0 212 652 15 44
Çalışma Saatlerimiz
Hafta İçi 09.00 - 18.00

Yurtdışına Altın ve Döviz Çıkarılması ve İdari Para Cezası

(Y7CD-K.2021/16387)

Özet: Yurtdışına altın veya döviz çıkarılması halinde fail, 1567 sayılı Kanun’un 3/2. maddesi gereği, eşya ve kıymetlerin rayiç bedeli kadar, teşebbüs halinde bu bedelin yarısı kadar idarî para cezası ile cezalandırılır.

1567 sayılı Türk Parasının Kıymetini Koruma Hakkında Kanun’a aykırı davranma eyleminden kabahatli … hakkında anılan Kanun’un 3/2. maddesi uyarınca 201.702,00 Türk lirası idarî para cezası uygulanmasına dair … Cumhuriyet Başsavcılığının 07/08/2020 tarihli ve 2020/91 idari yaptırım defter, 2020/36 sayılı idarî yaptırım kararına karşı yapılan itirazın reddine ilişkin … Sulh Ceza Hâkimliğinin 01/10/2020 tarihli ve 2020/4862 değişik iş sayılı kararına yönelik itirazın reddine dair mercii … Sulh Ceza Hâkimliğinin 26/10/2020 tarihli ve 2020/977 değişik iş sayılı kararı aleyhine Yüksek Adalet Bakanlığından verilen 15.04.2021 tarihli kanun yararına bozma istemini içeren dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 18.06.2021 tarihli ve KYB. 2021-57562 sayılı ihbarnamesi ile daireye verilmekle okundu.

Mezkür ihbarnamede;

Dosya kapsamına göre, 08/02/2020 tarihinde yurtdışına (Kiev) çıkış yapmak üzere … Havalimanı Dış Hatlar Terminaline gelen kabahatlinin pasaport çıkış işlemlerinin tamamlanması sonrası görevlilerce yapılan kontrol esnasında gümrüğe beyan edilmemiş 20.000 Amerikan doları ve 10.000 Avro para ile daralı ağırlığı 750 gram, toplam net ağırlığı 666,56 gram olan 6 adet külçe altının ele geçirilmesi sebebiyle, 1567 sayılı Kanun’un 3/2. maddesi uyarınca … Cumhuriyet Başsavcılığınca 201.702,00 Türk lirası idari para cezası uygulanmış ise de;

1567 sayılı Kanun’un 1. maddesinde “(Değişik: 15/2/1954 - 6258/1 md.) Kambiyo, nukut, esham ve tahvilat alım ve satımının ve bunlar ile kıymetli madenler ve kıymetli taşlarla bunlardan mamul veya bunları muhtevi her nevi eşya ve kıymetlerin ve ticari senetlerle tediyeyi temine yarıyan her türlü vasıta ve vesikaların memleketten ihracı veya memlekete ithalinin tanzim ve tahdidine ve Türk parasının kıymetinin korunması zımnında kararlar ittihazına Cumhurbaşkanı salahiyetlidir.” şeklinde, aynı Kanun’un 3/2. maddesinde “Fiil, 1 inci maddede yazılı kıymetlerin izinsiz olarak yurttan çıkarılması veya yurda sokulması mahiyetinde ise 21/3/2007 tarihli ve 5607 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu hükümlerine göre suç veya kabahat oluşturmadığı takdirde kişi; eşya ve kıymetlerin rayiç bedeli kadar, teşebbüs halinde bu bedelin yarısı kadar idarî para cezası ile cezalandırılır.” şeklinde yer alan düzenleme ile,

