Sanığın veya Hükümlünün Ölümü
TCK Madde 64
(1) Sanığın ölümü halinde kamu davasının düşürülmesine karar verilir. Ancak, niteliği itibarıyla müsadereye tabi eşya ve maddi menfaatler hakkında davaya devam olunarak bunların müsaderesine hükmolunabilir.
(2) Hükümlünün ölümü, hapis ve henüz infaz edilmemiş adlî para cezalarını ortadan kaldırır. Ancak, müsadereye ve yargılama giderlerine ilişkin olup ölümden önce kesinleşmiş bulunan hüküm, infaz olunur.
TCK Madde 64 Gerekçesi
Bu maddede yapılan düzenleme ile sanığın ölümü hâlinde kamu davasının düşürülmesi hüküm altına alınmıştır. Ancak niteliği itibarıyle müsadereye tabi eşya ve kazanç müsaderesine ilişkin yargılamaya -sanığın ölümüne rağmen devam edilmesinin mümkün olduğu hâllerde- devam edilip hasıl olan neticeye göre bir karar verilecektir.
Hükümlünün ölümü henüz infaz edilmemiş hapis ve adli para cezasını ortadan kaldırır. Ancak adli para cezası kısmen veya tamamen infaz edilmiş ise artık Devletten geri istenemez. Buna karşılık hükümlünün sağlığında verilmiş olup kesinleşen müsadere ve yargılama giderleri hükümlünün mirasçılarından istenebilir.
TCK (Sanığın veya Hükümlünün Ölümü) Emsal Yargıtay Kararları
Ceza Genel Kurulu 2018/163 E. , 2020/235 K.
- TCK 64
- Sanığın ölümü halinde davanın düşmesi kararı verilmelidir.
5237 sayılı TCK’nın 64. maddesinde; sanığın ölümü durumunda kamu davasının düşürüleceği, sadece niteliği itibarıyla müsadereye tabi olan eşya ve maddi menfaatler hakkında yargılamaya devam olunacağı, hükümlünün ölümü hâlinde ise cezanın ortadan kaldırılmasına karar verilmekle birlikte müsadere ve yargılama giderine ilişkin hükmün infaz edileceği belirtilmek suretiyle hükümlü ile sanığın ölümüne farklı sonuçlar yüklenmiştir.
Buna göre; kamu davası açılmadan önce şüphelinin ölmesi durumunda kovuşturma imkânının bulunmaması nedeniyle “kovuşturmaya yer olmadığına”, kamu davası açıldıktan sonra sanığın ölmesi hâlinde ise yerel mahkemece “davanın düşmesine” karar verilecektir. Ölümün ceza ilişkisini sadece ölen kişi bakımından sona erdirmesi nedeniyle iştirak hâlinde işlenen suçlarda diğer sanıklar hakkında davaya devam edilecek, sanığın ölümü, niteliği itibarıyla müsadereye tabi olan eşya ve maddi menfaatler hakkında davaya devam olunarak müsadere kararı verilmesine engel olmayacaktır. Sanığın ölümü ceza ve infaz ilişkisini düşürürken, hakkındaki mahkûmiyet hükmü kesinleşmiş olan hükümlünün ölümü sadece hapis ve henüz infaz edilmemiş adli para cezalarının infaz ilişkisini ortadan kaldıracaktır. Buna bağlı olarak, ölümden önce tahsil edilmiş olan para cezaları mirasçılara iade edilmeyecek, buna karşın tahsil edilmemiş bulunan para cezaları mirasçılardan istenmeyecek, bunun yanında müsadereye ve yargılama giderine ilişkin hükümler ölümden önce kesinleşmiş olmak kaydıyla infaz olunacaktır.
