0 212 652 15 44
Çalışma Saatlerimiz
Hafta İçi 09.00 - 18.00

Hâkimin Çekinmesi ve İnceleme Mercii

CMK Madde 30

(1) Hâkim, yasaklılığını gerektiren sebeplere dayanarak çekindiğinde; merci, bir başka hâkimi veya mahkemeyi davaya bakmakla görevlendirir.

(2) Hâkim, tarafsızlığını şüpheye düşürecek sebepler ileri sürerek çekindiğinde, merci çekinmenin uygun olup olmadığına karar verir. Çekinmenin uygun bulunması halinde, davaya bakmakla bir başka hâkim veya mahkeme görevlendirilir.

(3) Gecikmesinde sakınca bulunan hâllerde yapılan işler hakkında 29 uncu madde hükmü uygulanır.



CMK Madde 30 Gerekçesi

Hâkim, hakkında bir istem bulunmasa da, reddini gerektiren nedenleri kendisi açıklayıp yargılama görevini yapmaktan veya davaya bakmaktan çekindiğini bildirebilir. Çekinme, hâkimin kişisel takdiri içinde olmadığından kendiliğinden sonuç doğurmaz. 28 inci maddede belirtilen reddi incelemeye yetkili mahkeme bildirilen nedenlerin yerinde olup olmadığına karar verecektir. Çekinme nedenleri geçerli görülmediği takdirde hâkimin görevini sürdüreceğinde kuşku yoktur. Mahkeme, çekinmenin yerinde olduğuna karar verirse hâkim işten el çekeceğinden, bu nedenle davanın aynı mahkemede görülmesi olanaksız hâle gelmiş ise başka bir hâkime tevdi veya mahkemeye nakleder.

Maddenin üçüncü fıkrasında, ayrıca hâkimin reddi istemini veya davaya bakmaktan çekinmesini karara bağlamakla görevli mahkemeyi bir istem veya çekinme olmasa da hâkimin davaya bakamayacağı kuşkusunu uyandıran durumlarda, bu hususu kendiliğinden inceleyip karara bağlamakla da görevlendirmiştir.

Davadan çekinmesi hâlinde, hâkim, gecikmesinde sakınca bulunan işler hakkında 30 uncu madde hükmünü uygular.


CMK 30 (Hâkimin Çekinmesi ve İnceleme Mercii) Emsal Yargıtay Kararları


Yargıtay 10. Ceza Dairesi 2016/385 E. , 2016/1163 K.

  • CMK 30
  • Suç duyurusunda görüş açıklayana hakimin çekinmesi usule uygundur.

CMK’nın 30. maddesinin 2. fıkrasında, “Hâkim, tarafsızlığını şüpheye düşürecek sebepler ileri sürerek çekindiğinde, merci çekinmenin uygun olup olmadığına karar verir. Çekinmenin uygun bulunması halinde, davaya bakmakla bir başka hâkim veya mahkeme görevlendirilir.” hükmü öngörülmüştür.

Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 6. maddesine göre; “ Herkes davasının, medeni hak ve yükümlülükleriyle ilgili uyuşmazlıklar ya da cezai alanda kendisine yöneltilen suçlamaların esası konusunda karar verecek olan, yasayla kurulmuş, bağımsız ve tarafsız bir mahkeme tarafından, kamuya açık olarak ve makul bir süre içinde görülmesini isteme hakkına sahiptir.”

Somut olayda, sanık Y…hakkında suç duyurusunda bulunulmasına ilişkin kararda, adı geçenin “iddianamede anlatılan uyuşturucu ve uyarıcı madde ticareti yapma suçunu işlediğinin anlaşıldığı” belirtilmiştir. Bu kararda imzası bulunan başkan ve üyeler, sanık Y…‘un suçlu olduğuna ilişkin önceden görüş açıklamış olduklarından tarafsızlıkları konusunda şüphe oluşmuştur. Suç duyurusu kararında imzaları bulunan ve suç duyurusu üzerine açılan davaya bakan mahkemede görev yapmakta olan başkan ve üyenin, bu gerekçeyle davadan çekinmeleri yerindedir. Van 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nce, CMK’nın 30. maddesinin 2. fıkrası uyarınca “çekinmelerin uygun olduğuna karar verilip, davaya bakacak başka hâkimlerin görevlendirilmesi” gerekirken, “çekinmelerin uygun olmadığına” karar verilmesi yasaya aykırıdır.


Yargıtay 4. Ceza Dairesi 2019/5673 E. , 2019/15475 K.

