Ret Talebine İlişkin Kararların Temyizi
HMK Madde 44
(1) Esas hüküm bakımından temyiz yolu kapalı bulunan dava ve işlerde, bölge adliye mahkemesi başkan ve üyelerinin reddine ilişkin bölge adliye mahkemesi kararları kesindir.
(2) Esas hüküm bakımından temyiz yolu açık bulunan dava ve işlerde ise ret talebi hakkındaki karar, tebliği tarihinden itibaren iki hafta içinde temyiz edilebilir. Bu hâlde 347 nci madde hükmü uygulanmaz. Yargıtayın bu husustaki kararı kesindir.
(3) Bölge adliye mahkemesi hâkiminin reddine ilişkin talebin reddi konusundaki kararın temyizi üzerine Yargıtayca bozulması veya ret talebinin kabulüne ilişkin kararın Yargıtayca onanması hâlinde, ret sebebinin doğduğu tarihten itibaren reddedilen hâkimce yapılmış olan ve ret talebinde bulunan tarafça itiraz edilen esasa ilişkin işlemler, davaya daha sonra bakacak olan bölge adliye mahkemesi tarafından iptal olunur.
HMK Madde 44 Gerekçesi
Madde, 1086 sayılı Kanuna 2494 sayılı Kanunla eklenen, 36/A ve 36/B maddelerinin kısmen karşılığıdır. Bölge adliye mahkemelerinin kurulması sebebiyle, temyiz yolu, sadece bu mahkemelerde görev yapan hâkimlerin reddi talepleri konusundaki kararlara karşı mümkün olacağından, buna uygun bir düzenleme yapılmıştır. Bölge adliye mahkemelerinde görülen ve esas hüküm bakımından temyiz yolu kapalı olan dava ve işlerde, hâkimin reddi isteminin incelenmesine ilişkin kararlara karşı temyiz yoluna gidilemeyecektir.
HMK 44 (Ret Talebine İlişkin Kararların Temyizi) Emsal Yargıtay Kararları
Yargıtay 5. Hukuk Dairesi 2022/11905 E. , 2022/15339 K.
- HMK 43, HMK 44
- Hâkimin reddine ilişkin merci kararları hakkında bölge adliye mahkemelerince verilen kararların kesin niteliktedir.
Taraflar arasında görülen dava sırasında davalı vekili tarafından reddi hakim yoluna başvurulmuş, reddi hakim talebini inceleyen merci tarafından verilen “… hakimin reddi talebinin reddine” ilişkin kararına karşı davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulması üzerine İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 37. Hukuk Dairesinin 05.04.2022 tarihli ve 2022/1068 Esas, 2022/892 Karar sayılı kararı ile istinaf başvuru talebinin reddine kesin olmak üzere karar verilmiş, davalı vekili tarafından temyiz yoluna başvurulması üzerine İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 37. Hukuk Dairesi 11.05.2022 tarihli kararıyla “kararın kesin olarak verilmiş olduğu gerekçesiyle HMK’nın 43/2 ve 361. maddelerine göre temyiz talebinin reddine” karar verilmiş, verilen karar davalı vekili tarafından temyiz edilmiş olmakla dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü:
İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye, HMK’nın 43/2 ve 362. maddeleri uyarınca hâkimin reddine ilişkin merci kararları hakkında bölge adliye mahkemelerince verilen kararların kesin nitelikte olduğuna, temyizi kabil bulunmadığına göre davalı vekilinin temyiz dilekçesinin REDDİNE, dava dosyasının ilk derece mahkemesine, kararın bir örneğinin İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 37. Hukuk Dairesine GÖNDERİLMESİNE, 07.11.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
YARGITAY 7. HUKUK DAİRESİ Esas : 2012/8938 Karar : 2014/11071 Tarih : 22.05.2014
-
HMK 44. Madde
-
Ret Talebine İlişkin Kararların Temyizi
1-Davalılardan …‘ın reddi hakim talebinin yerel mahkemece geri çevrilmesine ilişkin 25.10.2011 günlü ara kararda gösterilen gerekçelere göre hakimin reddi isteminin geri çevrilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığından adı geçen davalının geri çevirme kararının kaldırılmsına yönelik temyiz isteminin REDDİNE, anılan ara kararın 6100 sayılı HMK 44/2 ve 370.madde uyarınca ONANMASINA,
2-Davalı tarafın hükmün esasına ilişkin temyiz itirazlarına gelince; dava taşınmaz üzerinde bulunan muhdesatın aidiyetinin tespiti istemine ilişkindir.
Aidiyet tespiti davaları kendine özgü davalardan olup dava sonucunda istihsal edilecek ilamın icra ve infaz kabiliyeti bulunmamaktadır. Bunun doğal sonucu olarak bu davaların uygulama alanı sınırlıdır. Taşınmaz üzerinde bulunan muhdesat yönünden derdest ortaklığın giderilmesi davası ya da kamulaştırma işlemi bulunmadığı takdirde bu dava görülemez. Kural olarak, öğretide ve yerleşik Yargıtay uygulamasında bu tür davalar yönünden eda davası açılmasının mümkün olduğu hallerde tesbit davası açılmasında hukuki bir yararın bulunmadığı kabul edilmiştir. Bu hukuksal olguların ışığı altında duraksamasız belirtmek gerekirse hukuki yarar dava koşuludur.
Somut olayda davacılar ecrimisil alacağının tahsilini sağlamak amacıyla görülen davayı açmışlardır. Şu halde eda davasına konu edilebilecek bir istem yönünden önceden tespit hükmü alınmasında hukuki yarar bulunmamaktadır.
Hal böyle olunca; mahkemece hukuki yarar bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi gerekirken, işin esası incelenerek yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz davalı tarafın temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre de davalı tarafın sair davacı tarafın ise tüm temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgilisine iadesine, 22/05/2014 gününde oybirliği ile karar verildi.
Not: Karar bölge adliye mahkemelerinin kurulmasından önce verilmiştir.
UYARI
Web sitemizdeki tüm makale ve içeriklerin telif hakkı Av. Baran Doğan’a aittir. Tüm makaleler hak sahipliğinin tescili amacıyla elektronik imzalı zaman damgalıdır. Sitemizdeki makalelerin kopyalanarak veya özetlenerek izinsiz bir şekilde başka web sitelerinde yayınlanması halinde hukuki ve cezai işlem yapılacaktır. Avukat meslektaşların makale içeriklerini dava dilekçelerinde kullanması serbesttir.
Makale Yazarlığı İçin
Avukat veya akademisyenler hukuk makalelerini özgeçmişleri ile birlikte yayımlanmak üzere avukatbd@gmail.com adresine gönderebilirler. Makale yazımında konu sınırlaması yoktur. Makalelerin uygulamaya yönelik bir perspektifle hazırlanması rica olunur.