Yargılamanın İadesi
Konu
HMK Madde 374
(1) Yargılamanın iadesi, kesin olarak verilen veya kesinleşmiş olan hükümlere karşı istenebilir.
HMK Madde 374 Gerekçesi
Madde, 1086 sayılı Kanunun 445 inci maddesinin birinci fıkrasında olduğu gibi, hangi kararların yargılamanın iadesine konu teşkil edeceğini düzenlemiştir.
HMK 374 (Yargılamanın İadesi) Emsal Yargıtay Kararları
YARGITAY 2. HUKUK DAİRESİ Esas : 2017/2979 Karar : 2018/8692 Tarih : 5.07.2018
-
HMK 374. Madde
-
Yargılamanın İadesi
Davacı … 2. Aile Mahkemesinin 2013/930 esas 2014/800 karar sayılı dosyası ile davalı tarafından aleyhine açılan boşanma davasında tarafına yapılan tüm tebligatların usulsüz olduğunu, davadan haberi olmadığını ve bu şekilde yokluğunda yargılama yapılarak kararın usulsüz olarak kesinleştirildiğini belirterek yargılamanın yenilenmesini talep etmiştir. Mahkemece erkeğe yapılan tebligatların usulüne uygun bulunduğu ve HMK’nun 375. maddesinde belirtilen yargılamanın yenilenmesi sebeplerinden hiçbirinin gerçekleşmediği gerekçesiyle yargılamanın yenilenmesi talebinin reddine karar verilmiştir.
Tebligat , tebliğ yapılacak şahsa bilinen en son adresinde yapılır ( Teb. K. m. 104). Adres kayıt sisteminde bulunan adresin bilinen en sonra adres olarak kabul edilebilmesi, bilinen en son adrese tebligat yapılamamış olması veya bu adresin tebliğe elverişli olmadığı anlaşılmadan veya bu adresle tebligat yapılamadığı görülmeden doğrudan adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresine tebligatın yapılması; yapılan tebligatı usulsüz kılar (Teb. K. m. 10/2).
… 2. Aile Mahkemesinin 2013/930 esas sayılı dosyasının incelenmesinde; gerekçeli kararın davalı erkeğin mernis adresi olan “Şifa Mah. Tekel Sok. No:17, İç Kapı no:2, …/…” adresinde, Tebligat Kanununun 21/2. maddesine göre muhatabın adreste tanınmadığından bahisle muhtara tebliğ edildiği görülmüş ise de dosya
içerisinde bu tebligattan önce davalı erkeğin tebligata elverişli bilinen en son adresinden bila ikmalen iade edilen bir tebligat bulunmamaktadır. Bu durumda gerekçeli kararın erkeğe tebliği usulsüz olup, kararın bu şekilde 16.12.2014 tarihinde usulsüz olarak kesinleştirildiği anlaşılmaktadır.
Yargılamanın iadesi, kesin olarak verilen veya kesinleşmiş olan hükümlere karşı istenebilir (HMK m. 374/1). Kanun yolu denetimi açık ve henüz kesinleşmemiş olan kararlara karşı yargılamanın yenilenmesi istenemez. Çünkü kanun yolu açık ve kesinleşmemiş olan hükümdeki ağır yargılama hatalarının, kanun yolu denetimi ile giderilmesi olanağı mevcuttur. Bu bakımdan yargılamanın iadesi yolu, kesinleşmiş olan hükümlere karşı başvurulan istisnai ve olağanüstü bir yoldur.
Bu durumda boşanma kararının henüz kesinleşmediği, erkeğin dilekçesinin temyiz dilekçesi niteliğinde olduğu gözetlierek, yargılamanın yenilenmesi talebinin reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçeyle HMK 375 maddesindeki koşulların oluşmadığı gerekçesiyle reddi doğru olmamıştır. Ancak bu husus yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hükmün ret gerekçesinin açıklanan şekilde değiştirilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir (HMK m. 438/son).
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda gösterilen sebeple ret gerekçesinin değiştirilerek ONANMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 03.07.2018(Salı)
YARGITAY 1. HUKUK DAİRESİ Esas : 2015/10657 Karar : 2018/10103 Tarih : 10.05.2018
-
HMK 374. Madde
-
Yargılamanın İadesi
Dava, yargılamanın iadesi istemine ilişkindir.
