Vekâletnamesiz Dava Açılması ve İşlem Yapılması
HMK Madde 77
(1) Vekâletnamesinin aslını veya onaylı örneğini vermeyen avukat, dava açamaz ve yargılamayla ilgili hiçbir işlem yapamaz. Şu kadar ki, gecikmesinde zarar doğabilecek hâllerde mahkeme, vereceği kesin süre içinde vekâletnamesini getirmek koşuluyla avukatın dava açmasına veya usul işlemlerini yapmasına izin verebilir. Bu süre içinde vekâletname verilmez veya asıl taraf yapılan işlemleri kabul ettiğini dilekçeyle mahkemeye bildirmez ise dava açılmamış veya gerçekleştirilen işlemler yapılmamış sayılır.
(2) Vekâletnamesiz işlem yapmasına izin verilen ancak haklı bir sebep olmaksızın süresi içinde vekâletname ibraz etmeyen avukat, celse harcı ile diğer yargılama giderleri ve karşı tarafın uğradığı zararları ödemeye mahkûm edilir. Bunu kötüniyetle yapan avukat aleyhine, ceza ve disiplin soruşturması açılmasını sağlamak üzere, Cumhuriyet başsavcılığına ve vekilin bağlı olduğu baro başkanlığına durum yazıyla bildirilir.
(3) Bir tarafın avukat tutmak istemesi sebebiyle, yargılama hiçbir şekilde başka bir güne bırakılamaz.
(4) Avukatın istifa etmesi, azledilmesi veya dosyayı incelememiş olması sebebiyle yargılama başka bir güne bırakılamaz. Ancak, dosyanın incelenmemiş olması geçerli bir özre dayanıyorsa, hâkim bir defaya mahsus olmak üzere, kısa bir süre verebilir. Verilen süre sonunda, dosya incelenmemiş olsa bile davaya devam olunur.
HMK Madde 77 Gerekçesi
1086 sayılı Kanunun 67 nci maddesindeki düzenlemeye genelde sadık kalınarak, dili güncelleştirilmiş, maddenin daha kolay anlaşılması için ifadelerde bir takım değişiklikler yapılmıştır.
Vekâletname aslı veya onanmış örneğinin her dosya için ayrı ayrı verilmesinin zorunlu olduğuna ilişkin 1086 sayılı Kanunun 67 nci maddesinin son fıkrasındaki düzenlemeye, söz konusu uygulamanın işin doğası gereği yapılması zarureti bulunduğundan, maddede ayrıca yer verilmesine gerek görülmemiştir.
HMK 77 (Vekâletnamesiz Dava Açılması ve İşlem Yapılması) Emsal Yargıtay Kararları
YARGITAY HUKUK GENEL KURULU Esas : 2015/3184 Karar : 2017/1935 Tarih : 20.12.2017
-
HMK 77. Madde
-
Vekâletnamesiz Dava Açılması ve İşlem Yapılması
Mahkemece verilen hüküm, temyiz edilmesi üzerine yukarıda başlıkta belirtilen karar ile bozulmuştur. Bozma üzerine mahkemece ilk kararda direnilmiş, direnme kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1)12.11.2012 tarihinde kabul edilen 6360 sayılı On Dört İlde Büyükşehir Belediyesi ve Yirmi Yedi İlçe Kurulması ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un “Büyükşehir belediyesi kurulması ve sınırlarının belirlenmesi” başlıklı 1’inci maddesinin ikinci fıkrası ile Mersin Büyükşehir Belediyesinin sınırlarının il mülki sınırları olduğu, aynı maddenin beşinci fıkrası ile büyükşehir belediyesi bulunan illerdeki il özel idarelerinin tüzel kişiliklerinin kaldırıldığı ve yine aynı Kanun’un 3’üncü maddesinin ikinci fıkrası ile “Söz konusu il özel idarelerinin mahkemelerde süren davaları ile il özel idaresi olarak faaliyet gösterdikleri dönem ve yapılan işlemlere ilişkin olarak açılacak davalarda muhatap, devir işleminin yapıldığı ilgili kurum ve kuruluştur.”
Hükmüne yer verilmiştir.
