Tam Yargı Davalarında Yetki
İYUK Madde 36
İdari sözleşmelerden doğanlar dışında kalan tam yargı davalarında yetkili mahkeme, sırasıyla:
a) Zararı doğuran idari uyuşmazlığı çözümlemeye yetkili,
b) Zarar, bayındırlık ve ulaştırma gibi bir hizmetten veya idarenin herhangi bir eyleminden doğmuş ise, hizmetin görüldüğü veya eylemin yapıldığı yer,
c) Diğer hallerde davacının ikametgahının bulunduğu yer.
İdari mahkemesidir
İdari Yargılama Usulü Kanunu (İYUK) 36. Madde Emsal Danıştay Kararları
DANIŞTAY 15. DAİRE Esas : 2017/2228 Karar : 2017/6562 Tarih : 9.11.2017
- İYUK 36. Madde
Davacı vekili tarafından; 08/10/2015 tarihli müracaatı sonucu GATA Haydarpaşa Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde yapılan tıbbi operasyon ve sonrasındaki tedavi sürecinde davalı idarenin hizmet kusuru bulunduğundan bahisle uğradığı zararın fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 5.000,00 TL maddi, 10.000,00 TL manevi zararın tazmini istemiyle ‘na karşı açılan davada, Askeri Yüksek İdare Mahkemesi 2. Daire Başkanlığı’nca; uyuşmazlığın görüm ve çözümünde genel idari yargının görevli olduğundan bahisle davanın görev yönünden reddi yolunda verilen (Ankara 16. İdare Mahkemesi`nin E:2016/5446 sayılı esasına kaydedildikten sonra ve 30/12/2016 tarih ve K:2016/5718 sayılı kararı ile Dairemize gönderilen) dava dosyası incelenerek gereği görüşüldü:
27 Nisan 2017 tarihinde yürürlüğe giren 6771 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasasında Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunla Anayasaya eklenen Geçici 21. maddenin (E) bendi hükmüyle askeri yargı kaldırılmış ve Askeri Yüksek İdare Mahkemesinde görülmekte olan dosyalardan kanun yolu incelemesi aşamasında olanların Danıştaya, diğer dosyaların ise görevli ve yetkili idari yargı mercilerine bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren 4 ay içinde gönderileceği hükme bağlanmıştır.
Anayasanın 121. maddesi ile 25/10/1983 tarihli ve 2935 sayılı Olağanüstü Hal Kanununun 4. maddesine göre, Cumhurbaşkanının başkanlığında toplanan Bakanlar Kurulunca 15/08/2017 tarihinde kararlaştırılan ve 25.08.2017 tarih ve 30165 sayılı Resmî Gazete`de yayımlanarak yürürlüğe giren 694 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Alınan Tedbirlere İlişkin Kanun Hükmünde Kararname’nin 36. maddesinde ise; kaldırılan askeri yargı mercilerinde görülmekte işi bitmemiş dosyalardan Askeri Yüksek İdare Mahkemesinde kanun yolu incelemesinde olanların Danıştaya, diğerlerinin ise Ankara İdare Mahkemelerine gönderileceği kurala bağlanmıştır.
Uyuşmazlığa ilişkin olarak, “usul kurallarının derhal uygulanırlığı ilkesi” gereğince dava dosyalarının devrini müteakip uyuşmazlığın çözümünde 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu hükümlerinin uygulanacağı hususunda bir duraksama bulunmamaktadır.
27 Nisan 2017 tarihinde yürürlüğe giren 6771 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasasında Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunla Anayasaya eklenen Geçici 21. maddenin (E) bendi hükmüyle askeri yargı kaldırılmıştır. Diğer bir ifadeyle mevcut durumda genel idari yargı ve askeri idari yargı olarak iki ayrı yargı kolu bulunmamaktadır. Bu nedenle; her ne kadar dosyada iki farklı idari yargı koluna ait görevsizlik kararları bulunsa da; 2247 Sayılı Uyuşmazlık Mahkemesi’nin Kuruluş ve İşleyişi Hakkında Kanun`un 14. ve 15. maddeleri gereği görevli yargı yerinin belirlenmesi için talepte bulunabilme imkanı bulunmadığından görevli yargı yeri (Genel) İdari Yargı mercileridir.
