0 212 652 15 44
Çalışma Saatlerimiz
Hafta İçi 09.00 - 18.00

Ziyaretçi Kabulünden Yoksun Bırakma

İnfaz Kanunu Madde 43

(1) Ziyaretçi kabulünden yoksun bırakma cezası, hükümlünün bir aydan üç aya kadar ziyaretçi görüşüne çıkarılmamasıdır.

(2) Ziyaretçi kabulünden yoksun bırakma cezasını gerektiren eylemler şunlardır:

a) Sayım yapılmasına karşı çıkmak.

b) Aramaya karşı çıkmak.

c) Sevke, nakle veya bunlarla ilgili olarak alınacak tedbirlere karşı çıkmak.

d) Kurumda korku, kaygı veya panik yaratabilecek biçimde söz söylemek veya davranışta bulunmak.

e) Hükümlülerin haberleşmelerini, ziyaretçileriyle görüşmelerini, iyileştirme ve eğitim programları çerçevesinde eğitim ve spor, meslek kazandırma ve işyurdu çalışmaları ile diğer sosyal ve kültürel faaliyetlere katılmalarını, kurum hekimince muayene ve tedavi edilmelerini, avukat tayin etmelerini, mahkemelere veya Cumhuriyet Başsavcılıklarına gitmelerini, kurum görevlileri ile görüşmelerini, salıverilenlerin kurum dışına çıkmalarını her ne suretle olursa olsun engellemek, hükümlü ve tutukluları bu fiillere teşvik etmek, bu yolda talimat vermek, mevzuatın hükümlü ve tutuklulara tanıdığı sair her türlü görüşme ve temas olanaklarını engellemek.

f) Kumar ve benzeri oyunlar oynamak veya oynatmak.

g) (Ek: 20/11/2017-KHK-696/101 md.; Aynen kabul: 1/2/2018-7079/95 md.) Ceza infaz kurumu idaresince verilen kıyafetleri giymemek veya verilen kıyafetlere kasten zarar vermek.

(3) Resmî ve yetkili merciler ile avukatlar ve yasal temsilcilerle görüşmelerde bu madde hükmü uygulanmaz.



İnfaz Kanunu Madde 43 Gerekçesi

Hükümlüler yönünden dışarıyla ilişkiler ve özellikle ziyaretçilerle görüşme en önemli haklardan biridir.

Tüzükte gösterilen nedenlerle, hükümlülerin bir aydan üç aya kadar bu haktan yoksun bırakabilecekleri öngörülmüştür.

Ancak resmî ve yetkili merciler ve avukatlar ile yasal temsilcilerle görüşmelerde bu hüküm uygulanmayacaktır.


İnfaz Kanunu 43. Madde Emsal Yargıtay Kararları


YARGITAY 1. CEZA DAİRESİ Esas : 2017/1221 Karar : 2017/2259 Tarih : 12.06.2017

  • İnfaz Kanunu 43. Madde

Taksirle ölüme ve yaralanmaya neden olma suçundan İstanbul 9. Ağır Ceza Mahkemesinin 04/03/2016 tarihli ve 2016/67 esas, 2016/113 sayılı Kararı ile 6 yıl 8 ay hapis cezasına hükümlü …’nin, bu cezasını…Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda infaz etmekte iken, kuruma uyuşturucu madde sokmak, kullanmak veya bulundurmak eyleminden dolayı 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanunun 43/2-f maddesi uyarınca 20 gün süreyle hücreye koyma cezası ile cezalandırılmasına ilişkin anılan Ceza İnfaz Kurumu Müdürlüğü Disiplin Kurulu Başkanlığının kararına yönelik itirazın kabulüne, disiplin cezasının iptaline ilişkin Silivri 1. İnfaz Hakimliğinin 31/03/2016 tarihli ve 2016/395 esas, 2016/1104 sayılı Kararına yönelik Cumhuriyet savcısının itirazının kabulüne, anılan kararın kaldırılmasına, disiplin cezasının onaylanmasına ilişkin Silivri Ağır Ceza Mahkemesinin 21/04/2016 tarihli ve 2016/703 değişik iş sayılı Kararı ile ilgili olarak;