6360 sayılı Kanun’un Geçici 1’nci maddesinin birinci fıkrasına göre, “Bu Kanundaki devir, tasfiye ve paylaştırma işlemlerini yürütmek üzere vali tarafından, bir vali yardımcısının başkanlığında, valinin uygun göreceği kurum ve kuruluş temsilcilerinin ve ilgili belediye başkanlarının katılımıyla devir, tasfiye ve paylaştırma komisyonu kurulur. Bu komisyona yardımcı olmak üzere valinin görevlendirmesi ile alt komisyonlar da kurulabilir.” düzenlemesi ile devir, tasfiye ve paylaştırma işlemlerinin nasıl yapılacağı hüküm altına alınmıştır. Ancak il özel idarelerinin tüzel kişiliklerinin kaldırılmasına ilişkin 6360 sayılı Kanun’un 1’nci maddesinin beşinci bendinin aynı Kanun’un “Yürürlük” başlıklı 36’ncı maddesinin birinci fıkrasına göre ilk mahalli idareler genel seçiminde yürürlüğe gireceği düzenlenmiştir.
2)Vekil ile takip edilen davalarda vekaletnamenin ibrazını düzenleyen 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK)’nın 76’ncı, vekaletnamesiz dava açılması ve işlem yapılması halini düzenleyen HMK’nın 77’nci ve dava şartlarını düzenleyen HMK’nın 114/f maddeleri uyarınca usulüne uygun düzenlenmiş vekaletnamenin dosya içerisinde bulunması zorunludur.
Somut olaya gelince;
Yukarıda (1) numaralı bentte yer alan açıklamalar doğrultusunda yapılan incelemede;
Direnme kararının başlık kısmında davalı olarak “…” gösterildiği ve direnme kararının “… vekili”ne tebliğ edildiği anlaşılmaktadır. Ancak 6360 sayılı Kanun’un 36’ncı maddesinin birinci fıkrasında belirtilen ilk mahalli idareler genel seçimi 30.03.2014 tarihinde yapılmış ve bu tarih itibariyle Samsun İl Özel İdaresinin tüzel kişiliği aynı Kanun’un 1’nci maddesinin beşinci fıkrası uyarınca sona ermiştir.
Bu nedenle, 6360 sayılı Kanun’un 3’üncü maddesinin ikinci fıkrası gereğince, mahkemece dava konusu hak ve/veya borca ilişkin devir işleminin yapıldığı ilgili kurum ve kuruluş belirlenerek direnme kararı ile davacı vekilinin temyiz dilekçesinin kendisine tebliği sağlanarak dosyanın temyiz incelemesi için Yargıtay Hukuk Genel Kurulu Başkanlığına gönderilmek üzere mahkemesine geri çevrilmesi gerekmiştir.
Yukarıda (2) numaralı bentte yer alan açıklamalar doğrultusunda yapılan incelemede;
Davalı olarak yargılamayı takip ettiği görülen Samsun Büyükşehir Belediyesi vekiline ait vekaletname ya da usulünce düzenlenmiş yetki belgesi dosya arasında bulunamamış, bu eksikliğin giderilmesi için dosyanın mahkemesine geri çevrilmesi gerekmiştir.
Açıklanan nedenlerle eksiklikler giderildikten sonra Yargıtay Hukuk Genel Kurulu Başkanlığına gönderilmek üzere dosyanın mahkemesine geri çevrilmesi gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle dosyanın mahkemesine GERİ ÇEVRİLMESİNE, 20.12.2017 gününde oy birliği ile karar verildi.
YARGITAY 12. HUKUK DAİRESİ Esas : 2016/16413 Karar : 2017/8821 Tarih : 6.06.2017
-
HMK 77. Madde
-
Vekâletnamesiz Dava Açılması ve İşlem Yapılması
Alacaklı … tarafından borçlu Galata Madencilik … A.Ş. aleyhine “bono dayanak yapılarak” Kambiyo Senetlerine Mahsus Haciz Yolu ile takip başlatıldığı, borçlu vekilinin icra mahkemesine başvurusunda, icra müdürlüğünün yetkili olmadığını ve borcun da ödendiğini ileri sürdüğü, mahkemece, vekilin vekaletname ibraz etmediği asilin de yapılan işlemlere icazetini bildirmediği gerekçesiyle 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 77/1. maddesi gereğince davanın açılmamış sayılmasına karar verildiği görülmüştür.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu`nun “Vekâletnamesiz dava açılması ve işlem yapılması” başlıklı 77. maddesinin birinci fıkrasında; “Vekâletnamesinin aslını veya onaylı örneğini vermeyen avukat, dava açamaz ve yargılamayla ilgili hiçbir işlem yapamaz. Şu kadar ki, gecikmesinde zarar doğabilecek hâllerde mahkeme, vereceği kesin süre içinde vekâletnamesini getirmek koşuluyla avukatın dava açmasına veya usul işlemlerini yapmasına izin verebilir. Bu süre içinde vekâletname verilmez veya asıl taraf yapılan işlemleri kabul ettiğini dilekçeyle mahkemeye bildirmez ise dava açılmamış veya gerçekleştirilen işlemler yapılmamış sayılır.” hükmüne yer verilmiştir.
