0 212 652 15 44
Çalışma Saatlerimiz
Hafta İçi 09.00 - 18.00

Şikâyet ve İtiraz

İnfaz Kanunu Madde 52

(1) Disiplin cezalarına ve tedbirlerine karşı şikâyet ve itiraz durumunda 16.5.2001 tarihli ve 4675 sayılı İnfaz Hâkimliği Kanunu hükümleri uygulanır.

(2) Diğer mevzuattan kaynaklanan dilekçe ve şikâyet hakkı saklıdır.



İnfaz Kanunu Madde 52 Gerekçesi

Disiplin ceza ve tedbirlerine karşı yapılacak şikâyet ve itirazlarda, 16/5/2001 tarihli ve 4675 sayılı İnfaz Hâkimliği Kanunu hükümlerinin uygulanacağı belirtilmiştir.


İnfaz Kanunu 52. Madde Emsal Yargıtay Kararları


YARGITAY 1. CEZA DAİRESİ Esas : 2016/5450 Karar : 2017/1480 Tarih : 8.05.2017

- İnfaz Kanunu 52. Madde

Anamur Açık Ceza İnfaz Kurumunda hükümlü olarak bulunan …‘in, firar etmek eylemi nedeniyle 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanunun 44/3-ı maddesine aykırı hareket etmekten dolayı “11 gün hücreye koyma” disiplin cezası ile cezalandırılmasına dair anılan Ceza İnfaz Kurumu Disiplin Kurulu Başkanlığının 26/11/2014 tarihli ve 2014/269 sayılı Kararına yönelik şikayetin reddine ilişkin Silifke İnfaz Hâkimliğinin 02/02/2015 tarihli ve 2014/1014 esas, 2014/1015 sayılı Kararına karşı yapılan itirazın reddine dair Silifke Ağır Ceza Mahkemesinin 13/03/2015 tarihli ve 2015/142 değişik iş sayılı Kararını müteakip, disiplin cezasının 07/05/2015-18/05/2015 tarihleri arasında infaz edilmesi üzerine, hükümlünün disiplin cezasının geç infaz edilmesi nedeniyle yaşadığı mağduriyetinin giderilmesi talebinin reddine dair Silifke İnfaz Hâkimliğinin 26/02/2016 tarihli ve 2016/139 esas, 2016/149 sayılı Kararına karşı yapılan itirazın kezâ reddine ilişkin Silifke Ağır Ceza Mahkemesinin 18/03/2016 tarihli ve 2016/338 değişik iş sayılı Kararı ile ilgili olarak;

5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanunun 52/1. maddesindeki “Disiplin cezalarına ve tedbirlerine karşı şikâyet ve itiraz durumunda 16/05/2001 tarihli ve 4675 sayılı İnfaz Hâkimliği Kanunu hükümleri uygulanır”,

4675 sayılı İnfaz Hâkimliği Kanununun “İnfaz hakimliğinin görevleri” başlıklı 4/3. maddesindeki “Hükümlü ve tutuklular hakkında alınan disiplin tedbirleri ve verilen disiplin cezalarının kanun, tüzük veya yönetmelik hükümleri ile genelgelere aykırı olduğu iddiasıyla yapılan şikâyetleri incelemek ve karara bağlamak”,

Aynı Kanunun 6. maddesinin 2, 3, 4 ve 5. fıkralarındaki “Şikayet başvurusu üzerine infaz hakimi, duruşma yapmaksızın dosya üzerinden bir hafta içinde karar verir; ancak, gerek gördüğünde karar vermeden önce şikayet konusu işlem veya faaliyet hakkında resen araştırma yapabilir ve ilgililerden bilgi ve belge isteyebilir; ayrıca ceza infaz kurumu ve tutukevi ile ilgili Cumhuriyet savcısının da yazılı görüşünü alır. İnfaz hakimi, inceleme sonunda şikayeti yerinde görmezse reddine; yerinde görürse, yapılan işlemin iptaline ya da faaliyetin durdurulmasına veya ertelenmesine karar verir.” hükümleri ile birlikte değerlendirildiğinde, infaz hakimliğinin, şikayet başvurusu üzerine bir hafta içinde karar vermesi gerektiği, ancak bu durumun disiplin cezasının sıhhatine engel olmayacağı cihetle yapılan incelemede;

