0 212 652 15 44
Çalışma Saatlerimiz
Hafta İçi 09.00 - 18.00

Disiplin Cezalarının Niteliği ve Uygulama Koşulları

İnfaz Kanunu Madde 37

(1) Hükümlü hakkında kurumda, düzenli bir yaşamın sürdürülmesi, güvenliğin ve disiplinin sağlanması bakımından kanun, yönetmelikler ile idarenin uyulmasını emrettiği veya gerekli kıldığı davranış ve tutumları, kusurlu olarak ihlâl ettiğinde, eyleminin niteliği ile ağırlık derecesine göre Kanunda belirtilen disiplin cezaları uygulanır. (Ek cümle:14/4/2020-7242/23 md.) Hükümlünün duruşma, sağlık, eğitim ve çalışma gibi nedenlerle geçici olarak kurum dışında bulunduğu yerler de bu fıkranın uygulanması bakımından kurum olarak kabul edilir.

(2) Suç oluşturan eylemlerden dolayı açılan kamu davası, disiplin soruşturması yapılmasını ve cezanın uygulanmasını engellemez.



İnfaz Kanunu Madde 37 Gerekçesi

Ceza infaz kurumlarında düzenli bir yaşamın sürdürülmesi, güvenliğin ve disiplinin sağlanması, hükümlülerin haklarını kullanabilmeleri ve yükümlülüklerini yerine getirebilmeleri yönünden gerekli, iyileştirme programlarının uygulanabilmesi ve başarıya ulaşabilmesi için de ön koşuldur.

Bu nedenle, maddede, disiplin cezalarının niteliğine ve uygulama koşullarına ilişkin kural belirtilmiş, kurala kusurlu olarak aykırı davranışın nitelik ve ağırlık derecesine göre disiplin cezalarının uygulanacağı, suç oluşturan eylemden dolayı kamu davası açılmasının, disiplin soruşturmasının ertelenmesini, uygulamasını önlemeyeceği açıklanmıştır.


İnfaz Kanunu 37. Madde Emsal Yargıtay Kararları


YARGITAY 1. CEZA DAİRESİ Esas : 2017/1460 Karar : 2017/2495 Tarih : 3.07.2017

- İnfaz Kanunu 37. Madde

Silahlı terör örgütüne üye olma suçundan Adana 7. Ağır Ceza Mahkemesinin 19/12/2011 tarihli ve 2010/280 esas, 2011/276 sayılı kararı ile 10 yıl hapis cezasına hükümlü …’in, bu cezasını…Tipi Yüksek Güvenlikli Ceza İnfaz Kurumunda infaz etmekte iken, kurum görevlilerine hakarette bulunmak eyleminden dolayı 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanunun 44/2-j maddesi uyarınca 5 gün süreyle hücreye koyma cezası ile cezalandırılmasına dair anılan Ceza İnfaz Kurumu Müdürlüğü Disiplin Kurulu Başkanlığının 10/02/2016 tarihli ve 2016/83 sayılı kararına yönelik şikayetin kabulü ile disiplin cezasının kaldırılmasına ilişkin İzmir 1. İnfaz Hakimliğinin 08/03/2015 tarihli ve 2016/1014 esas, 2016/1497 sayılı kararına yönelik itirazın kabulü ile disiplin cezasının onanmasına dair İzmir 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 25/03/2016 tarihli ve 2016/588 değişik iş sayılı kararı ile ilgili olarak;

Benzer bir olaya ilişkin Yargıtay 9. Ceza Dairesinin 14/01/2011 tarihli ve 2010/8848 esas, 2011/2308 sayılı ilamında da belirtildiği üzere, 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanunun 37/1. maddesinde yer alan “Hükümlü hakkında kurumda, düzenli bir yaşamın sürdürülmesi, güvenliğin ve disiplinin sağlanması bakımından kanun, tüzük, yönetmelikler ile idarenin uyulmasını emrettiği veya gerekli kıldığı davranış ve tutumları, kusurlu olarak ihlâl ettiğinde, eyleminin niteliği ile ağırlık derecesine göre Kanunda belirtilen disiplin cezaları uygulanır.” düzenlemesi ile aynı kanunun 44/2-j maddesinde yer alan bir günden on güne kadar hücreye koyma cezasını gerektiren eylemlerden olan “kurum görevlilerine hakaret veya tehditte bulunmak” hükmü karşısında 05/02/2016 tarihinde hükümlünün…Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne götürülmek üzere mahkum kabul birimine getirildiği esnada jandarma devriyesine hakaret etme eyleminin kurumda gerçekleşmemiş bulunduğu, hücreye koyma disiplin cezasını gerektiren eylemlerden olmadığı gözetilmeden, itirazın reddine karar vermek yerine yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmediğinden bahisle 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü’nün 16/05/2017 gün ve 94660652-105-35-4624-2017-Kyb sayılı yazılı istemlerine müsteniden Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının tebliğnamesi ile Dairemize ihbar ve dava evrakı gönderilmekle, incelenerek gereği düşünüldü;

