haftalık yasal süre geçtikten sonra 29.01.2014 tarihinde temyiz etmesi nedeniyle, temyiz isteminin süreden sonra olduğundan bahisle reddine ilişkin kararda usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığından, sanığın temyiz itirazlarının reddi ile redde ilişkin 03.02.2014 tarih ve 2012/5 esas, 2013/37 karar sayılı ek kararın istem gibi ONANMASINA,

2)Sanıklar …, …, …, …, … ve suça sürüklenen çocuk … hakkında kasten yaralama, sanık … hakkında kasten yaralama ve hakaret suçlarından kurulan mahkumiyet hükümlerine ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesinde;

Katılan …‘ın kollukta alınan 21.10.2009 tarihli ifadesinde de yargılama aşamasındaki beyanı ile aynı yönde sanık …‘in kendisine hakaret ettiğini belirttiği anlaşılmakla, ifadeleri arasında çelişki bulunmadığından tebliğnamenin sanık … hakkında hakaret suçu yönünden bozma istemli görüşüne iştirak edilmemiştir.

Sanık …‘ın adli sicil kaydında tekerrüre esas alınan mahkumiyetinden daha ağır cezayı içerir Erzincan 1. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2007/28 esas, 2007/231 karar sayılı ilamı ile kamu görevlisine karşı görevinden dolayı hakaret suçundan verilen erteli 1 yıl 15 gün hapis cezasına ilişkin mahkumiyeti olmasına göre, sanık hakkında 5275 sayılı CGİK’nin 108/2. maddesine aykırı olarak yazılı şekilde hüküm kurulmuş ise de, bu husus aleyhe temyiz bulunmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.

a) 5271 sayılı CMK’nin 196/2. maddesine göre, alt sınırı beş yıldan az olmayan cezayı gerektiren suçtan yargılanan sanıkların ve suça sürüklenen çocuğun istinabe yoluyla dinlenemeyecekleri, mutlaka duruşmaya çağrılıp dinlenmeleri gerektiği düşünülmeden, yazılı şekilde istinabe ve yakalama yoluyla elde edilen savunmaları ile yetinilip hüküm kurulması,

b) 06.02.2012 günlü celsede dinlenen tanıklar …, …, … ve …‘ın yeminlerinin yaptırılmaması suretiyle 5271 sayılı CMK’ nin 54, 55 ve 56. maddelerine muhalefet edilmesi,

c) Sanık …‘in diğer sanıkları ve suça sürüklenen çocuğu katılan …‘ı yaralamaya azmettirdiğine dair kanıtların nelerden ibaret olduğu karar yerinde denetime olanak verecek şekilde değerlendirilip gösterilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması,

d) Katılan …‘ın yaralanması hakkında düzenlenen 05.09.2008 tarihli Dr. … Devlet Hastanesinin geçici raporunda sol kulakta taze kanama ve başından darp edildiğinin, Adli Tıp Kurumu 2. İhtisas dairesinin 30.09.2011 tarihli raporunda da sol temporal kemikte kırığa ve sol periferik fasial paraliziye neden olan yaralanmadan bahsedilmesi karşısında katılan …‘ın tek bir darbe ile yaralandığı, katılanın kollukta kargaşada görmediği birisinin kafasının arka tarafına vurduğunu, savcılık ifadesinde beyaz gömlekli tanımadığı kişinin kendisine vurduğunu, yargılama aşamasında ise kendisine kimin vurduğunu bilmediğini belirtmesi, tanıkların katılana kim ya da kimlerin vurduğu hususunda açıkça beyanda bulunmamaları, sanıklar …, …,…, …, … ve …‘ın katılana vurmadıklarını ifade etmeleri birlikte değerlendirildiğinde, her bir sanık açısından ayrı ayrı hangi delil veya delillere dayanılarak atılı suça bizzat katıldıkları veya iştirak ettikleri hususlarında ayrıntılı değerlendirme yapılmadan yetersiz gerekçe ile yazılı şekilde hüküm kurulması,

Kabule göre de;

e) Sanıklar ve suça sürüklenen çocuk hakkında 5237 sayılı TCK’nin 86/1 ve 86/3-e maddeleri uyarınca belirlenen 3 yıl hapis cezasının TCK’nin 87/1-d maddesi uyarınca bir kat artırılması ile 6 yıl hapis cezasına hükmedilmesi gerekirken, yazılı şekilde TCK’nin 87/1-d-son maddesi uyarınca cezanın 5 yıldan az olamayacağı belirtilerek 5 yıl hapis cezasına hükmedilmesi suretiyle eksik ceza tayini,

f) Sanık …‘in suça sürüklenen çocuk …‘u ve alt soyu olan sanıklar … ve…‘i suça azmettirmesi nedeniyle, sanık hakkında 5237 sayılı TCK’nin 38/2. maddesinin uygulanması gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulmak suretiyle eksik ceza tayini,

