0 212 652 15 44
Çalışma Saatlerimiz
Hafta İçi 09.00 - 18.00

Davaya Vekâlet Hakkında Uygulanacak Hükümler

HMK Madde 72

(1) Davanın vekil aracılığıyla açılması ve takip edilmesinde, kanunlardaki özel hükümler saklı kalmak üzere, 22/4/1926 tarihli ve 818 sayılı Borçlar Kanununun temsile ilişkin hükümleri uygulanır.



HMK Madde 72 Gerekçesi

Maddede, davanın vekil aracılığı ile açılması ve takibinde, avukatın temsilci sıfatı ile hareket etmesi sebebiyle, kanunlarda özel olarak düzenlenen hususlar dışında, umumi olarak Borçlar Kanununda düzenlenmiş olan temsile ilişkin düzenlemelerin uygulanacağı belirtilmektedir.

Borçlar Kanunundaki temsile ilişkin düzenlemelerden farklı olarak, diğer kanunlarda yer alan özel hükümlerin varlığından yarar görüldüğünden, maddenin bu düzenlemeleri de kapsadığı kabul edilerek mevcut uygulamanın devamına imkân sağlanmıştır.


HMK 72 (Davaya Vekâlet Hakkında Uygulanacak Hükümler) Emsal Yargıtay Kararları


YARGITAY 14. HUKUK DAİRESİ Esas: 2014/7407 Karar: 2014/8645 Tarih: 26.06.2014

  • HMK 72. Madde

  • Davaya Vekâlet Hakkında Uygulanacak Hükümler

Dava, ortaklığın giderilmesi istemine ilişkindir.

Mahkemece, 438 parsel sayılı taşınmazın satışı suretiyle ortaklığın giderilmesine karar verilmiştir.

Hükmü, davalı İ. A. temyiz etmiştir.

6100 Sayılı HMK’nın 72. maddesi hükmü gereğince, davanın vekil aracılığıyla açılması ve takip edilmesinde, kanunlardaki özel hükümler saklı kalmak üzere Borçlar Kanununun temsile dair hükümlerinin uygulanır. Buna göre de 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanununun 513. maddesi ve mülga Borçlar Kanununun 397. maddesi hükmü gereğince, sözleşmeden veya işin niteliğinden aksi anlaşılmadıkça sözleşme, vekilin veya vekalet verenin ölümü, ehliyetini kaybetmesi ya da iflası ile kendiliğinden sona ermiş olur.

Somut olayda, yargılama sırasında davacı F. Y. 3.8.2010 tarihinde, mirasçılarından İ. Y. 19.1.2012 tarihinde, A. Y. 30.10.2011 tarihinde, davacı M. A. ise 8.2.2012 tarihinde vefat etmişlerdir. Davacıların vefat ettiği temyiz aşamasında ileri sürülmüş olup, hüküm vekillerine tebliğ edilmiştir.

Bu durumda mahkemece, vekalet kural olarak ölümle son bulacağından davacıların mirasçılarının davaya katılmasının sağlanması, davacı vekili, mirasçıların da vekili ise, vekaletnamesini ibraz etmesininistenilmesi ve bu suretle taraf teşkili tamamlandıktan sonra davaya devam edilmesi gerekirken, vekillik görevi sona eren vekilin davada yer alması ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bu sebeple hükmün bozulması gerekmiştir.

SONUÇ : Yukarıda açıklanan sebeplerle hükmün BOZULMASINA, bozma sebebine göre diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin harcın istenmesi halinde yatırana iadesine, 26.06.2014 tarihinde oybirliği ile karar verildi.


YARGITAY 10. HUKUK DAİRESİ Esas : 2015/25417 Karar : 2018/2251 Tarih : 19.03.2018

  • HMK 72. Madde

  • Davaya Vekâlet Hakkında Uygulanacak Hükümler

Anayasa’nın 37. maddesine göre, “Hiç kimse kanunen tabi olduğu mahkemeden başka bir merci önüne çıkarılamaz”. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 1. maddesine göre, “Mahkemelerin görevi, ancak kanunla düzenlenir. Göreve ilişkin kurallar, kamu düzenindendir.” 114/c maddesine göre, mahkemenin görevli olması dava şartıdır. 115. maddesine göre, “Mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır. Taraflar da dava şartı noksanlığını her zaman ileri sürebilirler. Mahkeme, dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar verir.” Bu yasal çerçevede, görev konusunun, mahkemelerce her aşamada resen gözetilmesi gerekir.