Davacı, maliki olduğu 64 parsel sayılı taşınmazı kendisine bakması koşuluyla davalıya bağışladığını, ancak davalının bakım görevini yerine getirmeyip sürekli para istediğini ileri sürerek davalı adına olan tapu kaydının iptali ile adına tescili istekli açtığı davada 05/03/2013 tarihli dilekçe ile iradesi dışında davadan feragat ettiğini ve davanın feragat nedeniyle reddine karar verildiğini, ret kararının kesinleşmesinden sonra davalının bakım borcunu hiç yerine getirmediğini ileri sürerek yargılamanın iadesi yolu ile davanın kabulünü istemiştir.
Davalı, herhangi bir savunma getirmemiştir.
Mahkemece; yargılamanın iadesi isteğinin son kararın esas ve karar numarası üzerinden 26/12/2014 tarihli ek kararla reddine karar verilmiş olup bu defa davacı tarafından “yargılamanın iadesi isteminin reddine” ilişkin ek karar temyiz edilmiştir.
Hemen belirtilmelidir ki, yargılamanın iadesi talebi, ayrı bir dava olarak açılır ve incelenir. Başka bir deyişle, diğer davalarda olduğu gibi harçlandırılmış bir dava dilekçesi ile açılır. Hakkında yargılamanın yenilenmesi istenilen davanın devamı niteliğinde olmayıp bilâkis yeni bir davadır. Bu itibarla mahkemece yargılamanın iadesi istenilen davanın son esas ve karar numarası ile dosya üzerinden “Ek Karar” niteliğinde hüküm kurulmasının isabetli olduğunu söyleyebilme olanağı yoktur.
Bilindiği üzere; yargılamanın iadesi davası, yargılamanın iadesi nedenleri ve bu davalarda izlenecek usul 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 374. ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir. Anılan Yasanın 375. maddesinde; dava dilekçesinde yargılamanın iadesini haklı gösteren sebeplerin açıkça gösterilmesi ile davanın ayrı bir dava olduğu gözetilerek nispi karar ve ilam harcının da alınması gerektiği düzenlenmiştir.
./..
Yukarıda açıklanan yasal düzenlemeler ve ilkeler çerçevesinde somut olay incelendiğinde; yargılamanın iadesini isteyen davacı tarafından herhangi bir harç yatırılmadığı, mahkemece bu hususun gözardı edildiği ve davanın ayrı bir dava olarak yeni esasa kaydedilmediği açıktır.
Hâl böyle olunca, dava konusu taşınmazın değeri üzerinden harç alınması ve davanın yeni bir esasa kaydedilmesinden sonra işin esasına girilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yasal gereklilikler yerine getirilmeden yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.
Davacının yerinde bulunan temyiz itirazlarının kabulü ile, hükmün açıklanan nedenlerden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK’un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, bozma sebebine göre sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 10/05/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
YARGITAY 1. HUKUK DAİRESİ Esas : 2016/4858 Karar : 2018/8833 Tarih : 5.04.2018
-
HMK 374. Madde
-
Yargılamanın İadesi
Dava, yargılamanın yenilenmesi isteğine ilişkindir.
Davacılar, … tarafından açılan tapu kaydında düzeltim davası sonunda mahkemece … İlçesi … Mah. 550 ada 11 parselde … ‘ün baba isminin … olarak düzeltilmesine karar verildiğini, kararın temyiz edilmeksizin kesinleştiğini, ancak mahkeme kararına dayanak olan tapu kaydında dava konusu taşınmazın … ve … annesi … adına kayıtlı olduğunu, … ‘ün 01/07/1866 tarihinde … doğumlu olup, 03/12/1946 tariihinde öldüğünü, görülen davadaki … ‘ün taşınmazın maliki … olmadığını, … oğlu … karısı … olduğunu ileri sürüp yargılamanın yenilenmesi suretiyle 2008/255 Esas 2009/64 Karar sayılı hükmün kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, yargılamanın yenilenmesi isteminin kabulüyle önceki hükmün iptaline ve asıl davanın reddine karar verilmiştir.
