0 212 652 15 44
Çalışma Saatlerimiz
Hafta İçi 09.00 - 18.00

Şahsi Cezasızlık veya Cezanın Azaltılmasını Gerektiren Sebepler

TCK Madde 273

(1) Kişinin;

a) Kendisinin, üstsoy, altsoy, eş veya kardeşinin soruşturma ve kovuşturmaya uğramasına neden olabilecek bir hususla ilgili olarak yalan tanıklıkta bulunması,

b) Tanıklıktan çekinme hakkı olmasına rağmen, bu hakkı kendisine hatırlatılmadan gerçeğe aykırı olarak tanıklık yapması,

Halinde, verilecek cezada indirim yapılabileceği gibi, ceza vermekten de vazgeçilebilir.

(2) Birinci fıkra hükmü, özel hukuk uyuşmazlıkları kapsamında yapılan yalan tanıklık hallerinde uygulanmaz.



TCK Madde 273 Gerekçesi

Madde metninde yalan tanıklık suçu ile ilgili şahsî cezasızlık veya cezanın azaltılmasını gerektiren sebepler hakkında düzenleme yapılmıştır.

Birinci fıkraya göre; belli akrabalık ilişkisi içinde bulunulan kişiler aleyhine yalan tanıklık yapılması hâlinde ya da tanıklıktan çekinme hakkı olmasına rağmen bu hakkı kendisine hatırlatılmadan gerçeğe aykırı olarak tanıklık yapan kişi hakkında verilecek cezada indirim yapılabileceği gibi, ceza vermekten de vazgeçilebilir.

Maddenin ikinci fıkrasında ise, birinci fıkrada düzenlenen şahsî cezasızlık veya cezanın azaltılmasını gerektiren sebeplere ilişkin hükmün özel hukuk uyuşmazlıkları bağlamında yapılan yalan tanıklık hâllerinde uygulanmayacağı kabul edilmiştir.


TCK 273 (Şahsi Cezasızlık veya Cezanın Azaltılmasını Gerektiren Sebepler) Emsal Yargıtay Kararları


YARGITAY 8. CEZA DAİRESİ Esas : 2017/14150 Karar : 2018/517 Tarih : 17.01.2018

  • TCK 273. Madde

  • Şahsi Cezasızlık veya Cezanın Azaltılmasını Gerektiren Sebepler

Sanığın yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;

1-) Sanığın tanık olarak dinlendiği davaya konu olayda tebligat yapan posta dağıtıcısı sıfatıyla yer aldığı ve tebligatı usulüne uygun yapmadığı ve sahte düzenlediğini söylemesi durumunda kendisinin de TCK’da düzenlenen resmi belgede sahtecilik suçundan yargılanacağı sonucu çıkacağına göre, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin bu yöndeki uygulamaları ve 1982 Anayasası’nın “Hiç kimse kendisini ve kanunda gösterilen yakınlarını suçlayan bir beyanda bulunmaya veya bu yolda delil göstermeye zorlanamaz.” şeklindeki hükmü gözetilerek sanığın bu olayda CMK.nun 48. madde uyarınca tanıklıktan çekinme hakkı bulunduğu, kendisine bu yönde hatırlatma yapılması gerekirken hatırlatma yapılmadan beyanının alındığının anlaşılması karşısında TCK.nun 273/1…b maddesinin uygulanması gerekip gerekmediği tartışılmadan yazılı şekilde hüküm kurulması,

Kabule ve uygulamaya göre de;

2-) 25.03.2010 olan suç tarihinin, 2013 olarak yanlış gösterilmesi suretiyle CMK.nun 232/2…c maddesine aykırı davranılması,

Yasaya aykırı, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi uyarınca uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK.nun 321. maddesi gereğince BOZULMASINA, 17.01.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.


YARGITAY 16. CEZA DAİRESİ Esas : 2016/439 Karar : 2016/4654 Tarih : 13.06.2016

  • TCK 273. Madde

  • Şahsi Cezasızlık veya Cezanın Azaltılmasını Gerektiren Sebepler

I) Olay:

…‘nın 08.02.2012 günü saat 22.30 sıralarında kullanmakta olduğu … plakalı araç ile Isparta İlinden … istikametine giderken aracın direksiyon hakimiyetini kaybettiği ve şarampole girdiği, bu nedenle aracında hasar meydana geldiği, … Devlet Hastanesi tarafından … hakkında tutulan

alkol raporuna göre …‘nın 256 promil alkollü olmasına istinaden … hakkında Trafik Güvenliğini tehlikeye sokma suçundan … Sulh Ceza Mahkemesinin 2012/102 esas sayılı dava dosyasının 05.10.2012 tarihli duruşmasında tanık olarak vermiş olduğu ifadesinden dolayı yalan tanıklık suçundan sanık …‘un, 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 272/2 ve 62/1. maddeleri gereğince 10 hapis cezası ile cezalandırılmasına dair Sandıklı Asliye Ceza Mahkemesinin 13.05.2014 tarihli ve 2013/286 Esas, 2014/289 sayılı kararı temyiz edilmeden kesinleşmiştir.