07/08/1989 tarihli ve 89/14391 sayılı Bakanlar Kurulu Kararına istinaden, 11/08/1989 tarihli ve 20249 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Türk Parası Kıymetini Koruma Hakkında 32 sayılı Karar’ın “Döviz” başlıklı 4. maddesinin 3. bendinde, “(3)(Ek:RG-30/12/2015-29578)Yolcu beraberi yapılan 10.000 Avro veya eşitini aşan döviz çıkışlarında beyanda bulunulmaması veya yanlış ya da yanıltıcı beyanda bulunulduğunun tespiti halinde söz konusu değerler gümrük idaresince muhafaza altına alınır ve durum şüpheli kabul edilerek Mali Suçları Araştırma Kurulu Başkanlığına bildirilir. Ayrıca, gümrük idarelerince Türk Parasının Kıymetini Koruma Hakkında Kanunun 3 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca işlem yapılabilmesini teminen Cumhuriyet Savcılıklarına bildirimde bulunulur.” şeklinde yer alan düzenleme birlikte nazara alındığında, 10.000 Avro ve eşitini aşan döviz çıkışlarında beyan zorunluluğu bulunduğu, kabahatlinin üzerinde 10.000 Avro ve 20.000 Amerikan doları ele geçirilmiş olduğu anılan düzenleme uyarınca beyana tabi olmayan miktarı aşan 20.000 Amerikan dolarının kabahat tarihi itibariyle Türk lirası karşılığı üzerinden idari para cezası uygulanması gerektiği gözetilmeden ele geçen toplam döviz miktarı üzerinden uygulanan idari yaptırım kararına yönelik itirazın anılan yönüyle kabulü yerine yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmemiş ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu kanun yararına bozmaya atfen ihbar olunmuş bulunmakla Türk Milleti adına gereği görüşülüp düşünüldü;

Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının kanun yararına bozma istemine dayanan ihbarname içeriğindeki hususlar yerinde görüldüğünden … Sulh Ceza Mahkemesinin 26.10.2020 tarihli ve 2020/977 değişik iş sayılı kararının CMK’nun 309/4-d maddesi uyarınca BOZULMASINA, … Cumhuriyet Başsavcılığı İdari Yaptırım Bürosunun 07.08.2020 tarih, … İdari Yaptırım Defter Numaralı, … İdari Yaptırım Karar numaralı idari para cezası karar tutanağında döviz nedeni ile uygulanan idari para cezasının; karar içeriğinde yer alan idari para cezasına konu 20.000 ABD dolarına ilişkin kabahat tarihindeki döviz kuru (1 Amerikan Dolarına ilişkin döviz satış kurunun 5,9884 Türk lirası olduğu) dikkate alınarak hesaplanan miktar üzerinden, eylemin teşebbüs aşamasında kalmış olması nedeniyle yarı oranında indirim yapılarak 59.884,00 TL olarak düzeltilmesine, kıymetli maden nedeni ile tespit edilen 109.000,00 TL idari para cezası ile birlikte toplam idari para cezasının 168.884,00 TL olarak belirlenmesine ve infazın 168.884,00 TL üzerinden yerine getirilmesine, kararın diğer kısımlarının aynen muhafazasına, 22/11/2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

15.000 Dolar Değerindeki Ziynet Eşyası Yurtdışına Çıkarılabilir

(Y7CD-K.2014/11267)

Dereköy Gümrük Sahasında CA3003BA plaka sayılı araçta ele geçirilen 180 paket daralı ağırlığı 147048 gram olan beş bez çuval içerisindeki ziynet eşyasının 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 127/3.maddesi gereğince el konulmasının onaylanmasının Kırıkkale Cumhuriyet Başsavcılığının 09/02/2013 tarihli ve 2013/601 soruşturma sayılı yazısı ile talep edilmesi üzerine, el koymanını onaylanmasına dair, Kırklareli 2. Sulh Ceza Mahkemesinni 09/02/2013 tarihli ve 2013/82 değişik iş sayılıl kararına karşı yapılan itirazın kabulü ile el koymanın onaylanması kararının kaldırılmasına, ziynet eşyalarının sahibine iadesine ilişkin, Kırklareli 2.Asliye Ceza Mahkemesinin 08/02/2013 tarihli ve 2013/34 değişik Sayılı kararı aleyhine Yüksek Adalet Bakanlığından verilen 09/12/2013 gün ve 75042 sayılı kanun yararına bozma istemini içeren dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 25/12/2013 gün ve KYB. 2013/398411 sayılı ihbarnamesi ile daireye verilmekle okundu. Mezkür ihbarnamede;