Silivri Ceza İnfaz Kurumu Devlet Hastanesinin 07/01/2016 tarihli ve 291/09 sayılı yazısı ile hükümlü …’nin 28/12/2015 tarihinde yapılan idrar testinde, idrarında “amfetamin” maddesine rastlanıldığının bildirilmesi üzerine, …Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu Müdürlüğü Disiplin Kurulu Başkanlığı tarafından hükümlünün 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanunun 43/2-f maddesi uyarınca 20 gün süreyle hücreye koyma cezası ile cezalandırılmasına karar verilmiş ise de, hükümlünün disiplin soruşturmasında ve aşamalardaki savunmalarında uyuşturucu madde kullanmadığını, psikolojik rahatsızlığı nedeni ile bir kısım ilaçlar kullandığını, bu ilaçlar sebebi ile idrar testinin pozitif çıkmış olabileceğini savunduğu, kullandığı ilaçların bazılarının isimlerini bildirdiği, bir kısım ilaçların ise ismini hatırlayamadığını belirttiği, disiplin cezasına esas raporda “amfetamin şüpheli pozitif” olarak bildirildiği ve istenildiği durumda ileri doğrulama yöntemleri olan GC/MS, LC/MS/MS metotlarının yapılması için Adli Tıp Kurumuna gönderilebileceğinin belirtildiği, keza infaz hakimliği tarafından aldırılan Adli Tıp Kurumu … Şube Müdürlüğünün 17/03/2016 tarihli ve 2016/187 sayılı raporunda da GC/MS, LC/MS/MS metotlarının yapılabilmesi için hükümlüye ait devlet hastanesinde saklandığı bildirilen idrar örneğinin Adli Tıp Kurumu Kimya İhtisas Dairesine gönderilmesinin uygun olacağının bildirildiği, hal böyle olunca hükümlünün cezasını infaz etmekte olduğu …Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumuna müzekkere yazılarak, hükümlünün kullandığı tüm ilaçların kullanım tarihlerini de belirtir listesinin temin edildikten sonra… Devlet Hastanesinde bulunan idrar örneği ile birlikte Adli Tıp Kurumu Kimya İhtisas Dairesine gönderilerek hükümlünün uyuşturucu madde kullanıp kullanmadığının kesin olarak tespiti ile sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde itirazın kabulüne karar verilmesinde isabet görülmediğinden bahisle 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğünün 09/04/2017 gün ve 94660652-105-34-14241-2016-Kyb sayılı yazılı istemlerine müsteniden Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının tebliğnamesi ile Dairemize ihbar ve dava evrakı gönderilmekle, incelenerek gereği düşünüldü;

TÜRK MİLLETİ ADINA

Kanun yararına bozma talebine dayanılarak Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen tebliğnamedeki bozma isteği incelenen dosya kapsamına göre yerinde görüldüğünden, Silivri Ağır Ceza Mahkemesinin 21/04/2016 tarihli ve 2016/703 değişik iş sayılı Kararının 5271 sayılı CMK’nun 309. maddesi uyarınca KANUN YARARINA BOZULMASINA, diğer işlemlerin yapılabilmesi için dosyanın Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 12/06/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.


YARGITAY 1. CEZA DAİRESİ Esas : 2017/1174 Karar : 2017/1664 Tarih : 15.05.2017

- İnfaz Kanunu 43. Madde

Dolandırıcılık suçundan …Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda hükümlü bulunan …’un, kurumda korku, kaygı veya panik yaratabilecek biçimde söz söylemek veya davranışta bulunmak eyleminden dolayı 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanunun 43/2-d ve 48/2. maddeleri uyarınca 2 gün süreyle hücre hapsi cezası ile cezalandırılmasına dair anılan Ceza İnfaz Kurumu Disiplin Kurulu Başkanlığının 30/11/2016 tarihli ve 2016/1058 sayılı Kararını müteakip, hükümlünün almış olduğu disiplin cezasının onaylanması talebi üzerine, hükümlünün tahliye olması nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına ilişkin Kayseri İnfaz Hakimliğinin 22/12/2016 tarihli ve 2016/3742 Esas, 2016/3775 sayılı Kararına yönelik itirazın reddine dair Kayseri 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 27/12/2016 tarihli ve 2016/1900 değişik iş sayılı kararı ile ilgili olarak;