Disiplin cezasına itirazın geç sonuçlanmasının ve cezanın geç infaz edilmesinin hükümlüden kaynaklanmadığı için ona yükletilemeyeceği, dolayısıyla disiplin cezasına

itirazın incelenmesindeki ve geç infaz edilmesindeki gecikme nedeniyle, cezanın silinmesi için gereken sürenin de uzamasından dolayı oluşacak mağduriyetin, mahkemesince disiplin cezasının infaz edilme tarihinin öne çekilmesi suretiyle giderilebileceği gözetilmeden, itirazın bu yönden kabulü yerine, yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmediğinden bahisle 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğünün 26.09.2016 gün ve 94660652-105-33-6982-2016-Kyb sayılı yazılı istemlerine müsteniden Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının tebliğnamesi ile Dairemize ihbar ve dava evrakı gönderilmekle, incelenerek gereği düşünüldü;

TÜRK MİLLETİ ADINA

Hükümlünün disiplin cezasının geç infaz edilmesi nedeniyle yaşadığı mağduriyetinin giderilmesi talebinin reddine dair Silifke İnfaz Hâkimliğinin 26/02/2016 tarihli ve 2016/139 esas, 2016/149 sayılı Kararına karşı yaptığı itirazın Silifke Ağır Ceza Mahkemesinin 18/03/2016 tarihli ve 2016/338 değişik iş sayılı Kararı ile kabul edilerek, Silifke İnfaz Hakimliğinin 26/02/2016 tarihli, 2016/139 esas ve 2016/149 sayılı Kararının kaldırılmasına karar verildiği halde kanun yararına bozma isteminde reddine karar verildiği gerekçesiyle bu karara yönelik olarak kanun yararına bozma isteminde bulunulduğu anlaşılmakla; bu istemin maddi bir hata sonucumu olduğu, hükümlü hakkında verilen hangi karara ilişkin olarak kanun yararına bozma yoluna gidilmek istendiği konusunda değerlendirme yapılması ve fiili duruma uygun şekilde istem yazısı ve tebliğname düzenlendikten sonra dosyanın incelenmek üzere Dairemize gönderilmesi amacıyla Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 08/05/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.


YARGITAY 1. CEZA DAİRESİ Esas : 2016/4263 Karar : 2017/100 Tarih : 23.01.2017

- İnfaz Kanunu 52. Madde

İzmir Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda hükümlü olarak bulunan …`in, kurumda, korku, kaygı veya panik yaratabilecek şekilde söz söylemek veya davranışta bulunmak eylemi nedeniyle, 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanunun 43/2-d maddesine aykırı hareket etmekten dolayı “1 ay süre ile ziyaretçi kabulünden yoksun bırakma” disiplin cezası ile cezalandırılmasına dair İzmir Kapalı Ceza İnfaz Kurumu Disiplin Kurulu Başkanlığının 18/05/2015 tarihli ve 2015/713 sayılı kararına yönelik şikayetin reddine ilişkin İzmir 1. İnfaz Hakimliğinin 07/07/2015 tarihli ve 2015/3051 esas, 2015/3643 sayılı kararına karşı yapılan itirazın reddine dair İzmir 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 26/08/2015 tarihli ve 2015/950 değişik iş sayılı kararını müteakip, disiplin cezasının 07/10/2015-02/11/2015 ve 04/11/2015-08/11/2015 tarihleri arasında infaz edilmesi üzerine, hükümlünün disiplin cezasının geç infaz edilmesi nedeniyle şartla tahliye tarihinde gecikme yaşadığından mağduriyetinin giderilmesi talebinin kabulüne dair İzmir 1. İnfaz Hakimliğinin 10/12/2015 tarihli ve 2015/6571 esas, 2015/6841 sayılı kararına karşı yapılan itirazın kabulü ile anılan kararın kaldırılmasına ilişkin İzmir 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 31/12/2015 tarihli ve 2015/1563 değişik iş sayılı kararı ile ilgili olarak;

