0 212 652 15 44
Çalışma Saatlerimiz
Hafta İçi 09.00 - 18.00

Kararların Saklanması ve Tebliği

İYUK Madde 25

Kararın mahkeme başkanı ve üyeleri veya hakimi tarafından imzalı asıllarından biri, karar dosyasına, diğeri de dava dosyasına konur; mahkeme mührü ve başkan yahut hakim, Danıştayda daire veya kurul başkanı veya görevlendireceği bir üye imzasıyla tasdikli birer örneği de taraflara tebliğ edilir.



İdari Yargılama Usulü Kanunu (İYUK) 25. Madde Emsal Danıştay Kararları


DANIŞTAY 11. DAİRE Esas: 2013/6585 Karar: 2013/4571 Tarih: 06.05.2013

  • İYUK 25. Madde

Davalı İdarece temyizen incelenerek bozulması istenilen Ankara 7. İdare Mahkemesi’nin 31.1.2012 gün ve E:2011/897; K:2012/150 Sayılı kararının temyiz edilmemiş sayılmasına dair Ankara 7. İdare Mahkemesi’nin 31.5.2012 gün ve E:2011/897 Sayılı kararının, usule uygun olmayan bir şekilde “Ara Kararı” başlığı altında yazılmış olmasına ve sadece esas numarasının bulunmasına karşın, dosya içeriğinden temyiz numarasının T:2012/187 olduğu anlaşıldığından; temyiz istemi, Ankara 7. İdare Mahkemesi’nin 31.5.2012 gün ve E:2011/897; K:2012/150; T:2012/187 Sayılı kararına dair kabul edilmek suretiyle dosya incelendi:

Dosyanın incelenmesinden, Dr. A… Onkoloji Eğitim ve Araştırma Hastanesinde 657 Sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 4/B maddesi uyarınca sözleşmeli hemşire olarak görev yapan davacı tarafından, Gazi Üniversitesi Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksek Okulunun Tıbbi Laboratuvar Bölümü ön lisans programını bitirmiş olması nedeniyle, sözleşme ücreti ve döner sermaye ek ödemesinin yeni öğrenim durumuna göre belirlenmesi istemiyle yapılan başvurunun reddine dair işlemin iptali ile yoksun kaldığı mali haklarının İdareye başvuru tarihinden itibaren hesaplanacak yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istemiyle açılan davada; davaya konu işlemin iptali ve davacının mali haklarının ödenmesi isteminin kabulüyle davaya konu işlem sebebiyle yoksun kaldığı parasal hakların İdareye başvuru tarihinden itibaren hesaplanacak yasal faizi ile birlikte davacıya ödenmesi yolunda verilen Mahkeme kararının davalı İdareyi temsilen Av. M. K. Ç. tarafından imzalanan dilekçeyle temyiz edildiği; idare Mahkemesince, 3.5.2012 gün ve E:2011/897 Sayılı Ara Kararı ile, Ankara Valiliği tarafından verilen temyiz dilekçesinin Av. M. K. Ç. tarafından imzalandığı; anılan avukatın Sağlık Bakanlığı avukatı olduğu, ancak Ankara Valiliğinin avukatı olduğuna dair vekaletnamenin dilekçe ekinde bulunmadığı; Av. M. K. Ç.’nın Ankara Valiliğini temsile yetkili olduğuna dair vekaletname varsa aslının veya onaylı bir örneğinin eklendiği veya böyle bir vekaletname yok ise Ankara Valiliğini temsile yetkili olan Valinin imzaladığı dilekçeyle yeniden temyiz talebinde bulunulması gerektiği belirtilerek 15 gün içinde yenilenmek üzere temyiz dilekçesinin reddine karar verildiği; yenilenen temyiz dilekçesinin de Av. M. K. Ç. tarafından imzalandığı ve dilekçe ekinde Ankara Valiliğini temsile yetkili olduğuna dair Valilik “olur”unun sunulduğu; İdare Mahkemesince, valilik olurunun vekalet ilişkisi doğuracak nitelikte bulunmadığı gerekçesiyle kararın temyiz edilmemiş sayılmasına karar verildiği ve bu kararın davalı İdarece temyiz edildiği anlaşılmaktadır.

2.11.2011 tarih ve 28103 Sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 659 Sayılı Genel Bütçe Kapsamındaki Kamu İdareleri ve Özel Bütçeli İdarelerde Hukuk Hizmetlerinin Yürütülmesine İlişkin Kanun Hükmünde Kararname’nin 3. maddesinde, İdarelerin taraf oldukları davaların, usul ekonomisine uygun olarak, imkanlar ölçüsünde idarelerde istihdam edilen hukuk müşavirleri ve avukatları tarafından takibi hususuna dikkat çekilerek, 4. maddesinde, hukuk birimlerinin İdarelerde muhakemat hizmetleri ile hukuk danışmanlığına dair iş ve işlemleri yürütmekle görevli ve sorumlu oldukları belirtilerek, hukuk birimlerinin muhakemat hizmetleri kapsamında; İdarenin taraf olduğu adli ve idari davalarda, iç ve dış tahkim yargılamasında, icra işlemlerinde ve yargıya intikal eden diğer her türlü hukuki uyuşmazlıklarda idareyi temsil edeceği, dava ve icra işlemlerini vekil sıfatı ile takip edeceği kuralına yer verilmiştir.

