Faydasız (Gereksiz) Sahtecilik Nedir?
Faydasız sahtecilik, diğer bir deyişle gereksiz sahtecilik; aslında bir hukuki sonuca sahtecilik yapılmadan da ulaşmak mümkün olduğu halde belgede sahtecilik yaparak aynı hukuki sonucu elde etmeye çalışmaktır. Hukuken “belge”, hukuki bir hüküm ifade eden, bir hakkın doğumuna, bir olayın kanıtlanmasına yarayan yazı olarak kabul edilmektedir. İşte faydasız sahtecilik fiilinin, belgenin hukuki hüküm ifade etmesine veya bir hakkın doğumuna veya bir olayın aydınlatılmasına etkisi yoktur. Yani, fail arzu ettiği sonuca sahtecilik yapmadan da ulaşma imkanına sahipken sonuca etkisi olmayan faydasız sahtecilik eylemini yapmaktadır. Esasen faydasız sahtecilikte failin istediği hukuki sonuç gerçekleşmiştir, ama fail belgede sahtecilik yaparak o sonucu elde etmeye çalışmaktadır.
Faydasız sahtecilik; bilgisizlik, fiili durumun veya hak ve yükümlülüklerin yanlış anlaşılması vb. pek çok nedenle sahtecilik teşkil eden bir eyleme başvurulmasıdır. Faydasız sahtecilik halinde de bir sahtecilik söz konusudur, fakat söz konusu sahteciliğin ya hukuki işleme etkisi yoktur ya da sahtecilik hukuki sonuç doğurmaya elverişli değildir, bu nedenle faydasız sahtecilik cezalandırılmaz. Eylemin faydasız sahtecilik olduğu tespit edildiğinde sanık hakkında beraat kararı verilir.
Faydasız sahtecilik, özel belgede faydasız sahtecilik ve resmi belgede faydasız sahtecilik olmak üzere iki şekilde meydana gelebilir. Faydasız sahteciliği genel sahtecilikten (özel veya resmi evrakta sahtecilik) ayıran en önemli husus, faydasız sahtecilik eylemi nedeniyle zarar olasılığı doğmamaktadır.
Faydasız Sahtecilik Sayılan Haller Nelerdir?
Faydasız sahtecilik sayılan haller kanunda tek tek sayılmamıştır. Uygulamada Yargıtay kararlarıyla faydasız sahtecilik olarak değerlendirilen haller şunlardır:
1. İşlendiği kabul edilen fiilin belgenin hukuki geçerliliğine etkisi yoksa faydasız sahtecilik söz konusu olur. Örneğin, çalıştığı kuruma verdiği istifa dilekçesine tarih yazmadığı halde patronun istifa dilekçesini aldıktan sonra eksik olan tarih bölümü doldurması halinde faydasız sahtecilik vücut bulacaktır. Çünkü, dilekçe üzerinde tarihin bulunup bulunmaması istifa dilekçesinin geçerliliğini etkilemeyecektir. Sahtecilik vuku bulmasa bile yapılan işlemin huken geçerli olması halinde fayasdasız sahtecilik meydana gelir. Diğer bir örnek, annesi vefat eden bir kimsenin veraset ve intikal beyannamesi dilekçesine babasının imzasını onun yerine taklitle atarak ilgili kuruma vermesi halinde faydasız sahtecilik oluşur. Çünkü, veraset ve intikal beyannamesi dilekçesinde tek bir mirasçının imzasının bulunması yeterlidir. Belgenin hukuki geçerliliğine hiçbir etkisi olmadığından yapılan sahtecilik faydasız sahteciliktir. Faydasız sahtecilik halinde fail hakkında beraat kararı verilmelidir.
2. Yapılan sahteciliğin işlemle elde edilecek sonuca hiçbir etkisi yoksa faydasız sahtecilik söz konusu olur. Örneğin, başkası adına düzenlediği ihbar dilekçesine imza atarak suç ihbarında bulunan kişinin ihbar dilekçesi içeriğinde belirtilen olay ve kişiler hakkında adli bir işlem yapılmışsa, ihbar dilekçesindeki imzadaki sahtecilik faydasız sahteciliktir. Çünkü, ihbarın sözlü, yazılı veya görüntülü her şekilde yapılması mümkündür. Somut olayda yazılı yapılan ihbarda imza olmasa bile yapılan sahteciliğin sonuca hiçbir etkisi olmayıp faydasız sahtecilik niteliğindedir.
3. Hukuki sonuç doğurmaya elverişli olmayan işlemlerde sahtecilik yapılması faydasız sahteciliktir. Örneğin, köy muhtarının azalar yerine de imza atarak köy ihtiyar heyeti kararı ile bir taşınmazın içerisinden yol geçirme kararı alarak taşınmaz mülkiyetine müdahale etmesi halinde, köy ihtiyar heyetinin taşınmaz mülkiyetini sınırlama yetkisi mevcut olmadığından hukuki sonuç doğurmaya elverişli olmayan bu işlemde köy muhtarının yaptığı sahteciliğin “faydasız sahtecilik” olarak nitelendirilmesi gerekir.
