0 212 652 15 44
Çalışma Saatlerimiz
Hafta İçi 09.00 - 18.00

Kamuya Yararlı Bir İşte Çalıştırma

İnfaz Kanunu Madde 105

(1) Türk Ceza Kanununun 50 nci maddesinin birinci fıkrasının (f) bendinde yer alan kısa süreli hapis cezasının yaptırım seçeneklerinden kamuya yararlı bir işte çalıştırma; hükümlünün, ücretsiz olarak iki saat çalışması karşılığı bir gün olmak üzere bir kamu kurumunun veya kamu yararına hizmet veren bir özel kuruluşun belirli hizmetlerinde çalıştırılmasıdır. (Ek cümle:14/4/2020-7242/45 md.) Günlük çalışma süresi, en az iki saat ve en fazla sekiz saat olacak şekilde denetimli serbestlik müdürlüğünce belirlenir.

(2) (Değişik:14/4/2020-7242/45 md.) Denetimli serbestlik müdürlükleri, bölgelerinde bulunan bu tür kurumlardan hükümlüleri ne suretle çalıştırabileceklerine dair bilgi alırlar ve hizmetler listesini oluştururlar.

(3) (Mülga:14/4/2020-7242/45 md.)

(4) ( Mülga: 5/4/2012-6291/3 md.)

(5) (Mülga: 5/4/2012-6291/3 md.)

Denetimli serbestlik tedbiri uygulanarak cezanın infazı

Madde 105/A – (Ek: 5/4/2012-6291/1 md.)

(1) (Değişik:14/4/2020-7242/46 md.) Hükümlülerin dış dünyaya uyumlarını sağlamak, aileleriyle bağlarını sürdürmelerini ve güçlendirmelerini temin etmek amacıyla, açık ceza infaz kurumunda veya çocuk eğitimevinde bulunan ve koşullu salıverilmesine bir yıl veya daha az süre kalan iyi hâlli hükümlülerin talebi hâlinde, cezalarının koşullu salıverilme tarihine kadar olan kısmının denetimli serbestlik tedbiri uygulanmak suretiyle infazına, ceza infaz kurumu idaresince hazırlanan değerlendirme raporu dikkate alınarak, hükmün infazına ilişkin işlemleri yapan Cumhuriyet başsavcılığının bulunduğu yer infaz hâkimi tarafından karar verilebilir.

(2) (Değişik:14/4/2020-7242/46 md.) Açık ceza infaz kurumuna ayrılma şartları oluşmasına karşın, iradesi dışındaki bir nedenle açık ceza infaz kurumuna ayrılamayan veya bu nedenle kapalı ceza infaz kurumuna geri gönderilen iyi hâlli hükümlüler, diğer şartları da taşımaları hâlinde, birinci fıkrada düzenlenen infaz usulünden yararlanabilirler.

(3) Yukarıdaki fıkralarda düzenlenen infaz usulünden;

a) Sıfır-altı yaş grubunda çocuğu bulunan ve koşullu salıverilmesine iki yıl veya daha az süre kalan kadın hükümlüler,

b) Maruz kaldıkları ağır bir hastalık, engellilik veya kocama nedeniyle hayatlarını yalnız idame ettiremeyen ve koşullu salıverilmesine üç yıl veya daha az süre kalan hükümlüler, diğer şartları da taşımaları hâlinde yararlanabilirler. Ağır hastalık, engellilik veya kocama hâli, Adlî Tıp Kurumundan alınan veya Adalet Bakanlığınca belirlenen tam teşekküllü hastanelerin sağlık kurullarınca düzenlenip Adlî Tıp Kurumunca onaylanan bir raporla belgelendirilmelidir.

(4) (Değişik: 18/6/2014-6545/80 md.) Adli para cezasının ödenmemesi nedeniyle, cezası hapse çevrilen hükümlüler yukarıdaki fıkralardaki infaz usulünden yararlanamazlar.

(5) Denetimli serbestlik tedbiri uygulanmak suretiyle cezasının infazına karar verilen hükümlünün, koşullu salıverilme tarihine kadar;

a) Kamuya yararlı bir işte ücretsiz olarak çalıştırılması,

b) Bir konut veya bölgede denetim ve gözetim altında bulundurulması,

c) Belirlenen yer veya bölgelere gitmemesi,

d) Belirlenen programlara katılması, yükümlülüklerinden bir veya birden fazlasına tabi tutulmasına, denetimli serbestlik müdürlüğünce karar verilir. Hükümlünün risk ve ihtiyaçları dikkate alınarak yükümlülükleri değiştirilebilir. (Ek cümle: 28/3/2023-7445/25 md.) Türk Ceza Kanununun 191 inci maddesinde yer alan kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın almak, kabul etmek veya bulundurmak ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanmak suçundan hükümlü olanlar ayrıca tedavi ve rehabilitasyon programlarına katılma yükümlülüğüne tabi tutulur.

(6) Hükümlünün;

a) Ceza infaz kurumundan ayrıldıktan sonra, talebinde belirttiği denetimli serbestlik müdürlüğüne beş gün içinde müracaat etmemesi,

b) Hakkında belirlenen yükümlülüklere, denetimli serbestlik müdürlüğünün hazırladığı denetim ve iyileştirme programına, denetimli serbestlik görevlilerinin bu kapsamdaki uyarı ve önerileriyle hakkında hazırlanan denetim planına uymamakta ısrar etmesi,

c) Ceza infaz kurumuna geri dönmek istemesi, hâlinde, denetimli serbestlik müdürlüğünün talebi üzerine, koşullu salıverilme tarihine kadar olan cezasının infazı için açık ceza infaz kurumuna gönderilmesine, denetimli serbestlik müdürlüğünün bulunduğu yer infaz hâkimi tarafından karar verilir.

(7) (Yeniden Düzenleme:14/4/2020-7242/46 md.) Hükümlü hakkında denetimli serbestlik tedbiri uygulanmaya başlandıktan sonra işlediği iddia olunan ve cezasının alt sınırı bir yıl veya daha fazla hapis cezasını gerektiren kasıtlı bir suçtan dolayı kamu davası açılmış olması hâlinde, denetimli serbestlik müdürlüğünün talebi üzerine infaz hâkimi tarafından, hükümlünün açık ceza infaz kurumuna gönderilmesine karar verilebilir. Kovuşturma sonucunda beraat, ceza verilmesine yer olmadığı, davanın reddi veya düşme kararı verilmesi hâlinde, hükümlünün cezasının infazına denetimli serbestlik tedbiri uygulanarak devam olunmasına infaz hâkimi tarafından karar verilir.

(8) Denetimli serbestlik müdürlüğüne müracaat etmesi gereken sürenin bitiminden itibaren iki gün geçmiş olmasına karşın müracaat etmeyenler ile ceza infaz kurumuna iade kararı verilmesine rağmen iki gün içinde en yakın Cumhuriyet başsavcılığına teslim olmayan hükümlüler hakkında, 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 292 nci ve 293 üncü maddelerinde yazılı hükümler uygulanır.

(9) Yükümlülüklerin gereklerine ve denetim planına uygun davranan hükümlünün koşullu salıverilmesi hakkında denetimli serbestlik müdürlüğü tarafından hazırlanan gerekçeli rapor, 107 nci ve 108 inci maddeler uyarınca işlem yapılmak üzere ilgili mahkemeye gönderilir.

(10) Denetimli serbestlik tedbiri uygulanarak cezaların infazına ilişkin esas ve usuller yönetmelikle düzenlenir.



İnfaz Kanunu Madde 105 ve 105/A Gerekçesi

Kısa süreli hapis cezalarının seçeneklerini düzenleyen Türk Ceza Kanununun 50 nci maddesinin birinci fıkrasının (f) bendinde yer alan kamuya yararlı bir işte çalıştırılması düzenlenmiştir.

Maddede kısa süreli hapis cezalarına hüküm giyenlerden, hükümlülük süresinin yarısını iyi halle geçirenlerin, kendileri, yasal temsilcisi veya Cumhuriyet savcısının istemi ve hükümlünün de rızasının bulunması koşuluyla, kamuya yararlı bir işte çalıştırılmalarına mahkemece karar verileceği öngörülmüştür. Mahkemenin kararında belirteceği çalışma esasları ve rejime uyulmaması halinde geriye kalan ceza aynen çektirilecektir.

Denetimli serbestlik ve yardım merkezleri, kendi bölgelerinde bulunan kurumlardan hükümlüleri çalıştırma olanakları konusunda bilgi alarak, bir liste hazırlayıp, mahkemelere verirler. Mahkeme, bu listelerden uygun gördüğü hizmeti ve süresini hükümlüye önerir ve bunu reddetme hakkı olduğunu da hatırlatır.


İnfaz Kanunu 105 ve 105/. Madde Emsal Yargıtay Kararları


YARGITAY 8. CEZA DAİRESİ Esas : 2017/21524 Karar : 2018/308 Tarih : 15.01.2018

- İnfaz Kanunu 105 ve 105/A. Madde

Sanığın yakalama emri üzerine yakalanmış olması ve bu nedenle kendiliğinden teslim olmadığının anlaşılması karşısında hakkında TCK.nun 293. maddesinin uygulanmasına dair tebliğnamedeki bozma düşüncesine iştirak edilmemiştir.

Yapılan duruşmaya, toplanıp karar yerinde gösterilen kanıtlara, mahkemenin yargılama sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine göre yerinde görülmeyen sair itirazların reddine, ancak;

1- Bursa 2. İnfaz Hakimliği’nin 2013…1438 E. sayılı 09.09.2013 tarihli kapalı cezaevine iade kararının sanığa tebliğine ilişkin tebligat evraklarının getirtilip, tebliğ sırasında 2 gün içinde cezaevine yada Cumhuriyet Başsavcılığına teslim olması gerektiğine dair ihtarat yapılıp yapılmadığı belirlendikten sonra hukuki durumunun tayin ve takdiri gerektiği gözetilmeden eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi,

Kabul ve uygulamaya göre de;

2- Sanık hakkında TCK.nun 292/1. maddesi uyarınca uygulama yapılırken bu hükme yollama yapan 5275 sayılı Kanunun 105/A…8. maddesinin gösterilmemesi suretiyle CMK.nun 232/6. maddesine aykırı davranılması,

Yasaya aykırı, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi uyarınca uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK.nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 15.01.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.


YARGITAY 1. CEZA DAİRESİ Esas : 2017/1461 Karar : 2017/2501 Tarih : 3.07.2017

  • İnfaz Kanunu 105 ve 105/A. Madde

Kasten yaralama suçundan sanık …’in, 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 86/2, 86/3-e, 29/1 ve 62. maddeleri uyarınca 3 ay 22 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına, anılan Kanunun 58/6. maddesi uyarınca sanık hakkında hükmolunan cezanın mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine, cezanın infazından sonra başlamak üzere denetim süresi belirlenmesine dair Milas 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 31/12/2014 tarihli ve 2014/433 esas, 2014/553 sayılı kararının Yargıtay 3. Ceza Dairesinin 28/01/2016 tarihli ve 2015/22545 esas, 2016/2034 karar sayılı ilamı ile onanmak suretiyle kesinleşerek infazına geçilmesini müteakip, 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanunun 105/A maddesi uyarınca cezasının koşullu salıverilme tarihine kadar denetimli serbestlik tedbiri uygulanmak suretiyle infazına ilişkin Muğla İnfaz Hakimliğinin 07/04/2016 tarihli ve 2016/429 esas, 2016/412 sayılı kararını takiben, 24/06/2016 tarihinden itibaren koşullu salıverilmesine dair Bodrum 4. Asliye Ceza Mahkemesinin 29/06/2016 tarihli ve 2016/95 değişik iş sayılı kararını müteakip, mükerrir hükümlü hakkında denetim süresi belirlenmesi taleplerinin ayrı ayrı reddine ilişkin Bodrum 4. Asliye Ceza Mahkemesinin 02/08/2016 tarihli ve 2016/141 değişik iş sayılı kararına karşı yapılan itirazın reddine dair Bodrum Ağır Ceza Mahkemesinin 22/08/2016 tarihli ve 2016/775 değişik iş sayılı kararı ile ilgili olarak;

5275 sayılı Kanunun 108. maddesinin 4. fıkrasında yer alan “Hakim, mükerrir hakkında cezanın infazının tamamlanmasından sonra başlamak ve bir yıldan az olmamak üzere denetim süresi belirler.” ve 108/5. maddesinde yer alan “(5) Tekerrür dolayısıyla belirlenen denetim süresinde, koşullu salıverilmeye ilişkin hükümler uygulanır.” şeklindeki düzenlemeler birlikte değerlendirildiğinde, şartlı tahliye kararı veren mahkemenin aynı zamanda mükerrir hükümlü hakkında cezasının bihakkın infazının tamamlanma tarihinden itibaren başlamak ve de 1 yıldan az olmamak üzere denetim süresi belirlemesinin kanunun amir hükmü olduğu, mükerrirlere özgü olan 5275 sayılı Kanunun 108/4. maddesinde yer alan bu düzenlemenin anılan Kanunun 107/6. maddesinde yer alan mükerrirlere özgü olmayan düzenleme ile bir ilgisinin bulunmadığı gibi, 108/5. maddesinde yer alan hükmün denetim süresinin nasıl yerine getirileceğine ilişkin olduğu gözetilmeksizin, merciince yapılan itirazın kabulü yerine reddine karar verilmesinde isabet görülmediğinden bahisle 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğünün 16/05/2017 gün ve 94660652-105-48-1003-2017-Kyb sayılı yazılı istemlerine müsteniden Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının tebliğnamesi ile Dairemize ihbar ve dava evrakı gönderilmekle, incelenerek gereği düşünüldü;

TÜRK MİLLETİ ADINA

Kanun yararına bozma talebine dayanılarak Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen tebliğnamedeki bozma isteği incelenen dosya kapsamına göre yerinde görüldüğünden, Bodrum Ağır Ceza Mahkemesinin 22/08/2016 tarihli ve 2016/775 değişik iş sayılı kararının 5271 sayılı CMK’nun 309. maddesi uyarınca KANUN YARARINA BOZULMASINA, diğer işlemlerin yapılabilmesi için dosyanın Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 03/07/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.


YARGITAY 16. CEZA DAİRESİ Esas : 2017/1096 Karar : 2017/4411 Tarih : 23.05.2017

- İnfaz Kanunu 105 ve 105/A. Madde

Sanık … hakkında hükümlü veya tutuklunun kaçması suçundan mahkumiyetine dair Antalya 8. Sulh Ceza Mahkemesinin 26.04.2013 tarih ve 2013/32-2013/230 sayılı kararının sanık tarafından temyizi üzerine, yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairemizin 13.12.2016 tarih ve 2016/6293-2016/7378 sayılı ilamı ile ONANMASINA karar verilmiştir.