İş Mahkemeleri, 5521 sayılı Kanun ile kurulmuş istisnai nitelikte, esas olarak iş ve sosyal güvenlik hukuku uygulamasından kaynaklanan bireysel ve toplu hak uyuşmazlıklarını çözen özel mahkemeler olup, bu kapsamda Sosyal Güvenlik Kurumu’nun prim ve diğer alacaklarının hesaplanması, sigortalı olma hakkının kazanılması ya da kaybedilmesi, gelir/aylık bağlanması, işçilik alacaklarının belirlenmesi gibi kendi içinde bütünlük ve uzmanlık gerektiren konular görev alanına girmektedir.

5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nun 106. maddesi ile mülga 1479 sayılı Kanunun 70. maddesinde ve 506 sayılı Kanunun 134. maddesinde, bu Kanunların uygulamasından doğan uyuşmazlıkların yetkili iş

mahkemelerinde görüleceği, 5510 sayılı Kanun’un 101. maddesinde de, aksine hüküm bulunmayan hallerde, 5510 sayılı Kanun hükümlerinin uygulanmasıyla ilgili ortaya çıkan uyuşmazlıkların iş mahkemelerinde görüleceği düzenlenmiştir.

Davaya konu somut olayda; taraflar arasında, prim ve diğer alacaklarının hesaplanması, sigortalı olma hakkının kazanılması ya da kaybedilmesi, gelir/aylık bağlanması veya işçilik alacaklarının belirlenmesinden kaynaklanan türden bir uyuşmazlığın çözülmesi olgusu sözkonusu olmayıp; ne 506 sayılı Kanun, ne 1479 sayılı Kanun ne de 5510 sayılı Kanun’un uygulama yeri, yani, uyuşmazlığın sosyal güvenlik mevzuatının uygulanmasıyla çözümlenmesi imkanı bulunmamaktadır.

Somut olayda, mahkemenin görevini belirlerken, taraflar arasındaki uyuşmazlığın hangi hukuki sebebe dayandığına bakmak gerekir.

İnceleme konusu davada; ödeme emrinin iptali ile iligili … İş Mahkemesinin 2014/444 esas, 2014/350 karar sayılı kararında hükmedilen vekalet ücretinin ilgili davada avukat olarak yer alan … tarafından Kurumdan talep edilmesi üzerine … ‘ın sigortalılık prim borcuna mahsup edilmesi işleminin iptali ve mahsup edilen miktarın iadesi talebiyle dava açıldığı, mahkemece davanın kabulüne karar verildiği anlaşılmaktadır.

HMK 72. maddede “Davanın vekil aracılığıyla açılmasında ve takip edilmesinde kanunlardaki özel hükümler saklı kalmak üzere Borçlar Kanununun temsile ilişkin hükümleri uygulanır” hükmü ile 330. maddesinde “ vekil ile takip edilen davalarda mahkemece kanuna göre taktir olunacak vekalet ücreti taraf lehine hükmedilir” düzenlemeleri yer almaktadır. Dava konusu uyuşmazlık vekalet ücretinden kaynaklanmakta olup, yukarıda sözü edilen kanun maddeleri hükümlerine göre sınırlı yetki ile donatılmış iş mahkemesi görevli değildir.

Bu yasal çerçevede; açık kanun hükmü ile iş mahkemesinde görüleceği belirtilmemiş olan vekalet ücretinden kaynaklanan alacak davasının, Hukuk Muhakemeleri Kanununun 2. maddesi gereğince asliye hukuk mahkemesinde sonuçlandırılması gerektiği gözetilmeksizin, işin esasına girilerek yazılı şekilde karar verilmiş olması, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.

O halde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.

SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 19.03.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.


UYARI

Web sitemizdeki tüm makale ve içeriklerin telif hakkı Av. Baran Doğan’a aittir. Tüm makaleler hak sahipliğinin tescili amacıyla elektronik imzalı zaman damgalıdır. Sitemizdeki makalelerin kopyalanarak veya özetlenerek izinsiz bir şekilde başka web sitelerinde yayınlanması halinde hukuki ve cezai işlem yapılacaktır. Avukat meslektaşların makale içeriklerini dava dilekçelerinde kullanması serbesttir.

Makale Yazarlığı İçin

Avukat veya akademisyenler hukuk makalelerini özgeçmişleri ile birlikte yayımlanmak üzere avukatbd@gmail.com adresine gönderebilirler. Makale yazımında konu sınırlaması yoktur. Makalelerin uygulamaya yönelik bir perspektifle hazırlanması rica olunur.

Paylaş
RSS