4. Failin sahip olduğu bir hakka ilişkin yaptığı sahtecilik, faydasız sahteciliktir. Örneğin, kendisinin SGK’nin sağlık güvencesinden yararlanma hakkı varken başkasının adı üzerinden muayene kaydı açarak muayene olan kişinin yaptığı sahtecilik faydasız sahteciliktir.
5. Hukuki geçerliliği olmayan bir belge üzerinde işlem yapılması da faydasız sahteciliktir. Hukuki geçerliliği olmayan bir belgenin hukuki bir değeri yoktur. Bu nedenle, hukuki değeri olmayan bu belge üzerinde yapılan sahtecilik faydasız sahteciliktir.
6. Hak sahibinin hakkını kullanmasına daha çok imkan tanıyan veya bu hakkın kullanılmasını öne alan işlemler faydasız sahtecilik mahiyetindedir. Örneğin, çekte ibraz halinde ödeme mümkün olduğundan, çeki elinde bulunduran kişinin çekte ibraz tarihini öne almasının hiçbir bir önemi yoktur, böyle bir işlem faydasız sahtecilik mahiyetindedir.
Faydasız (Gereksiz) Sahtecilik Yargıtay Kararları
Vekaletname Verilmiş Olması ve Faydasız Sahtecilik
Katılan adına kayıtlı olan, ancak katılan tarafından sanığa verilen 30.12.2011 tarihli ve 46345 numaralı vekaletname ile sanık tarafından işlerin yürütüldüğü iş yerine ilişkin, sanığın katılanın imzasını taklit ederek iş yerindeki kırma makinesini satararak fatura düzenlediği ve onun yerine sahte imza atarak işi bırakma bildirim dilekçesi verdiğinin iddia edildiği olayda; dosya arasında bulunan vekaletname örneği incelendiğinde, sanığa katılan tarafından mal alıp satma ve yine ilgili vergi dairelerine müracaatla vergi kapanış işlemleri yapma yetkisinin verildiği anlaşılmakla; eylemin bu haliyle “faydasız sahtecilik” niteliğinde olduğu gözetilmeksizin, sanığın beraati yerine mahkumiyetine karar verilmesi, bozma nedenidir (Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2021/8785 E. , 2024/3286 K.).
Katılanın şirketi tek başına temsil ve münferiden imzaya yetkili olmasına rağmen sanık tarafından kendi imzasının taklit edilmesi ile bankadan para çekme işlemlerinin gerçekleştirildiği iddiası ile açılan kamu davasında; 15.03.2005 tarihinde …. Sanayi ve Ticaret A.Ş’ni 5 yıl süreyle her konuda temsile yetkili kılınan katılan tarafından sanığa 29.08.2005 tarihinde şirket işlemleri için …. Noterliğinden genel vekaletname verildiği, katılanın imzası taklit edilerek evrak düzenlenmese bile sanık tarafından bu vekaletname ile söz konusu işlemlerin gerçekleştirilebileceği, bu nedenle sanığın eyleminin “faydasız sahtecilik” olarak nitelendirilip unsurları itibariyle oluşmayan suçtan beraat kararı verilmesi gerekirken yazılı şekilde mahkumiyet hükmü kurulması, bozma nedenidir (Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2015/1363 E. , 2016/4861 K.).
Özel Belgede Faydasız (Gereksiz) Sahtecilik
Suça konu imza listesinde çok sayıda kişinin adının geçmesi ve bu kişilerin imzaların kendilerine ait olduğunu beyan etmeleri; bilirkişi raporu ile imzaların kendilerine ait olmadığı tespit edilen kişilerin, listede imzalarının bulunmamasının sonuca etkili olmayacağı, bu nedenle sanığın eyleminin “faydasız sahtecilik” niteliğinde olduğu ve özel belgede sahtecilik suçunun yasal unsurlarının oluşmadığı cihetle, sonucu itibarıyla doğru olan hükmün istem gibi ONANMASINA, 29.02.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi (Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2014/19257 E. , 2016/1660 K.).
Özel ve Resmi Belgede Faydasız (Gereksiz) Sahtecilik
5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nun 60. maddesinde belirtildiği üzere, 18 yaşından küçük çocukların gelir tespiti yapılmaksızın toplu olarak genel sağlık sigortası kapsamına alındıkları, bu nedenle hiçbir sosyal güvencesi bulunmayan 18 yaş altı çocukların tedavi masraflarının Sosyal Güvenlik Kurumu’nca karşılanmakta olması karşısında, …. adına yeşilkart başvurusunda bulunulması ve düzenlettirilmesi eylemlerinin ise “faydasız sahtecilik” niteliğinde olduğunun kabulü gerekeceği, yine sanığın ….. adına özürlü maaşı başvurusunda bulunduğu 09.08.2010 tarihinde, ….. adına anne ve babasının özürlü maaşı alma haklarının da bulunup bulunmadığı araştırılıp, alma haklarının bulunması halinde özürlü maaşı başvurusunda bulunulması eyleminin de “faydasız sahtecilik” kapsamında değerlendirilmesi gerektiği, ancak haklarının bulunmadığının tespiti halinde ise eylemin tek bir resmi belgede sahtecilik suçunu oluşturacağı gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması, bozma nedenidir (Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2015/4527 E. , 2017/6639 K.).