2576 sayılı Bölge İdare Mahkemeleri, İdare Mahkemeleri ve Vergi Mahkemelerinin Kuruluşu ve Görevleri Hakkında Kanun’un 1. maddesinde, bu mahkemelerin “genel görevli” mahkemeler olduğu hükme bağlandıktan sonra, aynı Kanunun 5. maddesinde, idare mahkemelerinin, vergi uyuşmazlıklarına ilişkin davalarla ilk derecede Danıştay’da çözümlenecek olanlar dışındaki davalara bakacağı açıklanmış; 2575 sayılı Danıştay Kanunu’nun 24. maddesinde de, ilk derece mahkemesi olarak Danıştay`da görülecek davalar tek tek sayılmıştır.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu`nun 36/b. maddesinde ise, idari sözleşmelerden doğanlar dışında kalan tam yargı davalarında, zarar bir hizmetten veya idarenin herhangi bir eyleminden doğmuş ise, hizmetin görüldüğü veya eylemin yapıldığı yer idare mahkemesinin yetkili olduğu hükmüne yer verilmiştir.
Uyuşmazlık konusu olayda, emekli albay olan davacı ‘e sağlık hizmetinin sunumu İstanbul GATA Haydarpaşa Eğitim ve Araştırma Hastanesi`nde yapılmıştır.
Bu durumda, eksik veya hatalı tedavi hizmetinden doğduğu ileri sürülen zararın tazmini istemi ile açılan davanın görev bakımından; 2575 sayılı Danıştay Kanunu’nun 24. maddesinde belirtilen Danıştay’da ilk derece görülecek dava niteliği taşımadığı ve ilk derece olarak İdare Mahkemeleri’nin görevli olduğu, yer bakımından ise 2577 sayılı Kanun’un yukarıda anılan 36/b maddesi uyarınca son tedavi hizmetinin verildiği GATA Haydarpaşa Eğitim ve Araştırma Hastanesi`nin bulunduğu yer mahkemesi olan İstanbul İdare Mahkemesinin yetkili olduğu sonucuna ulaşılmaktadır.
Açıklanan nedenlerle, Danıştay’da ilk derece olarak görülecek dava niteliği taşımayan davanın görev yönünden reddine, dava dosyasının yetkili İstanbul İdare Mahkemesi`ne gönderilmesine, kararın Ankara 16. İdare Mahkemesi ile taraflara bildirilmesine, 09/11/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
DANIŞTAY 13. DAİRE Esas : 2017/1299 Karar : 2017/1880 Tarih : 8.06.2017
- İYUK 36. Madde
… Ltd. Şti. vekili tarafından, İdari ve Mali İşler Daire Başkanlığı’nca 31.08.2016 tarihinde gerçekleştirilen 2016/305888 ihale kayıt numaralı “Mühendislik Fakültesi 6 Bölümün İhtiyacı Malzeme Alımı” ihalesinde, davacı şirketin 23.08.2016 tarihinde yaptığı şikâyet başvurusunun davalı idarenin 25.08.2016 tarihli yazısı ile reddi üzerine Kamu İhale Kurumu’na yapılan itirazen şikâyet başvurusu için yatırılmak zorunda kalınan 3.372,00.-TL başvuru bedelinin yasal faiziyle birlikte ödenmesi istemiyle ‘ne karşı açılan davada, Konya 2. İdare Mahkemesi Hakimliği’nin 20.02.2017 tarih ve E:2016/1772, K:2017/405 sayılı kararıyla, uyuşmazlığın, davacı şirket tarafından yapılan itirazen şikâyet başvurusunun Kamu İhale Kurulu’nun 28.09.2016 tarih ve 2016/UM.II-2384 sayılı kararıyla kabul edilerek ihalenin iptal edilmesi nedeniyle davacı şirketin Kamu İhale Kurulu’na itirazen şikâyet başvuru bedeli olarak ödediği 3.372,00.-TL’den kaynaklandığı, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 36. maddesinin 1. fıkrasının (a) bendi uyarınca, bu davanın görüm ve çözümünde, davacının kabul edilen itirazen şikâyet başvurusunda, başvuru bedeli ödediği Kamu İhale Kurulu kararına bakmaya yetkili Ankara İdare Mahkemesi’nin yetkili olduğuna karar verildiği; Hakimliği’nin 18.05.2017 tarih ve E:2017/1228, K:2017/1583 sayılı kararıyla da, uyuşmazlığın, idarenin bir hizmetinden kaynaklanması hâlinde, hizmetin görüldüğü yer idare mahkemesinde çözümlenmesi gerektiği, bakılan davada da ihaleye Selçuk Üniversitesi tarafından çıkıldığı, hizmetin bu bağlamda yürütüldüğü, 2577 sayılı Kanun’un 36. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendi uyarınca uyuşmazlığın görüm ve çözümünde ‘nün bulunduğu yerin bağlı olduğu idare mahkemesi olan Konya İdare Mahkemesi’nin yetkili olduğu gerekçesiyle yetkili yargı yerinin belirlenmesi için dosyanın Danıştay Başkanlığı’na gönderilmesi üzerine, ortaya çıkan yetki uyuşmazlığına ilişkin dosya 2577 sayılı Kanun`un 43. maddesi uyarınca incelendi:
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 32. maddesinin 1. fıkrasında, göreve ilişkin hükümlerin saklı kalması koşuluyla, bu Kanun`da veya özel yasalarda yetkili idare mahkemesinin gösterilmemiş olması hâlinde yetkili idare mahkemesinin, idarî işlemi yapan idarî merciin bulunduğu yerdeki idare mahkemesi olduğu belirtilmiş, 36. maddesinde, idari sözleşmelerden doğanlar dışında kalan tam yargı davalarında yetkili mahkemeler sırasıyla sayılmış ve (a) bendinde, yetkili mahkemenin, zararı doğuran idari uyuşmazlığı çözümlemeye yetkili idare mahkemesi olduğu kurala bağlanmıştır.