Hemen belirtmek gerekir ki, tapu kayıt düzeltim davaları 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 382 ve devamı maddelerine göre çekişmesiz yargı işlerinden olup, aynı kanunun 388. maddesinde mahkemece verilen kararların maddi anlamda kesin hüküm teşkil etmeyip aksi sabit oluncaya kadar geçerli olacağı hükme bağlanmıştır. Bu tür davalar nedeniyle yargılamanın yenilenmesi yoluna gidilemeyeceği, bu durumda tıpkı veraset belgesinin iptali davalarında olduğu gibi hak iddia eden kişilerin önceki davadaki kişileri taraf göstererek Asliye Hukuk Mahkemesi’nde açacakları çekişmeli bir dava sonucunda haklarını iddia ve ispat etmeleri gerekeceği kuşkusuzdur.
Diğer bir husus da 6100 sayılı Hukuk Muhakameleri Kanununun 374 ve devamı maddelerinde düzenlenen “ yargılamanın yenilenmesi “ koşulları somut olayda oluşmamıştır. Bir başka ifadeyle yargılamanın yenilenmesi yoluyla iptal edilmesi istenilen ilamda yargılamanın yenilenmesini isteyenler taraf değildir.
Hâl böyle olunca, yargılamanın yenilenmesi isteğinin reddine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru değildir.
Davalı … ile Tapu Müdürlüğü’nün yerinde bulunan temyiz itirazlarının kabulü ile, hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK’un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 05/04/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
YARGITAY 20. HUKUK DAİRESİ Esas : 2017/2054 Karar : 2017/5053 Tarih : 6.06.2017
-
HMK 374. Madde
-
Yargılamanın İadesi
Davacı taraf dava dilekçesinde özetle, … ili, Merkez ilçesi, … mahallesi 732 ada 1 parsel sayılı taşınmazda bulunan binanın, apartman girişine 03/01/2012 günü kroki ve raporda gösterilen şekilde merdiven yapılmak sureti ile vukuu bulan müdahalenin önlenmesine ve burdaki merdivenin yıkımına dair mahkememizden verilen ve Yargıtay denetiminden de geçmek sureti ile kesinleşen 19/09/2013 günlü ve 2013/1099 E. - 1344 K. sayılı karara yönelik olarak, karar davalılarından … vekilince ibraz edilen dilekçe ile, önce cepheden merdivenini yıkılması halinde taşıyıcı kirişin yıkılması gerekeceğinden, taşıyıcı kirişin hileli hareketler ile davacı yanca mahkemeden gizlendiğinden, söz ederek HMK`nın 374 ve izleyen maddeleri hükümlerine göre yargılamanın yenilenmesini talep etmiştir.
Mahkemece yeniden yargılama isteminin esasa girilmeksizin reddine, kararın icrasının durdurulması isteminin reddine karar verilmiş hükmü davacı taraf temyiz etmiştir.
Dava konusu uyuşmazlık yargılamanın yenilenmesi istemine ilişkindir.
HMK`nın 374 ve devamı maddelerinde yargılamanın yenilenmesi müessesesi düzenlenmiş olup dava konusu uyuşmazlık ayrı bir davanın konusu olabilecek niteliktedir.
İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usûl ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine 06/06/2017 gününde oy birliği ile karar verildi.
YARGITAY 20. HUKUK DAİRESİ Esas : 2015/12358 Karar : 2017/2021 Tarih : 9.03.2017
-
HMK 374. Madde
-
Yargılamanın İadesi
Davacı vekili, … Kadastro Mahkemesinin 2006/295 Esas sayılı dosyasında Hazinenin açtığı kadastro tespitine itiraz davası sonucu Sapadere köyü 131 ada 2 parsel sayılı 2696.39 m2 yüzölçümündeki taşınmazın … içi açıklık olması nedeni ile … vasfı ile Hazine adına tesciline karar verilmesine ve bu kararın Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin temyiz ve karar düzeltme incelemesinden geçerek 11.06.2013 tarihinde kesinleşmesine rağmen aynı yer ve aynı mevkide bulunan 130 ada 1 parsel sayılı taşınmazla ilgili açılan aynı nitelikli davada mahkemenin taşınmazın … içi açıklık olduğu iddiası ile davanın reddine dair verdiği kararın Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin bozma ilamı sonucunda yapılan yargılaması ile Hazinenin davasının reddine karar verildiği ve bu kararın Yargıtay 20. Hukuk Dairesince onanarak kesinleştiğini ve 131 ada 2 parsel çevresinde kişi taşınmazları olduğunu belirterek birbiri ile 130 ada 1 parsel hakkındaki Yargıtay ilamının hukuki durumlarını lehlerine etkilediğini belirterek yargılamanın iadesi ile 131 ada 3 parselin Hazine adına olan kaydının iptali ile davacı adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece davacının ileri sürdüğü sebebin HMK’nın 375/1 maddesinde sayılan yargılamanın iadesi sebeplerinden bulunmadığı, kanunun saydığı iade sebepleri içerisinde de bir değerlendirmeye tabi tutulacak nitelikte olmadığı gerekçesiyle HMK’nın 379. maddesinin 1/c bendine göre davanın esasa girmeden reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, HMK’nın 374 vd maddeleri gereği yargılamanın iadesi istemine ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde tesbit tarihinden önce 16/09/1999 tarihinde askı ilanı yapılıp kesinleşen … kadastrosu ve 2/B madde uygulaması bulunmaktadır.
İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye ve davacı tarafça dava dilekçesinde ileri sürülen gerekçelerin hiçbirinin 6100 sayılı HMK’nın yargılamanın iadesi sebeplerini düzenleyen 375, 376 ve 377. maddelerinde yazılı koşullara uymadığı anlaşıldığına göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının davacı …‘e yükletilmesine 09/03/2017 gününde oy birliğiyle karar verildi.
YARGITAY 12. HUKUK DAİRESİ Esas : 2016/24022 Karar : 2017/3916 Tarih : 16.03.2017
-
HMK 374. Madde
-
Yargılamanın İadesi
1-İşin niteliği bakımından temyiz tetkikatının duruşmalı olarak yapılmasına HUMK.nun 438. ve İİK’nun 366. maddeleri hükümleri müsait bulunmadığından bu yoldaki isteğin reddi oybirliğiyle kararlaştırıldıktan sonra işin esası incelendi:
2- Borçlunun 06.09.2015 tarihinde icra mahkemesine başvurarak 17.09.2014 tarihli ihalenin feshini talep ettiği, mahkemece, başvurunun, yargılamanın yenilenmesi olarak nitelendirildiği ve HMK’nun 375/Ğ maddesine göre ihalenin feshine karar verildiği anlaşılmaktadır.
6100 sayılı HMK’nun 114/1-ı maddesinde aynı davanın, daha önceden açılmış ve halen görülmekte (derdest) olmaması dava şartları arasında düzenlenmiştir. Derdestlik; daha önceden açılmış ve halen görülmekte olan bir davanın yeniden aynı ya da başka bir mahkemede açılması durumunda, ikinci davanın açıldığı mahkemede nazara alınan ve bu davanın daha önceden de açılmış ve halen görülmekte olması sebebiyle usulden reddine karar verilmesini sağlamaya yönelik bir dava şartıdır.
Derdestliğin şartları; aynı davanın aynı mahkemede ya da başka mahkemelerde iki kere açılmış olması, birinci davanın görülmekte (derdest) olması, birinci dava ile ikinci davanın aynı olması şeklinde sıralanabilir. Aynı konuda iki dava açılmasında davacının korunmaya layık bir menfaati yoktur.
Somut olayda, borçlunun, şikayet konusu 17.09.2014 tarihinde yapılan ihaleye karşı, … 2. İcra Hukuk Mahkemesi’nin 2014/549 E.- 619 K. sayılı dosyasında ihalenin feshini talep ettiği, mahkemece istemin reddine karar verildiği, kararın 26.11.2015 tarihinde kesinleştiği görülmektedir.
O halde mahkemece, şikayet tarihinde, … 2. İcra Hukuk Mahkemesi’nin 2014/549 E.-619 K. sayılı kararının henüz kesinleşmediği (derdest olduğu) gözetilerek, HMK’nun 114/1-ı maddesi uyarınca şikayetin reddine karar verilmesi gerekirken, borçlunun yargılamanın iadesi talebi olmadığı halde, HMK’nun 26. maddesine aykırı olarak, borçlunun talebi aşılmak suretiyle yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir.