Mezkur ilama Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 22.03.2017 tarih ve 9-2014/187356 sayılı yazısı ile yapılan itirazda;

“Antalya İnfaz Hakimliğinin 19.04.2012 gün ve 2012/300-293 sayılı kararı ile, kalan cezasının denetimli serbestlik tedbiri uygulanmak suretiyle infazına karar verilen sanığa sözkonusu kararın, “tahliye edildiği tarihten itibaren 3 gün içerisinde Antalya Denetimli Serbestlik Müdürlüğüne başvurması, başvuru süresinin son gününün resmi tatile denk gelmesi durumunda, başvuru süresinin tatil gününü takip eden ilk mesai günü dolacağı” ihtarıyla 19.04.2012 tarihinde tebliğ edildiği, buna göre son başvuru tarihinin 22.04.2012 günü olduğu, bu günün resmi tatil günü olan pazar gününe denk gelmesi ve müteakip 23.04.2012 tarihinin de 2429 sayılı Kanun gereği resmi tatil günü olması nedeniyle sanığın başvuru süresinin 24.04.2012 tarihine uzadığı ancak sanığın bu tarihte başvurmadığı, 25.04.2012 tarihinde başvurduğu,

buna göre sanığın eyleminin 5275 sayılı Kanunun 105/A-8 maddesindeki “Denetimli serbestlik müdürlüğüne müracaat etmesi gereken sürenin bitiminden itibaren iki gün geçmiş olmasına karşın müracaat etmeyenler… “

tanımına girmediği ve hükümlünün kaçması suçunun maddi unsurunun oluşmadığı, sanık hakkında ancak idare tarafından disiplin müeyyidesi uygulanabileceği gözetilmeden, hakkında açılan davada beraatine karar verilmesi gereken sanığın cezalandırılmasına karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu düşüncesiyle” …

Dairenin onama kararının kaldırılarak Antalya (Kapatılan) 8. Sulh Ceza Mahkemesinin 26.04.2013 gün ve 2013/32 E. 2013/230 K. sayılı kararının bozulması talep edilmiştir.

Dosyanın incelenmesinde; sanığın, Antalya 16. Asliye Ceza Mahkemesinin 01.12.2011 tarih, 2011/733 esas, 2011/540 sayılı kararı ile verilen 7 ay 20 gün hapis cezasının infazı için hükümlü olarak, 26.02.2012 tarihinde ceza infaz kurumuna alındığı, 17.04.2012 tarihinde yürürlüğe giren hükümlülerin açık ceza infaz kurumlarına ayrılmaları hakkındaki yönetmelikte yapılan değişiklik nedeni ile 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkındaki Kanunda 6291 sayılı Kanunla yapılan değişiklikten istifade etmek istediğini bildirmesi üzerine, Antalya İnfaz Hakimliğinin 19.04.2012 tarih ve 2012/293 sayılı kararı ile hakkında denetimli serbestlik tedbiri uygulanmak sureti ile tahliyesine karar verildiği,

5275 sayılı Kanunun 105/A-8. maddesi; “ Denetimli serbestlik müdürlüğüne müracaat etmesi gereken sürenin bitiminden itibaren iki gün geçmiş olmasına karşın müracaat etmeyenler ile kapalı ceza infaz kurumuna iade kararı verilmesine rağmen iki gün içinde en yakın Cumhuriyet Başsavcılığına teslim olmayan hükümlüler hakkında, 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 292nci ve 293üncü maddelerinde yazılı hükümler uygulanır.” şeklindedir.

Sanığın denetimli serbestlik müdürlüğüne kararın kendisine tebliği olan 19.04.2013 tarihinden sonra 5275 sayılı Kanunun 6291 sayılı Kanun ile değişik 105/A-6 maddesinde belirtilen “3” günlük ve buna ilaveten aynı Kanunun 105/A-8. maddesinde öngörülen “2” günlük sürelerin sonu olan 24.04.2013 tarihinde başvurmayarak 25.04.2013 tarihinde müracaat ettiği anlaşılmakla;

Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından ileri sürülen itiraz nedenleri yerinde görülmediğinden 6352 sayılı Kanunun 99. maddesi ile değişik CMK’nın 308/3. maddesi uyarınca İTİRAZIN REDDİNE, dosyanın itiraz konusunda karar verilmek üzere Yargıtay Ceza Genel Kuruluna gönderilmesi için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 23.05.2017 tarihinde, oybirliğiyle karar verildi.


YARGITAY 1. CEZA DAİRESİ Esas : 2017/561 Karar : 2017/1453 Tarih : 26.04.2017

  • İnfaz Kanunu 105 ve 105/A. Madde

Yağma ve suç işlemek amacıyla örgüt kurmak suçlarından hükümlü …’nin, 36 yıl ağır hapis cezası ile 1 yıl 8 ay hapis cezalarının 765 sayılı Türk Ceza Kanununun 77/1. maddesi gereğince toplanarak 36 yıl ağır hapis cezası olarak infazına ilişkin Edirne 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 16/03/2015 tarihli ve 2015/314 değişik iş sayılı içtima kararının infazı sırasında, 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanunun 105/A maddesi uyarınca cezasının denetimli serbestlik tedbiri uygulanmak suretiyle infazı talebinin reddine dair Kırklareli İnfaz Hakimliğinin 25/08/2016 tarihli ve 2016/2169-2225 sayılı kararına vaki itirazın keza reddine ilişkin Kırklareli Ağır Ceza Mahkemesinin 09/09/2016 tarihli ve 2016/1094 değişik iş sayılı kararı ile ilgili olarak;

5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 23/1. maddesinde yer alan, “Bir karar veya hükme katılan hakim, yüksek görevli mahkemece bu hükme ilişkin olarak verilecek karar veya hükme katılamaz.” hükmü ile 4675 sayılı İnfaz Hakimliği Kanununun 6/5-6. maddelerindeki “İnfaz hakiminin kararlarına karşı şikayetçi veya ilgili Cumhuriyet savcısı tarafından, tebliğden itibaren bir hafta içinde Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu hükümlerine göre acele itiraz yoluna gidilebilir. İtiraz, infaz hakimliğinin kurulduğu yer ağır ceza mahkemesine, ağır ceza mahkemesinin birden fazla dairesinin bulunması halinde (2) numaralı daireye yapılır. İnfaz hakimi aynı zamanda bu mahkemenin üyesi olduğu takdirde itirazla ilgili karara katılamaz.” şeklindeki düzenleme nazara alındığında, Kırklareli İnfaz Hakimi olarak karar veren hakim Hasan Kaya’nın bu karara yönelik itiraz üzerine mercii sıfatıyla karar veren Kırklareli Ağır Ceza Mahkemesinin 09/09/2016 tarihli kararına iştirak edemeyeceği gözetilmeden, yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmediğinden bahisle 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğünün 26/01/2017 gün ve 94660652-105-39-4-2017-Kyb sayılı yazılı istemlerine müsteniden Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının tebliğnamesi ile Dairemize ihbar ve dava evrakı gönderilmekle, incelenerek gereği düşünüldü;

TÜRK MİLLETİ ADINA

Kanun yararına bozma talebine dayanılarak Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen tebliğnamedeki bozma isteği incelenen dosya kapsamına göre yerinde görüldüğünden, Kırklareli Ağır Ceza Mahkemesinin 09/09/2016 tarihli ve 2016/1094 değişik iş sayılı kararının 5271 sayılı CMK’nun 309. maddesi uyarınca KANUN YARARINA BOZULMASINA, diğer işlemlerin yapılabilmesi için dosyanın Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 26/04/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.


YARGITAY 18. CEZA DAİRESİ Esas : 2017/489 Karar : 2017/3345 Tarih : 27.03.2017

  • İnfaz Kanunu 105 ve 105/A. Madde

Kamu görevlisine karşı görevinden dolayı hakaret ve tehdit suçlarından sanık …‘nun, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 106/1-1.cümle, 125/1, 125/3-a, 43/2. maddesi delaleti ile 43/1, 29 (iki kez) ve 62/1. (iki kez) maddeleri uyarınca 7 ay 15 gün ve 4 ay 21 gün hapis cezaları ile cezalandırılmasına, hakaret suçundan hükmolunan kısa süreli hapis cezasının 3 ay 22 gün, tehdit suçundan hükmolunan kısa süreli hapis cezasının ise 1 ay 5 gün süre ile 5237 sayılı Kanun’un 50/1-f maddesi uyarınca kamu hizmetinde çalıştırılması seçenek yaptırımına çevrilmesine dair Lüleburgaz (kapatılan) 2. Sulh Ceza Mahkemesinin 01/04/2014 tarihli ve 2014/66 esas, 2014/219 sayılı kararının infazını müteakip, hükümlü hakkındaki 1 ay 5 gün süre ile kamuya yararlı bir işte çalıştırılma seçenek yaptırımının gereklerinin yerine getirilmesi nedeni ile 5237 sayılı Kanun’un 191/5. maddesi uyarınca davanın düşürülmesine dair Lüleburgaz 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 05/02/2015 tarihli ve 2014/732 esas, 2014/264 sayılı ek kararı takiben, bu kez hükümlü hakkındaki 3 ay 22 gün süre ile kamuya yararlı bir işte çalıştırılma seçenek yaptırımının gereklerinin yerine getirilmesi nedeni ile davanın düşürülmesine ilişkin Lüleburgaz 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 25/07/2016 tarihli ve 2014/732 esas, 2014/264 sayılı ek kararının, Adalet Bakanlığı tarafından kanun yararına bozulmasının istenilmesi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının, 05/01/2017 gün ve 2016/401763 sayılı istem yazısıyla Dairemize gönderilen dava dosyası incelendi.

İstem yazısında; “5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 50/1-f madde ve bendi uyarınca kamuya yararlı bir işte çalıştırılması seçenek yaptırımına çevrilen kısa süreli hapis cezalarına ilişkin, seçenek yaptırımın gereklerine uygun davranılması hâlinde mahkûm olduğu cezanın infaz edilmiş sayılacağı ve Cumhuriyet savcılığınca sadece yerine getirme fişi tanzim edilmesi gerektiği gözetilmeden, seçenek yaptırımın gereklerinin yerine getirildiğinden bahisle kamu davalarının düşürülmesine karar verilmesinde isabet görülmemiştir.” denilmektedir.

Hukuksal Değerlendirme;

Kısa süreli hapis cezasına seçenek yaptırımlar, suç ve ceza politikası gereğince kanun koyucunun benimsediği bir cezalandırma ve infaz yöntemidir. Amacı; kişiye, işlediği suçun niteliği, cezasının azlığı ya da yaşı nedeniyle bir kısım özel imkânlar sunarak, ıslahı ve topluma kazandırılması açısından bir yandan sanığı, diğer yandan da mağduru ve toplumu korumaktır.

Kısa süreli hapis cezasının seçenek yaptırımlara çevrilmesi, suçlunun kişiliğine, sosyal ve ekonomik durumuna, yargılama sürecinde duyduğu pişmanlığa ve suçun işlenmesindeki özelliklere göre cezanın kişiselleştirilmesidir. Hâkim, kısa süreli hapis cezasının, hapis cezası olarak infaz edilmesi yerine, cezayı kişiselleştirerek daha etkili, caydırıcı ve ıslah edici olduğu kanaati ile cezayı seçenek yaptırıma çevirmektedir.

5237 sayılı Yasanın 50. maddesinin 1. fıkrasında kısa süreli hapis cezası yerine uygulanabilecek seçenek yaptırımlar altı bent halinde düzenlenmiştir.

(f) bendindeki düzenleme; “Mahkum olunan cezanın yarısından bir katına kadar süreyle ve gönüllü olmak koşuluyla kamuya yararlı bir işte çalıştırmaya çevrilebilir.” şeklindedir.

“Kamuya yararlı işte çalıştırma” tedbirinin ne şekilde infaz edileceği; 5275 sayılı Kanun’un 105. maddesinde; “(1) Türk Ceza Kanununun 50 nci maddesinin birinci fıkrasının (f) bendinde yer alan kısa süreli hapis cezasının yaptırım seçeneklerinden kamuya yararlı bir işte çalıştırma; hükümlünün, ücretsiz olarak bir kamu kurumunun veya kamu yararına hizmet veren bir özel kuruluşun belirli hizmetlerinde çalıştırılmasıdır.

(2) Denetimli serbestlik ve yardım merkezleri, bölgelerinde bulunan bu tür kurumlardan hükümlüleri ne suretle çalıştırabileceklerine dair bilgi alırlar ve hizmetler listesini oluştururlar. Bu listeler mahkemelere verilir. Mahkeme, bu listelerden uygun gördüğü hizmeti ve süresini hükümlüye önerir ve bunu reddetme hakkına sahip olduğunu hatırlatır.….” biçiminde düzenlenmiştir.

Aynı Kanun’un 109. maddesinde ise; 5237 sayılı Kanun’un 50. maddesine göre hükmedilen seçenekli yaptırımların infazında uygulanacak rejimin tüzükte gösterileceği yazılıdır.

Anılan tüzük 06.04.2006 tarihinde Resmi Gazetede yayımlanmak suretiyle yürürlüğe girmiştir. Tüzüğün 51. maddesinin 6. fıkrası da İnfaz Kanunu’nun 105. maddesi ile aynı doğrultudadır.

Ayrıca,TCK’nın 50/6. maddesi : “Hüküm kesinleştikten sonra Cumhuriyet savcılığınca yapılan tebligata rağmen otuz gün içinde seçenek tedbirin gereklerinin yerine getirilmesine başlanmaması veya başlanıp da devam edilmemesi hâlinde, hükmü veren mahkeme kısa süreli hapis cezasının tamamen veya kısmen infazına karar verir ve bu karar derhâl infaz edilir”,

TCK’nın 50/7.maddesi: “Hükmedilen seçenek tedbirin hükümlünün elinde olmayan nedenlerle yerine getirilememesi durumunda, hükmü veren mahkemece tedbir değiştirilir.”,

Denetimli Serbestlik Hizmetleri Kanunu’nun 5. maddesi: “(1) Hakkında herhangi bir tedbire hükmedilen kişi, karara uygun olarak müdürlüğün hazırladığı programa ve denetimli serbestlik görevlilerinin bu kapsamdaki uyarı ve önerilerine uymak ve katlanmak zorundadır.

(2) (Ek fıkra: 06/12/2006 - 5560 S.K.42.md) Denetimli serbestlik müdürlüğü tarafından yapılan çağrılara veya hazırlanan denetim planına uyarıya rağmen uyulmaması, denetimli serbestlik tedbirine ilişkin yükümlülük ihlali sayılır.”,

Ceza ve İnfaz Kurumlarının Yönetimi ile Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Tüzüğü’n 51/6 maddesinin f fıkrası ise: “Kesinleşen kamuya yararlı bir işte çalışma yaptırımını içeren ilâm Cumhuriyet başsavcılığına verilir. Cumhuriyet başsavcılığınca ilâm, denetimli serbestlik ve yardım merkezi şube müdürlüğü ya da bürosuna gönderilir. Bu birim tarafından, yapılacak tebligatta on gün içinde hükümlünün kararın infazı için başvurması istenir. Hükümlünün haklı, geçerli ve gerektiğinde belgelendirilebilen mazereti olmaksızın on gün içinde gelmemesi ve otuz gün içinde seçenek yaptırımın infazına başlanmaması hâlinde durum Cumhuriyet Başsavcılığı aracılığı ile mahkemeye bildirilir.” hükümlerini düzenlemiştir.

İncelenen somut olayda, sanığın, hakaret ve tehdit suçlarından mahkumiyetine karar verildiği, verilen mahkumiyet kararlarının TCK’nın 50/1-f fıkrası uyarınca kamuya yararlı işte çalıştırma tedbirine çevrildiği, her iki suçtan verilen kamuya yararlı işte çalıştırma tedbirinin infazının tamamlandığı, yerel Mahkemece 05.02.2015 ve 25.07.2016 tarihli ek kararlarla, sanığın TCK’nın 50/1-f fıkrası uyarınca uygulanan tedbire ait yükümlülükleri yerine getirdiğinden bahisle düşme kararı verildiği görülmektedir.

