Mağdurun Belirlenmesi
TCK Madde 126
(1) Hakaret suçunun işlenmesinde mağdurun ismi açıkça belirtilmemiş veya isnat üstü kapalı geçiştirilmiş olsa bile, eğer niteliğinde ve mağdurun şahsına yönelik bulunduğunda duraksanmayacak bir durum varsa, hem ismi belirtilmiş ve hem de hakaret açıklanmış sayılır.
TCK Madde 126 Gerekçesi
Hakaret suçunun oluşabilmesi için mağdurun belli veya belirlenmesinin olanaklı bulunması gereklidir. İşte bu maddeyle suçu işleyen tarafından mağdurun kimliğinin açıkça belirtilmediğinde, ne gibi bir durumun varlığı hâlinde ismin belirtilmiş ve hakaretin açıklanmış sayılacağına ait ölçü gösterilmektedir.
Madde, aslında usûl hukuku bakımından ispata yönelik, karineye benzer bir ölçü getirmiş bulunmaktadır.
TCK 126 (Mağdurun Belirlenmesi) Emsal Yargıtay Kararları
Ceza Genel Kurulu 2023/437 E. , 2024/88 K.
- TCK 126
- Hakaret suçunda mağdurun belirlenmesi
Sanığın sarf ettiği iddia ve kabul olunan; “Hoş geldiniz AK Partinin polisleri.” sözlerinin eleştiri kapsamında kalıp hakaret suçunu oluşturmadığı, “Adli Kolluk Yönetmeliği değişti, eskiden hırsızı yakaladığınızda sadece savcıya bildiriyordunuz, artık il emniyet müdürü ve Valiye de bildireceksiniz, yani hırsızı hırsıza bildireceksiniz.” ifadelerinde geçen “hırsız” kelimesi ile de Iğdır İl Emniyet Müdürü ve Iğdır Valisi muhatap alınmaksızın genel bir uygulamadan bahsedilmesi, anılan sözlerin TCK’nın 126. maddesinde belirtildiği üzere duraksamaya yer vermeyecek biçimde Iğdır İl Emniyet Müdürü ve Iğdır Valisine yöneltildiğinin anlaşılamaması ve hakaret suçunun oluşabilmesi için muhatabının belirli olmasında zorunluluk bulunmasının gerekmesi göz önüne alındığında; sanığın eyleminin kamu görevlisine karşı görevinden dolayı hakaret suçunu oluşturmadığı, TCK’nın 301. maddesinde düzenlenen Türk Milletini, Türkiye Cumhuriyeti Devletini, Devletin Kurum ve Organlarını aşağılama suçunun oluşabileceği kanaati ile Özel Dairece durma kararı verilerek Adalet Bakanından kovuşturma izin alınmış ise de bu suçun oluşabilmesi için aleniyet şartının arandığı, sanığın makam odasının aleni bir yer olmaması nedeniyle eylemin bu suça da vücut vermediği, yine sanığın sarf ettiği sözlerin, üstlendiği kamu göreviyle bir ilgisi bulunmadığından görevi kötüye kullanma suçunu oluştuğundan da bahsedilemeyeceği; her ne kadar sanık müdafiince Özel Daire kararında yer alan; “…hakkında silahlı terör örgütü üyesi olma suçundan mahkûmiyet hükmü kurulan sanığın örgütün faaliyeti kapsamında sarf ettiği sözlerin disiplin soruşturmasına konu olabileceği anlaşılmakla” ibaresinin kaldırılması talep edilmiş ise de hakkında silahlı terör örgütü üyesi olma suçundan kurulan mahkûmiyet hükmü kesinleşen sanığın, örgütün faaliyeti kapsamında söz konusu sözleri sarf etmesi nedeniyle istemin yerinde olmadığı anlaşılmakla; sanığa atılı eylemin suç oluşturmaması nedeniyle CMK’nın 223/2-a maddesi gereğince beraatine karar verilmesi gerektiği kabul edilmelidir.