Kabule göre de; HMK’nun 374/1. maddesi uyarınca yargılamanın iadesi, kesin olarak verilen veya kesinleşmiş olan hükümlere karşı istenebilir. Kanun yolu denetimi açık ve henüz kesinleşmemiş olan kararlara karşı yargılamanın yenilenmesi istenemez. Çünkü, kanun yolu açık ve kesinleşmemiş olan hükümdeki ağır yargılama hatalarının, kanun yolu denetiminde giderilmesi olanağı mevcuttur. Bu bakımdan, yargılamanın iadesi yolu, kesinleşmiş olan hükümlere karşı başvurulan istisnai ve olağanüstü bir yoldur. Şikayet tarihinde henüz … 2. İcra Hukuk Mahkemesi’nin 11.12.2014 tarih ve 2014/549 E.-2014/619 K. sayılı kararının kesinleşmediği, dolayısıyla yargılamanın iadesi şartları oluşmadığı halde, borçlunun talebinin yargılamanın iadesi olarak kabul edilip, sonuca gidilmesi de doğru görülmemiştir.
SONUÇ : Alacaklı ve ihale alıcısının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda (2) nolu bentte yazılı nedenlerle İİK’nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 16/03/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.
YARGITAY 23. HUKUK DAİRESİ Esas : 2015/1446 Karar : 2017/594 Tarih : 27.02.2017
-
HMK 374. Madde
-
Yargılamanın İadesi
Yargılamanın yenilenmesini isteyen davacı vekili, müvekkilinin davalı olduğu … 24. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2010/335 E., 2013/181 K. sayılı alacak davasında gerekçeli karar dahil tüm tebligatların Tebligat Kanunu’nun 35. maddesine göre yapıldığını, bu yüzden müvekkilinin davadan haberdar olmadığı için davaya cevap veremediğini, delil sunamadığını, bu şekilde aleyhinde verilen kararın kesinleştiğini, müvekkilinin esasen davada taraf sıfatının da bulunmadığını, kararın varlığından kesinleşip icraya konulması aşamasında haberdar olduğunu ileri sürerek, yargılamanın yenilenmesi talebinde bulunmuştur.
Davalılar vekili, süresinde yargılamanın yenilenmesi talebinde bulunulmadığını, haksız ve hukuki dayanaktan yoksun talebin reddini istemiştir.
Mahkemece iddia, savunma ve dosya kapsamına göre; HUMK 445 (HMK’nın 374.) ve devamı maddelerinde iade-i muhakeme sebepleri sayılmış olup, davacının usulsüz tebligat yapıldığına ilişkin gerekçesinin, iade-i muhakeme sebebi olarak bu yasa kapsamında değerlendirilmediği, usulsüz tebligata dayalı olarak karar kesinleşmiş olsa bile usulsüz tebliğe muhatap olan kişinin durumu öğrendiğinde bunu temyiz nedeni yapabileceği gerekçesiyle iade-i muhakeme isteğinin reddine karar verilmiştir.
Kararı, İade-i muhakeme isteyen davalı vekili temyiz etmiştir.
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenden alınmasına, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 27.02.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
YARGITAY 20. HUKUK DAİRESİ Esas : 2015/10019 Karar : 2017/226 Tarih : 19.01.2017
-
HMK 374. Madde
-
Yargılamanın İadesi
Davacı … vekili 09.12.2014 tarihli dilekçe ile davalıların miras bırakanı …‘ın Altındağ ilçesi Solfasol mahallesi 3455 ada 18 parsel sayılı taşınmazda satın aldığı payın tapu kaydına yanlış yazılması sebebiyle … aleyhine açtığı tazminat davasının … 14. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2010/269 E. - 2012/414 K. sayılı ilamıyla kabul edilerek kararın kesinleştiğini, anılan davada zamanışımı def’inde bulundukları halde reddedildiğini, Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü Teftiş Kurulu Başkanlığı başmüfettişleri tarafından yapılan inceleme sonucu davalıların murisinin 3455 ada 18 parsel sayılı taşınmazdaki hatalı payın düzeltilmesi ve tazminat istemiyle 09.09.1993 tarihinde açtığı davanın … 21. Asliye Hukuk Mahkemesinin 1993/749 E. - 1995/141 K. sayılı ilamıyla HUMK’nın 409/5 maddesi uyarınca açılmamış sayılmasına karar verildiğini, …‘ın tapu kaydındaki yanlışlığı 1993 yılında öğrendiğini, zamanaşımı süresinin dolduğunu ileri sürerek … 14. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2010/269 E. - 2012/414 K. sayılı kararının yargılamanın yenilenmesi yoluyla kaldırılmasına, kararın icrasının durdurulmasına karar verilmesini istemiştir.
