0 212 652 15 44
Çalışma Saatlerimiz
Hafta İçi 09.00 - 18.00

Hakem Kurulunun Karar Vermesi

HMK Madde 433

(1) Taraflarca aksi kararlaştırılmamışsa, hakem kurulu oy çokluğuyla da karar verebilir.

(2) Taraflar veya hakem kurulunun diğer üyeleri yetki vermişlerse, hakem kurulu başkanı, yargılama usulü ile ilgili belirli konularda tek başına karar verebilir.

(3) Hakem veya hakem kurulu, ancak tarafların açıkça yetkili kılmış olmaları şartıyla hakkaniyet ve nasafet kurallarına göre veya dostane çözüm yoluyla karar verebilir.



HMK Madde 433 Gerekçesi

Birinci fıkrada, hakemler, kurul hâlinde çalışıyorlar ise nasıl karar verecekleri düzenlenmiştir.

İkinci fıkrada ise tahkim yargılamasını hızlandırmak ve kolaylaştırmak için, tahkim yargılaması ile ilgili belirlenmiş konularda diğer üyelerin de yetkilendirmeleri ile hakem kurulu başkanının tek başına karar verebileceği kabul edilmiştir.

HMK 433 Hakem Kurulunun Karar Vermesi Yargıtay Kararları


Yargıtay 15. Hukuk Dairesi 2019/2826 E. , 2019/5261 K.

  • HMK 433
  • Hakem Kulunun Karar Vermesi

6100 sayılı HMK’nın 433/1. maddesinde taraflarca aksi kararlaştırılmamış ise; hakemlerin kararlarını oy çokluğuyla da verebilecekleri belirtilmiştir. Taraflar arasındaki sözleşmede yer alan tahkim şartında aksine bir düzenleme bulunmamaktadır. Hakemlerin birden fazla olması halinde hakemlerin tamamının hakem kurulu toplantılarına katılmaları zorunludur. Hakem kurulunu oluşturulan bütün hakemlerin toplantıya katılmış olması halinde toplantı sonunda oy çokluğu ile karar verilmesi ve alınan kararı çoğunluğun imzalaması yeterlidir. Hakem kararlarında, kararı veren hakem veya hakem kurulu üyelerinin ad ve soyadlarının gösterileceğine dair HMK’nın 436/1-a maddesi ve kararı veren hakem veya hakem kurulu üyelerinin tamamı veya çoğunluğunun imzaları ve karara eklenmiş ise karşı oy yazısının gösterileceğine dair HMK’nın 436/1-f maddesindeki düzenlemelerden bu husus açıkça anlaşılmaktadır. HMK’nın 433/1. maddesinde ifade edilen oy çokluğu, hakem heyetinin karar toplantısı ve müzakeresinde tam olarak yer alması halinde alınacak kararlardaki oy çokluğudur. Birden fazla hakem tarafından yürütülen tahkim yargılamasında hakemlerden bir veya bir kaçının toplantı ve müzakerelere iştirak etmemiş olması durumunda, katılan hakemler oy çokluğunu sağlasa dahi bu şekilde verilen karar oy çokluğuyla verilmiş bir karar sayılmaz ve yokluk ifade eder (Yargıtay 15. Hukuk Dairesi’nin 01.04.1976 gün 1976/168 Esas, 1976/1528 Karar; 08.03.1983 gün 1982/2518 Esas, 1983/485 Karar; 14.12.2017 gün 2017/1787 Esas, 2017/4424 Karar sayılı ilamları).

Hakemler işi ifaya zorlanamayacaklarından, haklı bir neden olmaksızın görevini yerine getirmekten kaçındıkları takdirde, tarafların bu nedenle uğradığı zararı HMK’nın 419. maddesi hükmünce gidermekle yükümlü olmakla birlikte, hakem veya hakemler tahkim davasının her aşamasında hakemlikten istifa edebilir. Tahkim şartında bunun aksinin kararlaştırılması mümkün olmadığı gibi, kararlaştırılmış olsa dahi geçersizdir. İstifa halinde hakem seçimine ilişkin prosedüre göre yerine başka bir hakem seçilir. Hakemlerden birinin karar verildikten sonra istifa etmiş olması halinde, karar tüm hakemlerin katıldığı toplantıda oy çokluğu ile verilmiş olduğu ve geçerli olduğundan, istifa eden hakemin yerine yeni bir hakemin seçilmesine gerek bulunmamaktadır.

İptâl davasına konu olan hakem yargılamasında 28.03.2019 tarihinde yapılan ve hakem kurulunu oluşturan üç hakemin de katıldığı toplantıda bir sonraki toplantı tarihi kararlaştırılmamıştır. 10.04.2019 tarihl…dışındaki iki hakem tarafından düzenlenen toplantı tutanağında, 05.04.2019 tarihinde üç hakemin bir araya gelerek toplantı düzenledikleri yazılmış ise de; dosya kapsamında ve hakem dosyasında tüm hakemlerin katılımıyla düzenlenip imzalanan 05.04.2019 tarihli bir toplantı tutanağı bulunmamaktadır. Gerek 05.04.2019 tarihinde yapıldığı belirtilen, gerekse kararın verildiği 10.04.2019 tarihli toplantıya iptâl davası davacısı hakemi …’ün usulden davet edildiğine dair, hakem dosyasında tebligat belgesi, e-mail, mektup ve diğer bildirim belgesi ve delil bulunmamaktadır. Hakem kararının iptâli davasının davalıları tarafından da iptâl davası sürecinde bu konuda bir delil ibraz edilmemiş ve …’ün 10.04.2019 tarihli karar toplantısına davet edildiği kanıtlanamamıştır. Hakem …’ün istifası da 11.04.2019 tarihinde ve diğer iki hakemin toplanarak karar verdikleri 10.04.2019 tarihinden bir gün sonradır. Hakemin karar toplantısı ve alınan karardan sonra istifası söz konusu değildir. İki hakem tarafından üçüncü hakemin istifa etmesinden önce toplanılarak karar verildiği anlaşılmaktadır.