II) Kanun yararına bozma istemine ilişkin uyuşmazlığın kapsamı:

… Sulh Ceza Mahkemesinin 2012/102 Esas sayılı dosyası üzerinden … hakkında trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçundan yapılan yargılama sırasında, dosya sanığının atılı suçu …‘un işlediği şeklindeki yazılı savunmasına istinaden dosyaya tanık olarak çağrılan ve hakkında cezai işlem başlatılma ihtimali bulunan …‘un 5271 sayılı Ceza Muhakameleri Kanununun 48. maddesi gereğince cevap vermekten çekineceği hususunda mahkemesince bildirim yapılmadan ifadesinin alınması nedeniyle 5237 sayılı Kanunun 273. maddesinin 1. fıkrasının b bendi yer alan “Tanıklıktan çekinme hakkı olmasına rağmen, bu hakkı kendisine hatırlatılmadan gerçeğe aykırı olarak tanıklık yapması hâlinde, verilecek cezada indirim yapılabileceği gibi, ceza vermekten de vazgeçilebilir.” şeklindeki düzenlemeye göre, sanığın hukuki durumunun tayin ve takdiri gerekirken, yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesine ilişkindir.

III) Hukuksal Değerlendirme:

TCK’nın 273. maddesinde, “(1) Kişinin;

a)Kendisinin, üstsoy, altsoy ve eş veya kardeşinin soruşturma ve kovuşturmasına uğramasına neden olabilecek bir hususla ilgili olarak yalan tanıklıkta bulunması,

b)Tanıklıktan çekinme hakkı olmasına rağmen, bu hakkı kendisine hatırlatılmadan gerçeğe aykırı olarak tanıklık yapması,

Halinde, verilecek cezada indirim yapılabileceği gibi, ceza vermekten de vazgeçilebilir.

(2) Birinci fıkra hükmü, özel hukuk uyuşmazlıkları kapsamında yapılan yalan tanıklık hallerinde uygulanmaz.” hükmü düzenlenmiştir.

İncelenen dosya kapsamına göre … Sulh Ceza Mahkemesinin 2012/102 Esas sayılı dosyası üzerinden … hakkında trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçundan yapılan … Sulh Ceza Mahkemesinin 2012/102 Esas sayılı dosyasının 05.10.2012 tarihli duruşmasındaki yargılama sırasında, tek taraflı, maddi hasarlı kazadaki… plakalı aracı kendisinin kullandığını beyan etmesi şeklinde gerçekleşen olayda sanığın eyleminin tanık statüsünde kabul edilemeyeceği, suç vasfının suçluyu kayırma suçunu oluşturması karşısında, kanun yararına bozma istemine dayanan ihbarname içeriği yerinde görülmediğinden anılan kararın kanun yararına bozulması talebinin reddine karar verilmesi uygun görülmüştür.

IV ) Sonuç ve karar :

Kanun yararına bozma istemine dayanan ihbarname içeriği yerinde görülmediğinden talebin REDDİNE, dosyanın mahalline gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 13.06.2016 tarihinde oybirliği ile karar verildi.


YARGITAY 16. CEZA DAİRESİ Esas : 2016/335 Karar : 2016/3795 Tarih : 9.06.2016

  • TCK 273. Madde

  • Şahsi Cezasızlık veya Cezanın Azaltılmasını Gerektiren Sebepler

Sair temyiz itirazlarının reddine; ancak,

1-Suça konu olayda tarafların sanığın amcası ve dayısı olduğuna dair iddia ve savunma karşısında; sanığa ait vukuatlı nüfus aile kayıt tablosu getirtilip, tanıklıktan çekinme hakkı olup olmadığı ve bu hakkının kendisine hatırlatılıp hatırlatılmadığı belirlenerek, hakkında TCK’nın 273/1-b. maddesinin uygulanıp uygulanamayacağı tartışılmadan yazılı şekilde hüküm tesisi,

Kabul ve uygulamaya göre de;

2-TCK’nın 53. maddesinde düzenlenen hak yoksunluklarının uygulanması bakımından, Anayasa Mahkemesinin 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 08.10.2015 tarih, 2014/140 E. 2015/85 sayılı iptal kararının gözetilmesi lüzumu,

Bozmayı gerektirmiş, sanığın ve müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu sebeplerden dolayı BOZULMASINA, 09.06.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.