TÜRK MİLLETİ ADINA

Kanun yararına bozma talebine dayanılarak Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen tebliğnamedeki bozma isteği incelenen dosya kapsamına göre yerinde görüldüğünden, İzmir 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 25/03/2016 tarihli ve 2016/588 değişik iş sayılı kararının 5271 sayılı CMK’nun 309. maddesi uyarınca KANUN YARARINA BOZULMASINA, diğer işlemlerin yapılabilmesi için dosyanın Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 03/07/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.


YARGITAY 1. CEZA DAİRESİ Esas: 2017/690 Karar: 2017/1497 Tarih: 08.05.2017

- İnfaz Kanunu 37. Madde

Konya E Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda hükümlü olarak bulunduğu sırada Konya Adliyesine duruşması sebebiyle götürüldüğünde, hükümlü tutuklu bekleme odasında Jandarma görevlilerine hakaret ve tehdit etme eyleminden ötürü hükümlü …‘nun 5275 Sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanunun gereğince 3 gün süreyle hücreye koyma cezası ile cezalandırılmasına dair, Konya E Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu Müdürlüğü Disiplin Kurulu Başkanlığının 03.01.2014 tarihli ve 2014/15 Sayılı Kararını müteakip hükümlü hakkındaki hücreye koyma disiplin cezasının onanmasının talep edilmesi üzerine hücreye koyma disiplin cezasının onaylanmasına ilişkin, Konya İnfaz Hâkimliğinin 22.01.2014 tarihli ve 2014/240 esas, 2014/236 Sayılı kararı ile ilgili olarak;

Benzer bir olay sebebiyle Yargıtay 9. Ceza Dairesinin 14.04.2011 tarihli ve 2010/8848 Esas, 2011/2308 Sayılı Kararında da belirtildiği üzere, 5275 Sayılı Kanun’un 37/1. maddesinde yer alan “Hükümlü hakkında kurumda, düzenli bir yaşamın sürdürülmesi, güvenliğin ve disiplinin sağlanması bakımından kanun, tüzük, yönetmelikler ile idarenin uyulmasını emrettiği veya gerekli kıldığı davranış ve tutumları, kusurlu olarak ihlâl ettiğinde, eyleminin niteliği ile ağırlık derecesine göre Kanunda belirtilen disiplin cezaları uygulanır.” düzenlemesi ile aynı Kanunun 48/1 maddesindeki “37 ilâ 46. maddelerde yer alan eylemlerin tanımına uymayan ve kanunda tanımları yapılmamış olan eylemler, nitelik ve ağırlıkları bakımından bunlara benzediklerinde, aynı maddelerdeki disiplin cezalan ile karşılanırlar.” hükmü karşısında, hükümlünün 25.12.2013 tarihinde Konya Adliyesindeki duruşmalara götürüldüğü sırada, hükümlü tutuklu bekleme odasında Jandarma görevlilerine hakaret ve tehdit etme eyleminin kurumda gerçekleşmemiş bulunduğu, anılan Kanunun hücreye koyma disiplin cezasını gerektiren eylemlerden olmadığı göz önüne alındığında 3 gün süreyle hücreye koyma disiplin cezasının onama talebinin reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmediğinden bahisle 5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 309. maddesi uyarınca anılan Kararın bozulması lüzumu Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü 03.06.2014 gün ve 94660652-105-42-5097-2014-11147/38056 Sayılı yazılı istemlerine müsteniden Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının tebliğnamesi ile Dairemize ihbar ve dava evrakı gönderilmekle, incelenerek gereği düşünüldü:

KARAR VE SONUÇ : Kanun yararına bozma talebine dayanılarak Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen tebliğnamedeki bozma istemi incelenen dosya kapsamına göre yerinde görüldüğünden, Konya İnfaz Hâkimliğinin 22.01.2014 tarihli ve 2014/240 Esas, 2014/236 Sayılı Kararının 5271 Sayılı CMK’nun 309. maddesi uyarınca KANUN YARARINA BOZULMASINA, diğer işlemlerin yapılabilmesi için dosyanın Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 08.05.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.