Dosya kapsamına göre, kıymetli madenlerde kaynak destekleme fon uygulamasının Maliye Bakanlığı’nın 12/05/1988 tarihli ve 88/12844 sayılı kararnameye ilişkin kaynak kullanımı destekleme fonu hakkında 6 sayılı tebliğinde düzenlendiği, tebliğ doğrultusunda fon uygulamasının ithalatta söz konusu olduğu, somut dosyada “yolcu beraberi çıkış işlemi “ yani ihracat söz konusu olduğundan kaynak kullanımı destekleme fon uygulamasının söz konusu olamayacağı, söz konusu ziynet eşyalarının Türk Parası Kıymetini Koruma Hakkında 32 sayılı Karar’ın 7/c.maddesinde yer alan “yolcular, beraberlerindeki kendilerine ait değeri 15.000.-ABD Dolarını aşmayan ve ticari amaç taşımayan ziynet eşyası niteliğinde kıymetli madenlerden ve taşlardan yapılmış eşyaları yurda getirebilirler ve yurtdışına çıkarabilirler. Daha fazla değerdeki ziynet eşyalarının yurt dışına çıkarılması, girişte beyan edilmiş olmasına veya Türkiye’de satın alındığını tevsik etme şartına bağlıdır.” hükmü gereğince eşya ile ilgili çıkış işlemi sırasında beyan ve fatura ibrazında bulunulması nedeni ile 1567 sayılı Türk Parasının Kıymetini Koruma Hakkında Kanun’un 3.maddesi gereğince idari para cezasını gerektirdiği cihetle, merciince itiraz üzerine sadece el konulan eşyanın iadesine ilişkin karar verilmesi gerekirken idari makamların yetki ve sorumluluğu altında bulunan kaynak kullanımı destekleme fonu tahsili hususunda da karar verilmesinde isabet görülmemiş ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu kanun yararına bozmaya atfen ihbar olunmuş bulunmakla Türk Milleti adına gereği görüşülüp düşünüldü;

Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın kanun yararına bozma istemine dayanan ihbarname içeriği yerinde görüldüğünden Kırklareli 2. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 18/02/2013 gün ve 2013/34 değişik iş sayılı kararın CMK’nın 309.maddesi uyarınca BOZULMASINA, kaynak kullanımı destekleme fonu için tahsil edilen miktarın iadesine, 27/05/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.

Yurdışına Altın Çıkarılması ve Yurtdışından Altın Getirilmesi

(Y7CD-K.2017/1567)

Suç tarihinde Bulgaristan ülkesinden Türkiye’… giriş yapmak üzere Kapıkule Yolcu Salonu … Sahasına gelen … plakalı yolcu otobüsünde yolcu olarak bulunan Romanya uyruklu sanık …‘un üzerinde üç paket içerisinde toplam net ağırlığı 597 gram gelen altın, altın tozu, emitasyon takı eşyalarının tespit edildiği, söz konusu otobüste idareci olarak görevli sanık …‘in üzerinde ise 1 paket halinde net ağırlığı 183 gram gelen, altın, gümüş ve emitasyon olduğu tespit edilen takı eşyalarının tespit edildiği, 1567 sayılı Türk Parasının Kıymetini Koruma hakkındaki 32 sayılı Kararın 2/j-ix bendine göre işlenmiş altın olarak kabul edildiği, aynı kanunun 7-c maddesinde yer alan, “Yolcular, beraberlerindeki kendilerine ait değeri 15.000 ABD Dolarını aşmayan ve ticari amaç taşımayan ziynet eşyası niteliğinde kıymetli madenlerden ve taşlardan yapılmış eşyaları yurda getirebilirler ve yurtdışına çıkarabilirler. Daha fazla değerdeki ziynet eşyalarının yurtdışına çıkarılması, girişte beyan edilmiş olmasına veya Türkiye’de satın alındığını tevsik etme şartına bağlıdır.” hükmü de gözetildiğinde sanıklarda beyan harici yurda sokulmak istenirken yakalanan eşyaların cins ve nitelik itibariyle ticari mahiyette oldukları ve sanıkların aşamalarda değişmeyen beyanlarında bu malzemeleri Türkiye’… satmak için getirdiklerini ifade etmeleri nedeniyle ticari amaç güttükleri gözetilmeden sanıkların mahkumiyetleri ve kaçak eşyanın müsaderesi yerine yazılı şekilde beraat ve iade hükmü kurulması, bozma nedenidir.