YARGITAY 16. CEZA DAİRESİ Esas : 2015/5771 Karar : 2015/4871 Tarih : 10.12.2015

  • TCK 273. Madde

  • Şahsi Cezasızlık veya Cezanın Azaltılmasını Gerektiren Sebepler

Gerekçeli karar başlığında suç tarihinin “25.04.2013” yerine “27.09.2010” olarak gösterilmesi mahallinde düzeltilmesi mümkün yazım hatası kabul edilmiş, sanığın talimatla alınan sorgu beyanında, okunan iddianameyi ve üzerine atılı suçlamayı anladığını beyan ettiği, mahkemece talimat ve eklerinin okunduğunun belirtildiği, iddianamenin de talimatın ekinde yer alması karşısında tebliğnamenin birinci maddesindeki görüşe iştirak edilmemiştir.

1-Uyap kayıtlarının incelenmesinde sanığın tanık olarak dinlendiği Akhisar 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 2012/160 esas ve 2013/441 karar sayılı dosyası ile karar verildiği ve bu kararın henüz Yargıtay incelemesinde olduğu anlaşılmış olup her iki dosya arasındaki bağlantı sebebiyle belirtilen dosyanın kesinleşmemesi halinde işbu dosya ile birleştirilmesi, kesinleşmesi halinde ise kesinleşmiş karar ve mahkeme dosyasının denetime olanak verecek şekilde dosya içerisine alınarak sanığın hukuki durumunun buna göre tayin ve takdiri gerektiği gözetilmeden eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması,

2-Kabul ve uygulamaya göre ise;

a)… hakkında sahtecilik suçundan yürütülen kovuşturma kapsamında tanık olarak dinlenilen ve sahteciliğe konu çeki kendisinin Havva’ya verdiğini beyan ederek yalan tanıklık yaptığı iddia ve kabul edilen sanığın beyanlarının TCK’nın 273/1-a maddesi gereğince kendisinin soruşturmaya ve kovuşturmaya uğramasına neden olabilecek bir hususla ilgili olarak yalan tanıklık niteliğinde bulunup bulunmadığının tartışmasız bırakılması,

b)Akhisar 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 2006/489 esas, 2007/157 karar sayılı ilamı ile verilen erteli mahkumiyet hükmünün tekerrüre esas teşkil etmediği, suç tarihinin 25.04.2013 olmasına rağmen kararda 27.09.2010 olarak gösterilmesi ve bu tarihin suç tarihi olarak esas alınması nedeniyle sanık hakkında tekerrür hükümlerinin hatalı olarak uygulanması,

c)TCK’nın 53. maddesinde düzenlenen hak yoksunluklarının uygulanması bakımından, Anayasa Mahkemesinin 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 08.10.2015 tarih, 2014/140 E, 2015/85 sayılı iptal kararının gözetilmesi lüzumu,

Bozmayı gerektirmiş, sanığın ve Cumhuriyet savcısının temyiz itirazları yukarıda belirtilen nedenlerle yerinde görüldüğünden, sair yönleri incelenmeyen hükmün bu sebeplerden dolayı BOZULMASINA, 10.12.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.


UYARI

Web sitemizdeki tüm makale ve içeriklerin telif hakkı Av. Baran Doğan’a aittir. Tüm makaleler hak sahipliğinin tescili amacıyla elektronik imzalı zaman damgalıdır. Sitemizdeki makalelerin kopyalanarak veya özetlenerek izinsiz bir şekilde başka web sitelerinde yayınlanması halinde hukuki ve cezai işlem yapılacaktır. Avukat meslektaşların makale içeriklerini dava dilekçelerinde kullanması serbesttir.

Makale Yazarlığı İçin

Avukat veya akademisyenler hukuk makalelerini özgeçmişleri ile birlikte yayımlanmak üzere avukatbd@gmail.com adresine gönderebilirler. Makale yazımında konu sınırlaması yoktur. Makalelerin uygulamaya yönelik bir perspektifle hazırlanması rica olunur.

Paylaş
RSS