Görüldüğü gibi, suç teşkil eden bir fiilin işlenmesiyle fail ile devlet arasında doğan ceza ilişkisi, bu fiili işleyen sanığın ya da hükümlünün ölümüyle cezaların şahsiliği ilkesi nedeniyle başkası sorumlu tutulamayacağından düşmektedir. Ölüm, bir vakıa olan suçu ortadan kaldırmayacak, suçtan sorumlu tutulacak kişi olmadığından, devletin suçla birlikte ortaya çıkan cezalandırma sorumluluk ve yetkisini sona erdirecektir.
Temyiz aşamasında sanığın öldüğüne ilişkin bir iddianın ortaya çıkması ya da UYAP (Ulusal Yargı Ağı Projesi) bilişim sistemi vasıtasıyla alınan güncel nüfus kaydında öldüğü bilgisinin yer alması gibi hâllerde, ölümün kamu davasının düşmesini gerektiren bir neden olduğu göz önüne alınarak, ölüm nedeniyle düşme kararının temyiz mercisince dosya üzerinde yapılan inceleme sırasında verilmesi yerine, ölüm bilgisi nedeniyle diğer yönleri incelenmeyen hükmün bozulması ve yerel mahkemece mahallinde yapılan araştırma sonucunda sanığın öldüğünün kesin olarak saptanmasından sonra düşme kararı verilmesi daha isabetli olacaktır.
Bu açıklamalar ışığında ön sorun değerlendirildiğinde;
UYAP (Ulusal Yargı Ağı Projesi) bilişim sistemi kullanılarak alınan güncel nüfus kayıt örneğinde, sanığın mahkûmiyet hükmünün Özel Dairece düzeltilerek onanmasından önce 01.11.2015 tarihinde öldüğü bilgisi yer aldığından, ölümle ilgili mahallinde araştırma yapılarak karar verilmesinde zorunluluk bulunmaktadır. Bu itibarla, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının itirazının değişik nedenle kabulüne, Özel Dairenin düzeltilerek onama kararının kaldırılmasına, Yerel Mahkeme hükmünün, güncel nüfus kayıt örneğinde, sanığın Özel Dairenin temyiz inceleme gününden önce 01.11.2015 tarihinde öldüğü bilgisinin yer alması karşısında, bu konuda gerekli araştırmanın mahallinde yapılarak sonucuna göre 5237 sayılı TCK’nın 64 ve 5271 sayılı CMK’nın 223. maddeleri uyarınca hüküm verilmesi gerektiğinden bozulmasına karar verilmelidir.
YARGITAY 15. CEZA DAİRESİ Esas : 2015/7982 Karar : 2018/6056 Tarih : 27.09.2018
-
TCK 64. Madde
-
Sanığın veya Hükümlünün Ölümü
Sanıklar Şaban, Rıza ve Metin’in 08/09/2009 tarihinde katılan …’tan hayvan pazarında 11 adet büyükbaş hayvan satın aldıkları, karşılığında sahte olarak oluşturulan 17/09/2009 keşide tarihli ve 17.000 TL bedelli çeki verdikleri, çek üzerinde yapılan inceleme sonrasında düzenlenen kriminal raporuna göre çekin ön yüzündeki yazıların sanık …’in el ürünün olduğunun ortaya çıktığı,
Yine 15/09/2009 tarihinde sanıkların hep birlikte Aksaray hayvan pazarına gittikleri, sanıklar Metin ve Selim’in araçta bekledikleri, sanıklar Şaban, Bülent ve Rıza’nın ise pazara girerek katılanlar … ve …’dan 24 adet büyükbaş hayvan satın aldıkları, karşılığında sahte olarak oluşturulan 27/09/2009 keşide tarihli ve 36.500 TL bedelli çeki verdikleri, katılanların hayvanları teslim etmeden önce çeki bankaya sormaları üzerine sahte olduğunu öğrenince polise haber vererek sanıkları yakalattıklarının iddia edildiği somut olayda,
A)Sanıklar …, ve … hakkında kurulan mahkumiyet hükümlerine yönelik yapılan temyiz itirazlarının incelenmesinde:
Dosya kapsamında toplanan delillere göre sanıkların üzerlerine atılı suçları işlediklerine ilişkin mahkemenin kabulünde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Sanıklar hakkında katılanlar … ve …‘a yönelik eylemleri nedeniyle nitelikli dolandırıcılık suçundan kurulan hükümde hapis cezasının yanında adli para cezasına hükmedilmesi gerektiğinin gözetilmemesi, aleyhe temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre; sanık … müdafiinin, sanığın savunma hakkının kısıtlandığına, atılı suçları işlediğinin sabit olmadığına, eksik incelemeyle karar verildiğine ilişkin temyiz itirazları ile sanıklar … ve …‘ın bir nedene dayanmayan temyiz itirazlarının reddiyle, hükümlerin ONANMASINA,
B)Sanıklar … ve … hakkında kurulan mahkumiyet hükümlerine yönelik yapılan temyiz itirazlarının incelenmesinde:
1-Sanık …‘in, olay günü sanık …‘in kendisini telefonla arayarak borç istemesi üzerine diğer sanıklarla buluşup para verdiğini, hayvan ticaretiyle irtibatının bulunmadığını savunması, sanıklar Rıza, Bülent ve Şaban’ın bu savunmayı doğrulaması karşısında, sanığın, diğer sanıkların eylemlerine iştirak ettiğine dair savunmasının aksine, somut delil bulunmadığı gözetilmeden atılı suçlardan beraati yerine yazılı şekilde mahkumiyetine hükmedilmesi,
2-Sanık …‘in, hükümden sonra 21/11/2017 tarihinde öldüğünün UYAP sistemi aracılığıyla Mernis’ten temin edilen nüfus kaydından anlaşılması karşısında, hakkında açılan kamu davasının 5237 sayılı TCK’nın 64/1. maddesi uyarınca düşürülmesine karar verilip verilmeyeceğinin mahkemesince değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık … müdafii ve sanık …‘in temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin bu nedenle, 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 27/09/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
YARGITAY 11. CEZA DAİRESİ Esas : 2017/2983 Karar : 2018/7995 Tarih : 16.10.2018
-
TCK 64. Madde
-
Sanığın veya Hükümlünün Ölümü
Sanığın UYAP aracılığı ile MERNİS üzerinden temin edilen nüfus kaydında, hükümden sonra 16.02.2018 tarihinde öldüğü belirtildiğinden, bu durumun kesin olarak tespiti halinde 5237 sayılı TCK`nin 64. maddesi uyarınca kamu davasının düşürülmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, diğer yönleri incelenmeyen hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK`nin 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 16.10.2018 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
YARGITAY 20. CEZA DAİRESİ Esas : 2015/8706 Karar : 2017/4470 Tarih : 14.09.2017
-
TCK 64. Madde
-
Sanığın veya Hükümlünün Ölümü
1 - Sanık … hakkında uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan kurulan mahkûmiyet hükmünün incelemesinde;
Yargılama sürecindeki işlemlerin kanuna uygun olarak yapıldığı, delillerin gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eylemin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, eyleme uyan suç tipi ile yaptırımın aşağıda belirtilenler dışında doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından, yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine,
ancak;
Hükümden sonra 24/11/2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesi’nin 08/10/2015 tarihli 2014/140 esas ve 2015/85 karar sayılı kararı ile, 5237 sayılı TCK`nın 53. maddesinin bazı hükümlerinin iptal edilmesi nedeniyle, bu maddenin uygulanması açısından, sanığın durumunun yeniden belirlenmesinde zorunluluk bulunması,
Kanuna aykırı, cumhuriyet savcısının ve sanık müdafiinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde olduğundan CMK’nın 321. maddesi gereğince hükümlerin BOZULMASINA; ancak bu aykırılığın yeniden duruşma yapılmaksızın aynı Kanun`un 322. maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan;