Görüldüğü üzere söz konusu yasa hükmü, vekilin vekaletnamesini hiç sunmadığı hallerde dahi, müvekkilin icazetini bildirmesi durumunda, öngörülen yaptırımların uygulanmayacağını öngörmektedir.
Somut olayda, itiraz dilekçesi ekinde yer alan vekaletnameye göre “Av. … ’in vekil olarak tayin edildiği, itiraz dilekçesinde “davacı vekili olarak Av. …” ismine yer verildiği, diğer taraftan itiraz dilekçesinin “… Özen” ismine düzenlenmiş e-imza ile imzalandığı, görülen isim farklılıkları nedeniyle Mahkeme tarafından 13/08/2015 tarihli tensip zaptının (7) nolu bendinde, “7- Davacı vekiline davacının kendisine vekalet verdiğini kuşkusuz şekilde gösteren vekaletnamesini sunması için 2 haftalık kesin süre verilmesine, aksi takdirde HMK 77. maddesindeki sonuçların gerçekleşeceğinin ihtarına” şeklinde ara karar alındığı ve tensip zaptının 02/09/2015 tarihinde borçlu vekili olarak “Av. …”e tebliğ edildiği, bu tebliğ üzerine borçlu vekili tarafından itiraz dilekçesi ekindeki vekaletnamenin aynısının, bir başka ifadeyle “Av. … ” adına düzenlenmiş vekaletnamenin ibraz edildiği, asıl tarafa-borçlu … Lojistik Sanayi Ticaret A.Ş.’ye herhangi bir tebligatın gönderilmediği anlaşılmaktadır.
Borçlu’ya “yapılan işlemlere icazeti olup olmadığına ilişkin” herhangi bir tebligatın gönderilmediği göz önünde bulundurulduğunda H.M.K.’nun 77/1. maddesi kapsamında davanın açılmamış sayılmasına karar verilebilmek için yasal koşulların oluşmadığı tereddüte yer vermeyecek kadar açıktır. Kaldı ki, itiraz dilekçesi ekinde vekaletname ibraz edilmiş ve söz konusu vekaletnamede vekil olarak ismi yer alan Av. … ’in T.C. Kimlik Numarasına yer verilmiş olup yapılacak küçük bir araştırma ile yargılamayı takip eden vekil ile vekaletnamede isimi yer alan vekilin aynı kişi olup olmadığının tespiti mümkündür.
O halde mahkemece, itiraz dilekçesi ekindeki vekaletnamede yer alan T.C. Kimlik Numarası üzerinden araştırma yapılması ve sonuç alınamaması halinde borçlu (asile) tebligat gönderilerek verilecek kesin süre içerisinde yapılan işlemlere icazeti olup olmadığının bildirilmesinin istenilmesi, icazetinin olduğunun bildirilmemesi halinde Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 77/1. maddesi kapsamında davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi isabetsizdir.
SONUÇ:
Borçlunun temyiz itirazlarının kabulü ile ( BOZULMASINA ), oybirliğiyle karar verildi.