YARGITAY 1. CEZA DAİRESİ Esas: 2017/692 Karar: 2017/736 Tarih: 13.03.2017

- İnfaz Kanunu 37. Madde

.. Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda hükümlü olarak bulunan …‘nin, kurum görevlilerine hakaret veya tehditte bulunmak eylemi sebebiyle 5275 Sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanunun aykırı hareket etmekten 1 günden 10 güne kadar hücreye koyma cezası ile cezalandırılmasına dair … Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu Disiplin Kurulu Başkanlığının 25.05.2015 tarihli ve 2015/217 Sayılı kararına yönelik itirazın reddi ile 5 gün hücreye koyma cezasının onaylanmasına dair İnebolu İnfaz Hâkimliğinin 05.06.2015 tarihli ve 2015/65 esas, 2015/77 Sayılı kararma karşı yapılan itirazın reddine dair İnebolu Ağır Ceza Mahkemesi’nin 12.06.2015 tarihli ve 2015/212 değişik iş sayılı kararı ile ilgili olarak;

1- ) İnebolu İnfaz Hâkimliğinin 05.06.2015 tarihli ve 2015/65 esas, 2015/77 Sayılı kararı ile ilgili olarak yapılan incelemede, 4675 Sayılı İnfaz Hakimliği Kanununun 5/1. maddesinde yer alan “Ceza infaz kurumlan ve tutukevlerinde hükümlü ve tutuklular hakkında yapılan işlemler veya bunlarla ilgili faaliyetlerin kanun, tüzük ve yönetmelik hükümleri ile genelgelere aykırı olduğu gerekçesiyle bu işlem veya faaliyetlerin öğrenildiği tarihten itibaren onbeş gün, herhalde yapıldığı tarihten itibaren otuz gün içinde şikâyet yoluyla infaz hâkimliğine başvurulabilir.” şeklindeki düzenleme ile 4675 Sayılı Kanun’un 6/3. maddesindeki “İnfaz hâkimi, inceleme sonunda şikâyeti yerinde görmezse reddine; yerinde görürse, yapılan işlemin iptaline ya da faaliyetin durdurulmasına veya ertelenmesine karar verir.”, 4675 Sayılı Kanun’un 6/5. maddesinde “İnfaz hâkiminin kararlarına karşı şikâyetçi veya ilgili Cumhuriyet savcısı tarafından, tebliğden itibaren bir hafta içinde Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu hükümlerine göre acele itiraz yoluna gidilebilir.” şeklindeki düzenlemeler ile 5275 Sayılı Cezaların İnfazı Hakkında Kanunun 47/7. maddesinde yer alan “Disiplin cezaları disiplin kurulunca evrak üzerinden görüşülerek en geç üç gün içinde karara bağlanır. Disiplin kurulu, yasada yazılı disiplin cezası uygulanmasına veya disiplin cezası verilmesine yer olmadığına karar verebilir. Disiplin kurulu kararları gerekçeli olarak yazılır ve kararda şikâyet mercii ve süresi açıkça gösterilir.” ve 5275 Sayılı Kanun’un 48/3-a maddesindeki “Disiplin cezalarının infazı; a ) Hücreye koyma cezasının infazına, infaz hâkiminin onayı ile başlanır.” şeklindeki yasal düzenlemeler dikkate alındığında, somut olayda hükümlünün … Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu Disiplin Kurulu Başkanlığının 25.05.2015 tarihli ve 2015/217 Sayılı hücre hapsi ile cezalandırılmasına dair karara yönelik 01.06.2015 tarihli dilekçesi şikayet mahiyetinde olup İnebolu İnfaz Hâkimliğinin 05.06.2015 tarihli ve 2015/65 esas, 2015/77 Sayılı kararı ile şikayet hakkında bir karar verilmesi ile yetinilmesi, infaz hakimliği kararının itiraza tabi olması nedeniyle, öncelikle itiraz yasa yolunun tüketilmesi ile kararın kesinleşmesinin beklenmesi, şikayet üzerine verilen infaz hakimliği kararının kesinleşmesi üzerine disiplin kurulunun hücre hapsine dair kararının da kesinleşeceği cihetle, 5275 Sayılı Kanun’un 48 /3-a maddesi gereğince kesinleşen hücre hapsi cezasının infaz hakiminin onayı ile infazına başlanacağı şeklindeki düzenleme gereğince, talep üzerine hücre hapsine dair disiplin cezasının onaylanmasına karar verilmesi gerekirken, hükümlü tarafından yapılan 01.06.2015 tarihli şikayet üzerine, şikayetin reddi ile aynı anda henüz kesinleşmemiş bulunan hücre hapsine dair disiplin cezasının onaylanmasına karar verilmesi nedeniyle, itiraz merciince itirazın kabulü yerine, yazılı şekilde itirazın reddine karar verilmesinde,