Ancak, yukarıda açıklanan mevzuat kapsamı değerlendirildiğinde, sanığın, kamuya yararlı işte çalıştırma tedbirine ait yükümlülükleri yerine getirmesi sonrasında düşme kararı verileceğine dair herhangi bir hüküm bulunmadığı, hukuken geçersiz nitelikteki bahsi geçen düşme kararlarının YOK HÜKMÜNDE olduğu anlaşıldığından, kanun yararına bozma talebi hususunda karar verilmesine yer olmadığı şeklinde karar verilmesi gerekmiştir.

Sonuç ve Karar:

Yukarıda açıklanan nedenlerle;

Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının düzenlediği tebliğnamedeki düşünce, kanun yararına bozma talebine konu ek kararların YOK HÜKMÜNDE olması nedeniyle yerinde görülmediğinden, CMK’nın 309. maddesi uyarınca KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA, 27.03.2017 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.


YARGITAY 1. CEZA DAİRESİ Esas : 2016/5346 Karar : 2017/649 Tarih : 6.03.2017

  • İnfaz Kanunu 105 ve 105/A. Madde

Çocuğun cinsel istismarı suçundan Ankara 6. Ağır Ceza Mahkemesinin 2012/278 esas, 2013/206 sayılı Kararı ile 5 yıl 7 ay 15 gün hapis cezasına hükümlü …‘ın bu cezasının infazı sırasında, 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanunun 105/A maddesi gereğince cezasının koşullu salıverilme tarihine kadar olan kısmının denetimli serbestlik tedbiri uygulanmak suretiyle infaz edilmesine dair Ankara 1. İnfaz Hâkimliğinin 17/02/2015 tarihli ve 2015/391 esas, 2015/374 sayılı Kararını müteakip, hükümlünün denetimli serbestlik yükümlülüklerini ihlal ettiği gerekçesiyle cezasının koşullu salıverilme tarihine kadar olan kısmının infazı için kapalı ceza infaz kurumuna gönderilmesine ilişkin Ankara 1. İnfaz Hakimliğinin 19/11/2015 tarihli ve 2015/3048 esas, 2015/3064 sayılı Kararına yönelik itirazın kabulüne anılan kararın kaldırılmasına dair Ankara 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 30/12/2015 tarihli ve 2015/1215 değişik iş sayılı Kararı ile ilgili olarak;

Dosya kapsamına göre;

5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun’un 105/A maddesinin 6. fıkrasında yer alan;

“Hükümlünün;

a) Ceza infaz kurumundan ayrıldıktan sonra, talebinde belirttiği denetimli serbestlik müdürlüğüne üç gün içinde müracaat etmemesi,

b) Hakkında belirlenen yükümlülüklere, denetimli serbestlik müdürlüğünün hazırladığı denetim ve iyileştirme programına, denetimli serbestlik görevlilerinin bu kapsamdaki uyarı ve önerileriyle hakkında hazırlanan denetim planına uymamakta ısrar etmesi,

c) Ceza infaz kurumuna geri dönmek istemesi hâlinde, denetimli serbestlik müdürlüğünün talebi üzerine, koşullu salıverilme tarihine kadar olan cezasının infazı için kapalı ceza infaz kurumuna gönderilmesine, infaz hâkimi tarafından karar verilir.” şeklindeki düzenleme ile,

Denetimli Serbestlik Hizmetleri Yönetmeliğinin hükümlünün uyarılması başlıklı 44. maddesinde yer alan;

“(1) Yükümlülüğün yerine getirilmesi için uyulması gereken kurallar ile karara uygun olarak hazırlanan programa ve denetimli serbestlik personelinin bu kapsamdaki uyarı ve çağrılarına uyulmaması yükümlülüğün ihlali sayılır. Yükümlülüğün ihlal edilmesi durumunda vaka sorumlusunun teklifi üzerine yükümlü, komisyon tarafından veya kanunda yazılı hallerde komisyonun önerisi üzerine ilgili hâkim tarafından uyarılır.

(2) Uyarı bir yazı ile yükümlüye tebliğ edilir. Gerektiğinde yükümlü, müdürlüğe davet edilerek yükümlülüklerine ilişkin hususlar ve ihlalin sonuçları vaka sorumlusu tarafından kendisine sözlü olarak da açıklanır. Yükümlünün gelmemesi durumunda daha önce yapılmış olan yazılı uyarı yeterli sayılır.

(3) Denetimli serbestlik kararlarının infazında, yükümlülüğün bir yıl içerisinde iki defa ihlal edilmesi yükümlülüğe uymamada ısrar etme sayılır. Yükümlünün uyarılmasının ardından bir yıl içerisinde ikinci ihlalin tespit edilmesi halinde infaza son verilerek kayıt kapatılır.” şeklindeki düzenlemeler karşısında, somut olayda 20/02/2015 tarihi itibari ile hükümlü hakkında denetim planı hazırlanarak infazına başlanıldığı, hükümlünün 08/09/2015 tarihinde imza yükümlülüğünü yerine getirmemesi nedeniyle komisyon kararına istinaden 15/09/2015 tarihinde uyarılmasına rağmen 13/10/2015 tarihinde belgelendirilebilir ve geçerli bir mazereti bulunmaksızın imza yükümlülüğünü yerine getirmeyerek denetimli serbestlik kapsamında belirlenen yükümlülüğü ikinci kez ihlal ettiği gözetilmeden, itirazın reddi yerine yazılı şekilde kabulüne karar verilmesinde isabet görülmediğinden bahisle 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğünün 21/06/2016 gün ve 94660652-105-06-1477-2016-Kyb sayılı yazılı istemlerine müsteniden Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının tebliğnamesi ile Dairemize ihbar ve dava evrakı gönderilmekle, incelenerek gereği düşünüldü;

TÜRK MİLLETİ ADINA

Kanun yararına bozma talebine dayanılarak Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen tebliğnamedeki bozma isteği incelenen dosya kapsamına göre yerinde görüldüğünden, Ankara 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 30/12/2015 tarihli ve 2015/1215 değişik iş sayılı Kararının 5271 sayılı CMK’nun 309. maddesi uyarınca KANUN YARARINA BOZULMASINA, diğer işlemlerin yapılabilmesi için dosyanın Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 06/03/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.


YARGITAY 21. CEZA DAİRESİ Esas : 2016/1723 Karar : 2016/3466 Tarih : 18.04.2016

- İnfaz Kanunu 105 ve 105/A. Madde

… Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğünün 29.05.2015 gün ve 2015/10954/35218 sayılı kanun yararına bozma istemine atfen Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen 05.06.2015 gün ve KYB.2015/203939 sayılı ihbarnamesi ile;

Muhtelif suçlardan hükümlü …’nun, cezalarının 1 yıl 15 ay 15 gün hapis cezası olarak toplanmasına dair … 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 24/06/2014 tarihli ve 2014/233 değişik iş sayılı içtima kararının infazı sırasında, adı geçen hükümlünün cezasının koşullu salıverilme tarihi 20/07/2015 tarihine kadar olan kısmının denetimli serbestlik tedbiri ile infazına ilişkin … İnfaz Hakimliğinin 18/07/2014 tarihli ve 2014/563-563 sayılı kararı sonrasında, hükümlünün … 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 30/09/2014 tarihli ve 2014/348-239 sayılı kararı ile verilen 10 ay hapis cezasının infazı için 21/11/2014 tarihinde açık ceza infaz kurumuna alınmasını müteakip, hükümlü hakkındaki cezaların 1 yıl 25 ay 15 gün hapis cezası olarak toplanmasına ilişkin … 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 28/11/2014 tarihli ve 2014/368 değişik iş sayılı kararı sonrasında, hükümlünün denetimli serbestlik tedbiri ile infaz talebinin reddine ilişkin Kastamonu İnfaz Hâkimliğinin 27/02/2015 tarihli ve 2015/118-106 sayılı kararına hükümlü tarafından yapılan itirazın kabulü ile bahse konu kararın kaldırılmasına, hükümlünün infazının denetimli serbestlik tedbiri uygulanmak suretiyle yapılmasına dair merci … Ağır Ceza Mahkemesinin 11/03/2015 tarihli ve 2015/117değişik iş sayılı kararını kapsayan dosyanın incelenmesinde;

5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı hakkında Kanun`un 105/A maddesinin 1.fıkrasında yeralan “(1) Hükümlülerin dış dünyaya uyumlarını sağlamak, aileleriyle bağlarını sürdürmelerini ve güçlendirmelerini temin etmek amacıyla;

a)Açık ceza infaz kurumunda cezasının son altı ayını kesintisiz olarak geçiren,

b)Çocuk eğitimevinde toplam cezasının beşte birini tamamlayan, koşullu salıverilmesine bir yıl veya daha az süre kalan iyi hâlli hükümlülerin talebi hâlinde, cezalarının koşullu salıverilme tarihine kadar olan kısmının denetimli serbestlik tedbiri uygulanmak suretiyle infazına, ceza infaz kurumu idaresince hükümlü hakkında hazırlanan değerlendirme raporu dikkate alınarak, infaz hâkimi tarafından karar verilebilir.” düzenleme ile hükümlünün … 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 2014/233 değişik iş sayılı içtima kararının infazı sırasında 18/07/2014-21/11/2014 tarihleri arasında 125 gün süreyle denetimli serbestlik tedbiri ile infaz usulünden yararlandığı cihetle, hükümlünün infaza konu … 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 2014/368 değişik iş sayılı içtima kararı ile toplanan 1 yıl 25 ay 15 gün hapis cezasından dolayı, 5275 sayılı Kanun’un 105/a maddesi gereğince en fazla 1 yıl süreyle denetimli serbestlik tedbiri uygulanmak suretiyle cezanın infazından yararlanabileceği gözetilmeksizin, itirazın reddi yerine yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmediğinden bahisle 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca, anılan kararın bozulması istenilmiş olmakla, Dairemize gönderilen dosya incelenerek gereği görüşüldü:

2797 sayılı Yargıtay Yasası`nın 6545 sayılı Yasa ile değişik 14. maddesi uyarınca, hükmün konusuna, kanun yararına bozma talebinin kapsamına göre inceleme görevi Yüksek (19.) Ceza Dairesine ait olduğundan Dairemizin GÖREVSİZLİĞİNE, dosyanın görevli Daireye gönderilmesine, 18.04.2016 gününde oybirliği ile karar verildi…. Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğünün 29.05.2015 gün ve 2015/10954/35218 sayılı kanun yararına bozma istemine atfen Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen 05.06.2015 gün ve KYB.2015/203939 sayılı ihbarnamesi ile;

Muhtelif suçlardan hükümlü …’nun, cezalarının 1 yıl 15 ay 15 gün hapis cezası olarak toplanmasına dair … 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 24/06/2014 tarihli ve 2014/233 değişik iş sayılı içtima kararının infazı sırasında, adı geçen hükümlünün cezasının koşullu salıverilme tarihi 20/07/2015 tarihine kadar olan kısmının denetimli serbestlik tedbiri ile infazına ilişkin … İnfaz Hakimliğinin 18/07/2014 tarihli ve 2014/563-563 sayılı kararı sonrasında, hükümlünün … 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 30/09/2014 tarihli ve 2014/348-239 sayılı kararı ile verilen 10 ay hapis cezasının infazı için 21/11/2014 tarihinde açık ceza infaz kurumuna alınmasını müteakip, hükümlü hakkındaki cezaların 1 yıl 25 ay 15 gün hapis cezası olarak toplanmasına ilişkin … 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 28/11/2014 tarihli ve 2014/368 değişik iş sayılı kararı sonrasında, hükümlünün denetimli serbestlik tedbiri ile infaz talebinin reddine ilişkin Kastamonu İnfaz Hâkimliğinin 27/02/2015 tarihli ve 2015/118-106 sayılı kararına hükümlü tarafından yapılan itirazın kabulü ile bahse konu kararın kaldırılmasına, hükümlünün infazının denetimli serbestlik tedbiri uygulanmak suretiyle yapılmasına dair merci … Ağır Ceza Mahkemesinin 11/03/2015 tarihli ve 2015/117değişik iş sayılı kararını kapsayan dosyanın incelenmesinde;

5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı hakkında Kanun`un 105/A maddesinin 1.fıkrasında yeralan “(1) Hükümlülerin dış dünyaya uyumlarını sağlamak, aileleriyle bağlarını sürdürmelerini ve güçlendirmelerini temin etmek amacıyla;

a)Açık ceza infaz kurumunda cezasının son altı ayını kesintisiz olarak geçiren,

b)Çocuk eğitimevinde toplam cezasının beşte birini tamamlayan, koşullu salıverilmesine bir yıl veya daha az süre kalan iyi hâlli hükümlülerin talebi hâlinde, cezalarının koşullu salıverilme tarihine kadar olan kısmının denetimli serbestlik tedbiri uygulanmak suretiyle infazına, ceza infaz kurumu idaresince hükümlü hakkında hazırlanan değerlendirme raporu dikkate alınarak, infaz hâkimi tarafından karar verilebilir.” düzenleme ile hükümlünün … 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 2014/233 değişik iş sayılı içtima kararının infazı sırasında 18/07/2014-21/11/2014 tarihleri arasında 125 gün süreyle denetimli serbestlik tedbiri ile infaz usulünden yararlandığı cihetle, hükümlünün infaza konu … 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 2014/368 değişik iş sayılı içtima kararı ile toplanan 1 yıl 25 ay 15 gün hapis cezasından dolayı, 5275 sayılı Kanun’un 105/a maddesi gereğince en fazla 1 yıl süreyle denetimli serbestlik tedbiri uygulanmak suretiyle cezanın infazından yararlanabileceği gözetilmeksizin, itirazın reddi yerine yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmediğinden bahisle 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca, anılan kararın bozulması istenilmiş olmakla, Dairemize gönderilen dosya incelenerek gereği görüşüldü:

2797 sayılı Yargıtay Yasası`nın 6545 sayılı Yasa ile değişik 14. maddesi uyarınca, hükmün konusuna, kanun yararına bozma talebinin kapsamına göre inceleme görevi Yüksek (19.) Ceza Dairesine ait olduğundan Dairemizin GÖREVSİZLİĞİNE, dosyanın görevli Daireye gönderilmesine, 18.04.2016 gününde oybirliği ile karar verildi.


YARGITAY 16. CEZA DAİRESİ Esas : 2015/8616 Karar : 2016/1047 Tarih : 15.02.2016

  • İnfaz Kanunu 105 ve 105/A. Madde

1- Oluşa ve dosya kapsamına göre sanığın eyleminin uyduğu TCK’nın 292/1. maddesine dayanak oluşturan 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanunun 105/A maddesinin 7. fıkrasının (b) ve (c) bendlerinin, hükümden önce 09.01.2014 tarihli ve 28877 sayılı Resmi Gazete`de yayımlanarak yürürlüğü giren Anayasa Mahkemesinin 26.12.2013 tarih ve 2013/133 E. 2013/169 K. sayılı kararı ile iptal edilmesi karşısında sanığın eylemi suç oluşturmadığından beraati yerine yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesi,

Kabule göre de;

2- TCK’nın 53. maddesinde düzenlenen hak yoksunluklarının uygulanması bakımından, Anayasa Mahkemesinin 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete`de yayımlanarak yürürlüğe giren 08.10.2015 tarih, 2014/140 E. 2015/85 sayılı iptal kararının gözetilmesi lüzumu,

Kanuna aykırı, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, sair yönleri incelenmeyen hükmün bu sebeplerden dolayı BOZULMASINA, 15.02.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.