YARGITAY 2. HUKUK DAİRESİ Esas : 2017/1119 Karar : 2017/2870 Tarih : 16.03.2017
-
HMK 77. Madde
-
Vekâletnamesiz Dava Açılması ve İşlem Yapılması
Dosyanın, davacı-karşı davalı velisinin sunduğu Av. …‘a ait vekaletnamenin veli adına asaleten verilmiş olduğundan vekaletname ibrazı istenmesi amacıyla iade edildiği, mahkemece vekile gönderilen tebligatta, veli tarafından davacı-karşı davalı velayeten verilmiş boşanma davalarını takip yetkisi taşıyan özel vekaletnamenin aslını veya onaylı örneğini sunması için kesin süre verilmesi (HMK m. 77), bu süre içinde vekaletname verilmez veya davacı-karşı davalı velisi yapılan işlemleri kabul ettiğini dilekçe ile mahkemeye bildirmez ise vekil tarafından yapılan işlemlerin yapılmamış sayılacağının ihtar edilmesi gerekirken ve kararın bu ikinci halde davacı-karşı davalı velisine yukarıda belirtilen ihtarı içeren bir tebligat yapılması gerekirken, gerekli ihtaratı içeren tebligatlar yapılmamıştır. Bu sebeple, Av….’a ihtaratlı tebligatın yapılması, verilen kesin sürede vekaletname ibraz etmez ise davacı-karşı davalı velisi …‘e davacı-davalı kadın adına velayeten verilmiş özel yetkiyi içeren vekaletnamesi bulunmayan Av…. tarafından yapılan işlemleri kabul edip etmediği yönünde beyanda bulunması, beyanda bulunmaz ise vekil tarafından yapılan işlemlerin yapılmamış sayılacağının ihtarını içerir tebligat yapılmasından ve temyiz süresi de beklenildikten sonra gönderilmek üzere dosyanın mahalli mahkemesine İADESİNE, iadesine oybirliğiyle karar verildi. 16.03.2017 (Prş.)
YARGITAY 22. HUKUK DAİRESİ Esas : 2017/5977 Karar : 2017/4551 Tarih : 6.03.2017
-
HMK 77. Madde
-
Vekâletnamesiz Dava Açılması ve İşlem Yapılması
Dosyanın incekenmesinde, davanın ….. Dış Ticaret İthalat İhracat A.Ş.’ye karşı açıldığı, dava dilekçesi ve ön inceleme duruşmasının bu davalıya tebliğ edildiği, yargılama aşamasında Av. … …. …. tarafından dosyaya … … …. Ticaret Turizm Limited Şirketi’ne ait vekaletname sunulduğu, mahkemece sehven adı geçen avukatın davalı vekili olarak duruşmalara kabulüne karar verildiği, dosyanın karara çıktığı, Av. … …. …. tarafından süresinde süre tutum dilekçesi verilerek ve temyiz harcı yatırılarak davanın temyiz edildiği, mahkemece vekaletnamenin davalı şirket tarafından verilmediğinin anlaşılması ile avukata davalı şirkete ait vekaletnameyi tebliğden itibaren … haftalık kesin süre içerisinde sunması için muhtıra gönderildiği, avukatın muhtırayı ……..2014 tarihinde tebliğ almasına karşın davalı şirkete ait vekaletname sunmaması üzerine, gerekçeli kararın davalı şirkete tebliğ edildiği ancak davalı şirket tarafından kararın temyizi yoluna gidilmediği anlaşılmaktadır.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun “vekâletnamesiz dava açılması ve işlem yapılması” başlıklı 77. maddesine göre;
“(…) Vekâletnamesinin aslını veya onaylı örneğini vermeyen avukat, dava açamaz ve yargılamayla ilgili hiçbir işlem yapamaz. Şu kadar ki, gecikmesinde zarar doğabilecek hâllerde mahkeme, vereceği kesin süre içinde vekâletnamesini getirmek koşuluyla avukatın dava açmasına veya usul işlemlerini yapmasına izin verebilir. Bu süre içinde vekâletname verilmez veya asıl taraf yapılan işlemleri kabul ettiğini dilekçeyle mahkemeye bildirmez ise dava açılmamış veya gerçekleştirilen işlemler yapılmamış sayılır.”
Şu halde, avukat tarafından davalı şirkete ait vekâletname verilmediği ve asıl taraf tarafından da yapılan işlemlerin kabul edildiği dilekçe ile mahkemeye bildirilmediğine göre gerçekleştirilen temyiz işlemi yapılmamış sayılacağından, usulüne uygun bir temyiz olmadığı anlaşılmakla dosyanın mahkemesine İADESİNE, 06.03.2017 günü oybirliğiyle karar verildi.