TCK’nın 53. maddesinin uygulanması ile ilgili bölümlerin hüküm fıkralarından çıkarılması ve yerlerine “Sanık hakkında, Anayasa Mahkemesi’nin 08/10/2015 tarihli iptal kararından sonra oluşan duruma göre, TCK`nın 53. maddesinin 1 ve 2. fıkraları ile 3. fıkrasının birinci cümlesinin uygulanmasına” ibaresinin yazılması,
Suretiyle, hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
2 - Sanık … hakkında uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan kurulan mahkûmiyet hükmünün incelemesinde;
Hükümden sonra UYAP sistemi üzerinden MERNİS`ten alınarak dosyasına konulan nüfus kayıt örneğinde; sanığın 16/05/2015 tarihinde öldüğünün belirtilmesi karşısında, sanığın ölüp ölmediğinin Mahkemece araştırılarak, ölmüş olduğunun tespiti halinde hakkındaki kamu davasının 5237 sayılı TCK’nın 64/1. maddesi uyarınca düşmesine karar verilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan, diğer yönleri incelenmeksizin hükmün BOZULMASINA, 14.09.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
YARGITAY 20. CEZA DAİRESİ Esas: 2017/5244 Karar: 2017/5702 Tarih: 01.11.2017
-
TCK 64. Madde
-
Sanığın veya Hükümlünün Ölümü
1- )Sanık … hakkında kurulan mahkûmiyet hükmünün incelemesinde;
Hükümden sonra UYAP sistemi üzerinden MERNİS’ten alınarak dosyasına konulan nüfus kayıt örneğinde; sanığın 17.09.2017 tarihinde öldüğünün belirtilmesi karşısında, sanığın ölüp ölmediğinin Mahkemece araştırılarak, ölmüş olduğunun tespiti halinde hakkındaki kamu davasının 5237 Sayılı TCK’nın 64 /1. maddesi uyarınca düşmesine karar verilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu sebeple yerinde görülmüş olduğundan, diğer yönleri incelenmeksizin hükmün BOZULMASINA,
2- )Sanık … hakkında kurulan mahkûmiyet hükmünün incelemesinde;
a- ) Sanığın Hatay Cumhuriyet Başsavcılığınca hakkında ayrı soruşturma yürütülen …‘e uyuşturucu madde temin ettiğinin kabul edilmesine rağmen 24.04.2010 tarihli olaya dair olay ve ifade tutanakları ile ekspertiz raporlarının dosyada bulunmadığı anlaşıldığından, belirtilen evrakların tamamının aslı ya da onaylı suretlerinin temyiz denetimine elverişli olacak şekilde getirilip incelenerek sonucuna göre sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
b- ) Gerekçeli karar başlığında suç tarihlerinin “sanık … yönünden; 24.04.2010” olarak yazılması yerine sanık ayrımı yapılmaksızın tüm suç tarihlerinin “24.04.2010 ile 18.08.2010 tarihleri arası” olarak yazılması,
c- )Hükümden sonra 24.11.2015 tarih ve 29542 Sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesi’nin 08.10.2015 tarihli 2014/140 esas ve 2015/85 karar sayılı kararı ile, 5237 Sayılı TCK’nın 53. maddesinin bazı hükümlerinin iptal edilmesi nedeniyle, bu maddenin uygulanması açısından, sanığın durumunun yeniden belirlenmesinde zorunluluk bulunması,
Kanuna aykırı, sanığın temyiz itirazları bu sebeple yerinde görülmüş olduğundan, hükmün BOZULMASINA,
3- )Sanıklar … ve … hakkında kurulan mahkûmiyet hükümlerinin incelemesinde;
Hükme esas alınan, 24.04.2010 tarihli …‘ın; 03.05.2010 tarihli …‘in; 25.05.2010 tarihli …‘un; 26.05.2010 tarihli …‘in yakalanmalalarına dair olay tutanakları ve ele geçirilen maddelere ait ekspertiz raporları ile 02.06.2010 tarihinde …‘dan; 29.05.2010 tarihinde …‘dan; 12.06.2010 tarihinde …‘dan; 08.08.2010 tarihinde …‘dan ele geçirilen maddelere dair ekspertiz raporlarının dosyada bulunmadığı anlaşıldığından belirtilen evrakların tamamının aslı ya da onaylı suretlerinin temyiz denetimine elverişli olacak şekilde getirilip incelenerek sonucuna göre sanıkların hukuki durumlarının belirlenmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