YARGITAY 19. CEZA DAİRESİ Esas : 2015/25509 Karar : 2016/333 Tarih : 14.01.2016

  • İnfaz Kanunu 105 ve 105/A. Madde

Sulh Ceza Mahkemesinin 03/12/2012 tarihli ve …esas, … karar sayılı kararı ile 6 ay hapis cezasına hükümlü … bu cezasını … Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda infaz ettiği sırada, hapis cezasının 5275 sayılı Cezaların İnfazı Hakkında Kanun’un 105/A maddesi gereğince denetimli serbestlik tedbiri uygulanmak suretiyle infazına dair İnfaz Hakimliğinin 24/02/2015 tarihli ve… esas, … karar sayılı kararına karşı yapılan itirazın reddine ilişkin mercii Ağır Ceza Mahkemesinin 27/02/2015 tarihli ve …değişik iş sayılı kararı aleyhine Adalet Bakanlığının 29/05/2015 gün ve … sayılı kanun yararına bozma istemini içeren yazısı ekindeki dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 12/06/2015 gün ve … sayılı ihbarnamesi ile daireye verilmekle okundu.

Sulh Ceza Mahkemesinin 03/12/2012 tarihli ve… esas, … sayılı kararı ile 6 ay hapis cezasına hükümlü …hakkında cezasının infazı için Cumhuriyet Başsavcılığı İlamat ve İnfaz Bürosu tarafından çıkartılan ve 10 gün süre içerisinde Açık Ceza İnfaz Kurumuna müracaat etmediği takdirde cezasının kapalı Ceza İnfaz Kurumunda infaz edileceği şerhini içerir davetiyenin hükümlüye 26/12/2014 tarihinde tebliğ edildiği, hükümlünün mezkur süre içerisinde müracaat etmemesi nedeni ile hakkında çıkartılan yakalama emrine istinaden 24/02/2015 tarihinde yakalanarak … Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu Müdürlüğü nezdinde cezasının infazına başlanıldığı, Buna karşın …Hakimliği’nin 24/02/2015 tarihli ve …esas, …sayılı kararı ile hükümlünün hapis cezasının 5275 sayılı Cezaların İnfazı Hakkında Kanun’un 105/A maddesi gereğince denetimli serbestlik tedbiri uygulanmak suretiyle infazına karar verilmiş ise de,5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun’un 105/A maddesinin, 1, 2 ve 3. fıkralarında, koşullu salıverilmesine 1 yıldan az kalan hükümlünün kalan cezasının denetimli serbestlik tedbiri uygulanmak suretiyle infazına karar verilebilmesinin şartlarının gösterildiği, ancak bu şartların incelenmesinden önce gerekli ön koşulun 1. fıkra gereğince hükümlünün altı aydır açık ceza infaz kurumunda bulunması gerektiği (aynı Kanun’un geçici 4. maddesi uyarınca bu şart 31/12/2015 tarihine kadar uygulanmaz.), ya da 2. fıkra gereğince,açık ceza infaz kurumuna ayrılma şartlarının oluşması gerektiği, bu halde de şartların oluştuğu tarihten itibaren en az 6 aylık sürenin kapalı ceza infaz kurumunda geçirilmesi koşulunun aynı Kanun’un geçici 4. maddesi uyarınca 31/12/2015 tarihine kadar uygulanmayacağı, görüldüğü üzere denetimli serbestlik tedbiri uygulanmak suretiyle cezanın infaz edilebilmesi için hükümlünün ya açık ceza infaz kurumunda bulunması veya kapalı ceza infaz kurumunda bulunulmasına rağmen açığa ayrılma şartlarını taşıması gerektiği, Somut olayda hükümlünün çağrıya uymaması nedeni ile Açık Ceza İnfaz Kurumlarına Ayrılma Yönetmeliğinin 9/4. maddesi uyarınca cezasının infazına kapalı cezaevinde başlandığı, hükümlünün 5275 sayılı yasanın 105/A maddesi uyarınca cezasının denetimli serbestlik tedbiri uygulanmak sureti ile infaz edilebilmesi için öncelikle açık ceza infaz kurumunda bulunması ya da açık ceza evine ayrılma şartlarını taşımasının gerektiği, bu şartların ise Açık Ceza İnfaz Kurumlarına Ayrılma Yönetmeliğinin 6. maddesinde düzenlendiği, açık ceza infaz kurumuna ayrılma koşulunu taşımayan ve kapalı ceza infaz kurumunda bulunan hükümlüler açısından ise artık 5275 sayılı Kanunu’nun 105/A maddesinde sayılan iyi halli olma, koşullu salıverilmeye 1 yıldan az kalma gibi diğer şartların incelenmesine imkan bulunmadığı nazara alındığında, itirazın bu yönden kabulü yerine yazılı şekilde reddine karar verilmesi nedeniyle Ağır Ceza Mahkemesinin kararında isabet görülmediği gerekçesiyle 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu`nun 309. maddesi uyarınca anılan kararın kanun yararına bozulması isteminde bulunulmakla gereği görüşülüp düşünüldü;

Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının kanun yararına bozma istemine dayanan ihbarname içeriği yerinde görüldüğünden, Ağır Ceza Mahkemesinin 27/02/2015 tarihli ve …değişik iş sayılı kararının CMK`nın 309/4. maddesi uyarınca aleyhe tesir etmemek üzere BOZULMASINA, oybirliğiyle karar verildi.


YARGITAY 17. CEZA DAİRESİ Esas : 2015/2374 Karar : 2015/1130 Tarih : 21.04.2015

  • İnfaz Kanunu 105 ve 105/A. Madde

I-Suça sürüklenen çocuk … hakkında hırsızlık suçlarından kurulan hükümlerin incelenmesinde

Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre suçu sürüklenen çocuk … müdafiinin temyiz nedeni yerinde görülmemiş olduğundan reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükümlerin tebliğnameye uygun olarak ( ONANMASINA)

II-Sanıklar …, … ve … hakkında hırsızlık suçlarından kurulan hükümlerin incelenmesinde

Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre; suçların sanıklar tarafından işlendiğini kabulde ve nitelendirmede usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmış, diğer temyiz nedenleri yerinde görülmemiştir.

Ancak;

1-Hakkında hükmolunan cezanın mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine karar verilen sanıklardan …‘in sabıkasındaki tek ilamın kesinleşmesinin suç tarihinden sonra gerçekleştiğinin anlaşılması karşısında; adı geçen hakkında hakkında 5237 sayılı TCK`nın 58. maddesi gereğince uygulama yapılamayacağının gözetilmemesi

2- Kasten işlemiş oldukları suçlardan dolayı hapis cezasıyla mahkûmiyetin yasal sonucu olarak sanıkların, 5237 sayılı TCK’nın 53/1.maddesinin (a), (b), (c), (d), (e) bentlerinde yazılı haklardan, aynı maddenin 2. fıkrası uyarınca cezalarının infazı tamamlanıncaya kadar, kendi alt soyları üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından ise anılan maddenin 3. fıkrası uyarınca mahkûm oldukları hapis cezasından koşullu salıverilinceye kadar yoksun bırakılmalarına karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde hüküm kurulması,

Bozmayı gerektirmiş, sanıklar …, … ve …‘ın temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin açıklanan nedenle tebliğnameye kısmen aykırı olarak ( BOZULMASINA ), bozma nedenleri yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi aracılığıyla 1412 sayılı CMUK’nun 322.maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak, hüküm fıkrasının Sanık … ile ilgili kısmından 5237 sayılı TCK`nın 58/6. maddesine göre mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine ilişkin bölümün ve sanıklar …,… ve … hakkındaki kısımdan ‘‘TCK’nun 53/1.maddesinin uygulanmasına’’ ilişkin bölümlerin çıkarılarak, yerlerine ‘‘Kasten işlemiş oldukları suç dolayısıyla hapis cezasıyla mahkûmiyetin yasal sonucu olarak sanıkların, 5237 sayılı TCK’nın 53/1.maddesinin (a), (b), (c), (d), (e) bentlerinde yazılı haklardan aynı maddenin 2. fıkrası uyarınca cezalarının infazı tamamlanıncaya kadar, kendi alt soyları üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından ise anılan maddenin 3. fıkrası uyarınca mahkûm oldukları hapis cezasından koşullu salıverilinceye kadar yoksun bırakılmalarına’’ tümcesinin ayrı ayrı eklenmesi suretiyle, diğer yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükümlerin ( DÜZELTİLEREK ONANMASINA),

III-Suça sürüklenen çocuk … ve sanıklar …, … ve … hakkında mala zarar verme suçlarından kurulan hükümlerin incelenmesine gelince ise;

1-Mala zarar verme suçunun konusunu çalınmak istenen kabloların kendisinin oluşturması ve hırsızlığın suça konu kabloların mülkiyetine yönelik olması nedeniyle hırsızlık suçu dışında ayrıca, mala zarar verme suçundan hüküm kurulamayacağı gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması,

2-Kabule göre de;

a-Hakkında hükmolunan cezanın mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine karar verilen sanıklardan …‘in sabıkasındaki tek ilamın kesinleşmesinin suç tarihinden sonra gerçekleştiğinin anlaşılması karşısında; sanık hakkında 5237 sayılı TCK`nın 58. maddesi gereğince uygulama yapılamayacağının gözetilmemesi

b-Sanıklardan …, … ve … hakkında kurulan hükümlerde; Kasten işlemiş oldukları suçtan dolayı hapis cezasıyla mahkûmiyetin yasal sonucu olarak sanıkların, 5237 sayılı TCK’nın 53/1.maddesinin (a), (b), (c), (d), (e) bentlerinde yazılı haklardan, aynı maddenin 2. fıkrası uyarınca cezalarının infazı tamamlanıncaya kadar, kendi alt soyları üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından ise anılan maddenin 3. fıkrası uyarınca mahkûm oldukları hapis cezasından koşullu salıverilinceye kadar yoksun bırakılmalarına karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde hüküm kurulması,

c-5275 sayılı Yasanın 105/3. maddesi uyarınca, diğer bir hapis cezasına hükmedildiğinden kamu yararına çalıştırma kararı verilemeyeceği gözetilmeden, suça sürüklenen çocuk ve sanıklar hakkında hükmolunan hapis cezasının TCKnın 50/1-f maddesi uyarınca kamuya yararlı bir işte çalıştırılması` seçenek yaptırımına çevrilmesine karar verildiği gibi iş kolu belirlenmek sureti ile de infazın kısıtlanması,

Bozmayı gerektirmiş, suça sürüklenen çocuk … müdafii ile sanıklar …, … ve …`ın bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenle tebliğnameye kısmen uygun olarak ( BOZULMASINA ), oybirliğiyle karar verildi.


YARGITAY 7. CEZA DAİRESİ Esas : 2014/6189 Karar : 2015/239 Tarih : 22.01.2015

  • İnfaz Kanunu Madde 105 ve 105/A. Madde

Hükümlünün veya tutuklunun kaçması suçundan sanık N…T…`in, 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 292/1. maddesi uyarınca 6 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına dair, Çanakkale 2. Sulh Ceza Mahkemesinin 28.06.2010 tarihli ve 2009/843 esas, 2010/224 sayılı kararının infazı sırasında, hükümlü tarafından infazının denetimli serbestlik tedbiri hükümleri uygulanarak yapılmasına yönelik talepte bulunulması üzerine;

Talebin kabulü ile, Hükümlünün cezasının hak ederek salıverilme tarihine kadar denetimli serbestlik tedbiri uygulanmak suretiyle infazına ilişkin, Çanakkale İnfaz Hakimliğinin 07.03.2013 tarihli ve 2013/535-534 sayılı kararına karşı yapılan itirazın kabulüne, 07.03.2013 tarihli ve 2013/535-534 sayılı kararın ortadan kaldırılmasına, hükümlünün kapalı ceza infaz kurumuna iadesine dair, Çanakkale Ağır Ceza Mahkemesinin 14.03.2013 tarihli ve 2013/202 değişik iş sayılı kararı ile ilgili olarak;

Çanakkale Ağır Ceza Mahkemesince, Açık Ceza İnfaz Kurumlarına Ayrılma Yönetmeliği`nin 8/e maddesi gereğince kapalı veya açık kurumlardan firar edenlerin açık kurumlara ayrılamayacağı, bu nedenle hükümlünün 5275 sayılı Kanunun 105/a maddesine eklenen geçici 4. maddesinden yararlanamayacağından bahisle itirazın kabulüne karar verilmiş ise de;

Açık Ceza İnfaz Kurumlarına Ayrılma Yönetmeliği`nin “Açık kuruma ayrılamayacak hükümlüler” kenar başlıklı 8. maddesinin (e) bendinde yer alan
“ Eğitimevleri hariç kapalı veya açık kurumlardan firar edenler, ..açık kurumlara ayrılamaz.” şeklindeki hükmün, kişinin infaz edilmekte olan cezası sırasında firar etmesi halinde, infaz edilmekte olan cezası bakımından açık infaz kurumuna ayrılamayacağına ilişkin olduğu,

somut olayımızda; kasten öldürme ve bu suça iştirak suçundan Çanakkale Ağır Ceza Mahkemesinin 13.06.2006 tarihli ve 2005/534 esas, 2006/335 sayılı ilâmı ile verilen 9 yıl 4 ay 15 gün hapis cezasının infazı sırasında cezaevinden firar etmesi nedeniyle,
hükümlü N…T..’in Çanakkale 2. Sulh Ceza Mahkemesinin 28.06.2010 tarihli ve 2009/843 esas, 2010/224 sayılı ilamı ile 6 ay hapis cezasına mahkum edildiği ve bu cezasının infaz edilmekte olduğu, daha önce (kasten öldürme ve bu suça iştirak suçunun infazı sırasında) cezaevinden firar ettiğinden bahisle anılan Yönetmeliği’nin 8. maddesinin (e) maddesi dayanak gösterilerek, hükümlünün 5275 sayılı Kanun`un 105/a maddesinden yararlanamayacağı gerekçesiyle itirazın kabulüne karar verilmesinde isabet görülmediğinden bahisle,

5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu Adalet Bakanlığının 27.05.2013 tarih ve 2013/8364/33869 sayılı kanun yararına bozma talebine atfen, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 07.06.2013 tarih ve 2013/199285 sayılı tebliğnamesi ile daireye ihbar ve dava evrakı tevdi kılınmakla;

Dosya incelenerek gereği düşünüldü:

Çanakkale Ağır Ceza Mahkemesinin 14.03.2013 tarih ve 2013/202 değişik iş sayılı kararı usul ve kanuna uygun olup,

Kanun yararına bozma talebine dayanılarak düzenlenen tebliğnamedeki bozma isteği incelenendosya kapsamına nazaran yerinde görülmediğinden REDDİNE, dosyanın gereği için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına ( TEVDİİNE ), oybirliğiyle karar verildi.


