Acele Hâllerde Tespit
HMK Madde 403
(1) Talep sahibinin haklarının korunması bakımından zorunluluk bulunan hâllerde, karşı tarafa tebligat yapılmaksızın da delil tespiti yapılabilir. Tespitin yapılmasından sonra, tespit dilekçesi, tespit kararı, tespit tutanağı ve varsa bilirkişi raporunun bir örneği mahkemece kendiliğinden diğer tarafa tebliğ olunur. Karşı taraf tebliğden itibaren bir hafta içinde delil tespiti kararına itiraz edebilir.
HMK Madde 403 Gerekçesi
1086 sayılı Kanunun 372 nci maddesindeki düzenlemeye karşılık gelen bu maddede, talep sahibinin haklarının korunması bakımından zorunluluk bulunan hâllerde, karşı tarafa tebligat yapılmaksızın da delil tespiti yapılabileceği öngörülmektedir. Ancak, hukukî dinlenilme hakkının sağlanması bakımından, bu hâlde de, tespitin yapılmasından sonra, tespit dilekçesinin, kararın, tutanağın ve varsa bilirkişi raporunun bir örneğinin mahkemece kendiliğinden diğer tarafa tebliğ olunacağı ve karşı tarafın işbu tebliğden itibaren yedi gün (“bir hafta” olarak yasalaşmıştır) içinde delil tespiti kararına itiraz edebileceği hükme bağlanmaktadır.
HMK 403 (Acele Hâllerde Tespit) Emsal Yargıtay Kararları
YARGITAY 4. HUKUK DAİRESİ Esas: 2014/5676 Karar: 2014/9003 Tarih: 29.05.2014
-
HMK 403. Madde
-
Acele Hâllerde Tespit
Dava, delil tespiti istemine ilişkin olup, değişik iş numarası almştır. Delil tespiti davaları; temyizi mümkün olmayan, HMK’nın 403. maddesi uyarınca ancak itiraz yolu açık çekişmesiz yargı davalarındandır. Temyizi mümkün olmayan bir karara karşı karar düzeltme yoluna da gidilemez. Bu nedenle karar düzeltme istemine ilişkin dilekçenin reddine karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ : Yukarıda gösterilen nedenle karar düzeltme dilekçesinin REDDİNE ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine, 29.05.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.
YARGITAY 15. HUKUK DAİRESİ Esas : 2015/3620 Karar : 2016/2313 Tarih : 14.04.2016
-
HMK 403. Madde
-
Acele Hâllerde Tespit
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir.
2-Davalı yüklenici, davacı tarafa ait yazlık evin tadilât ve onarım işinin yapımını üstlenmiştir. Taraflar arasında 05.04.2008 tarihinde düzenlenen “Yapılacak İşler” başlıklı sözleşme uyuşmazlık konusu değildir. Bu sözleşmede iş bedeli götürü usulde 38.000,00 TL olarak kararlaştırılmıştır.
Davada, davacı iş sahibi, davalı yüklenicinin işi eksik ve ayıplı olarak yaptığını, Sulh Hukuk Mahkemesi’nin değşik iş dosyası üzerinden yaptırdığı tesbit sonucu düzenlenen bilirkişi raporunda eksik ve ayıplı işlerin tamamlanabilmesi için 27.600,00 TL masraf gerekeceğinin belirlendiğini belirterek, 27.600,00 TL’nin davalıdan tahsilini talep etmiştir. Mahkemece dava kabul edilerek 27.600,00 TL eksik ve ayıplı işler bedelinin davalıdan tahsiline karar verilmiştir. Dosya kapsamından davacı iş sahibinin yükleniciye 30.350,00 TL ödediği anlaşılmakta olup, 38.000,00 TL olan götürü iş bedelinden 7.650,00 TL’si yükleniciye ödenmemiştir. İş sahibinin eksik iş bedelini isteyebilmesi için eserin bedelinin tamamen ödemesi gerekir. Bu durumda iş bedelinden yükleniciye ödenmeyen 7.650,00 TL’nin, eksik ve ayıplı işler tutarı 27.600,00 TL’den mahsup edilerek kalan 19.950,00 TL’nin hüküm altına alınması gerekirken, mahsup işlemi yapılmadan hüküm kurulması doğru olmamıştır.
Öte yandan, mahkemece hüküm altına alınan 27.600,00 TL alacağa tesbit bilirkişi raporunun davalıya tebliğ edildiği 18.08.2009 tarihinden itibaren faiz yürütülmesine karar verilmiştir. Tesbit bilirkişi raporunun karşı tarafa tebliği HMK’nın 403. maddesi hükmü gereğinden olup, borcun ödenmesi için ihtar yerine geçmez. Sözleşme tarihinde yürürlükte bulunan 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 101/I. maddesi uyarınca muaccel bir borcun borçlusu alacaklının ihtarıyla temerrüde düşer. Davadan önce böyle bir ihtarın varlığı da kanıtlanmadığına göre davalının ancak dava açılmasıyla temerrüde düştüğünün dolayısıyla faizin de bu tarihten başlatılacağının kabulü zorunludur. O halde faizin 02.05.2014 olan dava tarihi yerine 18.08.2009 tarihinden başlatılması da doğru olmamıştır.
Kararın açıklanan nedenlerle bozulması uygun bulunmuştur.
SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle davalının sair temyiz itirazlarının reddine, 2. bent uyarınca kararın temyiz eden davalı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine 14.04.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.
YARGITAY 4. HUKUK DAİRESİ Esas : 2015/5645 Karar : 2015/6244 Tarih : 14.05.2015
-
HMK 403. Madde
-
Acele Hâllerde Tespit
Yargıtay İçtihatları Birleştirme Hukuk Genel Kurulunun 21/02/2014 tarih ve 2013/1 Esas, 2014/1 Karar sayılı içtihadı birleştirme kararıyla ihtiyati tedbir talebinin kabulü veya reddine ilişkin mahkemece verilen kararlara karşı temyiz yolunun kapalı olduğu karara bağlanmıştır. Yine, 6100 sayılı HMK’nın 403. maddesine göre tespit kararları itiraza tabi olup temyiz edilemezler. Şu durumda temyiz dilekçesinin reddine karar verilmelidir. Bu sebeple, davacıların temyiz isteminin reddine karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz edilme olanağı bulunmayan karara ilişkin temyiz dilekçesinin REDDİNE ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 14/05/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.
UYARI
Web sitemizdeki tüm makale ve içeriklerin telif hakkı Av. Baran Doğan’a aittir. Tüm makaleler hak sahipliğinin tescili amacıyla elektronik imzalı zaman damgalıdır. Sitemizdeki makalelerin kopyalanarak veya özetlenerek izinsiz bir şekilde başka web sitelerinde yayınlanması halinde hukuki ve cezai işlem yapılacaktır. Avukat meslektaşların makale içeriklerini dava dilekçelerinde kullanması serbesttir.
Makale Yazarlığı İçin
Avukat veya akademisyenler hukuk makalelerini özgeçmişleri ile birlikte yayımlanmak üzere avukatbd@gmail.com adresine gönderebilirler. Makale yazımında konu sınırlaması yoktur. Makalelerin uygulamaya yönelik bir perspektifle hazırlanması rica olunur.