Vekilin İstifası
HMK Madde 82
(1) İstifa eden vekilin vekâlet görevi, istifanın müvekkiline tebliğinden itibaren iki hafta süreyle devam eder.
(2) Vekilin istifa etmiş olması hâlinde, vekâlet veren davayı takip etmez ve başka bir vekil de görevlendirmez ise tarafın yokluğu hâlinde uygulanacak hükümlere göre işlem yapılır.
(3) Yukarıdaki fıkralarda yer alan hususlar, istifa eden vekilin istifa dilekçesi ile birlikte vekâlet verene ihtaren bildirilir.
HMK Madde 82 Gerekçesi
1086 sayılı Kanunun 68 inci maddesinde çok dar bir kapsamla düzenlenen avukatın istifa hâli, maddenin birinci fıkrasında düzenlenmiştir. Vekilin istifasının vekâlet verene tebliği anında, vekil edenin hemen sorumluluk altına girmesi mağduriyetine sebep olabileceğinden, 1136 sayılı Avukatlık Kanununun 41 inci maddesine uyum sağlanması amacı ile istifanın vekâlet verene tebliğinden itibaren onbeş gün (“iki hafta” olarak yasalaşmıştır) süreyle vekilin sorumluluğunun devamı öngörülmektedir.
Maddenin ikinci fıkrasında, vekilin istifası hâlinde, öngörülen sürede, vekâlet veren başka vekil görevlendirmez veya kendisi davasını takip etmez ise uygulanacak kural gösterilmektedir.
Maddenin üçüncü fıkrasında ise birinci ve ikinci fıkralarda belirtilen hususların istifa eden vekilin istifa dilekçesiyle birlikte vekalet verene ihtaren bildirilmesi düzenlenmiştir.
HMK 82 (Vekilin İstifası) Emsal Yargıtay Kararları
YARGITAY 17. HUKUK DAİRESİ Esas : 2018/464 Karar : 2018/4515 Tarih : 25.04.2018
-
HMK 82. Madde
-
Vekilin İstifası
Davacı vekili dava dilekçesiyle davalılardan …’nın malik ve sürücüsü olduğu 33…. plakalı araç, 14/07/2006 tarihinde %75 oranında kusurlu hareketi ile müvekkili şirketin … sayılı kasko poliçesi ile sigortalı … plakalı araca çarparak kazaya karışmasına- hasarlanmasına sebebiyet verdiğini, davalılardan … Lojistik Taş.Tur. Acenta Hiz. San.ve Tic. Ltd’nin malik …’in sürücüsü olduğu … sayılı kasko poliçesi ile sigortalı … plakalı aracın kazaya karışmasına ve hasarlanmasına sebebiyet verdiğini, davalı … Lojistik Taş.Tur. Acenta Hiz. San.ve Tic. Ltd’nin Karayolları zorunlu mali sorumluluk poliçesi diğer davalı …Ş. tarafından düzenlendiği için, ilgili sigorta şirketi de poliçe limiti miktarınca sorumlu olduğunu, sigortalı araçta oluşan hasar nedeniyle müvekkil şirket … plakalı araç malikine kaska sigortacısı olduğundan ceman 42.831,00 TL ödendiğini, davalıların mezkur kazada %100 kusurlu olmaları sebebiyle hasar tazminatından müştereken ve müteselsilen sorumlu olduklarını, tüm bu nedenlerle müvekkili şirket tarafından ödenen 37.081,00 TL hasar bedelinin araç maliki ve sürücülerinin kusurları oranında ve diğer sigorta şirketinin sigorta poliçesi limiti oranında kaza tarihinden itibaren TC. Merkez Bankasının kısa vadeli avanslara uygulandığı, reeskont faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile yargılama giderleri, vekalet ücretinin davalılardan üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılardan Genel Sigorta A.Ş. vekili yazılı beyanda bulunarak davanın müvekkili şirket bakımından reddi ile yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini beyan etmiştir .
Davalılardan … Lojistik Taş. Tur. Acenta Hizmetleri San Ve Tic. Ltd. Şti vekili yazılı beyanda bulunarak iş bölümü itirazı itirazının kabulü ile dosyasının Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesine aksi halde haksız ve hukuki dayanaktan yoksun davanın reddi ile masraf ve ücreti vekaletin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini beyan etmiştir.