YARGITAY 15. CEZA DAİRESİ Esas : 2014/16226 Karar : 2014/18892 Tarih : 17.11.2014

  • İnfaz Kanunu 105 ve 105/A. Madde

Dolandırıcılık suçundan sanık Kürşat A…ın 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 157/1, 62/1 ve 52/2. maddeleri gereğince 1 yıl 8 ay hapis ve 30.000,00 yeni Türk lirası adlî para cezası ile cezalandırılmasına dair Denizli 6. Asliye Ceza Mahkemesinin 27/11/2008 tarihli ve 2008/130 esas, 2008/650 sayılı kararının infazı sırasında, hükümlünün koşullu salıverilme tarihine kadar olan kısmının 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin infazı Hakkında Kanun`un 105/A maddesi gereğince hakkında denetimli serbestlik tedbiri uygulanmak üzere tahliyesine ilişkin Denizli İnfaz Hâkimliğinin 01/10/2013 tarihli ve 2013/2667 esas, 2013/2665 sayılı kararını müteakip, hükümlünün adlî para cezasından çevrilme hapis cezaları nedeni ile denetimli serbestlik şartlarını kaybettiğinde bahisle Cumhuriyet Savcılığının 31/01/2014 tarihli itirazının kabulüne, hükümlünün denetimli serbestliğe ayrılma talebinin reddine ve hükümlünün ceza infaz kuramıma gönderilmesine dair Denizli İnfaz Hakimliğinin 04/02/2014 tarihli ve 2013/2667 esas, 2013/2665 sayılı ek kararma yönelik hükümlü tarafından yapılan itirazın kabulüne ve anılan ek kararın kaldırılmasına ilişkin Denizli 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 28/02/2014 tarihli ve 2014/351 değişik iş sayılı kararını müteakip, Cumhuriyet Savcılığının 31/01/2014 tarihli itirazının kabulüne, hükümlünün denetimli serbestliğe ayrılma talebinin reddine ve hükümlünün ceza infaz kurumuna gönderilmesine dair Denizli infaz Hakimliğinin 03/03/2014 tarihli ve 2013/2667 esas, 2013/2665 sayılı kararma hükümlü tarafından yapılan itirazın kabulüne ve itiraz olunan anılan kararın kaldırılmasına ilişkin Denizli 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 07/03/2014 tarihli ve 2014/382 değişik iş sayılı karar aleyhine Yüksek Adalet Bakanlığınca verilen 16/06/2014 gün ve 2014/12109/41042 sayılı kanun yararına bozma talebine dayanılarak dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 23/06/2014 gün ve 2014/231145 sayılı tebliğnamesiyle dairemize gönderilmekle okundu.

Kanun yararına bozma isteyen tebliğnamede;

Dosya kapsamına göre, 11/04/2012 tarihli Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6291 sayılı Kanun ile 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin infazı Hakkında Kanun’a eklenen 105/A maddesinde, “1) Hükümlülerin dış dünyaya uyumlarım sağlamak, aileleriyle bağlarım sürdürmelerini ve güçlendirmelerini temin etmek amacıyla; a) Açık ceza infaz kurumunda cezasının son altı ayım kesintisiz olarak geçiren, b) Çocuk eğitimevinde toplam cezasının beşte birini tamamlayan, koşullu salıverilmesine bir yıl veya daha az süre kalan iyi hâlli hükümlülerin talebi hâlinde, cezalarının koşullu salıverilme tarihine kadar olan kısmının denetimli serbestlik tedbiri uygulanmak suretiyle infazına, ceza infaz kurumu idaresince hükümlü hakkında hazırlanan değerlendirme raporu dikkate alınarak, infaz hâkimi tarafından karar verilebilir(2) Açık ceza infaz kurumuna ayrılma şartları oluşmasına karşın, iradesi dışındaki bir nedenle açık ceza infaz kurumuna ayrılamayan veya bu nedenle kapalı ceza infaz kurumuna geri gönderilen iyi hâlli hükümlüler, açık ceza infaz kurumuna ayrılma şartlarının oluşmasından itibaren en az altı aylık sürenin geçmiş olması durumunda, diğer şartları da taşımaları hâlinde, birinci fıkrada düzenlenen infaz usulünden yararlanabilirler.”ve aynı Kanun’un geçici 3. maddesinde, Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla koşullu salıverilmelerine bir yıldan az süre kalan; a) Açık ceza infaz kurumunda bulunan, b) Kapalı ceza infaz kurumunda bulunup da açık ceza infaz kurumuna ayrılma şartlarını taşıyan, iyi hâlli hükümlülerin talepleri hâlinde, cezalarının koşullu salıverilme tarihine kadar olan kısmının denetimli serbestlik tedbiri uygulanmak suretiyle infazına karar verilebilir. (2) Koşullu salıverilmelerine bir yıl kala açık ceza infaz kurumuna ayrılma hakkını kazanan hükümlüler, bu infaz usulünden en fazla altı ay süreyle yararlanırlar.” şeklindeki düzenleme karşısında, hapis cezaları için koşullu salıverilmelerine bir yıl süre kaldığı hâlde denetimli serbestlikten yararlandırılmaları gerektiği, Denetimli Serbestlik Hizmetleri Yönetmeliğinin 90/4. maddesinde yer alan “Başka bir mahkûmiyet kararı nedeniyle ceza infaz kurumuna alman hükümlünün kaydı kapatılarak, 5275 sayılı Kanunun 107. maddesinin uygulanabilmesi yönünden toplama kararı alınması ve müteakip infaz işlemlerinin buna göre yapılması amacıyla dosya hükümlünün bulunduğu ceza infaz kurumuna gönderilmek üzere Cumhuriyet başsavcılığına iletilir.” hükmüne uygun şekilde, hakkında denetimli serbestlik tedbiri uygulanan kişinin işlediği tek bir suçtan farklı yaptırımı içeren cezalar da olsa bir kez denetimli serbestlikten yararlanmasına olanak tanıyan usul ve yasaya uygun olan 28/02/2014 tarihli müddetnameyi, hapis cezası ile birlikte doğrudan verilen adlî para cezasının hükümlü hakkındaki ilamların farklı olmaları nedeniyle içtiması mümkün olmadığından ilamların ayrı ayrı ve sıraya konularak infazı gerektiğinden bahisle iptal eden karara yönelik yapılan itirazın, hükümlünün bir kez denetimli serbestlikten yararlandırılması gerektiği gerekçesi ile reddi gerekirken yazılı şekilde kabulüne karar verilmesinde isabet görülmediğinden 5271 sayılı CMK`nın 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu kanun yararına bozma talebine dayanılarak ihbar olunmuştur.

Kanun yararına bozmaya atfen düzenlenen ihbarnamedeki düşünce yerinde görüldüğünden Denizli 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 28/02/2014 ve 07/03/2014 tarih ve 2014/464, 2014/382 D. İş sayılı kararlarının 5271 sayılı CMK`nın 309. maddesi gereğince, (BOZULMASINA), bozma nedenine göre müteakip işlemlerin mahallinde mahkemesince yerine getirilmesine, oy birliğiyle karar verildi.


YARGITAY 5. CEZA DAİRESİ Esas : 2014/3861 Karar : 2014/4835 Tarih : 2.05.2014

  • İnfaz Kanunu 105 ve 105/A. Madde

Rüşvet suçundan dolayı Samsun E Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda hükümlü olarak bulunan Abdulbaki D…’nın, denetimli serbestlik tedbiri uygulanarak cezanın infazı talebinin reddine dair Samsun İnfaz Hâkimliğinin 06/01/2014 tarihli ve 2014/21 Esas, 2014/16 sayılı Kararına yönelik itirazın reddine ilişkin Samsun 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 17/01/2014 tarihli ve 2014/52 Değişik İş sayılı kararının;

5275 sayılı Kanunun açık ceza infaz kurumunda bulunan hükümlülerin kapalı ceza infaz kurumuna iadelerine ilişkin 14/4. maddesi ile Açık Ceza İnfaz Kurumlarına Ayrılma Yönetmeliğinin 8/2. maddesi halen yürürlükte ise de; Anayasa Mahkemesinin 26/12/2013 tarihli ve 2013/133 Esas, 2013/136 sayılı Kararı ile 5275 sayılı Kanunun denetimli serbestlik tedbiri uygulanarak cezanın infazına ilişkin 105/A maddesinin 7 numaralı fıkrasının b ve c bentlerinin iptal edilmiş olması ve Anılan Kanunun geçici 4. maddesindeki; “(1) Bu Kanunun 105/A maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinde ve ikinci fıkrasında belirtilen altı aylık süre şartı ile birinci fıkrasının (b) bendinde belirtilen cezanın belirli bir süre infaz edilmesine ilişkin şart 31/12/2015 tarihine kadar uygulanmaz.” şeklindeki düzenleme nazara alındığında,

Hükümlünün şartla tahliyesine 1 yıldan az süre kalması ve Samsun E Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu Müdürlüğü İdare ve Gözlem Kurulu Başkanlığının 07/01/2014 tarihli ve 2014/62 sayılı Kararı ile iyi halli olduğunu belirtilmesi karşısında, Hükümlünün açık ceza infaz kurumuna ayrılmaksızın doğrudan denetimli serbestlik tedbiri uygulanarak cezasının infazına karar verilmesi gerektiği cihetle, itirazın kabulü yerine, yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmediğinden bahisle 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 309. maddesi uyarınca bozulması lüzumu; Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü ifadeli 18/03/2014 gün ve 94660652-105-55-1450-2014-5565/19705 sayılı kanun yararına bozmaya atfen Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığından tebliğname ile Daireye ihbar ve dava evrakı ile birlikte tevdii kılınmakla gereği düşünüldü:

Anayasa Mahkemesinin 26/12/2013 tarih, 2013/133 Esas, 2013/169 sayılı iptal kararının konusunun denetimli serbestlik tedbiri uygulanarak cezanın infazı ile ilgili olup, açık cezaevine ayrılmayı veya bunun koşullarını kapsamadığı, denetimli serbestlik tedbiri yoluyla infaza başlanabilmesi için de hükümlünün öncelikle açık cezaevine geçmesi veya ayrılmaya hak kazanması ve hükümlü hakkında koşullu salıverilmenin uygulanması gerektiği; açık cezaevine ayrılmaya dair hususların 5275 sayılı Yasanın 14/4. maddesi ile buna bağlı çıkarılan Açık Ceza İnfaz Kurumlarına Ayrılma Yönetmeliğinde düzenlendiği, Talep ve karar tarihlerinde anılan yasa maddesi ve Yönetmeliğin 8/2. maddelerinin yürürlükte bulunduğu anlaşıldığından; İnfaz Hakimliğince cezai müeyyidesi 7 yıl hapis cezasından az olmayan kovuşturma bulunması sebebiyle açık kuruma ayrılamayacak hükümlü statüsünde olan hükümlü hakkında denetimli serbestlik tedbiri uygulanarak infazın yapılması şartlarının oluşmadığı gerekçesiyle talebin ve buna bağlı olarak verilen itirazın reddine dair kararlarda karar tarihleri itibariyle bir isabetsizlik bulunmadığı, Fakat Anayasa Mahkemesinin Resmi Gazete`de henüz yayımlanmayan 09/04/2014 gün ve 2014/26 Esas sayılı kararı ile 5275 sayılı Kanunun 14/4. maddesinin bir kısmının da iptal edilmesi karşısında, buna dayalı olarak çıkartılan Yönetmeliğin ilgili hükümlerinin de uygulanmasının artık hukuken mümkün olmadığı; Ancak öğretide “olağanüstü temyiz” olarak da adlandırılan kanun yararına bozma yasa yolu, istinaf veya temyiz incelemesinden geçmeksizin kesinleşen yahut kesin nitelikte olan karar ya da hükümlerdeki verildikleri tarihte yürürlükte bulunan hukuka aykırılığı gidermeyi amaçlayan olağanüstü bir yasa yolu olduğu, yukarıda belirtilen Anayasa Mahkemesi kararı doğrultusunda tekrar mahallinde değerlendirme yapılabileceği nazara alındığında, kanun yararına bozma istemi yerinde görülmemekle,

Samsun 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 17/01/2014 gün ve 2014/52 Değişik İş sayılı Kararına yönelik kanun yararına bozma isteminin (REDDİNE), dosyanın mahalline gönderilmesi için Yargıtay C. Başsavcılığına (TEVDİİNE), oybirliğiyle karar verildi.


YARGITAY 11. CEZA DAİRESİ Esas : 2014/7252 Karar : 2014/7840 Tarih : 22.04.2014

  • İnfaz Kanunu 105 ve 105/A. Madde

Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğünün 27.12.2013 gün ve 2013-19718/79507 sayılı kanun yararına bozma istemine atfen Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen 07.01.2014 gün ve KYB. 2014/3060 sayılı ihbarnamesi ile;

Muhtelif suçlardan hükümlü H… A…‘in cezalarının 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun`un 99. maddesi uyarınca 16 yıl 8 ay hapis cezası olarak toplanmasına dair Kartal (kapatılan) 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 21/01/2010 tarihli ve 2010/208 değişik iş sayılı kararının infazı sırasında, hükümlünün cezasının hak ederek salıverilme tarihine kadar denetimli serbestlik tedbiri uygulanmak suretiyle infazı ile tahliyesine ilişkin Kartal (kapatılan) İnfaz Hâkimliğinin 17/07/2012 tarihli ve 2012/1610 esas, 2012/1583 sayılı kararı sonrası sanık hakkında İstanbul 7. Ağır Ceza Mahkemesinin 21/12/2011 tarihli ve 2003/422 esas, 2011/308 sayılı kararı kapsamında verilen 3 yıl 1 ay 15 gün hapis cezasına ilişkin ilamın denetimli serbestlik tedbiri uygulanmak suretiyle infazına dair talebinin reddine ilişkin İstanbul Anadolu 1. İnfaz Hakimliğinin 04/10/2013 tarihli ve 2013/2623-2651 sayılı kararına yönelik itirazın reddine dair mercii İstanbul Anadolu 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 11/10/2013 tarihli ve 2013/1803 değişik iş sayılı kararını kapsayan dosyanın incelenmesinde;

5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun`un 105/A maddesinin 1. fıkrasındaki “…koşullu salıverilmesine bir yıl veya daha az süre kalan iyi hâlli hükümlülerin talebi hâlinde, cezalarının koşullu salıverilme tarihine kadar olan kısmının denetimli serbestlik tedbiri uygulanmak suretiyle infazına, … karar verilebilir.” ve Geçici 4. maddesindeki “ Bu Kanunun 105/A maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinde ve ikinci fıkrasında belirtilen altı aylık süre şartı ile birinci fıkrasının (b) bendinde belirtilen cezanın belirli bir süre infaz edilmesine ilişkin şart 31/12/2015 tarihine kadar uygulanmaz.” şeklindeki düzenlemeler karşısında, hükümlü hakkındaki bakiye cezanın koşullu salıverilmesi süresinin, 1 yılın altında kaldığı gözetilmeksizin, itirazın kabulü yerine yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmediğinden bahisle 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca, anılan kararın bozulması istenilmiş olmakla, Dairemize gönderilen dosya incelenerek gereği görüşüldü:

İncelenen dosya içeriğine göre; hükümlü hakkında, Kartal 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 27.07.2006 gün ve 2004/226 Esas, 2006/487 Karar sayılı ilamı ile hükmolunan hapis cezalarının, Kartal 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 21.01.2010 gün ve 2010/208 değişik iş sayılı kararıyla 5275 sayılı Kanun’un 99 ve 101. maddeleri uyarınca toplanması sonucu belirlenen 16 yıl 8 ay hapis cezasından dolayı, 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun`un 105/A maddesi gereğince denetimli serbestlik tedbiri uygulanarak tahliyesi üzerine 307 gün denetimli serbestlik tedbiri uygulanan hükümlü hakkında İstanbul Anadolu 7. Ağır Ceza Mahkemesinin 21.12.2011 gün ve 2003/422 esas, 2011/308 Karar sayılı ilamıyla hükmolunan 3 yıl 1 ay 15 gün hapis cezasının da infazına başlanması üzerine,

5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun’un 105/A maddesi gereğince yalnızca 1 yıl süreyle denetimli serbestlik tedbirinden yararlanabileceği, bu nedenle önceden yararlandığı 307 gün düşülerek kalan 58 günlük denetimli serbestlik tedbirinden yararlanma hakkının bulunduğundan bahisle hükümlünün 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun`un 105/A maddesinden yeniden yararlandırılması isteminin reddine dair Kartal Açık Ceza ve İnfaz Kurumu Müdürlüğü İdare ve Gözlem Kurulu Başkanlığının 03.10.2013 gün ve 777 sayılı kararına yönelik itirazın İstanbul Anadolu 1. İnfaz Hakimliğince reddine dair 04.10.2013 gün ve 2013/2623 Esas, 2013/2651 sayılı kararına yönelik itirazın da reddine dair mercii İstanbul Anadolu 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 11.10.2013 gün ve 2013/1803 değişik iş sayılı kararında bir isabetsizlik bulunmadığı cihetle, kanun yararına bozma istemine atfen düzenlenen ihbarnamedeki düşünce yerinde görülmediğinden CMK’nun 309. maddesi uyarınca (REDDİNE), dosyanın Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına (İADESİNE), oybirliğiyle karar verildi.