YARGITAY 18. CEZA DAİRESİ Esas: 2016/18978 Karar: 2017/1193 Tarih: 06.02.2017
-
TCK 126. Madde
-
Mağdurun Belirlenmesi
İstem yazısında; “ Benzer bir olaya dair Yargıtay 4. Ceza Dairesinin 01.12.2014 tarihli ve 2013/38862 esas, 2014/34608 Sayılı ilamında yer alan, “TCK’nın 125. maddesine göre hakaret suçunda şeref ve saygınlığı rencide edebilecek nitelikte sözlerin gerçek kişilere yöneltildiğinde hakaret suçunu oluşturabileceği, herhangi bir gerçek kişiyle arasında aidiyet ilişkisi kurulmadan tüzel kişiye söylenen sözlerin bu kapsamda değerlendirilemeyeceği gözetilmeden, sanığın mahkumiyetine karar verilmesi … hükmün bozulmasına” şeklindeki açıklamalar karşısında, somut olayda anılan kararın gerekçe kısmında hakaret fiilinin müşteki kuruma karşı işlendiğinin kabul edildiği nazara alındığında, şüphelinin icra takibine karşı verdiği itiraz dilekçesinde müşteki şirket aleyhine hakaret içeren ifadeler kullanması şeklindeki eylemi sebebiyle mahkumiyetine karar verilemeyeciği gözetilmeden yazılı şekilde verilmesinde isabet görülmemiştir.” denilmektedir.
TCK’nın 125/1. maddesiTCK’nın 125/1. maddesi: “(1) Bir kimseye onur, şeref ve saygınlığını rencide edebilecek nitelikte somut bir fiil veya olgu isnat eden … veya sövmek suretiyle bir kimsenin onur, şeref ve saygınlığına saldıran kişi, üç aydan iki yıla kadar hapis veya adli para cezası ile cezalandırılır. Mağdurun gıyabında hakaretin cezalandırılabilmesi için fiilin en az üç kişiyle ihtilât ederek işlenmesi gerekir.” hükmünü;
Aynı Kanunun Aynı Kanunun 126. maddesi ise: “Hakaret suçunun işlenmesinde mağdurun ismi açıkça belirtilmemiş veya isnat üstü kapalı geçiştirilmiş olsa bile, eğer niteliğinde ve mağdurun şahsına yönelik bulunduğunda duraksanmayacak bir durum varsa, hem ismi belirtilmiş ve hem de hakaret açıklanmış sayılır.” hükmünü içermektedir.
İncelenen dosyada, sanığın icra takibine karşı verdiği itiraz dilekçesinde, iddianamede bahsi geçen sözleri söylediği, TCK’nın 125. maddesine göre hakaret suçunda şeref ve saygınlığı rencide edebilecek nitelikte sözlerin gerçek kişilere yöneltildiğinde hakaret suçunu oluşturabileceği, herhangi bir gerçek kişiyle arasında aidiyet ilişkisi kurulmadan tüzel kişiye söylenen sözlerin bu kapsamda değerlendirilemeyeceği gözetilmeden, sanık hakkında mahkumiyet kararı verilmesi hukuka aykırı bulunmuştur.
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının, düzenlediği tebliğnamedeki düşünce yerinde görüldüğünden,
SONUÇ : 1-) Hakaret suçundan sanık hakkında, Kuşadası 4. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 29.04.2016 tarihli ve 2015/386 esas, 2016/661 Sayılı kararının, 5271 Sayılı CMK’nın 309. maddesi uyarınca BOZULMASINA,
2-) Hükümdeki hukuka aykırılık sanığa verilen cezanın kaldırılmasını gerektirmekle, anılan yasa maddesinin 4-d fıkrası gereğince, sanığın hakaret suçundan BERAATİNE,
3-) Hükmolunan cezanın çektirilmemesine, 06.02.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
YARGITAY 18. CEZA DAİRESİ Esas: 2015/3116 Karar: 2015/3572 Tarih: 29.06.2015
-
TCK 126. Madde
-
Mağdurun Belirlenmesi
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede başkaca nedenler yerinde görülmemiştir.