Yurtdışına Altın Çıkarılması Soruşturma Zamanaşımı

(Y7CD-K.2021/12758)

1567 sayılı Kanun’nun 1. maddesinin “(Değişik: 15/2/1954 - 6258/1 md.) Kambiyo, nukut, esham ve tahvilat alım ve satımının ve bunlar ile kıymetli madenler ve kıymetli taşlarla bunlardan mamul veya bunları muhtevi her nevi eşya ve kıymetlerin ve ticari senetlerle tediyeyi temine yarıyan her türlü vasıta ve vesikaların memleketten ihracı veya memlekete ithalinin tanzim ve tahdidine ve Türk parasının kıymetinin korunması zımnında kararlar ittihazına Cumhurbaşkanı salahiyetlidir.” ve konuyla ilişkin 3. maddesinin ise “(Değişik madde: 15/02/1989 - 3521/1 md.;Değişik madde: 24/12/2008-5827 S.K./1.mad) Cumhurbaşkanının bu Kanun hükümlerine göre yapmış bulunduğu genel ve düzenleyici işlemlerdeki yükümlülüklere aykırı hareket eden kişi, üçbin Türk Lirasından yirmibeşbin Türk Lirasına kadar idarî para cezası ile cezalandırılır. Fiil, 1 inci maddede yazılı kıymetlerin izinsiz olarak yurttan çıkarılması veya yurda sokulması mahiyetinde ise 21/3/2007 tarihli ve 5607 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu hükümlerine göre suç veya kabahat oluşturmadığı takdirde kişi; eşya ve kıymetlerin rayiç bedeli kadar, teşebbüs halinde bu bedelin yarısı kadar idarî para cezası ile cezalandırılır….” şeklinde düzenlendiği,

Bu madde hükümlerine göre, yurt dışına kıymetli madenin izinsiz olarak çıkarılmasının yasak olduğu,

Somut olayda, kabahatlinin sahibi olduğu aynı zamanda şoförlüğünü de yaptığı … plakalı araç ile Türkiye’den Romanya’ya gitmek üzere Bulgaristan sınırında bulunan …sınır kapısında yapılan arama neticesinde Kuyumcular Odasından alınan bilirkişi raporuna göre 103.616,00 Türk lirası kıymetli madenin bulunduğu olay nedeniyle hakkında yapılan yargılama neticesinde idari para cezası uygulanmasına karar verilmiş ise de;

5326 sayılı Kabahatler Kanunu’nun “Soruşturma zamanaşımı” kenar başlıklı 20. maddesinin, 5560 sayılı Kanun’un 33. maddesi ve 6111 sayılı Kanun’un 22. maddesi ile değişik 1, 2 ve 3. maddelerinde “(1) Soruşturma zamanaşımının dolması halinde kabahatten dolayı kişi hakkında idarî para cezasına karar verilemez. (2) Soruşturma zamanaşımı süresi; a) Yüzbin Türk Lirası veya daha fazla idarî para cezasını gerektiren kabahatlerde beş, b) Ellibin Türk Lirası veya daha fazla idarî para cezasını gerektiren kabahatlerde dört,c) Ellibin Türk Lirasından az idarî para cezasını gerektiren kabahatlerde üç yıldır. (3) Nispi idari para cezasını gerektiren kabahatlerde zamanaşımı süresi sekiz yıldır.” ve 1567 sayılı Türk Parasının Kıymetini Koruma Hakkında Kanun’un 3. maddesinin 1. fıkrasındaki, “Bakanlar Kurulunun bu Kanun hükümlerine göre yapmış bulunduğu genel ve düzenleyici işlemlerdeki yükümlülüklere aykırı hareket eden kişi, üçbin Türk Lirasından yirmibeşbin Türk Lirasına kadar idarî para cezası ile cezalandırılır.’’ şeklindeki düzenlenmeler karşısında, somut olayda anılan maddede öngörülen idari para cezasının miktarına göre, 5326 sayılı Kanun’un 20/2-b maddesinde yazılı zamanaşımının, eylemin gerçekleştiği 04/09/2004 tarihinden hükmün verildiği tarihe kadar gerçekleştiği nazara alındığında, sanık hakkında 5326 sayılı Kanun’un 20/1. maddesi uyarınca idari para cezası verilmesine yer olmadığına dair karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmemiştir. isabet görülmemiş ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu kanun yararına bozmaya atfen ihbar olunmuş bulunmakla Türk Milleti adına gereği görüşülüp düşünüldü;