Davalılardan … vekili kendisini vekil ile temsil ettirmiş, 31.01.2013 tarihli celse de davalı vekili zamanaşımı itirazında bulunmuş ve kusursuz olduklarını ileri sürmüştür.
Mahkemece davalı … yönünden davanın kabulü ile diğer davalılar yönünden davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davalı … vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkeme hükmü, davalı … vekiline 08.11.2017 tarihinde tebliğ edilmiş, davalı … vekili aynı gün tarihli mahkemeye verdiği dilekçe ile müvekkili ile uzun zamandır görüşmediğini belirterek vekillikten istifa ettiğini söyleyip, 08.11.2017 tarihinde tebligatı mahkemeye iade etmiştir. Bunun üzerine mahkeme tarafından davalı asil …’a yeniden tebligat çıkarılmış, 16.12.2017 tarihinde davalı asile tebligat yapılmıştır. Davalı … tarafından başka bir avukata vekaletname verilerek bu yeni vekil tarafından 29.12.2017 tarihinde ilam temyiz edilmiştir.
6100 sayılı HMK’nın “Vekilin İstifası” başlıklı 82/1. maddesinde; istifa eden vekilin vekâlet görevinin, istifanın müvekkiline tebliğinden itibaren iki hafta süreyle devam edeceği hükme bağlanmıştır. Aynı konunun düzenlendiği Avukatlık Kanununun 41. maddesinde de; belli bir işi takipten veya savunmadan isteğiyle çekilen avukatların, o işe ait vekalet görevinin istifa dilekçesinin müvekkiline tebliğinden itibaren iki hafta süre ile devam edeceği, vekilin; vekaletten çekilmesi halinde, masrafı vekile ait olmak üzere mahkemece, çekilmenin vekil edene açıkça bildirilmesi gerektiği hükme bağlanmıştır.
Tüm bu bilgiler ışığında somut olay irdelendiğinde; davalı … vekil ile temsil edilmiş, mahkeme ilamı vekile 08.11.2017 tarihinde tebliğ edilmiş, aynı gün vekil 08.11.2017 tarihli dilekçe ile vekillikten istifa etmiş olsa da vekili olarak yapılan tebligat geçerli olduğundan ve istifa eden vekilin vekillik görevi istifanın müvekkiline tebliğinden itibaren iki hafta boyunca devam edeceğinden dolayı vekile 08.11.2017 tarihinde yapılan tebliğ tarihinden itibaren temyiz süresi işlemeye başlamıştır.
Davalı … vekili tarafından, HUMK.’nun 437. maddesinde öngörülen yasal süre geçirildikten sonra 29.12.2017 tarihinde ilam temyiz edildiğinden dolayı, Süresinden sonra yapılan temyiz istemleri hakkında mahkemece bir karar verilebileceği gibi, 01.06.1990 gün ve 3/4 Sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca, Yargıtay’ca da bu yolda karar verilebileceğinden, süresinden sonra verilen temyiz dilekçesinin reddi gerekmiştir.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı … vekilinin temyiz dilekçesinin REDDİNE, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalı …’ya geri verilmesine, 25/04/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.