Tarihte Tahrifat Faydasız Sahtecilik
SUÇ : Resmi belgede sahtecilik
Karşıyaka Tapu Müdürlüğü’nden alınmış olan ve kat maliklerinin listesini gösterir mühürlü belge üzerindeki tarih kısmında tahrifat yapılarak 19.02.2013 tarihinin yazılmasına ilişkin olarak, listede ismi bulunan kat maliklerinin isimlerinin doğru olup olmadığının Tapu Sicil Müdürlüğünden sorularak tespit edilmesi, isimlerin doğru olduğunun belirlenmesi halinde tarih kısmındaki değişikliğin “faydasız sahtecilik” niteliğinde olup olmadığının tartışılması, gerektiğinden hükmün bozulmasına karar verilmiştir (Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2017/2393 E. , 2019/1450 K.).
Belgenin Geçerliliğine Etkisi Olmayan Faydasız Sahtecilik
Sanığın murise ait malların paylaşımı için gerekli olan veraset ve intikal beyannamesi dilekçesinde katılan yerine imza atması şeklinde iddia ve kabul olunduğu olayda; sanık tarafından düzenlenen veraset ve intikal beyannamesinin katılan ve diğer mirasçıların imzaları bulunmasa bile geçerli bir beyanname dilekçesi olduğu, sübutu kabul edilen fiilin belgenin geçerliliğine etkili olmayan “faydasız sahtecilik” niteliğinde olduğu gözetilmeksizin, sanığın beraati yerine mahkumiyetine karar verilmesi, bozma nedenidir (Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2023/509 E. , 2023/1099 K.).
Kendi Nüfus Cüzdanında Tahrifat ve Faydasız Sahtecilik
Aslı dosya içerisinde bulunan suça konu nüfus cüzdanı üzerinde heyetçe yapılan gözlem neticesinde; belgede bulunan fotoğraf üzerinde Nüfus Hizmetleri Yönetmeliğinin 130. maddesi gereğince bulunması gereken mühür izinin kolaylıkla görülebildiği, bu hali ile gerçekleştirilen sahteciliğin ilk bakışta dikkat çekmeyecek nitelikte ve iğfal kabiliyetini haiz olduğunun anlaşıldığı ancak; sanığın, kendi kimlik bilgileri ile Doğanyurt Nüfus Müdürlüğünden almış olduğu nüfus cüzdanındaki fotoğrafı söküp yine kendisine ait başka bir fotoğraf ile değiştirmesinin “faydasız sahtecilik” suçunu oluşturması nedeniyle resmi belgede sahtecilik suçunun unsurlarının oluşmayacağı cihetle; Cumhuriyet savcısının yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle sonucu itibariyle doğru olan beraat hükmünün ONANMASINA, 30.01.2017 gününde oybirliği ile karar verildi (Yargıtay 21. Ceza Dairesi 2015/9549 E. , 2017/322 K.).
Şirket Devrinde Ortağın Faydasız Sahteciliği
6102 sayılı TTK’nın 595/2. maddesindeki ‘‘Şirket sözleşmesinde ‘‘aksi öngörülmemişse, esas sermaye payının devri için, ortaklar genel kurulunun onayı şarttır. Devir bu onayla geçerli olur’’ hükmü de dikkate alınarak şirketin ana sözleşmesinde hisse devrine ilişkin hüküm olup olmadığı da araştırılarak, şirketin diğer ortakları müştekinin imzası bulunmadan da hisse devri yapabiliyorsa faydasız sahteciliğin söz konusu olacağı, şirket ana sözleşmesinde bu konuya ilişkin hüküm yok ise TCK 211. maddedeki gerçek bir durumun belgelenmesi amacıyla belgede sahtecilik suçunun tartışılması gerektiği gözetilmeden, eksik araştırma ile hüküm kurulması, bozma nedenidir (Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2015/9507 E. , 2017/6140 K.).