5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanunun 52/1. maddesindeki “Disiplin cezalarına ve tedbirlerine karşı şikayet ve itiraz durumunda 16/05/2001 tarihli ve 4675 sayılı İnfaz Hakimliği Kanunu hükümleri uygulanır”, 4675 sayılı İnfaz Hakimliği Kanununun “İnfaz hakimliğinin görevleri” başlıklı 4/3. maddesindeki “Hükümlü ve tutuklular hakkında alınan disiplin tedbirleri ve verilen disiplin cezalarının kanun, tüzük veya yönetmelik hükümleri ile genelgelere aykırı olduğu iddiasıyla yapılan şikayetleri incelemek ve karara bağlamak”, aynı Kanun’un 6. maddesinin 2, 3, 4 ve 5. fıkralarındaki “Şikayet başvurusu üzerine infaz hakimi, duruşma yapmaksızın dosya üzerinden bir hafta içinde karar verir; ancak, gerek gördüğünde karar vermeden önce şikayet konusu işlem veya faaliyet hakkında re`sen araştırma yapabilir ve ilgililerden bilgi ve belge isteyebilir; ayrıca ceza infaz kurumu ve tutukevi ile ilgili Cumhuriyet savcısının da yazılı görüşünü alır. İnfaz hakimi, inceleme sonunda şikayeti yerinde görmezse reddine; yerinde görürse, yapılan işlemin iptaline ya da faaliyetin durdurulmasına veya ertelenmesine karar verir.”

hükümleri ile birlikte değerlendirildiğinde, infaz hakimliğinin, şikayet başvurusu üzerine bir hafta içinde karar vermesi gerektiği, ancak bu durumun disiplin cezasının sıhhatine engel olmayacağı cihetle yapılan incelemede;

Disiplin cezasına itirazın geç sonuçlanmasının ve cezanın geç infaz edilmesinin hükümlüden kaynaklanmadığı için ona yükletilemeyeceği, dolayısıyla disiplin cezasına itirazın incelenmesindeki ve geç infaz edilmesindeki gecikme nedeniyle, cezanın silinmesi için gereken sürenin de uzamasından dolayı oluşacak mağduriyetin, mahkemesince disiplin cezasının infaz edilme tarihinin öne çekilmesi suretiyle giderilebileceği gözetilmeden, itirazın bu yönden reddi yerine, yazılı şekilde kabulüne karar verilmesinde isabet görülmediğinden bahisle 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü`nün 15/03/2016 gün ve 94660652-105-52-9429-2014-Kyb sayılı yazılı istemlerine müsteniden Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının tebliğnamesi ile Dairemize ihbar ve dava evrakı gönderilmekle, incelenerek gereği düşünüldü;

TÜRK MİLLETİ ADINA

Kanun yararına bozma talebine dayanılarak Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen tebliğnamedeki bozma isteği incelenen dosya kapsamına göre yerinde görüldüğünden, İzmir 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 31/12/2015 tarihli ve 2015/1563 değişik iş sayılı kararının 5271 sayılı CMK`nun 309. maddesi uyarınca KANUN YARARINA BOZULMASINA, diğer işlemlerin yapılabilmesi için dosyanın Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 23/01/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.


