0 212 652 15 44
Çalışma Saatlerimiz
Hafta İçi 09.00 - 18.00

Sürelerle İlgili Genel Esaslar

İYUK Madde 8

1.Süreler, tebliğ, yayın veya ilan tarihini izleyen günden itibaren işlemeye başlar.

2.Tatil günleri sürelere dahildir. Şu kadarki, sürenin son günü tatil gününe rastlarsa, süre tatil gününü izleyen çalışma gününün bitimine kadar uzar.

3.Bu Kanunda yazılı sürelerin bitmesi çalışmaya ara verme zamanına rastlarsa bu süreler, ara vermenin sona erdiği günü izleyen tarihten itibaren yedi gün uzamış sayılır.



İdari Yargılama Usulü Kanunu (İYUK) 8. Madde Emsal Danıştay Kararları


DANIŞTAY 13. DAİRE Esas : 2017/985 Karar : 2017/1443 Tarih : 9.05.2017

  • İYUK 8. Madde

Dava, İskenderun Belediyesi İmar ve Şehircilik Müdürlüğü tarafından 28.08.2015 tarihinde açık ihale usulüyle gerçekleştirilen “Hatay İli İskenderun İlçesi Belediyesi Sınırlarında 6306 sayılı Kanun Kapsamında Rezerv Alan İlan Edilen Alan İçerisinde Yapım İşine Ait Projelerin ve İhale Dokümanlarının Hazırlanması Hizmet Alımı” ihalesinin iptali istemiyle açılmış; İdare Mahkemesi’nce; İskenderun Belediyesi tarafından tesis edilen 28.08.2015 tarihli ihale kararının, davacının doğrudan tüzel kişiliğinin hak ve menfaatlerini etkilemediği gibi, 1136 sayılı Avukatlık Kanunu’nun 76. maddesinin de davacıya hukuken böyle bir hak tanımayacağı açık olduğundan, dava konusu işlemle …‘nın menfaat ilgisinin bulunmadığı gerekçesiyle 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 15. maddesinin 1/a bendi uyarınca davanın ehliyet yönünden reddine karar verilmiş, bu karar davacı tarafından temyiz edilmiştir. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu`nun “Sürelerle ilgili genel esaslar” başlıklı 8. maddesinde, sürelerin, tebliğ, yayın veya ilan tarihini izleyen günden itibaren işlemeye başlayacağı; tatil günlerinin sürelere dâhil olduğu, sürenin son gününün tatil gününe rastlaması hâlinde, sürenin tatil gününü izleyen çalışma gününün bitimine kadar uzayacağı kurala bağlanmıştır.

2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun “Sürelerle ilgili genel esaslar” başlıklı 8. maddesinde, sürelerin, tebliğ, yayın veya ilan tarihini izleyen günden itibaren işlemeye başlayacağı; tatil günlerinin sürelere dâhil olduğu, sürenin son gününün tatil gününe rastlaması hâlinde, sürenin tatil gününü izleyen çalışma gününün bitimine kadar uzayacağı kurala bağlanmıştır.2577 sayılı Kanun’a 6545 sayılı Kanun’un 18. maddesiyle eklenen ve 28.06.2014 tarihinde yürürlüğe giren İvedi yargılama usulü`` başlıklı 20/A maddesinin 1. fıkrasının (a) bendinde; ihaleden yasaklama kararları hariç ihale işlemlerinden doğan uyuşmazlıklarda ivedi yargılama usulünün uygulanacağı, 2. fıkrasının (g) bendinde; ivedi yargılama usulünde verilen nihai kararlara karşı tebliğ tarihinden itibaren on beş gün içinde temyiz yoluna başvurulabileceği belirtilmiştir. Aynı Kanun’un 48. maddesinin 6. fıkrasında, temyizin kanuni süre geçtikten sonra yapılması hâlinde kararı veren mahkeme, ilk derece mahkemesi olarak davaya bakan Danıştay dairesinin temyiz isteminin reddine karar vereceği; 7. fıkrasında ise, temyizin kanuni süre içinde yapılmadığının dosyanın gönderildiği Danıştay`ın ilgili dairesi ve kurulunca saptanması hâlinde de 6. fıkrada sözü edilen kararın daire ve kurulca kesin olarak verileceği kurala bağlanmıştır.

Öte yandan, sürelerin kamu düzenine ilişkin ve usul hukukunu ilgilendiren bir nitelik taşıdığı dikkate alındığında sürelerin geçirilip geçirilmediği hususunun idari yargı mercilerince re`sen araştırılması zorunluluğu bulunduğu, ayrıca idari yargı mercileri tarafından kanun yoluna başvuru süresinin doğru, kanun yolunun ise yanlış gösterilmiş olmasının, kanun yoluna başvuru süresinin işlemeye başlaması bakımından bir engel teşkil etmeyeceği de açıktır.