2- ) 5275 Sayılı Kanun’un Disiplin cezalarının niteliği ve uygulama koşulları başlığı altında düzenlenen 37/1. maddesi “Hükümlü hakkında kurumda, düzenli bir yaşamın sürdürülmesi, güvenliğin ve disiplinin sağlanması bakımından kanun, tüzük, yönetmelikler ile idarenin uyulmasını emrettiği veya gerekli kıldığı davranış ve tutumları, kusurlu olarak ihlâl ettiğinde, eyleminin niteliği ile ağırlık derecesine göre Kanunda belirtilen disiplin cezaları uygulanır.” şeklinde, aynı Kanunun 44/2. maddesi “ ( 2 ) Bir günden on güne kadar hücreye koyma cezasını gerektiren eylemler şunlardır” ve anılan Kanunun 44/2-j maddesi “ j ) Kurum görevlilerine hakaret veya tehditte bulunmak.” şeklinde düzenlenmiş olup, bu yasal düzenlemeler dikkate alınarak hükümlüye verilen disiplin cezası incelendiğinde, … Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu Disiplin Kurulu Başkanlığının 25.05.2015 tarihli ve 2015/217 Sayılı kararının hüküm kısmında, hükümlünün 1 günden 10 güne kadar hücreye koyma cezası ile cezalandırılmasına karar verilmesine rağmen, anılan disiplin kurulu kararının başlığında yer alan “Disiplin cezasının türü/süresi” kısmında ceza “hücreye koyma/5 gün” olarak belirlenmiş olup, disiplin kurulu kararının hüküm kısmı ile başlık kısmı arasında çelişki yaratılması, ayrıca hüküm kısmında hükümlünün eyleminin ağırlığına göre hücre hapsinin 1 gün ile 10 gün arasında belirlenecek gün sayısı üzerinden hücre hapsi ile cezalandırılmasına karar verilmesi gerekirken, hükümlünün 1 günden 10 güne kadar hücre hapsi ile cezalandırılmasına karar verilmesi suretiyle belirsiz ceza tayini ile infazda tereddüt oluşturulması sebebiyle itiraz merciince itirazın kabulü yerine yazılı şekilde reddine karar verilmesinde,

İsabet görülmediğinden bahisle 5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 309. maddesi uyarınca anılan Kararın bozulması lüzumu Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü’nün 18.09.2015 gün ve 94660652-105-37-8602-2015-19199/61553 Sayılı yazılı istemlerine müsteniden Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının tebliğnamesi ile Dairemize ihbar ve dava evrakı gönderilmekle, incelenerek gereği düşünüldü:

KARAR VE SONUÇ : Kanun yararına bozma talebine dayanılarak Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen tebliğnamedeki bozma istemi incelenen dosya kapsamına göre yerinde görüldüğünden, İnebolu Ağır Ceza Mahkemesi’nin 12.06.2015 tarihli ve 2015/212 değişik iş sayılı kararının 5271 Sayılı CMK’nun 309. maddesi uyarınca KANUN YARARINA BOZULMASINA, diğer işlemlerin yapılabilmesi için dosyanın Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 13.03.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.