YARGITAY 8. CEZA DAİRESİ Esas : 2014/915 Karar : 2014/6613 Tarih : 17.03.2014

  • İnfaz Kanunu 105 ve 105/A. Madde

Muhtelif suçlardan hükümlü H.`ün, cezalarının 30 ay 10 gün hapis cezası olarak içtimaına ilişkin Kütahya 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 05.09.2013 tarihli ve 2013/390 değişik iş sayılı kararını müteakip, B… Cumhuriyet Başsavcılığının 11.09.2013 tarihli, 2013/2-1369 sayılı yazısı ile 6291 sayılı Kanun ile değişik 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında 105/A maddesi gereğince cezasının koşullu salıverilme tarihine kadar olan kısmının denetimli serbestlik olarak infazına karar verilip tahliye edildiği tarih ile içtima kararı ile ceza infaz kurumuna gönderildiği tarih arasındaki sürenin hükümlünün cezasından mahsubuna ilişkin oluşan tereddütün giderilmesi istemine yönelik denetimli serbestlik tedbiri uygulanmak suretiyle infazına ve tahliyesine dair 25.02.2013 tarihi ile yeniden cezaevine girdiği 30.08.2013 tarihi arasındaki sürelerin halen infaz etmekte olduğu cezasından mahsup edilmesine yer olmadığına ilişkin Kütahya 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 12.09.2013 tarihli ve 2010/124 esas, 2010/526 sayılı kararına yapılan itirazın reddine ilişkin Kütahya 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 31.10.2013 tarihli ve 2013/909 değişik iş sayılı kararını kapsayan dosyası ile ilgili olarak;

Dosya kapsamına göre; ruhsatsız ateşli silah taşıma suçundan hükümlü H.’ün 6136 sayılı Ateşli Silahlar ve Bıçaklar ile Diğer Aletler Hakkında Kanun’un 13/1, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 62 ve 52. maddeleri gereğince 10 ay hapis ve 500,00 Türk lirası adlî para cezası ile cezalandırılmasına dair Kütahya1. Asliye Ceza Mahkemesinin 24.06.2010 tarihli ve 2010/124 esas, 2010/526 sayılı kararının infazı sırasında, hükümlünün cezasının koşullu salıverilme tarihine kadar olan kısmının denetimli serbestlik tedbirine çevrilmesi talebine yönelik 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun’a 6291 sayılı Kanun ile eklenen 105/A maddesi ve 6411 sayılı Kanun ile değişik 105/A-l-a maddesi gereğince, cezasının koşullu salıverilme tarihine kadar olan kısmının denetimli serbestlik tedbiri uygulanmak suretiyle infazına dair Kütahya İnfaz Hâkimliğinin 25.02.2013 tarihli ve 2013/209 esas, 2013/209 sayılı kararını müteakip, mahkemece Kütahya 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 05.09.2013 tarihli ve 2013/390 değişik iş sayılı kararı ile cezaların içtima edildiği, 11.04.2012 tarihli Resmî Gazete ile yayımlanarak yürürlüğe giren 6291 sayılı Kanun’un 105/A/3. maddesi ve 31.01.2013 tarihli ve 28545 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6411 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu ile Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 13 maddesi gereği 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun’a eklenen geçici 4. maddelerindeki hükmü çerçevesinde hükümlünün cezasının koşullu salıverilme tarihine kadar olan kısmının denetimli serbestlik tedbiri uygulanmak suretiyle infazı bakımından tahliye edildiği 25.02.2013 tarihi ile cezanın cezaevinde infazına başlandığı belirtilen 30.08.2013 tarihleri arasındaki denetimli serbestlikte geçirdiği sürelerin; 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun`un 105/A. maddesine göre, hükümlünün cezasının infazına ilişkin ve infaz hükümlerine tâbi olması ve bu sürelerin içtima edilen cezanın içerisinde yer alması nedeni ile hürriyeti bağlayıcı toplam cezadan mahsup edilmesine yönelik istemin ve itirazın kabulü gerekirken yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmediğinden bahisle 5271 sayılı CMK.nun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğünün 10.12.2013 gün ve 75421 sayılı kanun yararına bozma istemine atfen Yargıtay C.Başsavcılığının 23.12.2013 gün ve KYB/2013-394225 sayılı ihbarnamesi ile dairemize tevdii kılınmakla incelendi.

Gereği görüşülüp düşünüldü:

5237 sayılı TCK.nun 63. maddesinde düzenlenen “Hüküm kesinleşmeden önce gerçekleşen ve şahsî hürriyeti sınırlama sonucunu doğuran bütün hâller nedeniyle geçirilmiş süreler, hükmolunan hapis cezasından indirilir. Adlî para cezasına hükmedilmesi durumunda, bir gün yüz Türk Lirası sayılmak üzere, bu cezadan indirim yapılır.” hükmüne göre mahsup işleminin yapılması için şahsi hürriyetin kısıtlanması sonucunu doğuran durumların söz konusu olması gerekmektedir. İncelemeye konu olayda hükümlünün ce- zasının 5275 sayılı yasanın 105/A maddesi uyarınca koşullu salıverme kadar olan kısmı- nın denetimlik serbestlik tedbiri olarak infazına karar verilmiştir ve hükümlüye bu süre içerisinde denetim planı içerisinde yer alan, imza atma, belirli etkinliklere katılma gibi yükümlülükler yüklenmiştir. Hükümlünün denetimli serbestlik tedbiri altında serbest bı- rakılması madde metninden de anlaşılacağı üzere cezanın infazı amacıyla yapılmaktadır. Açıklanan bu nedenlerle 5275 sayılı Yasanın 105/A maddesinin 9. fıkrası yollamasıyla 107/14. maddesi de gözetilerek hükümlünün denetimli serbestlik tedbiri altında geçirdiği sürelerin cezasından mahsup edilmesi gerektiği cihetle itirazın kabulü yerine reddine karar verilmesinde isabet görülmemiştir.

SONUÇ : Açıklanan nedenlerle Adalet Bakanlığı`nın Kanun Yararına Bozma istemine dayalı Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının ihbarname içeriği bu itibarla yerinde görüldüğünden Kütahya 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 31.10.2013 gün, 2013/909 değişik iş nolu itirazın reddine ilişkin kararının CMK.nun 309. maddesi gereğince ( BOZULMASINA ), müteakip işlemlerin mahallinde yapılmasına, dosyanın Adalet Bakanlığına gönderilmek üzere Yargıtay C.Başsavcılığına tevdiine, 17.03.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.


YARGITAY 4. CEZA DAİRESİ Esas : 2010/21748 Karar : 2013/5516 Tarih : 27.02.2013

  • İnfaz Kanunu 105 ve 105/A. Madde

Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede başkaca nedenler yerinde görülmemiştir. Ancak;

1- Oluş ve dosya kapsamına göre, babası ile aynı binada altlı-üstlü oturan sanık Ali’nin evin bodrum katındaki odunların çıkartılması konusunda çıkan tartışmada katılan babasını korkutmak maksadıyla kuru sıkı tabanca ile havaya ateş etme eyleminin TCK`nın 106/2-a maddesinde düzenlenen silahla tehdit suçunu oluşturmasına karşın, yasal ve yerinde olmayan gerekçeyle beraatine karar verilmesi,

2- TCKnın 50/1-f maddesine göre, sanık hakkında " mahkum olunan cezanın yarısından bir katına kadar süreyle ve gönüllü olmak koşuluyla kamuya yararlı bir işte çalıştırılma` şeklinde tedbire çevrilebileceği belirtildiği halde;
“sanığın gönüllü olup olmadığı sorulmadan ve hangi hizmet kolunda çalıştırılacağı da belirlenmeyerek yaralama suçundan tayin olunan 5 ay hapis cezasının 5 ay süre ile kamuya yararlı bir işte çalıştırılma seçenek yaptırımına çevrilmesine “ karar verilerek 5275 sayılı Kanunun 105/1-2. maddesine aykırı davranılması,

Kanuna aykırı ve sanık …. müdafii ve O Yer Cumhuriyet Savcısının temyiz nedenleri ile tebliğnamedeki düşünce yerinde görüldüğünden hükümlerin ( BOZULMASINA), yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, oybirliğiyle karar verildi.


YARGITAY 10. CEZA DAİRESİ Esas : 2013/856 Karar : 2013/1220 Tarih : 11.02.2013

  • İnfaz Kanunu 105 ve 105/A. Madde

Somut olayda, hükümlü hakkında: Adana 3. Sulh Ceza Mahkemesi’nce kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan verilen 10 ay hapis cezasından dolayı koşullu salıverilme tarihinin 16.10.2012 olduğu; Hükümlünün bu cezasının koşullu salıverilme tarihine kadarki kısmının 6291 sayılı Kanun’la 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun’a Eklenen 105/a maddesi gereğince denetimli serbestlik tedbiri uygulanmak suretiyle infazına devam edilirken ve Bu cezasından dolayı koşullu salıverilme süresi henüz dolmadan, 03.09.2010 tarihinde işlediği hırsızlık suçundan dolayı Adana 14. Asliye Ceza Mahkemesi`nce verilen 10 ay hapis cezasının kesinleştiği;

Bu durumda her iki mahkûmiyet hükmüne konu cezalarla ilgili 5275 sayılı kanun’un 99. maddesi gereğince görevli mahkemeden toplama konusunda karar alınması, Sonucuna göre hükümlü hakkında 5275 sayılı kanun`un 105/a maddesinin uygulanma koşullarının yeniden değerlendirilmesi gerekirken,

“Adana İnfaz Hakimliği’nce hükümlünün denetimli serbestlik tedbiri uygulanmak suretiyle cezasının infazına ilişkin 2011/… dosya ve 2012/… karar sayılı kararının uygulanmasının devamına ve Adana 14. Asliye Ceza Mahkemesi`nin 2010/… esas ve 2011/… karar sayılı ilamının infazının denetimli serbestlik tedbirinin sona ermesinden sonra yerine getirilmesine” ilişkin kararına yönelik;

Cumhuriyet savcısının itirazının kabulü yerine reddine karar verilmesi yasaya aykırı olup, kanun yararına bozma talebine dayanan ihbar yazısında ileri sürülen düşünce bu nedenle yerinde olduğundan;

Adana 2. Ağır Ceza Mahkemesi`nin 11.06.2012 tarihli ve 2012/…iş sayılı kararının 5271 sayılı CMK’nın 309. maddesinin 3. fıkrası gereğince kanun yararına (BOZULMASINA), oybirliğiyle karar verildi.


YARGITAY 3. CEZA DAİRESİ Esas : 2011/17907 Karar : 2011/23270 Tarih : 14.12.2011

  • İnfaz Kanunu 105 ve 105/A. Madde

Hükümlünün,Yalova Ağır Ceza Mahkemesinin 15.10.2010 tarihli ve 2010/1727 değişik iş sayılı içtima kararına konu 9 ay 30 gün hapis cezasının infazı sırasında, hükümlünün mahkumiyet süresinin yarısını iyi halle geçirmesi sebebiyle mahkumiyet süresinin geri kalan yarısını (bihakkın tahliye tarihine kadar-143 gün) kamuya yararlı temizlik işlerinde çalışarak geçirmesine dair;

aynı mahkemenin 02.02.2011 tarihli ve 2007/51 esas,2009/170 sayılı ek kararını müteakip, hükümlünün mahkeme kararında belirtilen çalışma esasları ile rejimlere uymaması sebebiyle geri kalan 107 günlük sürenin aynen çektirilmesine ilişkin aynı mahkemenin 05.04.2011 tarihli ve 2007/51 esas,2009/170 sayılı ek kararına karşı yapılan itirazın reddine dair Bursa 3. Ağır Ceza Mahkemesinin 15.04.2011 tarihli ve 2011/550 değişik iş sayılı kararına karşı Adalet Bakanlığı’nın 23.08.2011 tarih ve 2011/10891-44407 sayılı yazısıyla kanun yararına bozma isteminde bulunulduğundan bu işe ait dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı`nın 26.09.2011 tarih ve 2011/270896 sayılı tebliğnamesiyle Dairemize gönderilmekle incelendi.

Mezkur ihbarnamede;

Dosya kapsamına göre, 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanunun 105/4.maddesindeki “ iki yıl veya daha az süre ile hapis cezasına mahkum olanlardan, hükümlülük süresinin yarısını iyi halle geçirenlerin, istekleri bulunmak koşulu ile kendilerinin veya yasal temsilcilerinin veya Cumhuriyet Başsavcılığının istemi üzerine, mahkumiyet sürelerinin geriye kalan yarısının kamuya yararlı bir işte çalıştırılmasına mahkemece karar verilebilir.” hükmünde geçen hükümlülük süresinin ceza infaz kurumunda geçen şartla tahliye süresi esas alınmak suretiyle hesaplanması gerekirken sanık aleyhine olacak şekilde hükümlülük süresinin hesaplanmasında bihakkın tahliye tarihinin esas alındığı gözetilmeden itirazın kabulü yerine reddine karar verilmesinde isabet görülmediğinden bahisle, 5271 sayılı CMK`nun 309. maddesi gereğince anılan kararın bozulması lüzumunun ihbar olunduğu anlaşıldı.

Gereği görüşülüp düşünüldü:

Adalet Bakanlığının kanun yararına bozma isteyen yazısına dayanan tebliğnamede ileri sürülen düşünce yerinde görüldüğünden,

Bursa 3. Ağır Ceza Mahkemesinin 15.04.2011 tarih ve 2011/550 değişik iş sayılı kararının 5271 sayılı CMK`nun 309/3. maddesi gereğince kanun yararına ( BOZULMASINA ), müteakip işlemlerin mahallinde yerine getirilmesine, dosyanın mahalline gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına ( TEVDİİNE ), oybirliğiyle karar verildi.