Davalılar vekili; mülkiyet ve ayni haklara ilişkin davalarda zamanaşımının söz konusu olamayacağını, … 14. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2010/269 E. - 2012/414 K. sayılı kararının tapudaki payın düzeltilmesine ilişkin olduğunu, tazminata yönelik olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece; zamanaşımı iddiasının HMK’nın 374 ve 375. maddelerinde düzenlenen yargılamanın yenilenmesi sebeplerinden olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı … vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, yargılamanın yenilenmesi istemine ilişkindir.
İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye, somut olayda HUMK’nın 445/1 maddesinde düzenlenen koşulların oluşmadığına göre yazılı şekilde hüküm kurulmasında isabetsizlik bulunmadığından yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile hükmün ONANMASINA, Harçlar Kanununun değişik 13/j maddesi gereğince Hazineden harç alınmasına yer olmadığına 19.01.2017 günü oy birliğiyle karar verildi.
YARGITAY 9. HUKUK DAİRESİ Esas : 2016/29092 Karar : 2016/20480 Tarih : 21.11.2016
-
HMK 374. Madde
-
Yargılamanın İadesi
A) Yargılamanın İadesi Talebinde Bulunan (alacak davasının davalısı) İsteminin Özeti:
Alacak davasının davalısı … vekili, davacı … vekili tarafından, müvekkili idare aleyhine …. İş Mahkemesinde alacak davası açıldığını, bu davada 10/06/2014 tarih ve 2013/926 E., 2014/463 K. sayı ile kabul kararı verildiğini ve bu kararın Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin 03/09/2014 tarih ve 2014/22084 E., 2014/25089 K. sayılı ilamı ile onandığını, davacı tarafından dava dilekçesinde mahkemeye yanıltıcı bilgiler verildiğini, Mahkemece bu beyana itibar edilerek ve bilirkişi raporu tebliğ edilip edilmediği araştırılmadan karar verildiğini ileri sürerek, yargılamanın iadesi talebinde bulunmuştur
B) Karşı Taraf (alacak davasının davacısı) Cevabının Özeti:
Alacak davasının davacısı …, talebin yasal dayanağının olmadığını savunarak, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti ve Yargılama Süreci:
Mahkemece, şartların gerçekleşmediği gerekçesiyle 11/12/2015 tarih ve 2013/926 E, 2014/463 K. sayılı ek karar ile yargılamanın iadesi talebinin (davasının) reddine karar verilmiştir.
D) Temyiz:
Karar, yargılamanın iadesini talep eden … vekili tarafından temyiz edilmiştir.
E) Gerekçe:
Yargılamanın iadesi müessesesi 6100 sayılı HMK`nun 374 ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir.
Yasanın, yargılamanın iadesi sebepleri başlıklı 375 inci maddesinde;
“(1) Aşağıdaki sebeplere dayanılarak yargılamanın iadesi talep edilebilir:
a) Mahkemenin kanuna uygun olarak teşekkül etmemiş olması.
b) Davaya bakması yasak olan yahut hakkındaki ret talebi, merciince kesin olarak kabul edilen hâkimin karar vermiş veya karara katılmış bulunması.
c) Vekil veya temsilci olmayan kimselerin huzuruyla davanın görülmüş ve karara bağlanmış olması.
ç) Yargılama sırasında, aleyhine hüküm verilen tarafın elinde olmayan nedenlerle elde edilemeyen bir belgenin, kararın verilmesinden sonra ele geçirilmiş olması.
d) Karara esas alınan senedin sahteliğine karar verilmiş veya senedin sahte olduğunun mahkeme veya resmî makam önünde ikrar edilmiş olması.
e) İfadesi karara esas alınan tanığın, karardan sonra yalan tanıklık yaptığının sabit olması.
f) Bilirkişi veya tercümanın, hükme esas alınan husus hakkında kasten gerçeğe aykırı beyanda bulunduğunun sabit olması.
g) Lehine karar verilen tarafın, karara esas alınan yemini yalan yere ettiğinin, ikrar veya yazılı delille sabit olması.