Dosyanın incelenmesinden; İskenderun Belediyesi İmar ve Şehircilik Müdürlüğü tarafından 28.08.2015 tarihinde açık ihale usulüyle gerçekleştirilen “Hatay İli İskenderun İlçesi Belediyesi Sınırlarında 6306 sayılı Kanun Kapsamında Rezerv Alan İlan Edilen Alan İçerisinde Yapım İşine Ait Projelerin ve İhale Dokümanlarının Hazırlanması Hizmet Alımı” ihalesinin iptali istemiyle açılan davada, Hatay İdare Mahkemesi’nin 31.08.2016 tarih ve E:2016/928, K:2016/667 sayılı kararıyla “ …davanın ehliyet yönünden REDDİNE… kararın tebliğini izleyen günden itibaren 15 gün içinde Gaziantep Bölge İdare Mahkemesi 2. İdare Dava Dairesine istinaf yolu açık olmak üzere…” karar verildiği, kararın davacıya 23.09.2016 tarihinde tebliğ edildiği, bu karara karşı en geç 10.10.2016 (08.10.2016 Cumartesi günü olduğu için) tarihinde başvuruda bulunulması gerekirken, kararda belirtilen 15 günlük süre geçirildikten sonra, 24.10.2016 tarihinde Mahkeme kayıtlarına giren dilekçe ile istinaf isteminde bulunulduğu, Gaziantep Bölge İdare Mahkemesi Başkanlığı Gaziantep 2. İdare Dava Dairesi’nin 27.02.2017 tarih ve E:2016/983, K:2017/658 sayılı kararıyla uyuşmazlığın konusunun ihale kararına ilişkin olduğu, 2577 sayılı Kanun’un 20/A. maddesinde belirtilen ivedi işlerden olduğu gerekçesiyle uyuşmazlığın Bölge İdare Mahkemesi’nde incelenmesine olanak bulunmadığından davacı tarafından yapılan istinaf başvurusunun görev yönünden reddine ve dosyanın Danıştay Başkanlığı’na iletilmek üzere Hatay İdare Mahkemesi`ne gönderilmesine karar verildiği anlaşılmaktadır.

Davaya konu uyuşmazlığın, İskenderun Belediyesi tarafından tesis edilen 28.08.2015 tarihli ihale kararından kaynaklandığı, 2577 sayılı Kanun`un 20/A maddesi uyarınca ihaleden yasaklama kararları hariç ihale işlemlerinin ivedi yargılama usulüne tabi olduğu, verilen nihai kararlara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde temyiz yoluna başvurulması gerektiği açık olup, her ne kadar Mahkeme tarafından temyize konu kararda 15 gün içinde istinaf yoluna başvurulması gerektiği belirtilmiş ise de, kanun yoluna başvuru süresinin kamu düzenine ilişkin olduğu ve Mahkeme kararında kanun yoluna başvuru süresinin açık bir şekilde 15 gün olarak gösterildiği dikkate alındığında, kararda belirtilen 15 günlük süre içinde davacının kanun yoluna başvurmayarak, bu süre geçirildikten sonra 24.10.2016 tarihinde kanun yoluna başvurduğu anlaşıldığından davacının temyiz isteminin süre aşımı nedeniyle incelenmesi mümkün değildir.

Açıklanan nedenle; TEMYİZ İSTEMİNİN SÜRE AŞIMI NEDENİYLE REDDİNE, temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına, dosyanın Hatay İdare Mahkemesi’ne gönderilmesine, 2577 sayılı Kanun`un 20/A maddesinin ikinci fıkrasının (h) bendi ve 48. maddesinin 7. fıkrası uyarınca kesin olarak (karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere), 09.05.2017 tarihinde oy çokluğuyla karar verildi.


DANIŞTAY 14. DAİRE Esas : 2015/3716 Karar : 2016/669 Tarih : 4.02.2016

  • İYUK 8. Madde

2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 7. maddesinde ; dava açma süresinin özel kanunlarında ayrı süre gösterilmeyen hallerde idare mahkemelerinde altmış gün olduğu, bu sürelerin, idari uyuşmazlıklarda, yazılı bildirimin yapıldığı tarihi izleyen günden başlayacağı hükme bağlanmıştır.

2872 sayılı Çevre Kanununun 25. maddesinde, bu Kanunda öngörülen idarî yaptırımların uygulanmasını gerektiren fiillerle ilgili olarak yetkili denetleme elemanlarınca bir tutanak tanzim edileceği, bu tutanak denetleme elemanlarının bağlı bulunduğu ve idarî yaptırım kararını vermeye yetkili mercie intikal ettirileceği, bu merci, tutanağı değerlendirerek gerekli idarî yaptırım kararını vereceği, İdarî yaptırım kararı, 11/2/1959 tarihli ve 7201 sayılı Tebligat Kanunu hükümlerine göre idarî yaptırım kararını veren merci tarafından ilgiliye tebliğ edileceği ve idarî yaptırım kararlarına karşı tebliğ tarihinden itibaren otuz gün içinde idare mahkemesinde dava açılabileceği, hükmüne yer verilmiştir.