Ancak;
Sanığın hayvanlarını beslediği M…Köyü muhtarı olan katılan O…‘a köy camisinin önünde “Benim hayvanlarımdan kim rahatsız oldu, boynuzları bir yerine mi battı, beni kim şikayet ettiyse hayvanların boynuzu k….çına girsin, kim şikayet ettiyse lafım ona “ biçimindeki sözler ile hakaret ettiği, bu sözlerin tanıklar tarafından duyulduğu ve her ne kadar sanık hakaret içerikli sözlerinde katılanın ismini zikretmemiş ise de bunun katılana yönelik olduğunun herkes tarafından bilindiğinin tanık beyanları ile doğrulanması karşısında, TCK’nın 126/1. maddesinde düzenlenen; “Hakaret suçunun işlenmesinde mağdurun ismi açıkça belirtilmemiş veya isnat üstü kapalı geçiştirilmiş olsa bile, eğer niteliğine ve mağdurun şahsına yönelik bulunduğunda duraksanmayacak bir durum varsa hem isim belirtilmiş hem de hakaret açıklanmış sayılır” hükmü karşısında, sanığın katılana hakaret ettiğinin kabulü ile hükümlülük kararı verilmesi gerekirken, hakaret içeren sözlerinin katılana yönelik olmadığı şeklindeki yerinde olmayan gerekçeyle beraat kararı verilmesi,
Kanuna aykırı ve Cumhuriyet savcısının temyiz nedenleri ile tebliğnamedeki düşünce yerinde görüldüğünden hükmün bozulmasına, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 29.06.2015 tarihinde oybirliği ile, karar verildi.
YARGITAY 18. CEZA DAİRESİ Esas : 2015/4274 Karar : 2015/3760 Tarih : 1.07.2015
-
TCK 126. Madde
-
Mağdurun Belirlenmesi
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede, başkaca nedenler yerinde görülmemiştir.
Ancak;
1- Katılanın müdür olarak görev yaptığı okulun kantin görevlisi olan sanığın, aynı okulun öğrencisi olan tanık G…‘in facebook hesabında paylaştığı “sizin okul müdürüde gözlüklü veya kel mi” şeklindeki gönderinin altına “bizim müdür o Ç……” şeklinde hakaret içerikli sözler yazması biçimindeki eyleminde, sanığın bu sözleri kime hitaben yazdığı hususundaki çelişkili beyanları ile tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, bu sözlerin katılanın şahsına yönelik bulunduğunun anlaşılması karşısında, sanığın atılı suçtan mahkumiyeti yerine “TCK`nın 126. maddesinde belirtildiği şekilde mağdurun isminin açıkça belirtilmemiş olması ve söylenen sözün mağdurun şahsına yönelik bulunduğuna dair duraksanmayacak bir açıklık bulunmadığı” şeklindeki yerinde olmayan gerekçeyle beraat kararı verilmesi,
2- Kabule göre de;
Beraat eden ve kendisini vekil ile temsil ettiren sanık lehine CMK’nın 324/1 ve Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi`nin 13/5. maddesi uyarınca maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
Kanuna aykırı, O Yer Cumhuriyet Savcısı, katılan N… vekili ve sanık G… müdafiinin temyiz nedenleri ile tebliğnamedeki düşünce yerinde görüldüğünden Hükmün (BOZULMASINA), yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 0 oy birliğiyle karar verildi.
YARGITAY 18. CEZA DAİRESİ Esas : 2016/3772 Karar : 2018/3140 Tarih : 7.03.2018
-
TCK 126. Madde
-
Mağdurun Belirlenmesi
Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü:
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;başkaca nedenler yerinde görülmemiştir.
Ancak;
Mağdurların aşamalarda alınan beyanlarında, sanığın arkadaşına yazdığı mektupta yazılı olan ve hakaret içerikli olduğu Mahkemece kabul edilen sözlerin kendilerine yönelik olarak söylenmediğini belirtmiş olmaları karşısında, TCK’nın 126. maddesi uyarınca sanığın söylediği sözlerin muhatabının mağdurlar olmadığı gözetilmeden, yetersiz gerekçe ile mahkumiyet kararı verilmesi,
Kanuna aykırı, sanık …‘in temyiz nedenleri yerinde görüldüğünden tebliğnameye farklı gerekçeyle uygun olarak HÜKMÜN BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 07/03/2018 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
UYARI
Web sitemizdeki tüm makale ve içeriklerin telif hakkı Av. Baran Doğan’a aittir. Tüm makaleler hak sahipliğinin tescili amacıyla elektronik imzalı zaman damgalıdır. Sitemizdeki makalelerin kopyalanarak veya özetlenerek izinsiz bir şekilde başka web sitelerinde yayınlanması halinde hukuki ve cezai işlem yapılacaktır. Avukat meslektaşların makale içeriklerini dava dilekçelerinde kullanması serbesttir.
Makale Yazarlığı İçin
Avukat veya akademisyenler hukuk makalelerini özgeçmişleri ile birlikte yayımlanmak üzere avukatbd@gmail.com adresine gönderebilirler. Makale yazımında konu sınırlaması yoktur. Makalelerin uygulamaya yönelik bir perspektifle hazırlanması rica olunur.