Dosyanın incelenmesinden; İdari ve Mali İşler Daire Başkanlığı’nca 31.08.2016 tarihinde gerçekleştirilen 2016/305888 ihale kayıt numaralı “Mühendislik Fakültesi 6 Bölümün İhtiyacı Malzeme Alımı” ihalesinde, davacı şirketin 23.08.2016 tarihinde yaptığı şikâyet başvurusunun davalı idarenin 25.08.2016 tarihli yazısı ile reddedilmesi üzerine Kamu İhale Kurumu’na gidildiği, Kamu İhale Kurulu`nun 28.09.2016 tarih ve 2016/UM.II-2384 sayılı kararıyla ihalenin 6. kısmının iptal edildiği, idarece ihalenin hukuka aykırı olarak yapılması nedeniyle dava açılması öncesinde zorunlu bir başvuru yolu olan itirazen şikâyet başvurusunda bulunmak zorunda bırakıldıkları ve bunun için başvuru bedeli ödedikleri ileri sürülerek itirazen şikâyet sırasında ödenmek zorunda kalınan 3.372,00.-TL başvuru bedelinin yasal faiziyle birlikte tazmin edilmesine karar verilmesi istemiyle bakılan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
Olayda, tazminat talebinin, davacı şirket tarafından 23.08.2016 tarihinde yapılan şikâyet başvurusunun reddine ilişkin 25.08.2016 tarihli işleminden kaynaklandığı dikkate alındığında, uyuşmazlığın çözümü yetkisinin davacının şikâyet başvurusunun reddine ilişkin işlemi tesis eden ‘nün bulunduğu yerin bağlı olduğu idare mahkemesi olan Konya İdare Mahkemesi`ne ait olduğu sonucuna varılmıştır.
Açıklanan nedenlerle; dava konusu uyuşmazlığın görüm ve çözümünde KONYA İDARE MAHKEMESİNİN YETKİLİ OLDUĞUNA, dava dosyasının Konya 2. İdare Mahkemesi’ne gönderilmesine, kararın `ne ve taraflara bildirilmesine, 08/06/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
DANIŞTAY 5. DAİRE Esas : 2011/3909 Karar : 2011/3917 Tarih : 6.07.2011
- İYUK 36. Madde
İstanbul İl Emniyet Müdürlüğünde polis memuru olarak görev yapmakta iken hakkında yürütülen soruşturma nedeniyle 657 sayılı Yasa’nın 137. maddesi uyarınca görevden uzaklaştırılan ve daha sonra Aksaray İl Emniyet Müdürlüğü emrine ataması yapılan …‘in haksız olarak görevden uzaklaştırıldığı ve naklen tayin edildiğinden bahisle 40.000,00 TL. manevi, 10.000,00 TL maddi olmak üzere toplam 50.000,00 TL tazminata hükmedilmesi istemiyle İçişleri Bakanlığı`na karşı açılan davada, Ankara 10. İdare Mahkemesi, İstanbul 9. İdare Mahkemesi ve Aksaray İdare Mahkemesi arasında yetki uyuşmazlığı çıkması üzerine gönderilen dosya incelendi, gereği düşünüldü:
Ankara 10. İdare Mahkemesince, 2577 sayılı Yasa`nın 36/a maddesi uyarınca uyuşmazlığın görüm ve çözümünde İstanbul İdare Mahkemesinin yetkili olduğu gerekçesiyle 21.10.2010 günlü, E:2010/2275, K:2010/1606 sayılı kararla dava yetki yönünden reddedilmiştir. İstanbul 9. İdare Mahkemesince, uyuşmazlığın görüm ve çözümünde 2577 sayılı Yasanın 33/3. maddesi uyarınca davacının son görev yerinin bulunduğu idare mahkemesi olan Aksaray İdare Mahkemesinin yetkili olduğuna ilişkin 25.1.2011 günlü, E:2011/92, K:2011/163 sayı ile yetki ret kararı verilmiştir. Bu karar üzerine dosyanın gönderildiği Aksaray İdare Mahkemesince, kamu görevlisinin parasal hakkından kaynaklanan davanın görüm ve çözümünün, 2577 sayılı Yasanın 36/a maddesi uyarınca zararı doğuran idari uyuşmazlığın bulunduğu yer idare mahkemesi olan İstanbul İdare Mahkemesinin yetki alanında bulunduğu yolunda 28.4.2011 günlü, E:2011/628, K:2011/501 sayılı karar verilmiştir:
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu`nun 36/a maddesinde; idari sözleşmelerden doğanlar dışında kalan tam yargı davalarında yetkili mahkemenin zararı doğuran idari uyuşmazlığı çözümlemeye yetkili İdare mahkemesi, 33/1. maddesinde; kamu görevlilerinin atanması ve nakilleri ile ilgili davalarda yetkili mahkemenin, kamu görevlilerinin yeni veya eski görev yeri idare mahkemesi, 33/2. maddesinde ise; kamu görevlilerinin görevlerine son verilmesi, emekli edilmeleri veya görevden uzaklaştırılmaları ile ilgili davalarda yetkili mahkemenin, kamu görevlisinin son görev yaptığı yer idaresi mahkemesi olduğu hükme bağlanmıştır.
Dava, görevden uzaklaştırma ve başka yere atanma işlemlerinden kaynaklandığı ileri sürülen maddi ve manevi zararların tazmini isteğiyle açıldığından, yetki uyuşmazlığının, 2577 sayılı Yasanın, tazminat isteğinin çözümünde yetkili mahkemenin belirlenmesine ilişkin 36/a maddesi hükmü uyarınca karara bağlanması zorunludur.
Görevden uzaklaştırma işlemine karşı açılan davanın çözümünde davacının görevden uzaklaştırıldığı yerdeki mahkemenin yetkili olması, nakil işlemine karşı açılan davada ise hem eski, hem yeni görev yeri mahkemesinin yetkili olması karşısında; her iki işleme de birlikte bakmaya yetkili olan İstanbul İdare Mahkemesinin bu davada yetkili mahkeme olarak kabulü uygun bulunmuştur.
Açıklanan nedenlerle, dava dosyasının, davanın görüm ve çözümünde yetkili olduğu belirlenen İstanbul 9. İdare Mahkemesi`ne ( GÖNDERİLMESİNE ), kararın Ankara 10. İdare Mahkemesi, Aksaray İdare Mahkemesi ve taraflara bildirilmesine, oybirliğiyle karar verildi.
DANIŞTAY 10. DAİRE Esas : 2010/2745 Karar : 2010/3476 Tarih : 22.04.2010
- İYUK 36. Madde
H.S. tarafından, Türk Telekomünikasyon A.Ş. Genel Müdürlüğünde görev yapmakta iken, Tapu Kadastro Samsun 10. Bölge Müdürlüğü emrine tekniker olarak atanan davacı tarafından, Samsun 2. Bölge Tapu Sicil Müdürlüğü emrinde geçici olarak görevlendirilmesine ilişkin işlemin Samsun 1. İdare Mahkemesi’nin 15.03.2007 tarih ve E:2006/3324, K:2007/317 sayılı kararıyla iptal edilmesi üzerine geçici görevlendirme süresince hukuka aykırı olarak çalıştırıldığından bahisle uğranıldığı ileri sürülen 20.000 TL maddi zararın ve 7.000 TL manevi zararın tazmini istemiyle Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü’ne karşı açılan davada, Samsun 1. İdare Mahkemesinin; davacının geçici görevlendirilmesinin hukuka aykırı olup olmadığıyla ilgili olmayan, dolayısıyla bu işleme karşı açılan davada verilen kararla bağlantısı bulunmayan, geçici görevlendirme süresince hizmet sınıfı dışında görevlerde çalıştırıldığı gerekçesiyle tazminat isteminde kaynaklanan uyuşmazlığın çözümünde 2577 sayılı Yasanın 33/3. maddesi uyarınca davacının görev yaptığı yer idare mahkemesi olan Ankara İdare Mahkemesi’nin yetkili olduğuna ilişkin 2.4.2009 tarih ve E:2008/1409, K:2009/262 sayılı kararı ile Ankara 12. İdare Mahkemesi`nin; davacının geçici görevlendirme işleminin iptal edilmesi üzerine bakılmakta olan davanın açıldığı, geçici görev ile çalıştığı dönemde kendisine hukuka aykırı uygulamalar yapıldığından bahisle işlem nedeniyle uğranılan zararların tazmini talebinde bulunduğu, 2577 sayılı Yasanın 12. maddesi uyarınca iptal davası üzerine açılan tam yargı davasının aynı Yasanın 36/(a) maddesi uyarınca zararı doğuran idari uyuşmazlığın çözümünde Samsun İdare Mahkemesinin yetkili olduğuna ilişkin 16.12.2009 tarih ve E:2009/921, K:2009/1680 sayılı yetki ret kararı üzerine ortaya çıkan yetki uyuşmazlığı ile ilgili dosya 2577 sayılı Yasanın 43. maddesi uyarınca incelenerek, gereği görüşüldü:
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu`nun 12. maddesinde; “İlgililer haklarını ihlal eden bir idari işlem dolayısıyla Danıştay’a ve idare ve vergi mahkemelerine doğrudan doğruya tam yargı davası veya iptal ve tam yargı davalarını birlikte açabilecekleri gibi ilk önce iptal davası açarak bu davanın karara bağlanması üzerine, bu husustaki kararın veya kanun yollarına başvurulması halinde verilecek kararın tebliği veya bir işlemin icrası sebebiyle doğan zararlardan dolayı icra tarihinden itibaren dava süresi içinde tam yargı davası açabilirler. Bu halde de ilgililerin 11 nci madde uyarınca idareye başvurma hakları saklıdır.” hükmüne yer verilmiştir. Aynı Yasanın 36. maddesinin (a) bendinde, idari sözleşmelerden doğanlar dışında kalan tam yargı davalarında yetkili mahkemenin, zararı doğuran idari uyuşmazlığı çözümlemeye yetkili idare mahkemesi olduğu kuralı yer almaktadır.
Dava dosyasının incelenmesinden, davacının Türk Telekomünikasyon A.Ş. Genel Müdürlüğü’nde görev yapmakta iken, Tapu Kadastro Samsun 10. Bölge Müdürlüğü emrine tekniker olarak atandığı, daha sonra Samsun Bölge Müdürlüğü tarafından Samsun 2. Bölge Tapu Sicil Müdürlüğü’nde geçici olarak görevlendirildiği, bu işleme karşı açılan davada Samsun 1. İdare Mahkemesi’nin 15.03.2007 tarih ve E:2006/3324, K:2007/317 sayılı kararıyla işlemin iptal edildiği, davacının 1.11.2007 tarihli işlemle Tapu Kadastro Genel Müdürlüğü Strateji Geliştirme Dairesi Başkanlığı`na tekniker olarak atandığı, geçici görevlendirme süresince hizmet sınıfı dışında görevlerde çalıştırıldığından bahisle uğradığını ileri sürdüğü maddi ve manevi zararların tazmini istemiyle bu davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
Bu durumda, davacının geçici görevlendirme işleminin iptali üzerine 2577 sayılı Yasanın 12. maddesi uyarınca geçici görevlendirme süresince hizmet sınıfı dışında görevlerde çalıştırıldığından bahisle uğradığını ileri sürdüğü maddi ve manevi zararların tazmini isteminden kaynaklanan uyuşmazlığın görüm ve çözümünde, 2577 sayılı Yasanın 36/a maddesi uyarınca geçici görevlendirme işlemine ilişkin idari uyuşmazlığı karara bağlayan Samsun İdare Mahkemesi yetkili bulunmaktadır.
Açıklanan nedenlerle, dava konusu uyuşmazlığın görüm ve çözümünde Samsun idare Mahkemesinin yetkili olduğuna, dava dosyasının Samsun 1. İdare Mahkemesi’ne gönderilmesine, kararın Ankara 12. İdare Mahkemelerine ve taraflara bildirilmesine oybirliği ile karar verildi.
DANIŞTAY 15. DAİRE Esas: 2015/3092 Karar: 2015/2374 Tarih: 28.04.2015
- İYUK 36. Madde
Dava; davalı idareye bağlı hastanelerde sunulan sağlık hizmetinin kusurlu işletilmesi dolayısıyla hizmet kusuru bulunduğu iddiasıyla uğranıldığı ileri sürülen maddi ve manevi zararın tazmini istemiyle açılmıştır.