Dosyanın incelenmesinden; taş kırma, eleme, yıkama faaliyetiyle iştigal eden davacı şirkete ait işyerinde, 12.03.2013 tarihinde davalı idare teknik elemanlarınca yapılan denetim sırasında alınan numunelerin analizi sonucunda, katı atık madde parametresinin yüksek çıkması sebebiyle, 2872 sayılı Kanunun 20/f maddesine muhalefetten 101.595,00 TL idari para cezası verildiği, anılan işlemin davacı şirkete 30.05.2013 tarihinde tebliğ edildiği, bakılmakta olan davanın ise 01.07.2013 (Pazartesi) tarihinde Karabük Asliye Hukuk Mahkemesine verilen dava dilekçesiyle açılmış olduğu anlaşılmaktadır.

Yukarıda aktarılan mevzuat hükümleri uyarınca; idare mahkemelerinde genel dava açma süresi altmış gün ve dava açma süresinin başlangıcı da işlemin tebliğ edildiği tarihi izleyen gün olup, bu genel usul ve esaslar, özel kanunlarda aksine bir düzenleme yoksa geçerli olabilecek, özel kanunlarda farklı düzenlemelere yer verilmiş olması halinde ise, bunun, işlemde ayrıca ve açıkça gösterilmesi gerekecektir.

Uyuşmazlıkta; dava konusu işlemin, davacı şirkete 30.05.2013 tarihinde tebliğ edildiği, söz konusu işlemde, 2872 sayılı Kanunun 25. maddesinde düzenlenmiş olan özel dava açma süresinin, yani işlemin tebliğ tarihinden itibaren 30 gün içinde İdare Mahkemesinde dava açılabileceğinin açıkça belirtildiği, anılan Yasa hükmünde, 2577 sayılı Kanunun 8. maddesinde yer verilen genel kuralın aksine, dava açma süresinin, işlemin tebliğ tarihini izleyen günden itibaren işlemeye başladığı yönünde bir düzenlemeye ise yer verilmediği dikkate alındığında, otuz günlük özel dava açma süresinin hesabında, işlemin tebliğ edildiği günün de dikkate alınması gerekmektedir.

Bu durumda; davacı şirkete 30.05.2013 tarihinde tebliğ edilen ve içeriğinde özel dava açma süresi de açıkça belirtilmiş olan dava konusu işleme karşı, bu tarihten başlamak üzere 30 gün içinde ve en son 28.06.2013 (Cuma) tarihi mesai bitimine kadar dava açılması gerekirken, bu süre dolduktan sonra, 01.07.2013 (Pazartesi) tarihinde açılan davada süre aşımı bulunduğundan, davanın süre aşımı nedeniyle reddi yolunda verilen Mahkeme kararında sonucu itibarıyla hukuki isabetsizlik görülmemiştir.

Açıklanan nedenlerle; Kastamonu İdare Mahkemesinin 26/11/2014 günlü, E:2014/315, K:2014/737 sayılı kararının yukarıda belirtilen gerekçeyle ONANMASINA, dosyanın Mahkemesine gönderilmesine, temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına, bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren 15 gün içerisinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere, oyçokluğuyla ile karar verildi.

KARŞI OY

Dava; davacı şirkete, 2872 sayılı Çevre Kanununun 20/f maddesine muhalefet ettiğinden bahisle, 101.595,00 TL idari para cezası verilmesine ilişkin işlemin iptali istemiyle açılmış olup, dava konusu işlemin, davacı şirkete 30.05.2013 tarihinde tebliğ edilmiş olduğu, bu tarihi izleyen otuz günlük dava açma süresinin de, son günün 29.06.2013 (Cumartesi) tarihine rastlaması nedeniyle, 01.07.2013 (Pazartesi) tarihi itibarıyla dolduğu, bakılmakta olan davanın da 01.07.2013 tarihinde, yani süresi içerisinde açılmış olduğu dikkate alındığında, İdare Mahkemesince işin esasının incelenmesi gerekirken, davanın süre aşımı nedeniyle reddi yolunda verilen kararda hukuki isabet bulunmadığı, bu nedenle de Mahkeme kararının bozulması gerektiği oyuyla, aksi yönde oluşan karara katılmıyoruz.


DANIŞTAY 8. DAİRE Esas : 2013/6479 Karar : 2015/12912 Tarih : 28.12.2015

  • İYUK 8. Madde

Hüküm veren Danıştay Sekizinci Dairesince işin gereği görüşüldü:
Dava, davacı şirkete ait 200802876 sicil numaralı maden arama ruhsatının iptaline dair 11.5.2012 gün ve 3901 Sayılı Maden İşleri Genel Müdürlüğü işleminin iptali istemiyle açılmıştır.

