0 212 652 15 44
Çalışma Saatlerimiz
Hafta İçi 09.00 - 18.00

Bazı Etkinliklere Katılmaktan Alıkoyma

İnfaz Kanunu Madde 40

(1) Bazı etkinliklere katılmaktan alıkoyma cezası, hükümlünün bir aydan üç aya kadar süreyle kurumun kültürel ve spor etkinliklerine katılmaktan yoksun bırakılmasıdır.

(2) Bazı etkinliklere katılmaktan alıkoyma cezasını gerektiren eylemler şunlardır:

a) İdarenin izni olmaksızın yasak yerlere girmek.

b) Eğitim yerini terk etmek.

c) Eğitimi savsaklamak.

d) Olumsuz davranışa yönelik gruplaşmaya neden olmak veya bu amaca yönelik gruba katılmak.

e) Kurum görevlilerine karşı uygunsuz söz sarf etmek veya davranışta bulunmak.

f) Çıkar sağlamak amacıyla hükümlülere veya kurum görevlilerine eşya vermek veya satmak.

g) Açlık grevi yapmak.



İnfaz Kanunu Madde 40 Gerekçesi

Maddenin mahkûmun katılmaktan alıkonulacağı etkinlikler kültürün ve sanatın çeşitli dallarında düzenlenmiş programları izleme ve katılma, ifade yeteneklerini geliştirme ve bilgi edinme, ifade özgürlüğü çerçevesinde yayınlar yapma, beden eğitimi ve eğlendirici oyunlarda yer alma, buna özgülenmiş yer ve araçlardan yararlanma; kültürel ve spor faaliyetleridir.


İnfaz Kanunu 40. Madde Emsal Yargıtay Kararları


YARGITAY 1. CEZA DAİRESİ Esas : 2016/5978 Karar : 2017/101 Tarih : 23.01.2017

- İnfaz Kanunu 40. Madde

Bafra Açık Ceza İnfaz Kurumunda hükümlü bulunan …`ın, eğitimini savsaklaması sebebiyle, 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanunun 40/2-c maddesi uyarınca 1 ay süre ile bazı etkinliklerden alıkoyma cezası ile cezalandırılmasına dair Bafra Açık Ceza İnfaz Kurumu Disiplin Kurulu Başkanlığının 27/05/2016 tarihli ve 2016/589 sayılı karara karşı yapılan şikayetin reddine dair Bafra İnfaz Hakimliğinin 09/06/2016 tarihli ve 2016/1141 esas, 2016/1160 sayılı kararına yönelik itirazın kabulüne dair Bafra Ağır Ceza Mahkemesinin 24/06/2016 tarihli, 2016/478 değişik iş sayılı kararı ile ilgili olarak;

Dosya kapsamına göre, Bafra İnfaz Hakimliğince verilmiş bulunan karara karşı yapılan itirazın kabul edilmiş olması karşısında, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 271/2. maddesi hükmü gereğince, itirazın konusu hakkında da bir karar verilmesi gerektiği gözetilmeksizin yazılı şekilde hüküm kurulmasında isabet görülmediğinden bahisle 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü`nün 15/11/2016 gün ve 94660652-105-55-10572-2016-Kyb sayılı yazılı istemlerine müsteniden Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının tebliğnamesi ile Dairemize ihbar ve dava evrakı gönderilmekle, incelenerek gereği düşünüldü;

TÜRK MİLLETİ ADINA

Kanun yararına bozma talebine dayanılarak, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen tebliğnamedeki bozma isteği, incelenen dosya kapsamına göre yerinde görüldüğünden, Bafra Ağır Ceza Mahkemesinin 24/06/2016 tarihli 2016/478 değişik iş sayılı kararının 5271 sayılı CMK`nun 309. maddesi uyarınca KANUN YARARINA BOZULMASINA, diğer işlemlerin yapılabilmesi için dosyanın Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 23/01/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.