  • CMK 30
  • Hakimin çekinmesinin CMK’nın 22. maddesi çerçevesinde tartışıldığı, oysa ki somut olayda, hakimin davadan çekinme gerekçesinin, CMK’nın 30/2. maddesinde düzenlenen, hakimin tarafsızlığını şüpheye düşürecek bir sebebin var olup olmadığı çerçevesinde tartışılmasının gerekir.

Hakimin davaya bakamayacağı hallerin düzenlendiği CMK’nın 22. maddesinde sınırlı olarak sayılan hususların bulunması nedeniyle, davaya bakan hakimin çekinmesi halinde, CMK’nın 30/1. maddesi uyarınca merciin, bir başka hâkimi veya mahkemeyi davaya bakmakla görevlendirmesi yasal bir zorunluluk olmasına karşın; CMK’nın 30/2. maddesine göre, hâkim, tarafsızlığını şüpheye düşürecek sebepler ileri sürerek çekindiğinde, merci, çekinmenin uygun olup olmadığına karar verecek ve çekinmenin uygun bulunması halinde, davaya bakmakla bir başka hâkim veya mahkemeyi görevlendirecektir. Kanun koyucu, CMK’nın 30/2. maddesindeki durumda, hakimin çekinmesinin somut olaya uygun olup olmadığını değerlendirerek, karar vermesi için merciye takdir yetki tanımıştır. Bu nedenle, merciye tanınan takdir yetkisi kullanılarak yapılan değerlendirme sonucu verilen kararın, yukarıda yapılan açıklamalar ışığında kanun yararına bozma yoluyla denetlenmesi hukuka aykırı ise de, mercii …Ağır Ceza Mahkemesi’nin 06/02/2019 tarihli ve 2019/159 değişik iş sayılı kesin nitelikteki kararında, hakimin çekinmesinin CMK’nın 22. maddesi çerçevesinde tartışıldığı, oysa ki somut olayda, hakimin davadan çekinme gerekçesinin, CMK’nın 30/2. maddesinde düzenlenen, hakimin tarafsızlığını şüpheye düşürecek bir sebebin var olup olmadığı çerçevesinde tartışılmasının gerektiği gözetilmemiş, ilgili merci kararında bu nedenle isabet bulunmadığı anlaşılmıştır.


Yargıtay 18. Ceza Dairesi 2015/10441 E. , 2015/12790 K.

  • CMK 30
  • Tarafsızlık konusunda takdir hakkı kanun yararına bozma yoluyla incelenemez.

Görüldüğü üzere, hakimin davaya bakamayacağı hallerin düzenlendiği CMK’nın 22. maddesinde sınırlı olarak sayılan hallerin bulunması nedeniyle, davaya bakan hakimin çekinmesi durumunda, CMK’nın 30/1. maddesi uyarınca merciin, bir başka hâkimi veya mahkemeyi davaya bakmakla görevlendirmesinin yasal bir zorunluluk olmasına karşın, CMK’nın 30/2. maddesine göre, hâkim, tarafsızlığını şüpheye düşürecek sebepler ileri sürerek çekindiğinde, merci çekinmenin uygun olup olmadığına karar verecek ve çekinmenin uygun bulunması halinde, davaya bakmakla bir başka hâkim veya mahkemeyi görevlendirecektir.

Kanun koyucu CMK’nın 30/2. maddesindeki durumda, hakime çekinmesinin somut olaya uygun olup olmadığını değerlendirerek, karar vermesi için takdir hakkı tanımıştır.

Somut olayda itiraz mercii olan Bilecik Asliye Ceza Mahkemesi hakiminin, Sulh Ceza Mahkemesi kararını incelerken, kararı veren hakimin kendisinin eşi olduğunu bilmekte ancak bu durumun, tarafsızlığını şüpheye düşürecek hallerden olmadığını değerlendirdiği anlaşılmaktadır. Keza sanık tarafından da hiçbir aşamada bu sebeple hakimin reddi talep edilmemiştir. Bu takdir hakkı kullanılarak yapılan değerlendirme sonucu verilen kararın, yukarıda yapılan açıklamalar ışığında kanun yararına bozma yoluyla denetlenmesi hukuka uygun görülmemiştir.