YARGITAY 19. CEZA DAİRESİ Esas: 2015/16141 Karar: 2015/4561 Tarih: 17.09.2015

- İnfaz Kanunu 37. Madde

Kasten öldürme suçundan dolayı Kırıkhan Açık Ceza İnfaz Kurumunda hükümlü olarak bulunan Ö. E.’in; alkol kullanmak eyleminden dolayı 11 gün hücreye koyma cezası ile cezalandırılmasına dair aynı Ceza İnfaz Kurumu Müdürlüğü Disiplin Kurulu Başkanlığı’nın 06/03/2014 tarihli ve 2014/78 sayılı kararına yönelik itirazın kabulüne ilişkin Hatay İnfaz Hakimliğinin 14/03/2014 tarihli ve 2014/536-573 E.K. sayılı kararına yönelik itirazın kabulüne dair mercii Hatay 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 31/03/2014 tarihli ve 2014/383 değişik iş sayılı kararı aleyhine Adalet Bakanlığının 22/01/2015 gün ve 5329 sayılı kanun yararına bozma istemini içeren yazısı ekindeki dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 03/02/2015 gün ve KYB. 2015-33603 sayılı ihbarnamesi ile daireye verilmekle okundu.

Anılan ihbarnamede;

Dosya kapsamına göre;

(1) 01/03/2014 tarihinde infaz kurumunda bulunan bazı hükümlülerin alkol kullandıkları duyumunun alınması üzerine idare tarafından yapılan soruşturma sonucunda, hükümlü Ö. E.’in kan tahlili sonuçlarına göre alkol kullandığının tespit edilerek, Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Tüzük’ün aykırı olarak, hükümlünün bu eylemi ile kurumda bulunan diğer hükümlülere kötü örnek olduğu, kurumun güvenlik ve disiplininin sağlanması bakımından kanun, tüzük ve yönetmelikler ile idarenin uyulmasını emrettiği düzenlemeleri kusurlu olarak ihlal ettiği anlaşıldığından, 5275 sayılı Cezaların İnfazı Hakkında Kanun’un 44/3-g maddesi uyarınca 11 gün hücreye koyma cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği,

Çözümlenmesi gereken meselenin hükümlünün eyleminin ve bunun müeyyidesinin ne olduğu noktasında toplandığı, hükümlüye disiplin cezası verilmesini gerektiren eylemin kuruma alkol sokmak ve kullanmak suretiyle Tüzük’ün 79/1-2, 83/1-f maddelerine aykırı davranılması şeklinde tarif edildiği,

Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Tüzük’ün 79. maddesinde, “(1) Hükümlü, hapis cezasının yerine getirilmesine katlanma ve bu amaçla düzenlenen infaz rejimine uygun tutum ve davranışlar içinde bulunmakla yükümlüdür. (2) Hükümlü, kurumun güvenlik ve iyileştirme programlarına tam bir uyum göstermekle yükümlüdür. Her ne amaçla olursa olsun, bilerek kendi yaşamlarını ve bedensel bütünlüklerini tehlikeye düşürecek eylemlere girişmeleri, cezanın yerine getirilmesine katlanma yükümlülüğünün ihlali sayılır.” şeklinde,

83/1-f maddesinde ise, “Hükümlüler alkollü içkiler içemez, uyuşturucu, uçucu ve uyarıcı maddeler kullanamaz.” biçiminde bir düzenleme yer aldığı, anılan maddelerde kuruma alkol sokmak veya diğer hükümlülere alkol temin etmenin yasak olduğuna dair bir hüküm bulunmadığı,

Hükümlünün bu eylemi neticesinde, 5275 sayılı Cezaların İnfazı Hakkında Kanun’un 44/3-g maddesi uyarınca 11 gün hücreye koyma cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği,

Anılan maddeye bakıldığında, “Her türlü ateşli silah, mermi, patlayıcı madde, kesici, delici, yaralayıcı, bereleyici alet, yakıcı, aşındırıcı, boğucu, bayıltıcı, kör edici gaz ve ecza, her türlü zehir ve uyuşturucu ilaç ve madde, cep telefonu, telsiz ve sair elektronik haberleşme aracını kuruma sokmak, bulundurmak, kullanmak.” şeklinde tarif edilen eylemlerin gerçekleştirilmesi halinde 11 günden 20 güne kadar hücreye koyma cezası verileceğinin hüküm altına alındığı,