Bonoya Ad ve Soyadın Sonradan Alacaklı Tarafından Eklenmesi / Faydasız Sahtecilik
Suça konu bononun şirket temsilcisi katılan tarafından iki imza atılmak suretiyle düzenlendiği anlaşılmakla, bonoda borçtan sorumlu olmak için keşidecinin tek imzası yeterli olup birden fazla imza atılmasına gerek bulunmadığından ve 6762 sayılı TTK’nun 612. maddesi uyarınca açığa atılan ikinci imza aval olarak kabul edilip bu imza sahibi borçtan avalist sıfatıyla da şahsen sorumlu olacağı dikkate alındığında, sanığın şirket temsilcisi olan katılanın düzenlediği bonoda yine katılanın ad ve soyadını yazması eyleminde sahteciliğin “faydasız sahtecilik” olarak nitelenmesi gerektiğinden tebliğnamede yer alan… hakkındaki bozma düşüncesine iştirak olunmamıştır (Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2013/2621 E. , 2015/334 K.).
Suça konu bonoların site yöneticileri katılanlar tarafından iki imza atılmak suretiyle düzenlendiği anlaşılmakla, bonoda borçtan sorumlu olmak için keşidecinin tek imzası yeterli olup birden fazla imza atılmasına gerek bulunmadığından ve 6762 sayılı TTK’nın 612. maddesi uyarınca açığa atılan ikinci imza aval olarak kabul edilip bu imza sahibi borçtan avalist sıfatıyla da şahsen sorumlu olacağı dikkate alındığında, sanığın katılanların düzenlediği bonolara yine katılanların kimlik ve adres bilgilerini yazarak icraya vermesi eyleminde, sahteciliğin “faydasız sahtecilik” olarak nitelendirilmesi gerektiği dolayısıyla atılı resmi belgede sahtecilik suçunun unsurlarının oluşmadığı cihetle, tebliğnamenin “sanığın site yöneticisi olan katılanların imzaladıkları senet üzerinde, senedin hukuki niteliğini etkileyecek şekilde bir tahrifat ve değiştirme yapmadığı, katılanların imzalarının yanına isimlerinin sonradan sanık tarafından eklenmesinin, senedin hukuki niteliğini kaybettirmediği, imza ve borç hususunda bir ihtilafında bulunmadığı anlaşıldığından, suça konu senette sahtecilik yapılmadığından sanığın beraatine karar verilmesi” gerektiğine ilişen eleştirisine iştirak edilmemiştir (Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2015/2045 E. , 2017/936 K.).
Sanığın, katılan tarafından şirket yetkilisi sıfatı ile kendisine verilen senetlere, katılanın ismini kefil olarak yazmak ve tanzim tarihi eklemek sureti ile sahtecilik suçunu işlediği iddia olunan olayda, yargılama konusu her üç senet üzerinde de iki adet imza ve bir adet kaşe bulunduğu, imzaların kaşe üzerinde bulunmadığı, ayrıca katılanın şikayet dilekçesinde ve beyanlarında tanzim tarihlerinin anlaşmaya aykırı olarak düzenlendiğini de iddia etmediği cihetle, Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 2011/12-480 Esas ve 2011/598 Karar sayılı ilamında da belirtildiği üzere, şirket yetkilisi tarafından da olsa senede şirket kaşesi olmadan atılan ikinci imzanın aval olarak kabul edileceği ve imza sahibinin borçtan şahsen sorumlu olacağı anlaşıldığından, şirket temsilcisi olan katılanın tek kaşe ve iki imza atmak sureti ile düzenlediği bonolarda yine katılanın ad ve soyadının kefil olarak yazıldığı iddia olunan eylemin de “faydasız sahtecilik” olarak nitelendirilmesi gerektiği, bu itibarla sanığın üzerine atılı suçun unsurlarının oluşmadığı gözetilmeden, beraati yerine yazılı şekilde hüküm kurulması; bozma nedenidir (Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2013/8711 E. , 2015/25669 K.).
İhbar Dilekçesi Faydasız Sahtecilik
Sanığın müşteki … adına…İl Jandarma Alay Komutanlığına hitaben bir ihbar dilekçesi düzenleyerek müşteki adına imza attığı, bu şekilde atılı suçu işlediği iddia olunan somut olayda, gerçeğin kuşkuya yer bırakmayacak şekilde tespiti açısından, ihbar dilekçesi içeriğinde belirtilen olay ve kişiler hakkında yapılan adli bir işlem olup olmadığı hususlarının araştırılması, adli bir işlem bulunması halinde eylemin “faydasız sahtecilik” olarak nitelendirilmesi gerektiği ve yüklenen suçun unsurlarının oluşmayacağı gözetilmeden, eksik araştırma ve inceleme ile mahkûmiyet hükmü kurulması, hukuka aykırı bulunmuştur (Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2021/5702 E. , 2024/4494 K.).