YARGITAY 20. CEZA DAİRESİ Esas: 2016/2152 Karar: 2017/412 Tarih: 17.01.2017

  • CMK 30. Madde

  • Hâkimin Çekinmesi ve İnceleme Mercii

Yüksek Adalet Bakanlığı’nın, 17.03.2016 tarihli yazısı ile uyuşturucu veya uyarıcı madde ticareti yapma veya sağlama suçundan sanık …‘nun, 5237 Sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 188/3,, 43,, 62, 52/2-3. maddeleri gereğince 12 yıl 6 ay hapis ve 8.320,00 Türk lirası adli para cezası ile cezalandırılmasına dair Kütahya 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 13.10.2014 tarihli ve 2014/204 esas, 2014/209 Sayılı kararının Yargıtay 20. Ceza Dairesi’nin 06.04.2015 tarihli ve 2015/179 esas, 2015/10 Sayılı ilâmı ile onanarak kesinleşmesi sonrasında, hükümlü müdafii tarafından yapılan yargılamanın yenilenmesi talebi üzerine, 5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 23/1. maddesi gereğince, önceki kararı veren hâkimlerin aynı davaya bakamayacağından bahisle, Mahkeme Başkanı ile Üye tarafından 09.12.2015 tarihli ve 2014/204 esas, 2014/209 Sayılı ek kararı ile verilen heyetten çekinme kararı üzerine dosyanın gönderildiği Tavşanlı Ağır Ceza Mahkemesi’nce çekilme taleplerinin kabulüne, yerlerine Kütahya Adli Yargı İlk Derece Mahkemesi Adalet Komisyonu Başkanlığı’nca takdir olunacak bir hakim ve bir üye hakimin belirlenmesi şeklinde verilen 22.12.2015 tarih ve 2015/619 değişik iş sayılı kararın kanun yararına bozulmasının istenmesi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nca 25.03.2016 tarihli ihbar yazısı ekinde dosyanın Dairemize gönderildiği anlaşıldı.

Dosya incelendi.

Gereği Görüşülüp Düşünüldü:

KARAR : A- ) Konuyla İlgili Bilgiler:

1- )Kütahya 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nce 13.10.2014 tarihinde 2014/204 esas, 2014/209 karar sayı ile sanık …‘nun, 5237 Sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 188/3,, 43,, 62, 52/2-3. maddeleri gereğince 12 yıl 6 ay hapis ve 8.320,00 Türk Lirası adli para cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği,

2- )Kararın Yargıtay 20. Ceza Dairesi’nin 06.04.2015 tarih 2015/179 esas, 2015/10 Sayılı ilâmı ile onanarak kesinleşmesi sonrasında 16.10.2015 havale tarihli dilekçeyle hükümlü müdafii tarafından yargılamanın yenilenmesinin talep edildiği,

3- )Mahkeme Başkanı ile … tarafından 09.12.2015 tarih 2014/204 esas, 2014/209 Sayılı ek kararı ile 5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 23/1. maddesi gereğince, önceki kararı veren hâkimlerin aynı davaya bakamayacağı gerekçesi ile heyetten çekinme kararı verildiği,

4- )Çekilme kararı üzerine dosyanın merciine gönderildiği, Tavşanlı Ağır Ceza Mahkemesi’nce 22.12.2015 tarih ve 2015/619 değişik iş sayılı sayılı karar ile çekilme taleplerinin kabulüne, yerlerine Kütahya Adli Yargı İlk Derece Mahkemesi Adalet Komisyonu Başkanlığı’nca takdir olunacak bir hakim ve bir üye hakimin belirlenmesine karar verildiği,

Anlaşılmıştır.

Kanun yararına bozma talebi ve ihbar yazısında, «Dosya kapsamına göre, 5271 Sayılı Kanun’un 30/1. maddesi uyarınca hâkim yasaklılığını gerektiren sebeplere dayanarak çekindiğinde; merciin çekinme sebebinin yasaklılığa dair olduğunu belirlemesi hâlinde başka bir hâkimi görevlendirmesi gerekeceği cihetle, Tavşanlı Ağır Ceza Mahkemesi’nce adı geçen hâkimlerin yerine başka hâkimleri görevlendirmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmemiştir.» denilerek, Tavşanlı Ağır Ceza Mahkemesi’nin 22.12.2015 tarihli kararın bozulması istenmiştir.

C- ) Konunun Değerlendirilmesi:

5271 Sayılı Kanun’un 30/1. maddesi 5271 Sayılı Kanun’un 30/1. maddesi uyarınca, yasaklılığını gerektiren sebeplere dayanarak hakim çekindiğinde; mercinin bir başka hâkim veya mahkemeyi davaya bakmakla görevlendirmesi gerektiği gözetilmeden yerlerine Kütahya Adli Yargı İlk Derece Mahkemesi Adalet Komisyonu Başkanlığı’nca takdir olunacak bir hakim ve bir üye hakimin belirlenmesine karar verilmesi kanuna aykırı olduğundan, kanun yararına bozma talebi yerindedir.