Görüldüğü üzere hükümlünün eylemi ile verilen ceza arasında bir irtibat bulunmadığı, ancak hükümlünün eyleminin bir an için ceza infaz kurumuna kanunla yasaklanmış madde sokmak olarak düşünülmesi halinde ise, 5275 sayılı Cezaların İnfazı Hakkında Kanun’un 44/2-g maddesinde yer alan, “Üçüncü fıkranın (g) bendinde belirtilenler dışında kalıp da Kanuna uygun olarak yasaklanmış bulunan her türlü eşya, araç, gereç veya malzemeyi ceza infaz kuramlarına sokmak, bulundurmak, kullanmak.” hükmüne aykırılık oluşturabileceği, bu durumda dahi kanunla yasaklanmış bir durum bulunması gerektiği, 5275 sayılı Cezaların İnfazı Hakkında Kanun’un hiçbir maddesinde ceza infaz kurumuna alkol sokulmasının veya diğer hükümlülere alkol temin edilmesinin yasaklandığına dair bir hüküm bulunmadığı, yine, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun “İnfaz Kurumuna veya Tutukevine Yasak Eşya Sokmak” başlıklı 297/1. maddesinde yer alan, “İnfaz kurumuna veya tutukevine silah, uyuşturucu veya uyarıcı madde veya elektronik haberleşme aracı sokan veya bulunduran kişi, iki yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Bu suçun konusunu oluşturan eşyanın, temin edilmesi veya bulundurulması ayrı bir suç oluşturduğu takdirde; fikri içtima hükümlerine göre belirlenecek ceza yarı oranında artırılır.” şeklindeki düzenleme uyarınca, ceza infaz kurumun alkol sokmanın yasaklanmadığı,

Hükümlünün eyleminin kıyas yoluyla diğer yasak hükümler içeren maddelere göre değerlendirilip bir ceza verilmesinin de mümkün bulunmadığı, keza 5275 sayılı Cezaların İnfazı Hakkında Kanun’un 48/1. maddesinde yer alan, “37 ila 46 ncı Maddelerde yer alan eylemlerin tanımına uymayan ve kanunda tanımları yapılmamış olan eylemler, nitelik ve ağırlıkları bakımından bunlara benzediklerinde, aynı maddelerdeki disiplin cezaları ile karşılanırlar.” şeklindeki hükmün, Anayasa Mahkemesinin 03/10/2013 tarihli ve 2013/28 esas, 2013/106 sayılı kararı ile iptal edildiği ve iptal gerekçesinde yer alan “… Kanun’da, tutuklu ve hükümlüler hakkında uygulanacak disiplin cezaları 37 ila 46. Maddeler arasında düzenlenmiştir. Bu kurallarda disiplinsizlik oluşturan her bir fiil ayrı ayrı tanımlanmış, bu fiillerin işlenmesi durumunda verilecek cezalar da yine ayrıntılı olarak gösterilmiştir. İtiraz konusu kuralda ise 37 ila 46. Maddelerde yer alan eylemlerin tanımına uymayan ve kanunda tanımları yapılmamış olan fiillerin, nitelik ve ağırlıkları bakımından bunlara benzediklerinde, aynı Maddelerdeki disiplin cezaları ile karşılanacağı öngörülmektedir… Anayasa’nın 38. Maddesinin birinci fıkrasında, “Kimse, …kanunun suç saymadığı bir fiilden dolayı cezalandırılamaz” denilerek “suçun kanuniliği”, üçüncü fıkrasında da “Ceza ve ceza yerine geçen güvenlik tedbirleri ancak kanunla konulur” denilerek, “cezanın kanuniliği” ilkesi getirilmiştir. Anayasa’da öngörülen suçta ve cezada kanunilik ilkesi, insan hak ve özgürlüklerini esas alan bir anlayışın öne çıktığı günümüzde, ceza hukukunun da temel ilkelerinden birini oluşturmaktadır. Suçta ve cezada kanunilik ilkesi uyarınca, hangi fiillerin yasaklandığının ve bu yasak fiillere verilecek cezaların hiçbir kuşkuya yer bırakmayacak bir şekilde kanunda gösterilmesi, kuralın açık, anlaşılır ve sınırlarının belli olması gerekmektedir… İtiraz konusu kuralla, Kanun’un 37 ila 46. Maddelerinde yer almayan fiillerle ilgili olarak da disiplin cezasının uygulanabileceğinin öngörülmesi belirsizliğe neden olmaktadır. Zira ceza infaz kuramlarında bulunan hükümlü ve tutuklular, hangi fiilleri işlerlerse haklarında disiplin cezası uygulanabileceği konusunda duraksamaya sevk edilmektedir. Bu şekilde bir belirsizliğin kabul edilmesi, ise hukuki güvenlik ilkesiyle bağdaşmaz…” şeklindeki açıklamalar dikkate alındığında, itirazın reddi yerine, yazılı şekilde kabulüne karar verilmesinde,