ğ) Karara esas alınan bir hükmün, kesinleşmiş başka bir hükümle ortadan kalkmış olması.
h) Lehine karar verilen tarafın, karara tesir eden hileli bir davranışta bulunmuş olması.
ı) Bir dava sonunda verilen hükmün kesinleşmesinden sonra tarafları, konusu ve sebebi aynı olan ikinci davada, öncekine aykırı bir hüküm verilmiş ve bu hükmün de kesinleşmiş olması.
i) Kararın, İnsan Haklarını ve Ana Hürriyetleri Korumaya Dair Sözleşmenin veya eki protokollerin ihlali suretiyle verildiğinin, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin kesinleşmiş kararıyla tespit edilmiş olması.
(2) Birinci fıkranın (e), (f) ve (g) bentlerindeki hâllerde yargılamanın iadesinin istenebilmesi, bu sebeplerin kesinleşmiş bir ceza mahkûmiyet kararı ile belirlenmiş olması şartına bağlıdır. Delil yokluğundan başka bir sebeple ceza kovuşturmasına başlanamamış veya mahkûmiyet kararı verilememiş ise ceza mahkemesi kararı aranmaz. Bu takdirde dayanılan yargılamanın iadesi sebebinin, yargılamanın iadesi davasında öncelikle ispat edilmesi gerekir.” düzenlemesine yer verilmiştir.
Yasanın, talebin ön incelemesi başlıklı 379 uncu maddesinde;
“(1) Yargılamanın iadesi talebi üzerine mahkeme, tarafları davet edip dinledikten sonra;
a) Talebin kanuni süre içinde yapılmış olup olmadığını,
b) Yargılamanın iadesi yoluyla kaldırılması istenen hükmün kesin olarak verilmiş veya kesinleşmiş olup olmadığını,
c) İleri sürülen yargılamanın iadesi sebebinin kanunda yazılı sebeplerden olup olmadığını,
kendiliğinden inceler.
(2) Bu koşullardan biri eksik ise hâkim davayı esasa girmeden reddeder.” denmiştir.
Görüldüğü üzere, kanun koyucu yargılamanın iadesi sebeplerini tahdidi olarak saymıştır. Bu sebepler bulunmadığı takdirde yargılamanın iadesi talebinin esasa girilmeden reddine karar verilmesi gerekir.
6100 sayılı HMK`nun 379 uncu maddesinin birinci fıkrasının birinci cümlesinde açıkça, talep hakkında karar verilebilmesi için duruşma açılıp tarafların dinlenmesi gerektiği belirtilmiştir.
Somut uyuşmazlıkta, duruşma açılıp taraflar dinlenmeden talep hakkında dosya üzerinden karar verilmiş olup bu husus 6100 sayılı HMK`nun 379 uncu maddesine aykırıdır.
Mahkemece yapılması gereken, duruşma açıp tarafları dinledikten sonra bir karar vermektir.
F) Sonuç:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı nedenden dolayı BOZULMASINA, 21/11/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
YARGITAY 2. HUKUK DAİRESİ Esas : 2015/17353 Karar : 2016/10390 Tarih : 26.05.2016
-
HMK 374. Madde
-
Yargılamanın İadesi
Davalı anne, davacı baba tarafından, aleyhine velayetin değiştirilmesi davası açıldığını, bu davada, davacı babanın soyismini ve adresini hatalı bildirdiğini, mernis kayıtlarından …. ilinde yaşadığı açıkça belli olduğu halde, hiçbir ilgisi bulunmayan… İli’ndeki bir adrese Tebligat Kanununun 35. maddesine göre tebliğ yapılıp, yokluğunda yargılama yapılarak, velayetin değiştirilmesi davasının kabulüne karar verildiğini,… 2. Asliye Hııkuk (Aile) Mahkemesi`nin 05.06.2012 tarih 2011/1129 esas ve 2012/309 karar sayılı bu kararının 24.07.2012 tarihinde kesinleştirildiğini ileri sürmek suretiyle, yargılamanın iadesine ve davalı baba tarafından açılan velayetin değiştirilmesi davasının reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Toplanan delillerden; davalı baba tarafından 07.12.2011 tarihinde müşterek çocuk …`ın annede olan velayetinin değiştirilmesi için dava açıldığı, dava dilekçesinin davacı babanın bildirdiği ….” adresine tebliği için çıkarılan tebligatın bila tebliğ dönmesi üzerine, “…….:…” adresine Tebligat Kanununun 35. maddesine göre tebliğ edildiği, davalı annenin yokluğunda yargılama yapılıp, davanın kabulüne karar verildiği, gerekçeli kararın da “…. …. adresine Tebligat Kanununun 35. maddesine göre tebliğ edildiği kararın 24.07.2012 tarihinde usulsüz olarak kesinleştirildiği anlaşılmaktadır.
