0 212 652 15 44
Çalışma Saatlerimiz
Hafta İçi 09.00 - 18.00

Gecikmesinde Sakınca Bulunan Hâllerde Yapılan İşlemler

CMK Madde 21

(1) Bir hâkim veya mahkeme, yetkili olmasa bile, gecikmesinde sakınca bulunan hâllerde, yargı çevresi içerisinde gerekli işlemleri yapar.



CMK Madde 21 Gerekçesi

20 inci maddede kendisini, hatalı olarak yetkili sayan hâkim veya mahkemenin yaptığı araştırma işlemlerinin sonuçları belirtilmiştir. Bu maddede ise yetkili olmadığını bile bile bu işlemi yapmak zorunluluğunda kalan hâkim veya mahkemenin durumu düzenlenmektedir. Gerçekten burada, ivediliğin getirdiği zorunluluktan kaynaklanan bir hâl söz konusudur; ancak bu hâl yalnızca yetki bakımından geçerli olup, görev yönünden uygulanmaz.

Gecikmesinde sakınca bulunan hâl kavramı için 2 nci maddenin (8) numaralı bendi ve gerekçesine bakılmalıdır. Somut olarak, söz gelimi yetkili olmayan mahkeme, usul işlemini yapmasa idi, o işlem ya hiç yapılamayacak veya bu konuda esaslı zorluklar ortaya çıkacaktır.

İlke olarak Cumhuriyet savcısının acele işlemin yapılmasını istemesi gerekecektir. Ancak, hâkim veya mahkeme, acil hâllerde istem olmasa da re’sen bu hususta karar verebilecektir.


CMK 21 Yargıtay Kararları


  • CMK 21
  • CMK’nın 21. maddesi uyarınca bir hâkim veya mahkemen yetkili olmasa bile, gecikmesinde sakınca bulunan hâllerde, gerekli işlemleri yapabileceğine ilişkin düzenleme yargı çevresi içerisindeki işlerle sınırlıdır.