İdare Mahkemesince; davacı şirket tarafından işletme ruhsat harcı ve işletme ruhsat teminsüreatına dair mali eksikliklerin üç aylık süre sonuna kadar tamamlanmadığından bahisle davacı şirkete ait maden arama ruhsatının iptaline yönelik davaya konu işlemde hukuka aykırılık görülmeyerek davanın reddine karar verilmiştir.

2577 Sayılı İdari Yargılama Usul Kanununun Sürelerle İlgili Genel Esaslar` başlıklı 8. maddesinin ilk iki fıkrasında;” Süreler, tebliğ, yayın veya ilan tarihini izleyen günden itibaren işlemeye başlar.

Tatil günleri sürelere dahildir. Şu kadarki, sürenin son günü tatil gününe rastlarsa, süre tatil gününü izleyen çalışma gününün bitimine kadar uzar.” düzenlemesi yer almaktadır.

3213 Sayılı Maden Kanununun 24. maddesinde; ( işlem tarihindeki şekliyle ) ` Arama ruhsat süresi sonuna kadar, tespit edilen madenin rezerv bilgilerini de içeren 17. maddeye göre hazırlanmış arama faaliyet raporu ile en az bir maden mühendisi tarafından hazırlanan faaliyet sonrası işletme alanının çevre ile uyumlu hale getirilmesini de içeren, işletme projesi ve talep harcının ödendiğine dair belge ile müracaatta bulunulması halinde işletme ruhsatı hakkı doğar. Ancak I ( b ) ve II ( a ) bendi Grubu madenler için işletme ruhsatı talebinde işletme ruhsat teminatı ile harcının da yatırılması zorunludur.

Projelerdeki eksiklikler, yapılan bildirimden itibaren üç ay içinde tamamlanır. Eksikliklerini verilen sürede tamamlamayanların teminatları iki katına çıkarılır ve süre üç ay daha uzatılır. Bu süre sonunda eksikliklerini tamamlamayanların talepleri kabul edilmez ve teminatları irad kaydedilir. Uygun bulunan işletme ruhsat talepleri için, ruhsat harçları ve teminatının üç ay içerisinde tamamlanması hususu talep sahibine tebliğ edilir. Bu sürelerde eksikliklerini tamamlamayanların talepleri reddedilerek mevcut teminatı irad kaydedilir.`` hükmü yer almaktadır.

Madencilik Faliyetleri Uygulama Yönetmeliği`nin 28. maddesinin 2. fıkrasında da; “Uygun bulunan işletme ruhsat talepleri için, ruhsat harçları ve ruhsat teminatının üç ay içerisinde tamamlanması hususu talep sahibine tebliğ edilir. Bu sürelerde eksikliklerini tamamlamayanların mevcut teminatı irat kaydedilerek, işletme ruhsat talepleri reddedilir. Ruhsat süresi bitmeden yeni bir işletme projesi verilmesi halinde işletme ruhsat talebi yeniden değerlendirilir. Ancak, ruhsatın süresi bitmiş ise ruhsat iptal edilir.” hükmüne yer verilmiştir.

Dosyanın incelenmesinden; Isparta İli, Keçiborlu İlçesi hudutları dahilinde ve davacı şirket uhdesinde bulunan S:200802876 Sayılı II. Grup maden arama ruhsat sahası ile ilgili olarak ruhsat sahibince Maden İşleri Genel Müdürlüğü`ne 8.4.2011 tarih ve 87757 Sayılı dilekçe ekinde tevdi edilen mermer işletme projesi ile II. Grup maden işletme ruhsatı talebinde bulunulduğu, İdarece saha mahallinde yapılan tetkik neticesinde işletme projesi ve eklerinin arza uygun olduğunun tespit edildiği, ancak işletme ruhsat harcı ve teminatının eksik olduğu anlaşıldığından anılan noksanlığın tamamlanması adına 24.11.2011 tarih ve 19754 Sayılı yazı ile, belirtilen mali eksikliklerin yazının tebliğinden itibaren 3 ay içerisinde tamamlanması, aksi halde işletme ruhsatı talebinin kabul edilmeyerek mevcut teminatın irat kaydedileceğinin davacıya bildirildiği ( 6.12.2011 tarihinde davacının daimi çalışanına yapılan tebligat ile ), yazıda belirtilen mali eksikliklerden işletme ruhsat teminatının 6.3.2012; işletme ruhsat harcının ise 7.3.2012 tarihinde tamamlandığı, davalı İdarece ruhsat harcına dair tutarın Kanunda tanınan üç aylık süre dolduktan sonra yatırıldığından bahisle 11.5.2012 gün ve 3901 Sayılı işlemle davacının işletme ruhsat talebinin reddedilerek teminatının irat kaydedildiği ve arama ruhsat süresinin tamamlanmış olması sebebiyle de maden arama ruhsatının iptal edildiği, anılan bu işlemin iptali istemiyle de bakılmakta olan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.