YARGITAY 3. HUKUK DAİRESİ Esas : 2016/12335 Karar : 2017/4394 Tarih : 30.03.2017
-
HMK 82. Madde
-
Vekilin İstifası
Davacılar vekili, müvekkili İlayda’nın, davalıların oğlu … tarafından tecavüze uğradığını, bu olay sonrasında İlayda ve …‘ün sözlenip daha sonra düğün merasimi yapılarak birlikte yaşamaya başladıklarını, bir süre sonra birlikteliklerinin sona erdiğini, nişanın … tarafından haksız olarak bozulduğunu, İlayda’nın uğramış olduğu haksız fiil ve nişanın bozulması nedeniyle müvekkillerinin kişilik haklarının zarara uğradığını, haksız fiil ve nişan tarihinde davalıların oğlu …‘ün 18 yaşından küçük olduğunu, davalıların meydana gelen olaylar nedeniyle aile başkanı olarak sorumlu olduklarını ileri sürerek, İlayda lehine 40.000,00 TL, Hacer lehine 20.000,00 TL tazminata hükmedilmesini, ayrıca, nişan hediyeleri olarak 8 bilezik bedeli olan 9.150,00 TL, 2 saat bedeli olan 470,00 TL, 32 altın bedeli olan 4.800,00 TL, 1.120,00 TL para olmak üzere toplam 15.540,00 TL’nin davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili, davanın açıldığı tarihte …‘ün reşit olduğunu, davanın husumetten reddinin gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece; davalıların taraf ehliyetine sahip olmadıkları gerekçesiyle; davanın, husumet yönünden reddine karar verilmiş; hükmün davacılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairemiz 18.05.2015 tarih, 2014/12097 Esas ve 2015/8747 Karar sayılı ilamı ile ilk talep açısından TMK. nun 369. maddesinin uygulanacağı gözetilerek davanın esasına girilmesi, ikinci talep açısından ise davanın tefrik edilerek Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesi gerektiği gerekçeleri ile bozulmuş; Mahkemece 26.11.2015 tarihli celsede taraflarca takip edilmeyen dosyanın HMK’nun 150. maddesi gereğince işlemden kaldırılmasına karar verilmesinin ardından, 29.02.2016 tarihinde davanın açılmamış sayılmasına karar verildiği görülmüştür.
HMK’nun 150. maddesinin birinci ve ikinci fıkralarında; tarafların usulüne uygun şekilde davet edilmiş olmaları koşuluyla dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verileceği hükme bağlanmıştır.
7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 11. ve Tebligat Kanunu’nun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 18. maddeleri gereğince; vekil ile takip edilen işlerde tebligatın vekile yapılması zorunludur.
HMK’nun 81. maddesi uyarınca vekilin azli veya istifasının, mahkeme ve karşı taraf bakımından hüküm ifade edebilmesi için, bu konudaki beyanın dilekçeyle bildirilmesi veya tutanağa geçirilmesi ve gerektiğinde ilgilisine yapılacak tebligat giderinin de peşin olarak ödenmesi zorunludur. HMK’nun 82. maddesinde ise; istifa eden vekilin vekâlet görevinin, istifanın müvekkiline tebliğinden itibaren iki hafta süreyle devam edeceği öngörülmüştür.
Somut olayda, bozmadan sonra davacılar vekilinin, 12.10.2015 tarihinde davacı …‘nın evlenme ile reşit olması sebebiyle vekillikten çekildiğine ilişkin dilekçe ibraz ettiği, bu dilekçenin davacı …‘ya annesi Hacer’in adresinde tebliğ edildiği görülmektedir. Vekil, istifa dilekçesinde davacının evlendiğini beyan etmekte, davacı da temyizinde evlenme ile adresinin değiştiğini ileri sürmekte, adres araştırma formundan da adresinin 19.01.2015 tarihinde değiştiği anlaşılmaktadır.
Hal böyle olunca, davacı asilin adresine usulüne uygun olarak vekilin istifa dilekçesi tebliğ edilmeden dosyanın işlemden kaldırılması ve akabinde davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi isabetsizdir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK’nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK’nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK’nun 440.maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 30.03.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
YARGITAY 8. HUKUK DAİRESİ Esas : 2015/3800 Karar : 2017/3853 Tarih : 20.03.2017
-
HMK 82. Madde
-
Vekilin İstifası
Borçlu, haline münasip evinin haczedildiğini, haczin kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece şikayetçi tarafa 103 davetiyesinin 25/08/2014 tarihinde tebliğ edildiği, hacizden bu tarih itibariyle haberdar olduğu, meskeniyet şikayetinin ise 7 günlük süreden sonra 01/12/2014 Tarihinde yapıldığı gerekçesiyle şikayetin süre yönünden reddine karar verilmiş, hüküm borçlu tarafından temyiz edilmiştir.
İİK’nun 16. maddesinin 1. fıkrasında “Kanunun hallini mahkemeye bıraktığı hususlar müstesna olmak üzere İcra ve İflas dairelerinin yaptığı muameleler hakkında kanuna muhalif olmasından veya hadiseye uygun bulunmamasından dolayı icra mahkemesine şikayet olunabilir. Şikayet bu muamelelerin öğrenildiği tarihten itibaren yedi gün içinde yapılır.” hükmü düzenlenmiştir.