YARGITAY 19. CEZA DAİRESİ Esas : 2015/36087 Karar : 2016/697 Tarih : 21.01.2016

  • İnfaz Kanunu 40. Madde

Hükümlü….Açık Ceza İnfaz Kurumunda bulunmakta iken, hastanede yattığı süre içerisinde görevli personele rüşvet vermek suretiyle birden çok kez hastane dışına çıkarak cep telefonu ile görüşme yaptığından bahisle 5275 sayılı Ceza Ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun`un 44/3-g maddesi gereğince 15 gün hücre cezası ile cezalandırılmasına dair Açık Ceza İnfaz Kurumu Müdürlüğü Disiplin Kurulu Başkanlığının 13/06/2014 tarihli ve … sayılı kararına karşı hükümlü tarafından yapılan itirazın reddi ile disiplin kurulu kararının onanmasına ilişkin … İnfaz Hakimliğinin 14/07/2014 tarihli ve …esas, … sayılı kararına karşı yapılan itirazın reddine ilişkin; Ağır Ceza Mahkemesinin 24/07/2014 tarihli ve …değişik iş sayılı kararı aleyhine,A dalet Bakanlığının 09/07/2015 gün ve … sayılı kanun yararına bozma istemini içeren yazısı ekindeki dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 08/10/2015 gün ve …sayılı ihbarnamesi ile daireye verilmekle okundu.

Anılan ihbarnamede;

Dosya kapsamına göre,

1- 5275 sayılı Kanun`un 47/2-3. maddelerinde yer alan “(2) Hükümlülerin diğer disiplin cezalarını gerektiren eylemlerinin öğrenilmesinden itibaren derhâl ve en geç iki gün içinde kurum en üst amirince atanan bir görevli tarafından soruşturmaya başlanır.(3) Soruşturma en geç yedi gün içerisinde tamamlanır ve düzenlenen rapor ve ekleri disiplin kuruluna sunulur. Soruşturma süresi eylemin ve soruşturmanın niteliğine göre infaz hâkiminin yazılı onayı ile yedi güne kadar uzatılabilir” şeklindeki hüküm gereğince …Cumhuriyet Başsavcılığının 01/06/2014 tarihli ve … Muh. sayılı ihbar yazısı üzerine soruşturma işlemlerine 02/06/2014 tarihinde başlanılarak hükümlüden yazılı veya sözlü savunmasını 3 gün içerisinde vermesinin istenildiği ve söz konusu yazının 09/06/2014 tarihinde hükümlüye tebliğ edilmesi üzerine yazılı savunmanın 11/06/2014 tarihinde verilerek aynı tarihte muhakkik tarafından düzenlenen raporun Disiplin Kurulu Başkanlığına sunulması üzerine hükümlünün … tarihli Disiplin Kurulu kararı ile 15 gün süreyle hücreye koyma cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği, bu haliyle infaz hakiminden uzatma kararı alınmaksızın soruşturmanın süresinden sonra tamamlandığı gözetilmeksizin yapılan itirazın kabulü yerine reddine karar verilmesinde,

2- Benzer bir olay sebebiyle Yargıtay … Ceza Dairesinin 07/04/2014 tarihli ve…esas, … sayılı kararında da belirtildiği üzere, hastane odası ceza infaz kurumu niteliğinde olmadığı gibi, dosya kapsamına göre hükümlünün üzerinden cep telefonu ele geçirildiğine ilişkin dosyaya yansıyan herhangi bir bilgi ve belge de bulunmaması karşısında, sonuca etkili bulunmamakla birlikte hükümlünün 5275 sayılı Kanun’un 40/2-a maddesinde tanımlanan “idarenin izni olmaksızın yasak yerlere gitmek” ve aynı Kanun’un 44/3-m maddesinde tanımlanan “kurum görevlileri ile dış güvenlik görevlilerine rüşvet vermek” eylemlerinden en ağırı olan 5275 sayılı Kanun’un 44/3-m maddesi gereğince cezalandırılmasına karar verilmesi gerekirken, 5275 sayılı Kanun’un 40/2, 44/3-g ve 44/3-. maddelerinden en ağırı olan ve olayda uygulama yeri bulunmayan 5275 sayılı Kanun`un 44/3-g maddesi gereğince cezalandırılmasına karar verildiği gözetilmeksizin yapılan itirazın kabulü yerine reddine karar verilmesinde, isabet görülmediği gerekçesiyle 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 309. maddesi uyarınca anılan kararın kanun yararına bozulması isteminde bulunulmakla gereği görüşülüp düşünüldü;

Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının kanun yararına bozma istemine dayanan ihbarnamenin (1) nolu bendi yerinde görüldüğünden, Ağır Ceza Mahkemesinin 24/07/2014 tarihli ve…değişik iş sayılı kararının CMK`nın 309/4. maddesi uyarınca BOZULMASINA, bozma nedenine göre, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının kanun yararına bozma istemine dayanan ihbarnamenin (2) nolu bendi yönüyle karar verilmesine yer olmadığına, müteakip işlemlerin mahallinde mahkemesince yerine getirilmesine, oybirliğiyle karar verildi.


YARGITAY 9. CEZA DAİRESİ Esas : 2008/13766 Karar : 2009/6632 Tarih : 3.06.2009

- İnfaz Kanunu 40. Madde

1- Açlık grevi yaptığı gerekçesiyle, 5275 sayılı Kanun’un 48/2. maddesindeki “Bir eylemden dolayı verilen disiplin cezası kesinleştikten sonra bu cezanın kaldırılması için gerekli süre içinde yeniden disiplin cezasını gerektiren bir eylemde bulunan hükümlü hakkında, her defasında bir üst ceza uygulanır” düzenlemesine aykırı hareket etmekten dolayı 5 gün hücre hapsi cezası ile cezalandırılmasına dair, E … F Tipi Yüksek Güvenlikli Kapalı ceza İnfaz Kurumu Disiplin Kurulu Başkanlığı’nın 28.09.2005 tarihli ve 2005/218 sayılı kararına konu cezanın uygulanmasının onaylanmasına dair, ( Edirne ikinci infaz Hakimliği )’nin 25.10.2005 tarihli ve 2005/146-146 sayılı kararına yönelik itirazın reddine ilişkin ( Edirne ikinci Ağır Ceza Mahkemesi )’nin 29.11.2005 tarihli ve 2005/681 müteferik sayılı kararı ile anılan hücre hapsi cezasına vaki şikayetin reddine dair ( Edirne Birinci infaz Hakimliği )`nin 25.10.2005 tarihli ve 2005/149-152 sayılı,

2- Açlık grevi yaptığı gerekçesiyle, 5275 sayılı Kanun’un 48/2. maddesindeki “Bir eylemden dolayı verilen disiplin cezası kesinleştikten sonra bu cezanın kaldırılması için gerekli süre içinde yeniden disiplin cezasını gerektiren bir eylemde bulunan hükümlü hakkında, her defasında bir üst ceza uygulanır” düzenlenmesine aykırı hareket etmekten dolayı “7 gün hücre hapsi” disiplin cezası ile cezalandırılmasına dair, E… F Tipi Yüksek Güvenlikli Kapalı ceza İnfaz Kurumu Disiplin Kurulu Başkanlığı’nın 21.02.2006 tarihli ve 2006/32 sayılı kararına yönelik itirazın reddine dair, ( Edirne ikinci infaz Hakimliği )’nin 14.03.2006 tarihli ve 2006/68-67 sayılı kararına karşı yapılan itirazın reddine ilişkin, ( Edirne ikinci Ağır Ceza Mahkemesi )`nin 21.04.2006 tarihli ve 2006/313 müteferik sayılı kararı ile ilgili olarak;

Dosya kapsamına göre, benzer bir olay sebebiyle Yargıtay Dokuzuncu ceza Dairesi’nin 11.07.2007 tarihli ve 2007/2838-6262 sayılı kararında belirtildiği üzere, hükümlü hakkında verilen disiplin cezalarının, 5275 sayılı Kanun`un 48/2. maddesi uyarınca, her defasında eylemin gerektirdiği disiplin cezasının bir üstünün olması gerektiği cihetle;