(2) Hatay 2. Ağır Ceza Mahkemesince itirazın kabul edilmesini müteakip, Ceza infaz Kurumu Müdürlüğünün kararının onaylanmasına da karar verilmiş ise de, 5275 sayılı Cezaların İnfazı Hakkında Kanun’un 48/3-a maddesinde sadece hücreye koyma disiplin cezası bakımından özel bir düzenleme yapılmış ve hücreye koyma cezasının infazına infaz hakiminin onayı ile başlanacağının hüküm altına alınmış olması karşısında, itiraz merciinin sadece itiraz konusu hakkında bir karar vermesi gerektiği gözetilmeden, ayrıca hücreye koyma cezasının onaylanmasına da karar vermesinde,

İsabet görülmediği gerekçesiyle 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 309. maddesi uyarınca anılan kararın kanun yararına bozulması isteminde bulunulmakla gereği görüşülüp düşünüldü;

I- 1 nolu bende yönelik yapılan incelemede;

5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun’un 37. maddesindeki “ (1) Hükümlü hakkında kurumda, düzenli bir yaşamın sürdürülmesi, güvenliğin ve disiplinin sağlanması bakımından kanun, tüzük, yönetmelikler ile idarenin uyulmasını emrettiği veya gerekli kıldığı davranış ve tutumları, kusurlu olarak ihlal ettiğinde, eyleminin niteliği ile ağırlık derecesine göre Kanunda belirtilen disiplin cezaları uygulanır.” hükmü ile Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Tüzük’ün 79/1-2 maddesi ve 83/1-f maddesindeki “f) Hükümlüler alkollü içkiler içemez, uyuşturucu, uçucu ve uyarıcı maddeler kullanamaz,” hükmü karşısında, ceza infaz kurumunda alkol kullanma eyleminden hükmolunacak disiplin cezasının hukuka ve usule uygun olacağının anlaşıldığı,

II- 2 nolu bende yönelik yapılan incelemede;

5271 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun’un 48/3-a maddesi “ (3) ….. Disiplin cezalarının infazı; a) Hücreye koyma cezasının infazına, infaz hakiminin onayı ile başlanır. Hücreye koyma cezasına ilişkin diğer hükümler saklı kalmak üzere, kesinleşen disiplin cezalarının infazına derhal başlanır. Birden fazla disiplin cezası verilmiş olması halinde, bu cezalar kesinleşme tarihleri sırasına göre ayrı ayrı infaz edilir. Bir cezanın infazı tamamlanmadan diğerinin infazına başlanmaz.” hükmü, 4675 sayılı İnfaz Hakimliği Kanunu’nun İnfaz hakimliklerinin görevleri başlıklı 4/3 maddesi “Hükümlü ve tutuklular hakkında alınan disiplin tedbirleri ve verilen disiplin cezalarının kanun, tüzük veya yönetmelik hükümleri ile genelgelere aykırı olduğu iddiasıyla yapılan şikayetleri incelemek ve karara bağlamak.” hükmü ve İnfaz hakimliğince şikayet üzerine verilen kararlar başlıklı 6/5 maddesi “İnfaz hakiminin kararlarına karşı şikayetçi veya ilgili Cumhuriyet savcısı tarafından, tebliğden itibaren bir hafta içinde Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu hükümlerine göre acele itiraz yoluna gidilebilir.” hükmü ile itirazın ne şekilde karara bağlanacağını düzenleyen 5271 sayılı CMK.nun 271/2. maddesindeki “itiraz yerinde görülürse merci, aynı zamanda itiraz konusu hakkında da karar verir” biçimindeki hükmü karşısında, itiraz merciin verdiği kararın hukuka ve usule uygun olduğunun anlaşıldığı,

Açıklanan bu nedenlerle, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın yerinde görülmeyen 1 ve 2 nolu kanun yararına bozma isteminin reddine, 17.09.2015 tarihinde oybirliği ile, karar verildi.


