0 212 652 15 44
Çalışma Saatlerimiz
Hafta İçi 09.00 - 18.00

Teminatın Tutarı ve Şekli

HMK Madde 87

(1) Bir davada verilecek teminatın tutarını ve şeklini hâkim serbestçe tayin eder. Ancak, tarafların teminatın şeklini sözleşmeyle kararlaştırmaları hâlinde, teminat ona göre belirlenir.

(2) Teminatı gerektiren durum ve koşullarda değişiklik olması hâlinde, hâkim teminatın azaltılması, artırılması, değiştirilmesi ya da kaldırılmasına karar verebilir.



HMK Madde 87 Gerekçesi

Maddenin birinci fıkrasında yer alan düzenlemede, gösterilecek olan teminatın tutarını ve şeklini, hâkimin tayin edeceği hususu hüküm altına alınmıştır. Bu düzenlemede, nelerin teminat olarak gösterilebileceği konusunda 1086 sayılı Kanunun 96 ncı maddesinde yer alan kuraldan farklı olarak, bir teminat kataloğuna yer verilmemiş; bunun takdiri tümüyle hâkime bırakılmıştır.

Ancak, 1086 sayılı Kanunun 96 ncı maddesinde olduğu gibi, teminatın şekli konusunda taraflar bir sözleşme yapmışlarsa, hâkimin gösterilecek olan teminatı belirlerken bununla bağlı kalması esası da aynen benimsenmiştir.

Maddenin ikinci fıkrasında ise uygulamada bu bağlamda ortaya çıkabilecek olan ihtiyacı karşılamak amacıyla, hâkime, teminatın, azaltılmasına, artırılmasına, değiştirilmesine ya da kaldırılmasına karar verme yetkisi tanınmıştır.


HMK 87 (Teminatın Tutarı ve Şekli) Emsal Yargıtay Kararları


YARGITAY 11. HUKUK DAİRESİ Esas : 2016/3879 Karar : 2016/4294 Tarih : 18.04.2016

  • HMK 87. Madde

  • Teminatın Tutarı ve Şekli

İhtiyati haciz talep eden (alacaklı) vekili, karşı tarafın ….Bankası …Şubesi’nce düzenlenen 08.02.2013 ve 21.05.2014 tanzim tarihli, 50.000,00 TL ve 150.000,00 TL bedelli 2 adet genel kredi ve teminat sözleşmesi kapsamındaki kullandığı ticari krediye ilişkin borcunu zamanında ödememesi üzerine, 05.02.2016 tarihli, 22532 yevmiye nolu ihtarname ile 89.580,50 TL banka alacağı ile 5941 sayılı Çek Kanunu gereği ödemeyi garanti ettiği 13.920,00 TL meri riskin ödenmesinin istendiğini ancak ödenmediğini iddia ederek ihtiyati haciz kararı verilmesini talep etmiştir.

Mahkemece, ihtiyati haciz isteyenin ileride haksız çıkması halinde, diğer tarafın ve üçüncü şahısların vukuu muhtemel zarar ve ziyanlarına karşılık olmak üzere genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan 89.580,50 TL’lik alacak nedeniyle HMK’nın 87. madde uyarınca alacaklı tarafça 8.958,05 TL nakit veya muteber bir banka teminatı alınarak mahkeme veznesine yatırılması halinde, borçlunun 89.580,50 TL borç ve masrafa yeter miktarda menkul ve gayri menkulleri ile 3. kişilerdeki hak ve alacakları üzerine İİK’nin 257 ve takip eden maddeleri gereğince ihtiyati haciz konulmasına, ihtiyati haciz isteyen vekilinin 13.920,00 TL’lik 5941 sayılı Yasa gereğince ödemeyi taahhüt ettiği meri riskin tahsili talebinin reddine karar verilmiştir.

Kararı, ihtiyati haciz talep eden (alacaklı) vekili temyiz etmiştir.

Talep genel kredi sözleşmesinden kaynaklı alacaklı nedeniyle ihtiyati haciz kararı verilmesi istemine ilişkindir.

İİK’nın 257. maddesi uyarınca rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı, borçlunun yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz mallarını ve alacaklarıyla diğer haklarını ihtiyaten haczettirebilir. 5941 Sayılı Yasa’nın 3. maddesinde bankalarca verilen çek defterlerinden kullanılıp karşılıksız kalan her bir çek yaprağı için bankanın ödemek zorunda olduğu zorunlu karşılık tutarları düzenlenmiş olup aynı madde uyarınca bu hususun, hesap sahibi ile muhatap banka arasında çek defterinin teslimi sırasında yapılmış dönülemeyecek nitelikte bir gayri nakdî kredi sözleşmesi hükmünde olduğuna değinilmiştir. İİK’nın 257. ve 42. maddeleri birlikte değerlendirildiğinde, alacaklı Banka’nın para alacağının yanında teminat alacakları için de ihtiyati haciz talebinde bulunabileceği gözden kaçırılarak, teminat alacağı niteliğindeki çek hesabının kapatılması nedeniyle bankaya iade edilmeyen beher çek yaprağı için bankanın hamile ödemekle yükümlü olduğu asgari tutarlar toplamına ilişkin talebin reddi doğru olmamış, kararın temyiz eden ihtiyati haciz isteyen yararına bozulması gerekmiştir.

SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle ihtiyati haciz isteyen (alacaklı) vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün ihtiyati haciz isteyen (alacaklı) yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 18.04.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.