Yargılamanın iadesi, kesin olarak verilen veya kesinleşmiş olan hükümlere karşı istenebilir (HMK. m. 374/1). Kanun yolu denetimi açık ve henüz kesinleşmemiş olan kararlara karşı yargılamanın yenilenmesi istenemez. Çünkü, kanun yolu açık ve kesinleşmemiş olan hükümdeki ağır yargılama hatalarının, kanun yolu denetiminde giderilmesi olanağı mevcuttur. Bu bakımdan, yargılamanın iadesi yolu, kesinleşmiş olan hükümlere karşı başvurulan istisnai ve olağanüstü bir yoldur…. 2. Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi’nin 05.06.2012 tarih 2011/1129 esas ve 2012/309 karar sayılı kararı davalı anneye usulsüz olarak tebliğ edilmiş olması ve anne davadan 03.08.2012 tarihinde haberdar olduğunu bildirdiğinden henüz kesinleşmemiştir. Davalı annenin bu dilekçesi temyiz dilekçesi olarak nitelendirilip, dosyanın temyiz incelemesi için Yargıtaya gönderilmesi gerekirken, yargılamaya devamla yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda gösterilen sebeple BOZULMASINA, bozma sebebine göre diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, duruşma için takdir olunan 1350.00 TL. vekalet ücretinin…. ‘den alınıp …`e verilmesine temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.
YARGITAY 12. HUKUK DAİRESİ Esas: 2014/33656 Karar: 2015/2814 Tarih: 16.02.2015
-
HMK 374. Madde
-
Yargılamanın İadesi
Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de;
Borçlu, ihalenin feshi talebinin reddine ilişkin kesinleşmiş mahkeme kararı hakkında yargılamanın iadesi talebi ile icra mahkemesine başvurmuş, mahkemece talebin reddi ile birlikte ihale bedelinin % 10’u oranında para cezasının davacıdan alınmasına karar verilmiştir.
Yargılamanın iadesi, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 374 ve devamı maddelerinde düzenlenmiş olup, yargılamanın iadesi talebinin reddi halinde para cezasına hükmedileceğine ilişkin bir yasa maddesi bulunmadığından, davacı aleyhine para cezasına hükmedilmesine ilişkin mahkeme kararının bu nedenle bozulması gerekir ise de, yapılan bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını zorunlu kılmadığından kararın düzeltilerek onanması yoluna gidilmiştir.
Sonuç: Borçlunun temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile Soma İcra Hukuk Mahkemesi’nin 09.05.2014 tarih ve 2013/57 E.-2014/33 K.sayılı kararının para cezası ile ilgili ikinci paragrafının karar metninden çıkartılmasına, kararın düzeltilmiş bu şekliyle 366. ve HUMK’nun 438. maddeleri uyarınca (onanmasına), mahkeme kararı düzeltilerek onandığından harç alınmasına yer olmadığına, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 16.02.2015 gününde oybirliğiyle, karar verildi.
UYARI
Web sitemizdeki tüm makale ve içeriklerin telif hakkı Av. Baran Doğan’a aittir. Tüm makaleler hak sahipliğinin tescili amacıyla elektronik imzalı zaman damgalıdır. Sitemizdeki makalelerin kopyalanarak veya özetlenerek izinsiz bir şekilde başka web sitelerinde yayınlanması halinde hukuki ve cezai işlem yapılacaktır. Avukat meslektaşların makale içeriklerini dava dilekçelerinde kullanması serbesttir.
Makale Yazarlığı İçin
Avukat veya akademisyenler hukuk makalelerini özgeçmişleri ile birlikte yayımlanmak üzere avukatbd@gmail.com adresine gönderebilirler. Makale yazımında konu sınırlaması yoktur. Makalelerin uygulamaya yönelik bir perspektifle hazırlanması rica olunur.