Yasaklanan Bilgileri Siyasal veya Askerî Casusluk Maksadıyla Açıklama Suçu
TCK Madde 337
(1) Yetkili makamların kanun ve düzenleyici işlemlere göre açıklanmasını yasakladığı ve niteliği bakımından gizli kalması gereken bilgileri, siyasal veya askerî casusluk maksadıyla açıklayan kimseye on yıldan onbeş yıla kadar hapis cezası verilir.
(2) Fiil, savaş zamanında işlenmiş veya Devletin savaş hazırlıklarını veya savaş etkinliğini veya askerî hareketlerini tehlikeyle karşı karşıya bırakmış ise ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verilir.
TCK Madde 337 Gerekçesi
Madde metninde, yetkili makamların kanun ve düzenleyici işlemlere göre açıklanmasını yasakladığı ve niteliği bakımından gizli kalması gereken bilgilerin siyasal veya askerî casusluk maksadıyla açıklanması, suç olarak tanımlanmıştır. Bu maddede geçen kavramlar hakkında yukarıdaki maddelerin gerekçelerine bakılmalıdır.
TCK 337 (Yasaklanan Bilgileri Siyasal veya Askerî Casusluk Maksadıyla Açıklama Suçu) Emsal Yargıtay Kararları
YARGITAY 9. CEZA DAİRESİ Esas : 2014/4290 Karar : 2014/7360 Tarih : 18.06.2014
-
TCK 337. Madde
-
Yasaklanan Bilgileri Siyasal veya Askerî Casusluk Maksadıyla Açıklama Suçu
Devlet sırlarına karşı suçlar ve casusluk, TCK`nın ikinci kitap dördüncü kısım yedinci bölümünde düzenlenmiştir.
Bu bölümde yasa koyucu Devletin güvenliğine veya iç veya dış siyasal yararlarına ilişkin belge veya vesikaların kendisini ve niteliği itibarıyla gizli kalması gereken bilgileri korumayı amaçlamış, bu tür bilgileri, Devletin güvenliği veya iç veya dış siyasal yararları bakımından gizli kalması gereken özünde devlet sırrı olan bilgiler ve yetkili makamlarca kanun ve düzenleyici işlemlere göre açıklanması yasaklanan bilgiler olarak ayrı ayrı ele almıştır.
Yine yasa koyucu bu tür bilgilerin gizliliğinin ihlalini, temin ve açıklama olarak iki ayrı şekilde ele aldığı gibi, temin ve açıklamanın adiyen veya casusluk maksadıyla yapılmasını da ayrı ayrı düzenlemiştir.
Sevk ve uygulamaya konu suçlardan; Devletin güvenliğine ilişkin bilgileri temin etme suçu 5237 sayılı TCK`nın 327 nci maddesinde;
“1- Devletin güvenliği veya iç veya dış siyasal yararları bakımından, niteliği itibarıyla, gizli kalması gereken bilgileri temin eden kimseye üç yıldan sekiz yıla kadar hapis cezası verilir.
2- Fiil, savaş sırasında işlenmiş veya Devletin savaş hazırlıklarını veya savaş etkinliğini veya askeri hareketlerini tehlikeye koymuşsa müebbet hapis cezası verilir.” şeklinde,
Casusluk suçu ise “siyasal veya askeri casusluk” başlıklı 328 inci maddesinde;
“1- Devletin güvenliği veya iç veya dış siyasal yararları bakımından, niteliği itibarıyla, gizli kalması gereken bilgileri, siyasal veya askeri casusluk maksadıyla temin eden kimseye onbeş yıldan yirmi yıla kadar hapis cezası verilir.
2- Fiil,
a) Türkiye’yle savaş halinde bulunan bir devletin yararına işlenmişse,
b) Savaş sırasında işlenmiş veya Devletin savaş hazırlıklarını veya savaş etkinliğini veya askeri hareketlerini tehlikeye sokmuşsa, Fail, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasıyla cezalandırılır.” şeklinde düzenlenmiştir.
Her iki suçun konusu “Devletin güvenliği veya iç veya dış siyasal yararları bakımından, niteliği itibarıyla, gizli kalması gereken bilgiler” yani özünde devlet sırrı niteliğinde olan bilgilerdir.
