Ücret Karşılığı Çalışılan İşten Yoksun Bırakma
İnfaz Kanunu Madde 41
(1) Ücret karşılığı çalışılan işten yoksun bırakma cezası, hükümlünün kurum yönetiminde ücret karşılığı çalıştığı işten bir aydan üç aya kadar yoksun bırakılmasıdır.
(2) Ücret karşılığı çalışılan işten yoksun bırakma cezasını gerektiren eylemler şunlardır:
a) İş elbisesini giymemek.
b) İş yerini izinsiz terk etmek.
c) İş yerindeki çalışma yönergelerine uymamak.
d) İşte gerekli özeni göstermemek veya işin gereği olan özeni göstermemek.
e) Başkalarının ciddiyetle çalışmalarını engellemek.
f) İşte kullanılan aletleri ve gereçleri kasten bozmak.
g) İş yerini veya çalışanları dikkatsiz ve tedbirsiz davranışlarıyla tehlikeye düşürmek veya bunlara ağır zarar vermek.
h) İşi kasten kötü yapmak veya gerektiği hâlde çalışmamak.
İnfaz Kanunu Madde 41 Gerekçesi
Ücret karşılığı bir işten yoksun bırakma cezasının, hükümlünün kurum yönetiminde ücret karşılığı çalıştığı işten bir aydan üç aya kadar yoksun bırakılması olduğu belirtilmiştir.
İnfaz Kanunu 41. Madde Emsal Yargıtay Kararları
YARGITAY 19. CEZA DAİRESİ Esas : 2015/25501 Karar : 2016/330 Tarih : 14.01.2016
- İnfaz Kanunu 41. Madde
Taksirle ölüme neden olma suçundan 3 yıl 4 ay hapis cezasından hükümlü ….’in, 20/02/2015 tarihinde Adliye temizlik iş kolunda çalışmakta iken eşiyle temizlik odasına girdiği ve 1-2 dakika kadar kaldığı gerekçesiyle 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun’un 41/2-c maddesine aykırı hareket etmekten 1 ay süreyle ücret karşılığı çalıştığı işten yoksun bırakma cezası ile cezalandırılmasına dair…. Açık Ceza İnfaz Kurumu Disiplin Kurulu Başkanlığının 26/02/2015 tarihli ve 2015/67 sayılı kararına yönelik itirazın reddine ilişkin … İnfaz Hakimliğinin 05/03/2015 tarihli ve 2015/449 esas, 2015/459 sayılı kararına karşı yapılan itirazın kabulüne ve söz konusu kararın iptaline dair … Ağır Ceza Mahkemesinin 24/03/2015 tarihli ve 2015/349 değişik iş sayılı kararı aleyhine Adalet Bakanlığının 26/05/2015 gün ve 34229 sayılı kanun yararına bozma istemini içeren yazısı ekindeki dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 05/06/2015 gün ve KYB. 2015-197933 sayılı ihbarnamesi ile daireye verilmekle okundu.
Anılan ihbarnamede;
Dosya kapsamına göre, hükümlünün 20/02/2015 tarihinde Adliye temizlik iş kolunda çalışmakta iken eşiyle temizlik odasına girdiği ve 1-2 dakika kadar kaldığı, söz konusu eylemin çalışma yönergesine aykırı olduğu ve ücret karşılığı çalıştığı işten yoksun bırakma cezasının öngörüldüğü, eylemin cezasının 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun’un 41/2-c maddesinde, “İş yerindeki çalışma yönergelerine uymamak.” şeklinde düzenlendiği, ceza infaz kurumlarının kanunla belirlenmiş kendine özel şartları ve kuralları olan kurumlar olduğu, kişi hürriyetinin kanundan kaynaklanan yetkiye dayanılarak kısıtlandığı kurumlarda, belirli bir disiplin ve düzenin sağlanmasının da yine mevzuat gereğince zorunlu olduğu, disiplin kurulunun kanuna dayanarak yaptığı değerlendirmede hukuka aykırı bir durum bulunmadığı, söz konusu düzenlemede, işyerinde çalışma yönergelerine aykırı hareket etmenin kurum disiplinini bozduğu gerekçesiyle ceza hükmünün öngörüldüğü aksi yönde bir uygulamanın kurumun düzenini bozacağı ve diğer hükümlüler üzerinde olumsuz etkisi olacağı gözetilmeden, itirazın reddi yerine, yazılı şekilde kabulüne karar verilmesinde isabet görülmediği gerekçesiyle 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 309. maddesi uyarınca anılan kararın kanun yararına bozulması isteminde bulunulmakla gereği görüşülüp düşünüldü;
Olağanüstü kanun yolu olan ve öğretide “olağanüstü temyiz” olarak adlandırılan kanun yararına bozmanın amacı hakim veya mahkeme tarafından verilen ve istinaf veya temyiz incelemesinden geçmeksizin kesinleşen kararların Yargıtay’ca incelenmesini, buna bağlı olarak da kanunların uygulanmasında ülke sathında birliğe ulaşmak, hakim veya mahkemelerce verilen cezaya ilişkin karar veya hükümlerdeki hukuka aykırılıkları toplum ve birey açısından hukuk yararına gidermektir.
Olağanüstü bir kanun yolu olan kanun yararına bozma müessesesinin konusunu oluşturabilecek kanuna aykırılık halleri, olağan kanun yolu olan temyiz nedenlerine göre dar ve kısıtlı tutulduğunda kesin hükmün otoritesi korunmuş olur.
26.10.1932 gün ve 29/12 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı ve bu karar esas alınmak suretiyle verilen Yargıtay Ceza Genel Kurulu ve Özel Dairelerin süreklilik arz eden kararlarında belirtildiği üzere, kabul edip etmemenin hakim veya mahkemenin takdirine bağlı olduğu istekler hakkında verilen kararlar ile kanıtların değerlendirilmesine ilişkin kararlar kanun yararına bozma konusu olamaz.
Bu açıklamalara göre, Mahkeme tarafından kanun yararına bozma isteminde ileri sürülen neden yönünden delil takdiri yapılarak karar verilmesi nedeniyle kanun yararına bozma yoluna gidilemeyeceğinden, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının kanun yararına bozma isteminin REDDİNE, 14/01/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
UYARI
Web sitemizdeki tüm makale ve içeriklerin telif hakkı Av. Baran Doğan’a aittir. Tüm makaleler hak sahipliğinin tescili amacıyla elektronik imzalı zaman damgalıdır. Sitemizdeki makalelerin kopyalanarak veya özetlenerek izinsiz bir şekilde başka web sitelerinde yayınlanması halinde hukuki ve cezai işlem yapılacaktır. Avukat meslektaşların makale içeriklerini dava dilekçelerinde kullanması serbesttir.
Makale Yazarlığı İçin
Avukat veya akademisyenler hukuk makalelerini özgeçmişleri ile birlikte yayımlanmak üzere avukatbd@gmail.com adresine gönderebilirler. Makale yazımında konu sınırlaması yoktur. Makalelerin uygulamaya yönelik bir perspektifle hazırlanması rica olunur.