YARGITAY 10. CEZA DAİRESİ Esas: 2011/10815 Karar: 2011/31641 Tarih: 20.07.2011

- İnfaz Kanunu 37. Madde

Kütahya E Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu’nda 04.01.2011 tarihinde yapılan kısmi aramada, kurumda hükümlü olarak bulunan O.D.’e ait kuş kafesinde esrar bulunması nedeniyle, Ceza İnfaz Kurumu Disiplin Kurulunca 10.01.2011 tarihinde 2011/17 karar sayı ile hükümlü hakkında 5275 sayılı Kanun’un 44/3-g maddesi uyarınca 20 gün hücreye koyma cezası verildiği, karara karşı hükümlünün şikayet yoluna başvurması üzerine Kütahya İnfaz Hakimliği’nce 02.02.2011 tarihinde 2011/21 esas ve 2011/23 karar sayı ile hükümlü tarafından yapılan şikayetin reddine ve disiplin cezasının onaylanmasına karar verildiği, bu karara karşı hükümlü tarafından itiraz edilmesi üzerine, Kütahya 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nce 25.02.2011 tarihinde 2011/331 değişik iş sayı ile hükümlüye yüklenen suçun olayın oluş şekli dikkate alındığında cezai soruşturmayı gerektiren bir suç olduğu, cezai soruşturma sonucunda hükümlü lehine karar alınması durumunda telafisi imkansız zarar doğabileceği, bu nedenle disiplin cezasının soruşturma sonucunda değerlendirilmesi gerektiği gerekçesiyle hükümlünün itirazının kabulü ile Kütahya İnfaz Hakimliği’nin 02.02.2011 tarihli, 2011/21 esas ve 2011/23 karar sayılı kararının kaldırılmasına ve yapılan işlemin 4675 sayılı Kanunun 6/3 maddesi gereğince durdurulmasına karar verildiği anlaşılmıştır.

Kanun yararına bozma talebi ve ihbar yazısında, «Dosya kapsamına göre, 5275 sayılı Kanun’un 37/2. maddesinde “Suç oluşturan eylemlerden dolayı açılan kamu davası, disiplin soruşturması yapılmasını ve cezanın uygulanmasını engellemez” ve aynı Kanun’un 47/5. maddesinde “Disiplin cezaları disiplin kurulunca evrak üzerinden görüşülerek en geç üç gün içinde karara bağlanır…” hükümlerinin yer alması karşısında, hükümlü hakkındaki cezanın uygulanması için cezaî soruşturma sonucunun beklenilmesinin gerekmediği gözetilmeden yazılı gerekçeyle itirazın kabulüne karar verilmesinde isabet görülmemiştir.» denilerek, Kütahya 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 25.02.2011 tarihli kararının bozulması istenmiştir.

5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun’un 37/2. maddesinde yer alan “Suç oluşturan eylemlerden dolayı açılan kamu davası, disiplin soruşturması yapılmasını ve cezanın uygulanmasını engellemez” ve aynı Kanun’un 47/5. maddesinde öngörülen “Disiplin cezaları disiplin kurulunca evrak üzerinden görüşülerek en geç üç gün içinde karara bağlanır.” şeklindeki hükümler gözetilmeden, “disiplin cezasının cezai soruşturma sonucunda değerlendirilmesi gerektiği gerekçesiyle” hükümlünün itirazının kabulü ile İnfaz Hakimliği’nin kararının kaldırılmasına ve yapılan işlemin durdurulmasına, karar verilmesi yasaya aykırı olup,

SONUÇ : Kanun yararına bozma talebine dayanan ihbar yazısında ileri sürülen düşünce yerinde olduğundan; Kütahya 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 25.02.2011 tarihli ve 2011/331 değişik iş sayılı kararının 5271 sayılı CMK’nın 309. maddesinin 3. fıkras 3. fıkrası gereğince BOZULMASINA, aynı Kanun’un 309. maddesinin 4. fıkrasının ( a ) bendi uyarınca gerekli işlemlerin yapılması için, dosyanın adı geçen Mahkemeye iletilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’na gönderilmesine, 20.07.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.


UYARI

Web sitemizdeki tüm makale ve içeriklerin telif hakkı Av. Baran Doğan’a aittir. Tüm makaleler hak sahipliğinin tescili amacıyla elektronik imzalı zaman damgalıdır. Sitemizdeki makalelerin kopyalanarak veya özetlenerek izinsiz bir şekilde başka web sitelerinde yayınlanması halinde hukuki ve cezai işlem yapılacaktır. Avukat meslektaşların makale içeriklerini dava dilekçelerinde kullanması serbesttir.

Makale Yazarlığı İçin

Avukat veya akademisyenler hukuk makalelerini özgeçmişleri ile birlikte yayımlanmak üzere avukatbd@gmail.com adresine gönderebilirler. Makale yazımında konu sınırlaması yoktur. Makalelerin uygulamaya yönelik bir perspektifle hazırlanması rica olunur.

Paylaş
RSS