2576 Sayılı Bölge İdare Mahkemeleri, İdare Mahkemeleri ve Vergi Mahkemelerinin Kuruluşu ve Görevleri Hakkında Kanun’un 1. maddesinde, bu mahkemelerin genel görevli mahkemeler olduğu hükme bağlandıktan sonra; aynı Kanun’un 5. maddesinde, idare mahkemelerinin, vergi uyuşmazlıklarına dair davalarla ilk derecede Danıştay’da çözümlenecek olanlar dışındaki davalara bakacağı açıklanmış ve 2575 Sayılı Danıştay Kanunu’nun 24. maddesinde, bakanlıkların düzenleyici işlemleri ile kamu kuruluşları veya kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarınca çıkarılan ve ülke çapında uygulanacak düzenleyici işlemlere karşı açılacak iptal davaları ile birden çok idare mahkemesinin yetki alanına giren işlere karşı açılacak iptal ve tam yargı davalarında Danıştay’ın ilk derece mahkemesi olarak görevli bulunduğu kuralı yer almaktadır.
2577 Sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 15’inci maddesinin2577 Sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 15’inci maddesinin 1. fıkrasının (a) bendinde, dava dilekçeleri üzerine yapılan ilk inceleme sonunda; idari yargının görevli olduğu konularda, görevli veya yetkili olmayan mahkemeye açılan davanın görev veya yetki yönünden reddedilerek, dava dosyasının görevli veya yetkili mahkemeye gönderilmesine karar verileceği; 36/b maddesinde de, idari sözleşmelerden doğanlar dışında kalan tam yargı davalarında, zarar bir hizmetten veya idarenin herhangi bir eyleminden doğmuş ise, hizmetin görüldüğü veya eylemin yapıldığı yer idare mahkemesinin yetkili olduğu hükmüne yer verilmiştir.
Diğer taraftan, yine aynı Kanun’un merci tayini başlıklı 44. maddesinde; yetkili mahkemenin bir davaya bakmasına fiili veya hukuki bir engel çıktığı veya iki mahkemenin yargı çevresi sınırlarında tereddüt edildiği veya iki mahkemenin de aynı davaya bakmaya yetkili olduklarına karar verdikleri hallerde dava dosyalarının, tarafların veya mahkemelerin istemi üzerine merci tayini için, uyuşmazlığın aynı yargı çevresindeki mahkeme veya mahkemeler arasında çıkması halinde, o yargı çevresindeki bölge idare mahkemesine, diğer hallerde Danıştaya gönderileceği; Danıştay ve bölge idare mahkemesinin görevli ve yetkili mahkemeyi kararlaştıracağı,
Danıştay ve bölge idare mahkemesinin bu konuda vereceği kararların kesin olduğu kuralına yer verilmiştir.
Yukarıda yer verilen hükümlerin birlikte değerlendirilmesinden; 2577 Sayılı Kanun’un 44. maddesinde, iki mahkemenin yargı çevresi sınırlarında tereddüt edilmesi merci tayinini gerektiren sebeplerden biri olarak kabul edildiğinden, böyle bir durumda dosyanın merci tayini için Danıştay’a gönderilmesi gerektiği; eğer konu 44. maddeye göre merci tayini ile çözümlenemeyecek ise ve dava iki idare mahkemesinin de yetkisine giriyorsa, davanın 2575 Sayılı Kanun’un 24. maddesi uyarınca ilk derece olarak Danıştay’da görülmesi gerektiği sonucuna varılmaktadır.
Dosyanın incelenmesinden; sol kalça ağrısı şikayetiyle Kulu Devlet Hastanesine başvuran davacıya 14.11.2013 tarihinde yapılan ameliyatla kalça protezi takıldığı, davacının şikayetlerinin devam etmesi sebebiyle 21.11.2013 tarihinde aynı hastanede sol kalça protez revizyon ameliyatı yapıldığı, şikayetlerinin artarak devam etmesi sebebiyle hastanın Ankara’ya sevk edildiği, 29.05.2014 tarihinde Ankara Numune Hastanesinde yapılan ameliyat sonrasında da ağrı ve acıları dinmediği gibi işgücü kaybına maruz kaldığını ileri sürerek maddi ve manevi tazminat ödenmesi istemiyle Kamu Hastaneleri Kurumuna karşı bakılmakta olan davanın açıldığı, Ankara 13. İdare Mahkemesi’nin 24.02.2015 tarih ve E:2015/239, K:2015/290 Sayılı kararıyla; davacının iki defa Kulu İlçesindeki Devlet Hastanesi’nde bir defa ise Ankara Numune Hastanesi’nde ameliyat olduğu, ancak dava dilekçesi içeriğinde genel olarak Konya Kulu Devlet Hastanesi’nde yapılan ameliyatların hatalı olduğunun ileri sürüldüğü, dolayısıyla davanın görüm ve çözümünün sağlık hizmetinin sunulduğu ve davacı tarafından yanlış tedavinin (idari eylem) yapıldığı iddia edilen Kulu Devlet Hastanesi’nin bulunduğu Konya İli’nin bağlı olduğu Konya İdare Mahkemesi’nin yetkisine girdiği gerekçesiyle davanın yetki yönünden reddedilerek dava dosyasının Konya İdare Mahkemesine gönderildiği, Konya 2. İdare Mahkemesi’nin 26.03.2015 tarih ve E:2015/228, K:2015/202 Sayılı kararıyla; davacının iki defa Kulu Devlet Hastanesi’nde, bir defa ise Ankara Numune Hastanesi’nde ameliyat olduğu, hatalı olduğu ileri sürülen sağlık hizmetlerinin iki farklı idari yargı yerinin yetkili olduğu Konya ve Ankara illerinde sunulduğu dikkate alındığında, birden fazla idare mahkemesinin yetki alanına giren uyuşmazlığın 2575 Sayılı Kanun’un 24/1-e maddesi gereğince Danıştay tarafından çözümlenmesi gerektiği sonucuna ulaşıldığı gerekçesiyle davanın 2577 Sayılı İdari Yargılama Usulü Yasası’nın 15/1-a maddesi hükmü uyarınca görev yönünden reddine, dosyanın Danıştay’a gönderilmesine karar verildiği anlaşılmaktadır.