YARGITAY 11. HUKUK DAİRESİ Esas : 2015/4295 Karar : 2015/13595 Tarih : 17.12.2015

  • HMK 87. Madde

  • Teminatın Tutarı ve Şekli

Davacı vekili, müvekkilinin davalı şirkette %38,25 oranında pay sahibi olduğunu, 6102 sayılı TTK’nın yürürlüğe girmesinden sonra şirketin ana sözleşmesinin yeni Kanun’a uygun hale getirilmesi için 29.03.2012 tarih ve 2012/3 sayılı ortaklar kurulu kararının alındığını, kararın kanuna ve ana sözleşmeye aykırılık nedeni ile yok hükmünde olduğunu, ortaklar kurulu kararında karar nisabına uyulmadığını ileri sürerek, anılan kararın yok hükmünde olduğunun tespitini talep ve dava etmiştir.

Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur.

… , davaya davacı yanında fer’i müdahil olarak katılma talebinde bulunmuştur.

Mahkemece, davanın 6102 sayılı TTK’nın yürürlük tarihinden sonra açıldığı, anılan Yasa’nın 622. maddesi gereğince olaya uygulanması gereken 448/3. maddesi uyarınca davalı şirketin davacıdan teminat alınmasını istediğinden, mahkemece 07.02.2013 tarihli ön inceleme duruşmasında şirkette sahip olduğu pay karşılığı 61.000 TL’nin %15’i tutarında 9.150 TL teminat yatırması için davacıya 2 haftalık kesin süre verildiği, davacının HMK’nın 114/ğ bendi gereğince, kesin süre içerisinde teminatı yatırmayarak dava şartını yerine getirmediği, bu durumda aynı Yasa’nın 88/1 ve 115/2. maddesi uyarınca davanın usulden reddinin gerektiği gerekçesiyle davanın reddine dair verilen karar davacı vekili tarafından temyizi üzerine Dairemizin 11/12/2014 tarihli kararı ile onanmıştır.

Davacı vekili, karar düzeltme isteminde bulunmuştur.

Dava, 29.03.2012 tarih ve 2012/3 sayılı ortaklar kurulu kararının yok hükmünde olduğunun tespiti ve iptali istemine ilişkindir. Mahkemece yukarıda açıklanan gerekçelerle davacı tarafından iki haftalık kesin süre içinde 6102 sayılı TTK’nın 448/3. maddesinde düzenlenen teminat şartı yerine getirilmediğinden davanın usulden reddine karar verilmiştir. Mülga 6762 sayılı TTK’nın 381/3. ve dava konusu olaya uygulanacak 6102 sayılı TTK’nın 448/3. maddesi uyarınca şirketin istemi üzerine muhtemel zararlara karşı davacının teminat göstermesi gerekir. Ancak mahkemece belirlenen teminat pay sahibinin iptal davası açma hakkını kullanmasını engelleyecek tutarda olamaz. Nitekim dava konusu olayda, davalı şirketin talebi üzerine mahkemece 07.02.2013 celse davacının şirkette sahip olduğu 2400 pay karşılığı 61.000 TL’nin %15 tutarında 9.150 TL tutarında HMK 87. maddede gösterilen cinsten davacıdan teminat alınmasına karar verilerek davacıya kesin süre verilmiştir. Davacı 12.02.2013 tarihli dilekçesi ile adına Bursa, Nilüfer,İhsaniyemah.2111 ada1 parselde kayıtlı bulunan (8) ve (10) bağımsız bölüm numaralı ve İstanbul, Şişli, Dikilitaş, 57 pafta 1 ada, 376 parsel (6) nolu bağımsız bölüm nitelikli taşınmazları olduğunu, tapulu taşınmazlarının bugünkü değerinin yaklaşık 1.000.000 TL olduğunu belirtmiştir. HMK 84/2. maddesi uyarınca teminatı gerektiren durum ve koşulların ortaya çıkması halinde mahkemece teminat gösterilmesine karar verilir. Aynı yasanın Teminat Gerektirmeyen Haller başlığını taşıyan 85/1-b. maddesi “Davacının yurtiçinde istenen teminatı karşılamaya yeterli taşınmaz malının veya ayni teminatla güvence altına alınmış bir alacağının bulunması “ hükmünü haiz olup, bu durumda mahkemece davacının 12.02.2013 tarihli dilekçe kapsamı dikkate alınarak davacının teminat bağlamında muafiyeti haiz olup olmadığı değerlendirilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmediğinden davacı vekilinin karar düzeltme talebinin kabulü ile Dairemizin 11.12.2014 gün ve 2014/221-19502 sayılı onama ilamının kaldırılarak yerel mahkeme kararının bozulmasına karar vermek gerekmiştir.

SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin karar düzeltme itirazlarının kabulü ile Dairemizin 11.12.2014 gün ve 2014/221-19502 sayılı onama ilamının kaldırılarak yerel mahkeme kararının davacı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin, temyiz ilam ve karar düzeltme harçlarının isteği halinde karar düzeltme isteyene iadesine, 17.12.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.


UYARI

Web sitemizdeki tüm makale ve içeriklerin telif hakkı Av. Baran Doğan’a aittir. Tüm makaleler hak sahipliğinin tescili amacıyla elektronik imzalı zaman damgalıdır. Sitemizdeki makalelerin kopyalanarak veya özetlenerek izinsiz bir şekilde başka web sitelerinde yayınlanması halinde hukuki ve cezai işlem yapılacaktır. Avukat meslektaşların makale içeriklerini dava dilekçelerinde kullanması serbesttir.

Makale Yazarlığı İçin

Avukat veya akademisyenler hukuk makalelerini özgeçmişleri ile birlikte yayımlanmak üzere avukatbd@gmail.com adresine gönderebilirler. Makale yazımında konu sınırlaması yoktur. Makalelerin uygulamaya yönelik bir perspektifle hazırlanması rica olunur.

Paylaş
RSS