Öte yandan, 5442 Sayılı İl İdaresi Kanunu’nun 4. maddesinin 1. fıkras 1. fıkrasında “İl genel idaresinin başı ve mercii validir. Bakanlıkların kuruluş kanunlarına göre illerde lüzumu kadar teşkilat bulunur. Bu teşkilatın her birinin başında bulunanlar il idare şube başkanlarıdır. Bunların emri altında çalışanlar ilin 2. derecede memurlarıdır. Bu teşkilat valinin emri altındadır.” kuralı yer almış, valilerin görev ve yetkilerinin sayıldığı 9. maddesinde ise valinin ilde Devletin ve hükümetin temsilcisi ve ayrı ayrı her bakanın mümessili ve bunların idari ve siyasi yürütme vasıtası olduğu, bu sıfatla, valilerin, ilin genel idaresinden her bakana karşı ayrı ayrı sorumlu oldukları, bakanların, bakanlıklarına ait işleri için valilere re’sen emir ve talimat verecekleri kurala bağlanmıştır.

Dava konusu olayda, Ankara Valiliği İl Sağlık Müdürlüğü Avukatlık Hizmetleri Biriminde görev yapan Av. M. K. Ç., 23.3.2012 tarihli Valilik Oluru ile Ankara İl Sağlık Müdürlüğünün ve bağlı birimlerinin iş ve işlemlerinden dolayı Ankara Valiliği aleyhine veya Ankara Valiliği tarafından açılan davaların adli ve idari yargı mercileri ve icra daireleri nezdindeki her türlü yargılama işlemlerinde 5442 Sayılı İl İdaresi Kanunu uyarınca Valiliği temsile yetkili kılınmıştır.

Bu durumda, uyuşmazlığın, sözleşmeli sağlık personeli olan davacının bitirdiği üst öğrenim sebebiyle sözleşme ücretinin arttırılıp arttırılamayacağından kaynaklandığı ve 659 Sayılı Kanun Hükmünde Kararname’nin yukarda yer verilen kuralları ile 5442 Sayılı İl İdaresi Kanunu ile valililere tanınan yetkiler dikkate alındığında; bakılmakta olan davada, Av. M. K. Ç.’nın Ankara Valiliğini temsile yetkili olduğu tartışmasız olduğundan, İdare Mahkemesince adı geçen avukatın Valiliği temsile yetkili olmadığı gerekçesiyle, temyiz isteminde bulunulmamış sayılması yolunda verilen kararda usul hukukuna uyarlık bulunmamaktadır.

Öte yandan, 2577 Sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun “Kararların Saklanması ve Tebliği” başlıklı 25. maddesinde “… Kararın mahkeme başkanı ve üyeleri veya hakimi tarafından imzalı asıllarından biri, karar dosyasına, diğeri de dava dosyasına konur; mahkeme mührü ve başkan yahut hakim, Danıştay’da daire veya kurul başkanı veya görevlendireceği bir üye imzasıyla tasdikli birer örneği de taraflara tebliğ edilir.” kuralına yer verilmiş olup; anılan kurala aykırı olarak İdare Mahkemesince, temyize konu, temyiz edilmemiş sayılması yolundaki kararın da davacıya tebliğ edilmediği anlaşılmakla birlikte; bu aşamada, bu eksik tebligatın tamamlanması gerekli bulunmamaktadır.

SONUÇ : Açıklanan nedenlerle, davalı İdarenin temyiz isteminin kabulüyle, Mahkeme kararının BOZULMASINA; dosyanın, davalı İdarenin Ankara 7. İdare Mahkemesi’nin 31.1.2012 gün ve E:2011/897; K.2012/150 Sayılı kararına dair temyiz dilekçesi davacıya tebliğ edilerek Danıştay’a gönderilmek üzere adı geçen Mahkemeye gönderilmesine, 06.05.2013 tarihinde oybirliği ile karar verildi.


UYARI

Web sitemizdeki tüm makale ve içeriklerin telif hakkı Av. Baran Doğan’a aittir. Tüm makaleler hak sahipliğinin tescili amacıyla elektronik imzalı zaman damgalıdır. Sitemizdeki makalelerin kopyalanarak veya özetlenerek izinsiz bir şekilde başka web sitelerinde yayınlanması halinde hukuki ve cezai işlem yapılacaktır. Avukat meslektaşların makale içeriklerini dava dilekçelerinde kullanması serbesttir.

Makale Yazarlığı İçin

Avukat veya akademisyenler hukuk makalelerini özgeçmişleri ile birlikte yayımlanmak üzere avukatbd@gmail.com adresine gönderebilirler. Makale yazımında konu sınırlaması yoktur. Makalelerin uygulamaya yönelik bir perspektifle hazırlanması rica olunur.

Paylaş
RSS