YARGITAY 15. HUKUK DAİRESİ Esas : 2016/4251 Karar : 2017/196 Tarih : 18.01.2017
-
HMK 77. Madde
-
Vekâletnamesiz Dava Açılması ve İşlem Yapılması
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kısmen kabulüne dair verilen karar, davalılar vekili olarak Avukat … tarafından temyiz edilmiştir.
Temyiz incelemesi duruşmalı yapılmış olup 2797 sayılı Yargıtay Kanunu’nun 41/4. maddesi gereğince, bir işin duruşmasında bulunan başkan ve üyelerin çoğunluğu kurul kadrolarında değişiklik, izin veya hastalık gibi nedenler dışında o işin görüşülmesinin yapıldığı kurullarda yer alması zorunlu ise de; 15.12.2015 tarihli duruşmada hazır bulunan emeklilik nedeniyle görevden ayrılmaları, üyelik görevinin sona ermesi ve görevli olması nedeniyle işin görüşmesinin yapıldığı bu günkü kurulda yer almaları fiilen ve hukuken mümkün olmadığından, temyiz incelemesinin … başkanlığında, duruşmada hazır bulunan üye … ile duruşmada hazır bulunmayan Daire üyeleri …, … ve …‘nin katılımıyla yapılmasına karar verilen işin esası incelendi;
Avukat …, davalı şirket . vekili olarak da temyiz isteminde bulunmuş ise de dosyada bu şirket vekili olduğuna dair vekâletnamesinin bulunmadığı ve Dairemizin 11.05.2016 tarihli geri çevirme kararına rağmen şirketle ilgili vekâletname ibraz etmeyeceğini bildirdiği ve vekâletname ibraz etmediği, adı geçen şirket tarafından da yetkisiz vekilin yaptığı işlemleri kabul ettiğine dair bir dilekçe verilmediği ve
bu haliyle yetkisiz vekilin şirketle ilgili yaptığı işlemler 1086 sayılı HUMK’nın 67 ve 6100 sayılı HMK’nın 77/1 maddesine göre geçersiz hale geldiğinden kararın davalı tarafından temyiz edilmemiş sayılmasına,
Davalı … vekilinin mahkemenin 19.11.2014 gün 2009/428 Esas, 2010/318 Karar sayılı ek kararına yönelik temyiz itirazlarına gelince; mahkemenin bu davalının temyiz talebinin süre yönünden reddine ilişkin 19.11.2014 tarihli ek kararı, mahkeme kararının Tebligat Kanunu’nun 35. maddesine göre tebliği usulüne uygun olup dava dilekçesinin tebliğiyle ilgili muhtarlık kayıtlarının sahte olduğu vedağıtıcısının gerçeğe aykırı işlem yaptığı ileri sürülüp buna dair davalı … vekilince delilde sunulmamış olması sebebiyle yasaya uygun olduğundan davalı …‘nun mahkemenin 19.11.2014 tarihli ek kararına yönelik temyiz itirazlarının reddiyle ek kararının ONANMASINA, Yargıtay duruşmasında vekille temsil edilmediğinden davacılar yararına vekâlet ücreti takdirine yer olmadığına, aşağıda yazılı bakiye 7,10 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davalı …‘ndan alınmasına, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine 18.01.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.
YARGITAY 2. HUKUK DAİRESİ Esas : 2015/18693 Karar : 2016/11216 Tarih : 7.06.2016
-
HMK 77. Madde
-
Vekâletnamesiz Dava Açılması ve İşlem Yapılması
Davalı-karşı davacı erkeğin birleşen boşanma davası Avukat … tarafından takip edilmiş, karar aynı avukata tebliğ edilmiştir. Boşanma davaları şahsa bağlı hakkın kullanılması niteliğinde olduğundan bu hususta vekile özel yetki verilmiş olması zorunludur (HMK.m.74). Vekil, açıkça yetki verilmemişse boşanma davası açamaz, açılmış olan davayı takip edemez. Dosyada adı geçen avukata ait vekaletnamede özel yetki bulunmadığı anlaşılmıştır. Davalı-karşı davacı vekilinden, boşanmaya ilişkin dava takip yetkisi taşıyan özel vekaletnamenin istenmesi, bu hususta vekile özel yetki taşıyan vekaletnamenin aslını veya onaylı örneğini sunması için kesin süre verilmesi (HMK m. 77), bu süre içinde vekaletname verilmez veya davalı-karşı davacı asil yapılan işlemleri kabul ettiğini dilekçe ile mahkemeye bildirmez ise vekil tarafından yapılan işlemlerin yapılmamış sayılacağının ihtar edilmesi ve kararın bu ikinci halde davalı-karşı davacı asile tebliğinden sonra gönderilmek üzere dosyanın mahalli mahkemesine İADESİNE, oybiriliğiyle karar verildi.