Hükümlünün bahsi geçen disiplin cezalarına konu açlık grevi yapmak eyleminin gerektirdiği disiplin cezasının bır üstü olan haberleşme veya iletişim araçlarından yoksun bırakma veya kısıtlama disiplin cezası verilmesi gerektiği gözetilmeden, itirazların kabulü yerine reddinde isabet görülmediğinden bahisle, 5271 sayılı CMK’nın 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu Yüksek Adalet Bakanlığı’nın 28.02.2008 gün ve 13128 sayılı kanun yararına bozma talebine atfen, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı`nın 04.04.2008 gün ve 2008/62244 sayılı tebliğnamesi ile Daireye ihbar ve dava evrakı tevdii kılınmakla;

Dosya incelenerek gereği düşünüldü:

1 ) 1 nolu bozma sebebine ilişkin olarak yapılan incelemede; Hükümlünün Edirne ikinci infaz Hakimliği’nin 25.10.2005 gün ve 2005/146-146 sayılı disiplin cezasının onaylanması kararına konu olan 27.09.2005 tarihli açlık grevi yapmak eyleminden önce 02.09.2005 tarihinde kurum tesis ve araçlarına zarar verme eylemini işleyip, 3 gün hücreye koyma cezası aldığı, Edirne ikinci infaz Hakimliği’nin 23.09.2005 gün ve 2005/1399138 sayılı kararı ile onaylanan bu cezanın 13.10.2005 tarihinde infaz edildiği, hükümlünün bu cezaya ilişkin şikayet başvurusunun Edirne ikinci infaz Hakimliği’nin 25.10.2005 gün ve 2005/142-144 sayılı kararı ile reddedildiği ve bu karara karşı yapılan itiraz Edirne ikinci Ağır ceza Mahkemesi`nce 22.11.2005 gün 2005/664 müt. sayılı kararla reddolunarak kararın kesinleştiği,

5275 sayılı ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin infazı Hakkında Kanun’un 48/2. maddesinde disiplin cezasını gerektiren eyleme bir üst cezanın uygulanması koşullarının, öncelikle önceki cezanın kesinleşmesi ve eylemin önceki eylem için verilen cezanın kaldırılması için gerekli süre geçmeden işlenmesi olarak gösterildiği, anılan Kanun’un 48/3. maddesi uyarınca hücreye koyma cezasının infazı için infaz Hakimliği’nden alınan onay kararı disiplin cezasının kesinleşmesini sağlamayacağı, disiplin cezalarının kesinleşmesine ilişkin usulü gösteren 4675 sayılı infaz Hakimliği Kanunu’nun 6. maddesi hükmü uyarınca hükümlünün disiplin cezasının şikayet başvurusu yapıldıktan ve itiraz yasa yolu kullanıldıktan sonra Edirne ikinci Ağır ceza Mahkemesi`nin 22.11.2005 gün 2005/664 müt. sayılı itirazın reddi kararıyla kesinleştiği,

Buna göre; hükümlünün 27.09.2005 tarihinde işlediği açlık grevi yapma eylemi, önceki disiplin cezasının kesinleştiği 22.11.2005 tarihinden ve bu cezanın infaz edildiği 13.10.2005 tarihinden önce işlenmiş bulunduğundan, 5275 sayılı ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin infazı Hakkında Kanun’un 48/2. maddesinde gösterilen disiplin cezasını gerektiren eyleme bir üst cezanın uygulanması koşullarının bu olayda bulunmadığı ve hükümlüye açlık grevi yapma eyleminin karşılığı olan 5275 sayılı ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin infazı Hakkında Kanun`un 40. maddesi uyarınca bazı etkinliklere katılmaktan alıkoyma cezasının verilmesi gerektiği,