Dava konusu olayda, uyuşmazlığın ilk derece olarak Danıştay’da görülecek olan davalardan olmadığı gibi, zarara neden olduğu ileri sürülen idari eylemlerin birden fazla idare mahkemesinin yetki çevresinde kaldığı görüldüğünden, İdare Mahkemesince, mahkemenin yargı çevresi yönünden oluşan tereddütün giderilmesi yönünden dosyanın 2577 Sayılı Kanun’un 44. maddesi uyarınca, merci tayini için Danıştaya gönderilmesi gerekirken, davanın görev yönünden reddedilerek Danıştay’a gönderilmesinde isabet bulunmamaktadır.
Öte yandan, davacının, idarenin hizmet kusuru sebebiyle uğradığını ileri sürdüğü maddi ve manevi zararın tazminine karar verilmesi istemiyle açılan bu dava, Danıştay’da ilk derece görülecek dava niteliği taşımadığından, uyuşmazlığın görüm ve çözümü yukarıda açıklanan kanun hükümleri uyarınca idare mahkemesinin görev alanı içinde bulunmaktadır.
Bu durumda, davacı tarafından, Kulu Devlet Hastanesinde başlayan hizmet kusurunun, Ankara Numune Hastanesinde devam ederek zarara uğranıldığı iddia edildiğinden, uyuşmazlığın, 2577 Sayılı Kanun’un 36 (b) maddesi uyarınca, sağlık hizmetinin sona erdiği Ankara Numune Hastanesinin yetki sınırları içersinde bulunduğu Ankara İdare Mahkemesince çözümlenmesi gerekmektedir.
SONUÇ : Açıklanan nedenlerle, Danıştay’da ilk derece görülecek dava niteliği taşımayan davanın görev yönünden reddine, 2577 Sayılı Kanun’un 15 . maddesi 1/a fıkrası ve 44. maddesi uyarınca dava dosyasının Ankara 13. İdare Mahkemesine gönderilmesine, 28.04.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
DANIŞTAY 10. DAİRE Esas: 2011/3185 Karar: 2011/1269 Tarih: 31.03.2011
- İYUK 36. Madde
2577 sayılı Yasanın 36/a maddesinde, tam yargı davalarında yetkili mahkemenin zararı doğuran uyuşmazlığı çözümlemeye yetkili yer idare mahkemesi olduğu kurala bağlanmıştır.
Dava konusu olayda da zararın 10.7.2009 tarihinde Erzincan İlinde yapılan mühürleme işleminden kaynaklanması karşısında uyuşmazlığın görüm ve çözümünde 2577 sayılı Yasanın 36/a maddesi uyarınca Sivas İdare Mahkemesi yetkili bulunmaktadır.
SONUÇ : Açıklanan nedenlerle, davanın görüm ve çözümünde Sivas İdare Mahkemesinin yetkili olduğuna, dava dosyasının Sivas İdare Mahkemesine gönderilmesine, kararın Ankara 15. İdare Mahkemesine ve taraflara bildirilmesine, 31.03.2011 tarihinde oybirliği ile karar verildi.