YARGITAY 23. HUKUK DAİRESİ Esas : 2014/10609 Karar : 2015/1340 Tarih : 4.03.2015
-
HMK 77. Madde
-
Vekâletnamesiz Dava Açılması ve İşlem Yapılması
Dosya kapsamından davacı kooperatifin 09.03.2002 tarihli genel kurul toplantısında denetim kurulu üyeliklerine M. M. ve M. Ç.`ın atandığı,
08.04.2002 tarihinde açılan dava dilekçesine denetim kurulu üyeleri adına eklenen vekaletnamede ise C. G. ve M. M. imzalarının bulunduğu,
Dairemizin 26.02.2014 tarihli geri çevirme kararı ile 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 98. maddesinin yollamasıyla TTK’nın 341. maddesi uyarınca, sorumluluk davasının denetçiler ya da denetçilerin vekili tarafından açılmış olması ve takip edilmesi gerektiği belirtilerek; Ticaret Sicil Memurluğu`ndan davacı kooperatifin en son denetim kurulu üyelerinin isim ve adresleri sorularak;
adı geçen avukata denetim kurulu üyelerinin tamamının denetçi sıfatıyla verdikleri vekaletname var ise sunulmasının temini,
vekaletname sunulamaz ise: Gerekçeli karar, davacılar vekilinin temyiz dilekçesi ile geri çevirme kararının isimleri bildirilecek olan kooperatif denetim kurulu üyelerinin her birine kooperatif tüzel kişiliğinin denetçileri sıfatıyla tebliğe çıkarılması, denetim kurulu üyelerine usulüne uygun olarak tebliği ile işlemeye başlayan temyiz süresinin beklenmesi;
Denetim kurulu üyelerinin tamamı tarafından süresinde kaleme alınması gereken temyiz dilekçesi sunulması halinde eklenmesi, temyiz etmemeleri halinde temyize muvafakat edip etmedikleri hususunda temyiz süresi içinde imzalı yazılı dilekçe vermeleri halinde usulüne uyan kimlik tespiti de yapılarak, bu hususun bir tutanak ile belirlenmesi, temyiz dilekçesinin ya da temyiz dilekçesini benimsediklerini yazılı olarak beyan etmeleri halinde bu dilekçenin davalılar vekiline tebliği ile temyize cevap süresinin beklenmesi ve hükmün temyiz edilmesi halinde temyiz dilekçesinin eklenmesi istenilmiş ise de;
Hükmü davacı kooperatif denetim kurulu üyeleri adına temyiz eden, Av. O. K.’ın son denetim kurulu üyelerinin verdiği vekaletnameyi ibraz edemediğini açıkladığı, yine geri çevirme kararı doğrultusunda son denetim kurulu üyeleri olarak bildirilen N. K. ve Y. A.`e gerekçeli karar, Av. O. K. tarafından sunulan temyiz dilekçesi ve Dairemiz geri çevirme kararı tebliğ edilmesine rağmen adı geçenlerce hükmün temyiz edilmemiş olduğu ya da temyiz dilekçesinin benimsendiğine dair bir dilekçe sunulmadığı anlaşılmıştır.
Hükmü temyiz eden Av. O. K.’a dava tarihinde verilen vekaletname denetim kurulu üyelerinin tamamı tarafından verilmemiş olup, son denetim kurulu üyelerine ait vekaletname ibraz edilmediği gibi son denetim kurulu üyelerinin de adı geçen avukatın temyiz dilekçesini benimsendiğine dair dilekçe sunmadıkları ya da ayrı bir temyiz dilekçesi vermedikleri anlaşıldığından, yetkisiz vekil tarafından yapılan temyizin geçerliliği bulunmadığından, HMK`nın 77/1. maddesi uyarınca hükmün temyiz edilmemiş sayılmasına karar vermek gerekmiştir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle, yetkisiz vekil Av. O. K.`ın hükmü ( TEMYİZ ETMEMİŞ SAYILMASINA ), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, oybirliği ile, karar verildi.