YARGITAY 8. CEZA DAİRESİ Esas : 2010/11127 Karar : 2011/716 Tarih : 3.02.2011

  • İnfaz Kanunu 105 ve 105/A. Madde

Silâhla kasten yaralama ve 6136 sayılı Ateşli Silâhlar ve Bıçaklar ile Diğer Aletler Hakkında Kanun’a aykırı davranmak suçlarından sanık Murat Sevgili’nin, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 86/1, 86/3-e, 87/1-d, 29, 62/1, 6136 sayılı Kanun’un 15/1, 5237 sayılı Kanun’un 62/1. maddeleri uyarınca 1 yıl 13 ay hapis, 5 ay hapis ve 375 yeni Türk lirası adlî para cezaları ile cezalandırılmasına, aynı Kanun`un 50/1-f maddesine göre 5 ay hapis cezasının 2 ay 15 gün süreyle gönüllü olmak koşulu ile kamuya yararlı bir işte çalıştırılması tedbirine çevrilmesine dair (SALİHLİ) 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 27.11.2007 tarihli ve 2007/292 esas, 2007/397 sayılı kararını kapsayan dosyası ile ilgili olarak;

5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun`un 105/3. maddesinde yer alan “ Diğer bir hapis cezasına hükmedildiğinde kamu yararına çalıştırma kararı verilemez.” şeklindeki düzenleme nazara alındığında, sanık hakkında kasten yaralama suçundan dolayı hükmolunan 1 yıl 13 ay hapis cezası sebebiyle, diğer suçundan verilen 5 ay hapis cezasının kamuya yararlı bir işte çalıştırılması tedbirine çevrilemeyeceğinin dikkate alınmamasında isabet görülmediğinden bahisle 5271 sayılı CMK.nun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğünün 3.7.2009 gün ve 36652 sayılı kanun yararına bozma istemine atfen Yargıtay C.Başsavcılığının 12.1.2010 gün ve KYB-2009/176117 sayılı ihbarnamesi ile dairemize tevdii kılınmakla incelendi.

Gereği görüşülüp düşünüldü:

5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanunun 105/3. madde ve fıkrasında yer alan “ Diğer bir hapis cezasına hükmedildiğinde kamu yararına çalıştırma kararı verilemez “ şeklindeki düzenleme karşısında, 5237 sayılı TCK.nun 86/1, 86/3-e, 87/1-d-son, 29, 62. madde ve fıkraları uyarınca 1 yıl 13 ay hapis cezasına mahkum edilen sanık hakkında, 6136 sayılı Yasanın 15/1, TCK.nun 62. maddeleri uyarınca tayin olunan 5 ay hapis cezasının TCK.nun 50/1-f maddesine göre kısa süreli hürriyeti bağlayıcı cezasının yarısı oranında 2,5 ay gönüllü olmak koşulu ile kamuya yararlı bir işte çalıştırmaya çevrilmesine karar verilemeyeceğinin gözetilmemesi, Yasaya aykırı ve Adalet Bakanlığının kanun yararına bozma istemine dayalı Yargıtay C.Başsavcılığınca düzenlenen ihbarname içeriği bu nedenle yerinde görüldüğünden; Salihli 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 27.11.2007 tarih ve 2007/292-397 esas sayılı kararının 5271 sayılı CMK.nun 309. maddesinin 4. fıkrasının (d) bendi uyarınca ( BOZULMASINA ), hükümden “ sanığın TCK.nun 50/1-f maddesine göre kısa süreli hürriyeti bağlayıcı cezasının yarısı oranında yani 2,5 ay gönüllü olmak koşulu ile kamuya yararlı bir işte çalıştırmaya çevrilmesine “ ibaresi çıkarılarak; yerine “ sanığa verilen hapis cezasının TCK.nun 50/1-a ve 52/2. madde ve fıkraları uyarınca günlüğü 20 TL`den 3000 TL adli para cezasına çevrilmesine “ ibaresinin eklenmesine, karardaki diğer hususların aynen muhafazasına, dosyanın Adalet Bakanlığına gönderilmek üzere Yargıtay C.Başsavcılığına ( TEVDİİNE ), oybirliğiyle karar verildi.


YARGITAY 8. CEZA DAİRESİ Esas: 2017/19056 Karar: 2018/269 Tarih: 11.01.2018

  • İnfaz Kanunu 105 ve 105/A. Madde

Sanık hakkında 292/1. maddesi uyarınca uygulama yapılırken bu hükme yollama yapan 5275 sayılı Yasanın 105/A…8. maddesinin gösterilmemesi suretiyle 232/6. maddesine aykırı davranılması,

Yasaya aykırı ise de, yeniden yargılama yapılmasını gerektirmeyen bu hususun, 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi uyarınca uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK.nun 322. maddesi gereğince düzeltilmesi mümkün bulunduğundan, hükmün temel cezanın belirlendiği bölümünde yer alan “5237 sayılı nun 292 (1) maddesi” ibaresinden önce gelmek üzere “5275 sayılı Yasanın 105/A…8. maddesi delaletiyle” yazılması suretiyle hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 11.01.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.


YARGITAY 8. CEZA DAİRESİ Esas: 2017/14350 Karar: 2017/9394 Tarih: 13.09.2017

  • İnfaz Kanunu 105 ve 105/A. Madde

Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanığın yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine,

Ancak;

1-) Sanığın 292/1. maddesi gereğince cezalandırılmasına karar verilirken, hüküm fıkrasında temel cezaya atıf yapan 5275 Sayılı Kanun’un 105/A-8 maddesinin gösterilmemesi suretiyle 232/6 fıkrasına aykırı davranılması,

2-) 5237 Sayılı TCK.nun 58. maddesi uyarınca sanık hakkında mükerrirlere özgü infaz rejimi ve cezanın infazından sonra denetimli serbestlik tedbirinin uygulanmasına karar verilirken, hangi sabıkanın tekerrüre esas alındığının belirtilmemesi,

3-) Mükerrirlere özgü infaz rejiminin ve cezanın infazından sonra denetimli serbestlik tedbirinin uygulanacağının gösterilmesi ile yetinilmesi gerekirken, ayrıca infazı sınırlar biçimde 1 yıl denetim süresi belirlenmesi,

SONUÇ : Yasaya aykırı ise de, yeniden yargılama yapılmasını gerektirmeyen bu hususun, 5320 Sayılı Kanun’un 8/1. maddesi uyarınca uygulanması gereken 1412 Sayılı CMUK.nun 322. maddesi gereğince düzeltilmesi mümkün bulunduğundan, hükmün ilk fıkrasına “5275 Sayılı Kanun’un 105/A-8 maddesi delaletiyle” ibaresinin eklenmesi ile hükümden 58. maddesinin uygulanmasına dair bölümü çıkarılarak yerine “Tekerrüre esas birden fazla sabıkası bulunan sanık hakkında daha ağır mahkumiyet içeren Boğazlıyan Asliye Ceza Mahkemesi’nin 19.01.2010 gün, 2010/48 esas, 2010/115 karar sayılı ilamı ile 3 yıl 4 ay hapis cezasına dair ilam sebebiyle cezasının 58/6. maddesi uyarınca 5275 Sayılı Kanun’un 108. maddesinde belirlenen mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine ve cezanın infazından sonra denetimli serbestlik tedbirinin uygulanmasına” ibaresinin eklenmesi suretiyle hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 13.09.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.


YARGITAY 7. CEZA DAİRESİ Esas: 2015/17043 Karar: 2015/21337 Tarih: 02.11.2015

  • İnfaz Kanunu 105 ve 105/A. Madde

Edirne Açık Ceza İnfaz Kurumunda hükümlü bulunan C.. K..’nın cezasının infazı sırasında, adı geçen hükümlünün denetimli serbestlik hükümlerinden faydalanma talebinin kabulü ile 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun’un 6411 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu ile Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun ile eklenen gereğince cezasının koşullu salıverme tarihine kadar olan kısmının denetimli serbestlik tedbiri uygulanmak suretiyle infazına ilişkin Edirne İnfaz Hakimliğinin 31/01/2013 tarihli ve 2013/335 esas, 2013/328 sayılı kararına müteakip, hükümlünün Bakırköy Denetimli Serbestlik Müdürlüğünce belirlenen yükümlülüklere uymadığından bahisle kapalı ceza infaz kurumuna gönderilmesi konusunda karar verilmesi talebi üzerine, 6291 sayılı Kanun ile 5275 sayılı Kanun’a eklenen gereğince hükümlünün kapalı ceza infaz kurumuna gönderilmesine dair Bakırköy 1. İnfaz Hakimliğinin 29/04/2013 tarihli ve 2013/442 esas, 2013/453 sayılı kararını müteakip, Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hükümlü hakkında hükmedilen 350 gün hapis cezasının infazında tereddüt hasıl olduğundan 5275 sayılı Cezaların İnfazı Hakkında Kanun’un 98. maddesi uyarınca karar verilmesi talebi üzerine, infazla ilgili tereddüt olmadığından ve de bu talep hakkında infaz hakimliği tarafından karar verilebileceği cihetle, talep hakkında karar verilmesine yer olmadığına ilişkin Bakırköy 31. Asliye Ceza Mahkemesinin 03/06/2013 tarihli ve 2013/357 değişik iş sayılı kararına yönelik itirazın kabulü ile anılan kararın kaldırılmasına ve hükümlünün denetimli serbestlik tedbirine riayet etmemesi nedeniyle kapalı infaz kurumuna iadesi kararın verildiği 29/04/2013 tarihinden şartla tahliye kararına kadar olan cezasının kapalı infaz kurumunda çektirilmesine dair Bakırköy 16. Ağır Ceza Mahkemesinin 28/06/2013 tarihli ve 2013/501 değişik iş sayılı kararı aleyhine Yüksek Adalet Bakanlığından verilen 17/02/2015 gün ve 12236 sayılı kanun yararına bozma istemini içeren dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 09/03/2015 gün ve KYB. 2015/72153 sayılı ihbarnamesi ile daireye verilmekle okundu.

Dosya kapsamına göre;

1- Bakırköy 1. İnfaz Hakimliğinin 29/04/2013 tarihli ve 2013/442 esas, 2013/453 sayılı kararı yönünden yapılan incelemede;

5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun’un 105/A maddesinin 6. fıkras 6. fıkrasında yer alan;

Hükümlünün;

A) Ceza infaz kurumundan ayrıldıktan sonra, talebinde belirttiği denetimli serbestlik müdürlüğüne üç gün içinde müracaat etmemesi,

B) Hakkında belirlenen yükümlülüklere, denetimli serbestlik müdürlüğünün hazırladığı denetim ve iyileştirme programına, denetimli serbestlik görevlilerinin bu kapsamdaki uyarı ve önerileriyle hakkında hazırlanan denetim planına uymamakta ısrar etmesi,

C) Ceza infaz kurumuna geri dönmek istemesi, halinde denetimli serbestlik müdürlüğünün talebi üzerine, koşullu salıverilme tarihine kadar olan cezasının infazı için kapalı ceza infaz kurumuna gönderilmesine, infaz hakimi tarafından karar verilir.” şeklindeki düzenleme ile,

Denetimli Serbestlik Hizmetleri Yönetmeliği’nin hükümlünün uyarılması başlıklı 44. maddesinde yer alan;

(1) Yükümlülüğün yerine getirilmesi için uyulması gereken kurallar ile karara uygun olarak hazırlanan programa ve denetimli serbestlik personelinin bu kapsamdaki uyarı ve çağrılarına uyulmaması yükümlülüğün ihlali sayılır. Yükümlülüğün ihlal edilmesi durumunda vaka sorumlusunun teklifi üzerine yükümlü, komisyon tarafından veya kanunda yazılı hallerde komisyonun önerisi üzerine ilgili hakim tarafından uyarılır.

(2) Uyarı bir yazı ile yükümlüye tebliğ edilir. Gerektiğinde yükümlü, müdürlüğe davet edilerek yükümlülüklerine ilişkin hususlar ve ihlalin sonuçları vaka sorumlusu tarafından kendisine sözlü olarak da açıklanır. Yükümlünün gelmemesi durumunda daha önce yapılmış olan yazılı uyarı yeterli sayılır.

(3) Denetimli serbestlik kararlarının infazında, yükümlülüğün bir yıl içerisinde iki defa ihlal edilmesi yükümlülüğe uymamada ısrar etme sayılır. Yükümlünün uyarılmasının ardından bir yıl içerisinde ikinci ihlalin tespit edilmesi halinde infaza son verilerek kayıt kapatılır.” şeklindeki düzenlemeler karşısında, hükümlünün yükümlülükleri ihlal etmesi nedeniyle usulünce yapılmış bildirim bulunmadığı nazara alınarak talebin bu yönden reddi yerine yazılı şekilde karar verilmesinde,

2- Bakırköy 16. Ağır Ceza Mahkemesinin 28/06/2013 tarihli ve 2013/501 değişik iş sayılı kararı yönünden yapılan incelemede; 1 nolu kanun yararına bozma talebimizde belirtilen hususlar doğrultusunda kapalı ceza infaz kurumuna iade şartlarını taşımayan hükümlü hakkındaki talebin reddi yerine yazılı şekilde kabulüne karar verilmesinde isabet görülmemiş ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu kanun yararına bozmaya atfen ihbar olunmuş bulunmakla Türk Milleti adına gereği görüşülüp düşünüldü;

Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının kanun yararına bozma istemine dayanan ihbarname içeriği 1 nolu talep yönüyle yerinde görüldüğünden Bakırköy 1. İnfaz Hakimliğinin 29/04/2013 tarihli ve 2013/442 esas, 2013/453 sayılı kararının CMK.nın 309/4. maddesi uyarınca bozulmasına, müteakip işlemlerin mahallinde mahkemesince yerine getirilmesine,

Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının kanun yararına bozma istemine dayanan ihbarname içeriğindeki 1 nolu talep uyarınca bozma yapılmakla, 2 nolu talebe yönelik inceleme yapılmasına yer olmadığına, 02.11.2015 günü oybirliği ile, karar verildi.


YARGITAY 9. CEZA DAİRESİ Esas: 2014/2288 Karar: 2014/3786 Tarih: 01.04.2014

  • İnfaz Kanunu 105 ve 105/A. Madde

Balıkesir Açık Cezaevinde hükümlü olarak kalan sanığın 6411 sayılı Kanun ile şartla tahliye tarihine kadar denetimli serbestlik tedbiri uygulanmak üzere serbest bırakıldığı, denetim süresi içinde işlediği iddia olunan ve cezasının alt sınırı bir yıldan fazla hapis cezasını gerektiren kasıtlı bir suçtan dolayı soruşturma başlatılan sanık hakkında 5275 sayılı Kanunun 105/A maddesinin 7. fıkrasının c bendine aykırılık nedeniyle denetimli serbestlik müdürlüğünün talebi üzerine infaz hakimi tarafından kapalı ceza infaz kurumuna gönderilmesine karar verildiği ve kararın tebliğine rağmen iki gün içinde Cumhuriyet Başsavcılığına teslim olmadığı gerekçesiyle mahkumiyet kararı verilmiş ise de; 5275 sayılı Kanunun 105/A maddesinin 7. fıkrasının c bendinin, hükümden sonra 09.01.2014 tarihli ve 28877 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesinin 26.12.2013 tarihli kararı ile iptal edildiği gözetilerek sanığın hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,

Sonuç: Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görüldüğünden, hükmün bu sebepten dolayı BOZULMASINA, 01.04.2014 tarihinde oybirliği ile, karar verildi.