Kamuoyunda Ergenekon davası olarak bilinen davanın soruşturma aşamasında, … 11. Ağır Ceza Mahkemesinde (CMK 250. maddesi ile görevli) üye hâkim olan sanık tarafından 03.06.2009 tarihli ve 2009/806 sayılı kararla katılan … hakkında verilen teknik araçlarla izleme tedbirinin ikinci kez bir hafta süre ile uzatılmasına ilişkin karara dayanak … Emniyet Müdürlüğünün ilgili yazısında katılan hakkında suç delili olabilecek herhangi bir somut bilgiye, suça ilişkin kuvvetli şüphe sebeplerinin neler olduğuna ve başka suretle delil elde edilmesi imkânının bulunup bulunmadığı hakkındaki açıklamaya yer verilmemesi, 03.06.2009 tarihli ve 2009/807 sayılı kararla katılan … hakkında iletişimin tespiti, dinlenmesi ve kayda alınması tedbirinin birinci kez 3 ay süre ile uzatılmasına sanık tarafından karar verilirken suç tarihindeki düzenleme uyarınca suç işlendiğine dair kuvvetli şüphe sebeplerinin varlığı ve başka suretle delil elde edilmesi imkânının bulunmaması gerektiği hâlde, soyut nitelikte suç işlendiğine dair kuvvetli şüphe bulunduğundan bahisle karar verilmesi, kuvvetli suç şüphesi sebeplerinin dayanağını oluşturabilecek herhangi bir belge ile Adli ve Önleme Aramaları Yönetmeliği’nin 7/1. maddesine göre kolluk tarafından hazırlanması gereken gerekçeli raporda somut bir bilgi bulunmaksızın karar verilmesi, sanık tarafından 03.06.2009 tarihli ve 2009/822 sayılı kararla ise katılan …’ın da aralarında bulunduğu dört şüphelinin ev ve … yerlerinde karar tarihinden itibaren 48 saat gündüz, gerektiğinde gece geçerli olmak üzere arama yapılmasına ve delillere el konulmasına karar verilmiş ise de talep sebebinde bahsedilen 24.05.2009 tarihli ihbar içeriğinde katılan …’ın ismine yahut onun hakkında bir iddiaya rastlanılmaması, bu karara dayanak … Emniyet Müdürlüğünün talep yazısında, katılan …’a ilişkin olarak sadece dosya şüphelisi iki kişiden elde edilen CD’lerde yer alan belgelerde isminin geçtiği bilgisine yer verilmesi, sanık tarafından verilen arama kararının gerekçesinde katılan … hakkında arama kararı verilebilmesi için makul şüphenin varlığını gösteren sebeplere ilişkin herhangi bir belirleme yapılmadığı gibi kararda gece vakti arama yapılmasına izin verilmesini haklı kılacak yasal bir gerekçeden de bahsedilmemesi, katılan …’ın sanık olarak yargılandığı Yargıtay 16. Ceza Dairesinin 21.04.2016 tarihli ve 4672-2330 sayılı bozma ilamında da konuya ilişkin olarak yargı çevresi dışındaki bir mahal için, haklı gerekçeleri (gecikmesinde sakınca bulunan ve zorunluluk gerektiren durum) ve dayanakları gösterilmeden verilen hâkim kararına istinaden arama yapılmasının usul ve kanuna aykırı olduğunun vurgulanması, CMK’nın 21. maddesi uyarınca bir hâkim veya mahkemenin yetkili olmasa bile, gecikmesinde sakınca bulunan hâllerde, gerekli işlemleri yapabileceğine ilişkin düzenlemenin yargı çevresi içerisindeki işlerle sınırlı olması, CMK’nın 161. maddesinde, soruşturma sırasında Cumhuriyet savcısının görev yaptığı mahkemenin yargı çevresi dışında bir işlem yapmak ihtiyacı çıkınca bu hususta o yer Cumhuriyet savcısından söz konusu işlemi yapmasını isteyeceğine dair düzenlemenin bulunması, CMK’nın 162. maddesinde ise soruşturma sırasında hâkim tarafından yapılabilecek soruşturma işlemine gerek görülmesi hâlinde istemini bu işlemin yapılacağı yerin sulh ceza hâkimine bildireceğinin belirtilmesi, suç tarihinde yürürlükte olan CMK’nın 251/2. maddesi uyarınca ise CMK`nın 250. maddesi kapsamına giren suçların soruşturması ve kovuşturması sırasında Cumhuriyet savcılarının, hâkim tarafından verilmesi gerekli kararları, varsa Hâkimler ve Savcılar Kurulunca bu işlerle görevlendirilen ağır ceza mahkemesi üyesinden, aksi hâlde yetkili adlî yargı hâkimlerinden isteyebileceğinin düzenlenmesi, CMK’nın 251/3. maddesinde ise; suçun, ağır ceza mahkemesinin bulunduğu yer dışında işlenmesi durumunda Cumhuriyet savcısının, suçun işlendiği yer Cumhuriyet savcısından soruşturmanın yapılmasını isteyebileceğinin belirtilmesi dikkate alındığında; … 11. Ağır Ceza Mahkemesinde (CMK’nın 250. maddesiyle yetkili) üye hâkim olan sanık tarafından yetki sınırlarının dışında … ilinde bulunan katılan …’ın bürosunda arama yapılmasına ilişkin verilen arama kararının hukuka aykırı olması, sanığın katılan …’a yönelik gerçekleştirdiği eylemlerinin takdir hakkı kapsamında kalmaması, sonuç olarak sanığın suça konu usulsüz iletişimin tespiti, dinlenmesi ve kayda alınması, teknik araçlarla izleme ve arama kararlarını vererek görevinin gereklerine aykırı hareket ettiği ve katılan …’ın özel hayatına ve haberleşme özgürlüğüne müdahale ettiği, usulsüz verilen arama kararı neticesinde katılan …’ın avukatlık ofisinden ele geçirilen belgeler sonucu adı geçen katılana yapılan suç isnadı sebebiyle Ergenekon davası kapsamında gözaltına alındığı ve tutuklu kaldığı, sonrasında Yerel Mahkemece atılı suçlardan verilen mahkûmiyet hükümlerinin Yargıtay 16. Ceza Dairesince bozulması sonrası davanın yeniden görülmeye başlanması üzerine atılı tüm suçlardan beraat ettiği dikkate alındığında katılan …’ın mağduriyetine neden olmak suretiyle görevi kötüye kullanma suçunu işlediği, sanığın atılı eylemleri, aynı soruşturma dosyası kapsamında ve aynı katılana yönelik olarak aynı gün verdiği üç ayrı kararla gerçekleştirdiğinden eylemlerinin tek suç sayılması gerektiği kabul edilmelidir.

UYARI

Web sitemizdeki tüm makale ve içeriklerin telif hakkı Av. Baran Doğan’a aittir. Tüm makaleler hak sahipliğinin tescili amacıyla elektronik imzalı zaman damgalıdır. Sitemizdeki makalelerin kopyalanarak veya özetlenerek izinsiz bir şekilde başka web sitelerinde yayınlanması halinde hukuki ve cezai işlem yapılacaktır. Avukat meslektaşların makale içeriklerini dava dilekçelerinde kullanması serbesttir.

Makale Yazarlığı İçin

Avukat veya akademisyenler hukuk makalelerini özgeçmişleri ile birlikte yayımlanmak üzere avukatbd@gmail.com adresine gönderebilirler. Makale yazımında konu sınırlaması yoktur. Makalelerin uygulamaya yönelik bir perspektifle hazırlanması rica olunur.

Paylaş
RSS