YARGITAY 23. HUKUK DAİRESİ Esas: 2015/6426 Karar: 2016/5104 Tarih: 21.11.2016
-
HMK 77. Madde
-
Vekâletnamesiz Dava Açılması ve İşlem Yapılması
Davacı vekili, davalılardan …‘in kooperatifin eski başkanı, diğer davalıların da yönetim kurulu üyesi olduğunu, davalıların kusurlu davranışları sonucunda kooperatifin, 9.841,50 TL Vergi Dairesi’ne, 00 TL …, 125.00 TL de … ödemek zorunda kaldığını, davalıların, … adlı bir kişi ile de sözleşme imzalayarak 1.500,00 TL peşinat aldıklarını, bu paranın da kooperatif kayıtlarında bulunmayıp, davalıların uhdesinde bulunduğunu, bu ödemeler sebebiyle müvekkili kooperatifin toplam 11.588,50 TL zarara uğradığını ileri sürerek, 11.588,50 TL’nin ödeme tarihinden itibaren yasal faiziyle tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalılar, kooperatifin kasasında para olmadığını, Vergi Dairesi’ne gecikme sebebiyle fazla para ödenmişse bunun kooperatifin parasının olmamasından kaynaklandığını, kusurlu eylemlerinin olmadığını savunarak, davanın reddini istemişlerdir.
Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre; davalılar hakkında … açılan davada, davalıların, kooperatifin vergi borçlarını geç ödemeleri sonucu kooperatifi zarara uğrattıkları ve bu sebeple görevi kötüye kullanma suçundan dolayı cezalandırıldıkları, cezaların zamanaşımı sebebiyle ortadan kalktığı, davalıların kusurlu eylemleri sebebiyle kooperatifi zarara uğrattıkları gerekçesiyle, davanın kısmen kabulü ile, 11.341,50 TL’nin 29.09.2004 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle davalılardan tahsiline karar verilmiştir.
Kararı, davalılar temyiz etmiştir.
1-)Dava, kooperatifin önceki yöneticilerinin sorumluluğuna dayalı tazminatın tahsili istemine ilişkindir.
1163 Sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 62. madde1163 Sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 62. madde hükmü ve 98. madde yollaması ile dava tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 6762 Sayılı TTK’nın 336/5. madde hükmü uyarınca, yönetim kurulu üyeleri yasa ve anasözleşmenin kendilerine yüklediği görevleri kasten veya ihmal ile yerine getirmedikleri takdirde oluşacak zararlardan kooperatife karşı da sorumludurlar. Kooperatifin eski yönetim kurulu üyeleri hakkında açılan bir sorumluluk davasının görülebilmesi için 1163 Sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 98. maddesi yollaması ile dava tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 6762 Sayılı TTK’nın 341. maddesi hükmüne göre, genel kurulca sorumluluk kararı alınması ve davanın denetçilerin tümü tarafından ya bizzat ya da vekalet vererek avukat aracılığı ile açılıp, takip edilmesi gerekmektedir. Ancak bu hususlarda eksiklik bulunması halinde, bunlar dava şartı olmayıp sonradan tamamlanabilen usuli eksiklik niteliğinde olduğundan, dava hemen reddedilmemelidir. Bu hususlar üzerinde mahkemece re’sen durulması zorunludur.
YHGK’nın 18.03.2015 tarih ve … sayılı ilamında da açıklandığı üzere; 1163 Sayılı Kooperatifler Kanunu’nun “anonim şirket hükümlerine atıf” başlıklı 98. maddesi uyarınca bu Kanunda aksine açıklama olmayan hususlarda Türk Ticaret Kanunundaki anonim şirketlere ait hükümler uygulanır.
Davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan 6762 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun anonim şirket yöneticilerinin sorumluluğuna dair 336. maddesine göre yönetim kurulu üyeleri şirket adına yapmış oldukları sözleşme ve işlemlerden dolayı, kural olarak şahsen sorumlu değil iseler de gerek Kanunun ve gerek anasözleşmenin kendilerine yüklediği diğer görevlerin kasden veya ihmal neticesi olarak yapılmaması halinde sorumludurlar (m.336/5).