YARGITAY 3. CEZA DAİRESİ Esas: 2013/21896 Karar: 2013/37576 Tarih: 31.10.2013

  • İnfaz Kanunu 105 ve 105/A. Madde

Kasten yaralama suçundan hükümlü O.D. hakkındaki Ankara 5. Ağır Ceza Mahkemesinin 23/06/2009 tarihli ve 2009/132 esas, 2009/217 sayılı kararı ile verilen 5 yıl hapis cezasının infazı sırasında, adı geçen hükümlünün, hakkında 11/04/2012 tarihli Resmi Gazete ile yayımlanarak yürürlüğe giren 6291 sayılı Kanun ile 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanuna eklenen düzenlenen denetimli serbestlik hükümlerinin uygulanması talebinin kabulü ile cezasının koşullu salıverilme tarihine kadar olan kısmının denetimli serbestlik tedbiri uygulanarak infaz edilmesine ilişkin Ankara İnfaz Hakimliğinin 14/04/2012 tarihli ve 2012/907-1054 sayılı kararına müteakip, hükümlü hakkında Ankara 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 2005/276 esas, 2008/317 sayılı kararı ile verilen 2 yıl 6 ay hapis cezasının kesinleşmesi üzerine, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığınca hükümlüye ait her iki cezanın 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun’un uyarınca 7 yıl 6 ay hapis cezası olarak toplandığı bu nedenle hükümlü hakkındaki denetimli serbestlik tedbirinin geri alınıp alınmayacağı hususunda karar verilmesi talebi üzerine, denetimli serbestlik tedbiri uygulamasının geri alınması talebinin kabulüne ve kapalı ceza infaz kurumuna iadesine ilişkin karar verilmesine yer olmadığına dair aynı Hakimliğin 21/02/2013 tarihli 2013/374-427 sayılı kararına yapılan itirazın reddine ilişkin Ankara 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 20/03/2013 tarihli ve 2013/292 değişik iş sayılı kararına karşı Adalet Bakanlığı’nın 19.06.2013 tarih ve 2013/10259-39222 sayılı yazısıyla kanun yararına bozma isteminde bulunulduğundan bu işe ait dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 03.07.2013 tarih ve 2013/232251 sayılı tebliğnamesiyle Dairemize gönderilmekle incelendi.

Mezkur ihbarnamede;

Dosya kapsamına göre, 5275 sayılı Kanunun 105/A maddesinde “Hükümlünün;

a ) Ceza infaz kurumundan ayrıldıktan sonra, talebinde belirttiği denetimli serbestlik müdürlüğüne üç gün içinde müracaat etmemesi,

b ) Hakkında belirlenen yükümlülüklere, denetimli serbestlik müdürlüğünün hazırladığı denetim ve iyileştirme programına, denetimli serbestlik görevlilerinin bu

kapsamdaki uyarı ve önerileriyle hakkında hazırlanan denetim planına uymamakta ısrar etmesi,

c ) Ceza infaz kurumuna geri dönmek istemesi hâlinde, denetimli serbestlik müdürlüğünün talebi üzerine, koşullu salıverilme tarihine kadar olan cezasının infazı için kapalı ceza infaz kurumuna gönderilmesine, infaz hâkimi tarafından karar verilir. ( 7 ) Hükümlü hakkında;

1 ) İşlediği iddia olunan başka bir suçtan dolayı 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 100 üncü maddesinde sayılan nedenlerle tutuklama kararı verilmesi,

2 ) Denetimli serbestlik tedbiri uygulanmaya başlanmasından önce işlediği iddia olunan ve cezasının üst sınırı yedi yıldan az olmayan bir suçtan dolayı soruşturma veya kovuşturmaya devam edilmesi,

3 ) Denetimli serbestlik tedbiri uygulanmaya başlandıktan sonra işlediği iddia olunan ve cezasının alt sınırı bir yıl veya daha fazla olan kasıtlı bir suçtan dolayı soruşturma veya kovuşturma başlatılması hâlinde, denetimli serbestlik müdürlüğünün talebi üzerine, infaz hâkimi tarafından, hükümlünün kapalı ceza infaz kurumuna gönderilmesine karar verilir. Hükümlü hakkında soruşturma sonucunda kovuşturmaya yer olmadığı veya kovuşturma sonucunda beraat, ceza verilmesine yer olmadığı, davanın reddi veya düşme kararı verilmesi hâlinde, hükümlünün cezasının infazına denetimli serbestlik tedbiri uygulanarak devam olunmasına infaz hâkimi tarafından karar verilir.” şeklindeki düzenlemeler nazara alındığında hükümlü hakkında denetimli serbestlik kararının geri alınması ile birlikte hükümlünün kapalı ceza infaz kurumuna iadesine karar verilmesi gerektiği gözetilmeden itirazın kabulü yerine yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmediğinden bahisle, 5271 sayılı CMK’nin 309. maddesi gereğince anılan kararın bozulması lüzumunun ihbar olunduğu anlaşıldı.

Gereği görüşülüp düşünüldü:

KARAR VE SONUÇ : Adalet Bakanlığı’nın kanun yararına bozma isteyen yazısına dayanan tebliğnamede ileri sürülen düşünce yerinde görüldüğünden; Ankara 2.Ağır Ceza Mahkemesinin 20.03.2013 tarih ve 2013/292 değişik iş sayılı kararının 5271 sayılı CMK’nin 309/4.maddesinin ( a ) bendi gereğince kanun yararına BOZULMASINA, müteakip işlemlerin mahallinde mahkemesince yerine getirilmesine,dosyanın Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 31.10.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.


YARGITAY 4. CEZA DAİRESİ Esas: 2008/21401 Karar: 2009/6167 Tarih: 24.03.2009

  • İnfaz Kanunu 105 ve 105/A. Madde

Görevli memura görevini yaptırmamak için direnmek suçundan sanık Celal’in 5237 Türk Ceza Kanunun gereğince 5 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, 58/6. maddesi uyarınca cezasının mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine, 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanunun gereğince cezasının infazının tamamlanmasından sonra 1 yıl denetim süresi belirlenmesine, 50/1-f maddesine göre 5 ay hapis cezasının 2 ay 15 gün süreyle gönüllü olmak koşulu ile kamuya yararlı bir işte çalıştırılması tedbirine çevrilmesine, aynı sanığın görevli memura hakaret suçundan 5237 sayılı Kanunun 125/1,, 125/3-a,, 125/4,, 43,, 62/1. maddeleri uyarınca 1 yıl 2 ay 17 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına, anılan Kanunun 58/6. maddesi uyarınca cezasının mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine, 5275 sayılı Kanun 108/4. Maddesi gereğince cezasının infazının tamamlanmasından sonra 1 yıl 6 ay denetim si belirlenmesine, 5237 sayılı Kanunun 53/1. maddesi uyarınca 1. fıkranın a, b, c, d ve e bentelerindeki hakları mahkum olduğu hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar kullanmamasına, şartla salıverilmesi halinde c bendindeki hakkını kullanmaktaki yoksunluğunun sona erdirilmesine Salihli 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 29.11.2007 tarihli ve 2007/9 esas, 2007/403 sayılı kararının Adalet Bakanlığınca 22.10.2008 gün ve 52607 sayılı yazı ile yasa yararına bozulmasının istenmesi üzerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 19.11.2008 gün ve 229289 sayılı tebliğnamesiyle dava dosyası Daireye gönderilmekle incelendi:

Yasa yararına bozma isteyen tebliğnamede özetle;

“1 -Yargıtay 10. Ceza Dairesinin 04.10.2006 tarihli ve 2006/7634-11051 sayılı ilamında da belirtildiği üzere, mahkumiyet hükmünde, mükerrir olan sanık hakkında 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 58/7. maddesi gereğince mükerrirlere özgü infaz rejiminin ve cezanın infazından sonra denetimli serbestlik tedbirinin uygulanmasına karar verilmesi ile yetinilmesi gerektiği, denetim süresini belirleme ve gerektiğinde uzatma görevinin hükümlünün infaz aşamasındaki davranışlarını da değerlendirerek koşullu salıverme ile ilgili kararı verecek olan mahkemeye ait bulunduğu gözetilmeden, denetim süresinin de belirlenmesinde,

2- Sanığın cezanın mükerrir olması sebebiyle 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 50. maddesine göre mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine karar verilmiş olup; karşısında, cezanın anılan Kanunun 50/1-f maddesine göre 2 ay 15 gün boyunca gönüllü olmak koşulu ile kamuya yararlı bir işte çalıştırılması tedbirine çevrilemeyeceğinin gözetilmemesinde;

3- 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun’un 105/3. maddesinde yer alan “Diğer bir hapis cezasına hükmedildiğinde kamu yararına çalıştırma kararı verilemez”, şeklindeki düzenleme nazara alındığında, sanık hakkında görevli memura hakaret suçundan hükmolunan 1 yıl 2 ay 17 gün hapis cezası sebebiyle, diğer suçundan verilen 5 ay hapis cezasının kamuya yararlı bir işte çalıştırılması tedbirlerine çevrilemeyeceğinin dikkate alınmamasında, isabet görülmemiştir denilmektedir.

Gereği görüşüldü:

KARAR : 5275 sayılı CGTİY.nın 105/1-3 maddesine göre ( 1 ) Türk Ceza Kanunun 50 nci maddesinin birinci fıkrasının ( f ) bendinde yer alan kısa süreli hapis cezasının yaptırım seçeneklerinden kamuya yararlı bir işte çalıştırma; hükümlünün, ücretsiz olarak bir kamu kurumunun veya kamu yararına hizmet veren bir özel kuruluşun belirli hizmetlerinde çalıştırılmasıdır.

( 3 ) Diğer bir hapis cezasına hükmedildiğinde kamu yararına çalıştırma kararı verilemez.”

Aynı Yasanın 108. maddesinde ise “Tekerrür halinde işlenen suçtan dolayı mahkum olunan;

a ) Ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasının otuzdokuz yılının,

b ) Müebbet hapis cezasının otuzüç yılının,

c ) Süreli hapis cezasının dörtte üçünün,

İnfaz kurumunda iyi halli olarak çekilmesi durumunda, koşullu salıverilmeden yararlanılabilir.

( 4 ) Hakim, mükerrir hakkında cezanın infazının tamamlanmasından sonra başlamak ve bir yıldan az olmamak üzere denetim süresi belirler.” hükümlerine yer verilmiştir.

Görevliye direnme suçuna ilişkin TCY’nın 265., 62. maddesi uyarınca verilen 5 ay hapis cezasının sanığın önceki erteli cezası nedeniyle mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine karar verilmiş ve 1 yıl denetimli serbestlik tedbirine hükmedilmiş, bu uygulamadan sonra ise sanığın hapis cezası TCY’nın 50/1-f maddesi uyarınca kamuya yararlı bir işte çalıştırma tedbirine çevrilmiştir. Bunun yanında hakaret suçundan TCY’nın 125/l-3a-4-5., ve 62. maddeleri uyarınca verilen 1 yıl 1 ay 17 gün hapis cezasının mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine ve sanık hakkında 1 yıl 6 ay denetimli serbestlik süresi belirlenmesine de karar verilmiştir.

1- Hakaret ve görevliye direnme suçunda CGTİY’nın 108/1- 4. maddesi uyarınca sanık hakkında denetim süresini belirleme ve gerektiğinde uzatma görevinin hükümlünün infaz aşamasındaki davranışlarını da değerlendirerek koşullu salıvermeye karar verecek mahkemenin olduğu gözetilmeden, kararda sanık hakkındaki cezanın TCY’nın 58/7. maddesi uyarınca “mükerrirlere özgü infaz rejiminine göre çektirileceği ve cezanın infazından sonra denetimli serbestlik tedbirinin uygulanacağı”nın belirtilmesi ile yetinilmesi gerekirken uygulanacak denetim süresinin de belirlenmesi suretiyle infazda karışıklığa yol açılması,

2- Mükerrirlere özgü infaz rejiminin ancak son cezanın hapis olarak takdiri halinde uygulanabileceği düşünülmeden, görevliye direnme suçundan verilen hapis cezasının TCY’nın 58. maddesi uyarınca mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine karar verildikten sonra, Yasanın 50. maddesinde öngörülen adli para cezası ya da tedbirlere çevrileme; gözetilmemesi,

3- Hakaret suçundan TCY’nın 125/1-3a-4- 5., 62., maddeleri uygulanmak suretiyle 1 yıl 12 ay 17 günlük hapis cezası verildiği ve CGTİY’nın 105/3. maddesinde öngörülen “Diğer bir hapis cezasına hükmedildiğinde kamu yararına çalıştırma kararı verilemez.” hükmü gözetildiğinde, görevliye direnme suçuna ilişkin hükmolunan 5 aylık hapis cezasının TCY’nın 50/1-f maddesi uygulanarak tedbire çevrilemeyeceğinin düşünülmemesi

Hukuka aykırılık oluşturmaktadır.

SONUÇ : Açıklanan nedenlerle tebliğnamedeki düşünceler yerinde bulunduğundan, 5271 sayılı CYY’nın 309. maddesi uyarınca Salihli 2. Asliye Ceza Mahkemesince verilen 29.11.2007 tarih ve 2007/9- 403 sayılı kararın YASA YARARINA BOZULMASINA, görevliye direnme suçundan TCY’nın 265/1,, 62. maddesi uyarınca verilen 5 aylık hapse ilişkin cezanın sanık yararına olarak “TCY’nın 50/1-f madde ve fıkrası uyarınca 2 ay 15 gün kamuya yararlı bir işte çalıştırılmasına” olarak bırakılmasına, Yasa Yararına Bozmanın sanık aleyhine yapılamayacağını öngören CYY’nın 309/4-c-d.maddesi uyarınca görevliye direnme suçuna ilişkin olarak verilen mükerrirlere özgün infaz rejiminin uygulanması hükmünün karardan çıkartılmasına; hakaret suçuna ilişkin karardaki 1 yıl 6 aylık denetimli serbestlik süresinin, infaz evresinde koşullu salıvermeye karar verecek mahkemece belirlenmek üzere karardan çıkarılmasına, diğer hususların aynen bırakılmasına, 24.03.2009 tarihinde oybirliği ile karar verildi.


UYARI

Web sitemizdeki tüm makale ve içeriklerin telif hakkı Av. Baran Doğan’a aittir. Tüm makaleler hak sahipliğinin tescili amacıyla elektronik imzalı zaman damgalıdır. Sitemizdeki makalelerin kopyalanarak veya özetlenerek izinsiz bir şekilde başka web sitelerinde yayınlanması halinde hukuki ve cezai işlem yapılacaktır. Avukat meslektaşların makale içeriklerini dava dilekçelerinde kullanması serbesttir.

Makale Yazarlığı İçin

Avukat veya akademisyenler hukuk makalelerini özgeçmişleri ile birlikte yayımlanmak üzere avukatbd@gmail.com adresine gönderebilirler. Makale yazımında konu sınırlaması yoktur. Makalelerin uygulamaya yönelik bir perspektifle hazırlanması rica olunur.

Paylaş
RSS