7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 11, Avukatlık Kanunu’nun 41 ve HMK’nun 73, 81, 82 ve 83. maddeleri gereğince vekil ile takip edilen işlerde tebligatın vekile yapılması zorunludur.
Somut olayda Avukat …ın borçlu … vekili olarak hem takip dayanağı … 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 22.05.2014 tarih 2013/201 Esas 2014/215 Karar sayılı ilamında hem de icra emrinde yer aldığı, 103 davetiyenin borçlu asile 25.08.2014 tarihinde, borçlu vekiline ise 30.12.2014 tarihinde tebliğ edildiği, borçlu vekiline yapılan tebliğ tarihi itibariyle şikayetin süresinde olduğu bu durumda şikayetin esası hakkında inceleme yapılması gerekirken süreden ret kararı verilmesi doğru değildir.
SONUÇ: Borçlunun temyiz itirazlarının kabulü ile Mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK’nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, taraflarca İİK’nun 366/3. maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve peşin harcın temyiz edene iadesine, 20.03.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
YARGITAY 9. HUKUK DAİRESİ Esas : 2016/20011 Karar : 2016/14780 Tarih : 20.06.2016
-
HMK 82. Madde
-
Vekilin İstifası
Temyize konu dava dosyası Dairemizin önceki iki geri çevirme kararı sonrası eksiklik giderilmediğinden 2015/17552 E. 2015/22589 K. ve 22/06/2015 tarihli kararı ile tekrar geri çevrilmiş olup son geri çevirme kararımızda “ 15/11/2011 tarihli son duruşmaya davalı vekili olduğundan bahisle Av. … girmiş olup, bu avukat, Av. …`den aldığı vekaletnameye dayanarak davalıyı temsil etmiştir. Ancak Avukat … yargılama sırasında 28/12/2009 tarihinde davalının vekilliğinden çekilmiş ve bu çekilme kararının asile tebliği sonucu davalı şirket tarafından yeni avukatlar tayin edilmiştir.
Kararı davalı adına Av. …‘in temyiz ettiği görülmüştür. Yukarıda açıklanan durum nedeni ile Av. …`e ait yeni vekaletname varsa dosyaya eklenmesi, aksi halde kararın davalı şirketin geçerli vekiline ya da davalı şirkete usulüne uygun şekilde tebliğ edilip, gerekli usuli işlemler tamamlandıktan sonra incelenmek üzere Dairemize gönderilmesi için dosyanın yerel Mahkemesine geri çevrilmesine karar verilmiştir.
Geri çevirme kararı sonrası kararı davalı adına temyiz eden Av. …`in vekaletname ibraz etmemesi üzerine davalı şirkete Tebligat Kanunun 35. maddesine göre tebliğ edilmiştir.
Dairemizin geri çevirme kararında da açıklandığı üzere Avukat …`in yargılama sırasında davalının vekilliğinden çekilmesi üzerine davalı şirket tarafından yeni avukatlar tayin edilmiş olup, bu vekillerin görevlerinin sona erdiğine dair bir belge dosyada mevcut olmadığından davalı şirket adına tebligatın vekile yapılması gerekir. Mahkemece dosyada mevcut vekaletnameye göre davalı vekiline usulüne uygun şekilde karar tebliği yapılıp ilgili usuli işlemler de tamamlanmalıdır.” denilmiştir.
Bu kez Mahkemece ıslak imza taşımayan Uyap sisteminden göndirildiği de kalemce onaylanmayan kim tarafından düzenlenip kim tarafından havale edildiği anlaşılmayan Av. … ve Av. … adına düzenlenen çekilme dilekçesi eklenip dosya bu hali ile Dairemize gönderilmiştir.
Mahkemece geri çevirme kararı gereği yerine getirilmediği ve temyiz incelemesinde gecikmeye sebebiyet verildiği açıkça ortadadır.
6100 sayılı HMK`nın 82. maddesine göre istifa eden vekilin vekâlet görevi, istifanın müvekkiline tebliğinden itibaren iki hafta süreyle devam eder. Mahkemece bu hüküm gözden kaçırılarak yukarıda belirtildiği üzere kim tarafından verildiği de belirlenemeyen dilekçe dosyaya eklenip bu hali ile dosya Dairemize gönderilmiştir.