SONUÇ : Açıklanan nedenlerle, kanun yararına bozma talebi yerinde görüldüğünden; Tavşanlı Ağır Ceza Mahkemesi’nin 22.12.2015 tarih 2015/619 değişik iş sayı ile verilen kararın 5271 Sayılı CMK’nın 309. maddesinin 3. fıkras 3. fıkrası gereğince kanun yararına BOZULMASINA, aynı Kanun’un 309. maddesinin 4. fıkrasının ( a ) bendi uyarınca gerekli işlemin yapılması için, dosyanın Adalet Bakanlığı’na iletilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’na gönderilmesine, 17.01.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.


YARGITAY 21. CEZA DAİRESİ Esas: 2016/7846 Karar: 2016/5471 Tarih: 21.06.2016

  • CMK 30. Madde

  • Hâkimin Çekinmesi ve İnceleme Mercii

Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğünün 03.04.2016 gün ve 94660652-105-34-352-2016-Kyb sayılı kanun yararına bozma istemine atfen Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen 18.04.2016 gün ve KYB 2016/144437 sayılı ihbarnamesi ile:

KARAR : Özel belgede sahtecilik suçundan şüpheliler …, … ve …. haklarında yapılan soruşturma sonucunda Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 11.09.2015 tarihli ve … soruşturma, … sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair karara karşı yapılan itiraz üzerine ilgili mahkeme hakiminin tarafsızlığını şüpheye düşürecek bir hal bulunup bulunmadığına yönelik 5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 30/2. maddesi gereğince dosyaya bakmaktan çekinmesine, çekinme sebeplerinin değerlendirilmesi ve başka bir Sulh Ceza Hakiminin itirazı incelemek üzere görevlendirilmesine dair Sulh Ceza Hakimliğinin 30.11.2015 tarihli ve Değişik iş sayılı talebi hakkında karar verilmesine yer olmadığına dair Asliye Ceza Mahkemesi’nin 01.12.2015 tarihli ve Değişik iş sayılı kararına karşı yapılan itirazın reddine dair Ağır Ceza Mahkemesi’nin 08.12.2015 tarihli ve değişik iş sayılı kararını kapsayan dosyanın incelenmesinde;

Usul hükümlerinde kıyasın mümkün olduğuna dair genel hukuk prensibi doğrultusunda yapılan incelemede, 5271 Sayılı Kanun’un 30/2. maddesinde yer alan “Hâkim, tarafsızlığını şüpheye düşürecek sebepler ileri sürerek çekindiğinde, merci çekinmenin uygun olup olmadığına karar verir. Çekinmenin uygun bulunması halinde, davaya bakmakla bir başka hâkim veya mahkeme görevlendirilir.” şeklindeki hükümde yer alan mercii kavramı vazıh olmamakla birlikte, 5271 Sayılı Kanun’un 24/1. maddesi gereğince hakimin tarafsızlığını şüpheye düşürecek diğer sebeplerden reddinin istenebileceği belirtilerek anılan Kanun’un 27/2. maddesinde; “Ret istemi sulh ceza hâkimine karşı ise, yargı çevresi içinde bulunduğu asliye ceza mahkemesi ve tek hâkime karşı ise, yargı çevresi içerisinde bulunan ağır ceza mahkemesi karar verir.” şeklinde ret istemi hakkında karar verecek mahkemenin tayin olunması karşısında, belirtilen hükmün kıyasen hakimin tarafsızlığını şüpheye düşüren hallere istinaden çekinmesi halinde uygulanabileceği düşünüldüğünden, merciince yapılan itirazın kabulü yerine yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmediğinden bahisle 5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca, anılan kararın bozulması istenilmiş olmakla, Dairemize gönderilen dosya incelenerek gereği görüşüldü:

SONUÇ: Kanun yararına bozma isteminin mercii tayini hususuna dair olmasına, Başkanlar Kurulu kararlarına ve Yargıtay Kanunun’nun 14. maddesine göre kanun yararına bozma istemini inceleme görevinin Yüksek Yargıtay 5. Ceza Dairesine ait olduğu anlaşılmakla, Dairemizin GÖREVSİZLİĞİNE, dosyanın görevli Daireye gönderilmesine, 21.06.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.