Olayda, davacıdan tamamlanması istenilen mali eksikliklerden ruhsat harcınının üç aylık sürenin sona ermesinden bir gün sonra giderildiği gerekçesiyle davaya konu işlemin tesis edildiği görülmekte olup; yukarda yer verilen usul hükmündeki aylık olarak hesaplanan sürelerde, sürenin tebliğ tarihini izleyen günden itibaren başlayacağına dair düzenleme uyarınca, eksikliklerin tamamlanmasına dair verilen üç aylık sürenin, davacıya bu muhteviyatlı yazının tebliğ edildiği 6.12.2011 gününü izleyen gün olan 7.12.2012 tarihinden itibaren başlatılması ve bu sonuçla da davacıya tanınan sürenin 7.3.2012 gününde sona erdiğinin kabulu gerektiği sonucuna ulaşılmaktadır.

Bu durumda, ruhsat harcı ve teminatına dair mali eksiklikleri süresi içerisinde tamamladığı anlaşılan davacının işletme ruhsat talebinin reddi ile arama ruhsat süresi sona erdiğinden bahisle bu ruhsatın iptal edilmesine yönelik davaya konu işlemde hukuka uyarlık; bahse konu işlemin iptali istemiyle açılan davada verilen davanın reddine dair kararda da hukuki isabet bulunmamaktadır.

SONUÇ : Açıklanan nedenlerle; Isparta İdare Mahkemesi`nin temyize konu kararının bozulmasına, dosyanın yeniden bir karar verilmek üzere anılan Mahkemeye gönderilmesine, bu kararın tebliğ tarihini izleyen 15 ( onbeş ) gün içerisinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere, oyçokluğuyla karar verildi.

KARŞI OY :

İdare ve Vergi Mahkemeleri tarafından verilen kararların temyiz yolu ile incelenip bozulabilmeleri 2577 Sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49. maddesinin 1. fıkrasında yazılı nedenlerin bulunmasına bağlıdır.

İdare Mahkemesince verilen karar ve dayandığı gerekçe usul ve yasaya uygun olup, bozulmasını gerektiren bir neden bulunmadığından, temyiz isteminin reddi ve anılan kararın onanması gerektiği oyu ile çoğunluk kararına katılmıyorum.


DANIŞTAY 4. DAİRE Esas : 2014/7359 Karar : 2015/3338 Tarih : 15.06.2015

  • İYUK 8. Madde

Davacı tarafından, … İnşaat Nakliye Taahhüt Ticaret Limited Şirketi adına düzenlenen ve kendisine tebliğ edilen …113 ve …217 sayılı ödeme emirlerinin iptali istemiyle açılan davanın ehliyeti yönünden reddine karar veren Vergi Mahkemesinin kararının yasal süresi içinde temyiz etmediğinden bahisle temyiz talebinin süre yönünden reddine dair Vergi Mahkemesinin kararının; temyiz talebinin süresinde olduğunu ileri sürerek kararın bozulmasını istemektedir.

Davacı tarafından, … İnşaat Nakliye Taahhüt Ticaret Limited Şirketi adına düzenlenen ve kendisine tebliğ edilen …113 ve …217 sayılı ödeme emirlerinin iptali istemiyle açılan davanın ehliyet yönünden reddine karar veren Vergi Mahkemesinin kararının yasal süresi içinde temyiz etmediğinden bahisle temyiz talebinin süre yönünden reddine dair Vergi Mahkemesinin kararının temyiz istemidir.

5604 sayılı Mali Tatil İhdas Edilmesi Hakkında Kanun’un 1. maddesinin ilk fıkrasında, her yıl Temmuz ayının birinden yirmisine kadar (yirmisi dahil) mali tatil uygulanacağı, Haziran ayının son gününün tatil olması halinde, mali tatilin Temmuz ayının ilk iş gününü takip eden günden başlayacağı, ikinci fıkrasında, son günü mali tatile rastlayan sürelerin, tatilin son gününü izleyen tarihten itibaren yedi gün uzamış sayılacağı belirtilmiştir. Aynı Kanun’un birinci maddesinin üçüncü fıkrasında, Vergi Usul Kanunu hükümlerine göre belirli sürelerde yapılması gereken muhasebe kayıtları, bildirim süreleri ve vergiyle ilgili işlemlere ilişkin dava açma sürelerinin mali tatil süresince işlemeyeceği, belirtilen sürelerin mali tatilin bitiminden itibaren tekrar işlemeye başlayacağı, beşinci fıkrasında ise tatil süresince vergi ve ceza ihbarnameleri ile mahsup taleplerine yönelik olanlar hariç bilgi isteme taleplerinin mükelleflere, vergi ve ceza sorumlularına bildirilmeyeceği, ancak tatil süresi içinde gerçekleşen tebligat işlemlerinde sürenin mali tatilin son gününden itibaren işlemeye başlayacağı ifade edilmiştir.