SONUÇ : Kanuna aykırı, sanık … ve Sanık … müdafiinin temyiz itirazları bu sebeplerle yerinde olduğundan diğer yönleri incelenmeksizin hükümlerin BOZULMASINA, 01.11.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
YARGITAY 11. CEZA DAİRESİ Esas: 2015/4231 Karar: 2017/4119 Tarih: 01.06.2017
-
TCK 64. Madde
-
Sanığın veya Hükümlünün Ölümü
1- ) Sanık hakkında kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Gerekçeli karar başlığında yanlış yazılan suç tarihinin, suça konu nüfus cüzdanı ve pasaportun, sanık tarafından kolluğa rızayla teslim edildiği 12.03.2013 tarihi olarak mahallinde düzeltilmesi ile 5237 Sayılı TCK’nın 53. maddesinin uygulanmasında, Anayasa Mahkemesi’nin 08.10.2015 gün 2014/140 Esas, 2015/85 Sayılı iptal kararının infaz aşamasında gözetilmesi mümkün görülmüştür.
Yapılan duruşmaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma neticelerine uygun şekilde oluşan inanç ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre sanık müdafiinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
Adli emanetin 2013/1382 sırasına kayıtlı suça konu sahte nüfus cüzdanı talep formu ve pasaport talep formunun delil olarak dosyada saklanması yerine ilgili kurumlara iadesine karar verilmesi,
Yasaya aykırı; sanık müdafiinin temyiz itirazları bu sebeple yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 Sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 Sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak yeniden duruşma yapılmasını gerektirmeyen bu hususun 5320 Sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 Sayılı CMUK’nın 322. maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan, suça konu belgelerin akıbetine dair uygulama tamamen çıkartılarak, yerine hüküm fıkrasına “Adli emanetin 2013/1382 sırasına kayıtlı suça konu sahte belgelerin delil olarak dosyada saklanmasına” ibaresi yazılmak suretiyle hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
2- ) Sanık hakkında kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde ise;
Sanığın UYAP aracılığı ile MERNİS üzerinden temin edilen nüfus kaydında, hükümden sonra 13.04.2017 tarihinde vefat ettiği belirtildiğinden, bu durumun kesin olarak tespiti halinde 5237 Sayılı TCK’nın 64. maddesi uyarınca kamu davasının düşürülmesinde zorunluluk bulunması,
SONUÇ : Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, sair yönleri incelenmeyen hükmün bu sebepten dolayı 5320 Sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 Sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 01.06.2017 tarihinde oybirliği ile karar verildi.
UYARI
Web sitemizdeki tüm makale ve içeriklerin telif hakkı Av. Baran Doğan’a aittir. Tüm makaleler hak sahipliğinin tescili amacıyla elektronik imzalı zaman damgalıdır. Sitemizdeki makalelerin kopyalanarak veya özetlenerek izinsiz bir şekilde başka web sitelerinde yayınlanması halinde hukuki ve cezai işlem yapılacaktır. Avukat meslektaşların makale içeriklerini dava dilekçelerinde kullanması serbesttir.
Makale Yazarlığı İçin
Avukat veya akademisyenler hukuk makalelerini özgeçmişleri ile birlikte yayımlanmak üzere avukatbd@gmail.com adresine gönderebilirler. Makale yazımında konu sınırlaması yoktur. Makalelerin uygulamaya yönelik bir perspektifle hazırlanması rica olunur.