YARGITAY 10. CEZA DAİRESİ Esas: 2016/385 Karar: 2016/1163 Tarih: 11.04.2016

  • CMK 30. Madde

  • Hâkimin Çekinmesi ve İnceleme Mercii

Adalet Bakanlığı’nın, 02.12.2015 tarihli yazısı ile başkalarına ait kimlik veya kimlik bilgilerinin kullanılması suçu ile uyuşturucu veya uyarıcı madde ticareti yapma suçundan sanık Y. E. hakkında Van 3. Ağır Ceza Mahkemesi’ne açılan 2015/157 esas sayılı davayla ilgili yargılama sırasında, Başkan ve bir üyenin davadan çekinmelerinin uygun olmadığına dair Van 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 02.10.2015 tarihli ve 2015/856 değişik iş sayılı kararının kanun yararına bozulmasına yönelik talebi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nca 23.12.2015 tarihli ihbar yazısı ekinde dosyanın Dairemize gönderildiği anlaşıldı.

Dosya incelendi.

Gereği Görüşülüp Düşünüldü:

KARAR : A- ) Konuyla İlgili Bilgiler:

1- ) Uyuşturucu veya uyarıcı madde ticareti yapma suçundan sanık A. E. hakkında, Van 3. Ağır Ceza Mahkemesi’nce 17.03.2015 tarihinde 2014/398 esas ve 2015/81 karar sayı ile beraat hükmü kurulduğu, ayrıca “kararın kesinleşmesi beklenmeksizin, iddianamede anlatılan ve gerçekte Y. E.’in işlediği anlaşılan uyuşturucu ve uyarıcı madde ticareti yapma suçundan gereğinin takdir ve ifası için Van C. Başsavcılığına suçu duyurusunda bulunulmasına” karar verildiği; bu hüküm ve kararda Başkan U. G. A.ve Üye N. S.’nın imzalarının bulunduğu,

2- ) Van Cumhuriyet Başsavcılığı’nca 18.05.2015 tarihinde 2015/2322 esas sayı ile sanık Y. E. hakkında başkalarına ait kimlik veya kimlik bilgilerinin kullanılması suçu ile uyuşturucu veya uyarıcı madde ticareti yapma suçundan Van 3. Ağır Ceza Mahkemesi’ne 2015/157 esas sayılı kamu davası açıldığı,

3- ) Van 3. Ağır Ceza Mahkemesi’nce 2015/157 esas sayılı davayla ilgili yargılama sırasında, 15.09.2015 tarihli oturumda “. A. E.’e dair yargılama yaparak beraat kararı ile birlikte olayın gerçek faili olan Y. E. hakkında C. Başsavcılığına ihbarda bulunan mahkeme başkanı U. G. A. ( 40936 ) ile üye H. N. S.’nın ( 139897 ) bulunduğu anlaşılmakla bu halin önceki karardan dolayı görüş açıklama niteliğinde olduğunun kabulüyle 5271 Sayılı CMK’nın 24 ile gereğince ayrı ayrı ÇEKİNMELERİNE, 27/1-b maddesi gereğince gerek çekinmelerin uygun olup olmadığına gerekse uygun bulunması halinde davaya bakmakla başka bir hakim görevlendirmek üzere Van 1. ACM’ne dosyanın üst yazı ile birlikte gönderilmesine,” karar verildiği,

4- ) Van 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nce 02.10.2015 tarihinde 2015/856 değişik iş sayı ile “mahkemece yargılama sırasında suç işleme şüphesi bulunan bir kişi hakkında cumhuriyet savcılığına suç duyurusunda bulunulmasının 22. ve düzenlenen ve hakimin yasaklılığını gerektiren nedenlerden olmadığı gibi, bıı yönde ara karar kurulmasının tek başına hüküm ve sonuç doğuran bir işlem niteliğinde olmaması, kamu davası açılıp açılmaması hususundaki takdirin cumhuriyet savcısına ait olması karşısında hakimin tarafsızlığı hususunda şüphe doğuracak sebeplerden de sayılamayacağı anlaşılmakla ilgili mahkeme başkanı ve üye hakimin çekinmelerinin uygun olmadığına” karar verildiği,

Anlaşılmıştır.

B- ) Kanun Yararına Bozma Talebi:

Kanun yararına bozma talebi ve ihbar yazısında, «. aynı eylemden dolayı aynı Mahkemenin 2014/398 esasına kayden sanık A. E. hakkında yapılan yargılama sonucunda sanığın beraatine karar verilmesini müteakip, atılı suçu işlediği yönünde şüpheler bulunan Y. E. hakkında suç duyurusunda bulunulması sebebiyle, adı geçen sanık hakkında iş bu davanın açılmış olunması karşısında, gerçekleştirilecek yargılamada hakimin tarafsızlığından şüphe duyulmadan yargılamanın sonuçlandırılması gerektiği cihetle, çekinme talebinin uygun olduğu gözetilmeden kabulü yerine, yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmemiştir.» denilerek, Van 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 02.10.2015 tarihli ve 2015/856 değişik iş sayılı kararının kanun yararına bozulması istenmiştir.