Ortaklar Kurulu Kararının Sanığın Katılımı Olmadan Alınabilmesi / Faydasız Sahtecilik
Ortaklar Kurulunun suça konu 22 ile 24 numaralı kararları üzerinde yaptırılan 30.04.2012 tarihli bilirkişi incelemesinde, tanı unsurlarını teşhise yeter oranda yansıtmadığından, sanıklara ait olup olmadığı belirlenememiş ise de, suça konu imzaların sair şahıslara da attırılmış olabileceği gözönünde bulundurularak, yeniden bilirkişi incelemesi yaptırılarak katılan eşi …adına atılan imzaların sanıklara ait olup olmadığının belirlenmesi, sanıkların pay durumları tespit edilip suça konu ortaklar kurulu kararının katılanın eşi…‘nin imzası ve katılımı olmadan alınıp alınamayacağı, buna göre eylemin faydasız sahtecilik niteliğinde olup olmadığı belirlenerek sonucuna göre sanığın hukuki durumunun tayin ve takdiri gerekirken eksik araştırma ve inceleme ile yazılı şekilde yazılı şekilde hüküm kurulması; bozma nedenidir (Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2016/1163 E. , 2018/2924 K.).
Öğrencinin Müdür Yerine İmza Atması Faydasız Sahtecilik
Sanığın sürücü belgesi almak için gerekli olan suça konu öğrenci belgesinide okul müdürü ve müdür yardımcısının yerine imza atarak İl Emniyet Müdürlüğü’ne verdiğinin kabul edildiği olayda; sanığın aşamalardaki savunmalarında … Teknik ve Endüstri Meslek Lisesi’nin öğrencisi olduğunu, ehliyet alabilmek için İl Emniyet Müdürlüğü’ne ibraz etmek üzere okuldan öğrenci belgesi istediğini, belgenin kendisine imzalatmak üzere verildiğini bilmediği için müdür ve müdür yardımcısı yerine sehven imza atarak emniyet müdürlüğüne verdiğini, sahtecilik kastının bulunmadığını savunması, okulda görev yapan müdür ile müdür yardımcısının da bu savunmayı doğrulaması karşısında; sanığın suç tarihinde adı geçen okulun öğrencisi olup olmadığı ve belgedeki bilgilerin doğruluğu araştırılarak; resmi belgede sahtecilik suçu bakımından suç işleme kastının olup olmadığı ve eylemin “faydasız sahtecilik” kapsamında değerlendirilip değerlendirilemeyeceğinin tartışılması; sanığın suç işleme kastının bulunduğuna kanaat getirilmesi halinde eyleminin 5237 sayılı TCK 211. maddesi kapsamında “gerçek bir durumun belgelenmesi amacıyla resmi belgede sahtecilik” niteliğinde olup olmadığının ve indirim maddesinden yararlanıp yararlanamayacağının takdir ve değerlendirilmesi gerekliliği, bozma nedenidir (Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2015/6040 E. , 2016/7928 K.).
Apartman Karar Defterine “Yerime İmza At” Şeklinde Sözlü Vekalet / Faydasız Sahtecilik
… Apartmanı’nın 20/10/2009 tarihli kat malikleri toplantısında, apartman yöneticisi olan sanığın karar defterini katılan yerine imzaladığı iddiasıyla açılan kamu davasında, gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek şekilde belirlenmesi için; öncelikle belgede sahtecilik suçlarında aldatma niteliği bulunup bulunmadığının takdiri hakime ait olduğundan, apartman karar defterinin ilgili sayfasında bulunan suça konu kararın incelenmesi ve denetime olanak verecek şekilde belge aslının dosya içerisine konulması, aldatma niteliğinin bulunup bulunmadığının gerekçeli kararda tartışılması; belgelerin düzenlendiği tarih itibarıyla kararların alınabilmesi için gerekli olan toplantı ve karar yeter sayısının araştırılması; katılanın imzası olmaksızın karar alınabilip alınamayacağının belirlenmesi; sanığın, katılanın kendisi yerine imza atması için sözlü olarak vekalet verdiğini savunması nedeniyle bu konuda sanığın bildirdiği tanıkların dinlenmesi; karar yeter sayısının bulunup bulunmadığı, katılanın yerine imza atması konusunda sanığa rıza gösterip göstermediği ve katılanın imzası olmasa da kararın geçerli olup olmadığı dikkate alınarak toplanan deliller birlikte değerlendirilip, sanığın eyleminin “faydasız sahtecilik” veya 5237 sayılı TCK’nin 211. maddesi kapsamında “gerçek bir durumun belgelenmesi amacıyla sahtecilik” suçunu oluşturup oluşturmayacağı da tartışılarak, sonucuna göre sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerektiği gözetilmeden, eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması, bozma nedenidir (Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2017/12443 E. , 2019/147 K.).
Kat Malikinin Sahte İmzası Faydasız Sahtecilik
Ana gayrimenkulün altında bulunan dükkanın balık pişirmesi için dışarıdan baca yapılmasına karar verilmesi konusunda, 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanunu hükümlerine göre, kat malikleri sayısı ve arsa payı yönünden yeter sayısının ne olduğunun araştırılarak belirlenmesi; sanığın, katılan …‘un yerine sahte imza attığı veya attırdığı dikkate alınarak, bu kişinin hiç imzasının bulunmaması halinde alınan kararın geçerli olması durumunda yapılan sahteciliğin ‘faydasız sahtecilik‘‘ olacağı ve sahtecilik suçunun oluşmayacağı da gözetilerek sanığın hukuki durumunun saptanması gerekirken, eksik araştırma ve yetersiz gerekçe ile hüküm kurulması, bozma nedenidir (Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2017/4 E. , 2019/1805 K.).