Kanun koyucu, bu bilgilerin siyasal veya askeri casusluk maksadıyla temin edilmesini TCK’nın 328 inci maddesinde, böyle bir özel amaç olmaksızın temin edilmesini 327 nci maddesinde yaptırım altına almış, bilginin, özünde devlet sırrı olmayıp yetkili makamların düzenleyici işlemlere göre açıklanmasını yasakladığı ve niteliği itibarıyla gizli kalması gereken türde olması hallerini ise, TCK`nın 334 ve devamı maddelerinde düzenlemiştir.
TCK’nın 327 nci maddesindeki suçun oluşumu için kastın varlığı gerekli ve yeterli iken 328 inci maddedeki suçun oluşumu için kastın yanında failin yabancı bir devlet yararına ve ayrıca siyasal veya askeri casusluk maksadıyla hareket etmesi gerekmektedir. Bu husus Askeri Yargıtay`ın 27.01.1942 tarih ve 1723 esas - 1819 sayılı kararında; “Mahkemece tespit edilen suçun tavsif şekline nazaran fiil alelade ifşadan ibaret olup hadisede casusluk kastının vücudu anlaşılabilmek için suçun muktazi unsuru olan sırrın yabancı bir devlete veya onun namına hareket eden şahsı ittilaına isali şart olup, …..” denilmek suretiyle açıklığa kavuşturulmuştur.
Casusluk suçunun oluşumu için aranan bu şartın casus ile lehine casusluk edilen yabancı devlet arasında bir anlaşmanın mevcut olmasını gerekli kılar. Nitekim bu husus Askeri Yargıtay Daireler Kurulunun 02.10.1997 tarih ve 98 esas-114 sayılı kararında; “Casusluk sözlük anlamıyla; gözetlemek amacıyla düşman içine sızmak, yabancı bir devletle ilgili sırları öğrenmeye çalışmaktır. Hukuki kavram olarak casusluk; bir devlet menfaatine bir başka devletin askerî, siyasi ve iktisadi durumuna ilişkin gizli bilgilerin veya belgelerin araştırılması, sağlanması ve yabancı devlete ulaştırılmasıdır. Dolayısıyla casusluk, casus ile casusluğu talep eden arasında, talep edilen kimsenin devleti için “sır” niteliği taşıyan bilgi ve belgelerin karşı tarafa aktarılmasına yönelik bir anlaşmanın bulunmasını gerekli kılar…” şeklinde ifade edilmiştir. Dairemizin 08.05.1975 tarih ve 11 esas - 16 sayılı kararıyla yine Askeri Yargıtay Daireler Kurulunun 29.06.1978 tarih ve 70 esas -58 sayılı kararlarında da aynı sonuca ulaşılmıştır.
TCK`nın 328 inci maddesinin gerekçesindeki “siyasal casusluktan maksat, yabancı bir devlet yararına, Türkiye Devletinin veya vatandaşlarının veya Türkiye’de oturmakta, ikâmet etmekte olanların zararına olarak bilgilerin toplanması demektir; kamu sağlığına ilişkin, malî veya milletin maneviyatına ilişkin gizli kalması gereken bütün bilgiler casusluğun kapsamı içindedir. Askerî casusluktan maksat ise, yabancı devlet yararına ve Türkiye Cumhuriyeti Devleti zararına askerî bilgilerin toplanmasıdır.” şeklindeki açıklamalar da yargısal kararlarla varılan sonucun kanun koyucu tarafından da benimsendiğini göstermektedir.
Casusluk suçu Türkiye Cumhuriyeti Devletinin zararına ve yabancı devlet yararına işlenen bir suçtur. Bu itibarla casusluk fiiline konu belge ve bilgilerin, casusluğu talep eden, lehine casusluk yapılan devletin resmi kurumlarına iletilmek amacıyla temin edilmesi gerekir. Bu itibarla TCK`nın 328 inci maddesinde düzenlenen siyasal veya askeri casusluk suçunun oluşabilmesi için;
Casusluk konusu belge ve bilgilerin; a) Gerçek ve doğru olması, b) Suç tarihi itibarıyla gizlilik niteliğini kaybetmemiş olması, c) Devletin güvenliği veya iç veya dış siyasal yararları bakımından, niteliği itibarıyla gizli kalmasının gerekmesi, d) Siyasal veya askeri casusluk maksadıyla temin edilmesi, e) Bir çabanın sonucu olarak temin edilmesi, f) Yabancı bir devlet yararına temin edilmesi, g) Türkiye Cumhuriyeti Devletinin zararına temin edilmesi, h) Lehine casusluk yapılan devlet ile bir anlaşma kapsamında temin edilmesi gereklidir.