g) Sanık … hakkında tekerrüre esas alınan Alucra Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2006/44 esas, 2007/25 karar sayılı ilamıyla 765 sayılı TCK’nin 491/ilk, 522/1, 523/1. maddeleri ile 647 sayılı Yasa’nın 4 ve 6. maddeleri gereğince elektrik hırsızlığı suçundan verilen 180 TL para cezasını içeren mahkumiyete ilişkin, 05.07.2012 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6352 sayılı Kanunun Geçici 2/2. maddesi ile “Abonelik esasına göre yararlanılabilen elektrik enerjisinin, suyun ve doğal gazın sahibinin rızası olmaksızın ve tüketim miktarının belirlenmesini engelleyecek şekilde tüketilmesi dolayısıyla bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla hakkında hırsızlık suçundan dolayı kovuşturma yapılan veya kesinleşmiş olup olmadığına bakılmaksızın hakkında hüküm verilen kişinin, bu Kanun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren altı ay içinde, zararı tamamen tazmin etmesi halinde, hakkında cezaya hükmolunmaz, verilen ceza tüm sonuçlarıyla ortadan kalkar.” hükmünün getirilmesi karşısında, bu ilamın tekerrüre esas alınıp alınmayacağı hususunda 6352 sayılı Kanun hükümlerinin mahallinde değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,

ğ) Sanık … hakkında tekerrüre esas alınan Alucra Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2005/16-33 esas ve karar sayılı ilamının sanığın çocukken işlediği bir suça ilişkin olması nedeniyle 5237 sayılı TCK’nin 58/5. maddesi uyarınca tekerrüre esas alınamayacağı gözetilmeksizin, sanık … hakkında TCK’nin 58. madde hükümlerinin uygulanmasına karar verilmesi,

h) Anayasa Mahkemesi’nin 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 08.10.2015 tarih ve 2014/140 esas-2015/85 karar sayılı kararı ile 5237 sayılı TCK’nin 53. maddesindeki bazı hükümlerin iptal edilmesi nedeniyle hak yoksunlukları yönünden sanıkların hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,

Bozmayı gerektirmiş, sanıkların, suça sürüklenen çocuğun ve müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükümlerin bu sebeplerden dolayı 6723 sayılı Kanunun 33. maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi ile yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi uyarınca istem gibi BOZULMASINA, CMUK’un 326/son maddesi uyarınca sanıkların ve suça sürüklenen çocuğun kazanılmış haklarının saklı tutulmasına, bozmanın süresinde temyiz isteminde bulunmayan sanık …‘ye SİRAYETİNE, 06.03.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.


YARGITAY 8. CEZA DAİRESİ Esas : 2007/1307 Karar : 2008/9387 Tarih : 21.07.2008

  • CMK 56. Madde

  • Yeminin Yerine Getirilmesi, Sağır veya Dilsizin Yemini

Haksız olarak tutuklu kaldığı günler için 466 sayılı Kanun gereğince tazminat isteğinde bulunan Şahabettin Tanış hakkında yapılan inceleme sonunda; 381 YTL maddi, 800 YTL manevi ve 900 YTL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine dair ( ADANA ) 4. Ağır Ceza Mahkemesinden verilen 10.2.2006 gün ve 210 esas, 33 karar sayılı hükmün süresi içinde Yargıtay`ca incelenmesi davacı ve davalı vekilleri tarafından istenilmiş olduğundan dava evrakı C.Başsavcılığından tebliğname ile 19.2.2007 günü daireye gönderilmekle incelendi:

Gereği görüşülüp düşünüldü:

10.11.2005 tarihli inceleme tutanağında beraat kararının sanık müdafiine 30.05.2005 tarihinde tebliğ edildiğinin belirtilmesi ve tebligat örneğinin dosya arasına konmuş olması karşısında, tebliğnamenin ( 1 ) nolu bozma düşüncesine katılınmamıştır.

Usulüne uygun olarak kimliği ve yemini tespit edilmeyen bilirkişinin hazırladığı rapor hükme esas alınarak CMK.nun 62. maddesinin yollamasıyla 53, 54, 55, 56. maddelerine aykırılık yapılması,

Bozmayı gerektirmiş davalı ve davacı vekillerinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan sair yönleri incelenmeksizin hükmün bu sebepten dolayı kısmen istem gibi ( BOZULMASINA ), oybirliğiyle karar verildi.


UYARI

Web sitemizdeki tüm makale ve içeriklerin telif hakkı Av. Baran Doğan’a aittir. Tüm makaleler hak sahipliğinin tescili amacıyla elektronik imzalı zaman damgalıdır. Sitemizdeki makalelerin kopyalanarak veya özetlenerek izinsiz bir şekilde başka web sitelerinde yayınlanması halinde hukuki ve cezai işlem yapılacaktır. Avukat meslektaşların makale içeriklerini dava dilekçelerinde kullanması serbesttir.

Makale Yazarlığı İçin

Avukat veya akademisyenler hukuk makalelerini özgeçmişleri ile birlikte yayımlanmak üzere avukatbd@gmail.com adresine gönderebilirler. Makale yazımında konu sınırlaması yoktur. Makalelerin uygulamaya yönelik bir perspektifle hazırlanması rica olunur.

Paylaş
RSS