0 212 652 15 44
Çalışma Saatlerimiz
Hafta İçi 09.00 - 18.00

Tüzel Kişiler Hakkında Güvenlik Tedbiri Uygulanması

TCK Madde 169

(1) Hırsızlık, güveni kötüye kullanma ve dolandırıcılık suçlarının işlenmesi suretiyle yararına haksız menfaat sağlanan tüzel kişiler hakkında bunlara özgü güvenlik tedbirlerine hükmolunur.



TCK Madde 169 Gerekçesi

Madde metninde, hırsızlık, güveni kötüye kullanma ve dolandırıcılık suçlarının işlenmesi suretiyle yararına haksız menfaat sağlanan tüzel kişiler hakkında da bunlara özgü güvenlik tedbirlerine hükmolunacağı düzenlenmiştir.


TCK 169 (Tüzel Kişiler Hakkında Güvenlik Tedbiri Uygulanması) Emsal Yargıtay Kararları


YARGITAY 15. CEZA DAİRESİ Esas : 2012/7437 Karar : 2012/40308 Tarih : 2.07.2012

  • TCK 169. Madde

  • Tüzel Kişiler Hakkında Güvenlik Tedbiri Uygulanması

1-Sanıklar haklarında müştekiler Nuh Kanca, İsmail Atalay, İsmail Doğmuş, Mahir Tamer, Ali Ulu, Ömer Aytop, Murat Yazar`a karşı dolandırıcılık suçlarından kurulan hükümlerin incelenmesinde,

5271 Sayılı CMK’un 231. maddesine göre verilen ve davayı sonuçlandırıcı nitelikte olmayan “hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına” ilişkin karara karşı aynı kanunun 231/12. maddesine göre itiraz yolu açık olup temyiz olanağı bulunmadığından 5271 Sayılı CMK`un 264. maddesi uyarınca kabul edilebilir bir başvuruda kanun yolunda merciin belirlenmesinde yanılma, başvuran sanığın haklarını ortadan kaldırmayacağından temyiz dilekçesinin itiraz dilekçesi olarak kabulü ile görevli ve yetkili ilk derece mahkemesince itiraz konusunda inceleme yapılması mümkün görülmüştür.

2-Sanıklar hakkında katılanlar Necati Keser, Mehmet Aksoy ve Bayram Acar`a karşı dolandırıcılık suçundan ve 10 ayrı müştekiye karşı resmi belgede sahtecilik suçundan kurulan hükümlerin incelenmesinde,

Dolandırıcılık suçundan mahkum olan Ergüven Ticaret ve Sanayi Anonim Şirketi yöneticileri olan sanıklar haklarında TCK”nın 169. maddesi uyarınca tüzel kişilere özgü güvenlik tedbiri uygulanmaması aleyhte temyiz bulunmadığından bozma nedeni sayılmamıştır.

Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp, onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir.

Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı, sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır.

Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, mağdurun durumu, fiille olan ilişkisi, kullanılan hilenin şekli, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.

Somut olayda; Egüven Otomotiv Ticaret ve Sanayi Anonim Şirketinin yönetim kurulu üyeleri olarak şirketi birlikte ve ayrı ayrı temsile yetkili olan sanıkların, katılanlara sattıkları traktörler gerçekte 2007 model olduğu halde, model yılının tesbitine esas alınan ve üretici firma yetkilisince düzenlenip satın alma sırasında fatura ile birlikte gelen “uygunluk belgesi” üzerindeki tarihi skaner denilen cihazla taratarak değiştirmek suretiyle ileri bir tarih vererek traktörün modelinin 2008 olmasını sağladıktan sonra, katılanlara 2007 model traktörü 2008 olarak satarak, araçların Trafik Şube Müdürlüğünde tesciline esas olarakta, gerçek uygunluk belgeleri asıllarını yok edip, sahte olarak üretilen uygunluk belgelerini kullanmak suretiyle katılanlara, daha düşük model araçları yüksek model fiyatıyla satarak zararlarına neden olacak şekilde, sahte resmi evrak kullanmak suretiyle dolandırdıkları iddia ve mahkemece de kabul edilmiştir.