Dava dosyasının ilk temyize geliş tarihi 2012 yılı Ocak ayında olup yerine getirilmeyen usuli eksikler nedeni ile bugün dahi temyiz incelemesi yapılamamıştır.
Bu nedenle;
Öncelikle kim tarafından havale edildiği belli olmayan 04.05.2016 havale tarihli dilekçenin kim tarafından verildiği ortaya konup yetkili avukatlara 6100 sayılı HMK`nın 82. madde hükmüne göre gerekçeli karar tebliği yapılıp dosyadaki bu eksikliğin giderilmesi ,
Geri Çevirme kararı üzerine yapılan işlemlerin bir tutanağa bağlanıp inceleme merciine yapılan işlemlerin neler olduğu açıklanıp gerekirse bir üst yazı ile dosyanın gönderilmesi ve dosyanın 4 yıldır temyiz incelemesi yapılmamasının yasal sorumluluk doğuracağının bilinmesi gerekmektedir.
Yukarıdaki belirtilen eksiklik giderildikten sonra incelenmek üzere Dairemize gönderilmesi için dosyanın yerel Mahkemesine GERİ ÇEVRİLMESİNE, 20/06/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
YARGITAY 12. HUKUK DAİRESİ Esas : 2016/1096 Karar : 2016/13919 Tarih : 11.05.2016
-
HMK 82. Madde
-
Vekilin İstifası
Alacaklı tarafından kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile icra takibine başlandığı, örnek 10 ödeme emrinin tebliği üzerine borçlunun, imzaya itiraz ettiği, mahkemece 18.06.2015 tarihli celsede taraflarca takip edilmeyen dosyanın HMK’nun 150. maddesi gereğince işlemden kaldırılmasına karar verilmesinin ardından, 30.09.2015 tarihli duruşmanın da takip edilmemesi nedeni ile bu defa HMK`nun 320/son maddesi gereğince davanın açılmamış sayılmasına karar verildiği görülmektedir.
HMK`nun 150. maddesinin birinci ve ikinci fıkralarında; tarafların usulüne uygun şekilde davet edilmiş olmaları koşuluyla dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verileceği hükme bağlanmıştır.
7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 11. ve Tebligat Kanunu`nun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 18. maddeleri gereğince; vekil ile takip edilen işlerde tebligatın vekile yapılması zorunludur.
HMK’nun 81. maddesi uyarınca vekilin azli veya istifasının, mahkeme ve karşı taraf bakımından hüküm ifade edebilmesi için, bu konudaki beyanın dilekçeyle bildirilmesi veya tutanağa geçirilmesi ve gerektiğinde ilgilisine yapılacak tebligat giderinin de peşin olarak ödenmesi zorunludur. HMK`nun 82. maddesinde ise; istifa eden vekilin vekâlet görevinin, istifanın müvekkiline tebliğinden itibaren iki hafta süreyle devam edeceği öngörülmüştür.
Somut olayda, mahkemece 18.06.2015 tarihli duruşmada davacı vekilinin istifa ettiği ve davacıya çıkarılan duruşma davetiyesinin bila tebliğ iade edildiği tutunağa geçirildiği görülmüştür. Vekilin istifa dilekçesinin davacı asile tebliği gerektiğinden HMK’nun 82. maddesinde düzenlenen kanun hükmü yerine getirilmeden HMK`nun 150/1. hükmü uygulanamaz.
O halde, davacı asilin adresine usulüne uygun olarak vekilin istifa dilekçesi tebliğ edilmeden dosyanın işlemden kaldırılması ve akabinde davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi isabetsizdir.
SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK`nun 366. ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 11.05.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.
YARGITAY 2. HUKUK DAİRESİ Esas : 2016/416 Karar : 2016/8500 Tarih : 27.04.2016
-
HMK 82. Madde
-
Vekilin İstifası
Davacı, vermiş olduğu vekaletnamesinde Av….`ı vekil olarak tayin etmiştir.