Şirkete İlişkin Kararda Faydasız Sahtecilik
Şirket ana sözleşmesinin getirtilip incelenerek, sanığın temsil yetkisinin kapsamının, sermaye artırımına ilişkin esasların ve suça konu kararın alınması için katılanın muvafakatına ihtiyaç olup olmadığının tespit edilmesi; söz konusu kararın alınması ile şirketin sermayesindeki değişikliğin kimin menfaatine veya zararına olduğunun araştırılması; toplanan deliller birlikte değerlendirilip, sanığın fiilinin “faydasız sahtecilik” veya 5237 sayılı TCK’nin 211. maddesi kapsamında “gerçek bir durumun belgelenmesi amacıyla sahtecilik” suçunu oluşturup oluşturmayacağı da tartışılarak karar verilmemesi bozma nedenidir (Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2020/5776 E. , 2022/3576 K.).
İşyeri Ruhsatı İçin Yerine İmza Faydasız Sahtecilik
Özel belgede sahtecilik suçunun oluşabilmesi için yapılan sahteciliğin hukuki sonuç doğurmaya elverişli olması gerektiği, sanığın, iş yeri ruhsatı alabilmek için atılı suça konu muvafakatnamedeki bir kısım imzaları kendisi atarak Belediyeye sunduğunun iddia ve kabul edildiği olayda, sanığın sadece 5-6 kişinin imzasını kendisinin attığını savunduğu, dosya kapsamında Belediye’nin iş yeri ruhsatı verilmesine ilişkin bilgi ve belgelerin bulunmadığı, Belediye’den söz konusu apartmanda “nevresim imali iş yeri” açmak için alınacak ruhsat için bu yöndeki muvafakatnameyi apartmandaki kaç kişinin imzalaması gerektiğinin araştırılmadığı, sanığın usulüne uygun olarak tamamlattığı imza sayısının net bir şekilde tespit edilmediği, sanığın muvafakatnamede usulüne uygun şekilde aldığı imza sayısının söz konusu iş yeri ruhsatı almasına yeterli olması halinde, tamamlatamadığı imzaları sanığın kendisinin atmasının “faydasız sahtecilik” niteliğinde olacağı gözetilerek; sanığın, muvafakatnameye kaç imzayı usulüne uygun şekilde attırdığının tespit edilmesi, Belediyeden söz konusu iş yeri açma ruhsatı dosyasının getirtilmesi, ayrıca Belediye’den bu iş yerinin açılmak istendiği tarihte muvafakatname gerekip gerekmediği, düzenlemelere göre muvafakatnamede kaç imza olması gerektiği de sorulması da araştırılarak sonucuna göre sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerektiğinin gözetilmemesi, bozma nedenidir (Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2021/66 E. , 2023/10275 K.).
Hukuki Sonuç Doğurmaya Elverişli Olmayan İşlem Faydasız Sahtecilik
Köy muhtarı olan sanığın, köy karar defterinin, 11.07.2011 tarih, 6 nolu kararında azalar … ve … yerine imza atmak suretiyle sahtecilik yaptığı iddiasıyla açılan kamu davasında; suça konu karar ile 442 sayılı Köy Kanunun 13. maddesinin 10. fıkrasına dayanılarak, köy halkından Koç ailesinin evlerine ulaşımlarını sağlamak amacıyla komşu taşınmaz maliki olan Yüksekler ailesinin arazisinden geçmek üzere yol açılmasına karar verilmiş ise de; 442 sayılı Köy Kanununun 13. maddesinde köyün zorunlu işleri arasında sayılan köyün bir başından, öbür başına kadar çaprazlama iki yol yapmak görevinin, köy meydanından geçecek yollara ilişkin olduğu, Türk Medeni Kanununun 747. maddesinde düzenlenen ve taşınmaz mülkiyetini sınırlayan bir irtifak hakkı olan zorunlu geçit hakkının, taşınmazından genel yola çıkmak için yeterli geçidi bulunmayan malik tarafından, tam bir bedel karşılığında komşularından istenebileceği ve mahkeme kararı ile geçit hakkı tesis edilebileceği göz önünde bulundurulduğunda; … mirasçıları adına tarla vasfıyla kayıtlı 135 ada 9 parsel sayılı taşınmazdan … ailesinin evine yol geçirilmesine ilişkin kararın, köy ihtiyar heyeti kararı ile taşınmaz mülkiyetinin sınırlanması mümkün olmadığından, hukuki sonuç doğurmaya elverişli olmadığı ve sanığın eylemindeki sahteciliğin “faydasız sahtecilik” olarak nitelendirilmesi gerektiği anlaşılmakla, sanığın yasal unsurları oluşmayan suçtan beraati yerine, yazılı şekilde mahkumiyetine kararı verilmesi, bozma nedenidir (Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2015/8091 E. , 2017/7985 K.).