Sorumluluk davası aynı Kanun’un 341. maddesinde düzenlenmiş olup, buna göre sorumluluk davası açılması genel kurulun bu yönde vereceği karara bağlıdır (m.341/I). Bu dava kural olarak denetçiler tarafından açılır (m.341/II).
Davanın denetçiler tarafından genel kurul kararı ile açılabileceği hususları sorumluluk davası bakımından dava şartı niteliğinde ise de bunların eksikliği sonradan giderilebilir. Sorumluluk davası açılmasına dair genel kurul kararının bulunmaması ve davanın denetçilerce açılmamış olması hallerinde mahkemece davacı yana (dava tarihinde yürürlükte bulunan) HUMK’nın 39, 40. maddeleri (ve Hukuk Genel Kurulunun inceleme yaptığı tarih itibariyle yürürlükte bulunan HMK’nın 115/2. maddesi) uyarınca süre verilerek, davalılar hakkında sorumluluk davası açılmasına ya da açılan bu davaya muvafakat verilmesine dair bir genel kurul kararı ibrazına ve davanın gelindiği aşamada görevde olan denetçilerin denetleme kurulu üyesi sıfatıyla davayı açan vekile vekâletname vermesine olanak tanınması ile verilen süre içerisinde bu koşullar yerine getirilemez ise davanın (anılan yasal düzenleme çerçevesinde) reddine karar verilmesi gerekir.
Somut olayda, davalılar aleyhine sorumluluk davası açılması yönünde genel kurulca alınmış bir karar bulunmadığı gibi dava, denetçiler ya da vekili tarafından da açılmamıştır. Bu durumda, mahkemece, ilgili Ticaret Sicil Memurluğu’ndan davanın gelindiği aşamada görevde olan tüm denetçiler belirlenerek, bizzat davayı takip etmelerine veya davayı açan ve takip eden vekile denetçi sıfatıyla vekaletname vermelerine ya da vekaletname verecekleri başka bir vekil aracılığıyla davayı takip etmelerine ve davalılar hakkında eylemin kişi, konu ve kapsamını somutlaştıran bir sorumluluk davası açılmasına ya da işbu davaya muvafakat verilmesine dair genel kurul kararının ibrazına olanak tanınması için HMK’nın 52,, 53,, 54, 77/1. madde hükümleri uyarınca uygun bir kesin süre verilmesi, noksan olan bu usuli işlemler yerine getirildikten sonra esasa girilip, taraf delilleri toplanıp değerlendirilerek, sonucuna göre bir karar verilmesi, verilen süre içinde vekaletname vermezler ya da asıl olarak davayı takip edeceklerini bildirmezler, asıl olarak davayı takip etmezler ve sorumluluk davası açılmasına ya da davaya icazet verilmesine dair genel kurul kararı sunulmaz ise davanın HMK’nın 54/ son ve 77/1. madde hükmü uyarınca açılmamış sayılmasına karar verilmesi gerekirken, anılan eksiklik giderilmeden, yargılamaya devamla davanın esası hakkında karar verilmesi doğru görülmemiştir.
2-) Bozma nedenine göre, davalıların temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ : Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, hükmün, BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalıların temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harçların istenmesi halinde temyiz eden davalılara iadesine, karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 21.11.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
UYARI
Web sitemizdeki tüm makale ve içeriklerin telif hakkı Av. Baran Doğan’a aittir. Tüm makaleler hak sahipliğinin tescili amacıyla elektronik imzalı zaman damgalıdır. Sitemizdeki makalelerin kopyalanarak veya özetlenerek izinsiz bir şekilde başka web sitelerinde yayınlanması halinde hukuki ve cezai işlem yapılacaktır. Avukat meslektaşların makale içeriklerini dava dilekçelerinde kullanması serbesttir.
Makale Yazarlığı İçin
Avukat veya akademisyenler hukuk makalelerini özgeçmişleri ile birlikte yayımlanmak üzere avukatbd@gmail.com adresine gönderebilirler. Makale yazımında konu sınırlaması yoktur. Makalelerin uygulamaya yönelik bir perspektifle hazırlanması rica olunur.