Karar, davacı vekili Av. …`a usulüne uygun olarak 18.09.2015 tarihinde tebliğ edilmiş, vekil, tebligatı aldıktan sonra 07.09.2015 tarihinde vekillikten istifa ettiğini bildirmiştir. İstifa dilekçesi, davacı-davalı asile 18.09.2015 tarihinde tebliğ edilmiştir. Davacı-davalı asil hükmü 05.10.2015 günü verdiği dilekçe ile temyiz etmiştir.
Hukuk Muhakemeleri Kanununun 82’nci maddesine göre, istifa eden vekilin vekalet görevi, istifanın müvekkiline tebliğinden itibaren iki hafta süreyle devam eder. 1136 sayılı Avukatlık Kanununun 41. maddesi gereğince de; vekilin, istifasının müvekkiline tebliğinden itibaren onbeş gün müddetle onu temsil etme mecburiyeti vardır. Bu hükümlere göre, davacı-davalı asil vekili Av. …`a yapılan tebliğ geçerli olduğundan bu tebliğ tarihine göre kanun yoluna başvuru süresinde temsil görevi devam etmektedir. Bu nedenle davacı-davalı asilin temyiz isteminin kanuni süre geçtikten sonra yapılması nedeniyle reddi gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz dilekçesinin yukarıda gösterilen sebeple REDDİNE, istek halinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine oybirliğiyle karar verildi.
YARGITAY 1. HUKUK DAİRESİ Esas : 2013/18116 Karar : 2014/1319 Tarih : 28.01.2014
-
HMK 82. Madde
-
Vekilin İstifası
Taraflar arasında görülen ehliyetsizlik, tapu iptali ve tescil davası sonunda,
yerel mahkemece davanın açılmamış sayılmasına ilişkin olarak verilen karar davacılar tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla,
dosya incelendi, Tetkik Hakimi M… A… `in raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
Dava, ehliyetsizlik ve muris muvazaası hukuksal nedenlerine dayalı tapu iptali-tescil isteğine ilişkindir.
Mahkemece, vekilleri vekillikten istifa eden davacıların davayı takip etmedikleri gerekçesiyle dosyanın işlemden kaldırılmasına ve yasal süresi içinde yenilenmediğinden bahisle de davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir.
Dosya içeriği ve toplanan delilerden, davacılar vekilinin istifasının davacılara bildirilmesi için tebligat çıkarıldığı, ancak yurt dışında bulunan davacılardan A…`ye tebligat yapılması beklenmeden dosyanın işlemden kaldırıldığı anlaşılmaktadır.
Bilindiği üzere, Avukatlık Kanunu`nun 41. maddesi; “ Avukatlıktan çekilen avukatın o işe ait vekalet görevi, durumu müvekkiline tebliğinden itibaren 15 gün süreyle devam eder. “ ve
Hukuk Muhakemeleri Kanunu`nun 82. maddesi; “ İstifa eden vekilin vekalet görevi, istifanın müvekkiline tebliğinden itibaren iki hafta süreyle devam eder. “ hükümlerini içermektedir.
Anılan düzenlemeler karşısında, vekillerinin istifasının her iki davacıya da tebliğ edilmesi beklenmeden dosyanın işlemden kaldırılmasına ve davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi doğru değildir.
Davacıların temyiz itirazı açıklanan nedenden ötürü yerindedir.
Temyiz taleplerinin Kabulü ile, hükmün (BOZULMASINA), oybirliğiyle karar verildi.
UYARI
Web sitemizdeki tüm makale ve içeriklerin telif hakkı Av. Baran Doğan’a aittir. Tüm makaleler hak sahipliğinin tescili amacıyla elektronik imzalı zaman damgalıdır. Sitemizdeki makalelerin kopyalanarak veya özetlenerek izinsiz bir şekilde başka web sitelerinde yayınlanması halinde hukuki ve cezai işlem yapılacaktır. Avukat meslektaşların makale içeriklerini dava dilekçelerinde kullanması serbesttir.
Makale Yazarlığı İçin
Avukat veya akademisyenler hukuk makalelerini özgeçmişleri ile birlikte yayımlanmak üzere avukatbd@gmail.com adresine gönderebilirler. Makale yazımında konu sınırlaması yoktur. Makalelerin uygulamaya yönelik bir perspektifle hazırlanması rica olunur.