C- ) Konunun Değerlendirilmesi:

CMK’nın 30. maddesinin 2. fıkrasında, “Hâkim, tarafsızlığını şüpheye düşürecek sebepler ileri sürerek çekindiğinde, merci çekinmenin uygun olup olmadığına karar verir. Çekinmenin uygun bulunması halinde, davaya bakmakla bir başka hâkim veya mahkeme görevlendirilir.” hükmü öngörülmüştür.

Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 6. maddesine göre; “ Herkes davasının, medeni hak ve yükümlülükleriyle ilgili uyuşmazlıklar ya da cezai alanda kendisine yöneltilen suçlamaların esası konusunda karar verecek olan, yasayla kurulmuş, bağımsız ve tarafsız bir mahkeme tarafından, kamuya açık olarak ve makul bir süre içinde görülmesini isteme hakkına sahiptir.”

Somut olayda, sanık Y. hakkında suç duyurusunda bulunulmasına dair kararda, adı geçenin “iddianamede anlatılan uyuşturucu ve uyarıcı madde ticareti yapma suçunu işlediğinin anlaşıldığı” belirtilmiştir. Bu kararda imzası bulunan başkan ve üyeler, sanık Y.’un suçlu olduğuna dair önceden görüş açıklamış olduklarından tarafsızlıkları konusunda şüphe oluşmuştur. Suç duyurusu kararında imzaları bulunan ve suç duyurusu üzerine açılan davaya bakan mahkemede görev yapmakta olan başkan ve üyenin, bu gerekçeyle davadan çekinmeleri yerindedir. Van 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nce, CMK’nın 30. maddesinin 2. fıkras 2. fıkrası uyarınca “çekinmelerin uygun olduğuna karar verilip, davaya bakacak başka hâkimlerin görevlendirilmesi” gerekirken, “çekinmelerin uygun olmadığına” karar verilmesi yasaya aykırıdır.

SONUÇ : Açıklanan nedenlerle, kanun yararına bozma talebi yerinde olduğundan; Van 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 02.10.2015 tarihli ve 2015/856 değişik iş sayılı kararının 5271 Sayılı CMK’nın 309. maddesinin 3. fıkras 3. fıkrası gereğince kanun yararına BOZULMASINA, aynı Kanun’un 309. maddesinin 4. fıkrasının ( a ) bendi uyarınca gerekli işlemin yapılması için, dosyanın Adalet Bakanlığı’na sunulmak üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’na gönderilmesine, 11.04.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.


YARGITAY 9. CEZA DAİRESİ Esas: 2013/7007 Karar: 2014/158 Tarih: 08.01.2014

  • CMK 30. Madde

  • Hâkimin Çekinmesi ve İnceleme Mercii

Çıkar amaçlı suç örgütü kurma, yönetme ve örgüt adına faaliyetlerde bulunma suçlarından sanık U. Ö. ve diğerleri hakkında İstanbul 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2010/32 esas sayılı dosyası üzerinden yapılan yargılama sırasında, sanık U. Ö. müdafinin Üye Hakim S. T. hakkında reddi hakim talebinde bulunması üzerine, adı geçen hakimin, sanık tarafından Adalet Bakanlığı aleyhine açılan dava sebebiyle arada husumet doğduğundan bahisle, 2.11.2012 tarihli yazı ile yaptığı çekinme talebi ve sanık müdafii tarafından yapılan reddi hakim talebinin reddine dair İstanbul 3. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 5.11.2012 tarihli ve 2012/1294 değişik iş sayılı kararı ile ilgili olarak;

Hakimin çekinmesi üzerine 5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 30/1-2. maddesi uyarınca merci tarafından verilen karar kesin olması karşısında İstanbul 4. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 9.11.2012 tarihli ve 2012/1304 değişik iş sayılı kararı kanun yararına bozma incelemesine konu edilmeden yapılan incelemede;