Sanıklar … ve … hakkında köy karar defterinde 62 numaralı kararda diğer azalar …, … ve …’nın imzaları bulunmadığı halde onlar yerine imza atmak suretiyle sahtecilik yaptıkları iddiasıyla açılan kamu davasında; müştekinin taşınmazının bulunduğu Dereli Köyüne bağlantı sağlayan toprak yolun her sene biraz daha taşınmazına doğru ötelendiğini iddia ederek İl Özel İdaresi’ne başvurduğu, İl Özel İdaresi ise yaptığı incelemede; yolda yapılan değişikliğin Dereli Köyü Muhtarlığı’nın bilgisi dahilinde yapıldığını, 15.05.2012 tarihli 62 numaralı karar ile Dereli Köyü İhtiyar Heyeti tarafından karar alındığını, kadastro çapı ve koordinatlarının Dereli köyü muhtarı ile birlikte yerinde uygulanması sonucunda, mevcut yol kotunun karayolu ile aynı kotta olduğu, her hangi bir parsele yol tecavüzünün olmadığının görüldüğü bildirilmiş, her ne kadar karar defterinde sanıklar İlhami ve Nazmi‘nin imzaları dışındaki imzaların adı geçen azalara ait olmadığının ve diğer azalar adına atılı imzaların sanıkların eli ürünü olmadığının kriminal incelemeyle tespit edildiyse de karar defterinde yazan “Üstün Petrolün içerisinde yapmış olduğu inşaat kazı alanından çıkan hafriyatı-toprağı köy muhtarı olarak aldım, köyün bozuk olan yol tamiratında kullandım. Üstün Petrole hafriyatı karşılığı bir para ödemedim.” şeklindeki yazının içeriği itibarıyla bir karar olmayıp tespit niteliğinde olduğu ve köy muhtarı olan sanık … tarafından tek başına da yapılabilecek bir iş olduğu, müşteki aleyhine bir sonuç doğurmadığının il özel idaresinin de yerinde yaptığı tespitle sabit olduğu hususları hep birlikte değerlendirildiğinde belgenin içeriği itibariyle de sahte olmadığı anlaşılarak, sanıkların üzerine atılı eylemin faydasız sahtecilik niteliğinde olduğu ve resmi belgede sahtecilik suçunun yasal unsurlarının oluşmadığı gözetilmeden beraatler yerine mahkumiyetlerine karar verilmesi, bozma nedenidir (Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2018/5980 E. , 2021/2646 K.).
İstifa Dilekçesine Tarih Atılması Faydasız Sahtecilik
… ili … ilçesi … … Belediye Başkanı olan sanık …‘ın 13.03.2012 tarihinde kurumun ihtiyacı olmamasına rağmen tahsilat görevlisi olarak işe aldığı katılan …‘ün işe gelmemesine de göz yumduğu ve herhangi bir işlem yapmadığı ayrıca sanığın, katılan …‘i işe alırken tarih kısmını boş bir istifa dilekçesi doldurttuğu ve bu dilekçe tarih kısmını 13.07.2012 olarak düzenleyip işleme alındığı yapılan araştırmada katılan …‘in 13.07.2012 tarihinde … 19 Mayıs Üniversitesi Hastanesinde yatılı olarak tedavi gördüğünün belirlendiği anlaşılmıştır.
Katılan tarafından yazılan ve imzalanan istifa dilekçesinde tarih bulunmasa bile geçerli bir istifa dilekçesi olduğu ve sanık tarafından ilgili birime havale edilmesi ile işleme konulabilmesi karşısında, sübutu kabul edilen fiilin belgenin geçerliliğine etkili olmayan “faydasız sahtecilik” niteliğinde olduğu gözetilmeksizin, sanığın beraati yerine mahkumiyetine karar verilmesi, bozma nedenidir (11. Ceza Dairesi 2019/9061 E. , 2023/253 K.).