5604 sayılı Kanun ile Vergi Usul Kanunu hükümlerine göre, belli sürelerde yapılması gereken vergiyle ilgili işlemlere ilişkin dava açma sürelerinin mali tatil süresince işlemeyeceği tatil süresi içinde gerçekleşen vergilendirmeye ilişkin tebligatlarda sürenin mali tatilin son gününde işlemeye başlayacağı açıktır.

2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 61. maddesinin 1. fıkrasında; bölge idare, idare ve vergi mahkemeleri her yıl bir eylülde başlamak üzere, yirmi temmuzdan otuz bir ağustosa kadar çalışmaya ara verecekleri; 8. maddesinde ise sürelerin tebliğ, yayın veya ilan tarihini izleyen günden itibaren işlemeye başlayacağı; tatil günlerinin sürelere dahil olduğu, şu kadar ki, sürenin son günü tatil gününe rastlarsa, sürenin tatil gününü izleyen çalışma gününün bitimine kadar uzayacağı, bu Kanunda yazılı sürelerin bitmesi çalışmaya ara verme zamanına rastlarsa bu sürelerin, ara vermenin sona erdiği günü izleyen tarihten itibaren yedi gün uzamış sayılacağı kuralı yer almaktadır.

Vergi Mahkemesince temyiz konusu mahkeme kararının 04.06.2014 günü tebliğ edildiği, otuz günlük temyiz süresi geçtikten sonra 15.07.2014 günü temyiz edildiği gerekçesiyle temyiz isteminin süreaşımı nedeniyle reddedilmiş ise de, 5604 sayılı Kanunun 1. maddesinin 3. fıkrası uyarınca dava açma sürelerinin mali tatil süresince işlemeyeceği, belirtilen sürelerin mali tatilin bitiminden itibaren tekrar işlemeye başlayacağı yolundaki düzenleme dikkate alındığında temyiz süresinin son gününün mali tatilin içinde olan 04.07.2014 tarihi olması nedeniyle mali tatilin son günü olan temmuz ayının 20. gününe kadar uzayacağı, yine bu tarihte adli tatile rastlaması nedeniyle adli tatilin bittiği günden itibaren bir hafta uzatılacağından, davacının 15.07.2015 günü yaptığı temyiz başvurusunun süresinde olduğu anlaşıldığından, dosyanın tekemmül ettirilerek temyiz başvurusunun görüşülmesi için Dairemize gönderilmesi gerekirken, temyiz talebinin süre yönünden reddeden mahkeme kararında hukuka uygunluk görülmemiştir.

Bu nedenle, temyiz isteminin kabulüne ve Vergi Mahkemesinin kararının ( BOZULMASINA ), oybirliğiyle karar verildi.


DANIŞTAY 1. DAİRE Esas : 2012/1591 Karar : 2012/1636 Tarih : 13.11.2012

  • İYUK 8. Madde

4483 sayılı Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkında Kanunun 9 uncu maddesinde, soruşturma izni verilmesine ilişkin karara karşı hakkında inceleme yapılan memur veya diğer kamu görevlisinin, soruşturma izni verilmemesine ilişkin karara karşı ise Cumhuriyet Başsavcılığı veya şikayetçinin itiraz yoluna gidebileceği ve itiraz süresinin, yetkili merciin kararının tebliğinden itibaren on gün olduğu hükme bağlanmıştır.

2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 8’inci maddesinin (3) üncü bendinde yer alan, bu Kanunda yazılı sürelerin bitmesi çalışmaya ara verme zamanına rastlaması halinde sürenin ara vermenin sona erdiği günü izleyen tarihten itibaren yedi gün uzamış sayılacağı yolundaki hükmün, 2577 sayılı Kanun’da düzenlenen idari davalara ilişkin süreler açısından geçerli olduğu açıktır. 4483 sayılı Kanun`da ise, 2577 sayılı Kanunun anılan hükümlerine paralel bir düzenlemeye yer verilmediğinden, itiraz süresinin çalışmaya ara vermeden dolayı uzaması yasal yönden olanaklı değildir.

Dosyanın incelenmesinden, itiraz edilen yetkili merci kararının, …‘a 15.08.2012 tarihinde tebliğ edildiği, adı geçenin vekili Av. …‘nun bu karara … Kaymakamlığınca 05.09.2012 tarihinde kayda alınan aynı tarihli dilekçeyle itiraz ettiği, söz konusu itirazın 4483 sayılı Kanun’un 9`uncu maddesinde öngörülen on günlük itiraz süresi geçirildikten sonra yapıldığı anlaşıldığından, İçişleri Bakanının 02.05.2012 tarih ve Mül.Tef.Ku.Bşk.2012/223 sayılı kararının; … için soruşturma izni verilmesine ilişkin kısmına adı geçen tarafından yapılan itirazın süre aşımı nedeniyle reddine, dosyanın, hakkında soruşturma izni verilmekle birlikte bu dosyada itirazı bulunmayan … ile itirazı süre aşımı nedeniyle reddedilen … yönünden gereği yapılmak üzere karar ekli olarak … Cumhuriyet Başsavcılığına, kararın birer örneğinin İçişleri Bakanlığı ile itiraz edene gönderilmesine oybirliğiyle karar verildi.