Dosya kapsamına göre, İstanbul 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2010/32 esas sayılı dosyasında sanık olarak yargılanan U. Ö. tarafından Adalet Bakanlığı aleyhine Yargıtay 4. Hukuk Dairesine açılan tazminat davasının kendisine ihbar olunması ve söz konusu davanın kaybedilmesi halinde Bakanlığın kendisine rücu hakkı bulunduğundan sanıklarla arasında hukuk mahkemesinde açılan dava sebebiyle husumet doğduğundan bahisle çekinme talebinde bulunduğu, 5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 30/2. maddesinde hakimin, tarafsızlığını şüpheye düşürecek sebepler ileri sürerek çekindiğinde merciin çekinmenin uygun olup olmadığına karar vererek, uygun bulması halinde, davaya bakmakla bir başka hakim veya mahkeme görevlendireceğinin belirtildiği, bu fıkrada hakimin tarafsızlığını şüpheye düşürecek durumların sayılmamış ve sınırlandırılmamış olması karşısında, somut olayda Üye Hakim S. T. tarafından yapılan çekinme talebinin yerinde olduğu cihetle, talebin kabulü yerine yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmediğinden bahisle, 5271 Sayılı CMK’nın 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu Yüksek Adalet Bakanlığının 13.5.2013 tarih ve 2013/7787/30868 Sayılı kanun yararına bozma talebine atfen, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 23.5.2013 tarih ve 2013/171216 Sayılı tebliğnamesi ile daireye ihbar ve dava evrakı tevdii kılınmakla;

Dosya incelenerek gereği düşünüldü:

KARAR : Kanun yararına bozma talebinin muhtevasına göre, İstanbul 3. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 5.11.2012 tarih ve 2012/1294 değişik iş sayılı kararının yalnızca hakimin çekinme talebinin reddine dair bölümüyle sınırlı olarak yapılan incelemede:

İnceleme yerinin Yargıtay olması ve kesinleşmiş kararlara yönelik bulunması sebebiyle olağanüstü temyiz de denilen kanun yararına bozma, Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 15.11.2005 tarih ve 132-128 Sayılı kararında da vurgulandığı gibi, sadece karar veya hükmün verildiği zamanda yürürlükte bulunan usul veya maddi ceza hukukuna aykırılıkların giderilmesi ile sınırlı olarak başvurulabilen olağanüstü bir kanun yoludur. Hukuka aykırılığın giderilmesi için başka bir kanun yolunun mümkün olduğu veya yargılama makamlarının asıl ceza davasına devam ettikleri durumlarda bu kanun yoluna başvurulamayacaktır.

Somut olay bakımından; hakimin çekinmesi talebi ile ilgili verilen karar 1412 Sayılı CMUK’nın halen yürürlükte olan 306. maddesi uyarınca esas hükümle birlikte bu hükme bağlı olarak temyizen incelenebilecektir. CMK’nın 2/f maddesi uyarınca; kanun yararına bozma talebine konu edilen hukuka aykırılık iddiası da dahil olmak üzere, asıl hükme yönelik olarak 1412 Sayılı CMUK’nın 307. maddesi uyarınca temyizen ileri sürülecek hukuka aykırılıkların da neticeye bağlanacağı kovuşturma süreci henüz bitmemiştir. Hakimin çekinme talebi üzerine verilen karar niteliği gereği kesin olsa da, asıl hükümle birlikte temyiz incelemesine tabi tutulacak ve hukuka aykırı olması durumunda olağan kanun yoluyla düzeltilebilecektir.

SONUÇ : Bu nedenlerle; çekinme talebinin kabulü yerine reddedilmesinde isabet görülmediğine dair kanun yararına bozma talebine dayanılarak düzenlenen tebliğnamedeki bozma istemi incelenen dosya kapsamına nazaran yerinde görülmediğinden reddine, dosyanın gereği için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına tevdiine, 08.01.2014 tarihinde oybirliği ile karar verildi.


YARGITAY 10. CEZA DAİRESİ Esas: 2007/11735 Karar: 2007/14529 Tarih: 10.12.2007

  • CMK 30. Madde

  • Hâkimin Çekinmesi ve İnceleme Mercii

Karşılıksız çek keşide etmek suçundan sanık Kemalettin 3167 sayılı Kanun’un 16/1. maddesi uyarınca 2.520.000.000.-TL ağır cezası ile cezalandırılmasına ilişkin Bakırköy 7. Asliye Ceza Mahkemesinin 10.05.2004 gün ve 2003/633 esas, 2004/423 karar sayılı hükmünün infazı aşamasında; Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığınca yapılan yargılamanın yenilenmesi talebinin kabule değer görülerek, delilerin toplanmasına karar verildikten sonra açılan duruşma aşamasında, hükümlünün delillerini sunması ve huzurda imza örneklerinin alınması için çıkarılan davetiye tebliğine karşın duruşmaya gelmemesi nedeniyle, yargılamanın yenilenmesi talebinin reddine ilişkin aynı Mahkemenin 15.03.2007 tarihli ve 2003/633 esas, 2004/423 karar sayılı ek kararına yönelik itiraz üzerine, itirazın reddine ilişkin BAKIRKÖY 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 20.04.2007 tarihli ve 2007/319 müteferrik sayılı kararı aleyhine Yüksek Adalet Bakanlığı’nın Ceza İşleri Genel Müdürlüğü ifadeli 25.07.2007 gün ve 39760 sayılı kanun yararına bozma talebi üzerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 16.08.2007 gün ve 2007/165201 sayılı tebliğnamesi ile dosya Dairemize gönderilmekle incelenip, gereği görüşülüp düşünüldü:

KARAR : Kanun yararına bozma talebi ve tebliğnamede, “Hükümlü Kemalettin ‘in cezaevinde bulunduğu dönemde, kimlik bilgileriyle nüfus cüzdanı çıkartıp buna göre karşılıksız çek keşide eden şahsın tamamen farklı olduğu dosyadaki belgelerden ilk bakışta anlaşılmakla ve Kemalettin ‘e ait karşılaştırmaya esas hakim önünde yazdırılan yazı ve imza örnekleri bulunmasına rağmen, Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 322. maddesi gereğince hükümlünün yargılamanın yenilenmesi yoluyla beraatine, sahte işlemleri gerçekleştirilen gerçek suçlunun araştırılması için Cumhuriyet Başsavcılığına ihbarda bulunulmasına karar verilmesi gerekirken, itirazın kabulü yerine yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmemiştir.” denilerek, Bakırköy 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nin anılan kararının bozulması istenmiştir.

Dosya kapsamına göre; yargılamanın yenilenmesi talebinde bulunan Bakırköy C. Savcılığınca, hükümlünün, suça konu çekin keşide ve ibraz tarihlerinde cezaevinde bulunduğuna ilişkin belgeler ve mevcut nüfus cüzdanı fotokopisi delil olarak sunulmuştur.

Mahkemece, yargılamanın yenilenmesi talebinin kabule değer olduğuna karar verilmesinden sonra, hükümlünün cezaevinde bulunduğu tarihler araştırılmış, muhatap banka şubesine sunulan nüfus cüzdanının verildiği nüfus müdürlüğünden nüfus cüzdanı kayıp ve değiştirme belgesi getirtilmiş, ayrıca, 5271 sayılı CMK’nın 22. maddesi uyarınca davadan çekilen hakim tarafından, hükümlünün günsüz hazır bulundurulması üzerine imza ve yazı örnekleri alınmıştır. Davadan çekilen hakim tarafından yapılan bu işlemin, gecikmesinde sakınca bulunan durum nedeniyle yapılmış işlemlerden sayılması ve aynı zamanda bir savunma delili niteliğinde olması nedeniyle, aynı Kanun’un 30/3 ve 29/3. maddeleri uyarınca, tekrarlanması gerekmemektedir.

Dosya kapsamındaki imza örnekleri ile hükümlünün değişik kurumlara verdiği imza örnekleri getirtilerek imza incelemesi yapılması olanaklı iken ve mevcut delil durumu da göz önünde bulundurulduğunda, Mahkemece yazılı gerekçe ile yargılamanın yenilenmesi talebinin reddine karar verilmesi yerinde olmayıp; hükümlünün imza ve yazı örnekleri ile birlikte suça konu çek üzerinde gerekli bilirkişi incelemesinin yaptırılması gerekmektedir.

SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle itiraz merciinin kararı yasaya aykırı olup, kanun yararına bozma talebine dayanan ihbarnamede ileri sürülen düşünce yerinde görüldüğünden; BAKIRKÖY 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 20.04.2007 tarihli ve 2007/319 müteferrik karar sayılı kararının 5271 sayılı CMK’ın 309. maddesi uyarınca BOZULMASINA; aynı Kanun’un 309/4-a maddesi uyarınca, dosyanın müteakip işlemlerin yapılması için anılan mahkemeye gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı makamına tevdiine, 10.12.2007 tarihinde oybirliği ile karar verildi.


UYARI

Web sitemizdeki tüm makale ve içeriklerin telif hakkı Av. Baran Doğan’a aittir. Tüm makaleler hak sahipliğinin tescili amacıyla elektronik imzalı zaman damgalıdır. Sitemizdeki makalelerin kopyalanarak veya özetlenerek izinsiz bir şekilde başka web sitelerinde yayınlanması halinde hukuki ve cezai işlem yapılacaktır. Avukat meslektaşların makale içeriklerini dava dilekçelerinde kullanması serbesttir.

Makale Yazarlığı İçin

Avukat veya akademisyenler hukuk makalelerini özgeçmişleri ile birlikte yayımlanmak üzere avukatbd@gmail.com adresine gönderebilirler. Makale yazımında konu sınırlaması yoktur. Makalelerin uygulamaya yönelik bir perspektifle hazırlanması rica olunur.

Paylaş
RSS