Çekte İbraz Tarihini Öne Almak Faydasız Sahtecilik
Katılanın, sanığın yetkilisi olduğu şirket ile yaptığı alışverişinden dolayı borcuna karşılık suça konu Akbank İzmiryolu/Bursa şubesine ait 26.03.2014 keşide tarihli, 10.000 TL bedelli çeki tanık Y.T’ye verdiği onun da sanığa getirdiği, teslim ettiğinde sanığın çekin üzerindeki keşide tarihini tanık Y.T.’nin yanında değiştirdiği ve tahsil için factoring şirketine verdiği, bu surette sanığın resmi belgede sahtecilik suçunu işlediği iddia olunan somut olayda; Türk Ticaret Kanunu’na göre, çek kıymetli evrak mahiyetinde bir kambiyo senedidir ve hukuki niteliği itibarıyla bir havaledir. Bu havalenin yazılı şekilde yapılması, belli şekil şartlarını içermesi ve kayıtsız şartsız bir ödeme yetkisi biçiminde olması gerekir. Diğer kambiyo senetlerinde olduğu gibi çekte de sıkı sıkıya yekle bağlılık esası geçerlidir. Zorunlu unsurlardan birinin bile eksiklikliği çekin bu niteliğini ortadan kaldırır. Çekin zorunlu unsurları, mülga 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun (6762 sayılı Kanun) 692-693 üncü maddelerinde gösterilmiştir (6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu m. 780, 781). 3167 sayılı Çek Kanunu’nun 3 üncü maddesi de dikkate alındığında çekin: a) Banka tarafından mevzuattaki tanıma uygun şekilde bastırılmış çek yaprağı olması; b) Bu çek yaprağının, “Çek” kelimesini; c) Hesabın bulunduğu muhatap banka şubesinin adı ve keşidecinin hesap numarasını; ç)Kayıtsız şartsız bir bedelin ödenmesi için havaleyi; d)Keşide gününü ve keşide yerini ihtiva etmesi zorunludur. Bu kapsamda, mülga 6267 sayılı Kanun’un 707 nci maddesi; “Çek, görüldüğünde ödenir. Buna aykırı herhangi bir kayıt yazılmamış hükmündedir. Keşide günü olarak gösterilen günden önce ödenmek için ibraz olunan bir çek ibraz günü ödenir.” hükmünü içermektedir. Anılan madde hükmüne göre, çekte gerçek keşide tarihine göre ileri bir tarihin atılabileceği, ancak bu halde de, çekin ibraz tarihinde ödenmesi gerektiği benimsenmiştir. Tüm bu anlatılanlar ışığından, lehtar ve aynı zamanda birinci ciranta olan sanığın 26.03.2014 olan keşide tarihini 26.01.2014 olarak değiştirmek suretiyle ibraz tarihini öne almasından ibaret eyleminde, sahteciliğin “faydasız sahtecilik” olarak nitelendirilmesi gerektiği dolayısıyla atılı resmi belgede sahtecilik suçunun unsurlarının oluşmadığı gözetilerek sanığın beraati yerine yazılı şekilde mahkumiyetine kararı verilmesi, bozma nedenidir (Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2019/11211 E. , 2023/5721 K.).
Çekin Tarihini Öne Almak ve Gereksiz Sahtecilik
Sanığın katılandan aldığı 26.11.2010 tanzim tarihli suça konu çekin tanzim tarihini 26.02.2010 olarak değiştirip kullanmaktan ibaret eyleminde: herhangi bir hakkın kullanımının engellenmemesi nedeniyle resmi belgeyi bozma suçunun unsurlarının oluşmadığı, suça konu belgede gerçekleştirilen sahteciliğin iğfal kabiliyetini taşıması ve suçun sübutu halinde eylemin TCK’nun 204/1. maddesindeki suçu oluşturacağı ve belgelerde yapılan sahteciliğin aldatma yeteneği bulunup bulunmadığının takdir ve tayininin de hakime ait olduğu gözetilerek, suça konu belge getirtilip üzerinde gözlemde bulunularak aldatma yeteneğinin bulunup bulunmadığının tespiti ile bulunması halinde suç tarihinde yürürlükte bulunan 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunun 707.(6102 sayılı TTK’nın 795.) maddesindeki ‘çek görüldüğünde ödenir’ şeklindeki düzenlemeye göre ilgili bankadan ileri tarihli düzenlenmiş çekin bankaya ibrazında ödenmesinin mümkün olup olmadığı sorularak olması halinde eylemin gereksiz sahtecilik olacağı da gözetilerek sonucuna göre sanığın hukuki durumunun taktir ve tayini yerine eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması, bozma nedenidir (Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2014/15025 E. , 2016/1340 K.).
Avukat Baran Doğan
UYARI
Web sitemizdeki tüm makale ve içeriklerin telif hakkı Av. Baran Doğan’a aittir. Tüm makaleler hak sahipliğinin tescili amacıyla elektronik imzalı zaman damgalıdır. Sitemizdeki makalelerin kopyalanarak veya özetlenerek izinsiz bir şekilde başka web sitelerinde yayınlanması halinde hukuki ve cezai işlem yapılacaktır. Avukat meslektaşların makale içeriklerini dava dilekçelerinde kullanması serbesttir.
Makale Yazarlığı İçin
Avukat veya akademisyenler hukuk makalelerini özgeçmişleri ile birlikte yayımlanmak üzere avukatbd@gmail.com adresine gönderebilirler. Makale yazımında konu sınırlaması yoktur. Makalelerin uygulamaya yönelik bir perspektifle hazırlanması rica olunur.