0 212 652 15 44
Çalışma Saatlerimiz
Hafta İçi 09.00 - 18.00

Mahkemenin Yardımı

HMK Madde 411

(1) Tahkim yargılamasına mahkemelerin yardımı, bu Kısımda açıkça izin verilmiş olan hâllerde mümkündür.



HMK Madde 411 Gerekçesi

Tahkim yargılamasının niteliği ve yargılama kurallarının, tahkim sözleşmesinin taraflarınca kararlaştırılabildiği göz önünde bulundurularak, mahkemelerin tahkim yargılamasına müdahalesi, bu Kısımda sayılan hâller ile sınırlı tutulmuştur.

HMK 411 (Tahkimde Mahkemenin Yardımı) Yargıtay Kararları


Yargıtay 6. Hukuk Dairesi 2025/998 E. , 2025/2056 K.

  • HMK 411
  • Tahkimde mahkemenin yardımının sınırlılığı ilkesi

Ülkemizde tahkimin uygulanmasını arzulayan kanun koyucu, HMK’da yaptığı düzenlemeler ile mahkemelerin tahkim yargılamasına yardımını ve müdahalesini sınırlandırmıştır. HMK’nın 411 maddesinde açıkça, “tahkim yargılamasına mahkemelerin yardımı, bu kısımda açıkça izin verilmiş hallerde mümkündür” hükmünü getirmiştir. Sınırlılık ilkesi denilen bu kurala göre, hangi hallerde mahkemeye başvurulabileceği ve mahkemenin yardımının alınacağı tek tek sayılmıştır. Bunlar; HMK’nın 413. maddesi gereğince tahkim itirazı, 414. maddesi gereğince ihtiyati tedbir ve delil tespitinin alınması ve icrası, 416. maddesi gereğince hakemlerin seçilmesi, 418. maddesi gereğince hakemlerin reddi, 420. maddesi gereğince hakemlerin görevini yerine getirememesi nedeniyle görevinin sona erdirilmesi, 427. maddesi gereğince tahkim süresinin uzatılması, 432. maddesi gereğince hakem veya hakem kurulunun onayı ile delillerin mahkemece toplanması, 438. maddesi gereğince ve bu maddede belirtilen hallerle sınırlı olmak üzere hakem kararının iptâli ve son olarak 443. maddesi gereğince ve sınırlı hallerde yargılamanın iadesinin istenmesidir. Görüldüğü gibi hakimin yardımının istenebileceği haller tek tek sayılmak suretiyle her konuda mahkemeye başvurulmasının ve mahkemece de her konuda tahkim yargılamasına müdahil olunmasının önüne geçilmesi amaçlanmıştır.

HMK’nın 414/1 inci maddesinde, tahkim yargılaması sırasında hakem ve hakem kurulu taraflarca aksi kararlaştırılmamışsa, taraflardan birinin talebi üzerine bir ihtiyati tedbirin alınmasına veya delil tespitine karar verebilir. Hakem veya hakem kurulu, ihtiyati tedbir kararı vermeyi, uygun bir teminat verilmesine bağlı kılabilir. Maddenin üçüncü fıkrasında ise ihtiyati tedbir ya da delil tespiti için mahkemeye başvuru sınırlı şekilde gösterilmiş, sadece hakem veya hakem kurulunun ya da taraflarca görevlendirilecek bir başka kişinin zamanında veya etkin olarak hareket edemeyecek olduğu hallerde, taraflardan birinin ihtiyati tedbir veya delil tespiti için mahkemeye başvurabileceği düzenlenmiştir. Bu hâller mevcut değil ise mahkemeye başvuru, sadece hakem veya hakem kurulundan alınacak izne veya tarafların bu konudaki yazılı sözleşmesine dayanılarak yapılır.

Söz konusu açıklamaya göre somut uyuşmazlığı değerlendirdiğimizde; ihtiyati tedbir kararı kapsamında hakem heyetince alınan teminat mektubunun iadesi bölge adliye mahkemesinden istenmiş ise de, bu talep iptal davası mahiyetinde değildir. Yine HMK’nın 411 inci maddesinde az yukarıda belirtildiği üzere hakime başvurulacak ve hakimin müdahalesini gerektiren haller tek tek sayılmış olup, Kanun’un 444. maddesinde de, bu kısımda düzenlenen konularda, aksine hüküm bulunmadıkça bu Kanun’un diğer hükümlerinin uygulanmayacağı da düzenlendiğinden, ihtiyati tedbir kararı Kanun’un 414/3 üncü maddesi uyarınca mahkemeden de istenmeyip, hakemden talep edildiğinden tedbir kararına dayanak olan teminat mektubunun iadesi isteminin de ancak hakemden talep edilmesi gerekir.

Taraflar arasında düzenlenen tahkim sözleşmesinde, bu sözleşmeden doğacak uyuşmazlıkların tahkimde görüleceği kararlaştırılmış olup burada yer alan tahkim şartı bu sözleşmeden doğacak tüm uyuşmazlıklar açısından geçerli ve bağlayıcıdır.

Bu nedenle Bölge Adliye Mahkemesinin bu uyuşmazlığa bakması mümkün olmadığı gibi Bölge Adliye Mahkemesince bu kararlara karşı temyiz yoluna başvurulması da mümkün değildir. Zira HMK’nın 439/6. maddesinde açık bir şekilde, hakem kararlarına karşı açılan iptal davaları hakkında verilen kararlara karşı temyiz yoluna başvurulabileceği belirtilmiştir. Bu talep ve verilen karar bu mahiyette olmadığından temyiz isteminin reddine karar vermek gerekmiştir.


UYARI

Web sitemizdeki tüm makale ve içeriklerin telif hakkı Av. Baran Doğan’a aittir. Tüm makaleler hak sahipliğinin tescili amacıyla elektronik imzalı zaman damgalıdır. Sitemizdeki makalelerin kopyalanarak veya özetlenerek izinsiz bir şekilde başka web sitelerinde yayınlanması halinde hukuki ve cezai işlem yapılacaktır. Avukat meslektaşların makale içeriklerini dava dilekçelerinde kullanması serbesttir.

Makale Yazarlığı İçin

Avukat veya akademisyenler hukuk makalelerini özgeçmişleri ile birlikte yayımlanmak üzere avukatbd@gmail.com adresine gönderebilirler. Makale yazımında konu sınırlaması yoktur. Makalelerin uygulamaya yönelik bir perspektifle hazırlanması rica olunur.

Paylaş
RSS