Sanıklar müdafilerinin diğer temyiz itirazları yerinde görülmediğinden REDDİNE,

Ancak,

a)Sanıklar müdafilerinin savunmalarında, atılı eylemleri gerçekleştiren kişi dedikleri, olayın soruşturmasını ihbarla başlatan ve sanıklara ait şirkette daha önceden eleman olarak çalışan tanık Mustafa Osmanbeyoğlu”nun ve yine hazırlıkta ifadesi alınan Rafet Ayaz”ın özellikle sanıkların atılı eylemleri birlikte yapıp yapmadığı, sanık Muzaffer”in savunmaları karşısında fiilen işle ilgisinin ne oranda olduğu hususlarında mahkeme huzurunda yeminli bilgi görgüsünün sorulması gerektiği halde dinlenilmesinden vazgeçilerek hüküm kurulması,

B)Sahtecilik ve dolandırıcılık suçlarına konu sahte oluşturulduğu iddia edilen ve satılan traktörlerin trafik şube müdürlüğünde tescil ve model yılının belirlenmesine esas alındığı ifade edilen, uygunluk belgeleri asılları imha edilip skanerden taratılarak tarihleri değiştirilmiş haliyle elde edilen belgelerle işlem yapıldığı iddia edilmekle, öncelikle bu belgelerin asıllarının orijinal örneklerinin üretici firma Türk Traktör şirketinden istenilmesi belge aslı yoksa, üretim sevk tarihi bilgilerini içeren asıl belge yerine geçecek kayıt örnekleri temin edilip getirtildikten sonra, trafik şubeden alınarak bilirkişi incelemesi ve hükme konu olan belgelerle aynı olup olmadığı hususları karşılaştırılarak, gerektiğinde yeniden bilirkişi incelemesi yaptırılması ve sonucuna göre sanıkların hukuki durumlarının tayin ve taktiri gerektiğinin gözetilmemesi,

c)Sanıklar müdafiinin 15.12.2012 günlü oturumda sanık Mehmet Caferoğlu ve Mustafa Osmanbeyoğlu haklarında Kastamonu Asliye Ceza (2011/405) ve Tosya Asliye Ceza (2012/41) Mahkemelerine benzer eylemlerden açılan dava ve sanıklar haklarında dolandırıcılık suçuna ilişkin benzer iddialardan dolayı verilmiş olan koğuşturmaya yer olmadığına dair karar örnekleri sunulduğu halde mahkemece ilgili dosya ve evrak örnekleri incelenip, içerikleri zapta geçilerek, varsa ortak delillerin tesbiti, bu dosyaların akibeti araştırılıp karara çıkmış olması halinde karar örnekleri getirtilip, karar verilmemiş olması durumunda da birleştirilmeleri hususunun değerlendirilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,

d)Sanıklar müdafince sunulan ve katılanlar Bayram Acar ve Necati Keser”in noter onaylı “traktör yönünden şikayet ve mağduriyetlerinin bulunmadığına” dair 07/06/2010 ve 10/06/2010 tarihli beyanları karşısında belgelerin gerçekliği araştırılıp, katılanlardan da sorulduktan sonra bu dolandırıcılık eylemleri yönünden sanıklar haklarında TCK”nın 168. maddesinin uygulanıp uygulanmayacağının değerlendirilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,

Bozmayı gerektirmiş, sanıklar müdafilerinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün ( BOZULMASINA ), oybirliğiyle karar verildi.


UYARI

Web sitemizdeki tüm makale ve içeriklerin telif hakkı Av. Baran Doğan’a aittir. Tüm makaleler hak sahipliğinin tescili amacıyla elektronik imzalı zaman damgalıdır. Sitemizdeki makalelerin kopyalanarak veya özetlenerek izinsiz bir şekilde başka web sitelerinde yayınlanması halinde hukuki ve cezai işlem yapılacaktır. Avukat meslektaşların makale içeriklerini dava dilekçelerinde kullanması serbesttir.

Makale Yazarlığı İçin

Avukat veya akademisyenler hukuk makalelerini özgeçmişleri ile birlikte yayımlanmak üzere avukatbd@gmail.com adresine gönderebilirler. Makale yazımında konu sınırlaması yoktur. Makalelerin uygulamaya yönelik bir perspektifle hazırlanması rica olunur.

Paylaş
RSS