DANIŞTAY 10. DAİRE Esas: 2015/4225 Karar: 2015/5358 Tarih: 27.11.2015

  • İYUK 8. Madde

Hüküm veren Danıştay Onuncu Dairesince 2577 Sayılı Kanun’un 14. maddesi uyarınca hazırlanan Tetkik Hakiminin raporu ve sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra gereği görüşüldü:

KARAR : Dava; 30.12.2014 tarih ve 29221 Sayılı 1. Mükerrer Resmi Gazete’de yayımlanan “Sigorta Acenteleri Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına İlişkin Yönetmeliğin” 2. maddesinin 5. fıkras 5. fıkrasının iptali istemiyle açılmıştır.

2577 Sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 7. maddesinde2577 Sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 7. maddesinde; dava açma süresinin özel kanunlarında ayrı süre gösterilmeyen hallerde idare mahkemelerinde altmış gün olduğu belirtilmiş, aynı Kanunun 8. maddesinde; sürelerin; tebliğ, yayın veya ilan tarihini izleyen günden itibaren işlemeye başlayacağı, tatil günlerinin sürelere dahil olduğu kurala bağlanmıştır.

Buna göre ilanı gereken düzenleyici işlemlere karşı; düzenleyici işlemin ilan tarihini izleyen günden itibaren altmış gün içinde veya düzenleyici işlemin uygulanması üzerine, uygulama işleminin tebliğini izleyen günden itibaren altmış gün içinde dava açılabilmektedir.

Dava dosyasının incelenmesinden, 30.12.2014 tarih ve 29221 Sayılı 1. Mükerrer Resmi Gazete’de yayımlanan “Sigorta Acenteleri Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına İlişkin Yönetmeliğin” ve Sigorta Acenteleri Yönetmeliğinin Uygulanmasına İlişkin 2014/8 Sayılı Genelgede Değişiklik Yapılmasına İlişkin Genelgenin iptali istemiyle ilk olarak 21.04.2015 havale tarihli dilekçeyle Erzurum 2. İdare Mahkemesinde dava açıldığı, anılan Mahkemenin 30.04.2015 tarih ve E:2015/455, K:2015/532 Sayılı kararıyla dava dilekçesinin 2577 Sayılı Kanun’un 3. maddesi uyarınca reddine karar verildiği, yenilenen dilekçe üzerine Mahkemece davanın görev yönünden reddine karar verilerek dosyanın Danıştay’a gönderildiği, bu kez Dairemizin 06.07.2015 tarih ve E:2015/2180, K:2015/3565 Sayılı kararıyla iptali istenen yönetmelik hükmünün dava dilekçesinde şüpheye yer bırakmayacak şekilde belirtilmemesi sebebiyle dava dilekçesinin reddine karar verildiği ve son olarak davacı vekili tarafından yenilenen dava dilekçesinde, 30.12.2014 tarih ve 29221 Sayılı 1. Mükerrer Resmi Gazete’de yayımlanan “Sigorta Acenteleri Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına İlişkin Yönetmeliğin” 2. maddesinin 5. fıkras 5. fıkrasının iptalinin istenildiği anlaşılmaktadır.

Olayda, “Sigorta Acenteleri Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına İlişkin Yönetmeliğin” 30.12.2014 tarih ve 29221 Sayılı 1. Mükerrer Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girdiği ve anılan Yönetmeliğe dayanılarak tesis edilen herhangi bir uygulama işleminin bulunmadığı görülmektedir.

Bu durumda, 30.12.2014 tarih ve 29221 Sayılı 1. Mükerrer Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren “Sigorta Acenteleri Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına İlişkin Yönetmeliğin” iptali istemiyle, Yönetmeliğin Resmi Gazetede yayımını izleyen günden itibaren altmış gün içerisinde dava açılması gerekirken, bu süre geçirildikten sonra, 21.04.2015 havale tarihli dilekçeyle Erzurum 2. İdare Mahkemesinde açılan davanın süre aşımı sebebiyle esasının incelenmesine yasal olanak bulunmamaktadır.

SONUÇ : Açıklanan nedenlerle, 2577 Sayılı Kanun’un 15/1-b maddesi uyarınca yasal süresi içinde açılmayan DAVANIN REDDİNE, yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına, kullanılmayan 45,60 TL yürütmeyi durdurma harcı ile artan posta ücretinin istemi halinde davacıya iadesine, bu kararın tebliğini izleyen 30 (otuz) gün içerisinde Danıştay İdari Dava Daireleri Kuruluna temyizen başvurulabileceğinin taraflara duyurulmasına, 27.11.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.