4675 sayılı İnfaz Hakimliği Kanunu’nun “İnfaz Hakimliğince Şikayet Üzerine Verilen Kararlar” başlıklı 6/3. maddesinde, “İnfaz hakimi, inceleme sonunda şikayeti yerinde görmezse reddine; yerinde görürse, yapılan işlemin iptaline ya da faaliyetin durdurulmasına veya ertelenmesine karar verir.” şeklinde düzenleme karşısında, somut olayda hükümlünün almış olduğu disiplin cezasına onaylanması talebi üzerine, tahliye olması nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş ise de, infazı durdurulan hükümlünün yeniden ceza infaz kurumuna alınabileceği bu nedenle onaylanmaya ilişkin dosyanın çözüme kavuşturulması gerektiğinden bahisle anılan Kanun’da düzenlenmeyen bir hüküm biçimi olan karar verilmesine yer olmadığı şeklinde hüküm kurulamayacağı gözetilmeden, itirazın kabulü yerine yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmediğinden bahisle 5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğünün 15/03/2017 gün ve 94660652-105-38-642-2017-Kyb sayılı yazılı istemlerine müsteniden Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının tebliğnamesi ile Dairemize ihbar ve dava evrakı gönderilmekle, incelenerek gereği düşünüldü;

TÜRK MİLLETİ ADINA

Kanun yararına bozma talebine dayanılarak Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen tebliğnamedeki bozma isteği incelenen dosya kapsamına göre yerinde görüldüğünden, Kayseri 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 27/12/2016 tarihli ve 2016/1900 değişik iş sayılı kararının 5271 sayılı CMK’nun 309. maddesi uyarınca KANUN YARARINA BOZULMASINA, diğer işlemlerin yapılabilmesi için dosyanın Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 15/05/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.


YARGITAY 1. CEZA DAİRESİ Esas : 2016/4702 Karar : 2017/161 Tarih : 30.01.2017

- İnfaz Kanunu 43. Madde

Anayasal düzeni zorla değiştirmeye kalkışmak suçundan Ankara 1 No`lu F tipi Yüksek Güvenlikli Ceza İnfaz Kurumunda hükümlü …’ın, anılan Kurum Disiplin Kurulunun 10/10/2012 tarihli ve 2012/232 sayılı kararı ile verilen 13 gün hücreye koyma cezası, 26/04/2013 tarihli ve 2013/155 sayılı kararı ile tesis edilen 15 gün hücreye koyma cezası ile 14/11/2013 tarihli ve 2013/383 sayılı kararı ile verilen 5 gün hücreye koyma cezalarının kesinleşmesini müteakip, hükümlünün alınan 01/07/2015 tarihli sağlık kurulu raporuna göre hücre cezasının infazının uygun olmayacağı anlaşıldığından, 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanunun 48/3-c, 43/1. maddeleri gereğince, 2012/232 sayılı 13 gün hücre cezası yerine 4 ay süre ile ziyaretçi kabulünden yoksun bırakılma cezası verilmesine dair anılan Ceza İnfaz Kurumu Müdürlüğü Disiplin Kurulu Başkanlığının 07/07/2015 tarihli ve 2015/585 sayılı kararı, 2013/155 sayılı 15 gün hücreye koyma cezası yerine 5 ay süre ile ziyaretçi kabulünden yoksun bırakılma cezası verilmesine dair aynı Kurulun 07/07/2015 tarihli ve 2015/586 sayılı kararı ile 2013/383 sayılı 5 gün hücreye koyma cezası yerine 2 ay süre ile ziyaretçi kabulünden yoksun bırakılma cezası verilmesine dair aynı Kurulun 07/07/2015 tarihli ve 2015/587 sayılı kararları aleyhine hükümlü tarafından yapılan şikayetin reddine ilişkin Ankara Batı İnfaz Hakimliğinin 07/09/2015 tarihli ve 2015/3199-3997 sayılı kararına vaki itirazın keza reddine dair mercii Ankara Batı 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 30/09/2015 tarihli ve 2015/1596 değişik iş sayılı kararı ile ilgili olarak;