2 ) 2 nolu bozma sebebine ilişkin olarak yapılan incelemede; Hükümlünün Edirne İkinci İnfaz Hakimliği’nin 10.03.2006 gün ve 2006/56-60 sayılı disiplin cezasının onaylanması kararına konu olan açlık grevi yapmak eyleminden önce yukarıda yazıldığı üzere 27.09.2005 tarihinde açlık grevi yapma eylemini işleyip “Bazı etkinliklere katılmaktan alıkoyma” cezası yerine “hücre cezası” aldığı, Edirne İkinci İnfaz Hakimliği’nin 25.10.2005 gün ve 2005/146-146 sayılı kararı ile onaylanan bu cezanın 19.12.2005 tarihinde infaz edildiği, hükümlünün şikayet başvurusunun Edirne Birinci İnfaz Hakimliği’nin 25.10.2005 gün 2005/149-152 sayılı kararı ile reddedildiği ve bu karara yönelik itirazın Edirne İkinci Ağır ceza Mahkemesi`nin 29.11.2005 gün ve 2005/681 sayılı kararı ile reddolunarak kararın bu tarihte kesinleştiği,

Hükümlünün disiplin cezasını gerektiren 14.02.2006 tarihli yeni açlık grevi yapma eyleminin önceki disiplin cezasının 29.11.2005 tarihinde kesinleşmesinden sonra işlenmesi koşulunun gerçekleştiği, ancak; 5275 sayılı ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun’un 48/2. maddesinde yazılı olan, yeni eylemin önceki cezanın ortadan kaldırılması için gerekli süre geçmeden İşlenmesi koşulunun gerçekleşmediği, 1 nolu bozma sebebine ilişkin inceleme bölümünde yazılı olduğu gibi, önceki disiplin cezasının hücreye koyma olarak verilmesi kanuna aykırı olup, bazı etkinliklere katılmaktan alıkoyma olarak verilmesi gerektiğinden, 5275 sayılı ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun’un 48/4. maddesindeki cezanın ortadan kaldırılmasına ilişkin sürenin de, isabetsiz olan hücreye koyma cezası için gerekli süreler yerine “Bazı etkinliklere katılmaktan alıkoyma” cezası için gerekli olan 1 ay olarak alınması gerektiğinden ve önceki cezanın infaz edildiği 19.12.2005 tarihinden itibaren 1 aylık süre geçtikten sonra yeni eylemin 14.02.2006 tarihinde işlendiği ve bu ceza bakımından da 5275 sayılı ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun’un 48/2. maddesinde gösterilen disiplin cezasını gerektiren eyleme bir üst cezanın uygulanması koşulunun bu olayda da bulunmadığı ve hükümlüye açlık grevi yapma eyleminin karşılığı olan 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun`un 40. maddesi uyarınca “Bazı etkinliklere katılmaktan alıkoyma” cezasının verilmesi gerektiği anlaşılmakla;

Kanun yararına bozma talebine dayanılarak düzenlenen tebliğnamedeki bozma isteği, incelenen dosya kapsamına nazaran bu gerekçelerle yerinde görülmüş olduğundan, Edirne İkinci Ağır ceza Mahkemesi’nin 29.11.2005 gün 2005/681 müt. sayılı, Edirne Birinci İnfaz Hakimliği’nin 25.10.2005 gün ve 2005/149-152 sayılı ve Edirne İkinci Ağır ceza Mahkemesi’nin 21.04.2006 gün ve 2006/313 sayılı kararlarının CMK’nın 309. maddesi uyarınca ( BOZULMASINA ), müteakip işlemlerin mahallinde yapılmasına, dosyanın gereği için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı`na ( TEVDİİNE ), oybirliğiyle karar verildi.


YARGITAY 19. CEZA DAİRESİ Esas: 2015/16108 Karar: 2015/4562 Tarih: 17.09.2015

- İnfaz Kanunu 40. Madde

Elbistan E Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda hükümlü M. İ. hakkında 5 gün süreyle hücreye koyma cezası ile cezalandırılmalarına dair anılan Ceza İnfaz Kurumu Disiplin Kurulu Başkanlığının 20.03.2014 tarihli ve 2014/220 sayılı Kararına karşı yapılan itirazın reddine ilişkin Elbistan İnfaz Hâkimliğinin 21.04.2014 tarihli ve 2014/161 Esas sayılı kararına vaki itirazın reddine dair Elbistan Ağır Ceza Mahkemesinin 12.05.2014 tarihli ve 2014/244 değişik iş sayılı kararı aleyhine Adalet Bakanlığının 27.10.2014 gün ve 63623 sayılı kanun yararına bozma istemini içeren yazısı ekindeki dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 04.11.2014 gün ve KYB. 2014-360788 sayılı ihbarnamesi ile daireye verilmekle okundu.