YARGITAY 3. CEZA DAİRESİ Esas : 2006/13651 Karar : 2006/9194 Tarih : 30.11.2006

- İnfaz Kanunu 52. Madde

Ayvalık K-2 Tipi Ceza İnfaz Kurumunda hükümlü olarak bulunduğu sırada cep telefonu kullanmaktan dolayı hakkında anılan cezaevi disiplin Kurulu Başkanlığının 18.08.2005 tarihli ve 2005/02-92 sayılı kararı ile verilen 11 gün hücre hapsine dair kararın infazını müteakip hükümlü hakkındaki şartla tahliye tarihinin hücre hapsi cezasının infaz edildiği tarih mi, yoksa onay tarihi mi esas alınarak hesaplanacağı yönündeki tereddütün giderilmesine yönelik Havran Cumhuriyet Başsavcılığının talebi üzerine, konu hakkında bir karar verilmesine yer olmadığına dair, Burhaniye İnfaz Hakimliğinin 4.09.2006 tarihli ve 2006/25-26 sayılı kararına yönelik itirazın reddine, hücre cezasının infazı tarihinden itibaren bir yıllık sürenin sonunda hükümlünün şartla tahliye edilebileceğinin mümkün olduğuna ilişkin, Burhaniye Ağır Ceza Mahkemesinin 11.09.2006 tarih ve 2006/788 müteferrik sayılı kararına karşı Adalet Bakanı 01.06.2006 gün ve 050379 sayılı yazı ile kanun yararına bozma isteminde bulunduğundan bu işe ait infaz dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısının 15.11.2006 gün ve K.Y.B. 2006/275122 sayılı ihbarnamesiyle Dairemize gönderilmekle incelendi. Mezkur İhbarname ile, 01.06.2005 tarihinde yürürlüğe giren 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun’un 48/3-a maddesi, 1. cümlesinde yer alan “hücreye koyma cezasının infazına, infaz hakiminin onayı ile başlanır.” şeklindeki düzenlemenin kesinleşmiş hücre cezaları için geçerli olduğu, anılan kanunun 52. maddesi yollamasıyla disiplin cezalarına karşı şikayet ve itiraz durumunda 4675 sayılı İnfaz Hakimliği Kanunu’nun ilgili hükümleri uygulanacağı, keza anılan konunun 5. maddesinde işlem ve faaliyetin öğrenildiği tarihten itibaren onbeş gün içinde şikayet yoluyla infaz hakimliğine başvurulabileceği, bu karara karşı da tebliğinden itibaren bir hafta içinde Ağır Ceza Mahkemesine itiraz yoluna gidilebileceği şeklindeki düzenleme karşısında, Ayvalık K-2 Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu Disiplin Kurulu Başkanlığınca verilen 18.08.2005 tarihli ve 2005/02-92 sayılı 11 gün hücre hapsi cezasına ilişkin karara karşı hükümlüğün süresi içerisinde yaptığı şikayetin reddine dair, Burhaniye İnfaz Hakimliğinin 7.09.2005 tarihli ve 2005/20-20 sayılı kararına, keza itirazın reddine ilişkin, Burhaniye Ağır Ceza Mahkemesi’nin 05.10.2005 tarihli ve 2005/1279 müteferrik sayılı karan üzerine hükümlünün hücre hapis cezasının infaz hakimliğinden onay alınmaksızın 15.11.2005 tarihinde infazına başlanıp 26.11.2005 tarihinde bitirilmesinde isabet görülmemiş ise de, hücre hapsinin yerine getirilmiş olması ve Şartla Tahliye tarihinin buna göre hesaplanacak olması sebebiyle bu eksiklik Kanun Yararına Bozma konusu yapılmamış olmakla birlikte Havran Cumhuriyet Başsavcılığınca şartla tahliye tarihinin hangi tarihten itibaren hesap edilmesi gerektiği yönündeki talebi üzerine Burhaniye infaz Hakimliğince verilen “infaz hakimliğimizin bu konuda yetkili ve görevli olmadığından bahisle bir karar verilmesine yer olmadığına” dair kararın usul ve yasaya uygun olduğu, keza şartla tahliye talebinin hükmü veren mahkemeden veya infazın yapıldığı yerdeki eş değer mahkemesinden alınması gerektiği gözetilmeksizin itirazın reddi yerine yazılı şekilde karar verilmesinde, isabet görülmediğinden bahisle 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu`nun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumunun ihbar olunduğu anlaşıldı. Gereği görüşülüp düşünüldü:

İnfazla ilgili mahkumiyet hükmünün yorumunda veya çektirilecek cezanın hesabında duraksama olduğu hallerde 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkındaki Kanunun 98. ve 101. maddelerine göre hükmü veren mahkemeden karar istenir. Bu mahkemece verilen kararlar itirazı kabil kararlardandır. Somut olayda Havran Cumhuriyet Başsavcılığının talebi şartla tahliye hususundaki tereddütle ilgilidir. İnfaz hakiminin bu konuda yetkisi yoktur. Bu itibarla

SONUÇ: Burhaniye Ağır Ceza Mahkemesinin itirazın reddine dair kararı yasaya uygundur. Açıklanan nedenlerle Adalet Bakanının Kanun Yararına Bozma isteyen yazışma dayanan ihbarnamede ileri sürülen düşünce yerinde görülmediğinden talebin REDDİNE, dosyanın mahalline gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 30.11.2006 gününde oybirliği ile karar verildi.


UYARI

Web sitemizdeki tüm makale ve içeriklerin telif hakkı Av. Baran Doğan’a aittir. Tüm makaleler hak sahipliğinin tescili amacıyla elektronik imzalı zaman damgalıdır. Sitemizdeki makalelerin kopyalanarak veya özetlenerek izinsiz bir şekilde başka web sitelerinde yayınlanması halinde hukuki ve cezai işlem yapılacaktır. Avukat meslektaşların makale içeriklerini dava dilekçelerinde kullanması serbesttir.

Makale Yazarlığı İçin

Avukat veya akademisyenler hukuk makalelerini özgeçmişleri ile birlikte yayımlanmak üzere avukatbd@gmail.com adresine gönderebilirler. Makale yazımında konu sınırlaması yoktur. Makalelerin uygulamaya yönelik bir perspektifle hazırlanması rica olunur.

Paylaş
RSS