5275 sayılı Kanunun 48/3-c maddesinde “Hücreye koyma cezasına ilişkin disiplin cezalarının infazından önce ve infazı sırasında hükümlü, hekim tarafından muayene edilir. İlgilinin bu cezaya katlanamayacağı anlaşılırsa cezanın infazı sonraya bırakılır veya hekiminin belirleyeceği aralıklarla infaz edilir. Koşullu salıverilme tarihine kadar hükümlünün iyileşemeyeceğinin tam teşekküllü Devlet veya üniversite hastanesi sağlık kurulu raporu ile saptanması halinde hücreye koyma cezası infaz edilmez; yerine ziyaretçi kabulünden yoksun bırakma cezası iki katı süreyle uygulanır. Raporlar infaz dosyasına konulur.” şeklindeki düzenleme ile, hücre cezasının sağlık nedeniyle infaz edilemediği hâllerde hücre cezası yerine ziyaretçi kabulünden yoksun bırakma cezası uygulanacağı, ceza miktarının ise verilen hücre cezasının 2 katı süre olduğunun kanun lafzından açıkça anlaşıldığı; mercii ve infaz hakimliği kararlarındaki kanundaki “2 katı süreyle uygulanır” ifadesinin ziyaretçi kabulünden yoksun bırakma cezasının 5275 sayılı Kanunun 43. maddesinde 1 aydan 3 aya kadar olarak belirtilen alt ve üst sınırının 2 katı olarak anlaşılması gerektiği, diğer bir ifadeyle disiplin suçunun niteliği eylemin ağırlığı gibi haller dikkate alınarak hükümlü hakkında 2 aydan 6 aya kadar ziyaretçi kabulünden yoksun bırakma cezası uygulanması yönündeki gerekçenin kanun lafzına uygun düşmediği, aksi yorumun kanun maddesinin genişletici yorumla hükümlü aleyhine olacak şekilde uygulanması sonucunu doğuracağı cihetle, mercii tarafından itirazın kabulü yerine yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmediğinden bahisle, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğünün 16/06/2016 gün ve 94660652-105-06-7436-2016-Kyb sayılı yazılı istemlerine müsteniden Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının tebliğnamesi ile Dairemize ihbar ve dava evrakı gönderilmekle, incelenerek gereği düşünüldü;

TÜRK MİLLETİ ADINA

Kanun yararına bozma talebine dayanılarak Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen tebliğnamedeki bozma isteği incelenen dosya kapsamına göre yerinde görüldüğünden, Ankara Batı 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 30/09/2015 tarihli ve 2015/1596 değişik iş sayılı kararının 5271 sayılı CMK`nun 309. maddesi uyarınca KANUN YARARINA BOZULMASINA, diğer işlemlerin yapılabilmesi için dosyanın Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 30/01/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.


UYARI

Web sitemizdeki tüm makale ve içeriklerin telif hakkı Av. Baran Doğan’a aittir. Tüm makaleler hak sahipliğinin tescili amacıyla elektronik imzalı zaman damgalıdır. Sitemizdeki makalelerin kopyalanarak veya özetlenerek izinsiz bir şekilde başka web sitelerinde yayınlanması halinde hukuki ve cezai işlem yapılacaktır. Avukat meslektaşların makale içeriklerini dava dilekçelerinde kullanması serbesttir.

Makale Yazarlığı İçin

Avukat veya akademisyenler hukuk makalelerini özgeçmişleri ile birlikte yayımlanmak üzere avukatbd@gmail.com adresine gönderebilirler. Makale yazımında konu sınırlaması yoktur. Makalelerin uygulamaya yönelik bir perspektifle hazırlanması rica olunur.

Paylaş
RSS