Bu koşullar altında temin edilen bilginin adiyen veya casusluk maksadıyla açıklanması halinde TCK`nın 329 ve 330. maddeleri, casusluk maksadı dışında adi maksatla temini halinde 327 nci maddesi, bilginin niteliğinin yetkili makamların kanun ve düzenleyici işlemlere göre açıklanmasını yasakladığı ve niteliği itibarıyla gizli kalması gereken türde olması halinde ise TCK’nın 334 ve devamı maddelerinin uygulanması söz konusu olabilecektir.
Kanunun amaç, kapsam ve gerekçesiyle anılan yargısal kararlar da nazara alınarak; sanıklar Ş. vd. tarafından askeri veya siyasi casusluk amacıyla temin edilen Devletin güvenliği veya iç veya dış siyasal yararları bakımından niteliği itibarıyla gizli kalması gerektiği Genel Kurmay Başkanlığı, Jandarma Genel Komutanlığı ve Milli İstihbarat Teşkilatı Müsteşarlığının yazıları ile tüm dosya kapsamından anlaşılan belge ve bilgilerin, Kuzey Irak merkezli …Partisi’nin istihbarat örgütü olduğu kabul edilen P…. görevlilerine iletildiği anlaşılmakla,
a) … Partisi’nin ve onun istihbarat örgütü olduğu bildirilen P…’in TCK’nın 328, 330, 335, 337 nci maddeleri kapsamında ve suçun oluşumu için gerekli olan, bilgilerin yabancı devlet yararına temin edilmesi bakımından suç tarihindeki hukuki statüsünün yetkili mercilerden araştırılıp belirlenmesi,
b) Sanık H…’in P… görevlilerine ilettiği iddia ve kabul edilen ancak Genel Kurmay Başkanlığı ve Milli İstihbarat Teşkilatı Müsteşarlığı yazılarına göre Devletin güvenliği veya iç veya dış siyasal yararları bakımından niteliği itibarıyla gizli kalması gereken bilgilerden olmadığı bildirilen resmi anket ve formlarla siyasi toplantılara ilişkin bilgilerin TCK`nın 334 ve devamı maddeleri kapsamında yetkili makamların kanun ve düzenleyici işlemlere göre açıklanmasını yasakladığı ve niteliği bakımından gizli kalması gereken bilgilerden olup olmadığının yetkili mercilerden araştırılıp belirlenmesi ve sonucuna göre sanıkların hukuki durumlarının takdir ve tayini gerektiğinin gözetilmemesi,
Kanuna aykırı, sanıklar müdafiinin temyiz itirazlarıyla sanıklar Ş. vd. müdafiinin duruşmalı inceleme sırasında ileri sürdüğü temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu sebeplerden dolayı (BOZULMASINA), oybirliği ile karar verildi.
UYARI
Web sitemizdeki tüm makale ve içeriklerin telif hakkı Av. Baran Doğan’a aittir. Tüm makaleler hak sahipliğinin tescili amacıyla elektronik imzalı zaman damgalıdır. Sitemizdeki makalelerin kopyalanarak veya özetlenerek izinsiz bir şekilde başka web sitelerinde yayınlanması halinde hukuki ve cezai işlem yapılacaktır. Avukat meslektaşların makale içeriklerini dava dilekçelerinde kullanması serbesttir.
Makale Yazarlığı İçin
Avukat veya akademisyenler hukuk makalelerini özgeçmişleri ile birlikte yayımlanmak üzere avukatbd@gmail.com adresine gönderebilirler. Makale yazımında konu sınırlaması yoktur. Makalelerin uygulamaya yönelik bir perspektifle hazırlanması rica olunur.