DANIŞTAY 1. DAİRE Esas: 2011/1709 Karar: 2011/2117 Tarih: 22.12.2011

  • İYUK 8. Madde

Hakkında İşleme Konulmama Kararı Verilen : … Büyükşehir Belediye Başkanı

İtiraz Edilen Karar : Şikayetin işleme konulmamasına ilişkin İçişleri Bakanının 27.7.2011 tarih ve İNS:2011.35.1624 sayılı kararı

Karara İtiraz Eden : Şikayetçi … vekili Av. …

Soruşturulacak Eylem :… Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreter Yardımcısı olarak görev yapan şikayetçinin kadrosu uhdesinde kalmak üzere Başkanlık Makamına bağlı olarak görev yapmasına ilişkin 15.9.2010 tarih ve 3720 sayılı işlem ile …‘ta bulunan belediye hizmet binasında oda tahsisine ilişkin 1.11.2010 tarih ve 4401 sayılı işlemin yürütmesinin durdurulmasına ilişkin izmir 4 üncü İdare Mahkemesinin 20.1.2011 tarih ve E:2010/1990 sayılı kararını uygulamamak

Eylem Tarihi : 2011 Yılı

İçişleri Bakanlığının 28.9.2011 tarih ve 24094 sayılı yazısı ekinde gönderilen dosya, içişleri Bakanının 27.7.2011 tarih ve İNS:2011.35.1624 sayılı şikayetin işleme konulmamasına ilişkin kararı ve bu karara yapılan itiraz, Tetkik Hakimi Ayşe Bilge Çapraz’ın açıklamaları dinlenildikten sonra, 4483 sayılı Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkında Kanun uyarınca incelendi;

Gereği Görüşülüp Düşünüldü :

KARAR : 4483 sayılı Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkında Kanunun , soruşturma izni verilmesine ilişkin karara karşı hakkında inceleme yapılan memur veya diğer kamu görevlisinin, soruşturma izni verilmemesine ilişkin karara karşı ise Cumhuriyet başsavcılığı veya şikayetçinin itiraz yoluna gidebileceği ve itiraz süresinin yetkili merciin kararının tebliğinden itibaren on gün olduğu hükme bağlanmıştır.

Dosyanın incelenmesinden, İçişleri Bakanının 27.7.2011 tarih ve İNS:2011.35.1624 sayılı kararının şikayetçi …‘in vekili sıfatıyla Başsavcılığa verilen şikayet dilekçesini imzalayan Av. …‘e 23.8.2011 tarihinde tebliğ edildiği, söz konusu yetkili merci kararına şikayetçinin 25.8.2011 tarihinde vekil tayin ettiği Avukat … tarafından hazırlanan ve 9.9.2011 tarihinde izmir Nöbetçi idare Mahkemesi kaydına giren dilekçe ile Kanunda öngörülen on günlük süre geçirildikten sonra itiraz edildiği anlaşılmıştır.

2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 8 inci maddesinin ( 3 ) üncü bendinde yer alan, bu Kanunda yazılı sürelerin bitmesi çalışmaya ara verme zamanına rastlaması halinde sürenin ara vermenin sona erdiği günü izleyen tarihten itibaren yedi gün uzamış sayılacağı yolundaki hükmün, 2577 sayılı Kanunda düzenlenen idari davalara ilişkin süreler açısından geçerli olduğu açıktır. 4483 sayılı Kanunda ise, 2577 sayılı Kanunun anılan hükümlerine paralel bir düzenlemeye yer verilmediğinden, itiraz süresinin çalışmaya ara vermeden dolayı uzaması yasal yönden olanaklı değildir.

SONUÇ : Açıklanan nedenlerle, 4483 sayılı Kanunun 9 uncu maddesinde belirtilen on günlük itiraz süresi geçirildikten sonra yapılan itirazın süre aşımı nedeniyle reddine, dosyanın karar ekli olarak içişleri Bakanlığına, kararın bir örneğinin şikayetçi vekiline gönderilmesine, 22.12.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.


UYARI

Web sitemizdeki tüm makale ve içeriklerin telif hakkı Av. Baran Doğan’a aittir. Tüm makaleler hak sahipliğinin tescili amacıyla elektronik imzalı zaman damgalıdır. Sitemizdeki makalelerin kopyalanarak veya özetlenerek izinsiz bir şekilde başka web sitelerinde yayınlanması halinde hukuki ve cezai işlem yapılacaktır. Avukat meslektaşların makale içeriklerini dava dilekçelerinde kullanması serbesttir.

Makale Yazarlığı İçin

Avukat veya akademisyenler hukuk makalelerini özgeçmişleri ile birlikte yayımlanmak üzere avukatbd@gmail.com adresine gönderebilirler. Makale yazımında konu sınırlaması yoktur. Makalelerin uygulamaya yönelik bir perspektifle hazırlanması rica olunur.

Paylaş
RSS