DANIŞTAY 12. DAİRE Esas: 2008/5983 Karar: 2010/4520 Tarih: 28.09.2010
- İYUK 36. Madde
Dava; Halk Bankası A.Ş. Doğu Anadolu Bölge Müdürlüğü emrinde şube müdür yardımcısı olarak görev yapmakta iken Halk Bankası Disiplin Yönetmeliğinin 9/d maddesi uyarınca görevden çıkarma cezası ile cezalandırılmasına ilişkin işlemin mahkeme kararı ile iptaline karar verilmesinden sonra göreve iade edilen davacının, bu işlem nedeniyle uğradığını öne sürdüğü manevi zararların karşılığı olarak 30.000.00 TL manevi zararın tazmini istemiyle açılmıştır.
İzmir 2. İdare Mahkemesinin 18.4.2008 günlü, E:2007/222, K:2008/685 sayılı kararı ile davanın reddine karar verilmiştir.
Davacı; görevden çıkarma işlemine karşı açtığı davanın Erzurum 1. İdare Mahkemesince çözümlendiğini, bakılmakta olan davanın da Erzurum İdare Mahkemesince çözümlenmesi gerektiğini, görevden çıkarma cezası nedeniyle uğradığı üzüntülerin ve elemlerin tazmininin yasal ve anayasal zorunluluk olduğunu öne sürmekte ve kararın temyizen incelenerek bozulmasını istemektedir.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 36/a maddesinde; idari sözleşmelerden doğanlar dışında kalan tam yargı davalarında yetkili mahkemenin, zararı doğuran idari uyuşmazlığı çözümlemeye yetkili idare mahkemesi olduğu, aynı Kanunun 33. maddesinin 2. fıkrasında ise; kamu görevlilerinin görevine son verilmesi, emekli edilmeleri veya görevden uzaklaştırılmaları ile ilgili davalarda yetkili mahkemenin, kamu görevlisinin son görev yaptığı yer idare mahkemesi olduğu kurala bağlanmıştır.
Dava dosyasının incelenmesinde; davacının, T. 28.09.2010Halk Bankası A.Ş. Doğu Anadolu Bölge Müdürlüğü emrinde şube müdür yardımcısı olarak görev yapmakta iken 29.6.2000 günlü işlemle T. 28.09.2010 Halk Bankası Disiplin Yönetmeliğinin 9/d maddesi uyarınca görevden çıkarma cezası ile cezalandırıldığı, bu işlemin iptali istemiyle açılan davada, Erzurum 1. İdare Mahkemesinin 30.5.2006 günlü, E:2006/1279, K:2006/1257 sayılı kararı ile dava konusu işlemin iptaline karar verildiği, görevden çıkarma cezası ile cezalandırılmasına ilişkin işlem nedeniyle uğranıldığı öne sürülen elem ve üzüntülerin karşılığı olarak 30.000.00 TL manevi zararın faizi ile birlikte tazmini istemiyle bakılmakta olan davayı açtığı anlaşılmaktadır.
Bu durumda, manevi zararı doğuran idari uyuşmazlık Erzurum 1. İdare Mahkemesince çözümlendiğinden, bu uyuşmazlıktan kaynaklanan tam yargı davasının da yukarıda aktarılan yasa hükmü uyarınca Erzurum İdare Mahkemesince çözümlenmesi gerekeceğinden, davanın yetki yönünden reddi suretiyle dosyanın Erzurum İdare Mahkemesine gönderilmesi gerekirken esası hakkında karar verilmesinde hukuka uyarlık bulunmamaktadır.
SONUÇ : Açıklanan nedenlerle, davacının temyiz isteminin kabulüyle İzmir 2. İdare Mahkemesince verilen 18.4.2008 günlü, E:2007/222, K:2008/685 sayılı kararın, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49. maddesinin 1/a fıkras 1/a fıkrası uyarınca bozulmasına, aynı maddenin 3622 sayılı Yasa ile değişik 3. fıkrası gereğince ve yukarıda belirtilen nedenler gözetilmek suretiyle yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın adı geçen Mahkemeye gönderilmesine, 28.09.2010 tarihinde oybirliği ile karar verildi.
UYARI
Web sitemizdeki tüm makale ve içeriklerin telif hakkı Av. Baran Doğan’a aittir. Tüm makaleler hak sahipliğinin tescili amacıyla elektronik imzalı zaman damgalıdır. Sitemizdeki makalelerin kopyalanarak veya özetlenerek izinsiz bir şekilde başka web sitelerinde yayınlanması halinde hukuki ve cezai işlem yapılacaktır. Avukat meslektaşların makale içeriklerini dava dilekçelerinde kullanması serbesttir.
Makale Yazarlığı İçin
Avukat veya akademisyenler hukuk makalelerini özgeçmişleri ile birlikte yayımlanmak üzere avukatbd@gmail.com adresine gönderebilirler. Makale yazımında konu sınırlaması yoktur. Makalelerin uygulamaya yönelik bir perspektifle hazırlanması rica olunur.