5326 sayılı Kabahatler Kanunu’nun 20. Maddesinin 5560 sayılı Kanunun 33. Maddesi ve 6111 sayılı Kanunla değişik 22/2-b gereğince İdari para cezası miktarı gözönünde tutulmak suretiyle, soruşturma zamanaşımının 4 yıl olduğu cihetle, 04/09/2004 tutanak tarihinden, karar tarihi olan 27/04/2009 tarihine kadar yasal zamanaşımı süresinin dolmuş olduğu, bu itibarla Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının kanun yararına bozma istemine dayanan ihbarname içeriği yerinde görülmekle, İstanbul 3.Asliye Ceza Mahkemesinin 27/04/2009 tarih ve 2007/116 esas, 2009/313 sayılı kararının CMK’nun 309. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden CMK.’nun 309/4-d maddesi gereğince “soruşturmanın zamanaşımı nedeniyle DÜŞÜRÜLMESİNE” şeklinde düzeltilmesine, 12/10/2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

Ziynet Eşyasının Yurtdışına Çıkarılması Cezası

Dosya kapsamına göre, sanığın Türkiye’den Bulgaristan’a çıkış yapmak üzere gümrük sahasına geldiği, gümrük tescil işlemleri tamamlandıktan sonra risk analizi kapsamında X-Ray cihazına sevk edildiği ve yapılan arama sonucunda aracın bagaj kısmında stepne yerine gizlenmiş halde beyan harici 104 kg 997 gr işlenmiş gümüş (ziynet) eşyanın ele geçtiği anlaşılmıştır.

Türk Parası Kıymetini Koruma Hakkında 32 sayılı Karar’ın 7/c. maddesinde yer alan “yolcular, beraberlerindeki kendilerine ait değeri 15.000 ABD Dolarını aşmayan ve ticari amaç taşımayan ziynet eşyası niteliğinde kıymetli madenlerden ve taşlardan yapılmış eşyaları yurda getirebilirler ve yurtdışına çıkarabilirler. Daha fazla değerdeki ziynet eşyalarının yurt dışına çıkarılması, girişte beyan edilmiş olmasına veya Türkiye’de satın alındığını tevsik etme şartına bağlıdır.” hükmü gereğince, somut olayımızda Türkiye’den satın alındığı anlaşılan ancak, gümrük çıkış işlemi sırasında söz konusu kıymetli eşya gizlenerek beyanda bulunulmaması ve dolayısıyla izinsiz olarak yurttan çıkarılmaya teşebbüs edilmesi karşısında, eylemin 1567 sayılı Türk Parasının Kıymetini Koruma Hakkında Kanun’un 3/2. madde fıkrası kapsamında kaldığı ve 5326 sayılı Kabahatler Kanunu’nun 24. maddesi gereğince kovuşturma konusu eylemin kabahat oluşturduğunun anlaşılması halinde idari yaptırım kararının mahkemece verilmesi gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde sanığın beraatine karar verilmesi, bozma nedenidir (Yargıtay 7. Ceza Dairesi 2015/497 E. , 2015/23813 K.).

UYARI

Web sitemizdeki tüm makale ve içeriklerin telif hakkı Av. Baran Doğan’a aittir. Tüm makaleler hak sahipliğinin tescili amacıyla elektronik imzalı zaman damgalıdır. Sitemizdeki makalelerin kopyalanarak veya özetlenerek izinsiz bir şekilde başka web sitelerinde yayınlanması halinde hukuki ve cezai işlem yapılacaktır. Avukat meslektaşların makale içeriklerini dava dilekçelerinde kullanması serbesttir.

Makale Yazarlığı İçin

Avukat veya akademisyenler hukuk makalelerini özgeçmişleri ile birlikte yayımlanmak üzere avukatbd@gmail.com adresine gönderebilirler. Makale yazımında konu sınırlaması yoktur. Makalelerin uygulamaya yönelik bir perspektifle hazırlanması rica olunur.

Paylaş
RSS