Bu durumda dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle tahkim yargılamasının 6100 sayılı HMK’nın 433/1, 436/1a-f maddeleri ile 439/2-e maddesi hükümlerine uygun yürütülmemiş ve karar toplantısının taraf hakemlerinden birinin yokluğunda yapılmış olması sebebiyle oluşturulan kararın HMK’nın 433/1. maddesinde ifade edilen oy çokluğuyla verilen bir karar sayılmasının mümkün bulunmamasına, bu durum kararın sonucuna etkili olduğunun anlaşılmasına, hakem kararının iptâli talebi Bölge Adliye Mahkemesi’nce ilk derece mahkemesi sıfatıyla uygun biçimde incelenip herhangi bir isabetsizlik bulunmaksızın karar verilmiş olmasına, HMK’nın 439. maddesinde yer alan iptâl sebepleriyle sınırlı olarak yapılan incemede dava şartları ve hukukun uygulanması bakımından hüküm bozulmasını gerektirir bir neden bulunmamasına göre davalılar vekilinin tüm temyiz itirazları yerine görülmemiş, kararın onanması gerekmiştir.


Yargıtay 6. Hukuk Dairesi 2023/3443 E. , 2023/3348 K.

  • HMK 433
  • Hakem Kulunun Karar Vermesi

Hakem kararının yeterli oy çokluğu sağlanmadan karar verildiğine ilişkin aykırılık iddiasına yönelik yapılan değerlendirilmede; 6100 sayılı HMK’nın 433/1. maddesinde taraflarca aksi kararlaştırılmamış ise; hakemlerin kararlarını oy çokluğuyla da verebileceklerinin belirtildiği, taraflar arasındaki sözleşmede yer alan tahkim şartında aksine bir düzenleme bulunmadığı, Hakemlerin birden fazla olması halinde hakemlerin tamamının hakem kurulu toplantılarına katılmaları zorunlu olduğu, Hakem kurulunu oluşturulan bütün hakemlerin toplantıya katılmış olması halinde toplantı sonunda oy çokluğu ile karar verilmesi ve alınan kararı çoğunluğun imzalamasının yeterli olduğu, İptâl davasına konu olan hakem yargılamasında 02.12.2022 tarihli hakem kurulu kararının gerekçe kısmında yüklenicinin hak edişinin belirlenmesine ilişkin imalat ve alacak kalemlerinin değerlendirmesinde ve kararın hüküm kısmında da iki üyenin ayrı ayrı karara muhalefet şerhi koyduğu, kararın bütünlüğü dikkate alındığında oy çokluğunun sağlanamadığı anlaşıldığı, bu durumda, kararın bütünlüğü dikkate alındığında oy çokluğunun sağlanamamış olması sebebiyle oluşturulan kararın HMK’nın 433/1. maddesinde ifade edilen oy çokluğuyla verilen bir karar sayılmasının mümkün bulunmadığı, bu durumun kararın sonucuna etkili olduğu, hakem kurulunun 20/12/2023 tarihli tavzihi, düzeltilmesi ve tamamlanması kararında muhalefet şerhi koyan üyelerden birinin muhalefet şerhini geri çekmesinin yok hükmündeki karara geçerlilik kazandırmayacağı, Yargıtay içtihatlarına ve yasal düzenlemeye göre oy çokluğu veya oybilirliği ile verilmeyen hakem kararının geçersiz olduğu da kabul edildiğinden davanın kabulü ile 02/12/2022 tarihli hakem kararının ve 20/02/2023 tarihli Hakem Heyeti Kararı’nın tavzihi, düzeltilmesi ve tamamlanmasına ilişkin ek kararın iptaline karar verilmiştir.

HMK’nın 439. maddesinde yer alan iptal sebepleriyle sınırlı yapılan incelemede; 02/12/2022 tarihli hakem kararında her ne kadar oy çokluğu ile karar alındığı yazılmış ise de; karara 2 üyenin muhalefet şerhini koymuş olduğu, bu hali ile yeterli oy çokluğunun sağlanmamış olduğu ve geçerli bir hakem kararından bahsedilemeyeceği, 20/02/2023 tarihli Hakem Heyeti Kararı’nın tavzihi, düzeltilmesi ve tamamlanmasına ilişkin ek kararda muhalefet koyan bir üyenin muhalefetini çekmiş olmasının hakem kararını geçerli hale getirmediği, 20/02/2023 tarihli hakem kararına koyulan muhalefet şerhleri incelendiğinde kısmen iptalin mümkün olmadığı, temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.


UYARI

Web sitemizdeki tüm makale ve içeriklerin telif hakkı Av. Baran Doğan’a aittir. Tüm makaleler hak sahipliğinin tescili amacıyla elektronik imzalı zaman damgalıdır. Sitemizdeki makalelerin kopyalanarak veya özetlenerek izinsiz bir şekilde başka web sitelerinde yayınlanması halinde hukuki ve cezai işlem yapılacaktır. Avukat meslektaşların makale içeriklerini dava dilekçelerinde kullanması serbesttir.

Makale Yazarlığı İçin

Avukat veya akademisyenler hukuk makalelerini özgeçmişleri ile birlikte yayımlanmak üzere avukatbd@gmail.com adresine gönderebilirler. Makale yazımında konu sınırlaması yoktur. Makalelerin uygulamaya yönelik bir perspektifle hazırlanması rica olunur.

Paylaş
RSS