Anılan ihbarnamede;

Dosya kapsamına göre, sanığın 13.03.2014 tarihinde adliye koridorunda beklerken kendisine refakat eden infaz koruma memurlarına hitaben “Bu cezaevinde tek sıkıntı ben miyim? eğer sıkıntı ben isem beni buradan gönderin, bana artislik yapma, artise bak ya, sizi şimdi savcıya şikayet edeceğim…” şeklinde sözler sarf etmesi karşısında, eylemine uyan 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun’un gereğince bazı etkinliklere katılmaktan alıkoyma cezası ile cezalandırılmasına karar verilmesi gerektiği cihetle, itirazın bu yönden kabulü yerine yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmediği gerekçesiyle 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 309. maddesi uyarınca anılan kararın kanun yararına bozulması isteminde bulunulmakla gereği görüşülüp düşünüldü:

KARAR : Elbistan E Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda hükümlü olarak bulunan M. İ.’nin 13.03.2014 tarihinde kurumda Savcılık görüşü için beklediği sırada ceza infaz kurumu görevlisi A. A. D. sarfettiği “ Bu cezaevinde tek sıkıntı ben miyim? eğer sıkıntı ben isem beni buradan gönderin, bana artistlik yapma, artiste bak ya, sizi şimdi savcıya şikayet edeceğim..” şeklindeki sözlerinin 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun’un hücreye koyma disiplin cezalarını düzenleyen 44/2-j maddesinde belirtilen “ ( 2 ) Bir günden on güne kadar hücreye koyma cezasını gerektiren eylemler şunlardır: …j ) Kurum görevlilerine hakaret veya tehditte bulunmak.” eyleme uymadığı, aynı Kanun’un bazı etkinliklere katılmaktan alıkoyma disiplin cezasını düzenleyen 40/2-e maddesindeki” ( 2 ) Bazı etkinliklere katılmaktan alıkoyma cezasını gerektiren eylemler şunlardır: …e ) Kurum görevlilerine karşı uygunsuz söz sarf etmek veya davranışta bulunmak.” eylemine uyduğu ve hükümlüye anılan bu madde uyarınca disiplin cezası uygulanması gerektiği sonucuna varılmakla;

SONUÇ : Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının kanun yararına bozma istemine dayanan ihbarname içeriği bu nedenlerle yerinde görüldüğünden, Elbistan Ağır Ceza Mahkemesinin 12.05.2014 tarihli ve 2014/244 değişik iş sayılı kararının CMK’nın 309/4. maddesi uyarınca BOZULMASINA, müteakip işlemlerin mahallinde mahkemesince yerine getirilmesine, 17.09.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.


UYARI

Web sitemizdeki tüm makale ve içeriklerin telif hakkı Av. Baran Doğan’a aittir. Tüm makaleler hak sahipliğinin tescili amacıyla elektronik imzalı zaman damgalıdır. Sitemizdeki makalelerin kopyalanarak veya özetlenerek izinsiz bir şekilde başka web sitelerinde yayınlanması halinde hukuki ve cezai işlem yapılacaktır. Avukat meslektaşların makale içeriklerini dava dilekçelerinde kullanması serbesttir.

Makale Yazarlığı İçin

Avukat veya akademisyenler hukuk makalelerini özgeçmişleri ile birlikte yayımlanmak üzere avukatbd@gmail.com adresine gönderebilirler. Makale yazımında konu sınırlaması yoktur. Makalelerin uygulamaya yönelik bir perspektifle hazırlanması rica olunur.

Paylaş
RSS